ÇEVRE - 03 Temmuz 2024 Çarşamba 10:49

BAGFAŞ, sadece denizi değil havayı da kirletiyor

A
A
A

Özellikle müsilaj döneminde Marmara Denizi’ne saldığı atıklarla kamuoyunun gündemine oturan Bandırma Gübre Fabrikaları A.Ş. sadece denizi değil, havayı da kirletmeye devam ediyor. Sayısız kez denize deşarj yaparken görüntülenen fabrika, bacalarından çıkan sarı renkli duman ile de çevre kirliliğine yol açıyor. Fabrikanın bacasından günün belli saatlerinde yoğun kokuya sahip sarı, gri ve siyah renkte dumanlar yükseliyor. Denizcilik Fakültesi’nde görev yapan Prof. Dr. Mustafa Sarı, müsilaj sonrası hazırlanan Marmara Denizi eylem planına uyulmadığını söyleyerek, "Sanayi kuruluşları istihdam sağlıyorlar. Üretim yapıyorlar. Bunun için müteşekkiriz ama hiç kimsenin ben üretim yapıyorum, ben istihdam sağlıyorum diye toprağı, suyu, havayı kirletme hakkı yok" dedi.

Balıkesir’in Bandırma ilçesinde faaliyet gösteren Bandırma Gübre Fabrikaları A.Ş. (BAGFAŞ), çevresel kirliliğe yol açmaya devam ediyor. Fabrikadan günün her saatinde yükselen yoğun kokuya sahip sarı, gri ve siyah dumanlar hem hava kalitesini düşürüyor hem de çevrede yaşayanların sağlığını tehdit ediyor. Üstelik bu kirlilik sadece havayla sınırlı değil. BAGFAŞ’ın faaliyetleri nedeniyle Bandırma Körfezi de ciddi derecede kirleniyor. Bu durum, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı tarafından da dile getirildi ve Marmara Denizi’nin ekolojik dengesinin bozulmasına yol açan unsurlar arasında yer aldı. Prof. Dr. Sarı, Marmara Denizi’nin çevresindeki yoğun endüstriyel faaliyetlerin ve yetersiz atık arıtma uygulamalarının, bölgedeki ekosistemi tehdit ettiğini vurguladı.

BAGFAŞ, sadece denizi değil havayı da kirletiyor

Prof. Dr. Mustafa Sarı, “Marmara Denizi’nin çevresi yoğun endüstriyel faaliyetin yürütüldüğü bir bölge. Türkiye nüfusunun neredeyse 4/1’i ve sanayisinin de yüzde 60’ı Marmara Denizi’nin çevresinde. Evsel, sanayi ve tarımsal atıklar doğrudan ya da dolaylı olarak Marmara Denizi’ne ulaşıyor. Bu da Marmara Denizi’nde baş edemediğimiz ekolojik olaylara neden oluyor. 2021 yılında yaşadığımız müsilaj felaketinden sonra Marmara Denizi eylem planı hazırlandı. Bu eylem planı çerçevesinde acilen yapılması gerekenlerin başında kirliliğin azaltılması vardı ve 22 eylemin 14’ü bu kirlilik yükünün azaltılmasıyla ilgiliydi. Evsel, endüstriyel, tarımsal ve diğer atıkları azaltmamız lazım" dedi.

BAGFAŞ, sadece denizi değil havayı da kirletiyor

Prof. Sarı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sadece büyük sanayi kuruluşlarını dikkate aldığımızda organize sanayi bölgesi dışında, Marmara Denizi’nin kıyısına yakın olarak faaliyet yürüten 750 büyük endüstri kuruluşu var. Doğrudan Marmara Denizi’nden soğutma suyu alıyor, makinelerini soğutuyor ve bu soğutma suyunu Marmara Denizi’ne iade ediyor. Aynı zamanda bu endüstri kuruluşları atıklarını da Marmara Denizi’ne gönderiyor. Bunlar büyük sanayi kuruluşu olduğu için hepsinin kağıt üstünde atık arıtma tesislerinin olduğu yazıyor. Diğer taraftan yine hepsinin soğutma sularını çok nizami şekilde alıp en fazla 2 derecelik bir farkla denize iade ettikleri yönünde yazılı taahhütleri var. Ruhsatlarının şartı bu çünkü. Peki bu böyle oluyor mu? Üzgünüm olmuyor. Biz şu an Bandırma’dayız. Bandırma Körfezi’nin çevresindeki sanayi kuruluşlarına isim fark etmeksizin hepsine uğrayın. Hiçbir tanesinin arıtma tesisi doğru düzgün çalışmıyor. Ne zaman çalışıyor? Mesai saatleri içerisinde düzgün çalışıyor. Mesai saatleri dışında havaya bakın, denize bakın. Atıklarını üzgünüm, hepsi doğru düzgün arıtmadan denize vermeye devam ediyor. İzmit Körfezi çevresini dolaşın. Oradaki büyük sanayi kuruluşlarına bakın, durum aynı. Gemlik Körfezi’nin de etrafı yoğun sanayi kuruluşlarıyla çevrilmiş vaziyette. Bakın durum aynı. Karabiga’dan Erdek’e kadar gelin bakın ne göreceksiniz" şeklinde konuştu.

