Yerel Haberler
Bayburt
20 Eylül 2024 Cuma - 12:22 Bayburt’ta Haylan kabağı hasadı Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ümmügülsüm Erdoğan ve Demirözü Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Yaşar Erdoğan öncülüğünde yürütülen organik tarım çalışmaları, Bayburt’un tarımsal potansiyeline yeni bir boyut kazandırdı. Bayburt Üniversitesinin organik tarım uygulama sahalarında gerçekleştirilen Gaziantep Haylan Kabağı (Lagenaria siceraria L.) yetiştirme çalışmaları olumlu sonuç verdi ve hasat işlemi başarıyla tamamlandı. Sürdürülebilir tarım için yeni bir ürün: Haylan kabağı Bayburt’un tarımsal potansiyelini geliştirmeyi hedefleyen bu proje, hem yerel ekonomiye hem de sürdürülebilir tarım uygulamalarına önemli katkılar sağladı. Bayburt’un iklim ve toprak koşullarına uygunluğu test edilen Gaziantep Haylan Kabağı, yüksek verim potansiyeli ve organik tarım uygulamalarına elverişliliği ile dikkat çekiyor. Kabağın yetiştirilmesi esnasında kimyasal gübre ve pestisit kullanılmaması, ürünün sağlıklı ve doğal kalitesini korumasını sağladı. Haylan kabağının ekonomik ve sağlık açısından faydaları Gaziantep Haylan kabağı, besin değeri yüksek bir sebze olarak biliniyor. Yüksek lif içeriği, vitamin ve mineral bakımından zengin yapısı ile sağlıklı beslenme için ideal bir seçenek. Ayrıca, çeşitli yemeklerde kullanılabilmesi ve uzun süre saklanabilmesi, ekonomik değerini artırıyor. Bu tür projeler sayesinde Bayburtlu çiftçiler, tarımsal üretim çeşitliliğini artırarak pazar avantajı elde edebilecek. Rektör Türkmen’den sürdürülebilirlik vurgusu Rektör Prof. Dr. Mutlu Türkmen, elde edilen bu başarı ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, sürdürülebilir tarımın önemine dikkat çekti. "Bayburt Üniversitesi olarak yerel tarımın gelişimine katkıda bulunmak ve çiftçilerimize alternatif ürünler sunmak adına çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Haylan Kabağı hasadı, bu çabaların bir sonucudur. Üniversitemiz, yerel halk ile iş birliği içinde Bayburt’un tarımsal potansiyelini ortaya çıkarmaya devam edecektir. Çiftçilerimize yeni bir ürün yelpazesi sunarak ekonomik kalkınmayı desteklemek ve sürdürülebilir tarımı teşvik etmek en büyük hedefimiz." dedi. Yerel ekonomiye katkı Haylan Kabağı yetiştiriciliğinin başarıyla gerçekleştirilmesi, Bayburt’un organik tarım alanında söz sahibi olma yolunda önemli bir adım. Bu tür projeler, yerel çiftçilerin yeni ürünler deneyimlemesini sağlayarak ekonomik kazançlarını artırmalarına olanak tanıyor. Aynı zamanda, organik tarımın yaygınlaşması ile birlikte Bayburt, ekolojik dengeyi koruyarak çevre dostu üretim yöntemleri konusunda da öncü bir rol üstleniyor. Geleceğe yatırım Üniversitenin organik tarım çalışmalarında elde ettiği bu başarı, sürdürülebilir tarım ve gıda güvenliği açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ümmügülsüm Erdoğan ve Doç. Dr. Yaşar Erdoğan’ın liderliğinde yürütülen bu projeler, Üniversitemizin akademik bilgi birikimini ve araştırma gücünü yerel halkın hizmetine sunarak bölgenin kalkınmasına katkı sağlamaya devam ediyor. Üniversitenin, bu tür projelerle tarım alanında yenilikçi uygulamaları teşvik ederek hem akademik hem de toplumsal sorumluluğunu yerine getirmeyi sürdürecek. Şehrin tarım ekonomisine yeni bir soluk getiren bu başarı, bölge çiftçileri için umut verici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Besiciler sıcaktan etkilenen büyükbaş hayvanlarını derede, küçükbaş hayvanlarını da ağaç diplerinde serinletiyor
20 Haziran 2024 Perşembe - 09:35 Besiciler sıcaktan etkilenen büyükbaş hayvanlarını derede, küçükbaş hayvanlarını da ağaç diplerinde serinletiyor Hava sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde seyrettiği Bayburt’un Demirözü ilçesinde besiciler öğle saatlerinde sıcaktan etkilenen büyükbaş hayvanlarını derede, küçükbaş hayvanlarını da ağaç diplerinde serinletiyor. Kentte zaman zaman mevsim normallerinin üzerine çıkan hava sıcaklığı insanlar kadar hayvanları da olumsuz etkiliyor. Demirözü ilçesine bağlı Gökçedere beldesinde yaşayan besiciler, güneşe maruz kalarak sıcak havadan etkilenen küçükbaş hayvanlarını ağaç diplerine sokarak serinlemelerini sağlıyor. Besicilerden Ünal Şeker, bu yıl yaşanan aşırı sıcaklardan dolayı hayvanların bunaldığını hatta sıcak havanın zaman zaman hastalanmalarına dahi neden olduğunu söyledi. Bu nedenle hayvanların öğle saatlerinde ağaç diplerinde serinlemeye geçtiklerini ifade eden Şeker, “Sıcak onlar da bunalıyor. Onlar da biz de ağaç dibinde uyuyoruz, serinliyoruz” dedi. Küçükbaş hayvanlar ağaç diplerinde serinlerken büyükbaş hayvanlar ise genellikle sulu dereleri tercih ediyor. Suya giren büyükbaş hayvanlar sıcak havada bir süre kalarak böyle serinliyor. Besici Bünyamin Ayata, “Çobanlık yapıyoruz. Sıcak hava bizi de sürüyü de etkiliyor. Zervecik mevkiinde inekleri otarıyorum. Öğle oldu mu suya doğru yaklaşıyorlar, dereye girip serinliyorlar” dedi.
