Yerel Haberler
Bayburt
11 Kasım 2024 Pazartesi - 10:17 İşsizlik oranı Eylül’de yüzde 8,6 oldu İşsizlik oranı Eylül’de yüzde 8,6 oldu. Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2024 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre 35 bin kişi artarak 3 milyon 100 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise değişim göstermeyerek %8,6 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde %6,7 iken kadınlarda %12,3 olarak tahmin edildi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan açıklamaya göre, mevsim etkisinden arındırılmış istihdam oranı %49,7 oldu İstihdam edilenlerin sayısı 2024 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre 95 bin kişi artarak 32 milyon 823 bin kişi, istihdam oranı ise 0,1 puan artarak %49,7 oldu. Bu oran erkeklerde %67,3 iken kadınlarda %32,5 olarak gerçekleşti. Mevsim etkisinden arındırılmış işgücüne katılma oranı %54,4 olarak gerçekleşti İşgücü 2024 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre 131 bin kişi artarak 35 milyon 923 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,2 puan artarak %54,4 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde %72,1 iken kadınlarda %37,0 oldu. Genç nüfusta mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı %17,1 oldu 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,3 puan artarak %17,1 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde %13,5, kadınlarda ise %24,0 olarak tahmin edildi. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 42,7 saat oldu İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2024 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre aynı seviyede kalarak 42,7 saat olarak gerçekleşti. Mevsim etkisinden arındırılmış atıl işgücü oranı %25,6 oldu Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2024 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre 1,7 puan azalarak %25,6 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı %17,3 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı %17,9 olarak tahmin edildi.
Sokaktaki canlara sadık dostlara barınakta çiçek gibi bakılıyor
11 Mayıs 2024 Cumartesi - 13:22 Sokaktaki canlara sadık dostlara barınakta çiçek gibi bakılıyor Sokaktaki canlar, sadık dostlar Bayburt Belediyesi Hayvan Bakımevi bünyesinde özenle bakılıyor. Sokak hayvanlarının yeme, içme, barınma ihtiyaçlarının karşılandığı barınakta hayvanların dışarıda kalmamaları sağlanırken, sokaktan barınağa getirilen hayvanlara el bebek gül bebek bakılıyor. Sağlık problemi bulunan, hastalanan, yaralanan hayvanlara da müdahale edilen barınakta, hayvanların her türlü ihtiyacı barınak görevlileri tarafından gideriliyor. Bayburt Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü ekipleri tarafından şehirdeki sahipsiz sokak hayvanlar toplanıyor, sağlık ve beslenme sorunları belediyeye ait hayvan barınağında gideriliyor. Şehir merkezi ve kenar mahallelerde başıboş şekilde dolaşan sokak hayvanları toplanarak, belediyeye ait hayvan barınağına belediye ekiplerince götürülüyor. Hayvanların barınakta veteriner hekim kontrolünde bakımları gerçekleştiriliyor. İlk olarak iç ve dış parazit ilaçları ile kuduz aşıları uygulanan sokak hayvanlarının beslenmeleri burada sağlanıyor. Ayrıca sokakta yakalandıktan sonra gerekli sağlık kontrolleri yapılan sokak hayvanları, isteyen vatandaşlar tarafından da sahiplendiriliyor. Trafikte yaralanan, bir başka hayvan saldırısına uğrayan yaralı hayvanlara ihbar üzerine müdahale ettiklerini söyleyen barınakta görevli Veteriner Hekim Mesut Çavdar, "Bayburt Belediyesi hayvan barınağı, yaklaşık 6 yıl önce açılmış olup tam faaliyetli, 150 köpek kapasiteli, açıldığı yıldan beri Bayburt’ta bulunan