GÜNDEM - 10 Ocak 2025 Cuma 14:30

BTSO’da yeşil dönüşüm ve sınırda karbon toplantısı

A
A
A
BTSO’da yeşil dönüşüm ve sınırda karbon toplantısı

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile işbirliğinde ‘Yeşil Dönüşüm ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması Bilgilendirme ve İstişare Toplantısı’ düzenledi.


İş dünyasının eğitim ve gelişim platformu BTSO Akademi kapsamında İklim Değişikliği Başkanlığı ile birlikte gerçekleştirilen toplantı BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Batmaz, BTSO Meclis Üyeleri ve iş dünyası temsilcilerinin yoğun katılımıyla düzenlendi. Programda İklim Değişikliği Başkanlığı Başkan Yardımcısı Mehrali Ecer ve alanında uzman isimler, Yeşil Dönüşüm ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ve Ulusal Taksonomi, Sanayide Yeşil Dönüşüm ve Yeşil Dönüşüm Finans Araçları gibi önemli konularda bilgiler verdi. Programın açılışında konuşan BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Batmaz, BTSO Akademi Projesi ile şimdiye kadar 700’ün üzerinde düzenlenen eğitim organizasyonlarından yaklaşık 110 bin BTSO üyesinin faydalandığını söyledi. Batmaz, söz konusu eğitim programlarında iş dünyasını ticarette yaşanan değişim ve dönüşüm sürecine hazırlamak istediklerini ifade etti.


“İhracatçıların maliyetleri artabilir”


Ticaretin kurallarının artık sadece üretim miktarı ve kaliteyle değil, aynı zamanda çevreyle uyumlu, sürdürülebilir bir yapıyla yeniden yazıldığını belirten Batmaz, “Bu yeni düzenin en somut adımlarından biri, Avrupa Birliği tarafından hayata geçirilen Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasıdır. 1 Ocak 2026’da yürürlüğe girecek olan bu mekanizmayla birlikte karbon ayak izine duyarlı bir üretim anlayışı, tüm sektörlerimiz için kaçınılmaz hale gelecektir. Bu yeni döneme hızla uyum sağlamamız gerektiği aşikârdır. Aksi takdirde, ihracatta ciddi maliyet artışlarıyla karşılaşma riskimiz bulunmaktadır. Uzmanların öngörülerine göre, bu maliyetler %30’lara kadar yükselebilir. Ancak, her kriz aynı zamanda yeni fırsatları da beraberinde getirir. Bursa iş dünyası olarak bizler, bu süreci bir tehdit değil, bir fırsat olarak görmeliyiz. Yeşil dönüşüm, Bursa’nın yalnızca çevre dostu üretim kapasitesini artırmakla kalmayacak, aynı zamanda uluslararası rekabette elini güçlendirecektir.” diye konuştu.


“Bursa’nın sadece bugünü değil, yarını da şekillenecek”


Bu durumu avantaja çevirmek için yapılması gerekenleri paylaşan Batmaz, “Öncelikle, üretim süreçlerimizde enerji verimliliğini artırmalı ve yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş yapmalıyız. Karbon emisyonlarını ölçerek, bunları azaltmaya yönelik stratejiler geliştirmeliyiz. Döngüsel ekonomi ilkelerini benimsemeli, atık yönetimimizi iyileştirmeliyiz. Çevre dostu üretim standartlarını uygulayarak uluslararası sertifikalarımızı tamamlamalıyız. Bu büyük dönüşümleri bireysel çabalarla gerçekleştirmek elbette kolay değil. İşte burada İklim Değişikliği Başkanlığı ve Bursa Ticaret ve Sanayi Odası gibi kurumlar devreye girmektedir. Gerçekleştirdiği projelerle sadece bugünü değil geleceği de kurgulayan Odamız, Bursa’da yeşil dönüşüme de rehberlik eden bir merkez haline gelmiştir. BTSO olarak firmalarımızın sunduğumuz hizmetlerden çok daha aktif bir şekilde faydalanmasını arzu ediyoruz. Çünkü attığımız her adım, yalnızca bugünü değil, Bursa’nın yarınlarını da şekillendirecektir. Hep birlikte Bursa’yı, çevre dostu üretimin ve sürdürülebilir kalkınmanın merkezi haline getireceğimize inancım tam.” dedi.


