SPOR - 30 Ağustos 2021 Pazartesi 00:02

Fatih Terim: 'Şampiyonlar Ligi kurası gibi kura çektik'

A
A
A
Fatih Terim: 'Şampiyonlar Ligi kurası gibi kura çektik'

Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, UEFA Avrupa Ligi'nde Lazio, Marsilya ve Lokomotiv Moskova ile yer aldıkları grup hakkında yaptığı açıklamada, "Şampiyonlar Ligi kurası gibi kura çektik. En ağır kurayı biz çektik" dedi.

Süper Lig’in 3. haftasında Galatasaray deplasmanda karşı karşıya geldiği Kasımpaşa ile 2-2 berabere kaldı. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, 3 günde bir maç oynuyoruz. Bunların hepsi tamam. Bir 10, 15 ile 45 arası var, muhteşem top oynadık. 2-0 öndeyiz. 3., 4., 5., 6.’yı kaçırıyoruz. Rakibinizi en kötü 2-0 yenebilirsiniz. 2-1 daima herkesin umududur. 2-0, 3-0 başka bir oyun oynanır. Maalesef çok basitlerini atamadık. Basit pasları kullanamadık. Yapamayınca 2-0 da bitebilirdi. Maalesef topu kaybettiğimiz yerle golü yediğimiz yerle 3’e 1’iz. Gol yedik. Bu bizi biraz üzdü. Çünkü daha rahat oyun oynayacaktık. İkinci yarının bir bölümünde zaten düşeceğimiz aşikar. Skor ve rahat oyunla topun bizde olmasını sağlayarak fizik düşüşümüzü halledebilirdik. 60’tan sonra aklımızda olmayan çıkarken gol yiyince rakip yükseldi. Bizim son 15 dakikada bazı oyuncularımız fiziksel olarak gitmez oldu. Dolayısıyla buna rağmen 1-2 pozisyon bulduk. O da olmadı. 3-2 de kaybedebilirdik. Buradaki akılda olmayan Alex’in çıkışıydı. Midesinde problem oldu. Denedik, 'Ağrım var' deyince almak zorunda kaldık. Buna rağmen Galatasaray 2-0 öne geçtiyse kazanmalı. Bunun herhangi bir özrü yok maalesef" diye konuştu.

"Kendi problemlerini onlar gol atarak çözecekler"

Mbaye Diagne ile Mustafa Muhammed’in gol atamamasıyla ilgili olarak sorulan soruya Terim, "Ben ilaç keşke olsa da versem. Benim vereceğim ilaç forma. Galatasaray’ın 9 numarasını veriyorsak ilaç odur. Yoksa benim yanımda oturacak. Pozisyona girmeleri bizim için sevindirici. Golcüler atarlar. Diagne’yi yorgun olduğu için çıkardım. Mustafa girdi. Orta sahalarımızın, defansımızın atması sevindirici. Esas beklediklerimiz de atarsa zaten olay kendiliğinden çözülmüş olur. Kendi problemlerini onlar gol atarak çözecekler" şeklinde konuştu.
Yorgunlukla ilgili sorulan soruya ise başarılı teknik adam, "Yüzde yüz. Bunun anlatımı o. Kolay bir şey değil. Oraya iş varmadan işi bitiririz diye plan yapmıştık. Doğru da gidiyordu. İlk yarı Diagne, Kerem, Barış, Morutan, Alex, Berkan gayet iyi, istediklerimizi yaparken herkese de keyifli anlar yaşatarak, rahat rahat girdiler pozisyona. Hiç pozisyon yokken içeri girerken, 30 saniye kala gol yiyorsunuz. Bu üzüyor. Ne olursa olsun oyuncu olarak acabayı sokuyor. Kritik maçlarda da yapıyoruz. Bu tip maçlar bazen aklınızda olmayacak, uymayacak bir sonuç bu. Ama öğrenecek onlar da. Bazen acı ders verir hayat. Bu onlardan bir tanesi" ifadelerini kullandı.