Sıcaklarda baraj, gölet ve sulama kanallarında boğulma oranı artıyor
20 Haziran 2024 Perşembe - 09:32 Sıcaklarda baraj, gölet ve sulama kanallarında boğulma oranı artıyor Yaz aylarının aşırı sıcak geçen günlerinde baraj, gölet ve sulama kanallarında boğulma oranının arttığına dikkat çeken yetkililer, pek çok kişinin yüksek ölüm riskine rağmen baraj, gölet hatta sulama kanallarına girmekten vazgeçmediğini belirttiler. Yurt genelinde sıcaklıkların artmasıyla birlikte serinlemek isteyen vatandaşlar deniz ve havuzlara koşarken, pek çok kişi yüksek ölüm riskine rağmen baraj, gölet hatta sulama kanallarına giriyor. Yaz aylarında özellikle çocukların tehlikeli bir oyun oynadığına dikkat çeken yetkililer, baraj, gölet ve sulama kanallarına girilmemesi hususunda uyarıda bulundular. Yapılan uyarıda, "Ne kadar yüzme bilinirse bilinsin; tatlı ve durgun su ile deniz suyunun özellikleri farklıdır. Bunu göz ardı eden onlarca çocuğumuz "ben yüzme biliyorum" diyerek 3-5 metrelik sulara korkusuzca giriyor. Ancak bilinmelidir ki baraj plaj değildir" denildi. Pek çok sulama kanalı ve göletin çevresinin korkuluklarla kapatılmasına rağmen; bazı noktalara ise uyarı levhalarının asıldığını belirten yetkililer, "Hazırlanan kamu spotları ile sık sık vatandaşımızı uyarıyor. Vatandaşımız da yaşanan acı olaylardan ders almalı; bilinçli olmalıdır. Özellikle aileleri uyarıyoruz. Çocuklarımıza sahip çıkalım, baraj, gölet ve sulama kanallarında ölüm oyunu oynamalarına artık izin vermeyelim" ifadelerine yer verdi.
Baksı Müzesi’nde, 85 sanatçının eserlerinin yer aldığı ‘Gel Zaman Git Zaman’ sergisi açıldı
18 Haziran 2024 Salı - 11:34 Baksı Müzesi’nde, 85 sanatçının eserlerinin yer aldığı ‘Gel Zaman Git Zaman’ sergisi açıldı Baksı Müzesi’nde, 85 sanatçının eserlerinin yer aldığı ‘Gel Zaman Git Zaman’ sergisi açıldı Bayburt’un 45 kilometre dışındaki Bayraktar köyünde (Baksı), Kaçkarlar’ın ardında ve Çoruh Vadisi’ne komşu, özgün bir mimari ile sanatseverlerin ziyaretlerini bekleyen Baksı Müzesi’nde, 2024 sezonunun ilk sergisi “Gel Zaman Git Zaman” başladı. Müze Ana Bina’da yer alan sergi, 2025 Kasım ayına kadar ziyaret edilebilecek. Küratörlüğünü, müzenin kurucusu ve sanatçı Prof. Dr. Hüsamettin Koçan ile Ayça Okay’ın üstlendiği sergide; Bubi, Genco Gülan, Gülsün Karamustafa, Haluk Akakçe, Komet, Seçkin Pirim, Şenol Yorozlu, Mehmet Kavukçu’nun da aralarında bulunduğu 85 sanatçının eserleri yer alıyor. Sergi, gelenek ve geleceği bir araya getiriyor. Özgün, insani ve demokratik bir kültür ortamı için adanmışlık ve gönüllülük kavramlarını öne çıkarıyor, “alt sanat”-“üst sanat” kavramlarını geri plana itiyor. Sergi, insanı ve üretimlerini dışlayan, inkâr eden bakış açısının tartışılması için bir zemin olma iddiası taşıyor ve halk kültürü üretimlerini çağdaş sanatın örnekleriyle bir araya getiriyor. Nehrin üzerinde sohbet Sergi kapsamında ayrıca moderatörlüğünü Jülide Ateş’in üstlendiği “Akarsu Üstünde Konuşmalar” başlığı altında sanatçı ve akademisyenlerin konuk olduğu söyleşiler düzenlendi. “Geçmiş Kime Ait” başlıklı ilk oturumda Doç. Dr. Ayşe Köksal, Nevzat Sayın, Doç. Dr. Nusret Polat ve Doç. Dr. Zeynep Yasa Yaman; “Gelecek Nerede” başlıklı oturumda Burçak Bingöl, Derya Yücel, Evrim Altuğ ve Doç. Dr. Fırat Arapoğlu ve “Karışık Zihinler İçin Öneriler” başlıklı oturumda da Prof. Ferhat Özgür, Prof. Dr. Gülveli Kaya, Genco Gülan ve Nazlı Pektaş konuştu. Oturumlar, Çoruh Nehri üzerindeki bir sal üzerinde yapıldı.