POLİTİKA - 08 Ekim 2024 Salı 14:29

Yeniden Refah Genel Başkanı Erbakan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu bir araya geldi

A
A
A
Yeniden Refah Genel Başkanı Erbakan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu bir araya geldi

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu bir araya geldi.


Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, partisinin genel merkez binasında Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu ve beraberindeki heyet ile bir araya geldi. Heyetler arası gerçekleştirilen görüşmede, son dönemde Türkiye’de yaşanan cinayetler, bölgesel sorunlar ve TBMM’de yapılabilecek iş birliği konuları ele alındı. İkili, yaklaşık bir saat süren görüşmenin ardından ortak basın açıklaması yaptı.


İki Genel Başkan, hayatını kaybeden Saadet Partisi Kurucu Genel Başkanı Recai Kutan’a Allah’tan rahmet, sevenlerine ise baş sağlığı diledi.


“Devlet kızlarını ve çocuklarını koruyamaz hale gelmişse hepimizin 10 kere düşünmesi lazım”


Türkiye’nin kritik süreçlerden geçtiğini vurgulayan Davutoğlu, “Geçtiğimiz hafta içerisinde İstanbul’da yaşanan cinayetler dahi toplumdaki iki önemli çözülmeyi gözler önüne serdi. İkbal kızımız ve Ayşenur kızımızın katledilmeleri, Narin kızımızın hala katilinin bulunmamış olması ve cinsel tacize uğrayan 2 yaşındaki Sıla kızımızın ise hayatını kaybetmesi bir toplumda iki şeyin işaretidir. Birisi ahlaki bozulma, çürüme ve kamu düzeni eksikliği. Eğer bir devlet, yargı sistemi ve kamu yönetimi bir masum kızın katlinden sonra katilini bir ayı geçmiş sürede katilini bulamadıysa, genç kızlarını ve çocuklarını koruyamaz hale gelmişse hepimizin 10 kere düşünmesi lazım” ifadelerini kullandı.


“Ben de hükümete sormak istiyorum; siz ne yapıyorsunuz?”


TBMM’de bugün kapalı oturumda Gazze ve Lübnan meselesinin konuşulacağını dile getiren Davutoğlu, “Baktığımızda ne ülke olarak Türkiye’nin ne İslam dünyasının ne de uluslararası toplum ve BM’nin bu büyük insanlık katliamlarına cevap bulduklarını söylemek mümkün değil. Kimse topu başkasına atmasın. İslam ülkelerini ve dünyayı kritik edebiliriz, yüksek sesle slogan atabiliriz. Katliam birinci yılını doldurdu ama insanlar dönüp siz ne yapıyorsunuz? Derler. Ben de hükümete sormak istiyorum; siz ne yapıyorsunuz? Gittikçe İsrail’e yönelen ticaretin tekrar artmaya başladığı hiçbir müeyyidenin uygulanmadığı yerde kapalı meclis oturumunda söylenecek sözlerin anlamı kalmaz” açıklamasında bulundu.


“Mecliste Güçlü bir üçüncü blok için hepimizin gerekli fedakarlığı yapması lazım”


Türkiye’de kutuplaşma ve partiler arasında bölünme gibi iki büyük siyasi tehlike gördüğüne vurgu yapan Davutoğlu, “Ahlaki çürüme, kamu düzeni bozukluğu, bölgesel sorunlar gibi sorunlarda aynı hassasiyeti taşıyan partilerin bir araya gelmesi, mümkünse bazılarının birleşmesi, mümkün değilse en azından bu aşamada mecliste güçlü bir üçüncü blok oluşturması bizim siyasi tercih ve düşüncemizdir. Bu konuda hepimizin gerekli fedakarlığı yapması lazım. Böyle bir bloğun oluşması hem iktidarı terbiye edecektir ve yanlışlardan uzaklaştıracaktır hem de" iktidardan kopmakta olan geniş kitlelere alternatif oluşturacaktır” değerlendirmesinde bulundu.


