GÜNDEM - 03 Temmuz 2024 Çarşamba 09:58

Erzurum’da 30 STK’dan ortak bildiri

A
A
A
Erzurum’da 30 STK’dan ortak bildiri

Ülkemizde son günlerde sığınmacı ve göçmenler üzerinden başlatılan provokasyonlara yönelik Erzurum’dan 30 sivil kitle örgütünün ortak imzası ile bir açıklama yapıldı.


Türkiye’nin jeopolitik ve stratejik öneme sahip konumu, sosyo-kültürel yapısı ve komşu ülkelere nispeten yüksek refah koşulları nedeniyle tarih boyunca pek çok göç hareketine maruz kaldığı ifade edilen bildiride, “Özellikle Suriye ve Afganistan’da yaşanan iç karışıklıklar sebebiyle ülkemiz 2011 yılının Mart ayından itibaren büyük bir göç hareketiyle karşı karşıya kalmıştır. Türkiye, izlediği açık kapı politikası ile milyonlarca sığınmacıya ev sahipliği yapmış, milletimiz yüksek feraseti sayesinde hiçbir milletin göstermediği yardımseverliği bu insanlara göstermiştir. Geçen bu 13 yıllık süre içinde, sığınmacıların ülkede bulunma biçimlerinin geçiciden kalıcıya dönüşmesi, özellikle büyükşehirlerimiz başta olmak üzere birçok şehrimizde sosyal, kültürel, ekonomik ve demografik yapının bozulma tehlikesiyle karşı karşıya kalmasına neden olmuştur. Geçici koruma statüsünde olmalarına rağmen çok sayıda uluslararası vakıf, dernek vb. kuruluşlar sığınmacıların ülkemize entegre olmaları için çalışmalarına devam etmektedir. Sığınmacıların istihdamı şartı ile işletmelere hibe, kredi ve makine destekleri verilmekte, Dünya Bankası kredileri bir kısmı Suriyelilerin istihdamı için kullanılması şartıyla verilmekte, Suriyeli STK’lar uluslararası kuruluşlar tarafından fonlanmaya devam edilmektedir. T.C. İç İşleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre Türkiye’deki Suriyeli sayısı 3,5 milyonu aşmış olup, diğer sığınmacıların sayıları da dikkate alındığında ortaya çıkan rakam düşündürücü boyutlara ulaşmıştır.” denildi.


“Doğum oranlarına dikkat edilmeli”


Ülkemizde 13 yılda oluşan sığınmacı sayısının, 60 yılı aşkın bir süredir Almanya’da bulunan Türklerin bugünkü sayısı ile kıyaslandığında, içinde bulunulan durumun vahametini göstereceği vurgulanan bildiride, “İlk defa 1961 yılında Almanya’ya işçi olarak giden Türklerin bugün Almanya’da ki sayısı geçen 60 yıla rağmen 3 ile 3,5 milyon arasındadır. Ülkemiz için en önemli sorun demografik değişimin gelecekte ortaya çıkaracağı kargaşa olacaktır. Bugün Türkiye’deki Suriyelilerin yarısı 0-18 yaş, 1 milyon 200 bini ise 19-39 yaş arasındadır. Doğurganlık yaş grubundaki kadın sayısı 785 bin 561’dir. Diğer sığınmacılara ait oranlar da dikkate alındığında bu, kabul edilebilir değildir. İlerde ülkemizin yaşayabileceği savaş, deprem gibi durumlarda nelerle karşılaşabileceğimiz ise bugünden konuşulması gereken bir beka meselesidir. Doğum oranlarına bakıldığında sığınmacı nüfusunun gelecekte ülkemiz için büyük bir tehlike oluşturacağı açıktır. Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımız bu durumu hak etmemektedirler. Gaziantep, Kilis, Hatay gibi illerimizdeki Suriyeli sayısı Türk Vatandaşı nüfusla yarışır hale gelmiş hatta bazı yerlerde geçmiştir. Bu, hiçbir ülkede görülen bir durum değildir.” İfadesine yer verildi.