Deneyimli teknik adam, genç oyuncuların performansların memnun olduğunu belirterek, "Bu hatalar olacak. Bütün oyuncularım elinden geleni yapıyor. Bazen istemediğiniz işler de oluyor. Biz o hataları en aza indirmeye çalışacağız. Onlar benden daha çok üzülmüştür. Bugün kaybedebilirdik de. Hiçbir oyuncum hayal kırıklığa uğratmadı" dedi.

"Şampiyonlar Ligi kurası gibi kura çektik"

UEFA Avrupa Ligi grup kuraları da değerlendiren Fatih Terim, "UEFA önemli kuruluş. Dedi ki, Galatasaray’ın yeri Şampiyonlar Ligi’dir. Onun için ben ona öyle bir kura çekeyim, Şampiyonlar Ligi’ne yakışır yerde dursun. Şampiyonlar Ligi kurası gibi kura çektik. En ağır kurayı biz çektik. Zor takımlar. O günlerde biz daha iyi olacağız. Onların atmosferi buradan daha farklıdır. Herkesle çata çat oynayacağız" açıklamasında bulundu.
Transfer ile ilgili ise Terim, "Bir yandan bazı oyuncularla ayrılma konuşmaları yapılıyor. Bir yandan da bazı oyuncularla ilişkimiz devam ediyor. Birkaç günde onları da hallederiz. Ne olursa olsun büyük bir bölümünü hallettik. Çalışıyoruz" dedi.

Daha önce takımda orta sahada Felipe Melo ve Fernando tarzı gibi oyunculara sahip olduğunu, şimdi olmamasının taktik anlayıştan olup, olmamasının sorulması üzerine deneyimli teknik adam, "Her zaman bir Mele her zaman Fernando bulamıyorsunuz. Açıkçası o mevkiler benim futbol anlayışım açısından önemli oldu. Bakalım daha var transfere. Her şey olabilir. Gedson’u da onun için geçen oraya almıştık. Seri’yi, Lemina’yı o yüzden oraya aldık. Bakalım daha var. Taylan da bize çok önemli işler yaptı. Taylan’ı bir kenara bırakmayalım. Kaptıktan sonra 50 metre var. O top kesilse şu anda o mevzuyu konuşmuyor olacağız. Taylan da Berkan da bize lazım oyuncular. Orta sahaya düşünüyoruz zaten. Gedson’u düşündüğümüze göre çok açık" ifadelerini kullandı.

Milli takım arasını iyi değerlendirmek istediklerini ifade eden Terim, "Aşağı yukarı 11 oyuncumuz milli takımlara gidiyor. Kalan oyuncularımızla bu arayı en iyi şekilde değerlendireceğiz. İki tane de maç oynayacağız. Dinlenmekte yarar var. Dinlendikten sonra trafik bir hayli sıkışık. Futbolda çarşambalar, perşembeler, pazarlar, cumartesiler dolu. Profesyonel futbolcular kendilerini buna göre hazırlayacaklar. Onun burayı en iyi şekilde değerlendirmeye çalışacağız" diyerek sözlerini tamamladı.