Erbakan ise görüşmede Türkiye’nin, Tük milletinin temel sorunlarını ele aldıklarını ve karşılıklı fikir alışverişinde bulunduklarını dile getirerek, “Bunların en başında gelenlerden bir tanesi Türkiye’deki kadın ve çocuk cinayetleri ve bu noktada yasaların yeterli olmaması sebebiyle toplumdaki ahlaki erozyon nedeniyle bu gibi sorunlarla karşı karşıya olduğumuzu ortaya koyduk. Sıla, narin, İstanbul’da katledilen 2 kızımız ve yine İstanbul’da bir kadın polisi şehit eden zanlının 26 ayrı suçtan suç kaydının bulunması ve hiçbir zamanda hapse girmemiş olmaması ceza infaz sisteminin de çöktüğünü gösteriyor. Bu noktada kasten adam öldürmeye yönelik suçlarda idam cezası gibi caydırıcı cezanın olmaması bu gibi cinayetlerin ardı arkası kesilmeden devam etmesine yol açıyor” açıklamasında bulundu.


“Kürecik Radar Üssünün kapatılmasına yönelik herhangi girişim göremiyoruz”


İsrail’in Gazze’den sonra Lübnan’da da saldırılarına devam etmesi ve adım adım ‘Büyük İsrail’ hedefine yürümek istemesinin çok önemli bir tehdit olduğunu söyleyen Erbakan, “Mevcut iktidarın maalesef gerekli adımları atmadığını ve hala da atmamakta olduğunu görüyoruz. 20 sene boyunca D-60 hedefine ulaşılabilirdi. İslam ülkeleri bir araya toplanıp bir yaptırım ortaya konmaları sağlanabilirdi. Maalesef bundan uzak duruldu. Bunun arkasından İsrail’le ticaret geçen yıllar içerisinde 4-5 misli artırıldı. Arkasından İsrail’in NATO’da ofis açmasına onay verildi. Şuanda da Azerbaycan petrolü, Bakü-Ceyhan Petrol Boru Hattı üzerinden İsrail’e yakıt olarak ulaşmaya devam ediyor. Kürecik Radar Üssü asıl olarak İsrail’i İran füzelerine karşı korumak üzerine kurulmuş bir üs. Bunun kapatılmasına yönelik herhangi girişim göremiyoruz” dedi.


Erbakan, TBMM’de bulunan yeni yasama yılında daha aktif olarak rol olabilmek adına iş birliğini ele aldıklarını kaydederek, “Bununla ilgili önümüzdeki dönemde görüşmelerimizi devam ettireceğiz” şeklinde konuştu.


İkili basın açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı.


“Mecliste güçlü bir grubun oluşturulmasına yönelik görüşme yapıldı”


Bir gazeteci tarafından gelecekte gerçekleştirilecek toplantıların yol haritasının nasıl şekilleneceğini sorması üzerine Erbakan, “Partilerin birleşmesi herhangi bir partinin kapanıp diğer bir parti ile birleşmesinden ziyade bu aşamada TBMM’de güçlü bir grup oluşturulması ve bu grup sayesinde mecliste daha etkin rol alınması konusunda görüşme yaptık. Belki seçime yakın dönemde bu grubu oluşturan partiler arasında seçim ittifakının da gündeme gelmesi söz konusu olabilir ama onun için şu anda erken. Öncelikle olarak mecliste güçlü bir grubun oluşturulmasına yönelik görüşme yapıldı” cevabını verdi.


“Bahçeli’nin bugünkü açıklamalarını son derece olumlu buldum”


MHP lideri Devlet Bahçeli’nin bugünkü TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşma esnasında sarf ettiği “Uzattığım el ’Türkiye partisi olun’ teklifidir, milli birlik ve kardeşliğimizin mesajıdır” sözlerinin sorulması üzerine Davutoğlu, “Ben çok olumlu değerlendiriyorum. Türkiye’nin artık kutuplaştırıcı dilden ve dışlayıcı dilden birleştirici bir siyasi dile dönmesi lazım. Bahçeli’nin bugünkü açıklamalarını son derece olumlu buldum. Yeni dönemde ümit ederiz ki siyasi partiler birbirlerine daha nazik ve siyasi ahlaka uygun şekilde davranırlar” diye konuştu.


“Başta siyasiler olmak üzere diyaloğun ve müzakerenin hoşgörünün hakim olması faydalı olacaktır”


Erbakan ise aynı soruya şu cevabı verdi:


“Yeniden Refah Partimiz kurulduğu günden beri siyasette nezaketin ve zarafetin hakim olması gerektiğini açık bir şekilde ifade ediyor. Bu noktada kutuplaşma, çatışa gibi bir durumdan kurtulmak ve her kesimden insanımız arasında başta siyasiler olmak üzere diyaloğun ve müzakerenin hoşgörünün hakim olması faydalı olacaktır. Bu çerçevede biz de kendisinin adımını olumlu görüyoruz. Bizim bugün Gelecek Partisi ile yapmış olduğu görüşmede kendisinin bu açıklamalarına paralel bir görüşmedir.”



