GÜNDEM - 10 Ocak 2025 Cuma 10:16

AKOM uyardı: “İstanbul’da yeni haftada yağışlı hava etkili olacak”

A
A
A
AKOM uyardı: “İstanbul’da yeni haftada yağışlı hava etkili olacak”

İBB Afet İşleri Dairesi Başkanlığı AKOM, hafta sonundan itibaren İstanbul’da soğuk ve yağışlı havanın etkili olacağını açıkladı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Afet İşleri Dairesi Başkanlığı (AKOM) hafta sonundan itibaren İstanbul’da soğuk ve yağışlı havanın etkili olacağı uyarısında bulundu. AKOM’un açıklamasında, “İstanbul’da baraj doluluk oranı yüzde 41.75 olarak ölçülürken, deniz suyu sıcaklığı 11 derece olarak belirlendi. Bu oran, kış sezonu ortalamalarına göre kritik bir seviyede seyrediyor. Bugün hava sıcaklıklarının öğle saatlerinde 16 dereceye kadar yükseleceği, akşam saatlerinde ise 12 dereceye kadar düşeceği tahmin ediliyor.

Hissedilen sıcaklıklar da benzer bir aralıkta kalacak. Cumartesi gününden itibaren İstanbul ve Marmara Bölgesi genelinde kuvvetli yağış bekleniyor. Sıcaklıklar 15-18 derece arasında seyrederken, zaman zaman ani sıcaklık düşüşleri ve yer yer şiddetli sağanaklar görülebilecek” ifadelerine yer verildi.

Haftalık tahmin ise, “11 Ocak Cumartesi: Kuvvetli sağanak yağış, sıcaklık 7-10 derece,

12 Ocak Pazar: Şiddetli yağış, sıcaklık 4-9 derece,

13 Ocak Pazartesi: Hafif yağış, sıcaklık 3-6 derece

14 Ocak Salı: Hafif yağmur, sıcaklık 3-7 derece,

15-16 Ocak Çarşamba-Perşembe: Hava sıcaklığı 2-8 derece arasında değişecek, yağışlar hafif şekilde devam edecek” şeklinde açıklandı.

