ASAYİŞ - 04 Temmuz 2024 Perşembe 21:15

Trafik sigortası yaptırırken dolandırıldılar

A
A
A
Trafik sigortası yaptırırken dolandırıldılar

Düzce Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde jandarma ekipleri tarafından nitelikli dolandırıcılık ile özel belgede sahtecilik yapan şüpheli operasyonla yakalandı. Şüphelinin zorunlu trafik sigorta poliçesi karşılığında ücret almasına rağmen yapmadığı, bazılarına ise sahte poliçe verdiği tespit edildi.


Düzce Cumhuriyet Başsavcılığının koordinesinde Jandarma Komutanlığı, KOM Şube Müdürlüğü, Gölyaka İlçe Jandarma Komutanlığı ve Trafik Şube Müdürlüğü tarafından 5 Aralık 2023 tarihinden itibaren icra edilen takipli KOM faaliyeti kapsamında; nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçunu işleyen S.A. isimli şüpheliye yönelik operasyon gerçekleştirildi. Soruşturma aşamasında, şüpheli S.A. isimli şahsın 7 kişiden zorunlu trafik sigorta poliçesi karşılığında ücret almasına rağmen yapmadığı, bu şahısların bazılarına hiç poliçe vermediği, bazılarına ise sahte poliçe vermek suretiyle nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçunu işlediği tespit edildi. Bunun üzerine harekete geçen ekipleri şüpheli S.A.’yı Kırıkkale’de yakalanarak gözaltına aldı. Gözaltına alınıp Düzce’ye getirilen şüpheli Düzce Cumhuriyet Başsavcılığına tarafından sevk edildiği 2. Sulh Ceza Mahkemesince tutuklandı. Tutuklanan S.A. jandarma ekipleri tarafından cezaevine teslim edildi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "A Milli Futbol Takımımız Hollanda gibi bir futbol ekolüne bu akşam adeta kök söktürdü" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "Tüm olumsuzluklara rağmen A Milli Futbol Takımımız Hollanda gibi bir futbol ekolüne bu akşam adeta kök söktürdü. En az galip gelmiş kadar stattan başımız dik ayrıldık" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya dönüşü uçakta gazetecilerle sohbet etti. Türk Milli Takımını tebrik ederek sözlerine başlayan Erdoğan, "Biliyorsunuz bu maç UEFA’nın Merih Demiral hakkında alelacele aldığı haksız kararın da gölgesinde oynandı. UEFA’nın Merih’e verdiği 2 maç men cezası, açık söylemek gerekirse şampiyonaya ciddi manada gölge düşürdü. Bunun izahı mümkün değil, tamamen siyasi bir karar. Bu karar vicdanları karartmıştır ama millilerimizin moral ve motivasyonunu hamdolsun etkilememiştir. Tüm bu olumsuzluklara rağmen A Milli Futbol Takımımız Hollanda gibi bir futbol ekolüne bu akşam adeta kök söktürdü. Heyecan verici, kıran kırana geçen bir müsabaka izledik. İlk golü çok erken attık, uzun süre maçın kontrolünü elimizde tuttuk. Maçın özellikle son on dakikasında birkaç önemli gol fırsatından da istifade edemedik. Hatta ben bir hakem değilim ama adeta futbol topunu kucaklayıcı bir tavır içerisinde olan Hollandalı futbolcu karşısında, hakem pozisyonun yakınında olmasına rağmen, biz penaltı beklerken o penaltıyı da vermedi. Millilerimizin bütün gayretlerine rağmen yarı finale yükselen ilk dört takım arasına maalesef giremedik. Ne diyelim, kısmet buraya kadarmış. Son saniyeye kadar ellerinden gelenin en iyisini yapan, bizlere büyük bir heyecan ve gurur yaşatan millilerimizi gönülden