KÜLTÜR SANAT - 15 Kasım 2024 Cuma 09:39

Gençler ve yaşlılar koroya hazırlanıyor

A
A
A
Gençler ve yaşlılar koroya hazırlanıyor

DÜZCE (İHA) – Düzce’de gönüllü gençler ile huzurevinde konaklayan yaşlılar ortak koro kurdu, konser için hazırlıklar sürüyor.


Düzce Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’ne bağlı Gençlik Merkezlerinde gönüllü olarak çalışmalara katılan gençler ile kentteki huzurevlerinde kalan yaşlı konuklar arasında ortak koro kuruldu. Koroya katılacak olan gönüllü gençler ile koca çınarlar konser vermek için hazırlıklarına başladı. Huzurevine giden gönüllü gençler konserde söyleyecekleri şarkıları belirleyip çalışmalara başlarken, yaşlı konukların keyif aldıkları gözlemlendi.



Gençler ve yaşlılar koroya hazırlanıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Okula dönüşte başarı için uyum önerileri Okullar dokuz günlük ara tatilin ardından pazartesi günü açılıyor. PDR Direktörü Sibel Durak bazı çocukların yoğun bir okul temposuna uyum sağlamakta zorlanabileceklerini belirterek ebeveyn ve eğitimcilere önerilerde bulundu. İlk ve ortaöğretimdeki öğrenciler ilk ara tatil sonrası 18 Kasım Pazartesi günü eğitim-öğretime kaldığı yerden devam edecek. Ancak öğrencilerin ara tatilde bir arada olduğu ebeveynlerinden ayrılmalarının zor olabileceğine, geçiş döneminde duygusal ve fizyolojik tepkiler verebileceklerine dikkat çeken Bahçeşehir Koleji PDR Direktörü Sibel Durak, her çocuğun, okula, derslere dönüş noktasında farklı tepkisi olabileceğini söyledi. Kimi heyecanla beklerken ve okul rutinine çok kolay uyum sağlayabilirken, bazılarının oldukça stresli ve kaygılı hissedebileceğine dikkat çekti. Ailelerin ve eğitimcilerin çocukların duygularını önemseyip iyi gözlemlemelerinin önemine vurgu yaptı. Velilere okula dönüş yaklaştığında çocukların okul ile ilgili aklından geçenleri ilgiyle dinlemesini öneren Sibel Durak, “ Okulla ilgili endişeleri varsa çocuğunuzla konuşabilirsiniz. Okul kıyafetlerini ve çantasını birlikte hazırlayabilirsiniz. Tatil döneminde yapılan sanat, spor, bilim aktiviteleri, geziler, hobi atölyeleri gibi etkinlikleri okul döneminde de sürdürün” dedi. Eğitmenler ve ebeveynlerin, çocukların zayıf yönleri yerine güçlü yönlerine odaklanarak onları cesaretlendirmeleri gerektiğini belirten Durak, okulda gerçekleşecek yeni etkinlikler hakkında konuşmak, okulu çekici hale getirerek çocukların arkadaşlarıyla ve öğretmenleriyle tekrar bir araya gelme isteğini artırabileceğini de söyledi.
Çankırı Ilgaz Dağı’ndan toplanan çam kozalakları şifaya dönüşüyor Türkülere konu olan Ilgaz Dağları’ndan toplanan çam kozalaklarından yapılan şuruplar, astım, bronşit hastaları başta olmak üzere vatandaşlardan yoğun ilgi görüyor. Kış mevsimi ve mevsim geçişlerinde sık yaşanan grip, nezle, geçmeyen öksürük gibi hastalıklar vatandaşları doğal ürünlere yönlendiriyor. Hastalıklardan korunmak isteyen vatandaşlar, ilaçların yanı sıra, doğadan toplanan bitkilerden şifayı arıyor. Çankırı’nın Ilgaz ilçesinde Ilgaz Dağı’nda toplanan kozalaklardan yapılan şurup da vatandaşlardan yoğun ilgi görüyor. "Ilgaz sen Anadolu’nun bir yüce dağısın" dizeleri ile türkülere konu olan Ilgaz Dağı’ndan toplanan çam kozalakların bölgede yaşayan vatandaşlar tarafından saatlerce kaynatılması ile şurup yapılıyor. Üst solunum yollarını açan ve birçok hastalığa iyi geldiği bilinen kozalak şurubu, özellikle astım ve bronşit hastalıkları başta olmak üzere vatandaşlardan büyük ilgi görüyor. Kozalak şurubu üreten vatandaşlar, kavanozunu yaklaşık 150 TL’den satıyor. Bölgede kozalak şurubu üretimi yapan Ömer Faruk Özdemir, sağlık çalışanlarının dahi kendilerinden kozalak şurubu istediğini belirtti. “Öksürüğü, öksürük şurubundan daha fazla kestiğine inanıyorum” 6 aydır kozalak şurubu üreticiliği yaptığını belirten Ömer Faruk Özdemir, “Köyümüze, katma değer sağlamak için bir süredir düşünüyordum. Aklıma kozalak şurubu geldi. Bir çalışma yaparak bu işin içerisine girdim. Yaklaşık 6 yıldır yapıyorum. Kozalakları topladığımız ağaçlar, egzoz dumanı görmeyen yerler. Ilgaz bölgesinde karaçam ağırlıklı olduğu için onları topluyoruz. Topladığımız kozalakları güzel bir şekilde bol su ile yıkıyoruz. Daha sonra sağlığa uygun varillerde 10 güne yakın ıslıyoruz. Kozalaklar iyice kirini, tozunu ve reçinesini salıyor. Kozalakları beklettiğimiz suyu döktüğümüz zaman ortaya çıkan kozalakları kaynatıyoruz. Sıcak suyla birlikte yüzeye