GÜNDEM - 07 Ocak 2025 Salı 09:14

3 kuşaktır bu caminin imamları aynı aileden

A
A
A

Trabzon’un Yomra ilçesinde 133 yıllık Özdil Merkez Cami’nde üç kuşaktır caminin imamlık görevini Bıyıklıoğlu ailesi sürdürüyor.

Trabzon’un Yomra ilçesine bağlı Özdil mahallesinde 133 yıl önce Osmanlı Döneminde yaptırılan Özdil Merkez Camii’nde imam hatiplik görevini 3 kuşaktır aynı aile yapıyor. Camide üç kuşaktır aynı ailenin imamlık görevinde bulunduğu ve bunu ilk kez dedesinin başlattığını belirten imam Ahmet Bıyıklıoğlu (60), 5 yıl dedesinin bu görevini sürdürdüğünü, amcasının 22 yıl, babasının 2,5 aynı camide imamlık yaptığını söyledi.

3 kuşaktır bu caminin imamları aynı aileden

17 yıldır kendisinin imam hatiplik görevini sürdürdüğünü kaydeden Bıyıklıoğlu, "Camimiz 1891 yılında ibadete açıldı. Hacı baba diye bilinen askerliğini 10 yıl Osmanlı ordusunda yapan ve askerlikten sonra bu camide imamlığa başlayan ve bu caminin inşasını bizzat yapan caminin arkasında meftun bulunan mezarda Hacı Babamız burada manevi bir temel atmış. Camimiz 2008 yılında biz göreve başladığımızda onarıma girdi. 1989 yılında yapılıp 2008 yılına gelen orijinal yapısı neyse biz aynısını yeniden yaptık. Orijinalliğini hiç bozmadan tadilatını gerçekleştirdik. Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nde mühendis arkadaşlar Karadeniz Bölgesi’nde bu büyüklükte taş yapı, çatılı bir cami daha yok dediler” dedi.

3 kuşaktır bu caminin imamları aynı aileden

Emekliye ayrıldıktan sonra ailesinde imamlık görevini sürdürecek kimsenin olmadığını kaydeden Bıyıklıoğlu, “Rahmetli dedem burada 5 yıl imamlık yaptı. Ondan sonra 22 yıl amcam imamlık yaptı. 2.5 yıl babam imamlık yaptı. Ondan sonra da bir başka hocamız 17 yıl görev yaptıktan sonra bana nasip oldu. Üçüncü nesil olarak bu camide görev yapma imkanına sahip oldum. Manevi olarak insana çok haz veren bir duygu. Ama maalesef bunu üzülerek belirtiyorum ki bizim neslimizde bu işi daha yürütecek olan yok. Burada 22 yıl hizmet vermiş rahmetli amcamın bir oğlu müezzin olarak görev yapmaktadır. Biz emekliye ayrıldığımızda bu işi aileden daha yürütecek olan yoktur. Bunun burukluğu bizlerde var. Ama yapacak bir şey yok. Allah inşallah bundan sonra gelen nesillerimize böyle görevlere layık insanlar yetiştirmeyi nasip eylesin” ifadelerini kullandı.