Oğuzhan Ort

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Sevimli dostlar bin 500 liraya özel şampuanlarla yıkanıp tıraş ediliyor Eskişehir’de 7 yıldır pet kuaförlüğü yapan Kaan Uryan, evcil hayvanları önce yıkayıp sonra tıraş ediyor. Uryan, 2-3 ayda bir yapılan işlemler hayvanların hijyeni ve bakımı açısından önemli yere sahip olduğunu belirtti. Eskişehir’de 7 yıldır pet kuaförlüğü yapan 25 yaşındaki Kaan Uryan işinin inceliklerini anlattı. Evcil hayvanların rahatı ve hijyeni için yapılan yıkama ile ardından gerçekleşen kesimler, yaklaşık 2 buçuk saatte bitiyor. Özel şampuanla yıkanan, ardından da kurulanan hayvanların, makas ve tıraş makinesi yardımı ile ise tüyleri kısaltılıyor. Doğduklarından bu yana pet kuaföründe yıkanan ve tıraş edilen kedi, köpek, tavşan gibi evcil hayvanların duruma alıştıkları gözleniyor. Genellikle 3 ayda bir pet kuaföründe bakımları getirilen ve bakımları hayvanlar daha sonra sahiplerine teslim ediliyor. Yapılan 4 buçuk saatlik bakımların fiyatı ise ortalama bin 500 TL oluyor. Son olarak evcil hayvanlarını evde tıraş etmeye çalışan vatandaşlara uyaran Kaan Uryan, bunun deriye ciddi zararlar verebileceğini belirtti. “Bize özellikle köpek, kedi ve tavşan getiriliyor” Yaklaşık 7 yıldır pet kuaförlüğü yapan Kaan Uryan, mesleğinin hakkında şöyle konuştu: “Pet kuaförüyüz, hayvanların tıraşını ve genel bakımını yapıyoruz. Onların sağlıkları için hijyen bakımıyla ilgili hizmetleri veriyoruz. Mesleğimiz, bir ustalıkla yapılması gereken bir iş. Öyle evde, ’Hadi makasımla, makinemle keseyim’ gibi düşünülebilecek bir meslek değil. Nasıl her kadın, her erkek kuaföre gidip saçını yaptırıyorsa, aynı o şekilde bu dostlarımızın tıraşı için de uzman bir kuaför hizmetine ihtiyacı var. Temel olarak köpeklerin sadece güzel görünümü ve hijyen temizliği ortaya çıkıyor. Dostlarımızın geneline bebeklikten bu işlemlere başladığımız için genellikle hepsi sakin durabiliyorlar. Tabii ki durmayanlar da oluyor. Bize özellikle köpek, kedi ve tavşan getiriliyor. Önce yıkama, sonra tıraş yapabiliyoruz ya da önce tıraş, sonra yıkama olabiliyor. Bazen 2 yıkama, 2 tıraş şeklinde arka arkaya gidilebiliyor. Bunlar yapılacak işleme göre değişiyor. Fiyatlar ortalama bin 500 TL civarında.” “2-3 ayda bir kesinlikle tıraşa gelmesi gerekiyor” Bu tür işlemlerin evde yapılmasını önermeyen Uryan, kesici aletlerin hayvanın derisine ve cildine ciddi zararlar verebileceği konusunda uyardı. Yapılan işlemeler hakkında da konuşan Uryan, "Kesici aletlerle çalıştığımız için hayvanın derisinde kesikler oluşabilir. Biz ne kadar uzman olsak da bu ihtimalimiz var. Bu evde yapıldığında risk oranı daha da yükselebiliyor. O yüzden böyle işlemlerin evde yapılması hiçbir şekilde önerilmiyor. Bazı köpeklerde tüy çok çabuk uzayıp hemen karışmaya başlayabiliyor. Bu karışıklık da derinin hava almasına engel oluyor. O yüzden onların 2-3 ayda bir kesinlikle tıraşa gelmesi gerekiyor. Evde iyi bakım yapılır ve tüyler taranırsa bu süre 5 aya kadar çıkabilir. Özellikle kedilerde makine ile kısa kestiğimiz için tüyün dökülme oranında hiçbir değişiklik olmuyor. Sadece tüy küçük olduğu için siz görmüyorsunuz. Bu tarz tatlı dostlarla çalışmak