GÜNDEM - 09 Ekim 2024 Çarşamba 09:24

Bozdoğan’da marketler denetlendi

A
A
A
Bozdoğan’da marketler denetlendi

Bozdoğan Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, ilçe genelindeki zincir marketlerde kapsamlı bir denetim gerçekleştirdi. Halk sağlığını korumak ve vatandaşların güvenli bir şekilde alışveriş yapmalarını sağlamak amacıyla yapılan denetimlerde, ürünlerin son kullanma tarihleri, fiyatlar ve hijyen koşulları detaylı bir şekilde incelendi.


Ekipler, market raflarındaki ürünlerin son kullanma tarihlerini kontrol ederken, ürün fiyatlarının reyon etiketi ile kasada uyumlu olup olmadığını da denetledi. Ayrıca, hijyen standartlarına büyük önem veren zabıta ekipleri, depolama ve satış alanlarının temizlik kurallarına uygunluğunu gözden geçirdi.


Bozdoğan Belediye Başkanı Mustafa Galip Özel, denetimlerin düzenli olarak devam edeceğini ve kurallara uymayan işletmelere gerekli yaptırımların uygulanacağını belirtti.



Bozdoğan’da marketler denetlendi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Rize Rize’de yıllık ortalama metrekareye 2 bin 309 kg yağış düştü Yağmurun başkenti olarak bilinen Rize’de yıllık ortalama metrekareye 2 bin 309 kg yağış düştüğü belirlendi. 13 Ekim Uluslararası Afet Risklerinin Azaltılması Günü kapsamında, İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Aktaş’ın başkanlığında ve 81 ilin valisinde katılımıyla gerçekleşen İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) değerlendirme toplantısına Rize heyeti video konferans yöntemiyle katıldı. Toplantıya Rize’den Vali İhsan Selim Baydaş, Belediye Başkanı Rahmi Metin’in yanı sıra Vali Yardımcısı Murat Öztürk, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Ali Serkan Savaş, AFAD İl Müdürü Mehmet Salih Avcı, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Ümit Hüseyin Sarı, DSİ Rize Şube Müdürü Kasım Kazdal ve Karayolları Rize Şube Müdürü Burak Şara ile Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ayberk Kaya katıldı. Gerçekleşen video konferans sonrasında Vali Baydaş başkanlığında devam edilen toplantıda İRAP’a ilişkin çalışmalar, sorunlar ve öneriler ele alınarak değerlendirildi. Rize özelindeki sorunlar ile çözüm önerileri üzerinde durulduğu toplantının sonrasında yapılan açıklamada afet risklerinin azaltılma yönteminin afetlerin neden olduğu riskleri analiz ederek yönetme sürecine dayandığının altı çizildi. “Yıllık ortalama yağış miktarı metrekareye 2 bin 309 kg” Yapılan açıklamada Rize’de metrekareye ortalama 2 bin 309 kilogram yağışın meydana geldiğine vurgu yapılarak “2021-2026 yıllarını kapsayan İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) doğrultusunda, ilimiz coğrafi yapısı ve iklim koşulları göz önünde bulundurularak kapsamlı çalışmalar yürütülmektedir. Rize, Türkiye’nin en fazla yağış alan ili olup, yıllık ortalama yağış miktarı metrekareye 2 bin 309 kg’dır. Ayrıca 3 bin 600 sürekli akışı olan dere ve yaklaşık 6 bin adet kuru dere havzası bulunmaktadır. Bu doğal yapı, sel, heyelan ve taşkın gibi afetlere karşı bölgeyi hassas hale getirmektedir” ifadelerine yer verilerek geçmişten bugüne bin 255 alan afete maruz bölge ilan edildiği açıklandı. Afetle mücadele kapsamında çalışmaların devam ettiğinin hatırlatıldığı açıklamanın devamında “İlimizdeki afet risklerini minimize etmek amacıyla çeşitli haritalar oluşturulmuş, kaya ıslahı, istinat duvarları, drenaj sistemleri gibi altyapı çalışmaları ile dere yataklarının temizliği ve ıslahı sürdürülmektedir. Afet risklerini azaltma çalışmalarında Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı tarafından Devlet Su İşleri’ne (DSİ) 8 ekskavatör tahsis edilmiş, ayrıca Rize Belediyesi ve İl Özel İdaresi’ne kanal temizleme ve diğer altyapı çalışmaları için çeşitli ekipmanlar alınmıştır. 2024 yılının Ocak ayından bugüne, il genelinde 1 milyon 80 bin metreküplük dere yatağı temizliği ve 200 bin metreküplük düzenleme çalışması gerçekleştirilmiştir. Erken uyarı sistemlerinin (Meteoroloji, DSİ ve AFAD) kurulumu ile afetlere karşı hazırlıklı olmayı amaçlamaktayız. Aynı zamanda toplumun tüm kesimlerini kapsayan eğitim ve bilinçlendirme kampanyaları düzenlenmektedir. Afet öncesinde yapılan her 1 birimlik yatırımın, afet sonrasında 48 birimlik tasarruf sağladığı unutulmamalıdır” ifadelerine yer verildi.
