ÇEVRE - 01 Kasım 2024 Cuma 14:16

Antalya’da kişi başına düşen yeşil alan miktarı 8.3 metrekare

A
A
A
Antalya’da kişi başına düşen yeşil alan miktarı 8.3 metrekare

Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Peyzaj Mimarları Odası Antalya Şubesi işbirliğinde düzenlenen ‘Sünger Kent Antalya” Sempozyumu’na katılan Başkan Muhittin Böcek, 2009 yılından bu yana 2 milyonun üzerinde fidan diktikleri Antalya’da kişi başına düşen yeşil alan miktarının 8.3 metrekare olduğunu söyledi. Böcek, “Geleneksel belediyecilik anlayışının dışına çıkarak ülkemizde ve dünyadaki iyi uygulamaları takip eden, sorunlara inovatif çözümler bulan, kısa vadeli değil geleceği düşünen bir yerel yönetim vizyonuyla hareket ediyoruz. Antalya’yı daha yaşanabilir, daha sürdürülebilir bir kent haline getirmek için el birliğiyle çalışmaya, ortak akılla, tekniğin ve bilimin ışığında hareket etmeye devam edeceğiz” dedi.



Antalya Büyükşehir Belediyesi, Peyzaj Mimarları Odası Antalya Şubesi işbirliğinde AKM Perge Salonu’nda ‘Sünger Kent Antalya’ Sempozyumu düzenlendi. Kentsel taşkınlara mücadele etmek ve şehirlerde su yönetimini iyileştirerek, yeşil alanları korumayı amaçlayan sünger kent tasarımlarına ilişkin teorik bilgilerin, uygulama örnekleri ve saha uygulamalarının ele alındığı sempozyumun açılışına Antalya Büyükşehir Başkanı Muhittin Böcek, Peyzaj Mimarları Odası Antalya Şube Başkanı Gülsüm Kıldan, meslek odaları, yurtiçi ve yurtdışından uzmanlar, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.



“Sünger kent yaklaşımı önemli”


Sempozyumun açılışında konuşan Başkan Böcek, hızlı kentleşme ve iklim değişikliği gibi etkenlerin sürdürülebilir gelecek için şehirlerin karşısına çıkan zorluklar olduğunu ifade etti. Bu noktada, "sünger kent" yaklaşımının, şehirlerin bu zorluklarla başa çıkabilmesinde çok önemli katkılar sağladığını kaydeden Başkan Muhittin Böcek, “Sünger kent uygulamaları, doğal ekosistemlerin şehir içinde yeniden canlandırılmasını ve su yönetiminin doğal yöntemlerle yapılmasını hedefliyor. Sel baskınlarına karşı mücadelemize ve su kıtlığına karşı alacağımız önlemlere büyük katkı sağlayacaktır” dedi.


Sünger kent yaklaşımının su kaynaklarının korunmasına yardımcı olmasının yanında şehirlerin iklim değişikliğine karşı dayanıklılığını da artırdığına dikkat çeken Başkan Böcek şöyle devam etti: “Yeşil altyapı ve doğa temelli çözümler ile yaşam alanlarımızı daha sağlıklı, daha yaşanabilir hale getirmemize yardımcı olur. Biz Antalya Büyükşehir Belediyesi olarak geleneksel belediyecilik anlayışının dışına çıkarak ülkemizde ve dünyadaki iyi uygulamaları takip eden, sorunlara inovatif çözümler bulan, kısa vadeli değil geleceği düşünen bir yerel yönetim vizyonuyla hareket ediyoruz.”



“Kişi başına düşen yeşil alan miktarı 8.3 metrekare”


Büyükşehir Belediyesi olarak yeşil alanları arttırmanın yanı sıra iklim krizine dirençli bir kent olma noktasında Türkiye’ye örnek olan çalışmalara imza attıklarını dile getiren Başkan Böcek, şunları anlattı: “2019 yılından bu yana dikimini ve dağıtımını sağladığımız 2 milyonun üzerinde fidan, oluşturduğumuz hatıra ormanları, park ve yeşil alanların da katkısıyla şu anda Antalya’mızda kişi başına düşen yeşil alan miktarımız 8.3 metrekaredir. Türkiye’de kurakçıl peyzaj çalışmalarını ilk uygulayan belediye olarak yüzde 50 su ve enerji tasarrufu, ayrıca yüzde 30 işçilik, ilaç ve gübre tasarrufu sağlıyoruz. 10 bin metrekare sera alanlarımızda her yıl 10 milyon adet çiçek üretimi, 500 bin çalı bitkisi üretimi ve susuzluğa dayanıklı 1 milyon “sıcak iklim çim fidesi” üretiyoruz. Mevcut çim alanlarımızda 420 bin metrekare alanı sıcak iklim çimine dönüştürdük. Sünger kent uygulamaları ile de bu çalışmalarımızı arttırmak istiyoruz”