Ozan Köse - Tolga Şahin

3 kuşaktır bu caminin imamları aynı aileden

3 kuşaktır bu caminin imamları aynı aileden

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çankırı Kayseri ve Kastamonu pastırmasına Çankırı’dan rakip çıktı Çankırı’da bir kasap, doğal yöntemler ile kentin meşhur kaya tuzu ile ürettiği pastırma ile Kayseri ve Kastamonu’ya rakip oldu. Çankırı’da bir kasap işletmesi, Kayseri ve Kastamonu’nun pastırma rekabetinin ardından Çankırı pastırmasını üretmeye karar verdi. Dünyaca ünlü Çankırı kaya tuzunu kullanan kasap işletmesi, kimyasal madde içermeyen pastırma üretti. Vatandaşlardan olumlu geri dönüşler alan işletme, satış iznini almasının ardından seri üretime geçeceklerini belirtti. Kayseri ve Kastamonu’ya taş çıkartan bir pastırma olduğunu söyleyen kasap Cihan Koç, tadını meşhur kaya tuzundan alması ve hiçbir kimyasal madde kullanılmaması sebebiyle, Çankırı pastırmasının diğer pastırmalara göre daha açık renkli ve yumuşak olduğunu dile getirdi. “Kayseri ve Kastamonu’ya taş çıkartan bir pastırma oldu” Yaptıkları pastırmanın yumuşaklığı ile dikkat çektiğini belirten Cihan Koç, “Çankırı’nın geleneksel yöntemleriyle pastırma yaptık. Çankırı’nın meşhur kaya tuzundan, içerisinde kimyasal maddeler olmadan doğal yöntemler kullandık. Renginin Kayseri ve Kastamonu pastırmalarına göre açık olmasının sebebi de içerisinde kimyasal maddelerin olmaması. Kendi aramızda tadımlık yaptık. Vatandaşlara da tattırdık, gayet güzel yorumlar aldık. Pastırmanın satış iznini almayı düşünüyoruz. Kayseri ve Kastamonu pastırmaları gibi kuru olmadı. İçerisinde kimyasal madde olmadığı için pamuk gibi bir pastırma oldu. Kayseri ve Kastamonu’ya taş çıkartan bir pastırma. Yapım aşaması yaklaşık bir ay sürdü. Önce eti temizleyip tuzladık, ardından eti suyu ile çemenledik ve kuruttuk. Ortaya temiz bir pastırma çıkarttık” diye konuştu. “Özellikle etin yumuşaklığı ve çemenin içinde olgunlaşmışlığını çok beğendim” Pastırmadan tadan Sayime Durmaz, “Baharatı ve tadı oldukça çok güzel. Genelde işlenmiş ürünleri çok seven birisi olmamama rağmen çok hoşuma gitti. Özellikle etin yumuşaklığı ve çemenin içinde olgunlaşmışlığını çok beğendim. Çok da besleyici bir besin olduğuna inanıyorum” ifadelerini kullandı. “Şahane bir tüketim ve gıda malzemesi şekline dönüşmüş” Pastırmayı çok beğendiğini ifade eden Mustafa Kalkan ise, “Pastırmanın lezzeti gayet güzel. Çankırı’nın meşhur kaya tuzu ile özel olarak terbiye edilmiş ve et suyunu verdikten sonra çemeninde verdiği lezzet ile şahane bir tüketim ve gıda malzemesi şekline dönüşmüş” şeklinde konuştu.
Çankırı Kayseri ve Kastamonu pastırmasına Çankırı’dan rakip çıktı Çankırı’da bir kasap, doğal yöntemler ile kentin meşhur kaya tuzu ile ürettiği pastırma ile Kayseri ve Kastamonu’ya rakip oldu. Çankırı’da bir kasap işletmesi, Kayseri ve Kastamonu’nun pastırma rekabetinin ardından Çankırı pastırmasını üretmeye karar verdi. Dünyaca ünlü Çankırı kaya tuzunu kullanan kasap işletmesi, kimyasal madde içermeyen pastırma üretti. Vatandaşlardan olumlu geri dönüşler alan işletme, satış iznini almasının ardından seri üretime geçeceklerini belirtti. Kayseri ve Kastamonu’ya taş çıkartan bir pastırma olduğunu söyleyen kasap Cihan Koç, tadını meşhur kaya tuzundan alması ve hiçbir kimyasal madde kullanılmaması sebebiyle, Çankırı pastırmasının diğer pastırmalara göre daha açık renkli ve yumuşak olduğunu dile getirdi. “Kayseri ve Kastamonu’ya taş çıkartan bir pastırma oldu” Yaptıkları