Yeniden Refah Genel Başkanı Erbakan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu bir araya geldi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Dünyanın ‘en modern’ mobilya fuarı KUMSmall’da kapılarını açtı Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük karma AVM’si olan KUMSmall AVM’de dünyanın en modern mobilya fuarı mottosuyla düzenlenen Mobilya Fuarı, kapılarını ziyaretçilerine açtı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından KUMSmall AVM’de açılan Mobilya Fuarı’na Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, Ticaret Bakan Yardımcısı Volkan Ağar, Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürü Mehmet Ali Kılıçkaya, Kayseri Mobilyacılar Odası Başkanı ve KUMSmall AVM Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Sarıkaya, protokol üyeleri, firma temsilcileri ve vatandaşlar katıldı. Programın açılış konuşmanı yapan Kayseri Mobilyacılar Odası Başkanı ve KUMSmall AVM Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Sarıkaya, “Böyle değerli bir alanı yaptık ama bu değerli alanı hem Kayseri ve bölgemizde hem de Türkiye’de insanlarımıza anlatmak zorundayız, tanıtmak zorundayız. Ticaretteki iddiamızı da ortaya koymak zorundayız. Burası doğal bir fuar alanı. Gerçekten böyle bir güzel bir merkezde yaklaşık 200 tane mağazamızda net 120 bin metrekare alanda mobilyamızı ürünlerimizi sergiliyoruz. Bunu da farklı bir anlayışla dünyanın en modern fuar alanı diyerek farklı bir pazarlama tekniğiyle hem Türkiye’de hem de dünyada ki büyük pasta arenasından pay almak adına Yeni bir vizyonla sahneye çıkıyoruz. Nisan ayında yine buradaydık. Sayın Bakanımız, sayın Valimiz, belediye başkanlarımız o dönem Modaşov adı altında bir festival gibi başlamıştık. Mayıs ayında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nden sağ olsun Ticaret Odası Başkanımız Ömer Gülsoy başkanımızın da çok büyük destekleriyle fuar düzenleme yetki belgemizi aldık. Şu an tamamıyla bir fuar statüsünde, fuarlar takvimine girmiş olarak bu organizasyonu yapıyoruz. İnşallah önümüzdeki Nisan ayında da çok daha farklı bir organizasyona imza atacağız. Mobilyalar Odası’nda ben 1992 yılında başladım. 2000-2001 yıllarında da Dünya Ticaret Merkezi’nde eski fuar alanı dediğimiz yerde de ilk mobilya fuarları yaptığımız günleri inanın dün gibi hatırlıyorum. Şu anda fuar ibaresiyle başlayınca o günler aklımıza geldi. Çadırlarda düzenlemiştik. Hatta bir Haziran ayında çok ciddi bir yağmur yağmıştı ve ürünlerimiz sular altında kalmıştı. Bugün de mobilya fuarı olarak yola çıktık. Yerleşik mağazalarımızda Türkiye’mizin en önemli mobilya markaları var. Fakat ara koridorlarımızda ve özellikle yukarıda da o gün ilk defa fuara katılmaya zorladığımız firmalarımız gibi bugün de gel seni vitrine çıkaralım diye fuara çekmeye zorladığımız KOBİ’lerimiz, orta boy büyüklükteki KOBİ’lerimiz, küçük KOBİ’lerimiz var. Bu günün büyükleri o günün inanın 20-22 yıl öncesine döndüğümüzde onlar da inanın çok farkları yoktu. Bu işte cesaret işi. Biz bu işi daha önce yaptık. Dünya fuarlarını çok kez ziyaret ettik. İnşallah bundan sonraki özellikle Nisan’daki fuarımızın da çok daha profesyonel ve yurt dışı kaynaklı buradan tüm haziruna bakanımıza, valimize ve sizlere söz vererek sözlerime devam etmek istiyorum. Kayseri’miz bildiğiniz gibi Türkiye mobilya sektöründe lider üretim şehri. 