ASAYİŞ - 03 Temmuz 2024 Çarşamba 22:12

Kepçenin çarptığı çocuğun parmağı koptu

A
A
A
Kepçenin çarptığı çocuğun parmağı koptu

Bursa’nın İnegöl ilçesinde meydana gelen kazada kepçenin çarptığı çocuğun parmağı koptu.


Kaza, İnegöl’ün kırsal Kurşunlu Mahallesi’nde meydana geldi. Cadde üzerinde seyir halinde olan Berkan D. (21) yönetimindeki plakasız motosiklet, yoldan manevra yapan operatör Sebahattin E. yönetimindeki iş makinesi ile çarpıştı. Kaza sırasında iş makinesinin kepçesi, motosikletin arkasında oturan 7 yaşındaki M.G.’nin sol eline çarpıp baş parmağının kopmasına neden oldu. Yaralanan çocuk, kopan başparmağıyla olay yerine gelen ambulansla İnegöl Devlet Hastanesine kaldırıldı. Yapılan tedavinin ardından çocuk, parmağı dikilmek üzere Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine sevk edildi.


Jandarma ekipleri kazayla ilgili inceleme başlattı.



Kepçenin çarptığı çocuğun parmağı koptu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Giresun Köylerdeki öğrenciler için Göksu Travertenleri ve Mavi Göl’e gezi düzenlediler Giresun’un son yıllarda yoğun ilgi gören Dereli ilçesi sınırları içindeki Göksu Travertenleri ve Mavi Göl, köylerdeki öğrencilere gezi düzenlenerek tanıtıldı. İl Özel İdaresi’nin organize ettiği etkinlikte, Yağlıdere ilçesindeki köylerden gelen öğrenciler bu doğal güzellikleri ziyaret etti. Giresun’un en önemli turizm destinasyon alanlarından biri olan Göksu Travertenleri ve Mavi Göl’ü daha önce ziyaret etme imkanı bulamayan köylerdeki öğrencilere gezi düzenlendi. Giresun İl Özel İdaresi tarafından düzenlenen geziye Yağlıdere ilçesinin köylerindeki öğrenciler katıldı. Devam edecek gezi programlarıyla il genelindeki köylerde bulunan bütün öğrencilere Göksu Travertenleri ve Mavi Göl’ü görme imkanı sunulması hedefleniyor. Göksu Travertenleri ve Mavi Göl’ü ziyaret ederek doyasıya eğlenen öğrencilerin sevincine ortak olan İl Özel İdaresi Genel Sekteri Tolga Erener, “Bugün onlarca öğrencimizi karne tatilinin ardından Giresun’un en önemli turizm destinasyon alanlarından biri olan Mavi Göl ve Göksu travertenlerinde ağırlıyoruz. Amacımız Giresun’da burayı hiç görme imkanı bulamayan köy okullarındaki öğrencilerimizi gezdirmek. Bu projemiz devam edecektir. Bütün köy okullarımızdaki öğrencilerimizi yaz boyunca burada misafir edeceğiz. Öğrencilerimiz mutluysa biz de mutluyuz” dedi. "Turizm yatırımları devam edecek" Göksu Travertenlerinin Doğu Karadeniz’in son yıllarda en çok ilgi gören turizm merkezleri arasında yer aldığını belirten Erener, “Saklı bir hazine olan Mavi Göl ve Göksu Travertenleri, Valiliğimizin başkanlığında İl Özel İdaremiz tarafından Türkiye’ye kazandırmış olduğu önemli bir turizm merkezi haline geldi. Son 2 yıldır popülaritesi arttı. Özellikle Göksu Travertenleri küçük bir Pamukkale haline geldi. Doğu Karadeniz’de en çok ziyaret edilen yerlerin başında geliyor. Bizim de bu alana yeni turizm yatırımlarımız devam edecektir” şeklinde konuştu. Derste anlatıldı, gezerek görüldü Öğrencileriyle beraber Mavi Göl ve Göksu Travertenlerini ziyaret etme imkanı bulan Yağlıdere Üçtepe İmam Hatip Ortaokulu Müdürü Selçuk Karagöz ise “Öğrencilerimize derste anlattığımız buraları gösterme imkanı bulduğumuz için gayet mutluyuz. Öğrencilerimiz buraya ilk defa geldiler ve doyasıya eğlenme imkanı buldular. Başka köy okullarındaki öğrencilerin de buraları görmesi faydalı olacaktır. Burayı daha önce görmeyen öğrencilerimize, bu imkanı sunan vesile olan herkese teşekkür ederiz” diye konuştu.
