ASAYİŞ - 16 Ekim 2024 Çarşamba 09:42

Çankırı’da bin 653 araç sürücüsüne 4 milyon 335 bin 497 TL ceza

A
A
A
Çankırı’da bin 653 araç sürücüsüne 4 milyon 335 bin 497 TL ceza

Çankırı’da polis ve jandarma ekipleri tarafından 1 hafta boyunca gerçekleştirilen denetimlerde bin 653 araç sürücüsüne 4 milyon 335 bin 497 TL cezai işlem uygulandı.


Edinilen bilgiye göre, İl Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığı personelleri tarafından 7-14 Ekim tarihleri arasında il genelinde denetimler yapıldı. Yapılan trafik denetimlerinde 91 araç trafikten men edilirken, bin 653 araç sürücüsüne toplam 4 milyon 335 bin 497 TL cezai işlem uygulandı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Down sendromlu Eda’nın piyano aşkı engel tanımıyor Gaziantep’te yaşayan 34 yaşındaki Down Sendromlu Eda, piyano çalarken sergilediği azmiyle ilham kaynağı oluyor. Küçük yaşlarda başlayan piyano ilgisine hayalini de ekleyen Eda, dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say ile sahne almak istiyor. Sınıf öğretmeni anneyle matematik öğretmeni babanın 3 çocuğundan en küçüğü olarak dünyaya gelen Eda Bayrak’a henüz bebekken down Sendromu teşhisi koyuldu. Aile, Eda’yı 8 yaşında farklı branşlarla destekleyerek ilgi duyduğu alanları belirledi. Anne Ayşenur Bayrak, evdeki eski orglarla yeteneğini keşfettiği kızına piyano eğitimi aldırdı. Eda, ailesinin desteğiyle aldığı piyano eğitiminde büyük bir ilerleme kaydetti. Her gün saatlerini piyano başında geçiren ve büyük bir çaba gösteren Eda, klasik müzikten pop şarkılarına kadar birçok eseri başarıyla çalabiliyor. “Piyano çalmak beni çok mutlu ediyor” diyen Eda, müzikle engelleri aşarak hayata sımsıkı tutunuyor. Ailesi ve çevresi, Eda’nın bu başarısını gururla desteklerken, Eda ise en büyük hayali olan dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say ile aynı sahneyi paylaşmayı hedefliyor. “Annem küçük yaşlarda bir sürü şarkı çalmayı öğretti” Küçük yaşlarda severek başladığı piyano eğitimine devam ettiğini söyleyen Eda Bayrak, çok iyi çaldığını söyledi. Eda Bayrak, “Ben küçük yaşlarda öğrendiğim piyanoyu 8-9 yıldır severek çalıyorum. Özel aldığım eğitimle hocam bana öğretti. Hocamdan çok memnunum. Onunla öğrenmeye devam etmek istiyorum. Çünkü öğrenme isteğim var. Çok iyi çaldığımı düşünüyorum. Annem küçük yaşlarda bir sürü şarkı çalmayı öğretti” dedi. “En büyük hayalim Fazıl Say ile aynı sahnede piyano çalmak” En büyük hayalinin Fazıl Say ile sahneye çıkmak olduğunu aktaran Eda Bayrak, “Benim en büyük hayalim konservatuar bölümü sınavını kazanmak. Daha sonrasında ileride küçük çocuklara piyano eğitimi vermek istiyorum. Piyanoda çok fazla parça öğrendim. Onları çalabiliyorum. Müziği ve piyanoyu çok sevdiğim için bir diğer en büyük hayalim ise Fazıl Say ile aynı sahnede piyano çalmak. Çünkü Fazıl Say çok iyi bir sanatçı. Çok iyi şarkılar çalıyor. Evimizde Fazıl Say’ın CD’leri var onu her gün dinliyoruz ” ifadelerini kullandı. “Eda’nın piyanoya ilgisini eski bir orgla keşfettim” Eda Bayrak’ın