Yerel Haberler
Bayburt
Bayburt’ta Engelliler Haftası etkinlikleri devam ediyor
14 Mayıs 2024 Salı - 09:00 Bayburt’ta Engelliler Haftası etkinlikleri devam ediyor Engelliler Haftası, Bayburt’ta çeşitli etkinliklerle kutlanırken, özel eğitim okullarının hazırladığı salon programı ve sergi çalışması renkli görüntülere sahne oldu. Engelliler Haftası programı, Çoruh Kültür Merkezindeki sergi açılışıyla başladı. Özel eğitim okulları tarafından hazırlanan ortak sergi, konuklar tarafından yoğun ilgi gördü. Sergi açılışının ardından salon programına geçildi. Bayburt Özel Eğitim Anaokulunun koordine ettiği salon programı Belediye Başkanı Mete Memiş, İl Milli Eğitim Müdürü Rahmi Güney, İl Milli Eğitim Müdürlüğü yöneticileri, okul müdürleri, öğretmenler, öğrenciler ve velilerin yoğun katılımıyla gerçekleşti. Engelliler Haftası nedeniyle düzenlenen programda saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı seslendirildi. Açılış konuşmaları sonrasında öğrenciler gösterilerini sergiledi. Şingah Özel Eğitim Anaokulu, Bayburt Özel Eğitim Anaokulu, Atatürk İlkokulu ve Veysel Efendi Ortaokulu öğrencileri müzikli gösterileriyle hem eğlendi, hem eğlendirdi. Özel Eğitim Meslek Okulu öğrencilerinden oluşan koro ekibi de şarkılarıyla programa renk kattı. Program, Özel Eğitim Uygulama Okulunun puzzle ve müzikli koreografi etkinliği ile sona erdi. Engelliler Haftası kutlamalarının fidan dikimi, at binme etkinliği ve seyir terası gezisiyle hafta boyunca devam edeceği bildirildi.
Kadın girişimci bir merakla başladığı mesleğinde 19 yılı geride bıraktı
13 Mayıs 2024 Pazartesi - 08:50 Kadın girişimci bir merakla başladığı mesleğinde 19 yılı geride bıraktı Bayburt’ta yaşayan ve zamanla kendi dikiş, nakış, piko atölyesini açan Güngör Köse bir hevesle başladığı işinde 19 yılı geride bıraktı. 19 yıl önce kadınların ekonomide çok az söz sahibi olduğunu vurgulayan Köse, bugünlerde çalışan, kendi ayakları üzerinde duran ve ekonomik özgürlüğünü kazanmış kadınları görünce gururlandığını, mutlu olduğunu söyledi. Şimdilerde 30 yaşında olan oğlu Yusuf Köse’nin küçükken "anne çalışmak ayıp değil, yapabilirsin, sen başarırsın" demesi üzerine ev ekonomisine katkı sağlamak amacıyla hevesle giriştiği işinde 20 yıla adım adım yaklaşan Köse, "Allah ömür verdikçe işime devam edeceğim, işimi seviyorum bir gün atölyeye gelmediğimde boşluğa düşmüş gibi hissediyorum, 19 yıldır çalışan bir kadın olarak çalışmamak bana göre değil" dedi. Yorgan sırıma, dikiş, nakış, terzilik gibi işlerin yanı sıra son zamanlarda da takı, incik, boncuk işine merak saldığını kaydeden Köse, çalışmayı sevdiğini, boş vakitlerini de takı yaparak değerlendirdiğini sözlerine ekledi. Bir hevesle başladı, kendi atölyesini kurdu, hiç boş durmuyor, ev ekonomisine destek oluyor Çalışarak, ayakları üzerinde durarak iş yerini kendi imkanlarıyla kurduğunu bildiren Köse, "İş yerimi kendi elimle kurdum, ayaklarım üzerine durarak, kendim çalışarak başardım. 