GÜNDEM - 07 Temmuz 2024 Pazar 14:39

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "A Milli Futbol Takımımız Hollanda gibi bir futbol ekolüne adeta kök söktürdü"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "A Milli Futbol Takımımız Hollanda gibi bir futbol ekolüne adeta kök söktürdü"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "Tüm olumsuzluklara rağmen A Milli Futbol Takımımız Hollanda gibi bir futbol ekolüne adeta kök söktürdü. En az galip gelmiş kadar stattan başımız dik ayrıldık" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya dönüşü uçakta gazetecilerle sohbet etti. Türk Milli Takımını tebrik ederek sözlerine başlayan Erdoğan, "Biliyorsunuz bu maç UEFA’nın Merih Demiral hakkında alelacele aldığı haksız kararın da gölgesinde oynandı. UEFA’nın Merih’e verdiği 2 maç men cezası, açık söylemek gerekirse şampiyonaya ciddi manada gölge düşürdü. Bunun izahı mümkün değil, tamamen siyasi bir karar. Bu karar vicdanları karartmıştır ama millilerimizin moral ve motivasyonunu hamdolsun etkilememiştir. Tüm bu olumsuzluklara rağmen A Milli Futbol Takımımız Hollanda gibi bir futbol ekolüne bu akşam adeta kök söktürdü. Heyecan verici, kıran kırana geçen bir müsabaka izledik. İlk golü çok erken attık, uzun süre maçın kontrolünü elimizde tuttuk. Maçın özellikle son on dakikasında birkaç önemli gol fırsatından da istifade edemedik. Hatta ben bir hakem değilim ama adeta futbol topunu kucaklayıcı bir tavır içerisinde olan Hollandalı futbolcu karşısında, hakem pozisyonun yakınında olmasına rağmen, biz penaltı beklerken o penaltıyı da vermedi. Millilerimizin bütün gayretlerine rağmen yarı finale yükselen ilk dört takım arasına maalesef giremedik. Ne diyelim, kısmet buraya kadarmış. Son saniyeye kadar ellerinden gelenin en iyisini yapan, bizlere büyük bir heyecan ve gurur yaşatan millilerimizi gönülden tebrik ediyorum" ifadelerini kullandı.

"En az galip gelmiş kadar stattan başımız dik ayrıldık"

A Milli Takıma destek veren taraftarlara da değinen Erdoğan, "Bütün bunların yanında da gerek gurbetçilerimiz gerek ülkemizden bu maçı izlemek için gelen vatandaşlarımız, her şeyiyle buraya gönüllerini koydular ve bu üstün mücadelede onlar da katkılarını verdiler. Doğrusu Avusturya maçından sonra bizleri yine çok duygulandıran tüm tribünlerdeki gurbetçi vatandaşlarım olmuştur. O galibiyet, onların hayata bakışını adeta değiştirmiştir. Yaklaşık 80 bin kişilik Berlin Olimpiyat Stadı’nı bu denli dolduran gurbetçilerimiz heyecana heyecan kattı. Onlar ’Türkiye’ dedikçe biz de gururlandık, onurlandık. Bunu bir de galibiyetle süsleyebilseydik durum çok başka olurdu. Ama en az galip gelmiş kadar stattan başımız dik ayrıldık" şeklinde konuştu.

"Artık dünya şampiyonası ve bundan sonraki UEFA şampiyonasına hedef büyüterek yürüyeceğiz"