sokak hayvanlarının ihtiyaçlarına yetişen 2 personel ile 2 araçla hizmet veren bir barınaktır. Bu süre zarfında yapmış olduğumuz en büyük hizmetlerin başında yaralı köpeklere müdahale etmek geliyor. Trafik kazalarında, sokakta yaralanan tüm hayvanlara müdahalelerimiz oluyor. Bu hayvanların içerisinde kediler, köpekler, kuşlar, tavşanlar, balıkçıl gibi hayvanlar yer alıyor. Bizlere gelen ihbarlar üzerine bizler de her tür hayvana müdahale edebiliyoruz" dedi. "Günün 5 saatini temizlik ve yeme işlerine ayırıyoruz" Mesai saatinin başlamasıyla birlikte temizliğe koyulduklarını belirten Çavdar, günün 5 saatinin temizlik ve hayvanların yeme işlerine ayırıldığını belirtti. İnsanlara saldıran, saldırgan davranışlar sergileyen hayvanları ihbar üzerine topladıklarını, barınakta baktıklarını ifade eden Çavdar, "Sabah saat 08.30’dan itibaren 5 saatimiz hayvanların beslenmesi ve barınak temizliğiyle geçiyor. Bu standart bir iş, her günün 5 saatini temizliğe ve mama işine ayırıyoruz. 24 saat çalışıyoruz ama mesai saati içerisinde kalan 3 saatimizi de ihbarlara ayırıyoruz. Genelde ihbarlar insanlara zarar veren, aşırı derecede saldırgan olan köpekler üzerine oluyor. Bizler de bu türdeki sokak hayvanlarını alıyoruz. Bunun yanında trafikte yaralanan hayvan ihbarları bir hayli geliyor. Az önce arabanın köpeğe çarptığı ihbarı bizlere ulaştı. Çarpmanın şiddetiyle köpek orada ölmüş. Biz yine ihbar üzerine olay yerine gittik, öldüğü için onu gömdük ama eğer ölmemiş olsaydı, yaralı olsaydı onu buraya getirecektik ve gerekli müdahalelerimizi yapacaktık" diyerek konuştu. "Her yaştan vatandaşlar 7 gün 24 saat hayvan sevmeye gelebilirler" Hayvanlardan korkan vatandaşlara eşlik ederek, hayvan korkularının yenmesine aracılık ettiklerini ifade eden Çavdar, barınağa zaman fark etmeksizin herkesin gelebileceğini söyledi. Küçük yaştaki çocukların aileleriyle hayvan sevmeye gelebileceğini hatırlatan Çavdar, "Anasınıfı, ilkokul, ortaokul, lise, üniversite öğrencileri burada 7 gün 24 saat vakit geçirebiliyorlar. Zaman hiç önemli değil. Mesai saatleri içerisinde olabilir, hafta sonu olabilir, bayram tatilleri olabilir vatandaşların her gün, ger saat gezmelerini, köpeklerle arkadaşlık etmelerini, onları sevmelerini, eğer korkuyorlarsa hayvanlardan nasıl korkmamaları gerektiğini bizler eşlik ederek öğretiyoruz. Vatandaşları sokak hayvanlarıyla biraz daha haşır neşir edebilmek, o korkuyu üzerlerinden atabilmek için eğitim faaliyetlerimiz, eğitim çalışmalarımız oluyor. Hayvanlarımızın ilk önce yeme, içme, barınma ve sağlıkları önde geliyor. 5 sene, 5 seneden biraz daha fazla bir süredir Bayburt’ta bu hususta görev yapıyoruz, bu hususta yardımcı oluyoruz" şeklinde konuştu.
Evlilik stresi güvensizlik nedeni
11 Mayıs 2024 Cumartesi - 04:08 Evlilik stresi güvensizlik nedeni Evlilik öncesi dönemde bazı sorular çiftlerin kafasını karıştırıyor. Bu evlilik stresinden ziyade güvensizliği işaret ediyor. Şüphesiz her çiftin hayali mutlu bit yuva kurmak. Ancak evlilik aşaması gelip çattığında çiftler bazı olumsuz düşüncelerle baş başa kalabiliyor. Evlilik sorumluluğunu işaret eden duyguyu uzmanlar evlilik stresi olarak tanımlarken, beliren bazı soru işaretlerine karşı dikkatli olunması konusunda çiftleri uyarıyor. Uzmanlar bu soru işaretlerinin stresten ziyade güvensizlikten kaynaklandığını vurguluyor. Bağımlılık duygusu, yanlış iletişim nedeni İlişkilerde bağlılık ve bağımlılık duygularına değinen Uzman Psikolog ve İlişki Terapisti Nida Korkmaz, “Evlilik stresi bir insanın evlenmeden önceki zamanında ya da kişinin geçmişte yaşadığı olaylardan ötürü aklında olan soru işaretlerine dayanmaktadır. Toplumumuzda aşk her zaman ön planda tutulmaktadır. Bu