“Haksız rekabetler sebep oluyor”


30 STK tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi, “Birçok şehrimizde Suriyelilerin gettolar oluşturması ve Arapça isimler taşıyan işletmelerle şehirlerin çehresinin değişmesi halkta rahatsızlık ve endişe oluşturmuştur. Örneğin, İstanbul’un Fatih ilçesinde bulunan tarihi “Malta Çarşısı’nın artık Arapça isimler taşıyan tabelalarıyla “Suriye Çarşısı” olarak anılması gibi örnekler halkta Suriyelilerin toplumla kaynaşmak yerine ayrışma eğilimi içinde oldukları yönündeki düşüncenin kuvvetlenmesine neden olmuştur. Özellikle büyük şehirlerimizde, sığınmacıların sahibi olduğu ve kayıt dışı faaliyet gösteren çok sayıda işletme, küçük esnaf ve atölye vardır. Bu gayri resmi firmalar vergi vermemekte, SGK primi ödememekte, diğer firmaların yaptırmak zorunda olduğu ruhsat, iş güvenliği sağlığı vb. yükümlülüklerle ilgili masrafları olmamaktadır. Bu durum haksız rekabete neden olduğu gibi ekonomik şartlar sebebiyle zor durumda olan esnafımızı iyice zor duruma sokmakta, iflaslar artmaktadır. Ekonomi yavaş yavaş sığınmacıların hâkimiyetine bırakılmaktadır.”


“İleride oluşabilecek sorunları görmek lazım”


Birçok şehirde sığınmacılar tarafından toplum düzenini bozan taciz, hırsızlık vb. suçlarının milleti canından bezdirir bir hal aldığı anlatılan bildiri şöyle devam etti, “Sığınmacılar toplu ulaşım araçlarında ve topluma açık yerlerde uyumlu olamamakta, kendi kültürlerini, alışkanlıklarını olduğu gibi sürdürmekte ve ülkemiz insanının yaşam alanını daraltmaktadırlar. Parayla satın alınan ya da mülkiyete dayalı bir vatandaşlık anlayışı ile sığınmacılara vatandaşlık verilmesi ise milletimizi derinden yaralayan bir anlayıştır. Parayla vatandaşlık verilen sığınmacıların, bu vatan için yirmili yaşlarda toprağa düşen bir gencimizle aynı ülkenin vatandaşı olabilme imkânları içler acısı bir durumdur. Milletimiz bugün şu sorunun cevabını aramaktadır. Neden ülkemiz dünyada en fazla sığınmacı ve düzensiz göçmen nüfusuna sahip olan ülkedir? Sığınmacı ve düzensiz göçmen nüfusu sebebiyle Milletimizin ileride yaşayabileceği sıkıntıları bugünden dile getirenler neden yabancı düşmanı olarak suçlanmaktadır. Milletimizin büyük çoğunluğu sığınmacıların bir an önce ülkelerine gönderilmesini beklemekte ve istemektedir. İçinde bulunduğumuz bu durumun devamı, kanımızla alıp, kanımızla koruduğumuz vatanımızın yavaş yavaş elimizden kayıp gitmesi demektir. Cumhuriyeti kuran şehir Erzurum’dan, 23 Temmuz 1919 ruhuyla tüm dünyaya Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözüyle yeniden sesleniyoruz. “Bu ülke, tarihte Türk’tü bugün de Türk’tür ve sonsuza dek Türk olarak yaşayacaktır."


“Provokasyonlara gelmeyelim”