Maç sonunda soyunma odasında oyuncuları ve Teknik Direktör Vincenzo Montella ile bir araya geldiğini söyleyen Erdoğan, "Tek tek kendileriyle kucaklaştık. ’Artık dünya şampiyonası ve bundan sonraki UEFA şampiyonasına hedef büyüterek yürüyeceğiz’ dedik. Genç bir milli takıma sahibiz. Herhalde o zaman da yaş ortalaması 26, 27’yi bulur. Çok daha yetişmiş, çok daha organize bir milli takımla bu döneme hazırlanırız. Bizim çocuklarla birlikte, aslanlarımızı turnuvaya en iyi şekilde hazırlayan teknik direktörümüz Sayın Montella’yı ve ekibini, milli takımın tüm emekçilerini de kutluyorum. Burada taraftarlarımızı tekrar unutamayız. Vatandaşlarımızı unutamayız. Onlara özel bir parantez açmamız gerekiyor. Sizler de hem stadın içindeki muhteşem havayı hem de sokaklardaki muazzam coşkuyu gördünüz. Berlin caddeleri hamdolsun Türk bayraklarıyla donatıldı, onların coşkulu tezahüratlarıyla yankılandı. Bu caddeleri dolduran vatandaşlarımızla da ayrıca gururlandık. Göğsümüzü kabartan, gözlerimizi yaşatan bir kardeşlik iklimine şahit olduk. Türkiye’nin, Almanya’nın ve Avrupa’nın birçok farklı yerinden gelip, önce Berlin’i sonra maçın oynandığı Olimpiyat Stadı’nı bayram yerine çeviren, burada olmasa da dualarıyla ekranları başında takımımıza destek olan tüm kardeşlerime, Cumhurbaşkanı olarak çok çok teşekkür ediyorum. Milli Takımımız kendilerine yapılan haksızlığa cevaplarını sahada oynadıkları muhteşem futbolla verdiler. Sadece takımımız değil millilerimizi destekleyen taraftarımız da taşkınlığa prim vermeden Türkiye’nin ne kadar vakur bir ülke olduğunu, Türk milletinin de ne denli şerefli bir millet olduğunu tüm dünyaya bir kez daha gösterdiler. Rabbim hepsinden razı olsun. Bu vesileyle Hollanda milli takımını da başarıları için ayrıca tebrik ediyorum. Güzel ve heyecan seviyesi yüksek bir atmosferde oynanan maç öncesinde ve sırasında Hollandalı taraftarlar da centilmence davrandılar. Kendilerini burada özellikle kutluyorum, teşekkür ediyorum" diye konuştu.

"Merih’e verilen bu ceza aslında Türkiye’nin millet olarak yapısına dönük verilmiş olan bir cezadır"

Merih Demiral’a verilen cezaya dikkat çeken Erdoğan, "Batı’nın bugüne kadar zihniyet itibarıyla bize yaklaşımı hiçbir zaman değişmemiştir. Batı aynı zihniyetiyle devam etmiştir ve aynı şekilde de devam etmektedir. Merih Demiral’a verdikleri ceza, adeta ilk andan itibaren kararı verilmiş olan bir ceza. Ben Kazakistan’dan dönüşte uçak söyleşimizde de ifade etmiştim. Eğer olay bozkurt işaretini cezalandırmaksa Almanlarda kartal var, kartalı cezalandırıyor musunuz? Yok. Fransızlarda horoz var, ‘niye horozlanıyorsun’ diyerek kalkıp da Fransızları cezalandırıyor musunuz? Yok. Fakat Türkiye’de o golün ve arka arkaya atılan gollerin heyecanı içerisinde bizim efsanelerimizde yer alan bozkurt işaretini yapan Merih’e verilen bu ceza, Merih’in şahsına değildir. Aslında Türkiye’nin millet olarak yapısına dönük verilmiş olan bir cezadır. Bunun en güzel karşılığı da aslında bu maçtan bizim galip olarak çıkmamız olacaktı. Ben zaten inanıyorum ki bütün futbolcu arkadaşlarımız, kardeşlerimiz de bu aşkla, bu heyecanla sahaya çıktılar. Onlara sahada güzel bir ders vereceklerdi ama ne yazık ki bu son 3-5 dakika içerisinde yakalanan pozisyonlar gole döndürülmüş olsaydı, oradan ağlayarak dönen onlar olacaktı. Maalesef olmadı. Sorunuzda yatan o ruh maalesef bizim de beklentimizdi olmadı. Artık şimdi 2026’da Dünya Kupası, 2028’de Avrupa Şampiyonası var. Şimdi bizim bunlara en güzel şekilde hazırlanarak, Montella’nın da dediği gibi inşallah bunların rövanşını orada alma şansımız var. Böyle de bir ekip inşallah hazırlandı" açıklamalarında bulundu.

