GÜNDEM - 05 Temmuz 2024 Cuma 15:34

Başbağlar Şehitleri dualarla anıldı

A
A
A
Başbağlar Şehitleri dualarla anıldı

Erzincan’ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde 5 Temmuz 1993 tarihinde meydana gelen terör saldırısında hayatını kaybeden 33 vatandaş, düzenlenen törenle anıldı.


Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda konuşan Başbağlar Köyü Muhtarı Ali Akpınar, "Bundan tam 31 yıl önce, 5 temmuz 1993 pazartesi günü akşam ezanı okunduğu vakitte, köyümüze gelen hain teröristlerin köyümüzde soykırımı andıran bir katliam sonucunda şehit ettikleri 33 vatandaşımız için düzenlenen anma törenimize iştirak ederek acımızı paylaşan tüm konuklarımızı şehitlerin huzurunda saygıyla selamlıyorum. 2 temmuz 1993 tarihinde önceden hazırlanmış ve kurgulanmış olarak sahneye konulan Sivas Madımak otelinde ve üç gün sonra köyümüzde yapılan katliamın asıl amacının milletimizin birlik ve bütünlüğüne, vatandaşlarımız arasına ayrılık tohumları atarak devletimizi zayıf düşürmek suretiyle bölmek olduğu günümüze kadar yapılan tüm terör saldırılarında açıkça görülmüştür. Yaşadığımız bu katliamın üzerinden 31 yıl geçmesine rağmen Başbağlar köyü mazlumları, hâlâ yitirilen haklarını, kaybedilmiş canların kanlarının yerde kalmaması için, bu katliamın sorumlularının adalet önünde hesap vermeleri için hukuki mücadelesini bugüne kadar meşru zeminlerde devam ettirmiştir” dedi.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere siyasilerin ve bürokratların gönderdiği taziye mesajlarının okunduğu törende konuşan Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu Başbağlar katliamını unutmanın, yaşanan acıyı tarifin mümkün olmadığını söyledi.


Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar da, “Yıllardır ülkemizin bütünlüğünü bozmaya çalışan güçlerle mücadele ediyoruz. Bu güçlerin taşeronluğunu yapan PKK son 40 yılda vatandaşlarımıza, güvenlik güçlerimize saldırarak binlerce canımıza kıydı. İşte bu hain terör örgütü bundan tam 31 yıl önce bugün Erzincan ilimizin Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde dünyanın gördüğü en alçak ve insanlık dışı saldırılardan birisini gerçekleştirdi. PKK’lı teröristler akşam namazını kılmak için köy camisine giden vatandaşlarımızı meydanda toplayarak onları katletti, kurşuna dizdi. 33 vatandaşımızı şehit ettiler. Burada sıkılan kurşunlar tüm milletimiz hedef aldı.” dedi.


Son olarak konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel’de,”5 temmuz günü birileri aldıkları talimatla pusu kurdular. Beklediler ki köyün erkekleri camide toplansınlar. Akşam namazını takiben camiye giden, namazdan çıkanları aldılar, getirdiler ve 28’ini köyün meydanında katlettiler. Köyü ateşe verdiler, yaktılar 5 canımızı da arada aldılar. 33 şehidimizi bizim yüreğimizi yakarak tarih önünde hepimize emanet ettiler. Başbağlar rastgele seçilmiş bir yer değildi. Eylemin biçimi, sayısı asla rastgele değildi. 2 gün önce Sivas’ta Madımak otelinde canlar yanmıştı, 33 kişi hayatını kaybetmişti. Onlar sema durmaya gelmişlerdi inançlarına göre ibadeti yerine getiriyorlardı. Birileri onları katletti güya ona misilleme bu sefer bir cami çıkışında yine 33 kişi hayatını kaybetti. Hesap bu ülkede mezhep kavgası çıkarmak. Terör örgütü, terör örgütünü kullanan başka güçler mezhep kavgası çıkarır mıyız diye niyetlendiler” diye konuştu.


Program şehitlik ziyaretiyle sona erdi.