Palandöken Gelişim Derneği, Gelişim Erzurum Dergisi, Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Erzurum Şube Başkanlığı, Erzurum Tarih Derneği, Erzurum Halk Oyunları ve Halk Türküleri Turizm Derneği, Hak Sen Konfederasyonu Erzurum İl Temsilciliği, Türkiye Sakatlar Derneği Erzurum Şubesi, ERİH-DER (Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri Sosyal Yardımlaşma Dayanışma ve Kültür Derneği), Büro Emekçileri Sendikası Erzurum İl Temsilciliği, Erzurum Kültür Sanat ve Eğitim Derneği, Mobbing ile Mücadele Derneği, Tüm Medya Gazeteciler Derneği, Oltu ve Yöresi Kültür Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Erzurum Madeni İşler Meslek odası, Erzurum Lokantacılar Odası, Erzurum Fırıncılar Odası , Erzurum Alçı ce Sıvacılar Odası, Oltu şoförler Esnaf odası, Erzurum Marangozlar Odası, Erzurum Konfeksiyon ve İmalatçılar Odası, Erzurum Kuyumcular Odası, Erzurum Tesisatçılar Odası, Erzurum Otel ve Kahveciler Odası, Erzurum Elektronikçiler Odası, Erzurum Demirciler Odası, Erzurum Oto Tamirciler Odası, Elektrik Teknisyenleri Odası, Erzurum Kunduracılar Odası, Erzurum Minibüsçüler Odası ve Koop-İş Sendikası Erzurum Şubesi tarafından yapılan açıklamada daha sonra şöyle devam edildi, “Yaşanabilecek provokasyonlardan Milletimizin uzak durmasını Yüce Milletimizden talep ediyoruz. Bu Bildiriye imza atan Sivil Toplum Kuruluşları olarak, yayınladığımız bu bildirinin yabancı düşmanlığı olmadığının bilinmesini istiyoruz. Aziz Milletimizin tercümanı olmayı en büyük görev kabul ediyor, Sığınmacı ve düzensiz göçmenlerin yetkili makamlarımızca hukuka uygun bir şekilde bir an önce kendi vatanlarına gönderilmesini Milletimiz adına istiyoruz.”


