ASAYİŞ - 22 Ekim 2024 Salı 11:39

Kaza yapan kardeşine giderken zincirleme kazaya neden oldu

A
A
A
Kaza yapan kardeşine giderken zincirleme kazaya neden oldu

Denizli’de kaza yapan kardeşinin yanına gitmek isteyen sürücü, park halindeki iki araca çarptı. Toplam dört aracın karıştığı zincirleme kaza, güvenlik kameralarına yansıdı.



Kaza, Pamukkale ilçesi Fatih Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre; C.G. idaresindeki 31 ASA 65 plakalı hafif ticari aracıyla seyir halindeyken, direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yol kenarında park halindeki araçlara çarptı. Çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine bölgeye sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sürücü C.G. sağlık ekipleri tarafından ambulansla hastaneye kaldırılırken, sağlık durumunun ise iyi olduğu öğrenildi. Çarpmanın etkisiyle Toplam 4 araçta maddi hasar meydana gelirken kaza anı bir işyerine ait güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülere düz yolda ilerleyen C.G.’nin bir anda direksiyon hakimiyetini kaybettiği ve park halindeki araçlara çarptığı görülüyor.



Öte yandan, kaza yapan sürücünün başka bir yerde trafik kazası yapan kardeşinin yanına gittiği, o esnada kaza yaptığı öğrenildi. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.