tebrik ediyorum" ifadelerini kullandı. "En az galip gelmiş kadar stattan başımız dik ayrıldık" A Milli Takıma destek veren taraftarlara da değinen Erdoğan, "Bütün bunların yanında da gerek gurbetçilerimiz gerek ülkemizden bu maçı izlemek için gelen vatandaşlarımız, her şeyiyle buraya gönüllerini koydular ve bu üstün mücadelede onlar da katkılarını verdiler. Doğrusu Avusturya maçından sonra bizleri yine çok duygulandıran tüm tribünlerdeki gurbetçi vatandaşlarım olmuştur. O galibiyet, onların hayata bakışını adeta değiştirmiştir. Yaklaşık 80 bin kişilik Berlin Olimpiyat Stadı’nı bu denli dolduran gurbetçilerimiz heyecana heyecan kattı. Onlar ’Türkiye’ dedikçe biz de gururlandık, onurlandık. Bunu bir de galibiyetle süsleyebilseydik durum çok başka olurdu. Ama en az galip gelmiş kadar stattan başımız dik ayrıldık" şeklinde konuştu. "Artık dünya şampiyonası ve bundan sonraki UEFA şampiyonasına hedef büyüterek yürüyeceğiz" Maç sonunda soyunma odasında oyuncuları ve Teknik Direktör Vincenzo Montella ile bir araya geldiğini söyleyen Erdoğan, "Tek tek kendileriyle kucaklaştık. ’Artık dünya şampiyonası ve bundan sonraki UEFA şampiyonasına hedef büyüterek yürüyeceğiz’ dedik. Genç bir milli takıma sahibiz. Herhalde o zaman da yaş ortalaması 26, 27’yi bulur. Çok daha yetişmiş, çok daha organize bir milli takımla bu döneme hazırlanırız. Bizim çocuklarla birlikte, aslanlarımızı turnuvaya en iyi şekilde hazırlayan teknik direktörümüz Sayın Montella’yı ve ekibini, milli takımın tüm emekçilerini de kutluyorum. Burada taraftarlarımızı tekrar unutamayız. Vatandaşlarımızı unutamayız. Onlara özel bir parantez açmamız gerekiyor. Sizler de hem stadın içindeki muhteşem havayı hem de sokaklardaki muazzam coşkuyu gördünüz. Berlin caddeleri hamdolsun Türk bayraklarıyla donatıldı, onların coşkulu tezahüratlarıyla yankılandı. Bu caddeleri dolduran vatandaşlarımızla da ayrıca gururlandık. Göğsümüzü kabartan, gözlerimizi yaşatan bir kardeşlik iklimine şahit olduk. Türkiye’nin, Almanya’nın ve Avrupa’nın birçok farklı yerinden gelip, önce Berlin’i sonra maçın oynandığı Olimpiyat Stadı’nı bayram yerine çeviren, burada olmasa da dualarıyla ekranları başında takımımıza destek olan tüm kardeşlerime, Cumhurbaşkanı olarak çok çok teşekkür ediyorum. Milli Takımımız kendilerine yapılan haksızlığa cevaplarını sahada oynadıkları muhteşem futbolla verdiler. Sadece takımımız değil millilerimizi destekleyen taraftarımız da taşkınlığa prim vermeden Türkiye’nin ne kadar vakur bir ülke olduğunu, Türk milletinin de ne denli şerefli bir millet olduğunu tüm dünyaya bir kez daha gösterdiler. Rabbim hepsinden razı olsun. Bu vesileyle Hollanda milli takımını da başarıları için ayrıca tebrik ediyorum. Güzel ve heyecan seviyesi yüksek bir atmosferde oynanan maç öncesinde ve sırasında Hollandalı taraftarlar da centilmence davrandılar. Kendilerini burada özellikle kutluyorum, teşekkür ediyorum" diye konuştu. "Merih’e verilen bu ceza aslında Türkiye’nin millet olarak yapısına dönük verilmiş olan bir cezadır" Merih Demiral’a verilen cezaya dikkat çeken Erdoğan, "Batı’nın bugüne kadar zihniyet itibarıyla bize yaklaşımı hiçbir zaman