Yerel Haberler
Bayburt
27 Kasım 2024 Çarşamba - 10:56 Demirözü Kaymakamı Şahin: “Tüm kurumlarımız işbirliği içerisinde sizler için çalışmalarını yürütmektedir” Demirözü Kaymakamı Yasin Şahin, ilçe genelinde etkili olan yoğun kar yağışı nedeniyle sahada amansızca mücadele eden tüm ekiplere teşekkür etti. Kaymakam Şahin, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Değerli hemşehrilerim iki gün boyunca önceliğimiz ilçe ve belde merkezimiz ile devlet karayolu ağı ve köylerimizin ana yollarının açılması oldu. Yarından itibaren köy içi yolların açılması çalışmalarına ağırlık verilecektir. Tüm kurumlarımız işbirliği içerisinde sizler için çalışmalarını yürütmektedir. Kapalı kalan köylerimizde 112 Acil İhbar Hattı’na yapılan bildirimler ile paletli ambulansımız hizmetinizdedir. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’mız aracılığıyla yaşlı, engelli ve tek başına yaşayan vatandaşlarımız ile şehit yakınları ve gazilerimiz telefon ile aranarak durumları takip edilmektedir. Toplum Sağlığı Merkezi Başkanlığı’mız aracılığıyla evde sağlık hizmetlerinden faydalanan vatandaşlarımız tek tek aranarak sağlık durumları sorulmaktadır. Köy ve mahalle muhtarlarımız ile gerçekleştirilen işbirliği ile konut, ahır ve samanlık çökmesi gibi hasarların tespiti Mal Müdürlüğümüz koordinasyonunda yapılmaktadır. Tarım makinaları ve araçları ile büyükbaş ve küçükbaş hayvanların zarar ziyan tespiti İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğümüz koordinasyonunda kolluk kuvvetlerimizin desteği ile yürütülmektedir.”
27 Kasım 2024 Çarşamba - 10:51 Bayburt’ta karlı dağları aşan paletli ambulanslar hastaların derdine derman oldu 112 Acil Sağlık ekipleri, Bayburt’ta kar, tipi ve dondurucu soğuklara rağmen paletli ambulanslarla kırsalda yaşayan vatandaşlara ulaşıyor. Bayburt İl Sağlık Müdürlüğü ekipleri kış aylarının çetin geçtiği Bayburt’ta, tam donanımlı paletli ambulanslar ile yüksek rakımlı köylerde yaşayan vatandaşlara ulaşmak için zaman zaman 1,5 metreyi bulan karlı yolları aşarak hizmet vermeye devam ediyor. Sağlık çalışanları, kent ve ilçe merkezlerinin yanı sıra kırsal kesimde yaşayan vatandaşlara da her türlü hizmeti sunmak için soğuk hava ve tipiye rağmen kilometrelerce yol kat ediyor. Ulaşımı zor ve yolları kardan dolayı kapalı olan kırsal kesimlerde ikamet eden vatandaşların imdadına ise paletli ambulanslar yetişiyor. Yoğun kar yağışlarının ardından kardan tamamen kapanan köy yollarında ilerlemekte zorluk çeken 112 ekiplerine ise özel idare ekipleri yardım ediyor. Bazı zamanlar adeta greyderlerin arkasında bir gölge gibi ilerleyen paletli ambulanslar, vatandaşlara en etkili ve en hızlı hizmeti sunmak için karlı dağ yollarını aşıp hastalara ulaşıyor. Demirözü ilçesine bağlı Yakupabdal köyünde yaşayan KOAH hastasına da oksijen cihazının bozulduğu bilgisi 112 Acil Çağrı Hattı’na verilmesi üzerine harekete geçen sağlık ekipleri paletli ambulansla vatandaşı güvenli bir şekilde evinden alarak Devlet Hastanesi’ne sevkini gerçekleştirdi.
