Yerel Haberler
Erzurum
16 Ekim 2024 Çarşamba - 15:34 ARAS EDAŞ kadın istihdamını artırıyor Aras EDAŞ, elektrik dağıtım sektörü gibi genellikle "erkek işi" olarak algılanan bir sektörde kadın istihdamını artırmak amacıyla başarılı çalışmalar yürütüyor. Şirket, cinsiyet eşitliğini destekleyerek kadın çalışanların sahada daha fazla yer almasını teşvik ediyor. Bu kapsamda sadece ofislerde değil, sahada da kadın çalışanların sayısını artırmayı hedefleyen Aras EDAŞ, elektrik dağıtım sektöründe kadınlara fırsat eşitliği sağlama konusunda önemli bir rol oynuyor. Kadın istihdamını destekleyen bu yaklaşım, toplumsal cinsiyet kalıplarını kırmanın yanı sıra, iş gücüne çeşitlilik kazandırarak sektördeki verimliliği ve inovasyonu artırıyor. Aras EDAŞ’ın bu tür çalışmaları, sektörde kadınların daha görünür hale gelmesine katkı sağlarken, kadınlara yönelik mesleki eğitim ve kariyer fırsatlarını da güçlendiriyor. Aras EDAŞ Ağrı Doğubayazıt İşletme Müdürlüğü’nde İşletme Mühendisi olarak görev yapan Elektrik Elektronik Mühendisi Aslı Dursun bu kadınlardan biri. Erkek egemen enerji sektöründeki cinsiyet kalıplarını yıkarak elektrik arıza, bakım, onarım merkezi dışında sahadaki çalışmalara da bizzat katılıyor, mesai arkadaşları ile birlikte arızalara müdahale ediyor. Erkek meslektaşlarıyla birlikte her türlü zorlu şartlarda görev yapan, kadınların erkek işi olarak bilinen her mesleği icra edebileceğini söyleyen Dursun, ’mesleğin cinsiyeti yoktur’ anlayışını herkese göstermek istediklerinin altını çiziyor. Enerji sektöründe, sahada ve teknik işlerde kadın çalışan sayısının az olduğunu belirten Aslı Dursun, “Kadın çalışanın çok az olduğu bir sektörde çalışıyoruz ama şirketimizde kadın istihdamına çok önem veriliyor. Bundan dolayı Aras EDAŞ’ta olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. Ben hem ofiste hem de sahada çalışıyorum. Ofisteki işlerimi tamamladıktan sonra ekiple birlikte sahaya çıkıyoruz. Müşteriden gelen ihbar doğrultusunda ilgili yere gidiyoruz. Müdahale esnasında direğe çıkılacaksa, ekiple birlikte tüm kişisel koruyucu donanımlarımızı takarak, güvenli bir şekilde direğe çıkıyoruz. Bazen benim direğe çıktığımı görenler şaşırıyor. Özellikle yüksek riskli sektörlerde, kadınların, daha detaycı ve disiplinli olduğu için daha başarılı olduklarını düşünüyorum” dedi. Doğubayazıt ilçesine bağlı Sarıgül Mahallesi’ndeki bir arızaya ekip arkadaşlarıyla birlikte giden Dursun, “Tabii ki zorlu şartlarda çalışıyoruz. Kışın yeri geldiğinde karın içinde çalışmak zorunda kalıyoruz, yazın kavurucu sıcakta sahada olmamız gerekiyor. Ama sahada müşterimizin sorununu çözüyor olmak, herhangi bir problemi ortadan kaldırmak, işte en önemli motivasyon kaynağım bunlar. Kadın istihdamına katkı sağlayan Aras EDAŞ’a teşekkür ediyorum” dedi.