pastırmanın yumuşaklığı ile dikkat çektiğini belirten Cihan Koç, “Çankırı’nın geleneksel yöntemleriyle pastırma yaptık. Çankırı’nın meşhur kaya tuzundan, içerisinde kimyasal maddeler olmadan doğal yöntemler kullandık. Renginin Kayseri ve Kastamonu pastırmalarına göre açık olmasının sebebi de içerisinde kimyasal maddelerin olmaması. Kendi aramızda tadımlık yaptık. Vatandaşlara da tattırdık, gayet güzel yorumlar aldık. Pastırmanın satış iznini almayı düşünüyoruz. Kayseri ve Kastamonu pastırmaları gibi kuru olmadı. İçerisinde kimyasal madde olmadığı için pamuk gibi bir pastırma oldu. Kayseri ve Kastamonu’ya taş çıkartan bir pastırma. Yapım aşaması yaklaşık bir ay sürdü. Önce eti temizleyip tuzladık, ardından eti suyu ile çemenledik ve kuruttuk. Ortaya temiz bir pastırma çıkarttık” diye konuştu. “Özellikle etin yumuşaklığı ve çemenin içinde olgunlaşmışlığını çok beğendim” Pastırmadan tadan Sayime Durmaz, “Baharatı ve tadı oldukça çok güzel. Genelde işlenmiş ürünleri çok seven birisi olmamama rağmen çok hoşuma gitti. Özellikle etin yumuşaklığı ve çemenin içinde olgunlaşmışlığını çok beğendim. Çok da besleyici bir besin olduğuna inanıyorum” ifadelerini kullandı. “Şahane bir tüketim ve gıda malzemesi şekline dönüşmüş” Pastırmayı çok beğendiğini ifade eden Mustafa Kalkan ise, “Pastırmanın lezzeti gayet güzel. Çankırı’nın meşhur kaya tuzu ile özel olarak terbiye edilmiş ve et suyunu verdikten sonra çemeninde verdiği lezzet ile şahane bir tüketim ve gıda malzemesi şekline dönüşmüş” şeklinde konuştu.
Çankırı ÇAKÜ’nün akreditasyon başarısı: Türkiye’de ilk 10’uncu sırada Çankırı Karatekin Üniversitesi, Mesleki Eğitim Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği tarafından 2024 yılında akredite edilen programlar açısından Türkiye’de ilk 10’da yer aldı. Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin (ÇAKÜ), 7 önlisans programı akredite edildi. Çankırı Karatekin Üniversitesi Mesleki Eğitim Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (MEDEK) tarafından 2024 yılında akredite edilen programlar açısından Türkiye’de ilk 10’da yer alma başarısı gösterdi. Türkiye sıralamasına girmenin mutluluğunu yaşadıklarını ifade eden Rektör Prof. Dr. Harun Çiftçi, bu başarının geleceğe yönelik çalışma azmini pekiştirdiğini söyledi. “Bu başarı, üniversitemizin eğitim kalitesi, akademik birikimi ve mesleki standartlara verdiği önemin göstergelerinden biridir” Alınan başarının, akademik birikim ve mesleki standartlara verilen değerin neticesi olduğunu belirten Rektör Çiftçi, “Çankırı Karatekin Üniversitesi olarak gurur verici bir gelişmeyi paylaşmak istiyorum. Mesleki Eğitim ve Değerlendirme Kurulu (MEDEK) tarafından üniversitemizin 7 ön lisans programının akredite edilmesi, bizi hem sevindirmiş hem de geleceğe yönelik çalışma azmimizi pekiştirmiştir. Bu başarı, üniversitemizin eğitim kalitesi, akademik birikimi ve mesleki standartlara verdiği önemin göstergelerinden biridir” dedi. Rektör Çiftçi, üniversite-sektör iş birliği çerçevesinde yerel ve ulusal düzeydeki çeşitli kurumlarla ortak projeler geliştirmeyi ve mezunlarımızın istihdam imkanlarını arttırmayı hedeflediklerini söyledi. Ayrıca uluslararasılaşma stratejisi çerçevesinde öğrenci ve öğretim elemanı hareketliliğini teşvik ederek evrensel standartlarda eğitim sunmaya devam ettiklerini kaydeden Çiftçi, hedeflere ulaşabilmek için üniversite yönetimi olarak paydaşları ile birlikte sürekli iş birliklerini devam ettireceklerini vurguladı.