İzmir Alzheimer hastaları için ‘yaşam tarzı değişikliği’ umudu Amerika’da Alzheimer hastaları üzerinde yapılan bir araştırmada, tedavilerinin yanı sıra yaşam tarzı değişiklikleri uygulayan hastaların zihinsel performans ölçeklerinde olumlu artışlar sağlandığı tespit edildi. İEÜ Medical Point Hastanesi Fonksiyonel Tıp Ünitesi hekimi Dr. Kerem Korkut, “Araştırma sonuçlarında, yaşam tarzını değiştiren hastaların bağırsak florasında çok önemli değişiklikler olduğu görülüyor. Özellikle Alzheimer’da hastalığın bileşeni olarak gördüğümüz iki özel bakterideki azalma tersine dönüyor. Yapılan çalışma bakteri türlerindeki bu değişiklikle Alzheimer’ın ilerlemesini durdurabildiğinin yanı sıra beyin performansını geliştirdiğini de gösteriyor” dedi. Kaliforniya Üniversitesi’nde Prof. Dr. Dean Ornish’in koordinatörlüğünde yürütülen ve Amerika dergilerinden Alzheimer Research Therapy’de 2024 Ocak ayında yayımlanan yeni bir klinik çalışma, yaşam tarzı değişikliklerinin Alzheimer hastalarının seyrinde önemli etkileri olduğunu ortaya koydu. Araştırmada 51 hasta iki gruba ayrıldı. 26 kişi rutin tedavilerinin yanı sıra yoğun yaşam tarzı değişiklikleri yaparken, diğer gruptaki 25 kişi mevcut yaşam tarzlarını koruyarak Alzheimer tedavisine devam etti. 20 haftanın ardından sonuçlar, yaşam tarzı değişiklikleri uygulayan grubun zihinsel performans ölçeklerinde anlamlı artışlar sağladığını, diğer grupta yer alanların zihinsel performanslarının bozulduğunu gösterdi. Araştırma kapsamında, yaşam tarzı değişiklikleri uygulayan grupta Alzheimer hastalığı ilerledikçe bağırsaklarda azalan iki bakteri türünün, bu değişikliklerle birlikte ani bir artış gösterdiği tespit edildi. Yaşam tarzı değişiklikleri uygulayan katılımcıların beyinlerinde biriken ve beyin işlevlerini bozan proteinlerle düşüşler olduğu gözlemlendi. “İki bakteride azalma tersine dönüyor” İEÜ Medical Point Hastanesi Fonksiyonel Tıp Ünitesi hekimi Dr. Kerem Korkut, araştırmanın ve çıkan sonuçların önemine dikkat çekti. Korkut, "Çalışmada beslenme ve yaşam şeklini değiştiren, destek ürünler kullanan, stresi yöneten ve uyku kalitesine dikkat edenlerin bağırsak florasında önemli değişiklikler olduğu görüldü. Özellikle Alzheimer’da hastalığın bileşeni olan iki özel bakterideki azalma tersine dönüyor. Alzheimer’ın ilerlemesiyle birlikte düşen bu iki bakteri türünde, bağırsak florasında ciddi bir artış görülüyor. Bu değişiklik, Alzheimer’ın ilerlemesini durdurabiliyor. Aynı araştırmada Alzheimer hastalarının beyin dokularında biriken beta amiloid 40 isimli protein miktarının azaldığı gözlendi. Yaşam tarzı değişikliği yapan grupta zararlı proteinlerin azaldığı da bu çalışmayla kanıtlanmış oldu” ifadelerine yer verdi. “Yaşam tarzı tıbbının yararları” Yaşam tarzı değişikliğiyle birçok hastalıkla mücadele