16 Ekim 2024 Çarşamba - 15:07 Başkan Akpunar, Mahir’in rüyasını gerçeğe dönüştürdü Aziziye Belediye Başkanı Emrullah Akpunar, ‘özel gereksinimli’ 9 yaşındaki Mahir’e verdiği çocuk parkı sözünü tuttu. Başkan Akpunar, özel bakıma ihtiyaç duyan Mahir’in yaşadığı evin bahçesine çocuk parkı yaptı. Aziziye Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekiplerinin anında kurulumunu gerçekleştirdiği oyun grubu sayesinde Mahir’in rüyaları gerçeğe dönüşürken, Başkan Emrullah Akpunar da, kimsesiz aileyi yaşadıkları Akdağ’da ziyaret ederek Mahir için kurulan parkta incelemelerde bulundu. Başkan’dan Park İstedi Aziziye ilçesine 80 kilometre uzaklıktaki Akdağ Mahallesi’nde iki çocuğu ile birlikte yaşayan anne Hatice Sakin, Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) hastası olan 9 yaşındaki oğlunun çocuk parkı talebiyle geçtiğimiz hafta belediyeye gelmiş ve Başkan Emrullah Akpunar’la görüşmüştü. Anne Sakin, özel bakıma ihtiyaç duyan 9 yaşındaki oğlunun köydeki çocuk parkına gidemediğini, bu yüzden de çok üzüldüğünü ifade ederek, “Oğlum, Başkan Amca’sından park istiyor” demişti. Ekiplere Anında Talimat Bu görüşmenin ardından Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekiplerine hemen talimat veren Aziziye Belediye Başkanı Emrullah Akpunar, minik Mahir’in yaşadığı evin tam da bahçesine oyun grubu kurulması talimatını vermişti. Başkan Akpunar, Mahir’in park talebiyle ilgili olarak sosyal medya hesabından yaptığı duygusal paylaşımda; “Sana söz balam! İstediğin parkı hemen yarın evinin bahçesine kuruyoruz. Yeter ki, sen iste Yeter ki, sen gül” ifadelerini kullanmıştı. Rüyası Gerçek Oldu Mahir’in park rüyasını gerçeğe dönüştüren Aziziye Belediye Başkanı Emrullah Akpunar, ilçeye bağlı kırsal Akdağ mahallesine ekip göndererek çalışmalara bir an önce başlanması talimatını verdi. Belediyeye bağlı ekipler, kaydıraklardan oluşan oyun grubunun kurulumunu bir gün içerisinde tamamlarken, Başkan Akpunar da Sakin ailesini yaşadıkları evde ziyaret etti. Küçük Mahir’le bir araya gelen Başkan Akpunar, duygusal anlar yaşarken, Mahir’in park sevinci ise görülmeye değerdi. Parkı Mahir’e Götürdük Aziziye Belediye Başkanı Emrullah Akpunar, Mahir’in en büyük isteğinin çocuk parkı olduğunu anımsatarak, “Normalde köylerimizde oyun gruplarımız bulunuyor. Ancak Mahir, özel durumu dolayısıyla evinden ayrılamıyor ve parka gidemiyor. Bu durumu öğrenince biz de madem Mahir parka gidemiyor, o halde biz de parkı Mahir’e götürürüz diyerek, evinin bahçesine park yaptık. Bu parkın adını Mahir Parkı koyduk. O gülsün; yüzündeki gülücükler bize faslasıyla yeter” dedi. Akpunar’a Teşekkür Mahir’in annesi Hatice Sakin de, Aziziye Belediye Başkanı Emrullah Akpunar’a teşekkür ederek, “Yavrumun isteğini geri çevirmeyen Emrullah Başkanımızdan Allah razı olsun. Çünkü Mahir hastalığı sebebiyle köydeki çocuk parkına gidebilecek durumda değil. Ama artık şimdi evimizin bahçesinde park var. Çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.