Bayburt’ta tarlalarını sulayamayan çiftçiler, traktörlerle yol kapatıp eylem yaptı
21 Ağustos 2024 Çarşamba - 09:36 Bayburt’ta tarlalarını sulayamayan çiftçiler, traktörlerle yol kapatıp eylem yaptı Tarlalarını yeterli şekilde sulayamayan çiftçiler, traktörlerle yol kapatıp, Sulama Birliği ve Devlet Su İşlerine tepki gösterdi. Çiftçiler, sorunlarının bir an önce giderilmesini istedi. Kitre, Çayıryolu, Çiftetaş, Salyazı, Oruçbeyli köyleri ve Gümüşhane’nin Köse ilçesine bağlı bazı köylerden çiftçiler traktörleri ile Sünür Ovası’nda bir araya gelerek, arazilerinin yetersiz sulanmasını protesto ettiler, DSİ ve Sulama Birliğini göreve çağırdılar. Çayıryolu ile Salyazı arasındaki yolu trafiğe kapatan çiftçiler yaklaşık bir saat boyunca eylemlerini sürdürdüler. Onlarca traktörün kapladığı alanda açıklamalarda bulunan çiftçiler, çözüm bulamadıkları için böyle bir yola başvurduklarını, eylem yapmaya mecbur kaldıklarını belirttiler. "Saygımızdan dolayı biz yine de sesimizi yükseltmiyoruz" "Bunaldık" diyerek tepkili bir şekilde konuşan çiftçi yetkililerden buraya çözüm bulmaları talebinde bulunarak, "Yetkililerden buraya özen göstermelerini bekliyoruz. Bizlerin bu hale gelmeden önce bu sorunun çözülmesi gerekiyordu. Bizler çözüm bulamadığımız için bu yola başvurduk. Keşke halk buraya toplanmadan önce buraya çözüm bulunsaydı, biz de bu sorunu yaşamasaydık, bu kadar mağdur olmasaydık. Sesimiz belki çok yüksek çıkacak ama saygımızdan dolayı biz sesimizi yine fazla yükseltmiyoruz. Şunu da bilsinler, bu işi son noktaya getirmesinler, bunaldık. İflasın eşiğine geldik, böyle bir şey yok. Bayağı bir zararımız var. Yoncadan bahsedecek olursak bir araziden, bir tarladan 500 balya alınırken, şu an 200 balya alınmıyor, 150 balya ile çıkıyor. Bu vatandaşın tamamen zararıdır. Söylemek istediğim çok şey var ama yetkili bulamadığımız için ancak bunları dile getirebildik" dedi. Ovada 24 saat çözüm sunan bir ekibin olması gerektiğine değinen bir başka vatandaş, "Burada ani müdahale ekibinin kesin olması lazım. Bu ovanın kartlı sisteme geçmesi lazım. Burada çiftçi toprağına küsmesin" şeklinde konuştu. "Bizim bu mağduriyetimizin görülmesi lazım. Bu çiftçilerin mağduriyetinin bir önce giderilmesi lazım" Yetkili bulamamaktan, sorumlu bulamamaktan dert yanan Sivaslı çiftçi, "Buraya Sivas’tan, Çorum’dan, Erzincan’dan, Niğde’den gelen çiftçiler var, her yerden gelenler var. Şu an burada pancarlar bitik halde. 7 ton pancar alıyordum, bir ton pancar alamayacağım. Burada ekip sağlam değil. Sulama Birliği’nde tecrübeli çalışan adam yok. İki kişi var, ellerinden gelen çabayı gösteriyorlar ama yetişemiyorlar. Bir vana kırıldı, biz kaynak yapıp götürdük. Adamlar gelip ekskavatörle suyu boşalttılar. Ekskavatörü de bizler getirttik. Devlet Su İşleri nerede? Hiçbir sorumlu yok ortada, kimseye ulaşamıyoruz. İki çalışan var, iki çalışanla bu sorun çözülmez. Suyu açmak için bir hafta bekliyoruz, boru patlıyor yedek boru yok. Vana kırılıyor, yedek vana yok. Buna bir an önce çözüm bulunması lazım. Burada 47 bin dönüm arazi var, arazinin yarısı sulanıyor yarısı sulanmıyor. Demirözü’nde, Rüştü’de su sorunu yok ama Çayıryolu-Salyazı arası köylerinin mağduriyeti çok büyük. Bizim bu mağduriyetimizin görülmesi lazım. Bu çiftçilerin mağduriyetinin bir önce giderilmesi lazım" diye konuştu. Bir diğer çiftçi, borçları nedeniyle devletten yardım beklediklerini belirterek, "Mart ayında ödemelerimiz başlıyor, nasıl ödeyeceğiz, kara kara onu düşünüyoruz. Bu ödemeler ertelenir mi bilmiyorum ama devletten bir yardım bekliyoruz" ifadelerini kullandı. Öte yandan, Bayburt Valisi Mustafa Eldivan ve Bayburt Milletvekili Prof. Dr. Orhan Ateş’in sorunun çözülmesi için çalışma başlattığı öğrenildi.