annesi Ayşegül Bayraktar ise kızının piyanoya olan ilgisini eski bir orgla keşfettiğini belirterek, “Eda’nın çok küçük yaşlardan beri piyanoya ilgisi var. Evimizde sürekli müzik çalar. Sonra bende kızımız Eda’nın bir müzik aletiyle uğraşsın onu öğrensin istedim. Çalabileceği en uygun müzik aletinin piyano olduğunu düşündüm. Evimizde eski org vardı. Onunla keşfettikten sonra eğitim almasını sağladım. Hocaları Eda ile çok içten çok iyi ilgilendiler” şeklinde konuştu. “Fazıl Say’ın CD’leri Eda’yı yönlendirdi” Fazıl Say’ın CD’lerinin Eda’yı olumlu yönde yönlendirdiğini söyleyen anne Ayşegül Bayraktar, “Eğitim aldığı yerde hocalarının ilgisiyle karşılaşan Eda en büyük hayalini gerçekleştirdi. Eda yaklaşık 10 yıldır çok rahat bir şekilde piyano çalıyor. Benim en büyük isteğim buydu. Evde tek kaldığında sıkılmasın istiyordum. Çok mutluyuz kendi çalıyor biz dinliyoruz. Diğer yandan onun hayali olan Fazıl Say’ı Gaziantep’e geldiğinde konserde izledik. Evde müzikleri her daim çalar eksik olmaz. Sonra bana Fazıl Say ile sahneye çıkmak istediğini söyledi. O CD’ler Eda’yı yönlendirdi. Daha iyi çalmasını sağladı” diye konuştu.
Bursa Uludağ’da sömestr öncesi otopark kaosu Türkiye’nin en önemli kış turizm merkezlerinden biri olan Uludağ’da otopark çilesi yaşanıyor. Alan Başkanlığı tarafından yapılan yeni düzenleme sonrası otopark konusunda yaşanan sorunlar, hafta sonu adeta kaosa dönüştü. Ziyaretçileri zirveye çıkaran tur otobüsleri, otoparklarda kar temizliği yapılmadığı için yolda kaldı. Yaşanan kriz kameralara da yansırken devreye Bursa Büyükşehir Belediyesi’nce işletilen otobüs otoparkı girdi. Uludağ’da mevcut 7 otoparktan 3’ünü Büyükşehir Belediyesi işletirken 4 otopark ise Alan Başkanlığı tarafından ihale edildi. Alan Başkanlığı tarafından yapılan yeni düzenlemesi sonrası tur otobüslerinin park alanının da değiştirilmesi ile artan sorunlar, hafta sonunu Uludağ’da geçirmek isteyen tatilcileri canından bezdirdi. Binlerce tatilciyi taşıyan çok sayıda tur otobüsü, özel bir firma tarafından işletilen otoparkların kullanıma müsait olmaması nedeniyle yolcularını yolda indirmek zorunda kaldı. Oluşan uzun kuyruklar kameralara da yansırken yaya güvenliğinin de riske atılması nedeniyle tatilciler duruma tepki gösterdi. Tur otobüsleri önceki yıllarda 1. Bölge’deki otoparkları kullanabiliyordu. Uludağ Alan Başkanlığı tarafından yapılan yeni düzenleme ile sadece 2. Bölge’de parklanmalarına karar verildi. Otobüsler yeni düzenleme ile tatilcileri 1. Bölge’de indirip 2. Bölge’ye dönmeye başladı. Yoğunluk nedeniyle oluşan uzun kuyruklar ve kargaşa dikkat çekerken tatilcilerin dönüş için de yol kenarında kalabalıklar halinde saatlerce beklemesi ile oluşan tablo, yaya güvenliğini tehdit eder boyuta geldi. Bir süredir yaşanan sorunlar, bu hafta sonu sabah saatlerinde zirve yaptı. Tatilcilerin yoğun tepki gösterdiği saatler süren kaosun ardından otobüslerin 1. Bölge’de parklanmalarına müsaade edildi. Ancak bu kez de Alan Başkanlığı’nca ihale ile özel bir firmaya verilen