değişmemiştir. Batı aynı zihniyetiyle devam etmiştir ve aynı şekilde de devam etmektedir. Merih Demiral’a verdikleri ceza, adeta ilk andan itibaren kararı verilmiş olan bir ceza. Ben Kazakistan’dan dönüşte uçak söyleşimizde de ifade etmiştim. Eğer olay bozkurt işaretini cezalandırmaksa Almanlarda kartal var, kartalı cezalandırıyor musunuz? Yok. Fransızlarda horoz var, ‘niye horozlanıyorsun’ diyerek kalkıp da Fransızları cezalandırıyor musunuz? Yok. Fakat Türkiye’de o golün ve arka arkaya atılan gollerin heyecanı içerisinde bizim efsanelerimizde yer alan bozkurt işaretini yapan Merih’e verilen bu ceza, Merih’in şahsına değildir. Aslında Türkiye’nin millet olarak yapısına dönük verilmiş olan bir cezadır. Bunun en güzel karşılığı da aslında bu maçtan bizim galip olarak çıkmamız olacaktı. Ben zaten inanıyorum ki bütün futbolcu arkadaşlarımız, kardeşlerimiz de bu aşkla, bu heyecanla sahaya çıktılar. Onlara sahada güzel bir ders vereceklerdi ama ne yazık ki bu son 3-5 dakika içerisinde yakalanan pozisyonlar gole döndürülmüş olsaydı, oradan ağlayarak dönen onlar olacaktı. Maalesef olmadı. Sorunuzda yatan o ruh maalesef bizim de beklentimizdi olmadı. Artık şimdi 2026’da Dünya Kupası, 2028’de Avrupa Şampiyonası var. Şimdi bizim bunlara en güzel şekilde hazırlanarak, Montella’nın da dediği gibi inşallah bunların rövanşını orada alma şansımız var. Böyle de bir ekip inşallah hazırlandı" açıklamalarında bulundu. "Kalıcılığı yakalayabilmek için de şu anda güzel bir tırmanış, genç bir ekip var" Erdoğan, "Bu jenerasyonu nasıl görüyorsunuz? 2008’de yaşadık benzer bir şekilde ama devamını getiremedik. 2010-2012’de de ıskaladık şampiyonaları. Önümüzdeki süreçte az önce söylediğiniz turnuvalarda daha iyi olabilmek adına, bu sürekliliği yakalamak adına nelere dikkat edilmesi gerekiyor? Buradaki kritik nokta ne sizce" sorusuna şöyle yanıt verdi: "Önemli olan iki husus var. Bir tepeden tırnağa federasyonun yapısı, iki teknik kadroların kalıcılığı. Dikkat edin Batı’ya veya dünyadaki işleyişe, çorap söküğü gibi bir taraftan ör bir taraftan sökülsün, böyle bir şey yok. Yani oturtacaksan bir yapıyı, kalıcılığı çok önemli. Şimdi bu kalıcılığı yakalayabilmek için de şu anda güzel bir tırmanış, genç bir ekip var. Dolayısıyla bu genç ekiple beraber, bir diğer taraftan da yönetim kadrolarını kalıcı kılmak suretiyle atılacak adımlardan ben netice alınabileceğine inanıyorum. Yoksa durmadan değiştir, tekrar getir. Bugüne kadar öyle olmadı mı? Hep değişti. Teknik kadrolar öyle değişti. Federasyon da aynı şeyleri yaşadı. Öyle olmaz. Yani Batı’da veya dünyada başarıyı yakalayanlar hep o kalıcı kadrolarla yakaladılar. Onunla neticeye ulaştılar. Şimdi mesela Mesut Özil, bizimle beraberdi. Mesut Alman milli takımında oynarken kaç yaşındaydı? Bizi 3-1 yendikleri maçı ben Merkel’le birlikte seyretmiştim. O zaman 22 yaşındaydı. Bir tane de bize gol atmıştı. Türkiye’de şimdi futbol okulu, akademisi kuruyor. Almanya’daki ve Real Madrid’deki yapıyı bizde oluşturmak istiyor. Böyle bir adım hakikaten atılırsa o yapı aynen bize geçerse, o zaman bırak sen 22 yaşı, 10-12 yaşlarındaki yavruların futbol sahasında yetiştiğini görürüz. Bunlar