“1 Ocak 2026’da SKDM mali yükümlülükleri başlıyor”


Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkan Yardımcısı Mehrali Ecer, Başkanlık koordinasyonunda yapılan “Yeşil Dönüşüm ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması Bilgilendirme ve İstişare Toplantıları’nın 14’üncüsünü Bursa’da düzenlediklerini belirterek, toplantıya ev sahipliği yapan BTSO’ya teşekkür etti. Bursa’nın Türkiye’nin ihracatında önemli bir paya sahip olduğunu belirten Ecer, “Bursa birçok sektörde üretim yapan ve özellikle Avrupa Birliği’ne ihracat gerçekleştiren bir şehir. Dolayısıyla Bursa’da yeşil dönüşüm için hazırlıklara hız vermemiz gerekiyor.” dedi. Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat ile 2050 yılı için net sıfır emisyon hedefi belirlediğini hatırlatan Ecer, konuşmasına şöyle devam etti: “Avrupa Birliği’nin yeni büyüme stratejisi olan bu anlaşmada bizi ilgilendiren en önemli kısım, sınırda karbon düzenleme mekanizması. Üretiminiz bu mekanizmanın şartlarını yerine getirmiyorsa artık mali yükümlülükleri karşılamak zorundasınız.”


“Yeşil Dönüşüm fonları 3,3 Trilyon dolara ulaştı”


Ülke olarak yaşanan paradigma değişimini aşabilmek adına hazırlık yaptıklarını kaydeden Ecer, Ulusal Emisyon Ticaret Sistemi’ni (ETS) kurmak üzere çalışmalar yürüttüklerini belirtti. Bu sistemde artık son aşamaya geldiklerinin bilgisini veren Ecer, “Bu çalışmayı 2015 yılında başlattık. Sera gazı emisyonlarını izliyoruz. Türkiye’nin emisyonları 550 milyon ton seviyesinde ve dünya emisyonlarının yüzde 1’ine tekabül ediyor. Biz 270 milyon ton emisyonu tesis bazında biliyoruz. Bu sistem sayesinde SKDM mali yükümlülükleri karşısında üreticilerimizi korumuş olacağız.” dedi. Yeşil dönüşüm için en önemli araçlardan birinin de finansman olduğunu ifade eden Ecer, dünya genelinde yeşil finansman fonlarının 3,3 trilyon dolara ulaştığını vurguladı. Paris İklim Anlaşması gereğince gelişmiş ülkelerin her yıl gelişmekte olan ülkelere 300 milyon dolar seviyesinde finansman sağlamak zorunda olduğunu kaydeden Ecer, bu finansmana erişim için Türkiye Yeşil Taksonomi Yönetmeliğini hazırladıklarını ve yakın zamanda yayınlayacaklarını sözlerine ekledi.


“İş Dünyasına rehberlik ediyoruz”


BTSO AB Uyum ve Yeşil Mutabakat Konseyi Başkanı Vedat Kılıç, konsey olarak sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm çerçevesinde küresel ticarette ortaya çıkan yeni sistemlerin sektörler adına oluşturacağı risk ve fırsatları değerlendirdiklerini ve bu doğrultuda iş dünyasına rehberlik edecek çalışmaların koordinasyonunu sağladıklarını belirtti. Özel sektör, kamu kurumları, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimlerle ortak akıl ve katılımcılık anlayışıyla hareket ettiklerini ifade eden Kılıç, “Temel amacımız küresel ve ulusal gelişmeleri takip ederek sürdürülebilir üretimin yaygınlaşmasını ve sanayide farkındalık oluşturulmasını sağlamak. Son yıllarda hayatımıza giren ‘Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’ ve ‘Yeşil Mutabakat’ gibi kavramları firmalarımız için çok önemli. Bu uygulamaların getirdiği soru işaretlerini gidermek adına mevcut durumun değerlendirilmesi tüm iş dünyası temsilcileri için şart.” dedi.


