ASAYİŞ - 05 Temmuz 2024 Cuma 18:16

Bursa’da kaybolan 10 yaşındaki kız çocuğu her yerde aranıyor

A
A
A
Bursa’da kaybolan 10 yaşındaki kız çocuğu her yerde aranıyor

Bursa’da sabah saatlerinde kaybolan 10 yaşındaki kız çocuğu her yerde aranıyor.


Merkez Osmangazi ilçesi Emek Mahallesi’nde sabah saatlerinde evinden çıkan ve bir daha geri dönmeyen 10 yaşındaki Asya Bayram, her yerde aranıyor. Ailenin karakola kayıp müracaatında bulunduğu öğrenilirken, görenlerin 112 Acil Çağrı Merkezi’ne veya 05529412945 nolu telefon numarasını aramaları istendi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Kütahya’da yerli arpa çeşidi ’Ayrancı’nın hasadı yapıldı Kütahya’nın Altıntaş ilçesinde yerli arpa çeşitlerini çiftçilere tanıtmak ve yaygınlaştırmak amacıyla başlatılan çalışmalar kapsamında Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü tarafından geliştirilen yerli “Ayrancı” arpa çeşidi hasat edildi. Yerli arpa hasadı programında konuşan Kütahya Valisi Musa Işın, sezonun hayırlı olmasını dileyerek, tüm çiftçilere bereketli bir hasat dönemi temennisinde bulundu. Türkiye’nin tarım potansiyeline dikkat çeken Işın, “Ülkemiz, bereketli topraklara sahip. Kendi gıdasıyla geçinebilecek, kimseye muhtaç olmadan yaşayabilecek bir memlekettir. Allah’a şükürler olsun” dedi. Pandemi döneminde gıdanın öneminin daha da belirgin hale geldiğini ifade eden Vali Işın, “Hiçbir memleket ve millet gıdadan vazgeçemez. Gıda ve sağlık, insanoğlunun olmazsa olmaz iki önemli hususudur. Türkiye, son 22 yılda Cumhurbaşkanımız riyasetinde her iki alanda da ciddi mesafeler kat etti. Bu yıl Kütahya’mızda da tarımda ciddi destekler, hibeler yapıldı, tohum destekleri sağlandı. Yeter ki insanlarımız gayret içerisinde olsunlar” diye konuştu. Kütahya İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün çiftçilere verdiği eğitim ve desteklerin önemine de değinen Vali Işın, “Bu yıl tüm köylerimizde çiftçi eğitim toplantıları yapıldı. Hibe destekleri çiftçilerimize sunuldu. Aslanapa ilçemizde büyük bir Organize Hayvancılık Bölgesi kuruyoruz. Çalışmalar başladı ve bu proje ilimize büyük katkı sağlayacak” dedi. Kütahya’nın ekonomik potansiyelini artırmayı hedeflediklerini belirten Vali Musa, “İlimizin ekonomideki toplam payı yüzde 11 civarında. İnşallah bu rakamı yüzde 20’lere çıkaracağız. Bu yıl 5 sulama barajının ihalesi yapıldı. Barajlar tamamlandığında tarıma ciddi katkılar sağlayacak” ifadelerini kullandı. Altıntaş’ın Geniş köyünde düzenlenen hasat törenine AK Parti Kütahya Milletvekili İsmail Çağlar Bayırcı ve AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay da katıldı.