16 Ekim 2024 Çarşamba - 15:00 Erzurum’da gençler teknolojide yarışıyor Erzurum’da bu yıl “Teknoloji ve Ahilik” temasıyla düzenlenen 16. Uluslararası MEB Robot Yarışması’nda heyecan devam ediyor. Kentte 4 gün sürecek 16. Uluslararası MEB Robot Yarışması’na 17 ülkeden ve 81 ilden bin 3 kurum, 6 bin 691 katılımcı ve 2 bin 687 robot iştirak etti. Yoğun katılımın gerçekleştiği organizasyonla Milli Eğitim Bakanlığı; mesleki ve teknik eğitimin niteliğini artırmayı, toplumda bu alana yönelik farkındalığı artırmayı ve öğrencilere edindikleri bilgileri beceriye dönüştürebilmeleri için gerekli ortamı sağlamayı, öğrencilerin yeni ve özgün ürünler geliştirmelerini, bilimsel düşünme becerileri kazanmalarını ve girişimci bireyler olarak yetişmelerini hedefliyor. “Erzurum’da TEKNOFEST provası yapıldı” TEKNOFEST Genel Sekreteri Muhammed Saymaz, Erzurum’un birçok anlamda robot yarışmasına uygun şartları taşıdığını belirterek, “TEKNOFEST’i bu yıl 11 ayrı yerde yaptık. Şu anda da Erzurum’dayız. TEKNOFEST’in Anadolu’ya, her yere, mazlum coğrafyalara, kadim coğrafyaların her tarafına yayılması için elimizden geleni yapıyoruz. Erzurum’da bu anlamda bir hava var. Çünkü bizim Anadolu’da kurduğumuz ilk bilim merkezi Erzurum. Hem kapsamı itibariyle hem bilgi şartları itibariyle gayet uygun bir yer. Erzurum bu işe ciddi anlamda sahiplendi. Tabii burada da mini bir TEKNOFEST havası olması gayet kıymetli, önemli. Bu milletin, Türk milletinin, Türk gençliğinin bu işe ne kadar ilgi ve alaka duyduğunu aslında akamete uğratılmış projelerin hayallerini yeniden ne kadar çok istediğinin en bariz göstergelerinden bir tanesi diyebiliriz. Bu anlamda TEKNOFEST havası Türkiye’yi sarmış durumda. Erzurum da bundan nasibini aldı” diye konuştu. İkiz kardeşler şampiyonada dikkat çekti 16. Uluslararası MEB Robot Yarışması’na katkı sunduklarını ifade eden TÜBİTAK Bilim ve Toplum Başkan Yardımcısı Cengiz Helvacı, “Organizasyonda birçok kurumla birlikte Milli Eğitim Bakanlığı, TÜBİTAK ve T3 var. Teknoloji ile birlikte yürütüyoruz. Bu sene Erzurum’da gerçekleştiriliyor. Erzurum çok güzel, kadim bir şehir. Kurum olarak hem robot yarışmasını destekliyor ve aynı zamanda buraya üç tane çadır da yerleştirdik. Kitap satış mağazamız var. Özel olarak yüzde 20 indirim kampanyasıyla da buraya gelen ziyaretçilerimize satışta bulunuyorlar. Eğitmenlerimiz, gelen ziyaretçi çocuklarla birlikte etkinlikler gerçekleşiyor” şeklinde konuştu. Yarışmaya katılan 6 bin 691 öğrenci içinde bulunan ikiz kardeşler Ayse Efsa ve Emine Erva Aydın, elektrikli araçlarda kullanılan akülerin daha uzun vadeli kullanımı ile ilgili geliştirdikleri proje ile dikkat çekti. İstanbul Bağcılar Abdurrahman ve Nermin Bilimli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nden yarışmaya katılan öğrenciler ise otonom araç ve insansız hava aracı kategorilerinde katıldıklarını ifade ederken, “Erzurum’da zorlu rakiplerimiz var ama başarılı olmak için çaba harcayacağız” dedi.
Çölyak hastaları Erzurum’da piknikte buluştu
10 Ağustos 2024 Cumartesi - 09:38 Çölyak hastaları Erzurum’da piknikte buluştu Erzurum’da çölyak hastaları bir araya geldi, hem sorunlarını paylaştılar hem de evlerinde yaptıkları glütensiz ürünlerle piknik yaptılar. Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin desteği ile Olimpiyat Park’ta bir araya gelen yaklaşık 100 çölyak hastası, hem bir dernek çatısı altında olmanın mutluluğunu yaşadılar hem de sorunlarını gündeme getirdi. Erzurum Çölyak Yaşam Dernek Başkanı Hatice Buliç, Erzurum’da da çölyak hastaları için bir dernek kurulmasının önemli olduğunu ifade ederek, “Onlar için neler yapabiliriz, nasıl destek oluruz diye yola çıktık. Bizler ömrümüz boyunca glütensiz ürünler tüketmek zorundayız. Bizim tükettiğimiz ürünler çok pahalı. Bu anlamda özellikle ihtiyaç sahibi olan ailelerimiz ve çocuklarımız destek bekliyor. Daha kolay ve ucuz fiyatlara bizim tüketebileceğimiz ürünlere ulaşma noktasında gayret göstereceğiz. Böyle bir güzel ortamda bir araya gelmek bile bizim önemli. ” dedi. Çölyak hastaları adına konuşan dernek üyeleri de Erzurum’da özellikle kendileri gibi glütensiz ürün kullanması gereken şahıslar için bir kafe açılmasının zorunluluk olduğunu dile getirdiler. Öğrenciler ise okul kantinlerinde kendileri hitap eden tek bir ürünün olmamasından şikayet ederken bazı çölyak hastaları Erzurum’un meşhur kadayıf dolması başta olmak üzere tatlıya hasret kaldıklarını ifade ettiler. Çölyak hastaları evlerinde yaptıkları ve glüten içermeyen pasta ve yemeklerle gönüllerince bir piknik yaptılar. Özellikle çocukların mutlulukları gözlerinden okunabiliyordu. Çölyak hastalığı nedir? Çölyak hastalığı; buğday, arpa, çavdar gibi tahıllarda bulunan glüten adlı proteine karşı vücudun verdiği alerjik tepki ile ince bağırsak başlangıç bölgesinin anatomik yapısının değişmesine neden olan emilim bozukluğudur. Çölyak aynı zamanda bir ince bağırsak hastalığıdır. Arpa, çavdar, buğday ve irmik gibi tahıllar çölyak hastalığını tetikleyen ana besinlerdir.