“Üretim anlayışımızda köklü değişikliler şart”


Sanayi devriminden bu yana süregelen “üret-kullan-at” modelinin çevresel ve kaynak sorunlarına yol açtığını belirten Kılıç, “Dünya genelinde yılda 103 milyar ton hammadde kullanıyoruz, ancak bunun sadece yüzde 10’unu geri dönüştürebiliyoruz. Kaynaklarımız sınırsız değil. Bu nedenle fosil yakıtların yerine yenilenebilir enerji kullanımını artırmalı, atık kaynaklarını geri dönüştürerek üretimde kullanmalıyız. Çevreci ve sürdürülebilir bir ekonomik modelin artık kalıcı hale gelmesi gerekiyor. Üretim anlayışımızda köklü değişiklikler yapmak şart. Konsey olarak Bursa ve ülkemizin sanayisini bu yeni sürece hazırlamak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu süreçlere katkı sağlayan tüm paydaşlara teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.



BTSO’da yeşil dönüşüm ve sınırda karbon toplantısı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Biz 22 yıldır Türkiye’yi büyütmek ve kalkındırmak için çalışıyoruz” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aydın-Denizli Otoyolu’nun resmi açılışını gerçekleştirdi. Açılış programında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ulaşım yatırımlarını eleştirenlere, “Biz kule deyince para kulesi, belediye deyince yeme aklına gelen bir kadro değiliz. Hiçbir zaman da olmadık. Biz 22 yıldır Türkiye’yi büyütmek ve kalkındırmak için çalışıyoruz” diyerek cevap verdi. AK Parti Aydın 8. Olağan İl Kongresi’ne katılmak için Aydın’a gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk durağı yapımı tamamlanan Aydın-Denizli Otoyolu oldu. 6 şeritli 140 kilometre ana yol ve 4 şeritli 23 kilometre bağlantı yolu olmak üzere toplamda 163 kilometre uzunluğundaki Aydın-Denizli Otoyolu’nun resmi açılışı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan açılışta yaptığı konuşmada, “İllerimiz arasındaki karayolu bağlantılarının çeşitlendirilmesi ve yolculuk sürelerinin azaltılması önceliklerimizin ilk sıralarında yer alıyor. Ticari ve turistik trafiğin ana güzergahlarından biri olan bölgemizin ulaşım altyapısını daha önce hizmete açtığımız İstanbul-İzmir Otoyolu ve İzmir-Aydın Otoyolu ile önemli ölçüde güçlendirmiştik. Bugün resmi açılışını yaptığımız Aydın-Denizli Otoyolu’yla Ege, Akdeniz ve İç Anadolu bölgelerimiz arasındaki karayolu ağımızı biraz daha genişletmiş oluyoruz. 3 gidiş, 3 geliş olmak üzere 6 şeritli 140 kilometre ana yol ve 23 kilometre bağlantı yolundan oluşan Aydın-Denizli Otoyolumuz toplam 163 kilometre uzunluğa sahip. Otoyol bünyesinde uzunluğu 5 bin 712 metreye ulaşan 61 adet köprü, 19 adet köprülü kavşak, toplam 11 bin 622 metre uzunluğunda 18 adet viyadük, 30 adet üst geçit, 80 adet alt geçit ve 5 adet otoyol hizmet tesisi yer alıyor. Otoyolumuzun Kuyucak kavşağı ile Kocabaş kavşağı arasındaki 93 kilometrelik kesimini 3 Kasım 2023’te açmıştık. Aydın Çevre Yolu’ndan başlayıp Kuyucak kavşağında son bulan 70 kilometrelik bölümünü ise 17 Ekim 2024’te hizmete açmıştık. Otoyol güzergahının 3 Kasım 2023’te trafiğe açılan ilk etabı Kocabaş’tan başlayıp Pamukkale Kumkısık, Sarayköy ve Buharkent’ten geçerek Kuyucak’a ulaşmıştı. 