İstanbul “Göz damarlarındaki tıkanmalar, ani görme kaybına yol açabilir” Görme kaybının 24 saat içinde geri dönmemesine ‘kalıcı görme kaybı’ denildiğinin altını çizen Göz Sağlığı Ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Nil, “Burada görmenin yavaş yavaş azaldığı durumlar daha çok dikkat çekmektedir. Mesela, katarakt, kırma kusurları, retina hastalıkları, diyabete bağlı retinopati, yaşa bağlı sarı nokta hastalığı, glokom bunlara örnek verilebilir. Göz damarlarında gelişen tıkanmalar, travma veya hastalığa bağlı göz içi kanamaları, ağrılı gelişen glokom krizi, yine ağrılı gelişen gözün ön tabakasındaki bir kornea ödemi de ani görme kaybı yapabilmektedir” dedi. Medical Park Ataşehir Hastanesi’nden Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Nil, 10 Ekim Dünya Görme Günü dolayısıyla, görme kaybına yol açan hastalıklar konusunda bilgilendirmeler bulundu. Görme olayının cisimleri şekillerinin, yerlerinin, renklerinin ve parlaklıklarının bir kişi tarafından görme fizyolojisi yolu ile ayırt edilebilmesi olduğunu belirten Uzm. Dr. Nil, “Görme fizyolojisine göz küresi, göz ile beyin arasındaki yollar ve beyindeki görme merkezleri ile yardımcı merkezler dâhildir. Göz küresinden gelen veriler, beynin arkasında bulunan primer görsel kortekste bir görüntü oluştururlar ve görüntü bu bölgede yorumlanır. Görme kaybı, bu bölgelerde veya yollardaki herhangi bir hastalık veya travma sonucu oluşabilmektedir. Her görme azalmasına direkt olarak görme kaybı diyemeyiz” diye konuştu. “Görme kaybı sebepleri” Görme kaybına yol açan durumlara değinen Uzm. Dr. Nil, “Yasal görme kaybı ya da körlük, bir kişinin görmesinin kontakt lens veya gözlük ile düzeltme işlemine rağmen yüzde 10 seviyesinin altında kalması veya görüş alanının görme alanı cihazı ile bakıldığında 20 derecenin altında kalmasıdır. Görme kaybının nedenleri geçici görme kaybı veya kalıcı görme kaybına yol açabilir. Beyin damarlarında bir tıkanma, göz içi damarlarında geçici kasılmalar, migren atakları, hafif düzeyde göz içi kanamalar gibi durumlar geçici görme kayıplarına yol açabilmektedir” dedi. “Ani görme kaybına dikkat” Görme kaybı 24 saat içinde geri dönmüyorsa, buna “kalıcı görme kaybı” denildiğini dile getiren Uzm. Dr. Nil, “Burada görmenin yavaş yavaş azaldığı durumlar daha çok dikkat çekmektedir. Mesela, katarakt, kırma kusurları, retina hastalıkları, diyabete bağlı retinopati, yaşa bağlı sarı nokta hastalığı, glokom bunlara örnek verilebilir. Göz damarlarında gelişen tıkanmalar, travma veya hastalığa bağlı göz içi kanamaları, ağrılı gelişen glokom krizi, yine ağrılı gelişen gözün ön tabakasındaki bir kornea ödemi ani görme kaybı yapabilmektedir” ifadelerini kullandı. “Risk altında olan bireyler” Görme kaybı riski altında olan bireylerden bahseden Uzm. Dr. Nil, şu bilgileri paylaştı: “Daha çok hipertansiyon, diyabet, kan elemanlarıyla ilgili pıhtılaşma sorunları, Multipl Skleroz gibi bazı nörolojik hastalıklar ve Behçet gibi bazı romatizmal hastalıkları olanlar görme azalması ve ileri dönemlerde görme kaybı riski taşımaktadırlar. Ayrıca ileri düzeyde alkol kullanımı, bazı