AKOM yetkilileri, hafta boyunca yaşanacak yağışların etkisiyle trafikte ve günlük hayatta aksamalara karşı dikkatli olunması gerektiğini belirtti. Ayrıca, baraj doluluk oranlarının sonbahar ve kış yağışlarıyla artırılmasının kritik bir öneme sahip olduğu vurgulandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa BTSO’da yeşil dönüşüm ve sınırda karbon toplantısı Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile işbirliğinde ‘Yeşil Dönüşüm ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması Bilgilendirme ve İstişare Toplantısı’ düzenledi. İş dünyasının eğitim ve gelişim platformu BTSO Akademi kapsamında İklim Değişikliği Başkanlığı ile birlikte gerçekleştirilen toplantı BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Batmaz, BTSO Meclis Üyeleri ve iş dünyası temsilcilerinin yoğun katılımıyla düzenlendi. Programda İklim Değişikliği Başkanlığı Başkan Yardımcısı Mehrali Ecer ve alanında uzman isimler, Yeşil Dönüşüm ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ve Ulusal Taksonomi, Sanayide Yeşil Dönüşüm ve Yeşil Dönüşüm Finans Araçları gibi önemli konularda bilgiler verdi. Programın açılışında konuşan BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Batmaz, BTSO Akademi Projesi ile şimdiye kadar 700’ün üzerinde düzenlenen eğitim organizasyonlarından yaklaşık 110 bin BTSO üyesinin faydalandığını söyledi. Batmaz, söz konusu eğitim programlarında iş dünyasını ticarette yaşanan değişim ve dönüşüm sürecine hazırlamak istediklerini ifade etti. “İhracatçıların maliyetleri artabilir” Ticaretin kurallarının artık sadece üretim miktarı ve kaliteyle değil, aynı zamanda çevreyle uyumlu, sürdürülebilir bir yapıyla yeniden yazıldığını belirten Batmaz, “Bu yeni düzenin en somut adımlarından biri, Avrupa Birliği tarafından hayata geçirilen Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasıdır. 1 Ocak 2026’da yürürlüğe girecek olan bu mekanizmayla birlikte karbon ayak izine duyarlı bir üretim anlayışı, tüm sektörlerimiz için kaçınılmaz hale gelecektir. Bu yeni döneme hızla uyum sağlamamız gerektiği aşikârdır. Aksi takdirde, ihracatta ciddi maliyet artışlarıyla karşılaşma riskimiz bulunmaktadır. Uzmanların öngörülerine göre, bu maliyetler %30’lara kadar yükselebilir. Ancak, her kriz aynı zamanda yeni fırsatları da beraberinde getirir. Bursa iş dünyası olarak bizler, bu süreci bir tehdit değil, bir fırsat olarak görmeliyiz. Yeşil dönüşüm, Bursa’nın yalnızca çevre dostu üretim kapasitesini artırmakla kalmayacak, aynı zamanda uluslararası rekabette elini güçlendirecektir.” diye konuştu. “Bursa’nın sadece bugünü değil, yarını da şekillenecek” Bu durumu avantaja çevirmek için yapılması gerekenleri paylaşan Batmaz, “Öncelikle, üretim süreçlerimizde enerji verimliliğini artırmalı ve yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş yapmalıyız. Karbon emisyonlarını ölçerek, bunları azaltmaya yönelik stratejiler geliştirmeliyiz. Döngüsel ekonomi ilkelerini benimsemeli, atık yönetimimizi iyileştirmeliyiz. Çevre dostu üretim standartlarını uygulayarak uluslararası sertifikalarımızı tamamlamalıyız. Bu büyük dönüşümleri bireysel çabalarla gerçekleştirmek elbette kolay değil. İşte burada İklim Değişikliği Başkanlığı ve Bursa Ticaret ve Sanayi Odası gibi kurumlar devreye girmektedir. Gerçekleştirdiği projelerle sadece bugünü değil geleceği de kurgulayan Odamız, Bursa’da yeşil dönüşüme de rehberlik eden bir merkez haline gelmiştir. BTSO olarak firmalarımızın sunduğumuz hizmetlerden çok daha aktif bir şekilde faydalanmasını arzu ediyoruz. Çünkü attığımız her adım, yalnızca bugünü değil, Bursa’nın yarınlarını da şekillendirecektir. Hep birlikte Bursa’yı, çevre dostu üretimin ve sürdürülebilir kalkınmanın merkezi haline getireceğimize inancım tam.” dedi. “1 Ocak 2026’da SKDM mali yükümlülükleri başlıyor” Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkan Yardımcısı Mehrali Ecer, Başkanlık koordinasyonunda yapılan “Yeşil Dönüşüm ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması Bilgilendirme ve İstişare Toplantıları’nın 14’üncüsünü Bursa’da düzenlediklerini belirterek, toplantıya ev sahipliği yapan BTSO’ya teşekkür etti. Bursa’nın Türkiye’nin ihracatında önemli bir paya sahip olduğunu belirten Ecer, “Bursa birçok sektörde üretim yapan ve özellikle Avrupa Birliği’ne ihracat gerçekleştiren bir şehir. Dolayısıyla Bursa’da yeşil dönüşüm için hazırlıklara hız vermemiz gerekiyor.” dedi. Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat ile 2050 yılı için net sıfır emisyon hedefi belirlediğini hatırlatan Ecer, konuşmasına şöyle devam etti: “Avrupa Birliği’nin yeni büyüme stratejisi olan bu anlaşmada bizi ilgilendiren en önemli kısım, sınırda karbon düzenleme mekanizması. Üretiminiz bu mekanizmanın şartlarını yerine getirmiyorsa artık mali yükümlülükleri karşılamak zorundasınız.” “Yeşil Dönüşüm fonları 3,3 Trilyon dolara ulaştı” Ülke olarak yaşanan paradigma değişimini aşabilmek adına hazırlık yaptıklarını kaydeden Ecer, Ulusal Emisyon Ticaret Sistemi’ni (ETS) kurmak üzere çalışmalar yürüttüklerini belirtti. Bu sistemde artık son aşamaya geldiklerinin bilgisini veren Ecer, “Bu çalışmayı 2015 yılında başlattık. Sera gazı emisyonlarını izliyoruz. Türkiye’nin emisyonları 550 milyon ton seviyesinde ve dünya emisyonlarının yüzde 1’ine tekabül ediyor. Biz 270 milyon ton emisyonu tesis bazında biliyoruz. Bu sistem sayesinde SKDM mali yükümlülükleri karşısında üreticilerimizi korumuş olacağız.” dedi. Yeşil dönüşüm için en önemli araçlardan birinin de finansman olduğunu ifade eden Ecer, dünya genelinde yeşil finansman fonlarının 3,3 trilyon dolara ulaştığını vurguladı. Paris İklim Anlaşması gereğince gelişmiş ülkelerin her yıl gelişmekte olan ülkelere 300 milyon dolar seviyesinde finansman sağlamak zorunda olduğunu kaydeden Ecer, bu finansmana erişim için Türkiye Yeşil Taksonomi Yönetmeliğini hazırladıklarını ve yakın zamanda yayınlayacaklarını sözlerine ekledi. “İş Dünyasına rehberlik ediyoruz” BTSO AB Uyum ve Yeşil Mutabakat Konseyi Başkanı Vedat Kılıç, konsey olarak sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm çerçevesinde küresel ticarette ortaya çıkan yeni sistemlerin sektörler adına oluşturacağı risk ve fırsatları değerlendirdiklerini ve bu doğrultuda iş dünyasına rehberlik edecek çalışmaların koordinasyonunu sağladıklarını belirtti. Özel sektör, kamu kurumları, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimlerle ortak akıl ve katılımcılık anlayışıyla hareket ettiklerini ifade eden Kılıç, “Temel amacımız küresel ve ulusal gelişmeleri takip ederek sürdürülebilir üretimin yaygınlaşmasını ve sanayide farkındalık oluşturulmasını sağlamak. Son yıllarda hayatımıza giren ‘Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’ ve ‘Yeşil Mutabakat’ gibi kavramları firmalarımız için çok önemli. Bu uygulamaların getirdiği soru işaretlerini gidermek adına mevcut durumun değerlendirilmesi tüm iş dünyası temsilcileri için şart.” dedi. “Üretim anlayışımızda köklü değişikliler şart” Sanayi devriminden bu yana süregelen “üret-kullan-at” modelinin çevresel ve kaynak sorunlarına yol açtığını belirten Kılıç, “Dünya genelinde yılda 103 milyar ton hammadde kullanıyoruz, ancak bunun sadece yüzde 10’unu geri dönüştürebiliyoruz. Kaynaklarımız sınırsız değil. Bu nedenle fosil yakıtların yerine yenilenebilir enerji kullanımını artırmalı, atık kaynaklarını geri dönüştürerek üretimde kullanmalıyız. Çevreci ve sürdürülebilir bir ekonomik modelin artık kalıcı hale gelmesi gerekiyor. Üretim anlayışımızda köklü değişiklikler yapmak şart. Konsey olarak Bursa ve ülkemizin sanayisini bu yeni sürece hazırlamak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu süreçlere katkı sağlayan tüm paydaşlara teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.