17 Ekim’de açılan ikinci etabı ise Kuyucak’tan başlayıp Nazilli Yenipazar ve Köşk ilçelerini geçerek Aydın’da sonlanmıştı. Şimdi otoyolun tüm kesimlerini resmi olarak Aydın’la birlikte tüm Ege Bölgemizin istifadesine sunuyoruz” dedi. “Aydın-Denizli Otoyolumuz bölgeye yapılan yatırımları artıracak” Cumhurbaşkanı Erdoğan, “D-320 Devlet Yolu üzerinden 11 ilçe geçilerek 2 saati bulan yolculuk süresi otoyolumuzun hizmete girmesiyle birlikte 1 saatin altına iniyor. Denizli Batı Çevre Yolu kavşağı ile İzmir merkezi liman kavşağı arasındaki 220 kilometrelik otoyol geçiş süresi 1 saat 40 dakikaya inmiş oluyor. Devlet yolu üzerinden Aydın’dan Denizli’ye ulaşım ile İzmir’den Denizli’ye ulaşım süresi ise birbirine eşit hale geliyor. Böylelikle zamandan 6,4 milyar lira, akaryakıttan 1 milyar lira olmak üzere yıllık toplam 7,4 milyar lira tasarruf edeceğiz. Karbon emisyonunu 61 ton azaltmış olacağız. Projenin tamamlanmasıyla Kapıkule’den başlayıp İstanbul üzerinden Marmara ve Ege bölgelerini kat ederek Akdeniz’e ulaşan kesintisiz bir otoyol ağını hayata geçirmenin gururunu yaşıyoruz. Her vesileyle şu gerçeği ısrarla hatırlatıyorum; yol medeniyettir, yol demek ulaşım demektir. Sanayi, üretim, turizm, kültür, emniyet, kalkınma demektir. Yol demek bölgesel ve küresel ekonomi ile entegrasyon demektir. Yol olmadan bunların hiçbiri olmaz. Aynı durum Aydın-Denizli Otoyolu için de geçerlidir. Aydın-Denizli Otoyolu’nun hizmete sunulması ile birlikte sanayi ve tarım ürünlerimiz Denizli üzerinden İzmir Aliağa Limanı’na çok daha kısa sürede nakledilecek. Bilhassa yaz aylarında yoğunluğun arttığı Pamukkale, Efes, Didim, Kuşadası gibi turizm merkezlerimize ulaşım daha kısa sürede ve konforlu bir şekilde sağlanacaktır. Yerli ve yabancı ziyaretçilerin turistik beldelerimizde daha fazla zaman geçirmelerine, daha farklı yerleri keşfetmelerine imkan verecek, bu durum turizm gelirlerimizi de artıracaktır. Aydın-Denizli Otoyolumuz turizm sektöründe bölgeye yapılan yatırımları artıracak, yeni turizm tesislerinin açılmasına öncülük edecek ve böylelikle yeni istihdam imkanları oluşturarak, bölge ekonomisini kalkındıracaktır” diye konuştu. “Biz 22 yıldır Türkiye’yi büyütmek ve kalkındırmak için çalışıyoruz” Cumhurbaşkanı Erdoğan, ulaşım yatırımlarını eleştirenlere yönelik de “İki çift lafım var” diyerek şunları söyledi: “Sizinle bizim aramızda sadece vizyon ve ufuk farkı yok, sizinle bizim aramızda niyet farkı, anlayış farkı, zihniyet farkı var. Biz kule deyince para kulesi, belediye deyince yeme aklına gelen bir kadro değiliz. Hiçbir zaman da olmadık. Biz 22 yıldır Türkiye’yi büyütmek ve kalkındırmak için çalışıyoruz. Siyasette bizim tek bir gayemiz vardır; o da işte bugün burada olduğu gibi ülkemizi ve şehirlerimizi hak ettiği yatırımlarla buluşturmaktır. Ulaştırma alanında bugüne kadar tarihimizin en büyük atılımlarını gerçekleştirdik. Bin 714 kilometre olan otoyol ağımızı 2 bin 82 kilometre artırarak 3 bin 796 kilometreye ulaştırdık. Yollarımızda ortalama hız 40 kilometreydi, şimdi yaklaşık 90 kilometre. Yani artık insanlarımız seyahatlerini daha hızlı, daha güvenli ve konforlu bir şekilde yapabiliyor. İnşallah çok daha iyi seviyelere geleceğiz. Bu duygularla bir kez daha açılışını yaptığımız Aydın-Denizli Otoyolu’nun şehirlerimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Projeyi hayata geçiren Ulaştırma Bakanlığımızı, yüklenici firmamızı, işçisinden mühendisine emek veren tüm kardeşlerimi şahsım, milletim adına tekrar tebrik ediyorum. Sizleri sevgiyle saygıyla selamlıyorum” dedi.