ilaçların uzun süreli kullanımı gibi durumlarda da görme kaybı oluşabilmektedir.” “Glokom hastalığı olabilir” Glokom hastalığından da bahseden Uzm. Dr. Nil, “Göz tansiyonu denilen göz içi basıncının yükselmesi sonucu gözün arkasındaki görme sinirinin yavaş yavaş hasara uğramasına glokom hastalığı denir. Glokom yavaş ilerleyen sinsi bir hastalıktır ve çoğu belirti vermeden rutin göz muayeneleri sırasında saptanır. Erken evre sırasında saptanırsa, göz damlası ile medikal tedaviye cevap verir ancak geç evrelerde lazer müdahalesi ya da glokom ameliyatı gerektirebilir” dedi. “Göz sorunu olmayan bir kişi 2 yılda 1 muayene olmalı” Göz muayenesinin hangi sıklıkla yapılması gerektiğini ifade eden Uzm. Dr. Nil, “Göz sorunu olmayan biri 2 yılda bir düzenli olarak göz muayenesi yaptırabilir, ancak kırma kusuru ya da hastalığı olanların mutlaka 6 ayda bir, hatta hastalığın evresine göre 3 ayda bir göz muayenesi olması gerekebilmektedir” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Erzurum Lise öğrencileri tabyada tarih dersi görmeye devam ediyor Erzurum Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Palandöken Gençlik Merkezi ‘Tabya’da Tarih’ projesi kapsamında bu kez de Nurettin Topçu Sosyal Bilimler Lisesi öğrencileri Kiremitlik tabyada tarih dersi işledi. Tabya odalarında çay içip konu dinleyen öğrenciler, atalarının izinden yürüdü. Erzurum ve Türk tarihinde önemli yer tutan tabyalardan biri olan Kiremitlik Tabyada lise öğrencileri tarih dersi işlemeye devam ediyor. Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi tarafından Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’ne zimmetlenen tarihi Kirimetlik Tabya’nın bu kez konuğu Nurettin Topçu Sosyal Bilimler Lisesi öğrencileri oldu. Öğrenciler, Tarih Öğretmeni Taner Özdemir nezaretinde tabyada tarih dersi işleyerek atalarının izinden yürüdü. Erzurum Gençlik ve Spor İl Müdürü Levent Çakmur, Gençlik Hizmetleri Müdürü Zülküf Yılmaz, Palandöken Gençlik Merkezi Gençlik Liderleri ile Palandöken Gençlik Merkezi Genç Ofis Üyeleri de tarih dersine katıldı. Çay İçti Ders Dinlediler Palandöken Gençlik Merkezi tarafından kendilerine ikram edilen sıcak çaylarını içen Nurettin Topçu Sosyal Bilimler Lisesi öğrencileri Tarih Öğretmeni Taner Özdemir nezaretinde güzel ve anlamlı bir tarih dersi işlemenin gururunu yaşadı. Lise öğrencileri, atalarının vatan savunmasında kullandıkları Kiremitlik Tabya’da anlamlı bir tarih dersi işlediklerini söyledi. Tabyaların Önemini Çocuklarımıza Sunuyoruz Gençlik ve Spor İl Müdürü Levent Çakmur, Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi tarafından kendilerine zimmetlenen Kiremitlik Tabyada lise öğrencilerimize tarih bilinci aşılamaya devam ettiklerini belirterek, “Lise öğencilerimizin tarih derslerini tabyada görmelerini sağlıyoruz. Hem Tabyaların önemini hem tarihimizin önemini çocuklarımıza sunuyoruz” dedi. Palandöken Gençlik Merkezi’nin projesi kapsamında lise öğrencilerinin tarih dersini Kiremitlik Tabyada işlemesinden büyük bir memnuniyet duyduklarının altını çizen Çakmur, “Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu.
