GÜNDEM - 19 Eylül 2021 Pazar 09:53

İstanbul’da damlama sulama yöntemiyle ilk çeltik hasadı yapıldı

A
A
A
İstanbul’da damlama sulama yöntemiyle ilk çeltik hasadı yapıldı

Tarım ve Orman Bakanlığının başlattığı damlama sulama yöntemi ile çeltik sahaları oluşturma projesi kapsamında İstanbul’da ilk hasat gerçekleştirildi.

Tarım ve Orman Bakanlığının başlattığı damlama sulama yöntemi ile çeltik sahaları oluşturma projesi kapsamında İstanbul’da ilk hasat gerçekleştirildi. Çatalca’da gerçekleştirilen damlama yöntemi ile çeltik yetiştirme projesi kapsamında, sulama maliyetinin yarı yarıya düşürüldüğü çeltik ekiminde de istenilen verim alındığı öğrenildi. Yapılan etkinliğe, Tarım ve Orman Bakan Yardımcı Ayşe Ayşin Işıkgece, İstanbul İl Tarım Müdürü Ahmet Yavuz Karaca, Vali Yardımcısı Tarım Sorumlusu Uğur Aladağ, İlçe Kaymakamı, STK üyeleri ve çiftçiler katıldı.

İstanbul’da damlama sulama yöntemiyle ilk çeltik hasadı yapıldı

“Tarımsal büyümeyi yüzde 5,9’a çıkarttık”

Etkinlikte konuşma yapan Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ayşe Ayşin Işıkgece, “Dünyada meyve üretiminde beşinci sıradayız. Bunlar hep siz çiftçilerimizin emeklerinin sonuçları, bunlar çok bilinmiyor söylenmiyor, bu nedenle ben konuşmalarımın başımda bu genel rakamlardan bahsetmek istiyorum. 2020 yılında özellikle pandeminin de etkisi ile bu konuya olan hassasiyetinde artması ile her ortamda tohumda hibelerimizle daha fazla ekim imkanlarını geliştirerek, tarımsal büyümeyi yüzde 5,9’a çıkarttık. Bu çok önemli bir rakam toplam sektörlerin üzerinde bir rakam, sadece bitkisel üretimde 11 milyon ton artı verdik. Tonajla kıyaslama en doğru kıyaslamadır, çünkü enflasyondan arınmış kıyaslamadır. Bu anlamda Tarım ve Orman Bakanlığımızın bitkisel üretim müdürlüğümüzün ve İl Tarım Müdürlüğümüzün tecrübeleri, teknik bilgileri ve damlama sulama ile bu bölgede çeltik üretiminde farklı bir şey yapılıyor. Ben bu etkinlik bittikten sonra İstanbul’a döneceğim İstanbul’daki arkadaşlara Çatalca’da çeltik ile ilgili hasat yaptık dersem kimsenin burada çeltik yetiştiriciliği ile ilgili bir fikrinin olduğunu sanmıyorum. İstanbul dışında Avrupa’ya gitmesi son derece avantajlı maliyetler göz önüne aldığımızda, dolayısı ile birlikte yapacağımız çok işimiz var, bugün burada haşatımızı gerçekleştireceğiz. Ama yeni yapılacak olan projelerinde müjdesini Sayın Müdürümüz verdi. Sizlerin azmi olmadan bu işleri kurtarmamız mümkün değil. Hepinizin eline emeğine sağlık, inşallah güzel günlerde, bereketli günlerde hep birlikte oluruz. Hasadımız hayırlı uğurlu olsun” dedi.

İstanbul’da damlama sulama yöntemiyle ilk çeltik hasadı yapıldı

“Damlama sulama yöntemiyle yaklaşık yüzde 60 su tasarrufu sağlanmış olacak”