Sempozyumda sünger kent modelinin uygulanması konusunda Avrupa’daki iyi örneklerin ele alınacağını, konunun uzmanları ile uygulama yapılabilecek pilot alanlar ve metotların belirleneceğini söyleyen Başkan Muhittin Böcek, ayrıca sempozyumun sürdürülebilir şehircilik ve doğayla uyumlu yaşam alanları oluşturma konularında yeni çözümler geliştirmek için büyük fırsatlar sunacağını kaydetti. Sempozyumun, sürdürülebilir şehircilik konusunda yeni iş birliklerine, yenilikçi projelere ve farkındalığın artmasına katkı sağlamasını dileyen Başkan Böcek, sözlerini şöyle tamamladı: “Hep birlikte, Antalya’yı daha yaşanabilir, daha sürdürülebilir bir kent haline getirmek için el birliğiyle çalışmaya, ortak akılla, tekniğin ve bilimin ışığında hareket etmeye devam edeceğiz.”



Felaketlere karşı dirençli yapılar


Sempozyum da konuşan Peyzaj Mimarları Odası Antalya Şube Başkanı Gülsüm Kıldan da sünger kent uygulamasını ve faydalarını anlatarak, “Bu sempozyum ile amacımız doğanın kendini yenileme ve sürdürülebilir kapasitesini kentsel yapılara adapte edebilmek ayrıca çevresel, sosyal ve ekonomik değerlerini gözeten bütüncül bir yaklaşım içermektedir” dedi.



Uzmanlardan sunumlar


Sempozyumda Antalya Büyükşehir Belediye Park ve Bahçeler Daire Başkanı Çiğdem Hacıoğlu tarafından “Antalya Büyükşehir Belediyesi İklim Krizine Uyum Çalışmaları” başlıklı sunum yapıldı. ‘Sünger Kent Antalya’ Sempozyumunda Peyzaj Yüksek Mimarı Thomas Roth katılımcılara “Avrupa Ülkeleri Peyzaj Projelerinden İklim Krizi ile Mücadele Yöntemleri” hakkında bilgi verdi. Ardından Peyzaj Yüksek Mimarı Astrid Schröder-Holzhacher ve Thomas Roth tarafından “Sünger Şehirlerin Genel Prensipleri” başlıklı ortak sunum gerçekleştirildi.


Konuşmaların ardından, Antalya Büyükşehir Başkanı Muhittin Böcek sempozyuma katılanlara plaket takdim etti.