topa vurmaktan önce saygıyı sevgiyi bu akademide görecekler." Arda Güler ve Mert Günok’un performanslarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, "Mert Günok’un şu anda yaşı 30’u geçti. Yani bu yaşı yakalamış olan Mert’in o refleksi ortaya koyması muhteşem bir şey. 35 yaşında bir kalecinin böyle bir refleks ortaya koyması anlatılır bir şey değil. Yani adeta yaylandı ve topu oradan çıkardı. Bir önceki maçta maalesef hakemlerin vurdumduymazlığı ortaya çıktı. Kalktılar sayılmaması gereken golü saydılar. Bir kalecinin biliyorsunuz altıpas, onsekiz içerisinde hatalı hareketi olmaz. Ona faulü yapan ortada zaten. Arda Güler’e gelince, Arda tabii şu anda 19 yaşında ama Arda 10 yaşın altında top oynamaya başladı. Allah gerçekten kendisine çok farklı kabiliyetler de verdi. Biraz sabretmek ve Arda’ya fırsat vermek gerekiyor. Mesela bugün şimdi 90 dakika oynadı. Top dağıtımları filan iyiydi. Hele hele duran toplarda, geriye attığı kornerlerde Arda müthişti. Kendisine telefon konuşmamda onu söyledim, dedim ’al da at diyorsun ve top adrese gidiyor.’ Bugün de aynısı oldu. Herkes bu kadar kabiliyetli değil. Şu anda eksiği hava topları uzun toplarda Arda ayrı bir kabiliyet. Şımarmadan, kararlı ve istikrarlı bir şekilde yola devam ederse Arda’dan Türkiye çok istifade eder. Şu anda bulunduğu Real Madrid takımı da çok istifade eder" dedi. Turnuvada yer alan milli futbolcuların her birinin önemli performanslar ortaya koyduğuna dikkat çeken Erdoğan, "Şunu çok açık net söylemem lazım. Ben bu maçlarda görev alan futbolcularımızın hiçbirini birbirinden ayırt edemem. Hepsi de gerçekten ortaya kabiliyetlerini döktüler. Kalecimizden tut, sağ bek de sol bek de, orta saha da yani şimdi mesela bakıyorsun bir Ferdi Kadıoğlu’na, çok hırslı. Biz futbol oynadığımız zamanda hocamız bize derdi ki, ’oğlum topu yiyeceksiniz.’ Top yenir mi? ’Yiyeceksiniz.’ Yani bu ne demek? Hırsını ortaya tam manasıyla koyacaksın. Şimdi mesela Ferdi’de bu var. O boyuyla Ferdi çok hırslı. Topu aldığı zaman, söktüğü zaman geriden forvete katılması çok çok sağlam. Şimdi onunla ilgili bazı rakamlar konuşuluyor. Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho, ‘gidemez’ dedi. Ferdi’nin de istikbaliyle oynamamak lazım. Maşallah Barış Alper de gayet iyi. Arda’yı zaten konuştuk. Ondan sonra geride Abdülkerim stoper olarak oynadığı zaman iyiydi. Libero olarak oynadığı zaman yine iyiydi. Ama bir şey söyleyeceğim. Şimdi mesela Portekiz’de özellikle libero olarak Beşiktaşlı Pepe. Şu anda 41 yaşında. Yani 41 yaşında bir adam geri dörtlüden orayı nasıl koordine ediyorsun? 50 metre, 60 metre, 70 metre, topları dağıtması olayı rastgele olay değil. Ronaldo 38 oldu o da aynı. Mesela Ronaldo’nun en çok dikkatimi çeken özelliği, hava toplarındaki hakimiyeti. Gol olarak zaten penaltıdan iki golü var. Bir uzatmada attı, bir de bir önceki penaltıdan attı, bir de kaçırdı. Özetle bizim milli takımımızda ’şu daha iyidir, bu değildir’ diyeceğim hiçbir futbolcumuz yok. Hepsi de sahada işin hakkını verdi. Hepsinin de gözlerinden öpüyorum. İşte bu deneyimleri 2032’ye yansıtacağız. Orada da İtalyanlarla dayanışmamız çok çok önemli. Zaten