Etkinliğe katılan İlçe Kaymakamı Erdoğan Turan Ermiş, ”Çatalca'nın Karacaköy Mahallesi'ndeyiz, bugün burada pirinç hasadı yapılacak, Çatalca daha çok mısır, ay çiçeği gibi ürünlerin yetiştirilmesi ile bilinir. Çatalca İstanbul’un dörtte biri kadar bunun yüzde 20’lik bir bölümü tarım arazisi, bu bölgede pirinç çeltik ekiminde yapılıyor. Özellikle Karacaköy ve Ormanlı Mahallelerimizde, bugünkü programın özelliği var malumunuz çeltik üretiminde su çok önemli, daha çok göletleme sistemi ile yapılıyor. Fakat Çatalca aynı zamanda İstanbul'un su havzası yani burada su israfının çok yapılmaması gerekiyor. Bakanlığımızın bir projesi kapsamında damlama sulama yöntemi ilk defa burada uygulandı. Burada yetiştirilen pirinçlerin hasadı yapılacak. Bu şekilde yaklaşık yüzde 60 su tasarrufu sağlanmış olacak. Ayrıca verimliliğinde artışı söz konusu, inşallah modern sulama sistemlerinin kullanılması ile beraber sularımız, topraklarımız daha çok korunmuş olacak” şeklinde konuştu.

“Bu proje ile yaklaşık yüzde 47 ile yüzde 57 arasında su tasarrufu sağlandı”

Proje hakkında bilgi veren İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürü Ahmet Yavuz Karaca, “Bugün burada damlama sulama yöntem ile yetiştirilen çeltiklerin hasat zamanı, bin hektar üzerine kuruldu. Yaklaşık 1 milyon 812 bin TL’lik bir proje, vatandaşlarımıza 14 çiftçimize damlama sulama sistemini ve tohumu Bakanlığımızca hibe edildi. 14 çiftçimiz bin dekar alanda uyguladı. Bu proje ile yaklaşık yüzde 47 ile yüzde 57 arasında su tasarrufu sağlandı. Aynı alanda küçük bir verim farkı var, ancak üretim maliyetleri az olduğu için hem çiftçilerimiz için daha iyi hem de su tasarrufu sağlıyor. Ülkemiz ve dünyada yaşanan kuraklıklar nedeni ile ciddi su sıkıntısı var. Su tasarrufu sağladığı için bu projeyi önemsiyoruz. İstanbul’da da ilk defa burada uygulanan bir proje inşallah hayırlara vesile olur. Projede yer alan çiftçi Murat Sirkeci, "Devletimizin damlama sulama projesi kapsamında vermiş olduğu desteği ile ekmiş olduğumuz ürünlerin bugün haşatını gerçekleştiriyoruz. Bu bağlamda damlama sulama yöntemi ile yetiştirdiğimiz ürünlerin verimliliği gayet yüksek olduğunu gördük, desteklerin devamını diliyoruz” diye konuştu.