3 çocuk büyüttüm ve çocuklarım bana engel olmadılar. Ev ekonomisine destek olmak amacıyla başladım ve işime devam ediyorum. Burada dikiş dikiyorum, yorgan sırıyorum, evlenecek olan kızlarımızın çeyizlerini yapıyorum aklınıza gelebilecek bütün terzilik işlerini yapabiliyorum ve akşamları da eve gidince hiç boş durmuyorum. Ev ekonomisine yine katkıda bulunmak için takı yapıyorum, bir nevi çocuklarıma destek veriyorum" diyerek konuştu. "Sıfırdan başladım, bu noktaya kadar gelebildim" İşe başlamadan önce iş hayatını merak ettiğini, sonrasında ise bir hevesle işe başladığını ve büyük oğlunun da yıllar önce kendisine verdiği destekle bugünlere geldiğini söyleyen Köse, "Ben bu işe başlarken çok merak içinde, severek başladım. Çalışmak istiyordum, büyük oğlum bana destek verdi anneciğim çalış, çalışmanın ayıbı olmaz dedi ve ben çalışmaya başladım. Sıfırdan başladım, bu noktaya kadar geldim. 3 çocuk yetiştirirken çocuklarımın bütün her şeyini karşılamak zorunda kaldım, tabii eşim de destek oldu birlikte yaptık" şeklinde konuştu. "Bütün kadınlara seslenmek istiyorum ayaklarınız üzerinde durun, çalışın" Hemcinslerine, "çalışın, ayaklarınız üstünde durun, ekonomik özgürlüğünüzü elinize alın" diyerek seslenen Köse, "Kadınlar imkan bulamıyor çalışamıyorlarsa hiç yoktan yine evde oturup takı yapsınlar, paralarını kazansınlar. Bütün kadınlara söyleyeceğim bir şey var, ayaklarınızın üzerine durun, çalışın. Dediğim gibi hiçbir şey yapmıyorsanız bile evde oturup en azından takı yapın, üretin. Kadınlar evde oturmasınlar, ekonomik özgürlüğünü kazansınlar" ifadelerini kullandı.
Sokaktaki canlara sadık dostlara barınakta çiçek gibi bakılıyor
11 Mayıs 2024 Cumartesi - 13:22 Sokaktaki canlara sadık dostlara barınakta çiçek gibi bakılıyor Sokaktaki canlar, sadık dostlar Bayburt Belediyesi Hayvan Bakımevi bünyesinde özenle bakılıyor. Sokak hayvanlarının yeme, içme, barınma ihtiyaçlarının karşılandığı barınakta hayvanların dışarıda kalmamaları sağlanırken, sokaktan barınağa getirilen hayvanlara el bebek gül bebek bakılıyor. Sağlık problemi bulunan, hastalanan, yaralanan hayvanlara da müdahale edilen barınakta, hayvanların her türlü ihtiyacı barınak görevlileri tarafından gideriliyor. Bayburt Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü ekipleri tarafından şehirdeki sahipsiz sokak hayvanlar toplanıyor, sağlık ve beslenme sorunları belediyeye ait hayvan barınağında gideriliyor. Şehir merkezi ve kenar mahallelerde başıboş şekilde dolaşan sokak hayvanları toplanarak, belediyeye ait hayvan barınağına belediye ekiplerince götürülüyor. Hayvanların barınakta veteriner hekim kontrolünde bakımları gerçekleştiriliyor. İlk olarak iç ve dış parazit ilaçları ile kuduz aşıları uygulanan sokak hayvanlarının beslenmeleri burada sağlanıyor. Ayrıca sokakta yakalandıktan sonra gerekli sağlık kontrolleri yapılan sokak hayvanları, isteyen vatandaşlar tarafından da sahiplendiriliyor. Trafikte yaralanan, bir başka hayvan saldırısına uğrayan yaralı hayvanlara ihbar üzerine müdahale ettiklerini söyleyen barınakta görevli Veteriner Hekim Mesut Çavdar, "Bayburt Belediyesi hayvan barınağı, yaklaşık 6 yıl önce açılmış olup tam faaliyetli, 150 köpek kapasiteli, açıldığı yıldan beri Bayburt’ta bulunan sokak hayvanlarının ihtiyaçlarına yetişen 2 personel ile 2 araçla hizmet veren bir barınaktır. Bu süre zarfında yapmış olduğumuz en büyük hizmetlerin başında yaralı köpeklere müdahale etmek geliyor. Trafik kazalarında, sokakta yaralanan tüm hayvanlara müdahalelerimiz oluyor. Bu hayvanların içerisinde kediler, köpekler, kuşlar, tavşanlar, balıkçıl gibi hayvanlar yer alıyor. Bizlere gelen ihbarlar üzerine bizler de her tür hayvana müdahale edebiliyoruz" dedi. "Günün 5 saatini temizlik ve yeme işlerine ayırıyoruz" Mesai saatinin başlamasıyla birlikte temizliğe koyulduklarını belirten Çavdar, günün 5 saatinin temizlik ve hayvanların yeme işlerine ayırıldığını belirtti. İnsanlara saldıran, saldırgan davranışlar sergileyen hayvanları ihbar üzerine topladıklarını, barınakta baktıklarını ifade eden Çavdar, "Sabah saat 08.30’dan itibaren 5 saatimiz hayvanların beslenmesi ve barınak temizliğiyle geçiyor. Bu standart bir iş, her günün 5 saatini temizliğe ve mama işine ayırıyoruz. 