ÇEVRE - 22 Ekim 2024 Salı 14:12

Kuşadası Belediyesi’nin restorasyon projeleri mevzuata uygun

A
A
A
Kuşadası Belediyesi’nin restorasyon projeleri mevzuata uygun

Kuşadası Belediyesi tarafından geçtiğimiz yıl başlatılan tarihi çeşme restorasyonları ile ilgili son kararı yargı verdi. Tarihi çeşmelerin restorasyon çalışmaları ile ilgili verilen yürütmeyi durdurma kararını iptal eden Aydın 1. İdare Mahkemesi, Kuşadası Belediyesi tarafından hazırlanan rölöve, restitüsyon ve restorasyon projeleri ile yapılan işlemlerin kanun ve mevzuata uygun olduğuna hükmetti.



Kuşadası’nın tarihi dokusu içerisinde önemli bir yere sahip olan Osmanlı döneminden kalma 10 adet çeşmenin restorasyonu ile ilgili olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun talebi üzerine İzmir Bölge İdare Mahkemesince verilen yürütmeyi durdurma kararı, Kuşadası Belediyesi tarafından yapılan itiraz sonucu Aydın 1. İdare Mahkemesi tarafından verilen yeni karar ile iptal edildi.



Tarihi çeşmelerle ilgili hazırlanan rölöve, restitüsyon ve restorasyon projelerinin Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu onaylı projelerle farklılık gösterdiği gerekçesiyle verilen Aydın 1. İdare mahkemesi tarafından verilen yürütmeyi durdurma kararının iptali istemiyle Kuşadası Belediyesi tarafından açılan dava kapsamında hazırlanan bilirkişi raporu konuyu açıklığa kavuşturdu. Raporda Kuşadası Belediyesi tarafından hazırlanan restorasyon projelerinin de yapılan işlemlerin de yerinde olduğu ortaya konuldu. Mahkeme tarafından verilen kararda, davalı tarafından yapılan itirazın bilirkişi raporunu kusurlandıracak nitelikte olmadığı ve sözü geçen itiraza itibar edilmeyerek bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek yeterlilikte görüldüğü ifade edildi.



Bilirkişi raporu, çeşme restorasyonları sırasında sıva kullanımı konusuna da açıklık getirdi. 10 çeşmenin rölöve, restitüsyon ve restorasyon projelerinin sıvalı olarak onaylandığı bilgisine yer verilen bilirkişi raporunda “Çeşmelerin meydan çeşmesi niteliğinde değil de sıvalı tarihi yapıya/konuta bitişik düzende özgününde ve restitüsyona temel teşkil eden özgün belgelerde sıvalı oldukları, önceden yapılan çeşme restorasyonlarında da sıva uygulaması yapıldığı ve bu bağlamda bu on çeşmenin de sıvalı olarak restore edilmesinin önceki uygulamalarla tutarlılık sağladığı, çeşmelerin sıvasız olması durumunda yapılacak sıva sökümü işlemlerinin taş ve tuğla örgüsü zayıf olan çeşmelere zarar vereceği” belirtildi.


Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun yürütmeyi durdurma kararının hukuka uygun olmadığını hükmeden Aydın 1. İdare Mahkemesi, Kuşadası Belediyesi’nce uygulanan restitüsyon ve restorasyon projesinin uygunluğuna hükmeden karar aldı.