edildiğine vurgu yapan Korkut, “Yaşam tarzı tıbbının en büyük avantajı, kişiye özgü ölçümlerle ve kişinin sağlığını öğrenmesiyle yürütülen bir süreç olmasıdır. Beslenme ve besin eksikliklerinin giderilmesi, hücresel sağlık ve potansiyelin artırılması, hareketsizlik ve uyku kalitesiyle ilgili sorunların dikkate alınması, zihinsel hareketlilik ve sosyal etkileşim gibi unsurlar kişiye özgü olarak ele alınmaktadır. Ayrıca stres yönetimi konusunda etkili yöntemlerle kişinin hayatındaki zorluk seviyesinin azaltılması hedeflenmektedir. Fonksiyonel tıp yaklaşımı başlıca obezite, diyabet, kalp hastalığı ve bilişsel yaşlanma gibi kronik hastalıklar için kişiselleştirilmiş bir tedavi yöntemidir. Biz de Medical Point Hastanesi olarak Türkiye’de yaşam şekli değişiminin öncülerinden biri olduğumuz için çok mutluyuz” diye konuştu.
Erzincan Erzincan Belediye Başkanı Aksun: “Erzincan’ımızın ve Türkiye’mizin üzerinde hain planları olanlar asla emellerine ulaşamayacaktır” Erzincan Belediye Başkanı Bekir Aksun, Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde 5 Temmuz 1993 tarihinde meydana gelen terör saldırısında hayatını kaybeden 33 vatandaşı anmak için düzenlenen törende yaptığı konuşmada, “Erzincan’ımızın ve Türkiye’mizin üzerinde hain planları olanlar asla emellerine ulaşamayacaktır” dedi. Başbağlar köyü sakinlerine hitap eden Belediye Başkanı Aksun, programda yaptığı konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Bugün burada bundan 31 yıl önce 5 Temmuz 1993 tarihinde alçak teröristlerin canice gerçekleştirdikleri katliam sonucunda Erzincan’ımızın güzel ilçesi Kemaliye bağlı Başbağlar köyünde hayatını kaybeden 33 vatandaşımızı, şehidimizi; anmak, acılarımızı paylaşmak, sizlerle hemhal olmak, birlik ve dirliğimize kastetmek isteyenleri lanetlemek üzere bir araya gelmiş bulunmaktayız. Bu mukaddes yerde bulunmaktan, aranızda olmaktan onur ve gurur duyuyorum! “Şehitlerimizin acısını dün gibi yüreğimde hissediyorum” Ezan saati katliam planlayanlar kadın, erkek, çocuk ayırt etmeden, savunmasız vatandaşlarımızı kahpece kurşuna dizenler, evlerimizi ateşe verenler 33 vatandaşımızı şehit etmiş, 30 tane kadını dul, 100’e yakın evladımızı yetim bırakmıştır. Ama unutmasınlar ki! Geride kalanlar bize önce Allah’ın, sonra şehitlerimizin emaneti, başımızın tacıdır. Biz dün olduğu gibi bugünde hep birlikte buradayız. Birliğimize kastetmek isteyenlere asla müsaade etmeyeceğiz. “Erzincan’ımızın ve Türkiye’mizin üzerinde hain planları olanlar asla emellerine ulaşamayacaktır” Bizler bir kilimin desenleriyiz. Farklılıklarımızı zenginliklerimiz olarak görür, ona göre yaşarız. "Ayrılıkta azap, birlikte rahmet vardır" hadisi şerif-i şiarımızdır. Son yurdumuzun neresinde olursa olsun aramıza ayrılık tohuma ekmek isteyenlere karşı hep birlikte omuz omuza