Dijital dünyada kaybolan çocukluk
09 Ağustos 2024 Cuma - 14:00 Dijital dünyada kaybolan çocukluk Eğitimci Abdullah Samancı, Roblox’un çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini değerlendirdi. Son yıllarda, çocukların favori oyun platformlarından biri haline gelen Roblox’un dijital çağın sunduğu cazip dünyalardan biri. Milyonlarca çocuk, bu platformda kendi oyunlarını tasarlayarak hayal güçlerini sınırları zorlayabilir ya da başkalarının oluşturduğu dünyalarda maceraya atılabildiğini anlatan Abdullah Samancı, “Ancak her madalyonun iki yüzü olduğu gibi, Roblox da göründüğü kadar masum bir eğlence kaynağı değil. Bu platformun çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri, ebeveynlerin göz ardı etmemesi gereken bir konu. İlk olarak, Roblox’un neden olduğu dijital bağımlılık meselesine değinmek gerekiyor. Oyunların cazibesi, çocukları saatlerce ekran başına kilitlerken, bu süre zarfında fiziksel aktivitelerden uzaklaşmalarına neden oluyor. Çocuklar, sokakta oyun oynamak, arkadaşlarıyla vakit geçirmek ya da aileleriyle kaliteli zaman geçirmek yerine sanal dünyalarda kayboluyor. Bu durum, sadece fiziksel sağlıklarına zarar vermekle kalmıyor; aynı zamanda sosyal becerilerinin gelişimini de olumsuz etkiliyor” diye konuştu. Roblox’un bir diğer karanlık yüzünün ise içerik denetimi konusunda ortaya çıktığını kaydeden Samancı, “Her ne kadar platform, çocuk dostu bir ortam sunmayı amaçlasa da, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriklerin denetlenmesi her zaman mümkün olmuyor. Bu da, çocukların yaşlarına uygun olmayan, hatta zararlı olabilecek içeriklerle karşılaşma riskini beraberinde getiriyor. Ebeveynlerin bu noktada devreye girmesi, çocuklarının hangi oyunlara eriştiğini yakından takip etmesi gerekiyor. Siber zorbalık, dijital dünyada her geçen gün artan bir sorun ve Roblox da bundan nasibini almış durumda. Çocuklar, çevrim içi oyun oynarken diğer kullanıcılar tarafından rahatsız edici davranışlara maruz kalabiliyor. Bu tür deneyimler, onların özgüvenini zedeleyebilir ve psikolojik olarak derin izler bırakabilir. Sanal dünyada yaşanan bu tür zorbalıklar, çocukların gerçek dünyadaki ilişkilerine de zarar verebilir” dedi. Roblox’un sunduğu bir diğer tehlikenin de finansal boyutunda gizli olduğunu ifade eden Abdullah Samancı, daha sonra şunları kaydetti: “Oyun içi satın alımlar, çocuklar için büyük bir çekicilik taşıyor. Ancak, sanal para birimi olan ’Robux’ ile yapılan bu satın alımlar, çocukların finansal bilinci olmadan büyük miktarlarda para harcamalarına yol açabilir. Bu noktada ebeveynlerin, çocuklarının harcamalarını yakından izlemeleri ve gerekli sınırları koymaları son derece önemli. Son olarak, kişisel verilerin güvenliği meselesine değinmekte fayda var. Roblox’ta çocuklar, diğer kullanıcılarla etkileşimde bulunarak kişisel bilgilerini paylaşma riskiyle karşı karşıya kalıyorlar. Kötü niyetli kişiler, bu bilgileri kötüye kullanabilir ve çocukların güvenliğini tehlikeye atabilir. Ebeveynler, çocuklarının kimlerle iletişim kurduğunu ve hangi bilgileri paylaştığını dikkatle takip etmelidir. Sonuç olarak, Roblox gibi platformlar çocuklara farklı bir oyun deneyimi sunarken, aynı zamanda çeşitli riskleri de beraberinde getiriyor. Ebeveynlerin, çocuklarının bu dijital dünyada kaybolmaması için dikkatli ve bilinçli olmaları gerekiyor. Teknolojinin sunduğu fırsatlardan yararlanmak elbette önemli, ancak bu fırsatları dengeli bir şekilde kullanmak, çocuklarımızın sağlıklı bir şekilde büyümeleri için şart. Roblox, modern çağın bir gerçeği olarak karşımızda duruyor, ancak bu gerçekliğin karanlık yüzünü görmezden gelmek, çocuklarımızın geleceğini riske atmak anlamına gelir.”