Şaban Tektaş
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ankara Sanayi Odası 61. kuruluş yıl dönümünü kutladı Ankara Sanayi Odası (ASO), kuruluşunun 61’nci yıl dönümünü ASO üyelerinin bir araya geldiği etkinlikle kutladı. Davetin açılış konuşmasını yapan ASO Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Ardıç, Ankara Sanayi Odası’nın Başkent’in gelişmiş sanayi kentlerinden birine dönüşmesinde mihenk taşı olduğunu vurgulayarak, “Yaşadığımız tüm zorluklara rağmen başarılarla dolu 61 yılı geride bırakırken geleceğimize de güvenle ve umutla bakıyoruz” dedi. Başkent Ankara’nın marka değerine en büyük katkıyı sağlayan kurumlardan olan Ankara Sanayi Odası’nın kuruluşunun 61’nci yıl dönümü Ankaralı sanayicilerin bir araya geldiği bir davetle kutlandı. ASO Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Ardıç ve Meclis Başkanı Celal Koloğlu’nun ev sahipliğinde gerçekleşen etkinliğe, ASO Yönetim Kurulu, Meclis ve Komite, Yüksek İstişare Kurulu. Disiplin Kurulu Üyeleri, Ankara’daki Organize Sanayi Bölgelerinin Başkanları, TOBB Ankara Kadın Girişimciler Kurulu Üyeleri ile Genç Girişimciler Kurulu Üyeleri ve ASO Üyesi sanayiciler katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasında Ankaralı sanayicilere hitap eden ASO Başkanı Seyit Ardıç, sözlerine, “25 yıldır bu değerli ailenin mensubu olmanın gururu ile Odamızın 61. kuruluş yıl dönümünü kutlamanın heyecanı ve mutluluğunu yaşıyorum” ifadeleriyle başladı. “Geleceğimizden umutluyuz” Ankara Sanayi Odası’nın bozkır Ankara’nın gelişmiş sanayi kentlerinden birine dönüşmesinde mihenk taşı olduğunu vurgulayan Başkan Ardıç, “Zor günlerden geçiyoruz. Ama yaşadığımız tüm zorluklara rağmen başarılarla dolu 61 yılı geride bırakırken geleceğimize de güvenle ve umutla bakıyoruz. Geleceğimizden umutluyuz, çünkü her kuruluş yıl dönümümüzde olduğu gibi Ankara Sanayi Odası Ailesi olarak Anıtkabir’i ziyaret ettik ve Ulu Önderimiz Atatürk’e verdiğimiz sözü bir kez daha dile getirdik: Emanetin emanetimizdir, kurduğun Cumhuriyeti senin ilkelerin ve devrimlerin ışığında daha da ileriye taşıyacağız. Geleceğimizden umutluyuz, çünkü verdiğimiz sözü yerine getirmek için azimle çalışmaya kararlıyız. Geçen yıl Mart ayında Meclis Toplantımızı, Cumhuriyetimizin temellerinin atıldığı Ulus’taki tarihi Meclis Binamızda yaptık; o günkü mücadele ruhuna bugün de aynı inanç ve kararlılıkla sahip olduğumuzu vurguladık. Geleceğimizden umutluyuz, çünkü 61 yıl önce bugün, Ankara Sanayi Odamızın temellerini atan kurucularımızın değerlerinden hiç sapmadık, sapmayacağız. Üretim ve yatırım yaparak, ülkemizin kalkınmasına katkıda bulunma misyonumuzdan hiç vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. Ve şunu da çok iyi biliyoruz; birlik ve beraberlik içinde olduğumuz sürece hiçbir güç bizi yolumuzdan döndüremez, döndüremeyecek” diye konuştu. “Dijital çağı çok iyi kavramak, yüksek teknolojili üretime geçmek zorundayız” Dünyadaki değişim ve gelişmelere dikkat çeken ASO Başkanı Ardıç, “Dijital çağı çok iyi kavramak, yüksek teknolojili üretime geçmek zorundayız” dedi. Sanayicilerin talep ve sorunlarını devletin en üst makamlarına çözüm önerileriyle birlikte aktaran ASO’nun, üyelerinin küresel gelişmelere hızla uyum sağlayabilmesi için pek çok proje de yürüttüğünü belirten Başkan Ardıç, “Sanayicilerimizin rekabet gücünü artırmasına ve yüksek katma değerli üretime geçişlerine destek olmak için yoğun bir tempoda çalışıyoruz. Teknoloji, inovasyon ve girişimcilik, öncelikli stratejik alanlarımız arasında yer alıyor” ifadelerini kullandı. Başkan Ardıç, ASO’nun hazırladığı çok kapsamlı çalışma raporlarıyla durum tespiti yaptığına ve karar vericilere politika önerileri sunduğunu vurguladı. Ankara’nın Dış Ticaret Analizi ve Teknolojik Boyut Çalışma Raporu’nda, Ankara’nın yüksek teknoloji ihracatı