otoparkların gerekli kar temizliği yapılmaması nedeniyle kullanım dışı kalması ile kriz daha da derinleşti. Devreye Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden BURBAK tarafından işletilen otobüs otoparkı girdi. Güvenli bir şekilde park edebilen tur otobüsleri, yolcularını da yine güvenli bir şekilde indirdi. Tatilciler, yaklaşan sömestr öncesi Alan Başkanlığı’nın soruna çözüm bulmasını, yükümlülüklerini yerine getirmeyen ve kullanılamayan 4 otopark ile ilgili de adım atılmasını bekliyor. Öte yandan Uludağ’da belediyeye ait noktada otopark ücreti 250, özel işletmede ise 350 lira olarak tatilcilerden talep ediliyor. Bursa şehir merkezindeki yol kenarı otoparklarda ise bir saat ücretsiz hizmet verilirken sonrası bir saat için 150 lira isteniyor
Bursa Nur Sürer, Mukadderat filminin hikayesini anlattı Antalya Film Festivali’nde en iyi film ödülünü kazanan “Mukadderat” filminin başrol oyuncusu Nur Sürer ile filmin yönetmeni ve yapımcısı, Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği “Bir Yönetmen, Bir Söyleşi” etkinliğinde Bursalı sanatseverlerle buluştu. Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği “Bir Yönetmen, Bir Söyleşi” etkinliğine bu ay Mukadderat filmi ve ekibi konuk oldu. Filmin yönetmeni Nadim Güç, başrol oyuncusu Nur Sürer ve yapımcı Rodi Kayım’ın katılımıyla “Mukadderat” filminin özel gösterimi gerçekleştirildi. Konak Kültürevi’nde düzenlenen etkinliğe, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir de katıldı. Eşini kaybettikten sonra yalnız kalma korkusuyla yeniden evlenmek isteyen, ailesinin ve yakın dostlarının tüm tepkilerine rağmen ticarete atılan Sultan’ın hikayesini anlatan film, ilgiyle izlendi. Film gösteriminin ardından düzenlenen söyleşide konuşan başrol oyuncusu Nur Sürer, Bursalı olduğunu hatırlatarak, Nilüfer’in sosyal ve sanatsal etkinlikleriyle tüm Bursa’ya örnek olduğunu belirtti. “Mukadderat” filmindeki karakteri ile bağ kurduğunu ifade eden Sürer, “Sultan karakterini çok sevdim. Bu filmin büyük bir parçası olmaktan dolayı çok mutluyum. Bağımsız bir filmin Türkiye’de başarı elde ettiğini görmek çok güzel” dedi. İlk sinema filmi deneyimini “Mukadderat” ile yaşayan yönetmen Nadim Güç ise, filmin senaryosunun gerçek bir hikayeden esinlendiğini açıkladı. Güç, “Senaristimiz Erdi Işık’ın annesi, filmimizin geçtiği Kastamonu Cide’de ilk pansiyon işleten kadınlardan biri. Senaristimiz de Sultan rolünü Nur Sürer’i düşünerek yazdı. Onun gücü ve varlığı bu filme çok şey kattı” diye konuştu. Yapımcı Rodi Kayım ise bağımsız sinemanın önemine değinerek, “Bağımsız filmlerin getirisi çok düşük. Ancak bağımsız sinemayı yaşatmalıyız. Filmlere ilgi olursa biz de daha çok seyirciye daha fazla film üretme hevesine sahip oluruz” ifadelerini kullandı. Program sonunda Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, sanatçılara günün anısına hediye verdi. Başkan Şadi Özdemir, sanatçıların topluma hizmet ettiğini belirterek, katılımları için Nur Sürer, Nadim Güç ve Rodi Kayım’a teşekkür etti.