Doktorların “yaşamaz” dediği minik Nursima müzik yeteneğiyle ve bestelediği müziklerle kendine hayran bırakıyor
19 Ağustos 2024 Pazartesi - 09:40 Doktorların “yaşamaz” dediği minik Nursima müzik yeteneğiyle ve bestelediği müziklerle kendine hayran bırakıyor Bayburt’ta yaşayan 9 yaşındaki Nursima Topsakal, doğuştan gelen müzik yeteneğiyle kendi bestelediği müzikleri piyanoda çalarak evde mini konserler veriyor. Doktorların, anne karnındayken kalp rahatsızlığı tanısı koyduğu, "Yaşamaz" dedikleri Nursima Topsakal, küçük bedeniyle hayata tutunmuş, anne ve babasının umudu olmuştu. Şimdilerde ise Nursima Topsakal, Bilim Sanat Merkezi(BİLSEM), müzik alanı sınavlarını başarıyla tamamlayarak, BİLSEM’de eğitim görmeye hak kazandı. Anne ve babasının yeteneğini fark ederek, müzik alanında yönlendirdikleri minik Nursima Topsakal, piyanoda çaldığı parçalarla kendine hayran bırakıyor. Küçük yaştan beri müziğe meraklı olan Nursima Topsakal’ın ilk olarak yeteneğini annesi ve babası fark etti. Kalorifer petekleri üzerinde Nursima’nın gizli gizli piyano çaldığını gören anne ve baba, Nursima için müzik kursları araştırmaya başladı. Bayburt’ta faaliyet gösteren bir müzik atölyesine kızlarını yazdırarak müzik eğitimi almasını sağlayan Topsakal çifti, bir de kızları Nursima’ya piyano aldılar. Kalp rahatsızlığı nedeniyle evde eğitim görmek durumunda kalan Nursima Topsakal, ailesinin doğru yönlendirmesiyle müziğe başladı. "Nursima’nın yetenekli olduğunu biliyordum, yeteneğinin farkındaydım" Nursima’ya 3 senedir özel müzik dersi veren müzik öğretmeni, aynı zamanda Nursima Topsakal’ın piyano eğitmeni Ertuğrul Bayhan, Topsakal’ın özel bir öğrenci olduğunu söyleyerek, "Nursima ile yaklaşık 3 senedir piyano derslerini birlikte yürütmekteyiz. Onun çok yetenekli olduğunu biliyordum, yeteneğinin farkındaydım. Özel bir öğrencimiz zaten kendisi, çok yetenekli bir öğrencimiz. Okuldaki öğretmenleri bilim sanata yazdırmışlar, sınavlar için kaydını yapmışlar. Sınav öncesi ailesi bana başvurdu, bu sınavın hazırlık süreci 6 aydır. 6 ayda tamamlanacak bir eğitim, bu süre Nursima için 2 aydır, 2 ayda biz bu süreci hallettik. O da bizim yüzümüzü kara çıkarmadı Bilim Sanat Merkezi sınavlarını kazandı. Zaten ben kazanacağını biliyordum, sınavı kazandığını duydum, kendisine başarılar diliyorum" dedi. "Her akşam boş zamanlarımda evdekilere bestelerimi çalıyorum, konser veriyorum" Gününün çoğunu evde piyano çalarak geçiren, piyanosuna aşık Nursima Topsakal, kendi bestelerini de yapıyor. Boş zamanlarında kız kardeşine, annesine, babasına mini konserler verdiğini belirten Nursima Topsakal, "9 yaşındayım, 4’üncü sınıfa geçtim. Benim küçük yaştan beri müziğe merakım var, annem ve babam bu merakımdan dolayı beni birinci sınıfta müziğe yazdırdılar ve bu piyanoyu aldılar. Anneme, babama ve kız kardeşime konser veriyorum, her akşam boş zamanlarımda kendi bestelerimi çalıyorum" diyerek konuştu. "Küçükken kendi kendine kalorifer peteği üzerinde piyano çalıyordu" Ağır bir kalp operasyonu geçiren Nursima’nın evde eğitim almak zorunda kaldığını dile getiren baba Muharrem Topsakal, kızlarının evde canı sıkılmasın diye eşi Büşra Topsakal ile birlikte neler