Malatya Taşkın: "Esnafımızın Taleplerini Bakanlığa Ulaştıracağız" Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, Nasuhi Caddesi esnafıyla bir araya gelerek sıkıntıları yerinde dinledi ve rezerv alan ile ilgili istişarelerde bulundu. Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, ilçedeki esnaf ziyaretlerine devam ediyor. Bu kapsamda Nasuhi Caddesi’ni ziyaret eden Başkan Taşkın, esnafı tek tek dinleyerek beklentilerini not aldı. Çözüm odaklı bir yönetim anlayışı benimsediklerini belirten Taşkın, taleplerin ilgili kurumlara iletileceğini ve gerekli adımların atılması için çalışacaklarını ifade etti. "Esnafımızın Taleplerine Hassasiyetle Yaklaşıyoruz" Dönüşüm ve değişimin hızlandığı Battalgazi’de esnaf ziyaretlerini sıklaştıran Taşkın, Nasuhi Caddesi’ni ziyaret ederek esnafın yaşadığı sıkıntıları dinledi ve çözüm yollarını değerlendirdi. Esnafların beklentilerini öncelikli gördüklerini belirten Başkan Taşkın, “İlçemizdeki esnafımızla sürekli bir araya gelerek taleplerini yerinde dinliyoruz. Bugün Nasuhi Caddesi’nde, esnafımızın gündemindeki en önemli konunun rezerv alanları olduğunu gördük. Esnaflarımız, bu alanların hızlı bir şekilde kullanıma açılmasını ve inşaat süreçlerinin başlamasını bekliyor. Biz de talepleri toparlayıp Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile paylaşacağız. İnşallah, süreç hızla ilerleyecek ve esnafımız rahat bir nefes alacak. Nasuhi Caddesi’ndeki esnaflar, bölgenin rezerv alana alınmasını istiyor. İnşaat projelerinin başlaması, esnafın işlerini sürdürebilmesi ve gelecek planlarını yapabilmesi açısından kritik bir rol oynuyor. Bu sürecin hızlanması için Battalgazi Belediyesi olarak gerekli girişimlerde bulunacağız. Ayrıca, taleplerin yalnızca belediye düzeyinde kalmayacağını, Malatya Valiliği, Malatya Büyükşehir Belediyesi ve ilgili bakanlıklarla paylaşılacağız’’ dedi "Devletimizin Desteğiyle Çözüm Üreteceğiz" Başkan Taşkın, esnaf ziyaretlerinin amacının sıkıntılarını yerinde görmek ve hızlı çözümler geliştirmek olduğunu vurguladı. Sürecin devletin farklı birimlerinin desteğiyle hızlanacağını belirten Taşkın, “Esnafımızın karşılaştığı sıkıntıları aşmak için hep birlikte çalışacağız. İnşallah, caddenin rezerv alana alınması ve inşaatların başlamasıyla ilgili gelişmeleri en kısa sürede hayata geçireceğiz” diye konuştu.
Kastamonu 10 Ocak Gazeteciler Günü’nde anlamlı sergi Kastamonu Valiliği tarafından 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla Kastamonu Vilayet Matbaasında basılan eserler düzenlenen sergide vatandaşlara açıldı. Kastamonu Valiliği tarafından 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla sergi düzenlendi. Valilik binasında açılışı yapılan sergide Kastamonu Vilayet Matbaasında basılan eski eserler yer aldı. Birbirinden değerli eserlerin olduğu serginin açılışında konuşan Kastamonu Valiliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Hamdi Nalbant, “Türk basın tarihinde Kastamonu’nun çok özel önemi vardır. Kastamonu basın tarihinde de Kastamonu Vilayet matbaasının özel bir öneme haizdir. 1868 yılında dönemin valisi Mehmet Reşit Paşa tarafından Kastamonu Vilayet mataabısı kuruluyor. 1869 yılından itibarende basıma başlıyor. İlk basılan kitaplarda sergimizde bulunmaktadır. 1872 yılında da Kastamonu Vilayet Gazetesi, ilk kez yayın hayatına başlıyor. 1869 yılı ile 1928 yılları arasında tespit edebildiğimiz kadarıyla 130 ya da 140 civarında kitap basımı yapılmış matbaada. Biz ise, burada 50 civarında kitabımızı sergileyeceğiz. 