Antalya’da kişi başına düşen yeşil alan miktarı 8.3 metrekare

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Rize Rize’de sürekli kazaların olduğu bölge şoför esnafını canından bezdirdi Rize’nin Pazar ilçesinde bir çok kazanın yaşandığı bölge, şoför esnafını canından bezdirdi. Pazar Şoförüler Odası Başkanı Osman Yüksel, “Havalimanı olan bir yerde yabancı insanlar geldiği zaman, burada kaza yaptığı zaman bu da bir daha gelmez buralara. Burada birinin mi ölmesi lazım?” dedi. En son 29 Ekim Salı günü 2’si ağır 4 kişinin yaralandığı kaza ile gündeme gelen kavşakta vatandaşlar ve şoförler bir önlem alınmasını istiyor. Sürekli kazaların meydana geldiği bölgede yapılabilecek bir köprülü viyadük ile sorunun ortadan kalkacağına dikkat çekmek isteyen Yüksel, “Yıllardan beri burayla ilgili, kavşakla ilgili, viyadük yapılmasıyla ilgili çok talepte bulunduk. Ulaştırma Bakanlığı’na bir yazı yazdık. Belediye meclisinde karar çıkarıp Ulaştırma Bakanlığına yazı ile köprülü kavşak istedik. Karayolları ‘Burada hacim küçük’ diyor. Yani ‘Geniş alan yok’ diyor. Peki burada geniş alan yoksa, Gündoğdu’daki o küçücük alanda viyadük yapıldı. Pazar’a girecek olan arabalar otobandan geçecek gidecek, Pazar’a gelecek olan adam viyadükten geçecek Pazar’a girecek. Çok basit bir örneği Pazar’ın çıkışında yapılan yerde de var” dedi. “Burada birinin mi ölmesi lazım?” 29 Ekim Salı günü kavşakta meydana gelen ve 2’si ağır 4 kişinin yaralanmasına sebep olan kazadan örnek veren Yüksel, “Burada kaza oranlarına baktığımız zaman iki gün önce 4 kişi ağır yaralandı. Hatta hastaneye de gittim. 2’si burada yatıyordu, 2’sini Rize’ye kaldırdılar. Baktığımda yoğun bakımda olduğunu öğrendim. Havalimanı olan bir yerde yabancı insanlar geldiği zaman, burada kaza yaptığı zaman bu da bir daha gelmez buralara. Burada birinin mi ölmesi lazım? Mesela bak bugün iki tane çocuğumuz yoğun bakımda yatıyor. Lütfen yetkililere sesleniyorum. Yazmadığımız yazı yok. Karayollarından tut, Ulaştırma Bakanlığı’ndan tut, belediyeden tut, meclisten çıkardığımız karar var, örnekleri var. Geçtiğimiz gün ki kazadan sonra artık dönüm noktasına geldik” şeklinde konuştu. “Buraya geldiği zaman korkuyla geliyor” Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’ndan bölgede bir inceleme yağmasını rica ettiklerini dile getiren Yüksel, "Bu kadar yollar yapan devletimiz, bölgede olsun, Türkiye’de olsun, karayollarında olsun, yapılan bu sahada güzel şeyler varken Ulaştırma Bakanımızın şurada 5 dakika durup, şurayı bir incelemesini istiyorum. Lütfen yetkililere, Valime, kaymakama sesleniyorum. Lütfen Ulaştırma Bakanımıza Pazar’da böyle bir sıkıntı olduğunu, burada kazalar meydana geldiğini, hatta şu anda 2 tane çocuğumuz yoğun bakımda kaldığını söyleyin. Bu havalimanının olduğu bir yerde kaza olmasını istemiyorum. Artık millet canından bezdi. Buraya geldiği zaman korkuyla geliyor. Buradan geçen arabalar korkuyla geçiyor. Burada viyadük yapmak, köprülü viyadük yapmak çok basit. Ulaştırma Bakanı’na sesleniyorum, lütfen burada geçerken burada beş dakika durup bir incelemenizi istiyorum. Biz Pazar halkı olarak buradan çok mağduruz” ifadelerini kullandı.
Ankara Bakan Yumaklı: “Amacımız hayvan hastalıklarının Türkiye’nin farklı noktalarına taşınmasının engellenmesi” Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ankara Veteriner Yol Kontrol ve Denetim İstasyonu’nun açılışında, diğer bazı illerde de kurulacak istasyonlarla bulaşıcı hayvan hastalıklarının yayılmasını önlemeyi amaçladıklarını söyledi. Alınan tedbirlerle şap hastalığının geçen yıla göre yüzde 78 oranında azaldığını belirten Bakan Yumaklı, "Bakanlık olarak üretimin, gıda arz güvenliğinin son derece önemli olduğunu dikkate alıyoruz” dedi. Ankara’nın Elmadağ ilçesinde kontrolsüz hayvan hareketlerinin önlenmesi ve yapılacak denetimlerle bulaşıcı hayvan hastalıklarının yayılmasını önlemek amacıyla ‘Ankara Veteriner Yol Kontrol ve Denetim İstasyonu’ açıldı. İstasyonun açılışında konuşan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, hayvancılıkta verimli ve kaliteli üretimi artırmak için gelecekteki 5 yılı kapsayacak ‘Hayvancılık Yol Haritası’nın şubat ayında kamuoyuyla paylaşıldığını hatırlattı. Yol haritası kapsamında alınan kararların hepsinin