yapacağını düşünmeye başladılar. Nursima’nın kendi kendine, gizlice kalorifer petekleri üzerinde piyano çaldığını gördükten sonra müzik kursuna yazdırdıklarını vurgulayan Muharrem Topsakal, "Nursima bundan 10 yıl önce anne rahmindeyken doktorlar bize "Kızınızın kalp rahatsızlığı var" dediler. Nursima ağır bir operasyon geçirdi, bayağı sıkıntılı süreçler geçirdik ve bugüne geldik. Bu süreçte kızımız evde eğitim almak zorunda kaldı. Evde eğitim alırken kızımızın sosyal bir aktiviteyle uğraşması gerektiğine eşimle beraber karar verdik. Sonradan Nursima’nın kendi kendine, gizlice piyano çaldığını gördük. Kalorifer petekleri üzerinde piyano çalıyordu, bu sevgi onda başlamıştı. Biz bunu görünce Nursima’nın müziğe, piyanoya böylesi bir yeteneğe sahip olduğunu düşünerek eşimle kurs araştırmaya başladık. Sonra kursa yazdırdık, belki bir sonuç alırız diyerek yola çıktık ve bu maceramız başlamış oldu. Nursima için bir sosyal aktivite oldu, ona güzel bir kapı aralanmış oldu. Bizim ona verdiğimiz destekle, öğretmeni Ertuğrul beyin vermiş olduğu destekle ondaki cevheri ortaya dışarı çıkarmış olduk. İşin doğrusu, Nursima’nın yaşantısına bir yön vermiş olduk. Şimdi arkadaşları sürekli soruyorlar: "Neden Nursima? Biz de piyano çalıyoruz" diyorlar. Nursima’nın sosyal aktivelerden, her şeyden uzak kalıp da kendi başına bir şeyleri başarabilmesi, onun hayat dolu olduğunu göstermiş oldu bize" ifadelerini kullandı. "Onun mutlu ve huzurlu olması için elimizden gelen her şeyi yaptık" diyerek konuşan baba Topsakal, "Annesi, ben, etrafındaki arkadaşları mutlu ve huzurlu olması için elimizden gelen her şeyi yaptık. Bu süreç biraz zor geçti, biraz kolay geçti derken bugüne çok şükür gelebildik" dedi. "Kızımın hem öğretmeni, hem de arkadaşı olduk. O da bizi hiç zorlamadı" Kızı Nursima’nın kendilerini hiç zorlamadığını, küçük yaşta büyüklere ayak uydurduğunu aktaran anne Büşra Topsakal, kızlarının hem öğretmeni, hem de arkadaşı olduğunu söyledi. Nursima’nın her zaman uyumlu bir çocuk olduğunu, ağır bir kalp operasyonu geçirdikten sonra sosyal çevresinden mahrum olmasına rağmen Nursima’nın hayat dolu olduğunu vurgulayan anne Büşra Topsakal, "Nursima, evde eğitim gördüğü için birçok şeyden geri kalıyor. Mesela Nursima’nın sosyal hayatı hiç yok. Arkadaşları okula giderken, Nursima evde oluyor. Arkadaşlarıyla dahi bir iletişim kuramıyor. O yüzden onun hem arkadaşı, hem de öğretmeni olmamız gerekiyordu. Zor oldu mu, oldu ancak Nursima çok kabiliyetli olduğu için açıkçası bizi yormadı. Her şeyi çabuk kavradı, her şeye kolaylıkla ayak uydurdu. Çocuklar için biz büyüklere ayak uydurmak kolay değildir ama o her türlü bize ayak uydurdu. Biz de ona ayak uydurduk derken bugünlere geldik" şeklinde konuştu. Nursima’nın her zaman destekçileri olan öğretmelerine de ayrıca teşekkür eden Büşra Topsakal, "Eve gelen öğretmenleri de sağ olsunlar bize her zaman destek oldular. Kendi öğretmeni Derya hocamız, Nursima için yeri geldi teneffüse dahi çıkmadı. Her konuda yanımızda oldular onlara da çok teşekkür ederim. Ertuğrul hocamıza da çok teşekkür ederim. Şimdi de İnşallah daha güzel, daha farklı aktivitelerle hayatımıza devam ederiz" dedi.