Haziran ve temmuz ayları bilimsel teşvik töreni düzenlendi
09 Ağustos 2024 Cuma - 09:55 Haziran ve temmuz ayları bilimsel teşvik töreni düzenlendi Hazırladıkları bilimsel çalışmalarla ulusal ve uluslararası bilim camiasında üniversitenin ismini duyuran akademisyenlerini ödüllendiren Atatürk Üniversitesi, düzenlediği Bilimsel Teşvik Törenlerine bir yenisini daha ekledi. Yeni Nesil Üniversite Tasarım ve Dönüşüm Projesi kapsamında gerçekleştirdikleri araştırma faaliyetleri için Haziran ve Temmuz aylarında başvuran öğretim üyelerine ödülleri, Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı tarafından verildi. Kültür Merkezi 15 Temmuz Milli İrade Salonunda gerçekleşen törende yayın, patent, proje ve firmaları ile ön plana çıkan akademisyenlere ödüllerini takdim eden Rektör Çomaklı, araştırma temelli yaptıkları çalışmalarından dolayı akademisyenleri tebrik etti. “Yapılan Çalışmalar Bizleri Gururlandırıyor” Üniversite yönetimi olarak her türlü çabanın karşılığını vermeye çalıştıklarını aktaran Rektör Çomaklı şunları söyledi: “Düzenlediğimiz ödül törenleri ile değerli bilim insanlarımızı hem teşvik ediyor hem de mutluluklarını paylaşıyoruz. Mensuplarımızın kurumumuzu ileri taşımak için ortak amaç ve hedefler doğrultusunda üstün bir gayretle hizmet etme arzusunda olduklarına inancım tamdır. Yaz tatili dolayısıyla Haziran ve Temmuz ayı ödüllerini birlikte verdiğimiz Bilimsel Teşvik Töreninde bizleri gururlandıran akademisyenlerimizle bir araya gelmekten duyduğumuz memnuniyeti bir kez daha dile getirerek, çalışma arkadaşlarımızın başarılarının artarak devam etmesini diliyorum” dedi. Törenin öncesinde akademisyenlere Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Atilla Keskin ile birlikte sunum gerçekleştiren Rektör Çomaklı, üniversitenin akademik ve idari faaliyetlerini değerlendirerek son yıllarda elde edilen başarılar ve gelişmeler hakkında bilgi verdi. Eğitim kalitesinin artırılması, bilimsel araştırmaların desteklenmesi ve uluslararası iş birliklerinin güçlendirilmesi konularında yapılan çalışmalar üzerinde duran Rektör Çomaklı, el birliğiyle Atatürk Üniversitesi isminin daha yükseğe taşınacağını aktardı. Bilimsel Teşvik Töreni, hatıra fotoğrafı çekilmesiyle sona erdi.