"Kalıcılığı yakalayabilmek için de şu anda güzel bir tırmanış, genç bir ekip var"

Erdoğan, "Bu jenerasyonu nasıl görüyorsunuz? 2008’de yaşadık benzer bir şekilde ama devamını getiremedik. 2010-2012’de de ıskaladık şampiyonaları. Önümüzdeki süreçte az önce söylediğiniz turnuvalarda daha iyi olabilmek adına, bu sürekliliği yakalamak adına nelere dikkat edilmesi gerekiyor? Buradaki kritik nokta ne sizce" sorusuna şöyle yanıt verdi:

"Önemli olan iki husus var. Bir tepeden tırnağa federasyonun yapısı, iki teknik kadroların kalıcılığı. Dikkat edin Batı’ya veya dünyadaki işleyişe, çorap söküğü gibi bir taraftan ör bir taraftan sökülsün, böyle bir şey yok. Yani oturtacaksan bir yapıyı, kalıcılığı çok önemli. Şimdi bu kalıcılığı yakalayabilmek için de şu anda güzel bir tırmanış, genç bir ekip var. Dolayısıyla bu genç ekiple beraber, bir diğer taraftan da yönetim kadrolarını kalıcı kılmak suretiyle atılacak adımlardan ben netice alınabileceğine inanıyorum. Yoksa durmadan değiştir, tekrar getir. Bugüne kadar öyle olmadı mı? Hep değişti. Teknik kadrolar öyle değişti. Federasyon da aynı şeyleri yaşadı. Öyle olmaz. Yani Batı’da veya dünyada başarıyı yakalayanlar hep o kalıcı kadrolarla yakaladılar. Onunla neticeye ulaştılar. Şimdi mesela Mesut Özil, bizimle beraberdi. Mesut Alman milli takımında oynarken kaç yaşındaydı? Bizi 3-1 yendikleri maçı ben Merkel’le birlikte seyretmiştim. O zaman 22 yaşındaydı. Bir tane de bize gol atmıştı. Türkiye’de şimdi futbol okulu, akademisi kuruyor. Almanya’daki ve Real Madrid’deki yapıyı bizde oluşturmak istiyor. Böyle bir adım hakikaten atılırsa o yapı aynen bize geçerse, o zaman bırak sen 22 yaşı, 10-12 yaşlarındaki yavruların futbol sahasında yetiştiğini görürüz. Bunlar topa vurmaktan önce saygıyı sevgiyi bu akademide görecekler."

Arda Güler ve Mert Günok’un performanslarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, "Mert Günok’un şu anda yaşı 30’u geçti. Yani bu yaşı yakalamış olan Mert’in o refleksi ortaya koyması muhteşem bir şey. 35 yaşında bir kalecinin böyle bir refleks ortaya koyması anlatılır bir şey değil. Yani adeta yaylandı ve topu oradan çıkardı. Bir önceki maçta maalesef hakemlerin vurdumduymazlığı ortaya çıktı. Kalktılar sayılmaması gereken golü saydılar. Bir kalecinin biliyorsunuz altıpas, onsekiz içerisinde hatalı hareketi olmaz. Ona faulü yapan ortada zaten. Arda Güler’e gelince, Arda tabii şu anda 19 yaşında ama Arda 10 yaşın altında top oynamaya başladı. Allah gerçekten kendisine çok farklı kabiliyetler de verdi. Biraz sabretmek ve Arda’ya fırsat vermek gerekiyor. Mesela bugün şimdi 90 dakika oynadı. Top dağıtımları filan iyiydi. Hele hele duran toplarda, geriye attığı kornerlerde Arda müthişti. Kendisine telefon konuşmamda onu söyledim, dedim ’al da at diyorsun ve top adrese gidiyor.’ Bugün de aynısı oldu. Herkes bu kadar kabiliyetli değil. Şu anda eksiği hava topları uzun toplarda Arda ayrı bir kabiliyet. Şımarmadan, kararlı ve istikrarlı bir şekilde yola devam ederse Arda’dan Türkiye çok istifade eder. Şu anda bulunduğu Real Madrid takımı da çok istifade eder" dedi.