Başbağlar Şehitleri dualarla anıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Günlük kiralık dairede öldürülen Murat Arpapay cinayetine ilişkin davanın görülmesine başlandı Bahçelievler’de günlük kiralık dairede öldürülen ve cesedi apartman boşluğuna atılan Murat Arpapay cinayetine ilişkin davanın görülmesine başlandı. Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Muhterem Perçikli, maktul Murat Arpapay ile arkadaşları tarafından tanıştırıldığını söyledi. Perçikli olay günü maktul ile günlük kiralık dairede buluşma ayarlandığını ancak diğer sanıkların da evde olduğunu belirterek “Doğan eterli bezle maktul Murat’a saldırmaya başladı. Fatih ile Doğan vurdular Murat’a. Murat çok bağırdı, çırpındı. Çok darp edildi, baygınlık geçirdi yere yığıldı” şeklinde cinayet anını anlattı. İstanbul Bahçelievler’de 27 Temmuz 2023’te günlük kiralık bir dairenin apartman boşluğunda Murat Arpapay’ın cansız bedeni bulunmuştu. Olaya ilişkin hazırlanan iddianamede 3’ü firari 5 sanığın toplamda 36 yıl 3 aya kadar hapisle cezalandırılması istenmişti. Hazırlanan iddianame kapsamında sanıkların yargılanmasına başlandı. Bakırköy 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu sanıklar Muhterem Perçikli ve Serpil Demir hazır bulundu. Duruşmaya taraf avukatları da katıldı. “Bir adam var maddi gücü yüksek onunla tanıştırayım seni” Duruşmada savunması sorulan tutuklu sanık Muhterem Perçikli “Olay tarihinden 2 ay önce üniversiteyi burada okumak için İstanbul’a geldim. Şirinevler’de bir kafede çalışmaya başladım. Serpil’le işe başladıktan 2-3 hafta sonra tanıştım. Daha sonra Doğan, Fatih ve Ersen ile tanıştım. Ben onlara kendimi anlattım. İstanbul’a gelme nedenimin üniversite okumak ve çalışmak olduğunu söyledim. Ersen bana ‘bir adam var maddi gücü yüksek onunla tanıştırayım seni’ dedi. Bana maddi ve manevi açıdan destek olacağını söyledi. Konuşmadan 2-3 gün sonra Murat Arpapay ile Şirinevler’de bir kafede tanıştık” dedi. “Çok darp edildi, baygınlık geçirdi yere yığıldı” Firari sanık Ersen’in kendisi ile Murat Arpapay adına bir buluşma ayarladığını söyleyen sanık Perçikli “Olay günü Serpil ile ben buluştuk önce. Daha sonra Serpil ile günlük kiralık dairenin anahtarını aldık ve eve geçtik. Maktulü almaya gidecektim ben sonrasında. Ersen aracılığı ile Murat ile haberleştik. Ersen benim adıma başka bir telefondan maktul ile konuşuyormuş. Ben maktulü Şirinevler Meydanı’na almaya gittim. Serpil ve diğer sanıklar o esnada evdeydi. Maktul ile eve girdiğim esnada bir anda Doğan ve Fatih odadan çıktılar. Doğan eterli bezle maktul Murat’a saldırmaya başladı. Fatih ile Doğan vurdular Murat’a. Murat çok bağırdı, çırpındı. Çok darp edildi, baygınlık geçirdi yere yığıldı. Fatih ile Doğan maktulü yatak odasına aldılar sonra” şeklinde cinayet anını anlattı. “Birine bir şey anlatmayacaksın söylersen sen de aynı şeyleri yaşarsın” Sanık savunmasının devamında “Fatih bir ara mutfağa geçti, elinde iğne vardı. İçinde beyaz bir sıvı vardı baya doluydu içi. Maktul yatakta baygındı elleri önden plastik kelepçe ile bağlanmıştı. Konuşamıyordu kendinden geçmişti. Sonra beni odadan çıkarıp salona gönderdiler. Ben ‘ambulansı mı arasak?’ dedim Serpil’e. Doğan ile Fatih yanımıza gelip telefonlarımızı aldı. Ben baktığımda Murat’ın kulakları morarmıştı, göbeği şişmişti. Ben ağlamaya başladım, öldüğünü anladım. Mesai saatim geldiği için evden ayrıldım. Evden ayrılırken Fatih ile Doğan bana ‘hiçbir şekilde birine bir şey anlatmayacaksın söylersen sen de aynı şeyleri yaşarsın’ dediler. Ben ‘tamam anlatmayacağım kimseye çıkmak istiyorum’ dedim. Tek başıma evden ayrıldım. Maktulün öldürülmesine karışmadım suçsuzum” ifadelerini kullandı. “Bu akşam Kıbrıs’a gidiyoruz” Sanık Serpil Demir ise “Olay günü ben ve arkadaşım Muhterem vakit geçirmek için günlük kiralık apart kiralamaya karar verdik. Sonra Fatih abiler aradı beni. Bize katılmak istediler. Normalde de takıldığım insanlardı. Geldiler Ersen Doğan ve Fatih. Sonra sanık Ersen evden ayrıldı. Ben evde alkol alıyordum. Muhterem mağazaya gidiyorum diye çıktı. Sonra geri geldi ancak yanında biri ile gelip gelmediğini görmedim. Yatak odasında bağırma çağırma sesleri üzerine oraya doğru yaklaşırken Fatih ile Doğan’ın maktulü darp ettiklerini gördüm. Daha sonra Muhterem’i ‘sakın kimseye bir şey söyleme’ deyip işine yolladılar. Ben kalmaya devam ettim. İçmeye devam ediyordum telefonum da onlardaydı. Sanıklar maktulü tutup üst kata apartman boşluğuna çıkardı. Gitmeden önce telefonumu verip ‘sakın birini arama aklından bile geçirme biz zaten bu akşam Kıbrıs’a gidiyoruz’ dediler. Kapıyı çekip gittiler. Ben 10 dakika kendime gelmeye çalıştım. Sonra ben de oradan ayrıldım. Bu olaydan benim haberim olsaydı gidip kendi adıma apart ayarlamazdım” dedi. Ara kararını açıklayan mahkeme firari sanıkların yakalama emrinin devamına karar verdi. Sanıkların tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi. "İki savunma metni de birbirinden tamamen farklı ve çelişkilerle doludur" Öte yandan davaya ilişkin değerlendirmede bulunan Murat Arpapay’ın annesi Şefika Arpapay’ın avukatı Burak Mert Aktaş "Tutuklu sanıklar Muhterem Perçikli ve Serpil Demir’in ilk duruşmada savunmaları alındı. İki savunma metni de birbirinden tamamen farklı ve çelişkilerle doludur. Bunu gözeten mahkeme heyeti firari sanıkların da henüz yakalanmadığı gerekçesi ile tutukluluğun devamına karar vermiştir. Firari sanıkların tümünün en kısa sürede yakalanarak yüce Türk adaletine teslim edilmesini ümit ediyoruz" ifadelerini kullandı. İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 27 Temmuz 2023 günü Bahçelievler’de meydana gelen olay anlatıldı. İddianamede merdiven boşluğunda Murat Arpapay’ın cansız bedeninin bulunduğuna ilişkin bilgi verilmesi üzerine soruşturmaya başlandığı kaydedildi. Olaya ilişkin incelenen güvenlik kamerası görüntülerinde Arpapay’ın 26 Temmuz günü yanında bir kadın ile binaya giriş kaydının olduğu, kadının aynı gün binadan çıkış yaptığı ancak daha sonra şüpheli 3 şahsın binaya giriş yaptığı tespit edildi. Murat Arpapay ile binaya giren kadının Muhterem Perçikli olduğu da iddianamede açıklandı. Olaya ilişkin yakalanarak ifadesi alınan sanık Muhterem Perçikli “Ölen şahsı tanımıyorum. Olay tarihinden yaklaşık 1 hafta kadar önce Serpil Demir beni Şirinevler’de bir kafeye götürdü. Burada Azad, Fatih ve Doğan isimli şahıslarla tanıştırdı. Azad beni zengin, orta yaşlarda bir erkek ile tanıştırmak istediğini söyledi. Bu şahısla internet üzerinden tanıştıklarını ve kendisini kadın olarak tanıttığını anlattı. 