Giresun AFAD Başkanı Okay Memiş: “Uyarılara dikkat edilirse can ve mal kaybı önlenebilir” Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yaşanan sağanak yağışlar nedeniyle turuncu ve sarı alarm verilen illeri ziyaret eden AFAD Başkanı Okay Memiş, vatandaşların uyarıları dikkate almaları halinde can ve mal kayıplarının önüne geçilebileceğini söyledi. Turuncu alarm verilen Samsun ve Ordu illerinin ardından sarı alarm verilen Giresun’u ziyaret eden Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanı Okay Memiş, Vali Mehmet Fatih Serdengeçti, Giresun Belediye Başkanı Fuat Köse, AFAD yetkilileri ve kurum yetkilileriyle toplantı gerçekleştirdi. Yapılan toplantının ardından basın açıklaması yapan Memiş, “Dünden itibaren hem Samsun, hem de Ordu vilayetlerimiz için Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından turuncu alarm, aşırı yağış ikazı verilmişti. Bu kapsamda riskli bölgelerde vatandaşlarımıza gerekli ikazları yaptığımızı söyleyebiliriz. Bu ikazları nasıl yapıyoruz. Bütün vatandaşlarımıza SMS ile bilgilendirmeler yapıyoruz. Bununla yetinmiyoruz. Daha sonra hem belediye anons sistemleri ile hem de camilerdeki anons sistemleriyle köylerde ve kırsal alanlarda yaşayan kardeşlerimize dere yataklarından uzak durmaları çağrısında bulunuyoruz. Bu çerçevede yapılan çalışmalar neticesinde Samsun’un özellikle Terme ilçesinde dere taşması sorunuyla karşı karşıya kalındı ancak herhangi bir can kaybı yaşanmadı. Ancak Ordu ilimizde maalesef bir teyzemiz dereden karşı karşıya geçerken suya kapıldı ve hayatını kaybetti. Kaybolduğu yerden yaklaşık 2 kilometre aşağıda AFAD, jandarma ve Büyükşehir ekipleri marifetleriyle maalesef cansız bedenine ulaşıldı. Muş’un Malazgirt ilçesinde aşırı yağışlar nedeniyle bir vatandaşımız hayatını kaybetti. Erzurum’un Tekman ilçesinde 4 vatandaşımız aşırı yağışlar neticesinde yaralandı” dedi. "Uyarılar dikkate alınmalı" Sarı alarm verilen illerde vatandaşların uyarıları dikkate almalarını isteyen AFAD Başkanı Okay Memiş, “Giresun ve Trabzon ve yakın illerimizde sarı ikaz bulunmamaktadır. Biz buna rağmen yine Valimizin başkanlığında, Belediye Başkanımız ve diğer paydaşlarımızla birlikte muhtemel riskleri göz önüne aldık. Muhtemel riskler neticesinde dikkat edilmesi gereken hususları dile getirdik. Buradan biz vatandaşlarımızı yeniden ikaz etmek istiyoruz. Değerli vatandaşlarımız su debisi yükseldiğinde, yaklaşık 15 santimetrelik bir suda karşıdan karşıya geçmek isterseniz, su debisi sizin ayağınızı yerden kesiyor. Bu hususa dikkat ediniz. Aynı şekilde bir araç da 35 santimetrelik debinin üzerinde su olduğunda aracın tekerlekleri yerden kesiliyor. Birçok can kayıpları bu şekilde olabiliyor. Vatandaşlarımız, kamu görevlileri, valiliklerimizin, emniyetimizin, jandarmamızın, AFAD’ımızın ikazlarına dikkat etmeliler. Aşırı yağışlı olduğu zaman dere yataklarından lütfen uzak dursunlar. Yeter ki can kaybı yaşamayalım. Oluşan hasarları Cumhurbaşkanımız liderliğinde, hükümetimiz ve devletimizin imkanlarıyla giderebiliriz ama can kaybının telafisi yok. En önemli olan husus can kaybı yaşanmaması” dedi. "Dereler ıslah ediliyor" Yaşanabilecek riskleri azaltmak için alınan tedbirlerle ilgili de bilgi veren Memiş, “AFAD üzerinden 111 iş makinesi için DSİ ile bir protokol yaptık. Karadeniz illeri başta olmak üzere Türkiye’nin bütün derelerini ıslah etmeye başladık. İnşallah 2 yıl içerisinde tüm bu bölgedeki derelerin iş makineleriyle temizlenme işlemleri devam ediyor. Bu anlamda hem Ordu, hem Giresun, hem Trabzon ve Rize’de, diğer sahil kesimlerinde AFAD koordinasyonunda riskli derelerde en azından bakım ve ıslah çalışmaları devam ediyor. Böylece can kaybının önüne geçmeyi hedefliyoruz. Bu çalışma yeni başladı. Çok da iyi gidiyor. Bize bu imkânı veren Cumhurbaşkanımıza, İçişleri Bakanımıza, Tarım ve Orman Bakanımıza şükranlarımızı sunuyorum” dedi.