TMO’da hububat alımları aralıksız devam ediyor
19 Ağustos 2024 Pazartesi - 09:40 TMO’da hububat alımları aralıksız devam ediyor Toprak Mahsulleri Ofisi(TMO) hububat alımlarına devam ediyor. 8 Ağustos Perşembe günü başlayan hububat alımları sonrası, TMO Bayburt Geçici Alım Merkezi’nde hareketlilik yaşanıyor. Arpa ve buğdaylarını römorklarla TMO Bayburt Geçici Alım Merkezi’ne getiren çiftçilerin hububatları belli kontrollerden geçirildikten sonra depolara sevk ediliyor. Şu ana kadar 2 bin 500 tondan fazla ürün aldıklarını belirten ekip sorumlusu, çiftçinin elindeki son ürüne kadar alımların devam edeceğini belirtti. Alım bareminden geçmeyen, şartları sağlayamayan ürünleri bir tek alamadıklarını, genellikle getirilen hububatları aldıklarını söyleyen ekip şefi, "Alım baremimiz var. Baremden geçmeyen, barem dışında kalan ürünleri bir tek almıyoruz. Onun dışında gelen bütün ürünleri alıyoruz. Çok nadiren alım şartlarını sağlayamayan ürünleri almadığımız oldu. Onlar da şartları sağlamadıkları için geri gönderildi, çiftçiler geri döndüler. Sabah 07.00 sularında mesaiye başlıyoruz. Akşam mesai bitiş saatimiz yok, son randevulu çiftçimiz geldikten sonra ürününü alıp öyle gidiyoruz" diyerek konuştu. Günlük ortalama 80-90 çiftçi ürün getiriyor TMO Bayburt Geçici Alım Merkezi’ne günlük ortalama 80-90 çiftçi hububatlarını teslim etmek üzere geliyor. Bu sayının 80-90 kişiyle sınırlı kalmadığını aktaran ekip şefi, "Bir çiftçinin 7 traktör, 11 römork ürün getirdiği de oluyor. Bu sayı 80-90 çiftçiyle sınırlı değil. Bir vatandaşa 4-5 fiş, 6-7 fiş kesip, işlem yapıyoruz. Arpanın ton fiyatı 7 bin 250, 7 bin 300 lirasında, 750 lira destek primi var. Buğdayın ton fiyatı ise 8 bin ila 8 bin 700 arasında. Buğdayın da bin 750 lira teşvik ödemesi var" ifadelerini kullandı.
Doktorların “yaşamaz” dediği minik Nursima müzik yeteneğiyle ve bestelediği müziklerle kendine hayran bırakıyor
19 Ağustos 2024 Pazartesi - 09:36 Doktorların “yaşamaz” dediği minik Nursima müzik yeteneğiyle ve bestelediği müziklerle kendine hayran bırakıyor Bayburt’ta yaşayan 9 yaşındaki Nursima Topsakal, doğuştan gelen müzik yeteneğiyle kendi bestelediği müzikleri piyanoda çalarak evde mini konserler veriyor. Doktorların, anne karnındayken kalp rahatsızlığı tanısı koyduğu, "Yaşamaz" dedikleri Nursima Topsakal, küçük bedeniyle hayata tutunmuş, anne ve babasının umudu olmuştu. Şimdilerde ise Nursima Topsakal, Bilim Sanat Merkezi(BİLSEM), müzik alanı sınavlarını başarıyla tamamlayarak, BİLSEM’de eğitim görmeye hak kazandı. Anne ve babasının yeteneğini fark ederek, müzik alanında yönlendirdikleri minik Nursima Topsakal, piyanoda çaldığı parçalarla kendine hayran bırakıyor. Küçük yaştan beri müziğe meraklı olan Nursima Topsakal’ın ilk olarak yeteneğini annesi ve babası fark etti. Kalorifer petekleri üzerinde Nursima’nın gizli gizli piyano çaldığını gören anne ve baba, Nursima için müzik kursları araştırmaya başladı. Bayburt’ta faaliyet gösteren bir müzik atölyesine kızlarını yazdırarak müzik eğitimi almasını sağlayan Topsakal çifti, bir de kızları Nursima’ya piyano aldılar. Kalp rahatsızlığı nedeniyle evde eğitim görmek durumunda kalan Nursima Topsakal, ailesinin doğru yönlendirmesiyle müziğe başladı. "Nursima’nın yetenekli olduğunu biliyordum, yeteneğinin