26 Temmuz günü Serpil ve Azad’ın daha önceden kiraladıkları günübirlik daireye gittik. Fatih ve Doğan Murat’a saldırdı. Doğan, bir beze döktüğü eter ile Murat’ın ağzını kapattı. Murat buna direndiği için Fatih ve Doğan tarafından darp edildi. Ellerini arkadan plastik kelepçe ile bağladılar. Fatih’in elinde şırınga gördüm. Murat’a enjekte etmeye çalıştı. Murat hareketsiz yatar haldeydi" dedi. İddianamede şüpheli Fatih Erginoğlu ve Doğan Sarıyıldız’ın 27 Temmuz günü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne giriş yaptıklarının tespit edildiği ve haklarında yakalama kararı çıkarıldığı belirtildi. Bir diğer sanık Azad lakaplı Ersen Başak’ın ise Gürcistan’a gittiği ve hakkında kırmızı bültenle arama emri düzenlendiği de iddianamede anlatıldı. İddianamede tüm sanıkların Azad lakaplı Ersen Başak’ın talimatıyla öncesinde anlaşarak maktulü olayın gerçekleştiği daireye getirip zor kullanarak etkisiz hale getirip evini soymak için birlikte hareket ettikleri ve maktulün ölümüne sebebiyet verdikleri kaydedildi. Hazırlanan iddianame kapsamında Doğan Sarıyıldız, Ersen Başak, Fatih Erginoğlu, Muhterem Perçikli ve Serpil Demir’in ‘birden fazla kişi ile konutta yağmaya teşebbüs’ suçundan 2 yıl 6 aydan 11 yıl 3 aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Sanıkların ‘olası kastla öldürme’ suçundan ise 20 yıldan 25 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
İstanbul Tüpraş, döngüsel ekonomiye katkı sağlayacak yeni teknolojiler geliştiriyor Tüpraş, Stratejik Dönüşüm Planı ve 2050 Karbon Nötr hedefi doğrultusunda yenilikçi Ar-Ge teknolojileri geliştirmeye devam ediyor. IS2H4C isimli projesiyle Ufuk Avrupa Programı’ndan desteğe hak kazanan Tüpraş, proje kapsamında karbon yakalama ve yeşil hidrojen teknolojileri bir arada kullanarak hem karbon emisyonunu azaltma hem de döngüsel ekonomi için değer üretme vizyonuyla çalışacak. Tüpraş, Stratejik Dönüşüm Planı ve 2050 Karbon Nötr hedefi doğrultusunda odaklandığı iş kollarından sürdürülebilir rafinaj ve yeşil hidrojen alanında, Avrupa Birliği destekli yenilenebilir enerji projeleri ile dönüşüm sürecine hız kazandırıyor. Avrupa Birliği’nin Ufuk Avrupa Programı kapsamında fon almaya hak kazanan Tüpraş Ar-Ge Merkezi’nin de yer aldığı IS2H4C projesi, sürdürülebilir döngüsel ekonomi dönüşümünü hedefliyor ve endüstriyel iş birliğinden döngüsel ekonomi merkezlerine geçişi amaçlıyor. Tüpraş ve Arçelik’ten düşük karbonlu buzdolabı üretimi için iş birliği İzmir Rafineri sahasında demo ölçekli ünitelerin uygulamaya alınacağı projede, rafineri baca gazından karbondioksit yakalanacak ve yeşil hidrojen altyapısı kullanılarak önce e-metanol, ardından poliüretan üretilecek. Üretilen bu düşük karbonlu poliüretan, Arçelik tarafından buzdolabı üretiminde kullanılacak. Rafineri sahasında yenilikçi teknolojilerin test edilmesi rolü ile projede yer alan Tüpraş, Türkiye merkezinin liderliğini üstlenecek. Almanya’dan Fraunhofer Enstitüsü Türkiye merkezinde, uygulanacak teknolojileri geliştirmek üzere yer alırken, Arçelik de araştırma faaliyetlerine katkı verecek ve son kullanıcı olacak. Avrupa Birliği’nin Ufuk Avrupa Programı kapsamında desteklenen projede, Türkiye dahil 4 ülkede Döngüsellik Merkezleri (Hubs for Circularity) oluşturulacak. 