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Mühendislik öğrencileri bitirme projelerini sergiledi Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Mühendislik Fakültesi Elektrik-Elektronik Bölümü öğrencilerinin bitirme projeleri sergilendi. Öğrenciler, robot köpek, insansız tarım aracı, enkaz altında kalan insanları tespit eden cihazlar gibi projeler yaptı. Mühendislik Fakültesi binasında düzenlenen sergide öğrencilerin bitirme projeleri akademisyenlerin beğenisine sunuldu. Öğretim üyeleri ise öğrencilerin projelerini tek tek gezerek not verdi. OMÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yıldıray Topçu, “Öğrencilerimizin bitirme projeleri sergileniyor. Bu bölümümüze ait yaklaşık 40 proje var. Bu projelerin yaklaşık yarısı daha önce TÜBİTAK ve TEKNOFEST etkinliklerinde fakültemizde bölümümüzü temsil etmiş ve çeşitli dereceler almış projeler. Bizler mühendislik fakültesi olarak proje tabanlı mühendislik eğitimi diye bir vizyonumuz var. Öğrencilerimizi bu şekilde mühendislik kariyerlerine hazırlıyoruz. YKS tercihlerinin gündeme geldiği bu günlerde ülkemizde bütün gençlerimizi mühendislik kariyeri için OMÜ Mühendislik Fakültesi bölümlerine davet ediyorum ”dedi. “Becerilerini bitirme projelerinde uygulamaya dönüştürüyorlar” Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hülya Gökalp Clarke, “Burada son sınıf öğrencilerimiz 1 yıl boyunca üzerinde çalıştıkları bitirme projelerini sergiliyorlar. Hocalarımız gelerek inceliyor ve notlarını verebiliyor. Öğrenciler önceden edindikleri teorik ve uygulama becerilerini bitirme projelerinde uygulamaya dönüştürüyorlar. Daha çok şey öğreniyorlar. Öğrenciler için çok yararlı olduğunu düşünüyoruz. Böyle sergi olarak planlanması birbirlerinin yaptıkları çalışmaları da görüyorlar. İnsansız tarım aracı var, enkaz altında kalan insanları tespit eden cihaz var. Akıllı kampüs projesi var” diye konuştu. Öğrenciler projelerini anlattı Projesini anlatan Elektrik-Elektronik Mühendisliği son sınıf öğrencisi Hasret Kevser Karagöz, “Bitirme tezim harita üzerinde kablosuz algılayıcı ağlarla bir aracı takip etmek. Bir kuruma ait aracı takip ediyorum. Burada kendim bir ara yüz tasarladım. Kişileri ara yüze kullanıcı adı ve şifre ile giriş yaparak Google haritalara erişerek şahsi olarak araçlarını izleyebilmekteler” şeklinde konuştu. Öğrenci Fatih Özkoçak, “4 bacaklı robot yaptık. Bu robot enkaz durumunda afetzedelere bulmak için yapılıyor. Robotumuz aynı zamanda ortamın haritasını çıkartabiliyor. Enkaz altında kalan insanların termal kameralarla görüntüsünü alabiliyor” ifadelerini kullandı. Alihan Gök, “Projemizin amacı insansız insansız tarım araçlarında kullanılmak üzere yabancı bitki algılama sistemidir. Çiftçilerimiz tarım arazilerinde insansız tarım araçları üzerinde bu oluşturduğumuz algoritmayı kullanarak yabancı bitkileri algılayarak bunların yok edilme işlemlerini gerçekleştirilecektir” açıklamasında bulundu.
Düzce İSKİ ile diyaloglar güçleniyor Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, incelemelerde bulunmak üzere şehre gelen İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin (İSKİ) üst düzey yöneticileri ile toplantı gerçekleştirdi. Görüşmelerde, teknik işbirliği yapılması konusunda fikir birliğine varılırken, İSKİ ve Düzce’deki yerel yönetim kurumlarının da katılımıyla daha geniş kapsamlı bir istişare toplantısı düzenlenmesi kararlaştırıldı. İSKİ Genel Müdürü Doç. Dr. Şafak Başa, Genel Müdür Yardımcıları Mahmut Kahraman ile Begüm Çelikdelen, daire başkanları ve şube müdürlerinden oluşan heyet, Melen havzasında yürütülen çalışmalarla ilgili saha incelemelerinde bulunmak üzere Düzce’ye geldi. İlk olarak Biyolojik Arıtma Tesisi inşaatının devam ettiği Cumayeri İlçesi’ne giden heyet, İSKİ Melen Havza Koruma Şube Müdürlüğü’nde Şube Müdürü Berat Murat Konuşlu ve Düzce Milletvekili Talih Özcan’ın da katıldığı bir toplantı gerçekleştirdi. Gölyaka Belediyesi’ni de ziyaret eden İSKİ heyeti, program kapsamında Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü ile de bir görüşme gerçekleştirdi. Mutfak