hiç sıkıcı değil, gerçekten oldukça eğlenceli. Önemli olan, onların alışkın olması ve bizim de bu işi elimizden geldiği kadar iyi yapmamız. Bildiğin insan gibi tıraş oluyorlar. İşlemlerimiz ortalama 2 buçuk saat sürüyor. Süre tüy durumuna göre değişiyor. İşin içine tarama işlemleri de girince bu süre 4-5 saate kadar çıkabiliyor. Boyamaya kadar yapabiliyoruz. Renklendiriyoruz, boyuyoruz. Tabii ki, ’Şurası uzun olsun, burası kısa’ gibi talepleri de karşılıyoruz” dedi.
Adana Sedyeyle geldiği doktordan oynayarak çıktı Adana’da unutkanlık ve dengede duramama şikayetiyle sedyede doktora başvuran 70 yaşındaki Nazım Diken, ameliyatla sağlığına kavuştu. Doktora kontrole gelen Diken, “Ben neşeli bir adamdım ve şuanda tekrardan o eski neşeme döndüm. Şuanda oynayabiliyorum, hatta güreşebilirim” dedi. Hatay’ın İskenderun ilçesinde yaşayan Nazım Diken (70), 6 ay önce unutkanlık, dengede duramama ve idrar kaçırma şikayetiyle hastaneye başvurdu. Bir türlü sağlığına kavuşamayan Diken’e önce Parkinson, ardından da alzaymır tanısı konuldu. Tedavilere rağmen sağlığına kavuşamayan Nazım Diken, 3 ay önce Adana’ya gelip Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Orhan Şen’e başvurdu. Tetkiklerden sonra Prof. Dr. Şen, Nazım Diken’e hidrosefali tanısı koydu. Daha sonra Prof. Dr. Orhan Şen, 70 yaşındaki adamı ameliyat etti ve Diken sağlığına kavuştu. “Şuan çok iyiyim” Kontrole gelen Nazım Diken, sağlığına kavuştuğunu ve artık oynayabildiğini söyledi. İhlas Haber Ajansı’na konuşan Diken, “Daha önce arabaya binerken eğiliyordum, binemiyordum. Şuanda Allah’a çok şükür iyiyim. Oturup, kalkabiliyorum bir sorunum yok. İdrar kaçırıyordum geçti, unutkanlık sorunum geçti. Gitmediğim yer kalmadı, spor dahi yaptım ama bir çözüm bulamadım. En son buraya geldik ve burada hocamız yaptığı tetkikler sonucu bana hidrosefali tanısı koydu. Başarılı bir ameliyat geçirdim ve onun sayesinde şuanda oynayabiliyorum, hatta güreşebilirim. Geziyorum ve arabaya binebiliyorum. Ben neşeli bir adamdım ve şuanda tekrardan o eski neşeme döndüm. 3 ay önce ameliyatımı oldum ve şuanda çok iyiyim” ifadelerini kullandı. “Hastamız sağlığına kavuştu” Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Orhan Şen ise her alzaymır ve Parkinson tanısının doğru olmadığını, uzman kişiler tarafından kontrollerin yapılması gerektiğini belirterek, şunları söyledi: “Dengesizlik, idrar kaçırma, unutkanlık şikayetiyle hastamız bize başvurdu. Daha önce gittiği doktorların bazıları Parkinson, bazıları da alzaymır tanısı koymuş. Ancak biz yaptığımız tetkiklerde hidrosefali olduğunu fark ettik. Klinik yakınmalarda hidrosefali ile uyumluydu. Öncesinden belden su alma işlemi yaptık. Su alma işleminden sonra meslektaşım Op. Dr. Ahmet Sedat Kurtar ile birlikte hidrosefali ameliyatını yaparak ‘Şant’ taktık. Ondan sonra hastamız düzeldi, şuanda sağlığına kavuştu. Her unutkanlık alzaymır veya bir Parkinson değil. Beraberinde idrar kaçırma, dengesizlik veya konuşma bozukluğu varsa mutlaka beyin sinir ve omurilik cerrahisi uzmanı görmeli” diye konuştu.