Turnuvada yer alan milli futbolcuların her birinin önemli performanslar ortaya koyduğuna dikkat çeken Erdoğan, "Şunu çok açık net söylemem lazım. Ben bu maçlarda görev alan futbolcularımızın hiçbirini birbirinden ayırt edemem. Hepsi de gerçekten ortaya kabiliyetlerini döktüler. Kalecimizden tut, sağ bek de sol bek de, orta saha da yani şimdi mesela bakıyorsun bir Ferdi Kadıoğlu’na, çok hırslı. Biz futbol oynadığımız zamanda hocamız bize derdi ki, ’oğlum topu yiyeceksiniz.’ Top yenir mi? ’Yiyeceksiniz.’ Yani bu ne demek? Hırsını ortaya tam manasıyla koyacaksın. Şimdi mesela Ferdi’de bu var. O boyuyla Ferdi çok hırslı. Topu aldığı zaman, söktüğü zaman geriden forvete katılması çok çok sağlam. Şimdi onunla ilgili bazı rakamlar konuşuluyor. Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho, ‘gidemez’ dedi. Ferdi’nin de istikbaliyle oynamamak lazım. Maşallah Barış Alper de gayet iyi. Arda’yı zaten konuştuk. Ondan sonra geride Abdülkerim stoper olarak oynadığı zaman iyiydi. Libero olarak oynadığı zaman yine iyiydi. Ama bir şey söyleyeceğim. Şimdi mesela Portekiz’de özellikle libero olarak Beşiktaşlı Pepe. Şu anda 41 yaşında. Yani 41 yaşında bir adam geri dörtlüden orayı nasıl koordine ediyorsun? 50 metre, 60 metre, 70 metre, topları dağıtması olayı rastgele olay değil. Ronaldo 38 oldu o da aynı. Mesela Ronaldo’nun en çok dikkatimi çeken özelliği, hava toplarındaki hakimiyeti. Gol olarak zaten penaltıdan iki golü var. Bir uzatmada attı, bir de bir önceki penaltıdan attı, bir de kaçırdı. Özetle bizim milli takımımızda ’şu daha iyidir, bu değildir’ diyeceğim hiçbir futbolcumuz yok. Hepsi de sahada işin hakkını verdi. Hepsinin de gözlerinden öpüyorum. İşte bu deneyimleri 2032’ye yansıtacağız. Orada da İtalyanlarla dayanışmamız çok çok önemli. Zaten İtalyanlarla beraber bu işi üstlenmek biraz altyapı sebebiyle, tesisler sebebiyle oldu. O zaman Montella İtalyan olarak yine görevinin başında olursa işimiz herhalde daha kolay olur" diye konuştu.

A Milli Takım Teknik Direktörü Montella’ya ilişkin görüşleri de sorulan Erdoğan şunları söyledi:

"Her teknik direktörün savunulan yanı olur. Hatasız insan olmayacağı gibi tabii ki hatasız teknik direktör de olmaz. Basketbolda, voleybolda da koçlar var onlarda da durum aynı. Montella bir defa kendini zaten ispatlamış bir insan. Şimdi bugün hemen saldırmaya başlamışlar. Neymiş? Değişiklikleri zamanında yapmamış. Yok artık bırak da yani onu da o yapsın. Yok 60’ıncı dakikada olması lazım işte, niye 60’ıncı dakikada olmamış? Ya bunlar söylüyorlar. Yani ben işin bu yanında değilim. O kendini zaten ispatlamış bir isim. Dolayısıyla da elinden geleni ortaya koymaya çalışıyor, yapıyor. Galip geldiği zaman takım Montella iyi, mağlubiyet olduğu zaman kötü. Bunlar şık şeyler değil. Hele hele bir Cumhurbaşkanı olarak bana hiç yakışmaz. Biz sadece ’elinden geleni yaptı’ dedik. Şimdi bundan sonra ne konuşuluyor? Türkiye ilk beşte deniliyorsa demek ki bir yere varmış."

Yabancı kontenjanına ilişkin soruyu da yanıtlayan Erdoğan, "Bence yerli futbolcularımızın önünü açmak lazım. Ben çok fazla yabancının olmasını milli futbolumuz için doğru bulmuyorum. Yoksa futbolcu nasıl yetişecek? Yoksa kulüplerimizin altyapılarından, Başakşehir Akademi gibi, Mesut Özil’in kuracağı akademi gibi yerlerden yetişecek olan 10 yaşın üstü çocuklarımız için bu kapı açık olmaz. Buna fırsat vermemek lazım. Yani belli bir sayı özellikle piyasa oluşturma bakımından isabetli olabilir. Çok sayı da piyasayı öldürür. Buna fırsat vermeden kapıyı açmakta fayda var" ifadelerini kullandı.