Kuşadası Belediyesi’nin restorasyon projeleri mevzuata uygun

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Türk bilim adamına Japonya’da prestijli ödül Uluslararası Plastik Rejenarif Cerrahlar Derneği Türkiye Delegesi Prof. Dr. Eray Copcu’nun geliştirdiği doku yenilenmesine yönelik tedavi, Tokyo’da düzenlenen Sydney Coleman En İyi Bilimsel Çalışma Yarışması’nda 3’üncülük elde etti. Japonya’nın başkenti Tokyo’da uluslararası 4 dernek ve 2 bin 500 doktorun katılımıyla gerçekleştirilen rejenaratif cerrahlar ve biyolojik ürünler buluşmasında Türkiye’yi Prof. Dr. Eray Copcu temsil etti. International Society of Plastic Regenarative Surgeons (Uluslararası Plastik Rejenaratif Cerrahlar Derneği )Türkiye Delegesi Copcu, toplantıda 4 çalışmasını uluslararası tıp dünyasına duyurdu ve bir oturumun da başkanlığını üstlendi. Copcu’nun geliştirdiği ve hücrelerin yenilenip iyileşmesine yönelik çalışma da organizasyon kapsamında Sydney Coleman En İyi Bilimsel Çalışma Yarışması’nda 3’üncülüğe layık görüldü. Dünyanın dört bir yanından yüzlerce bilimsel eser arasından seçilen 12 adayın değerlendirildiği yarışmada, Copcu’nun “eksozom terapilerinin rejenaratif tıpta kullanılmasını” içeren doku yenilenmesine yönelik çalışması dereceye giren tek klinik çalışma oldu. Hücresiz hücre tedavisi Prof. Copcu, yaptığı açıklamada, dünyanın özellikle koronavirüs salgını ve teknoloji 5.0 devriminden sonra çok hızlı geliştiğini ve tıbbın da bu gelişmelere çok hızlı uyum sağladığını belirtti. Yeni dönemde ilaçla tedavinin yerini, kök hücre tedavileri yoluyla hasarlı dokuların yerine geçebilecek yeni ve canlı dokuların geliştirilmesini hedefleyen rejeneratif tıp uygulamalarının aldığına dikkat çeken Copcu, uygulama sayesinde 90 yaşındaki bireyin anne karnındaki bebeğin iyileşme gücüne ulaşmasını hedeflediklerini vurguladı. Copcu, bireyden alınacak az miktarda yağ dokusunu eksozom ile birleştirince anne karnındaki mükemmel iyileşme olanağına ulaşmanın mümkün olabildiğine dikkat çekerek, “Bunun yaşlı bir bireyde olması tedavisi imkansız görünen pek çok duruma çare olacaktır. Bu paradigma değiştiren bir gelişme sayılabilir” dedi. Hücresiz hücre tedavileri Rejeneratif tıp kapsamında en popüler uygulamanın günümüzde eksozom uygulamaları olduğunu belirten Prof. Copcu, “40-120 nanometre boyutlarındaki bu hücre dışı veziküller, hücreler arası iletişimi ve kargo görevini görürler. Dokunun rejenerasyonu yani yenilenmesi için bunlar kök hücreden elde edilen aslında hücresiz hücre tedavileridir. Çünkü herhangi bir hücre içermezler, çok sayıda protein içerirler” dedi. Copcu, hücrenin özelliğini taşıyan eksozom tedavilerinin son yıllarda çok hızlı kullanıma girdiğini dile getirerek, doğal eksozomların insan, hayvan ve bitkilerden alınan hücrelerden alınabildiğini, mühendislik ürünü eksozomların (indüklenmiş mezenkimal hücreler) ise çok yüksek teknoloji ile laboratuvarda elde edilebildiğini anlattı. Eray Copcu, ödüle layık görülen çalışmasında kişiden alınan az miktarda yağ dokusunun mühendislik ürünü eksozomla birleştirildiğini ve yeniden hastaya verilerek iyileşme, onarım sağlandığını ifade etti. 2 yeni gelişmeyi tıp literatürüne soktu Geliştirdiği rejeneratif tıp yaklaşımı ile 2 yeni gelişmenin de literatüre girdiğini dile getiren Copcu, şu teknik bilgileri verdi: “Bunlardan biri Adinizer adlı ultra-keskin bıçaklarla yağ doku içindeki yağları selektif olarak ortadan kaldırarak ilk defa yağ dokudan ekstra sellüler matriks (ECM) denen, vücuttaki hücrelerin iyileşmesi, çoğalması ve hareketini kontrol eden yapıyı izole etmiştir ki bu işleme de-parenkimizasyon adı verilmiştir. İkinci olarak da iMSC’den elde edilmiş eksozomları bu deparenkimize ECM birleştirerek otologizasyon yani kendileştirme sağlamıştır. Bu 2 kavram da literatüre ilk defa girmiştir."