Ankara Ankara’nın kültür ve sanat hayatı "AKS 101 Çalıştayı"nda ele alındı Ankara Kent Konseyi (AKK) tarafından düzenlenen "AKS 101 Çalıştayı"nda, Ankara’nın kültür ve sanat hayatı ele alındı. Ankara’nın kültür ve sanat hayatına yeni bir vizyon kazandırmak ve şehrin kültürel kimliğini daha da güçlendirmek amacıyla "AKS 101 Çalıştayı" düzenlendi. Sinema, tiyatro, müzik, edebiyat, plastik sanatlar, kültürel diplomasi, kültürel miras, müzecilik, sahne sanatları ve dans gibi birçok oturumun gerçekleştirildiği çalıştayda, sanatın ve kültürün farklı alanlarına dair fikir alışverişinde bulunuldu. "Ankara bütün kültürlere açık olmak zorunda" Kahramankazan Belediye Başkanı Selim Çırpanoğlu, çalıştayda yaptığı konuşmasında şunları söyledi: "Kahramankazan büyüyor ama gelişemiyor. Henüz gelişmesini tamamlamamış bir şehir. Büyüme ile gelişme maalesef doğru orantıda olmuyor. Kahramankazan’ın gelişmesi için kültürel ve sanatsal etkinliklerimizle beraber tüm çalışmalarımızı başlattık. Böyle bir Büyükşehir Belediye Başkanımız olmasından dolayı hakikaten gurur duyuyoruz. Her konuyla alakalı bize destek olduğu gibi kültür sanat alanında da önümüzü açmış durumda. Ben iyi bir öğrenciydim ama belediye başkanlığında kopya çekiyorum. Eskişehir’deki sanatsal faaliyetleri Kahramankazan’la bağdaştırmaya çalışıyorum. Kahramankazan’ımızın nüfusu gitgide artıyor. Kahramankazan ve Ankara, doğuluların batısında batılıların doğusunda, Türkiye’nin ortasında bir yer. O yüzden, bütün kültürlere açık olmak zorunda. Kahramankazan büyük bir göç çektiği için bu harmoniyi sağlamamız gerekiyor. Hayal kurarken masraftan kaçmamak lazım. Bir gün Kahramankazan’da ‘Senfoniyle İlahiler’ programını yapmak benim için büyük bir hedef. Bu noktada Ankara Kent Konseyi’yle de bir çalışma yapmak istiyorum." "Dünya artık değişti, ulaşım artık kolaylaştı" "Kültür sanat, turizm bir kentin olmazsa olmazıdır" diyen Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar ise dünyanın artık değiştiğini kaydederek, "Dünyada ülkeler sadece sanayisiyle, tarımıyla, ticaretiyle kaynaklarını büyütmüyorlar. Artık turizm de, ülkeler için önemli bir kaynak, şehirler için de önemli bir kaynak. Ankara ne kadar güzel tanıtılırsa, ne kadar çok fazla turist getirirsek o kadar gelişir. Bugün Ankara, Türkiye’nin başkenti, başkentler ülkelerin simgesidir. Paris, Fransa’nın başkenti. Bizim Türkiye’ye bütün gelen turist kadar onun belki bir buçuk katı turist sadece Paris’e gidiyor ama yeni Paris’e gitmiyor, eski Paris’e gidiyor. O tarihi kültürü korunan tarihe gidiyor. Onun için bu sanat, kültür ve turizm büyük bir kentin olmazsa olmazıdır. Tabi ki parklar düzgün olacak yollar, kaldırımlar, altyapılar, planlar yaşanabilir olacak. Belediye başkanları bunları yapacak ama turizmi geliştirmek, kenti tanıtmak ve sanatçının sanatını icra edecek mekanları yapmak da bizim görevimiz" ifadelerini kullandı.