farkındaydım" Nursima’ya 3 senedir özel müzik dersi veren müzik öğretmeni, aynı zamanda Nursima Topsakal’ın piyano eğitmeni Ertuğrul Bayhan, Topsakal’ın özel bir öğrenci olduğunu söyleyerek, "Nursima ile yaklaşık 3 senedir piyano derslerini birlikte yürütmekteyiz. Onun çok yetenekli olduğunu biliyordum, yeteneğinin farkındaydım. Özel bir öğrencimiz zaten kendisi, çok yetenekli bir öğrencimiz. Okuldaki öğretmenleri bilim sanata yazdırmışlar, sınavlar için kaydını yapmışlar. Sınav öncesi ailesi bana başvurdu, bu sınavın hazırlık süreci 6 aydır. 6 ayda tamamlanacak bir eğitim, bu süre Nursima için 2 aydır, 2 ayda biz bu süreci hallettik. O da bizim yüzümüzü kara çıkarmadı Bilim Sanat Merkezi sınavlarını kazandı. Zaten ben kazanacağını biliyordum, sınavı kazandığını duydum, kendisine başarılar diliyorum" dedi. "Her akşam boş zamanlarımda evdekilere bestelerimi çalıyorum, konser veriyorum" Gününün çoğunu evde piyano çalarak geçiren, piyanosuna aşık Nursima Topsakal, kendi bestelerini de yapıyor. Boş zamanlarında kız kardeşine, annesine, babasına mini konserler verdiğini belirten Nursima Topsakal, "9 yaşındayım, 4’üncü sınıfa geçtim. Benim küçük yaştan beri müziğe merakım var, annem ve babam bu merakımdan dolayı beni birinci sınıfta müziğe yazdırdılar ve bu piyanoyu aldılar. Anneme, babama ve kız kardeşime konser veriyorum, her akşam boş zamanlarımda kendi bestelerimi çalıyorum" diyerek konuştu. "Küçükken kendi kendine kalorifer peteği üzerinde piyano çalıyordu" Ağır bir kalp operasyonu geçiren Nursima’nın evde eğitim almak zorunda kaldığını dile getiren baba Muharrem Topsakal, kızlarının evde canı sıkılmasın diye eşi Büşra Topsakal ile birlikte neler yapacağını düşünmeye başladılar. Nursima’nın kendi kendine, gizlice kalorifer petekleri üzerinde piyano çaldığını gördükten sonra müzik kursuna yazdırdıklarını vurgulayan Muharrem Topsakal, "Nursima bundan 10 yıl önce anne rahmindeyken doktorlar bize "Kızınızın kalp rahatsızlığı var" dediler. Nursima ağır bir operasyon geçirdi, bayağı sıkıntılı süreçler geçirdik ve bugüne geldik. Bu süreçte kızımız evde eğitim almak zorunda kaldı. Evde eğitim alırken kızımızın sosyal bir aktiviteyle uğraşması gerektiğine eşimle beraber karar verdik. Sonradan Nursima’nın kendi kendine, gizlice piyano çaldığını gördük. Kalorifer petekleri üzerinde piyano çalıyordu, bu sevgi onda başlamıştı. Biz bunu görünce Nursima’nın müziğe, piyanoya böylesi bir yeteneğe sahip olduğunu düşünerek eşimle kurs araştırmaya başladık. Sonra kursa yazdırdık, belki bir sonuç alırız diyerek yola çıktık ve bu maceramız başlamış oldu. Nursima için bir sosyal aktivite oldu, ona güzel bir kapı aralanmış oldu. Bizim ona verdiğimiz destekle, öğretmeni Ertuğrul beyin vermiş olduğu destekle ondaki cevheri ortaya dışarı çıkarmış olduk. İşin doğrusu, Nursima’nın yaşantısına bir yön vermiş olduk. Şimdi arkadaşları sürekli soruyorlar: "Neden Nursima? Biz de piyano çalıyoruz" diyorlar. Nursima’nın sosyal aktivelerden, her şeyden uzak kalıp da kendi başına bir şeyleri başarabilmesi, onun hayat dolu olduğunu göstermiş oldu bize" ifadelerini kullandı. "Onun mutlu ve huzurlu olması için elimizden gelen her şeyi yaptık" diyerek konuşan baba Topsakal, "Annesi, ben, etrafındaki arkadaşları mutlu ve huzurlu olması