Sanatlar Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıya, İSKİ heyetinin yanı sıra Düzce Milletvekili Talih Özcan da katılırken, Belediye Başkan Yardımcısı Okan Kaltu ile Düzce İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Nuri Çelik de hazır bulundu. Toplantıda bir sunum yapan İSKİ Genel Müdür Yardımcısı Mahmut Kahraman, İstanbul’a içme ve kullanma suyu temin edilen Melen Barajı’nın, havzasının ve barajı besleyen su kaynaklarının korunması ve iyileştirilmesi, aynı zamanda Cumayeri, Çilimli, Gölyaka ve Kaynaşlı ilçelerinde Melen Çayına karışmakta olan atıksuların toplanması amacıyla atıksu şebeke ve kolektör çalışmalarının devam ettiğini belirtti. Kahraman, Düzce’de havza koruma programı kapsamında yapılan çalışmalar ve önümüzdeki 5 yıllık yatırım programı hakkında da bilgiler verdi. Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü ise, şehrin su kaynaklarını ve çevreyi korumak üzere azami gayret gösterdiklerini önemle vurguladı. Karşılıklı görüşmelerde, İSKİ tarafından yürütülen çalışmalara Düzce Belediyesi ve İl Özel İdaresi’nin de teknik destek sağlaması noktasında fikir birliğine varıldı. Görüşmede, işbirliklerini ve karşılıklı diyalogları güçlendirecek adımlar atılarak, İSKİ, Düzce Belediyesi ve ilçe belediyeleri ile Düzce İl Özel İdaresi’nin katılımıyla, daha geniş kapsamlı bir koordinasyon toplantısı gerçekleştirilmesi kararlaştırıldı.
Hakkari Vali Çelik: "Bize düşen bilimin imkanlarını kullanmak" Hakkari Valisi Ali Çelik, fay hattı ile ilgili yapılan kazı çalışmalarını yerinde inceleyerek, “Bizlere düşen bilimin verdiği imkanları sonuna kadar kullanmak. Burada da Şemdinli ve Yüksekova fay hattı alanının tespit edilmesi ile fay hattının deprem üretme sıklıklarının ortaya çıkarılması ve fayın gözle görülür bir yapı olup olmadığını tespit etmek için bir çalışma yürütüldü” dedi. Vali Çelik, beraberindeki heyet ile Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Kamu Kurumları Araştırma ve Geliştirme Projelerini Destekleme Programı kapsamında yürütülen bilimsel çalışmaları yerinde inceledi. Vali Çelik, yapılan çalışmalar hakkında bilgi alırken, projenin bölge için önemine dikkat çekti. Vali Çelik, inceleme sırasında yaptığı açıklamada, “Yaşadığımız acı tecrübelerin tekrarını engellemek, farkındalığı ve bilinirliği arttırmak için bilimin bizlere sunduğu imkânlarla deprem üretme kapasitelerini, sıklıklarını ve süreçlerini tespit etmek için bir proje yürütüyorlar, bu meyanda Prof. Dr. Azad Sağlam Selçuk hocamıza ve ekibine çok teşekkür ediyorum. Bu projeler, bölgemizdeki deprem risklerini daha iyi anlamamıza ve muhtemel depremlere karşı hazırlıklı olmamıza yardımcı olacaktır. 6 Şubat depreminde yaşadığımız asrın felaketinde de tecrübe ettiğimiz üzere, deprem hepimizin hayatını birçok can kaybına neden olacak şekilde etkileyen, ondan sonra oluşturduğu maddi kayıplar açısından da inanılmaz zor bir süreçtir. Rabbim tüm ülkemizi ve vatandaşlarımızı depremlerden, afetlerden korusun” dedi. “Bizlere düşen bilimin verdiği imkânları sonuna kadar kullanmak” diyen Vali Çelik, şöyle devam etti: “Burada da; Şemdinli ve Yüksekova fay hattı alanının tespit edilmesi ile fay hattının deprem üretme sıklıklarının ortaya çıkarılması ve fayın gözle görülür bir yapı olup olmadığını tespit etmek için bir çalışma yürütüldü. Bilimsel anlamda güzel veriler ve sonuçlar üretildi. Araştırmacılar, iki büyük deprem arasındaki tekrarlama sıklıklarını karbon testleri ile fayları ve deprem kırıklıklarını gördüler, bu çalışmalar ilerisi için bizlere fikir verecek ve rehber olacak. Dolayısıyla, bu çalışmalarda emeği geçen herkese tekrar teşekkür ediyorum.” Proje kapsamında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi tarafından oluşturulan bir ekip, fay hatlarının geçmişteki hareketlerini ve gelecekteki potansiyel tehlikelerini belirlemek amacıyla detaylı kazılar ve analizler gerçekleştirdi. Bu çalışmaların, bölgenin depremsellik haritasının güncellenmesine ve risklerin minimize edilmesine katkı sağlayacağı belirtildi. Bölgenin afet ve yeni yerleşim planlama çalışmalarına katkı sağlayacak olan bu bilimsel çalışmalarda; 30 metre uzunluğunda, 1,5 metre genişliğinde ve 4 metre derinliğinde hendek kazılarında numuneler alınacağı kaydedildi.