Bursa Kafede dehşet saçan maskeli saldırgan 24 saat geçmeden yakalandı Bursa’da adres sorma bahanesiyle gerçekleştiği iddia edilen silahlı saldırı olayının faili yakalandı. Olayın adres sorma değil eski bir husumetten kaynaklandığı belirlendi. Olayı gerçekleştiren saldırganın bir süre önce kafe çevresinde tıbbi maske ile keşif yaptığı, olaydan sonra da tıbbi maske takarak kaçtığı tespit edildi. Cinayet Masası ekipleri 120 güvenlik kamerasını inceleyip saldırganı 24 saat geçmeden yakaladığı açıklandı. Merkez Nilüfer ilçesi İhsaniye Mahallesi’ndeki bir kahvede önceki akşam 43 yaşındaki saat satıcısı E. Ö. silahla ayağından vurulmuştu. Hayati tehlikesi bulunmayan şahsı 30 yaşındaki Muhammet Ak isimli garsonun vurduğu belirlendi. Saldırganın Osmangazi ilçesindeki bir kafede park meselesi yüzünden 2 ay önce tartıştığı E. Ö. isimli şahsa kin beslediği, sık sık geldiğini bildiği kafede ise önceki gece silahla saldırı olayını gerçekleştirdiği ortaya çıktı. Silahlı saldırganın olaydan önce kafe çevresinde tıbbi maske ile yüzünü gizleyerek keşif yaptığı, olaydan sonra da maske ile kaçtığı belirlendi. 120 güvenlik kamerası görüntülerini inceleyen Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri kimliğini tespit ettikleri Muhammet Ak isimli şahsı Yıldırım’daki ikametinde 24 saat geçmeden gözaltına aldılar. Olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü Muhammet Ak’ın ifadesinin alınmasının ardından yarın adliyeye sevk edileceği öğrenildi. Yaralı şahsın hayati tehlikesinin de bulunmadığı bildirildi.
Şırnak Sağlık-Sen Şırnak Şube Başkanı Anmal’dan hasta nakli sırasında tepki gören sağlıkçılara destek Sağlık-Sen Şırnak Şube Başkanı Sabğatullah Anmal, hasta nakli sırasında tepkilere maruz kalan sağlık çalışanlarına destek açıklamasında bulundu. 8 Ocak’ta Şırnak Devlet Hastanesi’nden Diyarbakır’a sevk edilen bir hastanın Diyarbakır’dan taburcu bir hastayı Şırnak’a getiren ambulansa nakledilmesi sırasında yaşanan tartışma ve hasta naklinin gecikmesine ilişkin açıklama yapan Sağlık-Sen Şırnak Şube Başkanı Sabğatullah Anmal, sağlık hizmetinin bir bütün olduğu göz önüne alındığında sevk ve idarenin aynı zincirin halkaları gibi eksiksiz ve bir bütün halinde devam etmesinin telafisi imkansız sonuçların önüne geçilebilmesi açısından hizmetin önemini bir kat daha arttırdığını söyledi. Diyarbakır’da taburcu olan hastayı Şırnak Devlet Hastanesine getiren Diyarbakır 112 Acil Sağlık Hizmetlerine ait ambulans ile Şırnak’tan Diyarbakır’a sevk edilen hastayı götürecek olan ambulanstaki sağlık çalışanlarının hasta takası için Şırnak 112 Başhekimliğine bilgi verdiğini belirten Anmal, "Ancak koordinasyonsuzluk nedeniyle Diyarbakır’a sevk edilmeyi bekleyen hasta ile Beytüşşebap’a gidecek olan hasta, 112 Başhekimliği yöneticilerinin işgüzarlığı yüzünden yaklaşık 1 saat boyunca sevk edilmeyi bekledi ve bu süreçte sağlık çalışanları hasta yakınlarının tepkisine maruz kaldı. Acil sağlık hizmetleri çalışanlarının haklarını ve çıkarlarını savunmak, çalışma koşullarının iyileştirilmesi, eğitim imkânlarının artırılması ve maaşlarının adil bir şekilde belirlenmesi için mücadele verirken, bir de çalışma koşulları ve koordinasyonsuzluk yüzünden gündeme gelerek hasta naklinin geciktirilmesine zemin hazırlayan idarecilerin değerlendirilmesini siz kamuoyunun takdirine bırakıyoruz" dedi.