nedenle bireyler bir kere aşık oldukları kişiye zamanla bağımlılık geliştirirler. Aşkın ilk aşamasında bu bağlılık olarak nitelendirilebilir. Ama daha sonra bağlılık dediğimiz unsur yerini zamanla bağımlılığa bırakır. Bağlılık insanlar arasında rahatlatıcı ve huzur verici bir niteliğe sahiptir. Ama bağımlılık bunun tam aksine insan üzerinde gerginlik ve strese neden olur. Bağımlılık insanın partnerine karşı duyduğu aklındaki soru işaretlerini ortadan kaldırma etkisini göstermektedir. Bireyler bağımlı olduklarından ötürü, aklındaki soru işaretlerine verilecek cevapları sürekli ertelemektedirler. Bu durum evlilik aşamasına kadar gelmektedir. Evlilik aşamasında ise bu durum, insanların flört zamanlarında olduklarından çok daha farklılık göstermektedir. Evlenen çiftlerde yavaş yavaş zihinsel ve fikirsel değişimler meydana gelir. Bu fikirsel değişimler ile birlikte bağımlılıktan dolayı akılda cevaplanmayan sorularla birleşip zamanla kişi üzerinde büyük strese neden olmaktadır. Bu stres ise ilişkilerde ciddi bir şekilde ayrılığı tetiklemektedir.” dedi. Bu soru işaretlerine dikkat! Evlilik öncesi stresin, kişinin evlenmeden önceki zamanında aklına takılan sorulardan ve geçmiş yaşantılarından edindiği tecrübelerden oluştuğuna dikkat çeken Uzman Psikolog Korkmaz, “Acaba evlendiğimde değişir mi? Bana gösterdiği ilgi azalır mı? Sevgi, saygı, şefkat ve aşkı azalır mı? Desteği azalır mı?’ Bu sorular evlilik stresini tetikler. Evlilikle birlikte omuzlarımıza yüklenecek sorumluluklar evlilik korkusunu oluşturan etkenlerdendir. Bu korkuya bir de bu soru işaretleri eklenince stres katlanarak artar. Bu sefer kişi ‘Aslında evlenmeyi çok istiyorum ama çok korkuyorum.’ demeye başlar. Bu cümle bir yerde ayrılık sinyallerinin de işaretini vermek anlamına gelebilir. Çünkü kişi bu soruların getirdiği stresle başa çıkamaz ve bu durumu atlatamazsa sendroma yakalanır. Ben bu durumu evlilik öncesi sendromu olarak adlandırıyorum” diye konuştu. Ailelere büyük görevler düşüyor Evlilik öncesi stresi ile çiftlerin başa çıkabilmesi için ailelere büyük görev düştüğünün altını çizen Nida Korkmaz, “Çiftler evliliğin getireceği sorumluluklarla birlikte strese girip endişeye kapılabilirler. Bununla birlikte çiftler partnerlerinin doğru seçim olup olmadığını sorgulayarak da strese girebilirler. Bu durumda ailelere düşen görevler çiftleri sakinleştirmek olmalıdır. Kendi ilişkilerindeki güzel yaşanmışlıkları ve hayata dair mücadelelerini örnek olarak vermeleri, evlenecek olan çiftlerin olumlu ve güzel yönlerini çiftlere karşı dile getirmeleri stresi büyük ölçüde azaltacaktır.” şeklinde konuştu. Durumun bu şekilde de aşılamaması durumunda yapılması gerekenlere değinen Korkmaz, “Bu sorunlar ile baş etmenin bir kaç yolu vardır. Kişisel gelişim kitapları okunabilir ya da gelişimsel programlar izlenebilir. Ama ciddi anlamda bu sorunların en sağlıklı çözümü bu alan ile ilgilenen bir psikologdan destek almaktır.” dedi. Çevrenizdekiler sizi doğru mu yönlendiriyor İlişkilerde çevresel faktörlerin de ilişkinin seyrini etkileyebileceğini ifade eden Nida Korkmaz, “İlişkilerde 3’üncü şahıslar bazen çok yapıcı bazen ise çok yıkıcı olabiliyor. Bu ayırımı çok iyi yapmak ve buna göre müdahale izni vermek ya da vermemek gerekiyor. Eğer 3’üncü şahıslar ilişkiniz ve partneriniz hakkında sürekli olumsuz cümleler kuruyorsa, kötü dille eleştiriyorsa ve olumsuz iddialar ortaya atıyorsa buna kesinlikle ‘dur’ demeniz gerekir. Ancak 3’üncü şahıslar ilişkinizi destekliyor, ilişkiniz ve partneriniz hakkında olumlu cümleler kurup her fırsatta sevginizi ve birbirinize nasıl yakıştığınızı size hatırlatıyorsa onlarla dertleşebilirsiniz.” ifadelerini kullandı.