İtalyanlarla beraber bu işi üstlenmek biraz altyapı sebebiyle, tesisler sebebiyle oldu. O zaman Montella İtalyan olarak yine görevinin başında olursa işimiz herhalde daha kolay olur" diye konuştu. A Milli Takım Teknik Direktörü Montella’ya ilişkin görüşleri de sorulan Erdoğan şunları söyledi: "Her teknik direktörün savunulan yanı olur. Hatasız insan olmayacağı gibi tabii ki hatasız teknik direktör de olmaz. Basketbolda, voleybolda da koçlar var onlarda da durum aynı. Montella bir defa kendini zaten ispatlamış bir insan. Şimdi bugün hemen saldırmaya başlamışlar. Neymiş? Değişiklikleri zamanında yapmamış. Yok artık bırak da yani onu da o yapsın. Yok 60’ıncı dakikada olması lazım işte, niye 60’ıncı dakikada olmamış? Ya bunlar söylüyorlar. Yani ben işin bu yanında değilim. O kendini zaten ispatlamış bir isim. Dolayısıyla da elinden geleni ortaya koymaya çalışıyor, yapıyor. Galip geldiği zaman takım Montella iyi, mağlubiyet olduğu zaman kötü. Bunlar şık şeyler değil. Hele hele bir Cumhurbaşkanı olarak bana hiç yakışmaz. Biz sadece ’elinden geleni yaptı’ dedik. Şimdi bundan sonra ne konuşuluyor? Türkiye ilk beşte deniliyorsa demek ki bir yere varmış." Yabancı kontenjanına ilişkin soruyu da yanıtlayan Erdoğan, "Bence yerli futbolcularımızın önünü açmak lazım. Ben çok fazla yabancının olmasını milli futbolumuz için doğru bulmuyorum. Yoksa futbolcu nasıl yetişecek? Yoksa kulüplerimizin altyapılarından, Başakşehir Akademi gibi, Mesut Özil’in kuracağı akademi gibi yerlerden yetişecek olan 10 yaşın üstü çocuklarımız için bu kapı açık olmaz. Buna fırsat vermemek lazım. Yani belli bir sayı özellikle piyasa oluşturma bakımından isabetli olabilir. Çok sayı da piyasayı öldürür. Buna fırsat vermeden kapıyı açmakta fayda var" ifadelerini kullandı.
Sakarya Genç güreşçi Sırbistan’da fırtına olup esti Sırbistan’da düzenlenen U20 Avrupa Şampiyonası’nda, Sakarya Büyükşehirli genç güreşçi Muhammed Ali Göçmen grekoromen stil 72 kiloda gümüş madalya kazanarak 20 Yaş Altı Grekoromen Güreş Milli Takımımızın Avrupa Şampiyonu olmasına katkı sağladı. 1-7 Temmuz tarihleri arasında Sırbistan’ın Novi Sad kentinde düzenlenen U20 Avrupa Şampiyonası’nda 20 Yaş Altı Grekoromen Güreş Milli Takımımız 123 puan toplayarak Avrupa Şampiyonu oldu. 1 altın, 2 gümüş ve 2 bronz madalya toplayan Milli Takımda, Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nin genç sporcusu Muhammed Ali Göçmen grekoromen stil 72 kiloda gümüş madalya kazanarak bu başarıya katkı sundu. Göçmen, ilk maçta Sırbistanlı sporcuyu 8-0 mağlup etti. İkinci maçta ise Norveçli güreşçiye karşı nefes kesen bir performans sergileyen sporcumuz bu maçı da 10-1 kazandı. Göçmen, çeyrek finalde 5-3 ve yarı finalde de 4-3’lük sonuçla finale kadar yükseldi. Final maçında ise Livvanyalı sporcuyla başa baş güreşen Muhammet Ali Göçmen, 4-3 mağlup oldu ve şampiyonluğun sınırından döndü. Avrupa ikinciliği, Sakarya’ya da büyük bir gurur yaşattı ve sporcumuz şehrine madalyasıyla döndü. Büyükşehir Belediyesi, başarılı güreşçisi için kutlama mesajı yayımlayarak, “Her şey için teşekkürler Muhammet Ali. Nice başarılara ulaşacağından hiç şüphemiz yok” ifadelerine yer verdi.