çıkan doğa atıklarını da süzüyoruz. Berrak bir şekilde kozalak suyumuz ortaya çıkınca kozalakları suyun içerisinden alıyoruz. Ortaya çıkan suyu da isteğe göre, şeker ilaveli veya şekersiz bir şekilde vakumlu kavanozlarda saklıyoruz. Kozalak tedavi etmez. Bu şuruptan çok fazla bir beklenti beklenmemesi gerek. Öksürüğü, öksürük şurubundan daha fazla kestiğine inanıyorum. İnsanların yaşam kalitesini arttırıyor, balgam söktürüyor, ciğerleri temizliyor, korona gibi virüsleri daha hızlı atlatmamızı sağlıyor ve mikrop öldürüyor. Hastanede çalışan personeller bile kozalak şurubu alıyorlar. Bu da kozalak şurubunun faydalı olduğunu ispat ediyor” dedi. "Geçirmiş olduğumuz pandemi döneminde tüketicilerimizin en çok kullandığı geleneksel takviye edici gıda bileşeni de kozalak şurubu olmuştur" Kozalak şurubunun takviye edici geleneksel bir şurup olduğunu kaydeden Gıda Mühendisi Doç. Dr. Hüdayi Ercoşkun ise, “Kozalak şurubu, içerisinde bulunduğumuz aylarda taze kozalakların toplanması ve kaynatılarak özlerinin çıkartılması, daha sonrada odunsu kısımlarının ayrılarak koyulaştırılması şeklinde gerçekleşmektedir. Kozalağın içerisindeki fenolik gibi çeşitli maddelerle iltihaplanmaları giderici, üst solunum yollarında nefes açma gibi fonksiyonları bulunmaktadır. Geçirmiş olduğumuz pandemi döneminde tüketicilerimizin en çok kullandığı geleneksel takviye edici gıda bileşeni de kozalak şurubu olmuştur” diye konuştu.
Bilecik 65 yaş üstü kişiler bu hastalığa dikkat Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Selma Aktaş, zatürre hastalığın yabana atılacak bir hastalık olmadığı söyleyerek, özellikle bağışıklığı baskılanmış kişilerde, yaşlılarda, hamilelerde, küçük çocuklarda, alkol ve sigara bağımlılarında ciddi seyrettiğini anlattı. Bilecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Selma Aktaş zatürre (pnömoni) hastalığı hakkında bilgi verdi. Aktaş, "Zatürre akciğerin keseciklerine iltihaplı sıvı dolmasıyla oluşan bir hastalık. Bunlar bakteriler, virüsler ve mantar enfeksiyonlarının akciğere ulaşmasıyla çok kolay enfeksiyona sebep olabilir. Özellikle bağışıklığı baskılanmış kişilerde, yaşlılarda, hamilelerde, küçük çocuklarda, alkol ve sigara bağımlılarında ciddi seyir gösterebilmektedir. Şayet balgamlı ya da kuru öksürük, üşüme, titreme, ateş, halsizlik, kas ağrıları, yorgunluk, bitkinlik, iştahsızlık, zatürrenin çeşidine göre bulantı, kusma, ishal, karın ağrısı, nefes darlığı, hızlı nefes alıp verme, özellikle nefes almakla artan göğüs ağrısı, baş ağrısı, bilinç bulanıklığı, zihin karışıklığı varsa zatürre olma ihtimaliniz çok yüksektir" dedi. "Bu mevsimlerde zatürre ertelenebilmekte ve ağırlaşabilmektedir" Dr. Selma Aktaş, şunları kaydetti: "Özellikle toplu yaşanılan yerlerde, askeriye, kreşler, huzurevleri, toplu taşıma araçları ya da toplu mekanlarda öksürük ve hapşırıkla ortama yayılan damlacıklar solunum yoluyla akciğerlerimize ulaşabilir. Aynı şekilde hasta bireylerle ortak kullanılan yüzeyler, ortak kullanılan eşyalara temas etmekle ve temas ettiğimiz elimizi burun ve ağzımıza götürmekle enfeksiyon bulaşı gerçekleşebilir. Bu sebeple risk altındaki bireylerin hijyene dikkat etmeleri, el yıkama, maske takma, ortamın havalandırılması çok önemlidir. Erken teşhis ve tedavi zatürrenin ciddi komplikasyonlarını önlemek açısından çok önemlidir. Özellikle bu mevsimlerde grip, nezle gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarının da semptomlarının benzer olması sebebiyle zatürre ertelenebilmekte ve ağırlaşabilmektedir." “Zatürre doktor muayenesi ve bazı tıbbi testlerle teşhis edilebilir” Dr. Selma Aktaş, doktor muayenesi ve bazı tıbbi testlerle hastalığın teşhis edilebileceğini anlatarak, "Öncelikle doktor muayenesinden geçen hastalar akciğer filmine gönderilir. Akciğer filmi yeterli gelmezse tomografi ve kan testleriyle ve balgam testleriyle teşhis doğrulanır. Teşhisi doğrulanan hastalar hastalığın türüne, hastalığın şiddetine ve hastanın genel durumuna göre evde, hastanede servislerde ya da hastanede yoğun bakımlarda tedavi edilir. Özellikle evde tedavi gören hastaların doktorun verdiği ilaçları düzenli kullanması ve tedavi sürecini doktor kontrolünde tamamlaması çok önemlidir. Zatürreden korunmak için özellikle risk grubuna önerdiğimiz zatürre aşısı, hastalığın yaygınlaşmasını ve komplikasyonlarını önleme de oldukça yardımcıdır. Herkese sağlıklı günler diliyorum” ifadelerine yer verdi.