DÜNYA - 28 Nisan 2012 Cumartesi 17:04

SPOR TOTO KUPASI

A
A
A
SPOR TOTO KUPASI

Spor Toto Kupası B Grubu 3. hafta maçında Medical Park Antalyaspor, Gaziantepspor`u 4-2 mağlup etti.
MAÇTAN DAKİKALAR (İKİNCİ YARI)
46. dakikada, kaleci Eray`ın kısa aut atışında top Emre`de kaldı. Emre`nin şık vuruşunda top ağlarla buluştu. 2-1
56. dakikada, Musa Nizam kendi ceza sahasında uzun serbest vuruş kullandı. Rakip ceza alanı içinde topla buluşan Mehmet Eren, meşin yuvarlağı ağlarla buluşturdu. 3-1
65. dakikada, Mehmet Eren`in sağdan ortasında Tita, Sinan`a pasını verdi. Sinan`ın vuruşunda top kaleci Eray`da kaldı.
82. dakikada, Kerim ceza sahası içine ortasında topla buluşan Cenk Tosun rakip oyuncuların müdahalesiyle yerde kaldı. Maçın hakemi penaltı noktasını gösterdi. Topun başına gecen Bekir Ozan kalecinin sağından meşin yuvarlağı ağlarla buluşturdu. 3-2
90+2`de Gaziantepspor rakip sahaya kaleci Eray dahil tüm oyuncuları gönderdi. Korner atışında Medical Park Antalyaspor defans oyuncuları Sinan`ı topla buluşturdu. Sinan`ın orta sahadan boş kaleye gönderdiği topu ağlarla buluşturdu. 4-2
STAT: Mardan Antalyaspor
HAKEMLER: Deniz Ateş Bitnel xx, Özgür Fatih Kalaycı xx, Sedat Etik xx
MEDİCAL PARK ANTALYASPOR: Onur xx, Erkan xx, Radeljic xx, Musa Nizam xx, Minev xxx, Hüseyin xx, Pedro x (Uğur dk. 69 x), Emrah x (Mehmet Eren dk. 34 xx), Emre xx (Ali Zitouni dk. 55 x), Sinan x, Tita xx
YEDEKLER: Polat, İbrahim Dağaşan, Deniz
TEKNİK DİREKTÖR: Mehmet Özdilek
GAZİANTEPSPOR: Eray x, Serdar xx, Çetin xx, Yasin x (Mustafa dk. 75 x), Şenol x, Kerim x, İhsan x (Mehmet Yiğit dk. 31 xx), Ozan xx, Cenk Güven x, Taşkın x (Gökhan dk. 66 x), Cenk Tosun xx
YEDEKLER: Özden, Emrah, Tufan, İbrahim Halil Yaşar
TEKNİK DİREKTÖR: Hikmet Karaman
LLLER: Tita (dk. 23 pen.), Emre (dk. 46), Mehmet Eren (dk. 56), Sinan (dk . 90+2) (Medical Park Antalyaspor), Cenk Tosun (dk. 33), Bekir Ozan (dk. 83 pen.) (Gaziantepspor)
SARI KARTLAR: İhsan, Cenk Tosun (Gaziantepspor), Orkun (Medical Park Antalyaspor)
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Tokat’ta doktorlar hastaların ayağına gitti Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi, kırsal bölgelerde ağız ve diş sağlığı hizmetine erişimi kolaylaştıran sosyal sorumluluk projeleriyle toplum sağlığına katkı sağlıyor. Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi ve Sosyal Sorumluluk, Gönüllülük ve Toplumsal Katkı Koordinatörlüğü, kırsal bölgelerde ağız ve diş sağlığı hizmetlerine erişimi kolaylaştırmak için hayata geçirdiği “Ağız ve Diş Sağlığına Engelsiz Erişim: Üniversitemizden Köylerimize Diş Sağlığı İçin Mobil Çözüm” projesinin ikinci etabını Tokat’ın Almus ilçesine bağlı Ormandibi köyünde başarıyla tamamladı. Rektör Danışmanı Doç. Dr. Yusuf Temur, Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hatice Balcı Yüce ve Koordinatör Doç. Dr. Tuba Karabey’in öncülüğünde gerçekleşen etkinlikte, diş hekimliği fakültesi öğrencileri köy halkına gönüllü sağlık hizmeti sundu. Hastanelere ulaşımda zorluk çeken köy sakinlerine diş sağlığı taramaları ve tedavileri sağlanarak, ağız sağlığının korunması ve bilgilendirilmesi konusunda farkındalık oluşturuldu. Proje hem öğrencilerin uygulamalı eğitimine katkı hem de topluma doğrudan hizmet sunulmasını sağladı. Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi, sosyal sorumluluk projeleriyle köylerdeki vatandaşların sağlık hizmetlerine erişimlerini kolaylaştırmaya ve yerel halkın sağlık ihtiyaçlarına çözüm getirmeye devam ediyor.