uygulandığını kaydeden Yumaklı, “Bunların başında gelen en önemli husus üretim planlaması idi. Hayvansal ve su ürünlerinde 1 Ocak 2024, bitkisel ürünlerde 1 Eylül 2024 itibarıyla üretim planlamasını yürürlüğe soktuk. Özellikle planlı üretimimizi destekler nitelikteki hayvancılıkta yeni destekleme modelini de yine bitkisel üretim ve su ürünlerinde olduğu gibi hayata geçirmiş durumdayız. Ayrıca genç kardeşlerim ve kadın girişimcilerin tarımsal üretimin içerisinde kalması için ilk defa gençlere ilave destek verdik. Artı olarak hayvancılıkta sigorta olarak gördüğümüz aile işletmelerinin de desteklenmesi söz konusu. Bu destek paketinin en önemli kalemlerinden birisi de bu oldu ve olmaya devam edecek. Et ve Süt Kurumu ile Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün iş birliğiyle ülkemizdeki hayvansal üretimin hem materyal sağlama açısından hem de piyasa delegasyonu açısından önemli bir işlem görmesi sebebiyle hayvancılıkta üretimi geliştirme projesi başlattık. Bu da hamdolsun devreye alındı, çok hızlı bir şekilde devam ediyor. Bütün bunları yapabilmek için de hayvan sağlığının çok önemli olduğunu her zaman için vurguladık. Aşı programımızı değiştirdik. Yol kontrol noktalarını artırdık. Ayrıca bu tesis gibi tesisleri Erzurum’da ve Elazığ’da devreye koyduk. Amacımız hayvan hastalıklarının Türkiye’nin farklı noktalarına taşınmasının engellenmesi” diye konuştu. “Başka illerimizde de istasyonlar açacağız” Hayvan sağlığına ayrı bir önem verdiklerini belirten Bakan Yumaklı, “Şimdi bu istasyonların önemi nedir? Hayvansal hastalıkların ülke ekonomisine o kadar büyük bir negatif etkisi var ki, bunlarla alakalı yaptığımız her iyileşme hem üretiminize hem de ülke ekonomisine katkı anlamını taşıyor. Yılda iki defa yapılan şap aşısını üç doza çıkarttık. Uzun zamandır şap hastalığı haberi görmez olduk. Çünkü aldığımız tedbirlerle şap hastalığını geçen yıla göre yüzde 78 oranında azalttık. Bundan sonra da Çankırı ve Kayseri başta olmak üzere veteriner noktalarını oluşturacağız. Buradaki amacımız bilerek ya da bilmeyerek, doğrudan ya da dolaylı olarak hasta olma potansiyeli ya da hastalığı içeren hayvanların hareketlerinin yurt içi ya da dışındaki diğer noktalara bulaşmasını engellemek. Bakanlık olarak üretimin, gıda arz güvenliğinin son derece önemli olduğunu dikkate alıyoruz” dedi. İstasyonun açılışına Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ankara Valisi Vasip Şahin, vatandaşlar ve davetliler katıldı.
Eskişehir Kadın Sağlığı Eğitimi Projesi ile 1 yılda 256 bin 711 kadına ulaşıldı Eskişehir Valiliğince, Vali Hüseyin Aksoy’un eşi Hülya Aksoy’un koordinatörlüğünde yürütülen Kadın Sağlığı Eğitimi Projesi’nin değerlendirme toplantısı yapıldı. Eskişehir Valiliği himayesi ve Vali Hüseyin Aksoy’un eşi Hülya Aksoy’un koordinatörlüğünde yürütülen Kadın Sağlığı Eğitimi Projesi’nin, 1 yıllık sonuçlarının aktarıldığı değerlendirme toplantısı Eskişehir Şehir Hastanesi’nde yapıldı. Programda İl Sağlık Müdürlüğü personeli Seval Çalışkan Pala, proje hakkında bilgilendirici sunum gerçekleştirdi. “İl genelinde 342 bin 716 kadından 256 bin 711’ine ulaşılmıştır” Daha sonra kürsüye çıkan Vali Aksoy, konuşmasında projeye dair verilere değindi. Eskişehir Kadın Sağlığı Eğitimi Projesi’nin başarıyla devam ettiğini belirten Aksoy geçen yıl başlatılan Eskişehir Kadın Sağlığı Eğitimi Projesi ile iki yıl içinde Eskişehir’de 15-69 yaş arası tüm kadın nüfusuna ulaşmayı hedeflediklerinin altını çizdi. Vali Aksoy, "28 Ekim 2024 itibariyle, il genelinde 342 bin 716 kadından 256 bin 711’ine ulaşılmıştır. Özellikle meme kanseri gibi önemli sağlık sorunlarına karşı erken teşhisin önemi büyüktür. Eğitim çalışmalarımızda kadınlarımızı, normal doğumun ve anne sütünün önemi, kadına yönelik şiddet ve bağımlılıklarla mücadele konularında da bilinçlendirmeyi hedefledik. Bu projede, İl Sağlık Müdürlüğü ekiplerimiz, kaymakamlarımız, sağlık çalışanlarımız ve değerli eşim proje koordinatörü olarak önemli roller üstlenmiştir. Kadınlarımızın ayağına giderek bu eğitimleri sunan tüm çalışanlarımıza teşekkür ediyorum." Vali Hüseyin Aksoy, Milletvekili Ayşen Gürcan ve diğer protokol üyeleri tarafından proje kapsamında çalışma yapan sağlık çalışanlarına teşekkür belgesi vermesi ile program sona erdi.