BAGFAŞ, sadece denizi değil havayı da kirletiyor

Her işletmenin atıklarını arıtmak zorunda olduğunu söyleyen Sarı, "Hep beraber denize zarar veriyoruz. Bunu yapmamalıyız. Sanayi kuruluşları istihdam sağlıyorlar. Üretim yapıyorlar. Bunun için müteşekkiriz ama hiç kimsenin ben üretim yapıyorum, ben istihdam sağlıyorum diye toprağı, suyu, havayı kirletme hakkı yok. Marmara Denizi kimsenin babasının çöplüğü değil. Herkes atıklarını arıtmak zorunda. Eğer buradan para kazanıyorsa, fabrikası varsa ruhsat şartı olan taahhüdünü yerine getirmesi gerekiyor. Yetkili kuruluşların da bunu çok sıkı takip etmesi lazım. Çevre kirliliğinin, çevre suçlarının mesaisi olmaz. Siz toprağı, havayı, suyu mesai saatleriyle koruyamazsınız. Mesai saatlerinin dışına çıkmamız lazım. Bu sadece bir kurumun sorumluluğuyla yerine getirilebilecek bir durum değil. Bütün kurumların iş birliği ile yürütülebilecek bir şey. El birliğiyle Marmara Denizi’ne giden atıkları ve kirlilik yükünü azaltmak zorundayız” dedi.