İzmir "Smyrna’dan İlhamla" 3. Uluslararası Homeros Sanat ve Edebiyat Festivali başlıyor Bayraklı Belediyesinin bu yıl üçüncüsünü düzenlediği Uluslararası Bayraklı Homeros Edebiyat ve Sanat Festivali, sanat ve edebiyat dünyasının önemli isimlerini bu yıl da bir araya getirecek. ‘Smyrna’dan İlhamla Sanat ve Edebiyat’ temasıyla 11-12 Ekim tarihlerinde gerçekleşecek festival, katılımcılara unutulmaz anlar yaşatacak. Yerli-yabancı yazar ve sanatçıların yer alacağı festival boyunca atölyeler, söyleşiler, sergiler, gösteriler, müzikal ve konserler sanatseverlerle buluşacak. Bayraklı Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilecek 3’üncü Uluslararası Bayraklı Homeros Edebiyat ve Sanat Festivali, tarih, edebiyat ve sanatla dolu etkinlikleriyle İzmirlileri büyüleyici bir yolculuğa çıkaracak. Festival, 11 Ekim Cuma günü 17.00’da Smyrna kazı alanında çeşitli atölyelerle başlayacak. Antik Heykel Atölyesi, yetişkinlere tarihin izlerini taşıyan heykelleri yeniden keşfetme fırsatı sunacak. 18.30’da yapılacak Maske Atölyesi etkinliği ile katılımcılar sanatsal becerilerini ortaya çıkaracak. 12 Ekim Cumartesi, Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’nde devam edecek festival saat 11.30’da Efe Yelbuğa’nın "Homeros’un Ağıdı" adlı resim sergisi ile başlayacak. 12.00’da açılış konuşmalarına geçilecek. 12.30’da Prof. Dr. Ersin Doğer, Prof. Dr. Cumhur Tanrıver ve Prof. Dr. Akın Ersoy’un konuşmacı olarak katılacağı “Bayraklı, İzmir ve Homeros’un Kökleri” başlıklı söyleşi gerçekleştirilecek. 13.30’da “Antik Çağ’dan Günümüz Türk Şiirine Homeros’tan Alınan İlham” başlıklı oturumda, Ayşen Şahin moderatörlüğünde; Mahmut Temizyürek, Onur Behramoğlu ve Eren Aysan konuşmacı olacak. 14:45’te Ünsal Ünlü’nün moderatörlüğünde Lale Müldür, Altay Öktem ve Hidayet Karakuş’un konuşmacı olacağı “Bayraklı’nın Antik Köklerinde Mitoloji ve Gerçeklik” oturumu katılımcılarla buluşacak. 15.45’te festival; dünyaca ünlü arp sanatçısı Şirin Pancaroğlu ve ud sanatçısı Bülent Okan’ın eşsiz dinletisiyle taçlanacak. 17:00’da Eren Aysan moderatörlüğünde "Coğrafya ve Düşünsel Zenginlik Günümüzde Felsefenin Yolculuğu" söyleşisi, Yalın Alpay, Murat Menteş ve Christos Kafteranis’in katılımıyla gerçekleşecek. 18:30’da “İzmir Aşkına 8500 Müzikali” ile sanatseverler tarihin büyülü yolculuğunda gezintiye çıkacak. Saat 20.00’da ise Hüsnü Arkan ve Dengin Ceyhan "Kırk Yıl Sonra" konseri ile sahne alacak. Festivalin finalinde katılımcılar unutulmaz anlara tanıklık edecek. Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal, "Homeros, bugün bizim yaşadığımız topraklar üzerinde yaşamış, dünya edebiyatına önemli eserler bırakmış eşsiz bir miras! Bu mirasa sahip çıktığımız için çok mutluyuz. Adına düzenlediğimiz Uluslararası Edebiyat ve Sanat Festivalinin bu yıl üçüncüsünü düzenliyoruz ve önümüzdeki yıllarda daha büyük etkinliklerle bu tarihi ve kültürel mirası gelecek nesillere aktarmak istiyoruz. İzmir’in kalbinde, tarih ve sanat dolu festivalimize tüm sanatseverleri bekliyoruz" dedi.