payının yüzde 13 ile, yüzde 3,8 olan Türkiye ortalamasından ve diğer 5 büyük sanayi ilinden yüksek çıktığına dikkat çeken Ardıç, “Yüksek teknolojiye geçişin temel göstergelerinden olan Ar-Ge harcamalarına ilişkin TÜİK’in açıkladığı veriler de raporumuzu teyit etti. Ar-Ge harcamalarında Ankara’mız Türkiye birincisi oldu. Ankara, 2024 yılının ilk 10 ayında 11,4 milyar dolarlık ihracat hacmine ulaşarak, İzmir’i de geride bıraktı ve 4’üncü sıraya yükseldi” dedi. Ardıç, bu başarıda büyük katkısı olan Ankaralı sanayicileri tebrik etti. “İllerin teknolojik gelişmişlik endeksini ASO açıklayacak” ASO’nun hedefinin Başkent Ankara’yı sanayi ve teknolojide lider bir kent yapmak olduğunu hatırlatan Başkan Ardıç, Türkiye’nin üretime dayalı en büyük teknoloji üssünü kurmak için çalışmalara başladıklarını belirtti. Ardıç, “ASO Ankara Teknoloji Üssü; sosyal, kültürel ve ekonomik tüm ihtiyaçların karşılanacağız, tam donanımlı, Ar-Ge’ye dayalı bir üretim merkezi olacak. Teknolojide lider bir kentin Sanayi Odasına, bu ünvanına uygun bir endeks yayınlamak yakışırdı. Biz de yakışanı yapacağız. İllerin Teknolojik Gelişmişlik Endeksi’ni yayınlayacağız. TEPAV ile ortaklaşa yürüttüğümüz çalışmayı Aralık ayında Meslek Komiteleri Ortak Toplantımızda kamuoyu ile paylaşacağız. İllerimizin Teknolojik Gelişmişlik Endeksini bundan böyle her yıl Ankara Sanayi Odası açıklayacak. Başkan Ardıç, ASO üyelerinin faydalanacağı tam donanımlı ASO İncek Sosyal Tesisleri projesini de hayata geçireceklerini belirtti. Ankara Sanayi Odası’nın kuruluşundan bugüne görev yapan tüm yöneticilerine ve kadrolarına teşekkürlerini sunan Başkan Ardıç, “Bizler de devraldığımız bayrağı, siz sanayici yol arkadaşlarımın ve büyüklerimin vizyonuyla, Meclisimiz ve 40 Meslek Komitemizin faaliyetlerinden aldığımız güçle ileriye taşımak için yılmadan, engel tanımadan daha fazla çalışacağız, daha fazla üreteceğiz” dedi.
İstanbul Kuzey Kıbrıs’ta yeni bir gece kelebeği türü keşfedildi Yakın Doğu Üniversitesi araştırmacıları, Kuzey Kıbrıs’ta Girne Alsancak, Yeiltepe-Ilgaz bölgesinde “Scrobipalpa chardonnayi” isimli kelebek keşfetti. Literatüre geçen gece kelebeğinin, morfolojik ve genetik açıdan daha önce tanımlanmış türlerden belirgin şekilde ayrıldığı belirtildi. Yakın Doğu Üniversitesi araştırmacıları keşiflerine bir yenisini daha ekledi. Daha önce, literatüre “Günsel” adı ile giren Kıbrıs’a özgü bir örümcek türü keşfeden üniversite araştırmacıları, bu defa tanımlanmamış yeni bir gece kelebeği türünü Kuzey Kıbrıs’ta keşfetti. Yakın Doğu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Kurucu Dekanı Prof. Dr. Özge Özden ve proje ortağı Avusturyalı Entomolog Dr. Peter Huemer’ın imzasını taşıyan yeni keşif, bilimsel dergilerden “Zootaxa”ta da yayımlandı. Dünya genelinde, iklim değişikliği ve insan faaliyetlerinin etkisiyle biyolojik çeşitlilik hızla azalırken, yeni keşifler biyoçeşitliliği koruma açısından büyük bir önem taşıyor. Yapılan son araştırmalar, 1970 yılından bu yana yaban hayatı popülasyonlarının ortalama yüzde 73 oranında azaldığını gösterirken, bilim insanları, biyolojik çeşitliliği korumanın hayati önemde olduğunu vurguluyor. Yakın Doğu Üniversitesi’nde yapılan bu önemli keşif ise; Kıbrıs’ın biyolojik çeşitliliğine ışık tutarken, bilim dünyasına da yeni bir tür kazandırdı. Prof. Dr. Özge Özden ve Dr. Peter Huemer; Girne, Alsancak, Yeiltepe-Ilgaz bölgesinden topladıkları örnekler üzerine yaptıkları çalışmalarda; dünya için yeni bir tür olduğu keşfedilen canlının “Gelechiidae” güve familyasına ait “Scrobipalpa chardonnayi” isminde bir güve türü olduğunu ortaya çıkardı. Bir güve cinsi olan ve dünya çapında 300’den fazla türü bulunan “Scrobipalpa” cinsinin üyelerinden olduğu belirtilen “Scrobipalpa chardonnayi” türü, Kıbrıs’a özgü yeni bir türün varlığını ortaya koydu. Gri-mavi