Umut Osman Sunci - Gökhan Dağlı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce İSKİ ile diyaloglar güçleniyor Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, incelemelerde bulunmak üzere şehre gelen İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin (İSKİ) üst düzey yöneticileri ile toplantı gerçekleştirdi. Görüşmelerde, teknik işbirliği yapılması konusunda fikir birliğine varılırken, İSKİ ve Düzce’deki yerel yönetim kurumlarının da katılımıyla daha geniş kapsamlı bir istişare toplantısı düzenlenmesi kararlaştırıldı. İSKİ Genel Müdürü Doç. Dr. Şafak Başa, Genel Müdür Yardımcıları Mahmut Kahraman ile Begüm Çelikdelen, daire başkanları ve şube müdürlerinden oluşan heyet, Melen havzasında yürütülen çalışmalarla ilgili saha incelemelerinde bulunmak üzere Düzce’ye geldi. İlk olarak Biyolojik Arıtma Tesisi inşaatının devam ettiği Cumayeri İlçesi’ne giden heyet, İSKİ Melen Havza Koruma Şube Müdürlüğü’nde Şube Müdürü Berat Murat Konuşlu ve Düzce Milletvekili Talih Özcan’ın da katıldığı bir toplantı gerçekleştirdi. Gölyaka Belediyesi’ni de ziyaret eden İSKİ heyeti, program kapsamında Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü ile de bir görüşme gerçekleştirdi. Mutfak Sanatlar Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıya, İSKİ heyetinin yanı sıra Düzce Milletvekili Talih Özcan da katılırken, Belediye Başkan Yardımcısı Okan Kaltu ile Düzce İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Nuri Çelik de hazır bulundu. Toplantıda bir sunum yapan İSKİ Genel Müdür Yardımcısı Mahmut Kahraman, İstanbul’a içme ve kullanma suyu temin edilen Melen Barajı’nın, havzasının ve barajı besleyen su kaynaklarının korunması ve iyileştirilmesi, aynı zamanda Cumayeri, Çilimli, Gölyaka ve Kaynaşlı ilçelerinde Melen Çayına karışmakta olan atıksuların toplanması amacıyla atıksu şebeke ve kolektör çalışmalarının devam ettiğini belirtti. Kahraman, Düzce’de havza koruma programı kapsamında yapılan çalışmalar ve önümüzdeki 5 yıllık yatırım programı hakkında da bilgiler verdi. Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü ise, şehrin su kaynaklarını ve çevreyi korumak üzere azami gayret gösterdiklerini önemle vurguladı. Karşılıklı görüşmelerde, İSKİ tarafından yürütülen çalışmalara Düzce Belediyesi ve İl Özel İdaresi’nin de teknik destek sağlaması noktasında fikir birliğine varıldı. Görüşmede, işbirliklerini ve karşılıklı diyalogları güçlendirecek adımlar atılarak, İSKİ, Düzce Belediyesi ve ilçe belediyeleri ile Düzce İl Özel İdaresi’nin katılımıyla, daha geniş kapsamlı bir koordinasyon toplantısı gerçekleştirilmesi kararlaştırıldı.
Hakkari Vali Çelik: "Bize düşen bilimin imkanlarını kullanmak" Hakkari Valisi Ali Çelik, fay hattı ile ilgili yapılan kazı çalışmalarını yerinde inceleyerek, “Bizlere düşen bilimin verdiği imkanları sonuna kadar kullanmak. Burada da Şemdinli ve Yüksekova fay hattı alanının tespit edilmesi ile fay hattının deprem üretme sıklıklarının ortaya çıkarılması ve fayın gözle görülür bir yapı olup olmadığını tespit etmek için bir çalışma yürütüldü” dedi. Vali Çelik, beraberindeki heyet ile Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Kamu Kurumları Araştırma ve Geliştirme Projelerini Destekleme Programı kapsamında yürütülen bilimsel çalışmaları yerinde inceledi. Vali Çelik, yapılan çalışmalar hakkında bilgi alırken, projenin bölge için önemine dikkat çekti. Vali Çelik, inceleme sırasında yaptığı açıklamada, “Yaşadığımız acı tecrübelerin tekrarını engellemek, farkındalığı ve bilinirliği arttırmak için bilimin bizlere sunduğu imkânlarla deprem üretme kapasitelerini, sıklıklarını ve süreçlerini tespit etmek için bir proje yürütüyorlar, bu meyanda Prof. Dr. Azad Sağlam Selçuk hocamıza ve ekibine çok teşekkür ediyorum. Bu projeler, bölgemizdeki deprem risklerini daha iyi anlamamıza ve muhtemel depremlere karşı hazırlıklı olmamıza yardımcı olacaktır. 6 Şubat depreminde yaşadığımız asrın felaketinde de tecrübe ettiğimiz üzere, deprem hepimizin hayatını birçok can kaybına neden olacak şekilde etkileyen, ondan sonra oluşturduğu maddi kayıplar açısından da inanılmaz zor bir süreçtir. Rabbim tüm ülkemizi ve vatandaşlarımızı depremlerden, afetlerden korusun” dedi. “Bizlere düşen bilimin verdiği imkânları sonuna kadar kullanmak” diyen Vali Çelik, şöyle devam etti: “Burada da; Şemdinli ve Yüksekova fay hattı alanının tespit edilmesi ile fay hattının deprem üretme sıklıklarının ortaya çıkarılması ve fayın gözle görülür bir yapı olup olmadığını tespit etmek için bir çalışma yürütüldü. Bilimsel anlamda güzel veriler ve sonuçlar üretildi. Araştırmacılar, iki büyük deprem arasındaki tekrarlama sıklıklarını karbon testleri ile fayları ve deprem kırıklıklarını gördüler, bu çalışmalar ilerisi