ASAYİŞ - 11 Ekim 2024 Cuma 09:21

Bitlis’te uyuşturucu operasyonu: 9 tutuklama

A
A
A
Bitlis’te uyuşturucu operasyonu: 9 tutuklama

Bitlis merkezli Tatvan ve Ahlat ilçeleriyle Burdur’da düzenlenen uyuşturucu operasyonunda 9 kişi tutuklandı.


Bitlis Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen dosya çerçevesinde Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince Bitlis merkez, Tatvan ve Ahlat ilçeleri ile Burdur ilinde uyuşturucu madde satıcılarına yönelik özel harekât timlerinin de katıldığı eş zamanlı operasyon düzenlendi. Düzenlenen operasyonda Bitlis merkezde 2, Tatvan’da 5, Ahlat’ta 1 ve Burdur’da 1 kişi olmak üzere toplam 9 kişi gözaltına alındı. Şahısların emniyetteki işlemlerin ardından sevk edildikleri mahkemece tutuklandığı belirtilirken, ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda ise 142.4 gram metamfetamin, 55 adet uyuşturucu hap ve 1 adet yarı otomatik tüfek ve 1 adet ruhsatsız tabanca ele geçirildi.


Öte yandan, dosya kapsamında 22 şüpheliye işlem yapıldığı ifade edildi.