Kaza yapan kardeşine giderken zincirleme kazaya neden oldu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Sema Karaoğlu: “Anayasamızın ilk dört maddesi, Cumhuriyetimizin ve demokrasimizin teminatıdır” Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 101’inci yılı dolayısıyla Kayseri 100. Yıl Cumhuriyet Platformu bir dizi etkinlikler düzenleyecek. Kayseri 100. Yıl Cumhuriyet Platformu üyeleri, Kayseri Gazeteciler Cemiyeti’nde basın toplantısı düzenleyerek, cumhuriyetin 101. yılı dolayısıyla düzenleyecekleri etkinlikler hakkında açıklamalarda bulundu. Platform adına konuşan Sema Karaoğlu, "Bir hafta sonra 29 Ekim’de Cumhuriyetimizin 101. yılını kutlayacağız. Yüreğimizde derin bir sevgi, saygı ve şükran duygusu var. Bu Cumhuriyet, bağımsızlık ve hürriyet mücadelesinin eseridir. Bu Cumhuriyet, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının Türk milletine armağanıdır. Bize miras bırakılan bu Cumhuriyet, sadece bir yönetim biçimi değil, aynı zamanda hürriyet, eşitlik ve adalet üzerine kurulu bir yaşam felsefesidir. Bu Cumhuriyet özgür düşünce, bilim, sanat ve kadın haklarıyla şekillenen bir medeniyet projesidir. Atatürk, Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren kadınların, toplumda hak ettiği yeri almasını savunmuş, eğitim, sağlık ve çalışma hayatında kadınları güçlendirecek adımlar atmıştır. Bu mirası yaşatmak için bizler de bugün, maalesef koruyamadığımız kadınlarımızı, kızlarımızı, çocuklarımızı korumak, kollamak, toplumsal, ekonomik ve kültürel hayatta güçlendirmek zorundayız." ifadelerini kullandı Dr. Sema Karaoğlu, "Bugün, Cumhuriyetimizin değerlerini ve kazanımlarını dönemin şartlarını unutmadan yeniden hatırlamalı, nereden nereye geldiğimizi iyi görmeli ve geleceğimize daha güçlü adımlarla yürüme zorunda olduğumuzun farkında olmalıyız. Bu yolculuğumuzda Anayasamızın ilk dört maddesi, Cumhuriyetimizin ve demokrasimizin teminatıdır. Bu ilkeler, milletimizin birliğinin ve beraberliğinin temel taşlarıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğü, laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olma niteliği hiçbir zaman değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez. Bizler, bu maddelerle birlikte Cumhuriyetin kuruluş felsefesini her daim korumakla mükellefiz. Kurucu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır’ sözleri Cumhuriyetimizin ne denli sağlam temeller üzerine inşa edildiğinin en büyük kanıtıdır" dedi. Cumhuriyet’in 101’inci yılı dolayısıyla vatandaşları etkinliğe davet eden Karaoğlu, “Bu yıl 101. yılını kutlayacağımız 29 Ekim’de her zaman ki gibi alanlarda olacağız. Cumhuriyetimizin sonsuza kadar laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti niteliğinde yaşatılacağını haykıracağız. Tüm vatandaşlarımızı ‘Yaşasın Cumhuriyet’ diye haykırmaya davet ediyoruz. 29 Ekim’de saat 14’de Kayseri Form önünden başlayacak olan yürüyüşümüz, Türk bayraklarımızla, Atatürk posterlerimizle ve milli marşlarımızla Cumhuriyet Alanında Atatürk Anıtının önünde son bulacak. Ülkesini, vatanını, Türkiye Cumhuriyetini seven çoluk-çocuk, kadın-erkek, yaşlı-genç demeden tüm halkımızı ‘Yaşasın Cumhuriyet’ haykırışları içinde şanlı cumhuriyet yürüyüşüne davet ediyoruz” şeklinde konuştu.
Samsun ’Meme kanseri’, tedavisi olan ve iyileşebilir bir hastalık türü Kadınlarda en çok görülen kanser türlerinin başında gelen ’meme kanseri’nde tedavinin mümkün olduğunu belirten Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. İdris Yücel ve Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Dr. Özge Özdemir, hastaların dikkat etmesi gereken hususları ve uyması gereken noktaları açıkladı. Meme kanseri hem Türkiye’de hem de dünyada kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biri olarak dikkat çekiyor. Erkeklerde de görülen meme kanseri ile ilgili olarak ilk evreden son evreye kadar süreçte uyulması gereken hususlar ve tedavi yöntemleri hakkında bilgiler veren Medicana Sağlık Grubu doktorlarından Prof. Dr. İdris Yücel ve Uzm. Dr. Özge Özdemir, önemli açıklamalarda bulundu. “Meme kanseri, tedavi süreci uzun ama iyileştirilebilir bir hastalık türüdür” Sadece bir tedavi yöntemi ile değil birçok tedavi yöntemi ile meme kanserinin değişik evrelerine tedavi uygulayabildiklerinin altını çizen Medicana International Samsun Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. İdris Yücel, “Meme kanserinin tedavi süreci biraz karmaşıktır. Uzun bir süreçtir. Hastaların sabırla bu süreci izlemesi ve doktorlarının tavsiyelerini ve takiplerini aksatmamaları gerekiyor. Tedavi süreci biyopsi ile tespitin ardından hastalığın evresi belli ediliyor. Tümör memede midir, koltuk altına gitmiş midir, karaciğer, kemik gibi organlara gitmiş midir? Bunlara bakılır. Eğer başka organlara gitme durumu yoksa olay sadece memedeyse ve küçük bir tümörse doğrudan cerrahiye gönderebiliyoruz. Çoğu kez tümör büyüyor ve başka yerlere sıçrıyor. Böyle olursa önce tedaviyle başlıyoruz. Kemoterapide evre küçülürse hastayı cerrahiye veriyoruz. Cerrahi sonrası patoloji raporundaki özelliklere göre uzun bir süreç olan koruyucu tedaviler uyguluyoruz. Hormona duyarlı hücreler söz konusu ise o zaman hastaya endokrin tedavi veriyoruz. Bu 5-10 yıl gibi bir zamana yayılabiliyor. Meme kanserinin bazı özel tiplerinde immünoterapi yapabiliyoruz. Tümörün ve hastanın genel özelliklerine göre bazı akıllı ilaç tedavileri var. Oldukça komplike, faydası çok fazla ve beli bir kalıpta her hastayı tedavi edemiyorsunuz. Her hatasının tedavisini o hastaya özel olarak planlıyoruz. Meme kanseri tedavisinde cerrahi, onkoloji, radyasyon onkolojisi, hormonoterapi ve immünoterapi gibi bölümlerde tedavi gerçekleştiriliyor. Tedavi süreci uzun ama iyileştirilebilir bir hastalık türüdür meme kanseri” dedi. “Radyoterapi güvenilir bir tedavi yöntemidir” Meme kanserinde radyoterapinin önemine değinen Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Dr. Özge Özdemir ise “Meme kanseri, kadın kanserlerinin 3’te 1’ini oluşturmaktadır. Bu nedenle farkındalık önem arz ediyor. Radyasyon onkologları olarak tedavinin her aşamasında hastaların yanındayız. Hem cerrahi hem kemoterapi hem de radyoterapi bir ekip olarak işbaşındayız. Meme kanserinin radyoterapisini erken evrede meme koruyucu cerrahi yapılmış olgularda daha sonra meme ve lenf bölgesine vaka kontrolü sağlamak yani nüksleri engellemek ve hastanın sağ kalımını sağlamak amacıyla uygulamaktayız. Yine lokal ileri hastalıkta sistemik kemoterapi sonrası uygulanan cerrahinin ardından nüksleri engellemek ya da kemoterapi sonrası cerrahi uygun olmayan vakalarda tümörü küçültmek amaçlı radyoterapi yapıyoruz. Ayrıca beyin metastazlarında, kemik metastazlarında ağrıyı gidermek, yumuşak doku metastazlarında kitlenin ağrısını, kanamasını, kokusunu gidermek amaçlı da palyatif radyoterapi yapmaktayız. Meme kanserinde radyoterapi her aşamada olmazsa olmaz bir yaklaşımdır. Radyoterapi alanındaki bilimsel ve teknolojik gelişmeler sayesinde hedeflediğimiz dozu uygulayacağımı volume uygun, yan etki profili en az olacak şekilde uygulayabilmekteyiz. Bu açıdan radyoterapi güvenilir bir tedavi yöntemidir. Meme kanseri farkındalığı hayatımızda olsun ama meme kanseri hayatımızda olmasın” diye konuştu. Uzmanlar ayrıca meme kanserinin çok önemli bir halk sağlığı sorunu olduğuna dikkat çekerek, her kadının kendi meme muayenesini yapabilecek düzeyde bilgi sahibi olmasının ve düzenli doktor kontrolüne gitmesinin zorunlu olduğunu söylediler.