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Şanlıurfa Erkan Sözeri: ”Bir takımın canını yakacaklar ama kimin bilmiyorum” Şanlıurfaspor Teknik Direktörü Erkan Sözeri, Yeni Malatyaspor maçının ardından yaptığı açıklamada, "Bir takımın canını yakacaklar ama kimin bilmiyorum" dedi. Trendyol 1. Lig’in 8. haftasında Şanlıurfaspor, sahasında Yeni Malatyaspor’u 3-0 mağlup etti. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Şanlıurfaspor Teknik Direktörü Erkan Sözeri, Yeni Malatyaspor’un bir takımın canını yakacağını ve bunun kendileri olmak istemediğini söyleyerek, “Maçtan önce ben oyuncularıma hep şunu söyledim, bu tarz maçlar zor maçlardır. Yani herkesin işte üç puanla baktığı, garanti üç puanla baktığı maçlar zor maçlardır ve ilk yarı da hakikaten öyle oldu. Tabii antrenörlük hayatımda ilk defa ilk yarıda iki tane oyuncuyu, ilk defa değil de çok nadirdir ilk defa iki tane oyuncuyu değiştirdim, Cuma ve Nafican’ı. Tamamen kötü oynadıkları için değil, strateji açısından. Biraz da ofansif oyuncularla oynamaya çalıştık. O yüzden tabii ilk yarı o golü bulamadık. Bazı pozisyonlarımız da var. Golü bulamayınca direnci de artıyor böyle genç bir rakibin. O yüzden ikinci yarı Ahmet’i de aldık oyuna santrfor olarak. Hamlelerimiz ikinci yarı özellikle meyvesini verdi diye düşünüyorum. Çıkan oyuncular, giren oyuncular bu takımın önemli bir parçası olduğunu hissettirdiler. Onun için kutluyorum ekibimi, oyuncularımı ama bunu biz sürekli hale getirmemiz lazım. Özellikle geçen hafta Kocaelispor beraberliğinin çok önemli olması için bu hafta üç puan almamız gerekiyordu çünkü Malatyaspor genç oyuncularla mücadele ediyor. Bir takımın canını yakacaklar ama kimin bilmiyorum. Biz olmayalım dedik. Bugün biraz ilk yarıyı onlar iyi mücadele etti. Zorlu şartlarda mücadele ediyorlar tabii. Onların da yolu açık olsun. Onları da tebrik ediyorum mücadelelerinden dolayı” diye konuştu.
Kayseri Kayseri uyuşturucu ile topyekun savaşta Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, şehirde uyuşturucu ile mücadelede çok büyük başarılar elde edildiğini ifade ederek, "Hiçbir gencimizi uyuşturucu satıcılarına, zehir tacirlerine kurban vermeyeceğiz" dedi. Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, şehirde başlattıkları uyuşturucu ile mücadelede hakkında bilgiler verdi. Hiçbir genci zehir tacirlerine kurban vermemek için topyekun bir çalışma yürüttüklerini ifade eden Vali Çiçek, "Hemşehrilerim, sizlere bir söz vermiştik; ’Hiçbir gencimizi uyuşturucu satıcılarına, zehir tacirlerine kurban vermeyeceğiz. Uyuşturucuyla topyekun bir savaş başlatıyoruz’ demiştik. Bugün geldiğimiz noktada sözümüzün arkasındayız. Uyuşturucuyla mücadelede çok büyük başarılar elde ettik. Emniyetimiz, jandarmamız gece-gündüz mücadele ediyorlar. Birçok zehir tacirini enselerinden tuttuğumuz gibi hak ettikleri yere gönderdik. Emniyetimiz ve jandarmamız Türkiye çapında önemli operasyonlar yaptı. Suçlulara göz açtırmamak için şehrimizin dört bir yanındaki kamera sayısını 4 kat artırdık. Şehrimizde güvenlik kameralarıyla izlenmeyen ıssız bir alan bırakmadık. Güven timlerimiz parklarda, sokaklarda her yerde görev yapar