Diyarbakır Diyarbakır’da DEM’li belediyeden Et ve Süt Kurumu’na tahsis edilen mağazaya kapatma girişimi AK Parti Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Raşit Ocak, Kayapınar Belediyesi’nin Et ve Süt Kurumu’na tahsis ettiği satış mağazası, DEM’li Belediye yönetimin aldığı kararla kapatılmak istendiği gerekçesiyle tepki gösterdi. Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Raşit Ocak, mağazanın, Kayapınarlı vatandaşlara günde yaklaşık 2 bin kilo et ve süt ürünü sunarak piyasa fiyatının ortalama 100 TL altında satış yapmakta olduğunu söyledi. “Bu da aylık olarak vatandaşlara 5 milyon TL tasarruf sağlamaktadır. Mağazanın kapatılması durumunda, vatandaşlarımız ürünleri Şehitlik ilçesinden temin etmek zorunda kalacak ve ek ulaşım masraflarıyla karşılaşacaktır” diyen Ocak, “Vatandaşlarına aylık 5 milyon TL doğrudan katkı sağlamayan bir belediyenin, bu mağazayı kapatması büyük bir zarara neden olacaktır. Bu durum karşısında meydanlarda ’halkımızın yanındayız’ diyenler, şimdi bu sözlerini unutmuş görünüyor. Kayapınar Belediyesi’nin talebiyle açılan bu mağazanın kapatılması kararı, Diyarbakırlı vatandaşlarımız için zararlıdır ve kamuya hiçbir faydası yoktur. Belediye meclisinin bu kararı, ya görev ve yetki sınırlarını bilmemekten ya da halkın önceliklerini göz ardı etmekten kaynaklanmaktadır. DEM Partili Belediye Başkanlarını ve meclis üyelerini, halkın taleplerini dikkate alarak siyaset yapmaya, vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştıran bu tür hizmetlere sahip çıkmaya davet ediyorum. Tekrardan hatırlatmakta fayda vardır; siyaset, milletine hizmet etmekle olur, engel olunarak değil” dedi.
Sakarya Bu söyleşide ‘akran zorbalığına’ dikkat çekildi Sakarya Büyükşehir Belediyesi, SGM’de ailelere yönelik gerçekleştirilen “Akran Zorbalığı” söyleşisinde katılımcılara aile kurumunun inşası konusunda önemli bilgiler aktardı. Söyleşide ailelerin sorularını uzman aile danışmanı Ayşe Aksoy yanıtladı. Aksoy, hiç kimse sorunlu değil, herkes sorumludur vurgusu yaptı. Sakarya Büyükşehir Belediyesi ailelere yönelik gerçekleştirdiği eğitimlere her gün bir yenisini daha ekliyor. “Sağlıklı birey, sağlıklı toplum” anlayışıyla aralıksız devam eden eğitimlerin konusu bu kez “Akran zorbalığı” oldu. Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından Sosyal Gelişim Merkezi’nde (SGM) düzenlenen söyleşide ailelere aile kurumunun inşası noktasında hayati bilgiler aktarıldı. Aile Danışma Tuğba Ayşe Aksoy tarafından gerçekleştirilen söyleşiye, özellikle anneler yoğun ilgi gösterirken katılımcılarla “çocuk yetiştirmenin zorluğu” ve “çocuğa akran zorbalığı hakkında nasıl davranılması gerektiği” konularında önemli notlar paylaşıldı. Aile danışmanı Aksoy, “Akran zorbalığı okullarda, dışarıda bir veya birkaç çocuğun başka bir çocuğa karşı yaptığı saldırgan davranışın adıdır. Bu davranışın sürekliliği varsa bilerek can acıtma, karşı tarafa kasıtlı zarar verme akran zorbalığıdır. Akran zorbalığına maruz kalan çocuk, ebeveynine anlattığında o çocukla sakince konuşulmalıdır. Akran zorbalığının kabul edilebilir bir davranış olmadığı öğretilmeli, başa çıkma tekniklerini öğretmeliyiz. Yapıcı yönde takım olmak gerekir” diye konuştu. Aile ve Çocuk Şube Müdürlüğü tarafından geliştirilen proje kapsamında Sosyal Gelişim Merkezi’nde dijital bağımlılık, sağlıklı sınırlar oluşturmak ve hayır diyebilmek, ergen anne ve babası olabilmek, çiftler arası iletişim, duygularımızı anlamlandırmak gibi 6 farklı alanda konular işlenecek. Alanında uzman aile danışmanları tarafından gerçekleştirilecek söyleşiler 6 hafta boyunca devam edecek.