mücadele etmeli, kardeşlik hukukumuza zeval getirmemeliyiz. Maalesef ülkemiz geçmişte buna benzer birçok talihsiz ve tehlikeli vakalarla ve vukuatlarla sarsılmış, kamplaşmanın derin sularına çekilmeye çalışılmıştır. Sonu ve istikameti olmayan; sosyal şiddetin, ideolojik karşıtlığın ve mezhep çekişmesinin karanlık labirentlerinde aziz milletimiz fertleri birbirine girmiş ve nesiller bu şekilde israf olmuştur. Kan, kavga ve karmaşayla beslenmiş ve şekillenmiş acı tecrübeler, milletimizin birbirine düşmesinin kimlerin işine yaradığını, bundan hangi mihrakların nemalandığını herkese göstermiştir. Başbağlar Katliamı’ndan birkaç gün öncesinde, yakın tarihin en üzücü ve insanlıkla ilgisi olmayan trajik gelişmelerinden birisi olan 2 Temmuz 1993 tarihinde vuku bulan Sivas olaylarında kimliği belirsiz kişilerce gece vakti dağıtılan ve yöre halkını galeyana getirici bildirilerin amacı bugün daha net olarak anlaşılmıştır. Alevlendirilmeye çalışılan etnik ve mezhep gerilimi yalnızca aziz Türk milletine zarar verecek, düşmanlarımızı sevindirecektir. Bu itibarla herkes azami duyarlılık içerisinde kalarak, ülkemizi ateşe atacak tuzaklara ve kamplaşmalara karşı son derece temkinli davranmalıdır. Kirli emelleri olan alçaklar hedeflerine ulaşamayacak, hain terör örgütünün muhakkak kökü kazınacak, ülkemiz ve yüce milletimiz bu kirli oyunlardan ve terör belasından kurtarılacaktır. Erzincan Kardeşliğin şehridir. Biz; kökeni, mezhebi, inancı ve siyasi yönelimi ne olursa olsun herkesin Türk milletinin bir, ayrılmaz ve eşit ferdi olduğuna yürekten inanmaktayız. Bu hakikati değiştirmeye, bozmaya ve milletimizi birbirine düşürecek her girişime dün olduğu gibi bugün de sonuna kadar karşı çıkmakta ve üstesinden gelmek için her fedakârlığı göstermekten geri durmayacağız. Başbağlar katliamı ile birlikte terör en aşağılık yüzünü bir kez daha sergilemiştir. Ülkemizin bölünmez bütünlüğüne göz diken hain odaklar Başbağlar’da da kardeşlik hukukumuzu bozmaya yeltenmiş fakat yaşanan büyük acılara rağmen başarılı olamamışlardır. Tarihte ülkemizi parçalamak isteyen hainler asla emellerine ulaşamadı ve ulaşamayacaktır. 31 yıldır Başbağlar milletimizin ortak acısı, ortak yasının adı olmuştur. Her karışına kanını, canını feda etmiş şehitlerimizin, gazilerimizin emaneti olan bu toprakların neferi olan bir milletiz biz. Birlik ve beraberliğe her şeyden çok ihtiyacımız olan bu günlerde, vatanımıza göz diken hainlere her bir ağızdan diyoruz ki; Madımak’ta yanan canda bizim, Başbağlar’da dökülen kanda bizim. Biz bir ölürsek bin diriliriz. Bu duygu ve düşüncelerle bu menfur katliamın mağdurlarına sabır, kaybettiğimiz canlara ise Allah’tan rahmet diliyorum. Allah bir daha böyle acılar yaşatmasın. Sizleri saygıyla selamlıyorum. Allah’a emanet olun! Ne Mutlu Türk’üm Diyene!”