Aydın Başkan Erdem; "Hep halkın içinde ve sahada olacağız" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Aydın’dan memnun olarak ayrıldığını ve çok çalışması gerektiği yönünde talimatı olduğunu ifade eden AK Parti İl Başkanı Mehmet Erdem; "Hep halkın içinde ve sahada olacağız" dedi. AK Parti Aydın İl Başkanı Mehmet Erdem, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ziyaretlerinin ardından açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanının Aydın’dan memnun ayrıldığına dikkat çeken Başkan Erdem, çok çalışılması ve halkın içinde olunması yönünde talimat aldıklarını söyledi. AK Parti İl Kongresi’nin ardından il başkanı görevine resmen başlayan Erdem, vatandaşın sorunlarıyla yakından ilgileneceklerini belirterek "AK Parti Aydın İl Kongremiz çok büyük bir katılımla ve coşkuyla gerçekleşti. Kongremize katılanlara, katılamayıp gönlü bizimle olanlara çok teşekkür ediyoruz. Kongremize teşrif ederek bizleri onurlandıran Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan da katılım ve coşku sebebiyle Aydın’dan memnun olarak ayrıldılar. Bize de bizzat talimatları ’çok çalışmamız ve halkımızla iç içe olmamız’ yönünde oldu. Yeni oluşan İl Yönetim Kurulu Üyeleri arkadaşlarımızla beraber hemen çalışmalarımıza başlayacağız. Bir yandan Aydın’a yapılacak hizmetleri dikkatle takip ederken, diğer yandan teşkilatlarımızla birlikte halkımızın sorunlarıyla yakından ilgileneceğiz. Hep halkın içinde ve sahada olacağız" dedi. Açıklamasının devamında önceki dönem başkan ve yönetimine hizmetleri için teşekkür eden Başkan Erdem; "Kongremizin hazırlanmasında ve başarılı bir şekilde gerçekleşmesinde emeği geçen önceki dönem İl Başkanımız Gökhan Ökten’e, önceki dönem İl Yönetim Kurulu Üyelerine, İl Kadın ve İl Gençlik Kollarına, İlçe Teşkilatlarımıza ve tüm partidaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Ayrıca Cumhurbaşkanımızın Aydın Programı’nın gerçekleşmesinde emek veren Valimiz Yakup Canpolat’a, Emniyet ve Jandarma Teşkilatımıza, tüm görevlilere teşekkür ediyoruz. Bugünden sonra artık hızla çalışmaya başlayacağız. Aldığımız bu onurlu görevi bihakkın yerine getirmek için gayret göstereceğiz. Gayret bizden, başarı Allah’tandır" şeklinde konuştu.
Bursa Çocukların Nilüfer’i için Çocuk Hakları Çalıştayı düzenlendi Nilüfer Belediyesi’nin Nilüfer Kent Konseyi ile birlikte düzenlediği Çocuk Hakları Çalıştayı’nda, çocukların Nilüfer’ini oluşturmak için izlenecek yol haritası ele alındı. Çalıştayda konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, “Çocuklar için daha fazla çalışmak, üretmek ve fırsatlar sağlamak bizim en önemli sorumluluklarımızdan biri” dedi. Nilüfer Belediyesi’nin Nilüfer Kent Konseyi iş birliğiyle düzenlenen “Çocuk Hakları Çalıştayı”nda, çocuk haklarının güncel durumu ve yerel yönetimlerin sorumlulukları masaya yatırıldı. Çalıştaya, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ve eşi Nuray Özdemir, Nilüfer Belediye Başkan Yardımcıları, Belediye Meclisi Üyeleri, Nilüfer Kent Konseyi Çocuk Meclisi Başkanı Yasemin Arslan, akademisyenler, kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı. Tüm çocukların eşit olduğu bir Nilüfer Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, çalıştayın açılış konuşmasında “Çocukların Nilüfer’i”ni çocuklarla birlikte oluşturmak istediklerini