durumdadır. Şehrimizde yer alan metruk binaların suç merkezleri olmaması adına yıkımına başladık. Kayseri’de bugün metruk binaların yüzde 80’i yıkılmış durumda. Aslında bizim istediğimiz gençlerimizin uyuşturucuya hiç başlamaması. Gençlerimizi yalnız bırakmamak adına gençlerimizin sosyal hayatlarında da yanlarında olmak adına Kayserililere yine bir söz verdik; ’her mahalleye bir spor okulu açacağız’ dedik. ERVA Spor Okulları Projesi bugün başarıyla devam ediyor. Bugün 44 mahallede ERVA Spor Okulu var, 3 ilçemizde ERVA Spor Okulu var. Hedefimiz her mahallede spor okulu açmak. Bugün spor okullarımızda 10 bin 500 lisanslı sporcuya ulaştık. Bu projeye çok inandık. ERVA Spor Okulları büyük bir meydan okumadır" dedi. "Bu illete bulaşmış gençlerimizi de sahipsiz bırakmadık" Türkiye’nin en büyük uyuşturucu Rehabilitasyon Merkezi’nin Kasım ayının sonunda hizmet vermeye başlayacağını da belirten Vali Çiçek, "Bir şekilde tüm mücadelemize rağmen bu illete bulaşmış gençlerimiz de var. Biz onları da sahipsiz bırakamazdık, çünkü bu gençler de bizim gençlerimiz. İstatistikler şunu söylüyor, bu illete bulaşmış ve kurtarılamayan her çocuk 10 kişiyi beraberinde götürmekte. O yüzden bir şekilde bulaşmış çocuklarımızı da kurtarmalıyız. Bunun için de büyük bir çaba sarf ediyoruz. Yeşilay’ımızla beraber Kayserili hayırseverlerimizle birlikte Türkiye’nin, Avrupa’nın en büyük Uyuşturucu Rehabilitasyon Merkezi’ni yaptık. Ümit ediyorum ki Kasım’ın sonuna kadar hizmete geçmiş olacak. Burada 6 ay boyunca çocuklarımıza vereceğimiz rehabilitasyon tedavisiyle uyuşturucu illetinden kurtaracağız. Bu Uyuşturucu Rehabilitasyon Merkezi içerisinde spor salonları, atölyeler, iş atölyeleri kısacası onları bu beladan kurtarmak için gereken ne varsa olacak. Kariyer planlamalarında iş bulmaları adına bir sistem kuruyoruz. Çocuk, genç, hiçbir yavrumuzu yalnız bırakmayacağız. Gelin bu savaşta omuz omuza aynı cephede savaşarak alçakları yenelim" şeklinde konuştu. "Bin 783 operasyon yaptık" Kayseri’de uyuşturucuya geçit vermeyeceklerinin altını çizen İl Emniyet Müdürü Atanur Aydın, "Uyuşturucu ile mücadelede Kayseri İl Emniyet Müdürlüğü olarak bin 783 operasyon yaptık. 2 bin 508 şüpheliden 291’i ali makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bizler görevimizin başındayız. Bu şehirde kesinlikle uyuşturucuya geçit vermeyeceğiz" ifadelerini kullandı. Kayseri İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Hakan Dedebağı da uyuşturucu ile faaliyetlerin kararlılıkla sürdüreceklerini kaydederek, "Kayseri İl Jandarma Komutanlığı olarak toplumumuza büyük zarar veren uyuşturucu madde ticareti ile mücadele faaliyetimiz kararlılıkla devam edecektir. Bu konuda son derece kararlıyız, bu şehirde uyuşturucuya asla geçit vermeyeceğiz. uyuşturucuya karşı açılan bu savaşta cephede daima görevimizin başındayız" ifadelerini kullandı. ERVA Spor Okulları ile uyuşturucu ile mücadeleye kendilerinin de destek verdiğini aktaran Gençlik ve Spor İl Müdürü Ali İhsan Kabakcı, "Uyuşturucuyla mücadelede uzman antrenörler eşliğinde yaklaşık 60 branşta ERVA Spor Okulları’nda, sporun sihirli gücünü ortaya koyabilmek adına müthiş bir mücadele