AK Partili kadınlar, Gazzeli anneler için açıklama yaptı
10 Mayıs 2024 Cuma - 13:54 AK Partili kadınlar, Gazzeli anneler için açıklama yaptı AK Parti Bayburt İl Kadın Kolları Başkanlığı, Gazze’de öldürülen anneler için basın açıklaması yaparak İsrail’e tepki gösterdi. Anneler Günü’ne sayılı günler kala İsrail’in ablukası altındaki Gazze’de her gün 63 kadının öldüğünü vurgulayan AK Partili kadınlar, yaşanan insanlık suçunun derhal sona ermesi konusunda çağrıda bulundu. Gazzeli kadınlar için Şehit Nusret Parkında düzenlenen basın açıklamasına, Bayburt Belediye Başkanı Mete Memiş, AK Parti Bayburt İl Başkanı Turgut Çalışkan, İl Genel Meclis Başkan Vekili Nesli Kocabey, Kadın Kolları Başkanı Elif Çil, partililer, STK’lar ve vatandaşlar katıldı. AK Parti Kadın Kolları Başkanı Elif Çil tarafından okunan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Pazar günü anneler günü, günlerdir her yerde tatlı bir telaş yaşanıyor. Anneler günü öksüzlerin ve evladını kaybeden annelerin de ağır imtihanıdır. Fakat bir yandan da dünyanın orta yerinde, yanı başımızda Filistin’de, Gazze’de, Refah’ta yaşanan soykırım nedeniyle anne olmak hiç bu kadar zor olmamıştı. Biz bugün okuldan gelecek çocuklarımızı, Gazzeli anneler ise çocuklarına verecek bir lokma ekmeği bekliyor. Bizler karışmasın diye çocuklarımızın defterlerine, kitaplarına isim yazarken, Gazzeli anneler ise cesetleri teşhis edilebilsin diye çocuklarının kollarına isim yazıyor. Bir kadın, bir anne olarak çok net ifade ediyorum, her can tek, her can biricik ve bir cana kıyan tüm insanlığa kıymış gibidir. Filistin Sağlık Bakanlığının 5 Mayıs’ta yaptığı açıklamaya göre, İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda 34 bin 683 kişi öldü, 78 bin 18 kişi yaralandı. BM kadın biriminin raporuna göre Gazze’de 9 bin kadın öldü. Günde ortalama 63 kadın hala ölüyor ve bunların 37’si ise anne. Kayıp ve akıbeti bilinmeyen kadınların sayısı 2 bin 100’dür. Peki ya sağ kalan ve yaşam savaşını sürdürmeye, çocukları için hayata tutunmaya çalışan kadınlar, anneler, Filistin’de sağlık sisteminin çökmesi nedeniyle yaklaşık 60 bin hamile kadın risk altında. Her gün 180 anne ölümle burun buruna doğum yapıyor. Ya anne olduğunu göremeden, karnında bebeği ile ölen kadınlar, ölen annesinin bedeninden ameliyatla alınan bebekler. Zor şartlar, ölümle burun buruna yaşamak ve yetersiz beslenme nedeniyle erken doğum yapan, sütü kesilen anneler. Gazze’deki her 5 kadından 4’ü, aile bireylerinden en az birinin üst üste iki öğün yiyemediğini ifade ediyor. Çocuklar, annelerinin gözü önünde eriyor. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın birleşmiş milletler ve pek çok uluslararası platformda haykırdığı gibi savaşın da bir ahlakı, hukuku vardır. Sivillerin hedef alındığı saldırıyı haklı gösterecek tek bir neden dahi olamaz. Cumhurbaşkanımız ve hanımefendinin çocuk ve kadınlar başta olmak üzere sivilleri korumak için yaptığı pek çok girişim tüm dünyaya örnek oluyor. Hamas’ın ateşkes masasına oturmayı kabul etmesi gelecek için bir umuttur. Ancak çağrıya rağmen özellikle Gazze ve Refah’ta artarak devam eden saldırılar İsrail’in niyetini ortaya koymuştur. Biz anneler olarak yine de İsrail’e bir kez daha çağrıda bulunuyoruz, ateşkes için bir adım bekliyoruz. İsrailli yetkililere soruyorum, vaad edilmiş topraklar hedefinizi, hayattan kopardığınız annelerin ve çocukların bedenleri üzerine mi inşa edeceksiniz? Bizler bugün AK Parti Bayburt İl Kadın Kolları Başkanlığı, teşkilatlarımız, kadın milletvekilleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri olarak buradayız. Şu anda 81 ilde ak partili kadınlar olarak Gazzeli anneler için dimdik ayaktayız. Yaşanan tüm zulme, acıya rağmen eşini, evladını, ailesini kaybetmesine rağmen çocukları için, ülkesi için dimdik ayakta duran Filistinli anneler, er ya da geç kazanacak. Anneler bitmeden bu direniş bitmez”