belirtti. Başkan Şadi Özdemir, çalıştayda elde edilen sonuçların yine çocuklar tarafından değerlendirileceğini ifade etti. Çalıştay aracılığıyla, çocuklarla ilgili çalışmalara yön vermek istediklerinin altını çizen Başkan Şadi Özdemir, “Bu konuda önceliklerimizi belirlemek ve yol haritamızı oluşturmak istiyoruz. Tüm çocukların eşit şekilde, her alanda desteklendiği, çocukların sözlerini eksiksiz söylediği ve hizmetlerin her aşamasında çocukların da yer aldığı, çocukların Nilüfer’i için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz” dedi. Çocuklar için daha fazla çalışmanın, üretmenin ve fırsatlar sağlamanın en önemli görevlerinden biri olduğunu belirten Başkan Şadi Özdemir, “Belediyemiz bünyesindeki mevcut iki kreşimizde 140 öğrencimiz eğitim görüyor. 29 Ocak’ta bir kreşimizin daha açılışını yapacağız. Orada da 176 çocuğumuz eğitim görecek. 5 yılın sonunda 25 kreş yapmayı hedefliyoruz. Aynı zamanda 8 mahallemizde Kadın ve Çocuk Akademilerimiz bulunuyor. Bunların 9’uncusunu da Akçalar Mahallesi’nde açacağız. Ayrıca kanserle mücadele eden çocuklara ve ailelerine destek verdiğimiz Moral Evimiz bulunuyor. Burada uzman psikologlar, diyetisyenler çocuklarımıza tedavi süreçlerinde yardımcı oluyor. Buraya da desteklerimiz sürüyor” diye konuştu. Nilüfer Belediyesi’nin 2024 yılında çocuklara yönelik gerçekleştirdiği faaliyetler hakkında da bilgi veren Başkan Şadi Özdemir; bilim, oyun ve sanat atölyelerinde 30 bin, Bizim Ev Engelliler Sosyal Yaşam Destek Merkezi’nde bin, kültür ve sanat atölyelerinde 6 bin 500, Atölye Nilüfer’de bin, Mahalle Bostanları’nda 625, yaz ve kış spor okullarında da 40 bin çocuğa ulaştıklarını açıkladı. Başkan Şadi Özdemir ayrıca, sokak hayvanları konusunda 29 eğitim düzenlediklerini, çevre eğitimlerinde 4 binin üzerinde öğrenciyle buluştuklarını, kütüphane etkinliklerinde 15 bin, müze ziyaretlerinde 30 bin çocuğa ulaştıklarını ve Nilüfer Kent Konseyi Çocuk Meclisi’nde 2 bin 741 çocukla ortak çalışmalar yaptıklarını belirtti. Nilüfer Kent Konseyi Çocuk Meclisi Başkanı Yasemin Arslan ise çocukların Nilüfer’de daha fazla park, daha fazla yeşil alan, daha güvenilir sokaklar, trafiğe kapatılmış alanlar ve bisiklet yolları istediklerini ifade ederek, Nilüfer’i Türkiye’nin en çocuk kenti yapma çağrısında bulundu. Konuşmaların ardından Başkan Şadi Özdemir çalıştaya verdikleri desteklerden dolayı, Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Öğretim Görevlisi Nilüfer İnceman Akgün, Bursa Tabip Odası İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Dr. Sehra Aksu, Avukat Seda Akço, Hak Savucusu Sinem Sefa Akay, Şehir Plancısı Gizem Kıygı, Çocuk Çalışmaları ve Çocuk Hakları uzmanı Gözde Durmuş, AÇEV Kurumsal İşbirlikleri ve Savunu Direktörü Hasan Deniz, Oyun Hareketi Derneği Başkan Yardımcısı Esra Güneş ile Tarlabaşı Toplum Merkezi Genel Koordinatörü Gökçe Baltacı’ya günün anısına hediye verdi. Uzmanlar çocuk haklarını konuştu Çalıştayın ilk kısmında düzenlenen panelde; Fethiye, Unçukuru ile Çalı Kadın ve Çocuk Akademilerinde, çocukların yaşadıkları yer ve beklentileri üzerine yapılan atölye sonuçları paylaşıldı. BUÜ Öğretim Görevlisi Nilüfer İnceman Akgün moderatörlüğünde