ASAYİŞ - 01 Temmuz 2024 Pazartesi 12:05

İskeleden düşen işçi yaralandı

A
A
A
İskeleden düşen işçi yaralandı

Bursa Orhangazi’de, İznik Gölü sahilinde devam eden arıtma inşaatında iskeleden düşen bir işçi yaralandı. Yaralı işçi ambulansla hastaneye kaldırıldı.


Olay, saat 10.00 sıralarında Bursa’nın Orhangazi ilçesinde İznik Gölü sahilinde devam eden arıtma tesisi inşaatında meydana geldi. Alınan bilgilere göre, arıtma tesisinde çalışan Yunus M. (38) isimli çalışan iskelede çalıştığı esnada dengesini kaybederek yaklaşık 2 metreden beton zemine düştü.


İhbar üzerine olay yerine sağlık ekipleri sevkedildi. İlk müdahalesi burada yapılan Yunus M. ambulansla Orhangazi Devlet Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı. Polis olayla ilgili soruşturma başlatırken, yaralı işçinin hayati tehlikesinin bulunmadığı belirlendi.



İskeleden düşen işçi yaralandı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Isparta Eğirdir Gölü’nde sular 2 metre çekildi, koku tehdidi başladı Isparta Eğirdir Gölü’nde iklim değişikliğinin getirdiği kuraklık etkisini gösterdi. Gölde aşırı su kaybı nedeniyle sular yaklaşık 2 metre çekilirken, göl çevresinde balçık, hayvan dışkısı ve çevre atığı sebebiyle de koku problemi yaşanıyor. Isparta’nın Eğirdir ilçesinde bulunan ve Türkiye’nin ikinci en büyük tatlı su kaynağı olan günün değişik zamanlarında mavi, yeşil tonlara büründüğü için ‘yedi renkli göl’ olarak adlandırılan Eğirdir Gölü’nde, su çekilmeleri yaşanıyor. Gölde aşırı su kaybı nedeniyle sular yaklaşık 2 metre çekilirken, göl çevresinde balçık, hayvan dışkısı ve çevre atığı sebebiyle de koku problemi yaşanıyor. "Kuraklığa karşı önleyici stratejilerin belirlenmesi gerekmektedir" Mevsimsel yağışların azlığı nedeniyle kuraklık tehlikesinin de yaşandığı Eğirdir Gölü’nde yaşanan problemlere değinen Süleyman Demirel Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi’nden Öğretim Üyesi Dr. Meltem Kaçıkoç, Eğirdir Gölü’nün doğal ekosistemin korunması ve yöre halkının geçim kaynağı olması nedeniyle kritik öneme sahip olduğunu belirterek, "Bölgede başta kar yağışlarının azalması olmak üzere, iklim değişikliğinin kuraklık yönündeki etkileri göl su eviyesinin sürekli düşüş eğiliminde seyretmesine neden olmuştur. Mevcut ve muhtemel kurak şartlar altında yaşanabilecek su kıtlığının ölçülebilir şekilde tasvir edilebilmesinin ve bu sayede de su güvenliğinin sağlanması için etkin önlemlerin belirlenmesinde miktar ve kalite modelleri yeri doldurulamaz araçlardır. Son yıllarda bölgede kuraklığın sosyoekonomik açıdan olumsuz etkileri artmıştır. Dolayısıyla daha da geç olmadan artan kuraklık risklerine karşı afet yönetiminde sadece kriz yönetimi ile sınırlı kalmayıp proaktif ve önleyici stratejilerin belirlenmesi gerekmektedir" dedi. "Su seviyesinin azalmasıyla birlikte Eğirdir Gölü’nde koku problemi yaşanıyor" İklim değişikliğinin kuraklık yönündeki etkilerinin tarımsal su tüketimi ile birleştiğinde Eğirdir Gölü su seviyesinin su ve gıda güvenliğini tehdit eden kritik seviyelere ulaşmasına neden olduğunu söyleyen Kaçıkoç, "Eğirdir Gölü gibi sığ göller, aşırı kuraklık olaylarına karşı derin göllere göre daha hassastırlar çünkü su seviyesindeki küçük değişiklikler yaşansa bile bu durum toplam yüzey alanı ve hacminin çok daha büyük bir bölümünü temsil eder. Su seviyesindeki bu azalmalar, gölün taşınım mekanizmasını değiştirmiş, halihazırda artmakta olan su sıcaklıklarındaki artışları daha da şiddetlendirmiştir. Dolayısıyla da bölge halkının tepkisine neden olan koku problemlerine neden olmuş ve hızlı alg büyümesini destekleyen şartlar oluşturarak ötrofikasyonu katalize eden iklim değişikliği, esas olarak, ötrofikasyonun en temel itici güçleri olan yağış, sıcaklık, solar radyasyon ve rüzgar hızındaki değişiklikleri içerir. Dolayısı ile de göl su seviyesindeki azalmalar, zaten tarımsal faaliyetlerden ve arıtılmamış atık sulardan kaynaklanan aşırı nütrient yüklerinin baskısı altında olan Eğirdir Gölü’nü ötrofikasyona karşı da savunmasızlaştırmış ve ötrofikasyon sürecini hızlandırmıştır" şeklinde konuştu. "Kuraklığın devamlılığı siyanobakterilerin baskın hale gelmesini artıracak" Eğirdir Gölü’nün de