Bilecik TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Bilecik’te Mühendislik Laboratuvarı’nın açılışına katıldı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Bilecik’te Mühendislik Laboratuvarı’nın açılışını yaptı. İlk olarak Bilecik Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı’nı ziyaret eden Hisarcıklıoğlu, ardından Şeyh Edebali Türbesi’ne geçerek burada TOBB tarafından yaptırılan asansör önünde kurdele kesim törenine katıldı. Ardından Hisarcıklıoğlu, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zafer Asım Kaplancıklı’yı makamında ziyaret etti. Vali Şefik Aygöl, CHP Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün, Bilecik Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ergün, Bilecik Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Şermin Kahraman’ında eşlik ettiği ziyarette Hisarcıklıoğlu, TOBB hibesiyle yapımı tamamlanan ve faaliyete geçirilen Mühendislik Laboratuvarının açılışını yaptı. Üniversitenin bazı bölümlerini de gezen Hisarcıklıoğlu ve beraberindekiler, yeni yapılan Rifat Hisarcıklıoğlu Konferans Salonu’nun önünde fotoğraf çektirdi. Ardından Bilecik Ticaret ve Sanayi Odası’nı da ziyaret eden Hisarcıklıoğlu, TSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ergün ve oda üyeleri tarafından karşılandı. Burada toplantı salonunda sanayiciler ve iş adamlarıyla bir araya gelen Hisarcıklıoğlu, kentin ticareti ve sanayisiyle ilgili bilgiler alarak talep ve önerileri dinledi.
Konya Konyaspor yeni sezon hazırlıklarına devam ediyor Konyaspor, 2024-2025 sezonu hazırlıklarına Konya’da gerçekleştirdiği antrenman ile devam etti. Teknik Direktör Ali Çamdalı, "Bu sezon ligde 12. yılımız. Ligde kalıcı hale gelmek lafını artık rafa kaldırmamız gerekiyor. Nasıl daha iyi işler yapabiliriz bence ona bakmak lazım" dedi. Kayacık Tesisleri’nde Teknik Direktör Ali Çamdalı yönetiminde gerçekleştirilen antrenman ısınma hareketleriyle başladı. Mobilizasyon ve core ısınma ile devam eden idman, aerobik koşu ile sona erdi. İdmanda yeni transferlerden Yusuf Erdoğan, Ufuk Akyol, Josip Calusic yer aldı. Antrenman öncesinde basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Konyaspor Teknik Direktör Ali Çamdalı, "1. etap kamp dönemini yarın itibarıyla bitiyoruz. Planladığımız 3 etaptan birisini burada bitirmiş olacağız. Pazartesi itibarıyla Kayseri’ye gideceğiz. Aynı 19’una kadar 2. etabı tamamlayıp sonrasında da yurt dışı kampımız olacak. Kayseri etabında bir tane hazırlık maçı düşünüyoruz. Yurt dışı kampını tamamen hazırlık maçları için kendimize ayırdık. Toplamda 4 tane hazırlık maçı düşünüyoruz. Rakiplerimizin hepsi de dişli olacak. Hem kendi gücümüzü hem kendi durumuzu analiz edebilmek için iyi rakipler tercih ediyoruz. Umarım orayı da en sağlıklı şekilde tamamlayıp mutlu bir şekilde Konya’ya geri döneriz" şeklinde konuştu. "Futbolcularımızın hepsi en iyi şekilde hazırlanmaya çalışıyor" Çalışmaların verimli geçtiğine değinen Çamdalı, "Futbolcularımızın hepsi en iyi şekilde hazırlanmaya çalışıyor. Günleri çift idman ile tamamlıyoruz. 7. idmanımızı tamamlamış olacağız. Sadece antrenmanlar ile değil testlerle de bunu tamamlamak istiyoruz. Bütün futbolcularımızın form düzeylerini hem yükleme planlamasını iyi yapabilmek için bunlara ihtiyacımız var. Bunun içinde tesislerimiz çok uygun" diye konuştu. "Biz bu ligde kalıcıyız" Gelecek sezon hakkında da konuşan Çamdalı, "Takımı, yeniden inşa etmek istiyoruz. Aslında Konyaspor’un yüzünü de biraz değiştirmek istiyoruz. En büyük hedefimiz bu. Uygun bir bütçe ile çalışmak kaliteyi düşürmek anlamına gelmez. Biz seviyemizi ve kalitemizi düşürmeden doğru hamleler yapmak istiyoruz. Biz zaten bu ligde kalıcıyız. Ligde 12. yılımız bu sezon. Ligde kalıcı hale gelmek lafını artık rafa kaldırmamız gerekiyor. Nasıl daha işler yapabiliriz bence ona bakmak lazım. Sağlam, tekrar ayağını yere basan, doğru planlama ile ilerlemek istiyoruz" ifadelerini kullandı. Yeşil-beyazlılar, yarın yapacağı antrenmanla 1. etap kamp çalışmalarını tamamlayacak.