Oltu’da çiftçiler tapu sorununun çözülmesini istiyor
09 Ağustos 2024 Cuma - 09:45 Oltu’da çiftçiler tapu sorununun çözülmesini istiyor Erzurum’un Oltu ilçesine bağlı Ayvalı Mahallesi mezrasında yaşayan çiftçiler, tapu kadastro kayıtlarındaki yanlışlığın giderilmesini istiyor. 1992 yılında tapu kadastro işlemleri sırasında mezralarının "orman" olarak gösterildiğini belirten vatandaşlar arazilerin "2B" statüsünde kendilerine satışını talep ediyor. Yaklaşık 100 civarında vatandaşın yaşadığı mezralarda çiftçilik yapan köylüler, ürünlerinin yarısını çöpe atmak zorunda kaldıklarını ifade ediyor. Ürünlerini değerlendirebilmek ve üretimlerini sürdürebilmek adına, arazilerinin tapu satış işlemlerinin hızlandırılmasını ve mezralarına elektrik bağlanmasını istiyorlar. Çiftçiler, mevcut durumun sürdürülebilir bir tarım için engel teşkil ettiğini belirterek, yetkililerden destek ve çözüm bekliyor. Oltu’nun ekonomik ve sosyal yapısına önemli katkı sağlayan bu mezraların sorunlarının bir an önce çözüme kavuşturulması gerektiği vurgulanıyor. Oltu ilçesi Ayvalı Mahallesi Muhtarı Yunus Ay, “Bizim dedelerimizden kalan mezramızda ülkemize katkımız olsun diye üretim yapmaktayız. Ekim yerlerimiz büyük ve küçük baş hayvanlarımızın tamamı burada, dedelerimizden de kalan yer burası. Biz bu mezramıza yaşlı ve orta yaşlı köylülerimiz bu mezraya çıkıyor. Bu mezramızda elektriğimiz yok. 1992 yılında kadastro bu mezramızı orman arazisi yapmış şimdi burayı da bizim elimizden almak istiyorlar şuan burada evi olanlar ahırı samanlığı olanların tamamı mahkemeliğiz. Bize diyorlar ki bu mezradan çıkın biz buradan çıkarsak biz nerede üretim yapacağız, bizim köyümüz mahalle oldu ama burası köy statüsünde. Bizim burada üretim yapmamız lazım 600 büyük baş hayvanımız var. Bin adet küçük baş hayvanımız var burada elektrik yok, yaşayan kadınlarımız elle ineklerini koyunlarını sağmaya çalışıyorlar oda gece yarılarını buluyor. Sağdıkları sütü işleyemiyor yarısı bozulup gidiyor bizim derdimiz bizim hayatımızı kolaylaştırsınlar. Bu mezramızı 2B arazisi olarak bize satsınlar biz kendi yerlerimiz 2B arazisi olarak alalım. Biz burda üretim yapmaya devam edelim” dedi. Ayvalı mahallesinde çiftçilik yapan Havva Aydın ise “62 yaşındayım Kayınpederim 88 yaşında vefat etti benim aklım kesti kayın pederim bu yaylada duruyor. Kayınpederimin babası bu yaylada durdu ve şimdide biz duruyoruz. Buraya önce tapularımızı sonrada elektrik istiyoruz. Yaptığım ürünlerimizin çoğusu boşa gidiyor çöpe atıyoruz hep zayi oluyor. Biz bu mezramızı bırakamayız Benim 7 çocuğum 20 torunum var bunlar ne yiyip içecek ben bu yaştan sonra nere gidebilirim” dedi. Naime Ay ise “Bu mezrada ilaçlarımız hep bozuluyor. Bizim pişirdiğimiz yemeklerimiz hep bozuluyor, gece karanlık çökünce süt sağımı yapamıyoruz. Buz dolabımız olsa rahat edeceğiz bir çok ineğimizi sağamıyoruz, elektriğimiz olsa süt sağma makinası ile sağar daha fazla peynir yağ üretiriz. Bizim önce tapularımızı istiyoruz sonrada elektriğimizi istiyoruz” dedi. Mezrada yaşayan Serdar Ay “Ben bu mezrada doğdum babam 85 yaşında rahmetli oldu burada yaşıyordu, babamdan önce dedemlerde burada yaşıyordu. Biz burada ticaret yapmıyoruz üretim yapıyoruz. Ülkemize katkı sağlamaya çalışıyoruz ekonomimize faydamız olsun diye üretim yapıyoruz yüz yıllardır elektriğimiz yok yağımız peynirimiz hep ziyan oluyor, yolumuz yok suyumuzu kendimiz getirdik evlerimizden su akmıyor biz