veriyoruz. Biz de Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü olarak bu cephede gençlerimizin yanındayız" diye konuştu. Kayseri İl Milli Eğitim Müdürü Coşkun Esen de, "Uyuşturucuyla başlatılan savaşta tüm okullarımız, öğretmenlerimiz ve ERVA Spor Okulları’nda görevli tüm personelimizle birlikte geleceğimiz için gençlerimizle birlikte eğitim cephesindeyiz" dedi. Kayseri İl Müftüsü Durmuş Ayvaz ise din görevlileri olarak uyuşturucunun karşısında olduklarını dile getirerek; "Uyuşturucuya karşı verilen bu savaşta tüm din görevlilerimizle beraber ERVA Spor Okulları’nda görev yapan görevlilerimizle ilim cephesi olarak uyuşturucunun karşısındayız" şeklinde konuştu. Yeşilay Kayseri Şube Başkanı Mehmet Çiftçi de uyuşturucu ile mücadelede her zaman sahada, her zaman cephede olduklarını aktardı.
Mersin Şenol Güneş: "Kazanmak için sahaya çıktığımız maçta maalesef iki puan kaybettik" Trabzonspor Teknik Direktörü Şenol Güneş, Hatayspor maçının ardından yaptığı açıklamada, "Kazanmak için sahaya çıktığımız maçta maalesef iki puan kaybettik" dedi. Trendyol Süper Lig’in 8. haftasında Trabzonspor, Mersin’de karşılaştığı Hatayspor ile 1-1 berabere kaldı. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında Teknik Direktör Şenol Güneş açıklamalarda bulundu. Yedikleri golde taç pozisyonu diye düşünen oyuncunun bıraktığını, arkasından rakip oyuncunun direkt kaleye girip golü attığını ifade eden Güneş, "Buna benzer pozisyonlar verdik. İleride basit top kayıpları ve arkasından kontraya çıktığı zaman defansımızda tehlikeli ataklar oldu, ama bizim de vardı, rakibin de vardı. Kazanmak için sahaya çıktığımız maçta maalesef iki puan kaybettik. Daha iyi oynamalıydık. Tespitleri hep yaptık, yapıyoruz. Ama oyunumuz seviye olarak daha yukarı çıkmalı. Oyuncuların yeteneklerinin olduğuna inanıyorum. Ama kırılganlıkları oyunu tamamen kopartabiliyor. Oyun disiplininden kopmalar, bireysel oynamalar ve o kopmaların da bize yararı olmadığını düşünüyorum" diye konuştu. "Şu anda oynadığımız oyun tatmin edici değil" Şu anda oynadıkları oyunun tatmin edici bir oyun olmadığını ifade eden Güneş, bunu daha önce de paylaştıklarını belirtti. Burada bir maç kazanarak biraz daha nefes almak istediklerini dile getiren Güneş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Puan da önemli, 3 puan ama özellikle oyun olarak güçlü bir oyun istedik. Oyun başındaki o yavaş da oynasak; oyun anlayışımız gitgide dönüştürmek bizim gibi takımlara oyunculara eksik kalıyor. Üzgünüz çünkü; çok sabırsız bir şekilde kazanılması gereken maçlar istiyoruz. Bugün de öyleydi. Deplasmanda kazanamayan, işte son dönemlerde baktığınız zaman bir tek galibiyet olan bir takım olur; yani kalitemizi, isteğimiz, her şeyimiz tartışılırdı. Ama çok daha çalışmaya ihtiyacı olan bir dönemdeyiz. Çok daha sabırlı, akıllı olmak durumundayız. Çünkü bunu kırılganlıkları yenmenin tek yolu işimizi iyi yapmak ve çalışmak olacak. Ben hala oyunculara inanıyorum. Yanlışları kabul etmek ve ettirmek durumundayız. Hepimiz için yanlış yapan, eksik yapan olsa değişiklik olur ama bu oyuncuların da bu oyundan daha iyi oynayacağını biliyorum. Onu da bekliyorum zaten."