renkte, narin turuncu-kahverengi lekelerle bezeli Yeni keşfedilen “Scrobipalpa chardonnayi” isimli kelebek, morfolojik ve genetik açıdan daha önce tanımlanmış türlerden belirgin şekilde ayrılıyor. Gri-mavi renkte, narin turuncu-kahverengi lekelerle bezeli ve Gnorimoschemini güve ailesine özgü üç siyah nokta taşıyan bu tür, özellikle erkek ve dişi genital yapılarındaki farklarla dikkat çekiyor. Yapılan DNA analizleri, bu kelebeğin daha önce tanımlanmış türlerden, yaklaşık yüzde 6 genetik farklılık gösterdiğini de ortaya koydu. Makale, Zootaxa dergisinde yayımlandı Dünya literatürüne geçen bu önemli keşfin detayları, Zootaxa dergisinde yayımlandı. Hayvan taksonomisi ve sistematik üzerine dünyaca tanınan saygın bir akademik dergi olan Zootaxa, bu çalışmayı; alandaki bilimsel gelişmelere katkı sağlayacak önemli bir kaynak olarak literatüre kazandırdı. Kıbrıs’ın doğa tarihi kayıt altına alınmaya devam ediyor “Araştırmacılarımızın Kıbrıs’ın doğal zenginliklerini dünya bilimine kazandıracak araştırmalara öncülük etmesi bizim için büyük bir gurur kaynağı” ifadesini kullanan Yakın Doğu Oluşumu Mütevelli Heyeti Başkanı Pof. Dr. İrfan Suat Günsel, “Daha önce keşfettiğimiz ve literatüre ‘Günsel’ adıyla geçen örümcek türünün ardından, şimdi de ‘Scrobipalpa chardonnayi’ adlı yeni bir gece kelebeği türünün keşfiyle Kuzey Kıbrıs’ın biyolojik çeşitliliğini bilim dünyasına tanıtmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi. Yakın Doğu Üniversitesi kampüsünün 20 yılı aşkın bilimsel bir çalışmanın sonucunda oluşturulan Kıbrıs Herbaryum ve Doğa Tarihi Müzesi’ne de ev sahipliği yaptığını hatırlatan Prof. Dr. İrfan Suat Günsel, “Müzemizde, tarihi 250 milyon yıl öncesine kadar giden Kıbrıs’ın jeolojik materyallerinin yanı sıra 20 binden fazla bitki ve canlı örneği sergileniyor. Keşfini yaptığımız yeni kelebek türü ile Kıbrıs’ın doğa tarihini kayıt altına almaya devam ediyoruz” ifadesini kullandı. Prof. Dr. Günsel, “Bu önemli keşfi yapan araştırmacılarımızı tebrik ediyor, bu tür çalışmaların artarak devam etmesini temenni ediyorum” diye konuştu. Yakın Doğu Üniversitesi araştırmacılarının bilimsel çalışmaları ile dünya bilim literatürüne katkı sağlamayı sürdürdüğünü söyleyen Yakın Doğu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ ise “Kuzey Kıbrıs’ın eşsiz biyolojik çeşitliliğine ışık tutan bu yeni keşif, üniversitemizin bilimsel kapasitesinin bir göstergesidir. Prof. Dr. Özge Özden ve Dr. Peter Huemer’ın yürüttüğü bu uluslararası iş birliği, akademik çalışmaların sınırları aşan etkisini bir kez daha ortaya koymuştur. Türlerin hızla kaybolduğu bir dönemde yapılan bu keşif, biyolojik çeşitliliği koruma çabalarına önemli bir katkıdır. Bu başarıda emeği geçen tüm araştırmacılarımızı yürekten kutluyorum” dedi. Prof. Dr. Özge Özden: “Türlerin hızla kaybolduğu bir dönemde bu keşif çok değerli” Yakın Doğu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Kurucu Dekanı Prof. Dr. Özge Özden keşfettikleri yeni gece kelebeği türünü “Kuzey Kıbrıs’ın kireçtaşı dağlarında tanımladığımız yeni keşif, genellikle dar, saçaklı kanatları olan küçük bir güve türü” sözleri ile tanımladı. “Yapılan araştırmalar, dünya genelinde hızlı şekilde türlerin kaybolduğu yönünde bulgular ortaya koyuyor” diyen Prof. Dr. Özden, “Böyle bir dönemde yeni bir tür keşfetmek ülke ve dünya bilimi için çok değerli” ifadelerini kullandı. Uluslararası iş birlikleri yaparak biyoçeşitlilik alanında bilimsel araştırmalar yürüttüklerini hatırlatan Prof. Dr. Özden, “Yaptığımız yeni gece kelebeği keşfi de Avusturyalı Entomolog Peter Huemer ile birlikte gerçekleştirdiğimiz ortak bir projenin sonucu” dedi. Prof. Dr. Özden, “Desteklerini her zaman yanımızda hissettiğimiz üniversitemiz yönetimine ve manevi desteğini esirgemeyen Çevre Koruma Dairesi’ne de teşekkür ediyorum” dedi.