Bitlis’te uyuşturucu operasyonu: 9 tutuklama

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Doğal antibiyotik Aksaray organik sarımsağında dikim başladı Organik sarımsak üretimiyle hem Türkiye’de hem de yurtdışında adından söz ettiren ve birçok ilaç fabrikasının alım yaptığı Aksaray’ın organik sarımsağında dikim başladı. Nüfusunun yüzde 80’inin tarım ve hayvancılıktan geçimini sağladığı Aksaray’da organik sarımsakta dikim yapılıyor. Türkiye’de organik olarak tek üretimin yapıldığı ve Rusya, Almanya gibi birçok ülkedeki ilaç fabrikalarına ihraç edilen organik sarımsaklar toprakla buluşturuldu. Sadece üretici Aydın Öngün (66) tarafından yetiştirilen organik sarımsak üretiminde geçen yıl 160 ton civarında bir rekolteye ulaşılırken, önümüzdeki yıl toplam rekoltenin 200 tonun üzerinde olması bekleniyor. 120 dönüm arazisinde organik sarımsak dikimine başlayan üretici Aydın Öngün rekoltenin memnun edici seviyede olduğunu belirtirken, iç ve dış pazarlama işlerine yardımcı olan oğlu Uğur Öngün (33) ise önümüzdeki yıl rekolteyi 200 tonun üzerinde beklediklerini söyledi. Sarımsak dikimine başladıklarını belirten Uğur Öngün, “2024 Ekim ayı sarımsak dikim sezonumuz başladı. Aksaray’ın Acıpınar köyündeyiz. Üretici Aydın Öngün olarak sarımsak dikimlerinde şu an 2024’ün ilk dikimi olarak başlattık. 2024 yılında çok aşırı derecede tohumluk talebi oldu. 2025 hasatta üretimin fazla olacağını düşünüyoruz. Bundan dolayı 2025 Ocak ayında yurtdışı pazar çalışmalarımızı başlatacağız inşallah. Şimdiden bütün çiftçilerimize hayırlı uğurlu olsun. Rekolteye bakacak olursak geçen yıl 2024 yılı hasadında ortalama bin metrekareden aldığımız rekolte bin 500 kilo ile 2 bin kilo arasında aldık. Toplamında 160 ton bandında bir üretim yaptık. Organik üretimde de 80 ton bandında bir organik üretim bandımız vardı. Yurtdışından da organik üretime biraz talep vardı. Yurtdışı pazarları da bu yıl yavaş seyretti ama iç piyasa biraz canlı oldu. Bundan dolayı üretimin bu yıl daha fazla olacağını düşünüyoruz. Bu yıl ortalama 120 dönüm alanda dikim yapacağız, rekolte beklentimiz ise 200 tonun üzerinde. İnşallah hava şartları uygun giderse, yağmurlar zamanında yağarsa, sulama birliğimiz de bir su fazla verebilirse çok iyi olacak. Çünkü organik üretimde herhangi bir kimyasal kullanmadığımız için bir fazla su ihtiyacımız var. Bunu da tamamlayabilirsek inşallah rekoltemiz 120 dönümden 200 tonun üzerinde bir beklentimiz var” dedi. (YC-FM-
Elazığ Huzurevi sakinleri, doğup büyüdükleri yerlerde çocukluk hatıralarını anlattı Elazığ Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, huzurevi sakinlerini çocukluklarına götürdü. Elazığ Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü himayesinde Sosyal Hizmet Merkezince 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü münasebetiyle hazırlanan videoda Gazi Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezinde kalan 70 yaşındaki Nursen Turan’ı Keban ilçesinde, 89 yaşındaki Nermin Beşe’yi Ağın ilçesinde doğup büyüdükleri, çocukluk ve ilk yetişkinlik dönemlerinde ki hatıralarını kayıt altına alındı. Doğup büyüdüğü yerleri tekrardan görüp anılarına tekrardan yaşamaktan mutlu olduğunu ifade eden huzurevi sakini 70 yaşındaki Nursen Turan ’’Köyde, Elazığ’da yaşadık ve sonumuz huzurevi oldu. Rabbime şükürler olsun, Allah devletimize ve sizlere ömür versin. Rabbim kimseyi darda ve zorda bırakmasın. Keban’ımız çok hoş ve güzel. Yani çok beğendim. Devamlı buraya gelmeyi istiyorum.1963 senesinde babam öldü. Köye getirdiler, biz köydeydik zaten. Çocukluğumda çok durgundum. Babam elimi tutuyordu beni eve getiriyordu. Çok hoş, çok güzel, çok mutlu oldum. Allah hepinizden razı olsun. Rabbim darda sizi darda ve zorda bırakmasın. Rabbim sizi çocuklarınıza bağışlasın. Çok mutlu oldum “dedi. ’’Annelere sabırlı olmalarını tavsiye ederim’’ Annelere sabırlı olmalarını tavsiye ettiğini belirten 89 yaşındaki huzurevi sakini Nermin Beşe ise "1935 doğumluyum. Ev kadınıyım 3 çocuğum var. Bir oğlum iki kızım var. Bütün güçleri ile okusunlar. Okumak tek dertleri olsun. Okul yıllarım Ağın’da geçti ve ilkokulu bitirdim. Çok güzel günlerdir. Talebelik çok güzel. Annelik başlıyor işte, torunlar başlıyor derken bugüne geldik. Annelere, sabırlı olmalarını tavsiye ederim. O öyle sabır isteyen bir iş. Çocuklarını çok sevsinler. Çocuklarına çok sevgi ile yaklaşsınlar. Çocuklar çok değerli. Onun için çocuklarını çok sevsinler. Çok saygılı olmalarını istiyorum. Öyle rast gele değil dolu dolu yaşasınlar. Anneler çocuklarını çok sevsinler. Çocuklarda alilerini çok sevsinler. Her şey sevgi ile vatanlarını da çok sevsinler “diye konuştu.