Denizli Ağrılara dayanamayan hasta, 6 yıldır aradığı şifayı Tekden Hastanesinde buldu Denizli’de ileri derecede KOAH hastası olduğu gerekçesiyle 2018 yılından beri gittiği hastanelerde anesteziye uygun görülmeyen yaşlı kadın, Özel Tekden Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Yunus Acar’ın kendisini uyutmadan yaptığı safra kesesi ameliyatıyla sağlığına kavuştu. Safra kesesindeki taşlar nedeniyle dayanılmaz ağrılar çeken Meltem Doğru, 2018 yılından bu güne kadar çeşitli sağlık kuruluşlarına müracaat ederek şifa aradı. İleri evre KOAH hastalığı nedeniyle genel anesteziye uygun görülmeyen yaşlı kadın, müracaat ettiği hastanelerde bu gerekçe ile ameliyat edilmedi. Denizli Özel Tekden Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Yunus Acar ile tanışan yaşlı kadın, kendisini 6 yıldır çektiği acılardan kurtaracak tedavi sürecine girdi. Genel anestezi verilmeden spinalin anesteziyle belinden uyuşturulan hasta, uyutulmadan kapalı yöntem ile yapılan safra kesesi ameliyatıyla sağlığına kavuştu. “Belden uyuşturma ile spinal ve genel anestezi vermeden kapalı ameliyat yapmak mümkün” Hastanın genel anesteziye uygun görülmediği için çoğu hastanelere gezdiklerini ama hastayı uyutmadan kapalı belden uyuşturmayla ameliyat kararı verdiklerini ve başarılı geçen ameliyatın ardından sağlığını kavuştuğunu belirten Genel Cerrahi Op. Dr. Yunus Acar, “Hastamızın ileri evre KOAH hastalığı nedeniyle genel anesteziye uygun görülmediği için çoğu hastanede ameliyat olamaz demişler. Hastada safra kesesinden kaynaklı, safra kesesi taşlarından kaynaklı ağrılardan çok mustarip olduğunu söyledi. Bu durumda biz de anestezi ekibimizle birlikte belden uyuşturmayla, spinalin anestezi ile genel anestezi vermeden, hastayı uyutmadan kapalı yöntem ile safra kesici ameliyatını yapabileceğimizi karar verdik. Aynı şekilde gün içerisinde hastamız sabah geldi, aynı gün ameliyatını oldu. Ertesi günde hastamızı herhangibi bir sorun olmadan taburcu ediyoruz. Belden uyuşturma ile spinal anestezi ile genel anestezi vermeden bu ameliyatı kapalı yapmak mümkün” şeklinde konuştu. “2018’den beri hastaneye geziyoruz, çareyi burada bulduk” Annesiyle birlikte birçok hastaneye gittiklerini ama hiçbirinin kabul etmediğini ve en sonunda Tekden Hastanesi’ne gelip annesinin sağlığını kavuştuğunu belirten hastanın oğlu Metin Doğru ise “Muş’tan geliyoruz. Annemi bir sürü hastaneye götürdüm ama tedavi için hiçbiri yanaşmadılar. İstanbul, Erzurum gibi yerlerdeki hastanelere gittik ama yanaşmadılar. Denizli’de Yunus Hoca’yı yönlendirdiler. Şimdi buraya getirdik. Allah’a şükür annemin durumu çok iyi. Çok teşekkür ederiz. Safra kesesinde ve bir de annem KOAH hastası. Kendisini 2018’den beri birlikte her hastaneye gezdik ama dediğim gibi yanaşmadılar. Şimdi Yunus Hoca’nın yanına getirdik ve iyileşti. Tekden Hastanesi’ne ve Yunus Hocamıza çok teşekkür ederiz” dedi.