İstanbul Bağış yapmaktan korkmayın: Türkiye’de 35 bin insan organ bekliyor Biruni Üniversite Hastanesinde organ bağışıyla ilgili farkındalık oluşturmak amacıyla Organ Bağışı Haftası Sempozyumu düzenlendi. Türkiye’de organ nakli operasyonlarındaki yüksek başarı oranına dikkat çekilen sempozyumda, buna karşın kadavradan organ bağışının çok düşük oranda olduğu belirtilerek organ bağışı çağrısı yapıldı. 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftasında Biruni Üniversite Hastanesinde gerçekleştirilen sempozyumla organ bağışının önemine dikkat çekildi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’yla başlayan sempozyumda açılış konuşmasını Başhekim Dr. Öğretim Üyesi Abdullah Sert yaptı. “Organ bağışı insanlara umut olan, yeniden yaşama döndüren bir mesele” diyen Sert, “Bu anlamda son yıllarda çok ciddi gelişmeler kaydedildiğini biliyoruz. Bizim sağlık çalışanları olarak, bu noktada en büyük sorumluluğumuz bunları hatırlamak ve insanlara hatırlatmak. Organ bağışının oranlarını artırmak hepimizin görevidir” şeklinde konuştu. “Kadavradan bağış oranı düşük olduğu için canlıdan nakil yapıyoruz” Biruni Üniversite Hastanesi Genel Cerrahi ve Organ Nakli Uzmanı Doç. Dr. Halil Erbiş, dünya genelinin aksine Türkiye’de kadavradan organ nakli oranının çok düşük olduğunu belirtti. Bu nedenle canlıdan nakil oranlarının yüksek olduğunu söyleyen Erbiş, “Organ bağışına çok ihtiyacımız var. Ülkemizde yaklaşık 35 bin insan organ için sırada beklemekte. Maalesef ki ülkemizde kadavradan nakil sayısı oldukça az, yaklaşık yüzde 10’larda. Yüzde 85, yüzde 90 oranında canlılardan nakil yapmaktayız. Dünya geneline baktığımızda ise bunun tam tersini görüyoruz. Kadavradan organ nakillerinin yüzde 90’lara kadar ulaştığı dünya genelinde, canlıdan nakil yüzde 10 civarı yapılıyor” dedi. “Beyin ölümünün geri dönüşü yok” “Ülkemizdeki cerrahi teknikler, cerrahi hekimlerin nakil başarıları oldukça fazla. Buna rağmen ölen yakınlarımızın organlarını bağışlamakta çok tereddüt çekiyoruz” diyen Doç. Dr. Erbiş, “3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası dolayısıyla tüm herkesin bu konuda bilinçlenmesi ve bir gün kendilerinin de bir organa ihtiyaç duyabileceğini akıllarına getirip ona göre organlarını bağışlaması gerekir. Herkes çekirdek ailesinde, organ ihtiyacının ne olduğunu, organ bağışının ne olduğunu ve bir gün kendilerine de organ gerekebileceğini konuşup buna göre ortak bir karar vermeli. Eşler, Allah göstermesin, ikisinden birinin beyin ölümü olduğunda organlarını bağışlaması için birbirlerine vasiyet etmeliler. Beyin ölümünün tam olaraktan ne olduğu hasta yakınlarına açıklanmalı. Beyin ölümü olduktan sonra tekrar yaşam dönüşün olmadığını hasta yakınlarına net bir şekilde anlatmalıyız” diyerek çağrıda bulundu. Türkiye’de organ naklinde 1 yıllık başarı oranının yüzde 95’in, 5 yıllık oranın ise yüzde 80-85’in üzerinde olduğunu ifade eden Erbiş, “Bu yüksek bir başarı oranı ve canlıdan organ nakli