elektrik almak isterken şimdi yaylamızı elimizden almak istiyorlar. Bu duruma büyüklerimizin el koymasını istiyoruz, mezramızı bize versinler istiyoruz” dedi. Nazım Ay da “Burası bizim 500 yıllık mezramız, biz burada hayvancılık yapıyoruz. Devletimize kendimize katkı olsun diye biz hep tüketicimi olalım biz hiç üretici olmayalım mı? Bizim gibileri hep çekip büyük şehirlere göç etmişler şimdi orada dert yanıyorlar peynir 300 lira yağ 300 lira peki bizlerde bırakırsa yağı peyniri 1000 liraya bile bulamayacaklar. Biz hayvancılık yapıyoruz ben dedemden beri buradayım halen daha buradayım bizim devlet büyüklerimizden ricamız bizim sorunumuza el atmasını istiyoruz. Bir an önce sorumuzu çözerseler çok mutlu oluruz, biz yıllardır elektrik almak için müracaat ediyoruz tapu yok diye alamıyoruz. Elektrik olmayınca ürettiğimiz ürünlerimizin yarısı çöpe gidiyor bizim dedelerimizin yaptıkları evler çöktü artık biz bunların yerine yenilerini yaptık şimdi bunları sökmek istiyorlar. Ne imiş tapumuz yokmuş eğer bu şekilde devam ederse bu iş hiçbir yaylada insan kalmaz inek kalmaz bu millet ne yiyip içecek” dedi. Suzan Polat da “Ben buraya 42 yıl önce gelin geldim, burada kayınpederimin malı davar vardı bizde yıllardır onun yolundan gidiyoruz, evlerimiz uçuyordu bizde söküp yeniden yaptık bu evlerimizi sökmek istiyorlar. Biz memnun değiliz razı değiliz benim 10 tane ineğim var sadece 3 tanesini sağa biliyorum ben şeker hastasıyım yaptığım yoğurdum peynirim yağım hep zayi oluyor biz tapumuzu ve elektriğimiz istiyoruz” dedi.
ETÜ’den Teknofest başarısı
09 Ağustos 2024 Cuma - 09:28 ETÜ’den Teknofest başarısı Erzurum Teknik Üniversitesi, Teknofest 2024 Biyoteknoloji İnovasyon Yarışması’nda iki projesiyle finale yükseldi Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ), Moleküler Biyoloji ve Biyoteknoloji alanında sürdürdüğü yenilikçi çalışmalarla adından söz ettirmeye devam ediyor. Bu kapsamda, ETÜ bünyesindeki iki araştırma takımı, Teknofest 2024 Biyoteknoloji İnovasyon Yarışması’nda büyük başarılara imza atarak finalist olma hakkı kazandı. 2022 yılında Şeymanur Çobanoğlu ve Erdem Erkengez tarafından kurulan Turch and Tech Takımı, antibiyotik dirençliliği, biyofilmler, protein mühendisliği ve rekombinant DNA teknolojisi gibi alanlarda yenilikçi araştırmalar yürütmektedir. Takım kaptanı Şeymanur Çobanoğlu, 2020 yılında TÜBİTAK 2210-C Biyoteknolojik İlaç Teknolojileri öncelikli alanında aldığı destekle dikkat çekerken, 2022 yılında TÜBİTAK BİDEB 2211-E doktora bursu kazandı. Erdem Erkengez ise 2023 yılında TÜBİTAK 2247-C Stajyer Araştırmacı Burs Programı (STAR) ve 2024 yılında TÜBİTAK 2210 Yurt İçi Yüksek Lisans Burs Programı tarafından desteklendi. Turch and Tech Takımı, Teknofest 2024 Biyoteknoloji İnovasyon Yarışması’nda Üniversite ve Üzeri Fikir kategorisinde finalist olmayı başardı. 2021 yılında Simay Aldağ, Güler Tuba Buğdacı ve Ruhane Tosunoğlu tarafından kurulan ETÜ Teknoloji MicTech Takımı ise antibiyotik dirençliliği, biyofilmler, probiyotik mayalar ve antibiyofilm peptitler üzerine çalışmalar yürütmektedir. Simay Aldağ ve Güler Tuba Buğdacı, 2021 yılında TÜBİTAK 2209-A projesinden destek alarak projelerini geliştiren takım üyeleri, 2024 yılında TÜBİTAK 2210-C Yurt İçi Öncelikli Alanlar Yüksek Lisans Burs Programı kapsamında destekleniyor. MicTech Takımı, Teknofest 2024’te Üniversite ve Üzeri Proje kategorisinde finalist olma başarısını elde etti.