için bizlere fikir verecek ve rehber olacak. Dolayısıyla, bu çalışmalarda emeği geçen herkese tekrar teşekkür ediyorum.” Proje kapsamında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi tarafından oluşturulan bir ekip, fay hatlarının geçmişteki hareketlerini ve gelecekteki potansiyel tehlikelerini belirlemek amacıyla detaylı kazılar ve analizler gerçekleştirdi. Bu çalışmaların, bölgenin depremsellik haritasının güncellenmesine ve risklerin minimize edilmesine katkı sağlayacağı belirtildi. Bölgenin afet ve yeni yerleşim planlama çalışmalarına katkı sağlayacak olan bu bilimsel çalışmalarda; 30 metre uzunluğunda, 1,5 metre genişliğinde ve 4 metre derinliğinde hendek kazılarında numuneler alınacağı kaydedildi.
Bilecik TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Bilecik’te Mühendislik Laboratuvarı’nın açılışına katıldı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Bilecik’te Mühendislik Laboratuvarı’nın açılışını yaptı. İlk olarak Bilecik Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı’nı ziyaret eden Hisarcıklıoğlu, ardından Şeyh Edebali Türbesi’ne geçerek burada TOBB tarafından yaptırılan asansör önünde kurdele kesim törenine katıldı. Ardından Hisarcıklıoğlu, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zafer Asım Kaplancıklı’yı makamında ziyaret etti. Vali Şefik Aygöl, CHP Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün, Bilecik Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ergün, Bilecik Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Şermin Kahraman’ında eşlik ettiği ziyarette Hisarcıklıoğlu, TOBB hibesiyle yapımı tamamlanan ve faaliyete geçirilen Mühendislik Laboratuvarının açılışını yaptı. Üniversitenin bazı bölümlerini de gezen Hisarcıklıoğlu ve beraberindekiler, yeni yapılan Rifat Hisarcıklıoğlu Konferans Salonu’nun önünde fotoğraf çektirdi. Ardından Bilecik Ticaret ve Sanayi Odası’nı da ziyaret eden Hisarcıklıoğlu, TSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ergün ve oda üyeleri tarafından karşılandı. Burada toplantı salonunda sanayiciler ve iş adamlarıyla bir araya gelen Hisarcıklıoğlu, kentin ticareti ve sanayisiyle ilgili bilgiler alarak talep ve önerileri dinledi.
Konya Konyaspor yeni sezon hazırlıklarına devam ediyor Konyaspor, 2024-2025 sezonu hazırlıklarına Konya’da gerçekleştirdiği antrenman ile devam etti. Teknik Direktör Ali Çamdalı, "Bu sezon ligde 12. yılımız. Ligde kalıcı hale gelmek lafını artık rafa kaldırmamız gerekiyor. Nasıl daha iyi işler yapabiliriz bence ona bakmak lazım" dedi. Kayacık Tesisleri’nde Teknik Direktör Ali Çamdalı yönetiminde gerçekleştirilen antrenman ısınma hareketleriyle başladı. Mobilizasyon ve core ısınma ile devam eden idman, aerobik koşu ile sona erdi. İdmanda yeni transferlerden Yusuf Erdoğan, Ufuk Akyol, Josip Calusic yer aldı. Antrenman öncesinde basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Konyaspor Teknik Direktör Ali Çamdalı, "1. etap kamp dönemini yarın itibarıyla bitiyoruz. Planladığımız 3 etaptan birisini burada bitirmiş olacağız. Pazartesi itibarıyla Kayseri’ye gideceğiz. Aynı 19’una kadar 2. etabı tamamlayıp sonrasında da yurt dışı kampımız olacak. Kayseri etabında bir tane hazırlık maçı düşünüyoruz. Yurt dışı kampını tamamen hazırlık maçları için kendimize ayırdık. Toplamda 4 tane hazırlık maçı düşünüyoruz. Rakiplerimizin hepsi de dişli olacak. Hem kendi gücümüzü hem kendi durumuzu analiz edebilmek için iyi rakipler tercih ediyoruz. Umarım orayı da en sağlıklı şekilde tamamlayıp mutlu bir şekilde Konya’ya geri döneriz" şeklinde konuştu. "Futbolcularımızın hepsi en iyi şekilde hazırlanmaya çalışıyor" Çalışmaların verimli geçtiğine değinen Çamdalı, "Futbolcularımızın hepsi en iyi şekilde hazırlanmaya çalışıyor. Günleri çift idman ile tamamlıyoruz. 7. idmanımızı tamamlamış olacağız. Sadece antrenmanlar ile değil testlerle de bunu tamamlamak istiyoruz. Bütün futbolcularımızın form düzeylerini hem yükleme planlamasını iyi yapabilmek için bunlara ihtiyacımız var. Bunun içinde tesislerimiz çok uygun" diye konuştu. "Biz bu ligde kalıcıyız" Gelecek sezon hakkında da konuşan Çamdalı, "Takımı, yeniden inşa etmek istiyoruz. Aslında Konyaspor’un yüzünü de biraz değiştirmek istiyoruz. En büyük hedefimiz bu. Uygun bir bütçe ile çalışmak kaliteyi düşürmek anlamına gelmez. Biz seviyemizi ve kalitemizi düşürmeden doğru hamleler yapmak istiyoruz. Biz zaten bu ligde kalıcıyız. Ligde 12. yılımız bu sezon. Ligde kalıcı hale gelmek lafını artık rafa kaldırmamız gerekiyor. Nasıl daha işler yapabiliriz bence ona bakmak lazım. Sağlam, tekrar ayağını yere basan, doğru planlama ile ilerlemek istiyoruz" ifadelerini kullandı. Yeşil-beyazlılar, yarın yapacağı antrenmanla 1. etap kamp çalışmalarını tamamlayacak.