Elazığ Elazığ vücut geliştirmede ulusal ve uluslararası alanda söz sahibi olmaya başladı Elazığ’da vücut geliştirme ve fitness sporunun gelişmesi, değişmesi bağlamında il ve uluslararası alanda söz sahibi olabilmek için sporculara destek vermek amaçlı yaklaşık iki yıldır il temsilciliği yaptığını belirten Türkiye Vücut Geliştirme, Fitness ve Bilek Güreşi Elazığ İl Temsilcisi Evren Kılıç, ’’Bu dönem zarfında ilimiz, sportif başarılar anlamında çok ciddi yükselişe geçti. Burada sporcularımızın özellikle vücut geliştirme sporu yapan sporcularımızın çok büyük katkısı var. Ulusal ve uluslararası alanda söz sahibi olmaya başladık” dedi. Gençlik ve Spor Bakanlığı Türkiye Vücut Geliştirme, Fitness ve Bilek Güreşi İl Temsilcisi Evren Kılıç, profesyonellik anlamda son dönemlerde özellikle vücut geliştirme ve fitness sporunun Elazığ’da yükselişe geçtiğine dikkat çekerek, bu anlamda dünya şampiyonluğu, dünya ikinciliği ve Türkiye şampiyonlukları gibi dereceler elde ettiklerini kaydetti. Ağustos ayında İstanbul’da gerçekleştirilecek olan Türkiye şampiyonası ve milli takım seçmelerine hazırlıkların son sürat devam ettiğini ifade eden Kılıç, cumhuriyet tarihinde Elazığ’da ilk kez bir kadın sporcunun podyuma çıkacağını ve madalya beklediklerini dile getirdi. İki yıldır il temsilciği yaptığını aktaran Kılıç, ’’Elazığ’da bu sporun gelişmesi, değişmesi il ve uluslararası alanda söz sahibi olabilmek için sporcularımıza destek vermek amaçlı yaklaşık iki yıldır il temsilciliği yapıyorum. Bu dönem zarfında ilimiz, sportif başarılar anlamında çok ciddi yükselişe geçti. Burada sporcularımızın özellikle vücut geliştirme sporu yapan sporcularımızın çok büyük katkısı var. Ulusal ve uluslararası alanda söz sahibi olmaya başladık. Çok yakın zamanda Hakan Erikçi’yi ve Atakan Kılıç 21 yaş kategorisinde Türkiye derecesi aldılar ve milli takım seçmelerine katıldılar. Uğur hocamız çok yakın zamanda federasyonumuzun desteklemiş olduğu organizasyonda dünya şampiyonu oldu. İlimizi cumhuriyet tarihinde ilk kez temsil edecek olan Tuba Yıldırım da şampiyonaya katılacak. Müsabakalar ağustos ayında İstanbul ilinde gerçekleştirilecek” diye konuştu. Uluslararası müsabakada vücut geliştirme branşında dünya şampiyonluğu bulunan vücut geliştirme sporcusu ve antrenörü Uğur Yıldırım, ’’Bir tane de dünya ikinciliğim var. Şu anda 28 Ağustosta Türkiye’de düzenlenecek olan Türkiye Şampiyonası ve milli takım seçmelerine hazırlanıyoruz. Süreç şu an iyi gidiyor, hazırlıklarımıza devam ediyoruz’’ şeklinde konuştu. Cumhuriyet tarihinde kadın olarak Elazığ’ı ilk kez temsil edecek olan vücut geliştirme sporcusu Tuba Yıldırım ise ’’Bu spora eşimle tanıştıktan sonra başladım. Ortalama 4 yıldır profesyonel olarak devam ediyorum. Bunu da artık bir yarışma ile taçlandırmak istedim. O yüzden Türkiye yarışmasında 28 Ağustosta eşim ile birlikte yarışmaya katılacağız. Güzel bir derece ile gelmek istiyoruz” dedi.