düzenlenen panellerin ilk oturumunda, Bursa Tabip Odası İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Sehra Aksu “Sağlık Hakkı”, Avukat Sedat Akço “Korunma Hakkı” ve Hak Savunucusu Sinem Sefa Akay “Eğitim Hakkı ve Fırsat Eşitliği” konularında bilgilendirmelerde bulundu. İkinci oturumda ise Çocuk Çalışmaları ve Çocuk Hakları Uzmanı Gözde Durmuş “Katılım Hakkı”, Şehir Plancısı Gizem Kıygı ise “Oyun Hakkı ve Özgürlükler” konularında bilgi paylaşımında bulundu. Panelin ardından katılımcılar “Sağlık Hakkı”, “Korunma Hakkı”, “Eğitim ve Fırsat Eşitliği”, “Oyun Hakkı ve Özgürlükler” ile “Katılım Hakkı” temalarında oluşturulan masalarda fikir alışverişinde bulundular. Etkinliğin sonunda masalardan çıkan çalıştay sonuçları paylaşıldı. Tüm gün süren çalıştayın kapanış konuşmasını yapan Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Okan Şahin, katılımcılara teşekkür etti. Şahin “Bu çalışmaları daha sonra çocuklarımızla da konuşacağız ve rapor haline getireceğiz. Bu çalışma diğer belediyelere de örnek olacak” dedi.
Gaziantep 70 yaşındaki kadın usta 200 bin TL’lik Antep işi sanat işliyor Gaziantep’te yaşayan 70 yaşındaki Fatma Cin, Gaziantep’in geleneksel el sanatlarından biri olan ve “Antep işi” olarak bilinen iğne nakış işlemesini severek işliyor. Cin’in emekle yaptığı Antep işi nakışların fiyatları ise bin TL’den başlayıp 200 bin TL’ye kadar çıkıyor. Gaziantep’in geleneksel el sanatlarından biri olan ve “Antep işi” olarak bilinen iğne nakış, sabır, emek ve ustalık isteyen bir sanat dalı olarak geçmişten günümüze değerini koruyor. Yüzyıllar önce kırsal kesimde yaşayan genç kızların çeyizlerini süslemek amacıyla ortaya çıkan bu nakış sanatı, ipek, krep veya keten kumaşların tel tel çekilerek ipek ipliklerle işlenmesiyle hazır hale getiriliyor. Bugün de çeyizlerin vazgeçilmezi olan Antep işi ürünlerin fiyatları bin TL’den başlayıp 200 bin TL’ye kadar çıkıyor. Antep işi nakışlar, salon ve yatak odası takımlarından havlu kenarlarına, mevlitlerde kullanılan başörtülerine kadar birçok farklı alanda kullanılıyor. Özellikle çeyiz hazırlığında olan genç kızlar için büyük bir önem taşıyan bu el emeği göz nuru ürünler, zamana meydan okuyarak kültürel bir miras olarak varlığını sürdürüyor. Şahinbey Belediyesine bağlı Bostancı mektebi Kültür Evi’nde 57 yıldır işini aşkla yapan Fatma Cin, genç kızların çeyizlerini severek işleyip satıyor. “Genç kızların çeyizlerinin önemli bir parçası” Antep işi nakışları severek işlediğini söyleyen usta Fatma Cin, “13 yaşında başladım bu mesleğe. Yapan bir arkadaşımın eline bakarak ben de yapmaya çalıştım. Meslek için eleman yetiştirdim. Bu güzel bir meslek. Antep işi nakışlar hiçbir zaman unutulmaz. Antep işi nakış iğneyle kuyu kazmak gibidir. Zahmetli bir iştir. Emek isteyen bir sanat. Genç kızların çeyizlerinin önemli bir parçası. Nakış işlerken her şeyi unutuyorum” dedi. “Nakışları bin TL ile 200 bin TL arasında satıyoruz” Nakışların büyük bir emekle yapıldığını anlatan usta Cin, “Hem kafamı rahatlatıyor hem de ekonomime katkı sağlıyor. Ev ekonomime iyi gelir sağlıyor. Bu meslek bana para kazandırıyor. Yaptığımız nakışları bin TL ile 200 bin TL arasında satıyoruz” diye konuştu.