Zonguldak Afgan işçinin yakıldığı olayda 6 sanık ikinci kez hakim karşısında Zonguldak’ta Afganistan uyruklu Vezir Mohammed Nourtani’nin ölümüne ilişkin 3’ü tutuklu olmak üzere 6 sanığın yargılanmasına devam edildi. Geçen yıl kasım ayında ailesinin kayıp ihbarında bulunduğu 50 yaşındaki Afgan maden işçisi Vezir Mohammad Nourtani’nin cesedinin yanmış halde bulunmasının ardından başlatılan soruşturmada ikinci duruşma 1. Ağır Ceza Mahkemesinde gerçekleşti. Tutuksuz sanıklar A.Ç. (46) ve E.D. (22) ile maktulün ve sanıkların yakınları ile taraf avukatlarının yer aldığı duruşmaya tutuklu sanıklar A.A. (52), E.G. (34) ve H.K. (46) de Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Tanıklardan S.K., olay tarihinde çalıştığı akaryakıt istasyonuna tanımadığı 2 kişinin gelerek araca mazot koymasını, bidon bulup bidonla kendilerine benzin vermesini istediklerini belirterek, kendilerine bidon olmadığını söylediğini aktardı. Daha sonra şahısların ufak da olsa bir bidonun işlerini göreceğini söylemeleri üzerine bir buçuk litrelik pet şişeye benzin doldurduğunu ifade eden S.K, "Sanıklar bildiğim kadarıyla alkollüydü. Alkollü olmalarından dolayı kendilerinden biraz çekindiğim için T.C. yazamayıp plaka üzerinden benzin verdim. Sonra nakit olarak ödemeyi yapıp gittiler. Aracı kullanan araçtan hiç inmedi, ayrıca gece vaktiydi, yüzlerine dikkat etmedim. Şu an benzin alan kişilerin hangi sanıklar olduğunu söyleyemem" diye konuştu. Olay günü yaşananları anlatan S.K., "Olay gecesi T.C. kimlik numarası almadım. Benimle iletişim kurdular ve şahıslara benzini ben verdim. Gelen araç hatırladığım kadarıyla çift kabin pikap tarzı bir araçtı. Şahıslar donuk bir şekilde hareket ediyorlardı. Sanıklar konuşurken yere bakıyorlardı. Bu nedenle yüzlerini hatırlamıyorum. Zaten lavaboya giden kişiyi arkadan görmüştüm, benim bulunduğum tarafta değildi. Bu nedenle onu hiç teşhis edemem. Lavaboya giden şahısla hiç konuşmadık" dedi. Tanık E.D. ise sanıklardan E.D’nin kardeşi olduğunu dile getirerek, "Olay gecesi evdeydim. Kardeşim E.D. beni aradı. Benden dışarı çıkmamı, bana bir şey söyleyeceğini belirtti. Evden çıktıktan 5 dakika sonra E.D. yanıma geldi. Kendisine ne olduğunu sordum. E.D. bana, ’H.K. ve E.G. ocağında çalışan bir işçinin bayılıp veya kalp krizi geçirdiğini, ölmüş olabileceğini’ söyledi. Ben de, ’Hastaneye getirdiler mi?’ diye sordum. E.D, H.K’nin kendisinden battaniye getirmesini istediğini söyledi. Bir süre sonra E.D’yi arayıp yanlarına çağırmışlar. Kardeşimin söylemesine göre H.K, E.D’den kazma kürek getirmesini istemiş. Kardeşim korkup olayı anlatmak için benim yanıma geldi ve olayı bana anlattı. Kardeşimle birlikte evden ayrılıp madene doğru giderken madenin çıkışında onlarla karşılaştık. Araçtan indiğimizde onlar kendi aralarında ne yapacaklarını konuşuyorlardı. H.K, E.D’ye, ’Kazma kürek getirdin mi?’ diye sordu. E.D. de getirmediğini söyledi. Bunun üzerine ben de H.K’ye, ’Adamı hastaneye getirin, kendi başınızı da kardeşimin başını da yakmayın’ dedim. Daha sonra H.K, E.D’ye para uzatıp benzin almasını istedi. Kardeşim kabul etmedi" dedi. Sanıklardan H.K. ve E.G’yi tanıdığını söyleyen ve ocağa indiklerinde çalışan elemanlar arasında Vezir Mohammad Nourtani’yi görmediklerini öne süren, ardından da E.G’ye, ‘Nourtani nerede?’ diye sorduğunu kaydeden tanık Afgan madenci K.B, E.G’nin kendisine Nourtani’nin çalışmayıp eve gittiğini söylediğini anlattı. Daha sonra Nourtani’nin ailesini aradığını belirten K.B., evdekilerin Nourtani’nin eve gelmediğini söylediklerini ifade ederek, “Ben de arkadaşına gittiğini düşündüm, bir daha da aramadım. Sabah oldu, evinden eşi beni aradı. Nourtani’nin dünden beri eve gelmediğini, nerede olduğunu sordu. E.G’yi aradım, Nourtani’nin eve gitmediğini, eşinin beni aradığını söyledim. E.G. de, ’Ben nereden bileyim?’ diye cevap verdi. Ben de Nourtani’nin arkadaşını aradım. Arkadaşı, ’İşteyim, Nourtani yanıma gelmedi’ dedi. E.G’yi arayıp, ’Adam kayıp, ailesi ve herkes onu arıyor’ dedim. Bana, ’Çarşıya gel, seninle bir şey konuşacağım’ dedi. Telefon görüşmesinden zaman geçtikten sonra E.G. beni aradı, çarşıya gittiğini söyledi. Türkçe bilmediğim için E.G’nin yanına oğlumu gönderdim. Oğlum çarşıdan geldiğinde ne olduğunu sordum. E.G’nin dediğine göre, polis Nourtani’yi bir sokakta bulmuş, birileri onu bıçaklayıp öldürmüş. Tüm bildiklerim bunlardır” şeklinde konuştu. “Böbrek istendiğini ne duydum ne de gördüm” Organlarının, özellikle böbreğinin istenildiğine dair bir şeyler duyup duymadığının sorulması üzerine K.B, "Bu olay öncesi veya olay olduktan sonrasında çalışanlardan böbrek istendiğini ne duydum ne de gördüm. Benden herhangi bir kimse böbrek istemedi. Oğlum da okula gidiyor, ondan da böyle bir şey istendiğini görmedim, duymadım. Kızımla aramızda 20 bin dolar karşılığında böbrek istendiğine dair bir konuşma geçmedi" ifadelerini kullandı. “Böbrek meselesini bildiği halde söylemek istemiyor” Akaryakıt istasyonunda çalışanların kaç litre benzin alındığını hatırladığını ancak sanıkların yüzlerinin nasıl hatırlanmadığını soran Nourtani’nin eşi Qamer Gül Meliki, "Tanıklar bence yalan söylüyorlar. Birini gerçekten yok etmek isteseler neden sadece karın bölgesini yakmışlar. Bir şeyi gizlemek istemişler. Tanık böbrek meselesini bildiği halde söylemek istemiyor” ifadelerine yer verdi. Müşteki avukatı da tanık beyanlarında çelişkiler olduğunu ileri sürerken, cumhuriyet savcısı mütalaa için süre istedi. Cumhuriyet savcısının sanıkların üzerlerine atılı suçtan alabilecekleri ceza miktarı, kaçma şüphelerinin bulunması üzerine sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep etmesi üzerine mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, duruşmayı 18 Eylül’e erteledi.