20 civarında da gazete yayınlanmış. Kastamonu Vilayet Gazetesi ile başlamış Açıksöz Gazetesi ile devam etmiş. Bu zaman zarfında 20 civarında da gazete ve dergi yayınlanmış. II. Meşrutiyetin ilanından sonra yani 1908 yılından sonra Kastamonu’da gazete ve dergi basımı hızlanıyor. O tarihe kadar sadece Kastamonu Vilayet matbaası var. Ondan sonra Köroğlu, Zafer Gazeteleri gibi gazeteler Kastamonu’ya yayın hayatına başlıyorlar. Zafer Gazetesi de hem basın tarihi açısından hem de Kurtuluş Mücadelesindeki yayınlarıyla aynı Açıksöz Gazetesi gibi önemli bir yer tutar. Çünkü milli mücadelenin basın yayınlığını yapan Açıksöz Gazetesi de Kastamonu Vilayet Matbaasında basılan gazetelerden bir tanesidir. Biz, bu yıl sadece kitap üzerinden sergimizi oluşturduk, inşallah önümüzdeki yıl da niyetimiz Kastamonu basın tarihi ile ilgili sergi açmak. Kastamonu Vilayet matbaasında günümüze kadar basılan bütün gazete ve dergileri sergilemek istiyoruz Sayın Valimizin himayelerinde” dedi. Basın mensuplarının 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü kutlayan Kastamonu Valisi Meftun Dallı ise, “Aynı zamanda bugün İdareciler Günü. Meslektaşlarımın da bu vesile ile İdareciler Gününü kutluyorum. İnşallah önümüzdeki yıl biraz daha teferruatlı bir sergimiz olacak. Bu yıl sadece kitaplardan oluşan bir sergi açtık. Yeni Halkla İlişkiler Müdürümüz Hamdi Bey, birimiyle Kastamonu basınına, yayınlanmış kitaplarıyla ve dergileriyle ciddi katkıları olacağını umuyoruz. Kastamonu Araştırmaları Dergisini çıkarıyor. İnşallah bundan sonrada devam edecek. İlimizin tarihi ile ilgili çeşitli kitapları bulunuyor. Bu tür çalışmalarının da aynı şekilde inşallah bundan sonrada devam edeceğini umuyor ve diliyorum. Sergide emekleri geçen arkadaşlarımıza da teşekkür ediyoruz” diye konuştu. Konuşmaların ardından serginin açılışı gerçekleştirildi. Açılıştan sonra Vali Dallı, beraberindeki heyetle birlikte sergideki eserleri inceleyerek Kastamonu Valiliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Hamdi Nalbant’tan bilgiler aldı.
Malatya Yunus Akçin: “Bakan Şimşek’in deprem bölgesine yönelik destekleri, işletmeler için büyük bir adım” MÜSİAD Malatya Şube Başkanı Yunus Akçin, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in deprem bölgesine yönelik açıklamalarının bölgedeki işletmelerin yeniden ayağa kalkması için kritik önemde olduğunu vurguladı. Akçin, desteklerin devamının bölge ekonomisi için büyük önem taşıdığını belirtti. MÜSİAD Genel Merkezi tarafından düzenlenen “2024 Yılı Değerlendirmesi ve 2025 Yılı Beklentileri” programı, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıya Malatya Şube Başkanı Yunus Akçin ve yönetimi de katıldı. Bakan Mehmet Şimşek, deprem bölgesinde mücbir sebep halinin sektörel olarak uzatılacağını, KOSGEB istihdam desteklerinde üst limitin artırılacağını ve deprem bölgesine yönelik pozitif ayrımcılık yapılacağını vurguladı. Bakan Şimşek, “Deprem yaralarını sarmak için bütçemizdeki tüm imkânları seferber ediyoruz ve bölgedeki işletmeleri desteklemeyi sürdüreceğiz” dedi. Toplantıda, başta deprem bölgesinin öncelikli talepleri olmak üzere ekonomik sorunlar ve çözüm önerileri detaylı şekilde ele alındı. MÜSİAD Malatya Şubesi depremden etkilenen bölgeler adına, mücbir sebep halinin tüm mükellefler için uzatılması ve deprem bölgesine KOSGEB desteklerinin 5 yıl pozitif ayrımcılık sağlanması taleplerini dile getirdi. Bakan Şimşek’in depremden etkilenen Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş, Malatya ile Gaziantep’in İslahiye ve Nurdağı ilçelerindeki bazı küçük ve orta ölçekli mükellefler için mücbir sebep halinin 31 Mayıs 2025’e kadar uzatıldığını duyurması da bölgedeki işletmelerin sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşıyor. Toplantının ardından Malatya Şube Başkanı Yunus Akçin, şu açıklamayı yaptı: “Deprem bölgesinin taleplerine hassasiyetle yaklaşan Bakanımız Mehmet Şimşek’e teşekkür ediyoruz. Mücbir sebep halinin uzatılması ve KOSGEB desteklerinde sağlanan pozitif ayrımcılık, bölgedeki işletmelerimizin yeniden ayağa kalkması için büyük bir adımdır. Bu desteklerin devamını temenni ediyoruz.” Program, 2024 yılına dair önemli değerlendirmelerin yapıldığı ve 2025 yılı beklentilerinin şekillendirildiği verimli bir oturum olarak tamamlandı.