24 saat çalışıyoruz ama mesai saati içerisinde kalan 3 saatimizi de ihbarlara ayırıyoruz. Genelde ihbarlar insanlara zarar veren, aşırı derecede saldırgan olan köpekler üzerine oluyor. Bizler de bu türdeki sokak hayvanlarını alıyoruz. Bunun yanında trafikte yaralanan hayvan ihbarları bir hayli geliyor. Az önce arabanın köpeğe çarptığı ihbarı bizlere ulaştı. Çarpmanın şiddetiyle köpek orada ölmüş. Biz yine ihbar üzerine olay yerine gittik, öldüğü için onu gömdük ama eğer ölmemiş olsaydı, yaralı olsaydı onu buraya getirecektik ve gerekli müdahalelerimizi yapacaktık" diyerek konuştu. "Her yaştan vatandaşlar 7 gün 24 saat hayvan sevmeye gelebilirler" Hayvanlardan korkan vatandaşlara eşlik ederek, hayvan korkularının yenmesine aracılık ettiklerini ifade eden Çavdar, barınağa zaman fark etmeksizin herkesin gelebileceğini söyledi. Küçük yaştaki çocukların aileleriyle hayvan sevmeye gelebileceğini hatırlatan Çavdar, "Anasınıfı, ilkokul, ortaokul, lise, üniversite öğrencileri burada 7 gün 24 saat vakit geçirebiliyorlar. Zaman hiç önemli değil. Mesai saatleri içerisinde olabilir, hafta sonu olabilir, bayram tatilleri olabilir vatandaşların her gün, ger saat gezmelerini, köpeklerle arkadaşlık etmelerini, onları sevmelerini, eğer korkuyorlarsa hayvanlardan nasıl korkmamaları gerektiğini bizler eşlik ederek öğretiyoruz. Vatandaşları sokak hayvanlarıyla biraz daha haşır neşir edebilmek, o korkuyu üzerlerinden atabilmek için eğitim faaliyetlerimiz, eğitim çalışmalarımız oluyor. Hayvanlarımızın ilk önce yeme, içme, barınma ve sağlıkları önde geliyor. 5 sene, 5 seneden biraz daha fazla bir süredir Bayburt’ta bu hususta görev yapıyoruz, bu hususta yardımcı oluyoruz" şeklinde konuştu.
Evlilik stresi güvensizlik nedeni
11 Mayıs 2024 Cumartesi - 04:08 Evlilik stresi güvensizlik nedeni Evlilik öncesi dönemde bazı sorular çiftlerin kafasını karıştırıyor. Bu evlilik stresinden ziyade güvensizliği işaret ediyor. Şüphesiz her çiftin hayali mutlu bit yuva kurmak. Ancak evlilik aşaması gelip çattığında çiftler bazı olumsuz düşüncelerle baş başa kalabiliyor. Evlilik sorumluluğunu işaret eden duyguyu uzmanlar evlilik stresi olarak tanımlarken, beliren bazı soru işaretlerine karşı dikkatli olunması konusunda çiftleri uyarıyor. Uzmanlar bu soru işaretlerinin stresten ziyade güvensizlikten kaynaklandığını vurguluyor. Bağımlılık duygusu, yanlış iletişim nedeni İlişkilerde bağlılık ve bağımlılık duygularına değinen Uzman Psikolog ve İlişki Terapisti Nida Korkmaz, “Evlilik stresi bir insanın evlenmeden önceki zamanında ya da kişinin geçmişte yaşadığı olaylardan ötürü aklında olan soru işaretlerine dayanmaktadır. Toplumumuzda aşk her zaman ön planda tutulmaktadır. Bu nedenle bireyler bir kere aşık oldukları kişiye zamanla bağımlılık geliştirirler. Aşkın ilk aşamasında bu bağlılık olarak nitelendirilebilir. Ama daha sonra bağlılık dediğimiz unsur yerini zamanla bağımlılığa bırakır. Bağlılık insanlar arasında rahatlatıcı ve huzur verici bir niteliğe