3 OSB’si 8 küçük sanayi sitesi var. Benim kendi odamda 2 bin yirmi küsur tane kayıtlı üyem var. Sanayi ve ticaret odamızla beraber de 4 binden fazla bu şehirde mobil üretimiyle iştigal eden firmalarımız var. Böyle bir büyüklüğümüz olmasına rağmen Türkiye’nin dünya ticaretindeki payı yüzde 1,5 ve Kayseri’mizin dünya ticaretindeki payı da binde 3. Yani 300 milyar dolar. Türkiye’nin payı 4,5 milyar dolar Kayseri’mizin payı 1 milyar dolar. İşte bizim asıl derdimiz tasamız, kaygımız tamamı bu. Biz ülke olarak, şehir olarak neden dünya pazarlarından böyle küçük bir pay alıyoruz. Öncelikle bizim bir araya gelmemiz gerekiyordu. KUMSmall ve bu bulunduğumuz sanayi sitesinde bu fiziki kümelenmeyi yaptık. KUMSmall’da da şu anda her bir firmamızın yurt dışında tek başına mücadele etmesi yerine biz artık bu sahnede KUMSmall olarak varız. Hem Kayseri mobilyası hem de Türk mobilyası için artık inşallah dünyadaki tüm fuarlarda ki özellikle bilinçli bir şekilde Nisan ayında sayın bakanımız ve İhracat Genel Müdürümüz buradalardı. Bu sefer de bizi kırmadılar. Teşekkür ediyoruz” dedi. Sarıkaya, sürdürülebilirlik için var güçleri ile çalıştıklarını söyleyerek, “Ticaret Bakanlığımızın çok inanılmaz yurt dışında teşvikleri, destekleri var. KUMSmall olarak biz bunlardan faydalanmak için hemen hemen bütün hazırlıklarımız bitti. İnşallah bundan sonraki aramamız yurt dışındaki ve pazarlardır. KUMSmall 300 bin metrekarelik alanıyla büyük alanıyla çok büyük bir ufkun eseri inanın. Bu büyük ufuk küçük işlerle uğraşmak istemiyor. Dolayısıyla bizim KUMSmall gibi bir değeri Kayseri ve ülkemiz mobilya sektörünü Avrupa’ya, Orta Doğu’ya ve Amerika’ya nasıl taşır, taşımak için de neler yapar? Biz bunların peşindeyiz. KUMSmall AVM’de yaptığımız mobilya fuarı da Kayseri mobilyasını geleceğe taşıyacak. Türkiye ve dünyaya açacak en büyük argümanlardan birisidir. 300 bin metrekare kapalı alanıyla birlikte TÜYAP ve CNR’ın da ikisinin birleşim metrekarede biz burada ürün sergiliyoruz. Şu anda koridorların üst kattaki fuar alanındaki yaklaşık 30 bin metrekareyle 150 bin metrekare gibi Türkiye’nin en büyük fuar merkezi olduğunu da iddia ediyoruz. İnanın burada şehirdeki herkesin emeği var. Bu emeklerle buraya geldik. Şehirdeki bu güzel yansımanın eseri olarak böyle projeler ortaya çıktı. Yapım aşamasında çok zor gibi görüyorduk ama artık yapım aşaması bittiği için yapmak kolaymış. Geldiğimiz son noktada da buraları sürdürebilmek adına var gücümüzle gece gündüz çalışıyoruz, çalışmaya devam ediyoruz. Bakan yardımcımıza ve İhracat Genel Müdürümüze katıldıkları için teşekkür ediyorum. Fuarımızın hayırlı ve bereketli geçmesini diliyorum” ifadelerini kullandı. Kayseri’nin üretim gücüne şahit olmanın büyük bir memnuniyet meselesi olduğunu söyleyen Ticaret Bakan Yardımcısı Volkan Ağar, “Ülkemiz mobilya ihracatını ivmelendirmesini beklediğimiz, sektörünün en önemli organizasyonlarından biri olan KUMSmall Mobilya Fuarı’nda sizlerle bir araya gelmek, Kayseri’nin üretim gücüne yakından şahit olmak bizler için ayrıca büyük bir memnuniyet vesilesi. Fuarımızın bu denli geniş katılımla ve çeşitlilikle gerçekleştirilmesi, aslında bir anlamda Kayseri sanayisinin ve Türk mobilyacılığının geldiği noktayı göstermesi açısından da büyük önem taşıyor. Türkiye bugün; mobilya üretim kapasitesi, kalitesi ve tasarım gücü ile dünya pazarlarında kendine sağlam bir yer edinmiş durumda. Özellikle son yıllarda gerçekleştirdiğimiz ihracat atılımlarıyla ve net ihracatçı yapısıyla mobilya sektörü; Türkiye’nin dış