için elimizden gelen her şeyi yaptık. Bu süreç biraz zor geçti, biraz kolay geçti derken bugüne çok şükür gelebildik" dedi. "Kızımın hem öğretmeni, hem de arkadaşı olduk. O da bizi hiç zorlamadı" Kızı Nursima’nın kendilerini hiç zorlamadığını, küçük yaşta büyüklere ayak uydurduğunu aktaran anne Büşra Topsakal, kızlarının hem öğretmeni, hem de arkadaşı olduğunu söyledi. Nursima’nın her zaman uyumlu bir çocuk olduğunu, ağır bir kalp operasyonu geçirdikten sonra sosyal çevresinden mahrum olmasına rağmen Nursima’nın hayat dolu olduğunu vurgulayan anne Büşra Topsakal, "Nursima, evde eğitim gördüğü için birçok şeyden geri kalıyor. Mesela Nursima’nın sosyal hayatı hiç yok. Arkadaşları okula giderken, Nursima evde oluyor. Arkadaşlarıyla dahi bir iletişim kuramıyor. O yüzden onun hem arkadaşı, hem de öğretmeni olmamız gerekiyordu. Zor oldu mu, oldu ancak Nursima çok kabiliyetli olduğu için açıkçası bizi yormadı. Her şeyi çabuk kavradı, her şeye kolaylıkla ayak uydurdu. Çocuklar için biz büyüklere ayak uydurmak kolay değildir ama o her türlü bize ayak uydurdu. Biz de ona ayak uydurduk derken bugünlere geldik" şeklinde konuştu. Nursima’nın her zaman destekçileri olan öğretmelerine de ayrıca teşekkür eden Büşra Topsakal, "Eve gelen öğretmenleri de sağ olsunlar bize her zaman destek oldular. Kendi öğretmeni Derya hocamız, Nursima için yeri geldi teneffüse dahi çıkmadı. Her konuda yanımızda oldular onlara da çok teşekkür ederim. Ertuğrul hocamıza da çok teşekkür ederim. Şimdi de İnşallah daha güzel, daha farklı aktivitelerle hayatımıza devam ederiz" dedi. (ÖD-
Buğdayın tarladan değirmene yolculuğu
18 Ağustos 2024 Pazar - 09:17 Buğdayın tarladan değirmene yolculuğu Bayburt’ta hasadı yapılan buğday, derelerde yıkanarak değirmenlerde öğütülmek için çeşitli aşamalardan geçiriliyor. Geçimlerini çiftçilikle sağlayan vatandaşlar, kışlık ihtiyaçları olan un ve bulgur hazırlıklarını sürdürüyor. Hasadı yapılan buğdayları önce akarsularda yıkayarak güneşte kurutan çiftçiler, daha sonra mahsulleri elekten geçirerek, yemeklik ve ekmek pişirimi için hazır hale getiriyorlar. Çeşitli aşamalarda geçirilen buğday, son olarak değirmenlerde öğütülerek una dönüştürülüyor Hasadı yapılan buğday elek yardımıyla temizlediklerini ifade eden çiftçilerden Mehmet Aykut, “Rüzgarın yardımıyla buğday arasındaki otlar daha güzel ayıklanıyor. Buğdayımızın belli bir miktarını tohumluk olarak ayırıyoruz. Geri kalan kısmını da değirmene götürüp ihtiyaçlarımızı karşılamak için una dönüştürüyoruz. Kış için hazırlık yapıyoruz. İhtiyaç durumunda da 10-20 teneke kaynatıp bulgur yapıyoruz. Unu da tandır ekmeği yapmak için hazırda bulunduruyoruz” dedi. Buğdayın önce yıkamaya alındığını ve sonrasında ise kurutup değirmene götürüldüğünü anlatan Aykut, “Değirmende, buğdayın içerisindeki taşları ayırıyorlar. Unun yanı sıra bulgur da yapıyoruz. Buğday 2-3 günlük bir aşamadan geçiyor. Kışa hazırlık için bu çalışmaları yapıyoruz. Bu bizim bir geleneğimiz. Her sene devam ettiriyoruz. 6 nüfuslu bir aileyiz, onun için bize 30 teneke buğday yetiyor. Dışarıdan gelen misafirlerimiz olduğu zaman 50 teneke un da bize yetmiyor. Tandır ekmeği daha güzel ve maliyeti de daha düşük. Bunları göz önünde bulundurduğumuz zaman un tüketmek daha mantıklı geliyor” diye konuştu.