yaptığımız halde bunu başardık. Mesela karaciğer naklinde yarım bir organ takıyoruz. Kadavradan alıp bütün bir karaciğer nakletsek başarılarımız daha da yüksek olabilir” dedi. “Hastaların son raddeye gelmeden böbrek nakli olmasını istiyoruz” Biruni Üniversite Hastanesi Nefroloji Uzmanı Dr. Banu Erkalma Şenateş ise böbrek hastalarına, diyalize girmeden organ nakli yapılmasının önemini vurguladı. Şenateş, “Kronik böbrek hastası sayısı maalesef ki diyabetin, obezitenin ve hipertansiyonun giderek yükselmesi nedeniyle artmakta. Bunu adeta bir pandemi gibi görebiliriz. Kronik böbrek yetmezliğinde toplumun farkındalığı maalesef dünyaya göre belirgin oranda az. Bu sebeple de hastalar tedavilerine geç kaldıkları zaman diyaliz ya da böbrek naklinin zamanında planlanması aksamış oluyor. Biz istiyoruz ki, hastalar hem yaşam beklentisi hem hayat kalitesi açısından en uygun tedaviyi alsınlar ve zamanında organ nakline yönlendirilsinler. Hastaların preemtif böbrek nakli olmalarını istiyoruz ve ümit ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Muğla MEAH’ta lösemi farkındalığı haftasında renkli etkinlikler 2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası kapsamında, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi gönüllü öğrencilerinden oluşan “1 Çocuk 1 Dilek Muğla” topluluğu, Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi poliklinik girişinde farkındalık standı açarak çeşitli etkinlikler düzenledi. Standı Başhekim Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Fatih Alaşan ve hastane yönetim ekibi ziyaret ederek topluluğa destek verdi. Lösemi farkındalığını artırmayı amaçlayan etkinlikte, çocuklara yönelik oyun hamuru, maske yapımı, resim çalışmaları ve yüz boyama gibi aktiviteler gerçekleştirildi. Ayrıca, ailelere lösemi hakkında bilgilendirici broşürler dağıtıldı. Etkinliğe katılan aileler, çocukluk çağı lösemisi ve erken tanının önemi konusunda bilinçlendirilirken, löseminin bulaşıcı olmadığı ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğu vurgulandı. Lösemi hastalığının çocuklarda sık rastlanan kanser türlerinden biri olduğunu belirten uzmanlar, erken teşhisin önemine dikkat çekti. Lösemi belirtileri arasında kansızlık, enfeksiyonlara yatkınlık, burun ve diş eti kanamaları, çürükler, iştahsızlık ve kilo kaybı gibi semptomlar sıralanırken, bu belirtiler fark edildiğinde hekime başvurulmasının önemine değinildi. Lösemiyle mücadelede erken teşhisin, tedavi sürecini olumlu yönde etkilediğini belirten uzmanlar, löseminin zamanla yarışılan bir hastalık olduğuna vurgu yaptı. Erken teşhis sayesinde hastaya özgü tedavi seçeneklerinin daha başarılı sonuçlar verdiği ve kemoterapi toksisitesinin azaldığı açıklandı. Hastane yönetimi, lösemi farkındalığı oluşturmak adına gönüllü olarak etkinlik düzenleyen “1 Çocuk 1 Dilek Muğla” topluluğuna teşekkür ederek, bu tür farkındalık çalışmalarının lösemi ile mücadelede toplumun bilinçlenmesine büyük katkı sağladığını ifade etti.