35 paydaşın yer aldığı projede, Tüpraş yüzde 70 destek oranı ile 1,8 milyon Euro teşvik alacak. “Türkiye’de ilk defa bir endüstriyel kuruluşta karbon yakalama ve yeşil hidrojen teknolojileri döngüsel üretim için bir arada kullanılacak” Konuyla ilgili görüşlerini aktaran Tüpraş Genel Müdür Yardımcısı Murat Şimşek, "Stratejik Dönüşüm Planımız ve 2050 Karbon Nötr hedefimiz doğrultusunda, yeni karbon yakalama teknolojileri geliştiriyor ve saha uygulamalarını hayata geçiriyoruz. Tüpraş Ar-Ge Merkezi’nde, emisyonları azaltmaya yönelik karbondioksit yakalama, kullanım ve depolama (KYKD) teknolojilerinin demo ölçekli çalışmaları yürütülüyor. Ayrıca, yeşil hidrojen çalışmalarımız da hızla devam ediyor. Ar-Ge Merkezimiz, temiz hidrojen ekosisteminin ve pazarının oluşturulmasına öncülük etmek amacıyla çalışıyor. Ufuk Avrupa Programı kapsamında desteklenen IS2H4C projesi de bunlardan biri" dedi. Şimşek şöyle devam etti: "Döngüsel ekonomi yaklaşımı ile karbonsuzlaştırma çözümleri sunan projemizle, Arçelik’in üretim süreçlerine de katkı sağlıyoruz. Türkiye’de ilk defa bir endüstriyel kuruluşta karbon yakalama ve yeşil hidrojen teknolojileri bir arada kullanılarak hem karbon emisyonları azaltılacak hem de döngüsel ekonomi için değer üretilecek. Bu projenin, dönüşüm stratejimizi destekleyecek önemli teknolojik kazanımlar sağlayacağına inanıyorum." Arçelik Üretim ve Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Nihat Bayız, "‘Dünya’ya Saygılı Dünya’da Saygın’ vizyonumuzla Ar-Ge yetkinliklerimiz ve yenilikçi teknolojilerimizle ülkemiz ve gezegenimiz için değer oluşturuyoruz. 2050 yılına kadar net sıfır bir şirket olmayı hedefliyoruz. Bu taahhüdün bir parçası olarak IS2H4C Projesi’ne katılmaktan memnuniyet duyuyoruz. Bu projede, rafineri baca gazından yakalanan karbondioksitin non-izosiyanat poliüretan üretiminde kullanılmasını ve bu malzemenin Manisa işletmemizdeki Ar-Ge Merkezi’mizde buzdolabı üretiminde değerlendirilmesini sağlayacağız. IS2H4C Türkiye Döngüsellik Merkezi’nde, çıktıları nihai ürüne dönüştürmede önemli bir rol üstleniyoruz. Projemizin, çevresel sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm alanlarında diğer sektörlere de örnek olacağına inanıyorum" dedi. Tüpraş Ar-Ge Merkezi, uluslararası tanınırlığı ve güçlü iş birlikleri sayesinde Avrupa Birliği destekli projeler almaya devam ediyor. Halihazırda devam eden 9 projenin yanı sıra 12 tamamlanan proje ve 3 kabul alan yeni proje ile merkez, Türkiye’nin önde gelen Ar-Ge merkezleri arasında yer alıyor. Merkez, odaklandığı alanlarda dünya çapında önde gelen kuruluşlarla ortak çalışma ve teknoloji geliştirme imkânı buluyor. Bu sayede, stratejik dönüşüm yolculuğunda şirkete önemli katkılar sağlıyor ve karbon nötr olma hedefine yönelik ileri teknolojileri birinci elden takip ediyor.