Gaziantep Babasına destek olmak için öğrendiği kürek yapımında ihracatçı oldu Gaziantep’te babasına destek olmak amacıyla çocuk yaşta ahşap kürek atölyesinde çıraklık yapmaya başlayan Kadir Kanalıcı, ürettiği kürekleri yurt içi ve yurt dışına gönderiyor. Gaziantep’in Şahinbey ilçesindeki Direkçi Pazarı’nda ahşap ustası olan babasına yardımcı olmak için henüz 13 yaşındayken okuldan arta kalan vakitlerde kürek atölyesinde çalışmaya başlayan Kadir Kanalıcı (42), önce kalfa, ardından ustalığa terfi ettiği mesleğini yıllardır özveriyle sürdürüyor. Teknolojiyle beraber eskiye dönük birçok mesleğin son demlerini yaşandığı bu süreçte ekmek küreği yapımı mesleğini Gaziantep’in yanı sıra Türkiye’nin 81 ilindeki fırıncılara ve Avrupa ülkelerindeki pizza üretimi yapan restoranlarına gönderen Kanalıcı, baba mesleği sayesinde ustalığını sürdürüyor. Çeşitli boy ve modellerde yaptığı kürekleri yurt içindeki müşterilerinin yanı sıra Avrupa ülkelerindeki müşterilerine pazarlayan Kanalıcı, ekmek küreğinin fırıncılarının vazgeçilmez gereci olduğunu belirtti. Yaptığı kaliteli ve dayanıklı ekmek küreklerini Almanya, Fransa ve İtalya başta olmak üzere Avrupa’nın birçok ülkesine gönderdiğini ifade eden Kanalıcı, Gaziantep’te fırıncılara bağlı olarak halen günümüze kadar gelen ekmek küreği yapma mesleğinin her geçen gün değer kazandığını belirtti. “Bu mesleğe çocukken babamın yanında başladım” Uzun yıllardır uğraş verdiği baba mesleğine sevdalı olduğunu belirten Kanalıcı, “Bu mesleğe çocukken babamın yanında başladım. 15 yıl bu işi yaptıktan sonra yaklaşık 12 yıl bu mesleğe ara verdim. Daha sonra ise farklı işlerle uğraştım. Sonra tekrar baba mesleğine başladım ve 5 yılda devam ettiriyorum. Gaziantep’te genelde okuldan sonra çocuklar babaların yanında çalışır. Biz de bütün zamanımızı babamızın atölyesine geçiriyorduk. Mesleğe bu şekilde başladık. Mesleği öğrenmemiz yıllar sürdü. Askere gidip geldikten sonra 25 yaşına kadar bu mesleği yaptım. Aralıksız 15 yıl bu mesleği yaptım. Askerden sonra İstanbul’a gittim ve mesleğe ara verdim. İstanbul’un yoğunluğu ve stresi beni çabuk yordu, tekrar Gaziantep’e gelip babam mesleğini sürdürmek istedim ve işimi yeniden kurdum” dedi. Babasının mesleğini sürdürmekten gurur ve onur duyduğunu belirten Kanalıcı, baba mesleğini devam ettirmenin kendisine ayrı bir güç verdiğini kaydetti. “Taş fırın olan her yere biz kürek yapıyoruz” Yaptığı kaliteli ve dayanıklı kürekleri Almanya başta olmak üzere Fransa ve İtalya’nın yanı sıra birçok Avrupa ülkesine göndererek ürünlerini sattığını belirten Kanalıcı, “Taş fırın olan her yere biz kürek yapıyoruz. Lahmacun, pide, pizza, katmer ve baklava üretimi yapan firmalara kürek yapıyoruz. Hatta elektrikli ve doğalgazlı fırınlara da kürek yapıyoruz. Yaptığımız kürekleri Gaziantep’teki fırıncı, katmerci ve baklavacı müşterilerimize satıyoruz. Türkiye’nin diğer illerinde Gaziantepli fırıncı ustaların çok olmasından dolayı bizde bu şekilde tanınıyoruz. Bizde bu şekilde tüm Türkiye’ye kürek göndermiş oluyoruz. Bazı fırıncı ustalar yurt dışına gidiyor, yurt dışından da bizden kürek istiyorlar ve aynı şekilde ustalarımız vasıtasıyla yurt dışına da kürek gönderiyoruz” diye konuştu.