Bayburt’ta Karadeniz fıkrası gibi inek arama çalışması: Hem kayboldular hem inekleri buldular
17 Ağustos 2024 Cumartesi - 09:24 Bayburt’ta Karadeniz fıkrası gibi inek arama çalışması: Hem kayboldular hem inekleri buldular Bayburt’un Başçımağıl köyünde Zikri Telli’ye ait 15 büyükbaş hayvan kayboldu. Telli’nin komşuları ise kaybolan inekler için arama çalışması başlattı. 13 kişinin katıldığı arama çalışmaları yer yer komik anlara sahne olurken, köylülerin Karadeniz fıkralarını aratmayan arama çalışmasında kaybolan inekler Erzurum’un Aşkale ilçesine bağlı Kapıkale köyünde bulundu. Girdikleri ormanlık alanda kaybolan, cep telefonu kamerasıyla kaydedilen arama çalışmalarındaki ekibin diyalogları, yüzlerde tebessüm oluşturdu. Gece geç saatlerde Başçımağıl köyü, Dereçımağıl mevkiinden aramalara koyulan, inekleri bulabilmek için seferber olan ekip, araçlarıyla belli bir noktaya kadar gittiler. Araçlarla ilerlemenin zor olduğu noktada ikişerli gruplar şeklinde yollarına yürüyerek devam eden köylüler, çoğu kez yaban hayvanlarıyla karşılaştılar. Domuz sürüsüyle, ayıyla karşılaşan ekip hayvanlara zarar vermeden yollarına devam ettiler, inekleri bulabilmek için saatlerce yürüdüler. Gecenin karanlığında aramalarını sürdüren ekipten Tunay Mutlu isimli vatandaş çektiği videolarla yüzleri güldürdü. Cep telefonuyla kaydedilen görüntülerde komik diyaloglar yaşandı, ekip bazen ormanlık alanda kayboldu. Daha sonra ekibin üyeleri yanlarında getirdikleri fenerlerin ışıklarıyla yollarını, seslenerek, ıslık çalarak da birbirlerini buldular. Arkadaşına, "Nereye girdik, neredesiniz" diye seslenen Tunay Mutlu’ya arkadaşı Çetin Telli, "Gel, gel ben seni görüyorum" şeklinde yanıt verdi. Mutlu ise, "Beni nerden görüyorsun, ben önümü göremiyorum" cevabını vererek, yüzleri güldürdü. Ormanlık alanda yaban hayvanlarıyla karşılaştıklarını, hiçbir canlıya, hayvana zarar vermeden ilerlediklerini belirten Tunay Mutlu, 15 ineği Aşkale’ye bağlı Kapıkale köyünde bulduklarını söyledi. Buldukları inekleri köye getiren ekibe teşekkür eden hayvan sahibi Zikri Telli, "Arkadaşlarım, komşularım beni yalnız bırakmadılar, gece ineklerimi aramaya geldiler hepsine teşekkür ederim. Onların sayesinde ineklerimi buldum, köye getirdim. Allah hepsinden razı olsun, dost zor günde belli olurmuş, hakikaten öyleymiş" diyerek konuştu. Köye sağ salim dönen ekip ise, inekleri bulmanın mutluluğunu yaşadı.
Yaz Kur’an kursları sona erdi
16 Ağustos 2024 Cuma - 12:17 Yaz Kur’an kursları sona erdi Bayburt İl Müftülüğü, sona eren Yaz Kur’an kursları için bir kapanış programı düzenledi. Kur’an eğitiminin yanı sıra sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlerin gerçekleştirildiği Yaz Kur’an kursları, kapanış programı ile son buldu. İstiklal Marşı ve Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programın açılış konuşmasını İl Müftüsü Bayram Danacı yaptı. Yaz Kur’an Kurslarında gerçekleşen eğitim ve öğretim faaliyetlerinin önemine değinen Müftü Danacı, bu yıl Yaz Kur’an kurslarında Kur’an eğitiminin yanında 7 Hafta 7 Tema projesi uygulandığını belirterek “Bu proje kapsamında temizlik, yaşlılara hürmet, boykot, merhamet, sadaka, israf ve cami sevgisi gibi konular işleyerek öğrencilere güzel hasletler kazandırmayı amaçladık. 15 Temmuz’da da çeşitli etkinlikler yaparak vatan sevgisini çocuklarımıza aşılamaya çalıştık” dedi. Danacı, Kur’an kurslarında emeği geçen din görevlilerine, evlatlarını yaz Kur’an kurslarına gönderen velilere ve kurslara katılan öğrencilere teşekkür etti. Yaz Kur’an kursları arasında düzenlenen dini bilgiler yarışmasında dereceye giren öğrencileri tebrik eden Bayburt Valisi Mustafa Eldivan, öğrencilere hediyelerini takdim etti. Yaz Kur’an Kursu öğrencilerince kısa surelerin ve hadis-i şeriflerin okunmasıyla devam eden program, ilahilerin söylenmesinin ardından son buldu.