sahiptir. Ama bağımlılık bunun tam aksine insan üzerinde gerginlik ve strese neden olur. Bağımlılık insanın partnerine karşı duyduğu aklındaki soru işaretlerini ortadan kaldırma etkisini göstermektedir. Bireyler bağımlı olduklarından ötürü, aklındaki soru işaretlerine verilecek cevapları sürekli ertelemektedirler. Bu durum evlilik aşamasına kadar gelmektedir. Evlilik aşamasında ise bu durum, insanların flört zamanlarında olduklarından çok daha farklılık göstermektedir. Evlenen çiftlerde yavaş yavaş zihinsel ve fikirsel değişimler meydana gelir. Bu fikirsel değişimler ile birlikte bağımlılıktan dolayı akılda cevaplanmayan sorularla birleşip zamanla kişi üzerinde büyük strese neden olmaktadır. Bu stres ise ilişkilerde ciddi bir şekilde ayrılığı tetiklemektedir.” dedi. Bu soru işaretlerine dikkat! Evlilik öncesi stresin, kişinin evlenmeden önceki zamanında aklına takılan sorulardan ve geçmiş yaşantılarından edindiği tecrübelerden oluştuğuna dikkat çeken Uzman Psikolog Korkmaz, “Acaba evlendiğimde değişir mi? Bana gösterdiği ilgi azalır mı? Sevgi, saygı, şefkat ve aşkı azalır mı? Desteği azalır mı?’ Bu sorular evlilik stresini tetikler. Evlilikle birlikte omuzlarımıza yüklenecek sorumluluklar evlilik korkusunu oluşturan etkenlerdendir. Bu korkuya bir de bu soru işaretleri eklenince stres katlanarak artar. Bu sefer kişi ‘Aslında evlenmeyi çok istiyorum ama çok korkuyorum.’ demeye başlar. Bu cümle bir yerde ayrılık sinyallerinin de işaretini vermek anlamına gelebilir. Çünkü kişi bu soruların getirdiği stresle başa çıkamaz ve bu durumu atlatamazsa sendroma yakalanır. Ben bu durumu evlilik öncesi sendromu olarak adlandırıyorum” diye konuştu. Ailelere büyük görevler düşüyor Evlilik öncesi stresi ile çiftlerin başa çıkabilmesi için ailelere büyük görev düştüğünün altını çizen Nida Korkmaz, “Çiftler evliliğin getireceği sorumluluklarla birlikte strese girip endişeye kapılabilirler. Bununla birlikte çiftler partnerlerinin doğru seçim olup olmadığını sorgulayarak da strese girebilirler. Bu durumda ailelere düşen görevler çiftleri sakinleştirmek olmalıdır. Kendi ilişkilerindeki güzel yaşanmışlıkları ve hayata dair mücadelelerini örnek olarak vermeleri, evlenecek olan çiftlerin olumlu ve güzel yönlerini çiftlere karşı dile getirmeleri stresi büyük ölçüde azaltacaktır.” şeklinde konuştu. Durumun bu şekilde de aşılamaması durumunda yapılması gerekenlere değinen Korkmaz, “Bu sorunlar ile baş etmenin bir kaç yolu vardır. Kişisel gelişim kitapları okunabilir ya da gelişimsel programlar izlenebilir. Ama ciddi anlamda bu sorunların en sağlıklı çözümü bu alan ile ilgilenen bir psikologdan destek almaktır.” dedi. Çevrenizdekiler sizi doğru mu yönlendiriyor İlişkilerde çevresel faktörlerin de ilişkinin seyrini etkileyebileceğini ifade eden Nida Korkmaz, “İlişkilerde 3’üncü şahıslar bazen çok yapıcı bazen ise çok yıkıcı olabiliyor. Bu ayırımı çok iyi yapmak ve buna göre müdahale izni vermek ya da vermemek gerekiyor. Eğer 3’üncü şahıslar ilişkiniz ve partneriniz hakkında sürekli olumsuz cümleler kuruyorsa, kötü dille eleştiriyorsa ve olumsuz iddialar ortaya atıyorsa buna kesinlikle ‘dur’ demeniz gerekir. Ancak 3’üncü şahıslar ilişkinizi destekliyor, ilişkiniz ve partneriniz hakkında olumlu cümleler kurup her fırsatta sevginizi ve birbirinize nasıl yakıştığınızı size hatırlatıyorsa onlarla dertleşebilirsiniz.” ifadelerini kullandı.