Sivas İç Anadolu’nun Karadeniz’e açılan kapısında renk cümbüşü Sivas’ın Zara ve Suşehri ilçeleri arasında bulunan Geminbeli Geçidi’nde sonbaharda ortaya mest eden görüntüler çıktı. İç Anadolu Bölgesi’ni Karadeniz’e bağlayan Geminbeli Geçidi, sonbaharın gelmesiyle birlikte eşsiz manzaralar sunuyor. Her mevsim ayrı bir güzelliğe bürünen Geminbeli Geçidi’nde bulunan ağaçlar, sonbahar aylarında birçok renge bürünüyor. Sarı, kırmızı ve yeşil renklerinin birçok tonunun birleştiği geçitteki ormanlık alan yağlı boya tablolarını andırıyor. Masalsı manzarayı gören vatandaşlar, eşsiz doğa manzarasını fotoğraflıyor. Kartpostallık görüntülerin oluştuğu geçidin güzelliği, dron ile görüntülendi. Suşehri ilçesinde yaşayan Bayram Alan, “Kışın burada çok kar, kış oluyor. Yazın ise çok bambaşka bir güzelliği oluyor. Şu anda da sonbahar nedeniyle ağaçlar rengârenk, her renk var. Buradaki rengârenk görüntüyü görenler çok beğeniyor” dedi. Geçidi fotoğraflamak için geldiğini ifade eden fotoğraf tutkunu Oğuzhan Sarzep ise, “Şu anda Sivas’ın Geminbeli Geçidi’ndeyiz. Mevsim olarak da sonbahardayız. Burası Sivas’ın en güzel yerlerinden birisi diyebilirim. Sivas normalde bozkır olarak bilinir ama burada renk cümbüşü var. Burada her ağaçlık alan. Sararmış ağaçlar var, kahverengi ağaçlar var, kırmızı yapraklar var. Çok güzel bir ortam burası. Buraya foto safari yapmak isteyen vatandaşlar da geliyor. Yoldan geçen vatandaşlar da duruyor ve ağaçlık alanda fotoğraf çektiriyorlar” dedi.
Gaziantep Prof. Dr. Teker: “Meme kanseri her 5 hastadan 1’inde tekrar ediyor” Liv Hospital Gaziantep Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Fatih Teker, meme kanseri hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Meme kanserinin tedavi edildikten sonra tekrar nüksedebileceğine değinen Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Fatih Teker, “Erken evrede yüzde 80 hasta süreci sorunsuz atlatabiliyor. Buna rağmen, yüzde 20’lik bir grupta kanserli doku çıkarılmasından çok sonra bile vücudun farklı bölgelerinde yeniden oluşabiliyor” dedi. Meme kanserinin tedavi edildikten sonra tekrar nüksedebileceğine değinen Prof. Dr. Teker, “Erken evrede yüzde 80 hasta süreci sorunsuz atlatabiliyor. Buna rağmen, yüzde 20’lik bir grupta kanserli doku çıkarılmasından çok sonra bile vücudun farklı bölgelerinde yeniden oluşabiliyor” dedi. Prof. Dr. Teker, meme kanseri tedavisi alan hastalarda hastalığın tekrar etmesiyle ilgili endişelerinin olduğunu vurguladı. “Hastalığım nüksederse aynı süreçleri tekrar mı yaşayacağım, vücudun farklı bölgelerinde yeniden oluşursa atlatabilir miyim gibi” endişelerin hâkim olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Teker, “Herhangi bir ağrı olduğu zaman hastalarımız bunu farklı şeylere yorabiliyor. Yani herkeste böyle bir kaygı olabiliyor, biz hekimlerde de var. Bu kaygıları önemsiyoruz, çünkü bilinmeyene karşı korku son derece insani bir duygudur. O yüzden bütün hastalarımızla alarm belirtilerini, tekrarlama risklerini ve ihtimal bir tekrarlama durumuna karşı alabileceğimiz önlemleri paylaşıyoruz” şeklinde konuştu. “Korkunun çözümü içinizde saklı” Teker, meme kanseri hastalarının hastalığın yeniden nüksetmesiyle ilgili korkularıyla nasıl başa çıkılabileceğiyle ilgili şu önerilerde bulunarak, “Bu durum biraz mizaç yapısıyla ve geçmiş yaşam deneyimleriyle de alakalı. Kimi bireylerin kaygı düzeyleri diğerlerinden yüksek olabilir. Bazen yaşadıkları panik, depresyon, öfke ve çaresizlik gibi ruhsal durumlar günlük yaşamlarını dahi etkileyebilir. Biz tüm hastalarımıza herhangi bir tereddüt hissettiklerinde bize başvurmalarını anlatıyoruz. Onlara şunu da açıklıyoruz; korkuyu azaltmak ve korkunun çözümü ancak sizin içinizde ve sizin tarafınızdan bulunabilir. Bazen psikiyatri, akupunktur ve meditasyon gibi yöntemler de öneriyoruz. Belli düzeyde kaygı kişi tarafından yönetilebilir ancak daima aşırı korkuyla yaşamak bağışıklığı zayıflatır. Korkudan korunmak kadar korkuyu içtenlikle göğüslemek de önemlidir. Bu tür zorlayıcı duygu durumu içinde yaşayanlara ‘Stresinizi kontrol etmekte zorlanıyorsanız hayatınızda strese neden olan faktörleri azaltacak birtakım değişiklikler yapabilirsiniz’ diyorum. Beden ve ruhun bütünlüğünü sağlamak her zaman bağışıklık sistemini güçlendiren yöntemlerin devreye girmesiyle mümkündür” ifadelerini kullandı. “İyimser davranılsa da belirtiler göz ardı edilmemeli” Aşırı kaygılı olanların tam zıddı hasta grubuyla da bazen karşı karşıya geldiklerini belirten Prof. Dr. Teker, “Bu hastalar ben iyiyim, bir şeyim yok, geçti gitti gibi iyimser davranış modeli içinde olmayı tercih ediyorlar. Tabii ki iyimserlik ve pozitif tutum her insanın hayatında benimsemesi gereken bir davranış türü. Ancak bu tutum içindeki hastaların bazılarının hastalıklarını bilmediklerini, yakınları tarafından gizlendiğini de görüyoruz. Bu davranış modeli zararsız gibi görünse de belirtileri göz ardı etme riski içerdiği de bir gerçektir” ifadelerine yer verdi. “Hastalığın bütün hayatınızı kontrol altına almasına izin vermeyin” Hastalara uyarılarda bulunan Prof. Dr. Teker, “Hastalığın bütün hayatınızı kontrol altına almasına izin vermeyin. Ya tekrar çıkarsa, ya yayılma yaparsa gibi kaygılarla hayatla ilgili planlarınızdan vazgeçmeyin. Aşırı iyimser veya aşırı kötümser olmak yerine dengeli olmayı seçmek her zaman daha yararlıdır. Vücudunuzu iyi tanıyın, şikayetlerinizi takip edin. Çoğu kişi grip olunca öksürür sonra geçer, geçmeyen veya artan şikayetlerinizde hekime başvurmayı ertelemeyin. Öz tedavi gücünüz, çoğu zaman düşündüğümüzden de etkilidir. Kendinize mutlaka yeterli zamanı ayırın. Sağlığınızı ve rahatınızı eğlenerek koruyun” diye konuştu.
İstanbul CarrefourSA’dan perakende medya alanında yeni yatırım CarrefourSA, medya sektöründe katma değer oluşturacak data entegreli yeni pazarlama platformu CarrefourSA Retail Media’yı hayata geçirdi. CarrefourSA’nın yeni yatırımı markalar ve satıcılara kişiselleştirilmiş ve etkili reklam kampanyaları oluşturma imkanı sunarak, pazarlama stratejilerini daha güçlü hale getirecek. Sabancı Holding ve Carrefour Grup iştiraki CarrefourSA, CRM alanındaki yeniliklerine bir yenisini ekledi. CarrefourSA, iş ortaklarının hedef kitlelerine doğru yerde ve zamanda minimum maliyetle ulaşmasını sağlayarak hem satışlarını hem de kârlılıklarını artırmalarını desteklemek için Retail Media çalışmasını hayata geçirdi. Gerçekleştirilen çalışmayla reklamverenler ve müşterilerin ihtiyaçlarına yönelik yenilikçi çözümler geliştirdiklerini söyleyen CarrefourSA İcra Kurulu Üyesi ve Genel Müdür Yardımcısı Burçin Çelik, "Yılda online ve fiziksel mağazalarımızla 209,5 milyon ziyaretçiyi ağırlarken, CarrefourSA Online Market aylık ortalama 7,5 milyon ziyaret alıyor. Bu alandaki doğru yatırımlarımız sayesinde ise 11,6 milyon kartlı müşteriye ulaşarak, Türkiye’nin en güçlü perakende zincirlerinden biri olarak hizmet vermeye devam ediyoruz. Şu anda CarrefourSA’nın toplam cirosunun yüzde 75’i sadakat kart kullanımlı işlemlerden oluşuyor. Bu yüzden sektörümüzdeki küresel ve yerel dönüşüm süreçlerini yakından takip ediyoruz. 2024’ün başından itibaren geliştirdiğimiz CarrefourSA Retail Media platformu reklam performanslarının anlık olarak takip edilmesini sağlayarak reklamverenler tarafından maliyetlerin etkin bir şekilde yönetilmesini destekleyecek” dedi. “Rekabet avantajı sunacağız” CarrefourSA Retail Media hizmetinin sadece bir reklam platformu değil, aynı zamanda tüketici davranışlarını analiz ederek reklamverenlerin stratejik hedeflerine ulaşmasını sağlayacak güçlü bir araç olduğunu da ifade eden Çelik, şöyle devam etti: “Retail Media sayesinde hedef müşteri kitlelerine daha etkili ulaşma, geniş kitlelere erişim, yüksek hedefleme ve satış artırma potansiyeli sunuyoruz. Retail Media’nın kapsamlı raporlama, anlık takip imkanı ve etkin on-site ve off-site reklam seçenekleri aynı zamanda markaların reklam performanslarını optimize etmelerini de sağlıyor. Sunduğumuz bu hizmetle tüketici davranışlarını gerçek zamanlı analiz ederek, reklam maliyetlerinin yönetilmesine ve stratejik hedeflere ulaşılmasını kolaylaştırıyoruz. Önümüzdeki dönemde de perakende medya alanında liderliğimizi pekiştirerek, markalarımıza ve satıcılarımıza yeni rekabet avantajları sunacağız. Dijital ve perakende medya dönüşüm yolculuğumuzda iş ortaklarımızla birlikte sektöre yenilikçi çözümler oluşturmaya devam edeceğiz.”