içerisinde yer aldığı Antalya Havzası da dahil olmak üzere 6 nehir havzasında belirli kirleticiler için su kalite modelleme çalışmalarına başladıklarını söyleyen Dr. Kaçıkoç, "Çalışmalarımız tamamlandığında havzalardaki tüm su kütlelerinin ekolojik açıdan iyi duruma ulaşması için uygulanması gereken temel ve tamamlayıcı tedbirler belirlenecektir. Bahsettiğim miktar senaryoları ile birlikte, söz konusu kalite tedbir senaryoları da uygulanmaz ise, kuraklık şartlarının devamlılığı durumunda, Eğirdir Gölü’nün doğal şartlarının aksine daha durgun, daha sıcak şartlar gelişecektir. Böyle bir durumda, gölde mevcut durumda olması gereken baskın olan endemik makrofitlerin yerine, iklim değişliğinin etkilerine karşı yüksek toleransa sahip ve gölün içme suyu üretimi, tarımsal sulama ve balıkçılık için kullanımını tehdit edecek çeşitli toksinler üreten siyanobakterilerin baskın hale gelmesini artıracaktır" açıklamalarında bulundu. Dr. Meltem Kaçıkoç, Eğirdir Gölü için atık sonuçları sınanmış ve uygulanabilir eylem planlarının acilen hayata geçirilmesi gerektiğini dile getirdi.
İzmir İZSU’dan suyu tasarruflu tüketme çağrısı Son dönemlerde kış ve bahar yağışlarının beklenen miktarın altında kalması nedeniyle barajlardaki su seviyesi dikkat çekici şekilde düştü. Tahtalı Barajı’ndaki aktif doluluk oranının yüzde 26,4 seviyesine inmesiyle su altındaki eski Bulgurca Camii yeniden görünür hale geldi. İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada şehre su sağlayan Sarıkız, Göksu, Menemen kuyuları ve Gördes Barajı’ndan alınan su miktarının artırıldığı vurgulandı. Yapılan planlama doğrultusunda kısa vadede susuzluk tehdidi bulunmadığı belirtilen açıklamada “Bununla birlikte yine de tedbirin elden bırakılmaması gerek. Su sorunu bugün yoksa bile yarın kapımızda olacak” denilerek, suyun tasarruflu kullanılması gerektiğine dikkat çekildi. Tüm dünyada küresel ısınma ve iklim değişikliğinin etkileriyle yağış rejiminin değişmesi ve yağışların azalması nedeniyle barajlardaki su seviyeleri giderek düşerken, Tahtalı Barajı’ndaki su seviyesi son yılların en düşük seviyelerinden biri olan yüzde 26,4’e geriledi. İzmir’de yıllardır kuraklığın göstergelerinden biri olarak kabul edilen Tahtalı Baraj gölünün altındaki Bulgurca Camii yeniden görünür hale geldi. İZSU Genel Müdürlüğü barajlardaki su seviyesinde yaşanan düşüşler nedeniyle yeraltı su kaynaklarına yöneldi. Şehre su sağlayan Sarıkız, Göksu, Menemen kuyuları ile Gördes Barajı’ndan alınan su miktarı artırılarak Tahtalı Barajı’nın yükü hafifletildi. Yapılan planlama ile kısa vadede su sıkıntısı yaşanmayacağı, yağmur mevsimine kadar yetecek su bulunduğu belirtildi. İZSU Genel Müdürlüğü’nün bir yandan da şehre içme suyu sağlayacak alternatif su kaynakları sağlamak için çalışmalarını sürdürdüğü vurgulandı. Son yıllarda yağışlarda azalma var İzmir’in hem yer altı hem de yer üstü su kaynaklarından beslendiğini hatırlatan İZSU Su Arıtma Dairesi Başkanlığı Güney Su Arıtma Şube Müdürü Başak Sever, “Özellikle son günlerde artan sıcaklık ve azalan yağışlarla birlikte gündemimiz barajlardaki su seviyesi oldu. Geçmiş yıllara baktığımızda İzmir 2008 yılında su kriziyle karşı karşıya kalmış ve o zaman uygulanan su kampanyaları sayesinde bu kriz atlatılmıştı. Son yıllarda yağışlarda bir azalma mevcut. Yağışlardaki azalma yüzde 20 seviyelerine kadar düşmüş durumda. Bu durum tüm hemşerilerimizde bir tedirginlik oluşturuyor” dedi. Tedbiri elden bırakmamak gerek Tahtalı Barajı’nda aktif doluluk oranının yüzde 26,4 olduğunu ifade eden Başak Sever, “Buharlaşma verileri, günlük tüketim verileri dikkate alındığında söz konusu suyun kendi payı içerisinde önümüzdeki yağışlı döneme kadar yeterli olduğunu söylememiz mümkün. Su İsale ve Dağıtım Dairesi Başkanlığı tarafından şehir içinde gerekli manevralar yapılarak şehrin kuzeyinde bulunan yer altı kaynaklarından güney bölgemize de su temini sağlanabiliyor. İzmir genellikle Aralık ve Mart ayları arasında yağış alır. Bununla birlikte yine de tedbirin bırakılmaması gerekiyor. Her vatandaşın üzerine düşen bir sorumluluk olduğunu tekrar hatırlatmamız gerek. Su sorunu bugün yoksa bile yarın kapımızda olacak” şeklinde konuştu.