ticaretinde önemli bir konuma yerleşmiştir. Türk mobilya sektörünün her geçen gün büyüyerek global pazarda daha da güçlü bir şekilde yer alması, katma değeri yüksek üretim anlayışı ve tasarım odaklı çalışmaların yanı sıra, siz ihracatçılarımızın bitmek tükenmek bilmeyen azmi ve isteği sayesinde mümkün olmuştur. Mobilya sanayimiz, yerel dinamiklere bağlı kalmanın ötesinde, küresel eğilimleri yakından takip ederek, hem tasarımda hem de üretimde dünyaya ilham vermektedir. Bu gerçekten hareketle; Türk mobilyası, her geçen gün daha fazla ülkenin evlerinde, iş yerlerinde ve kamusal alanlarında yer bulmakta, ülkemizin marka değerini global ölçekte artırmaktadır. 2003 yılında sadece 456 milyon dolar olan mobilya ihracatımız, 2023’te 4,5 milyar dolara ulaşarak geçen bu sürede 10 kata yakın bir artış göstermiş ve dünya ihracatında ilk 10 ülke arasına girmeyi başarmıştır. Ayrıca, yaklaşık 1,3 milyar dolarlık yonga levha ve MDF ihracatımız; mobilya tedarik zincirlerindeki gücümüzü de ortaya koymaktadır. Bu başarıları yakalamak kadar sürdürülebilir kılmak da aynı öneme sahip. Bu yolda, sanayicilerimizin inovasyona, sürdürülebilirliğe ve dijital dönüşüme odaklanmalarına büyük önem veriyoruz. Bu vesileyle, sanayicilerimizle el ele vererek Türk mobilya sektörünü geleceğe taşıyacak adımları hep birlikte atacağımıza olan inancımı vurgulamak isterim” dedi. Bakan Yardımcısı Ağar, “Mobilya sektörü dünyada 200 milyar doları aşan bir ticaret hacmine sahip. Ülkemizin ise dünya mobilya pazarından aldığı pay, son 20 yılda binde 4,35’ten yüzde 2’ye ulaştı. Amacımız, bugüne kadar sizlerle omuz omuza vererek ulaştığımız bu aşamayı daha yukarı seviyelere ulaştırmak. Biliyoruz ki bu kolay bir yol değil. Önümüzde, her geçen gün zorlaşan ve karmaşıklaşan bir küresel rekabet ortamı var. Böylesine zorlu bir küresel arenada yer edinmek, Türk bayrağını en iyi şekilde temsil etmek adın a; ihracatçılarımızın, sanayicilerimizin verdiği çabaların farkındayız. Bugün sizlere memleketin Kayseri’den seslenmek benim için ayrı bir gurur vesilesi. Konumuyla, ürettiği katma değerle, sahip olduğu ticaret kültürüyle Anadolu’muzun tam göbeğinde bir üretim, sanayi ve ticaret vahası kurmayı başaran Kayseri, pek çok şehrimize de örnek olmuş, ilham vermiştir. Zengin bir zanaatkarlık geleneğine sahip olmakla birlikte bu geleneği modern üretim teknikleri ile birleştiren Kayseri, Türk mobilya sanayine yön veren, ileriye taşıyan lokomotif illerinden biri konumundadır. Bugün Kayseri’miz mobilya ihracatımızın dörtte birinden fazlasını gerçekleştiren bir konumdadır. İlimiz, yeni tasarımları ile tüketici beklentilerini karşılamakta ve kaliteyi ön planda tutarak yüksek standartlarda ürünler sunmaktadır. Bu üretim gücünden hareketle hayata geçirilen; 300 bin metrekare kapalı alanda kurulu, 200’den fazla markaya ev sahipliği yapan KUMSmall Mobilya AVM ise; kurulduğu tarihten bugüne, 365 gün devam eden fuar konseptiyle Kayseri’ye ve mobilya sektörümüze yeni bir soluk getirdi. Mevcut firmalarımızın yanı sıra; 50 firmamızın da bu fuara ilgi göstererek katılım sağlaması fuardan beklentilerimizi haklı çıkarmaktadır. İlki bu yıl Nisan ayında ‘Mobilyada Moda Show” adı altında gerçekleşen organizasyonun TOBB’un fuar takvimine girerek fuar kimliğine kavuşması da bizleri ayrıca sevindirmiştir. Bugün burada sizlerle bir araya gelmekten duyduğum memnuniyeti tekrar ifade ederek, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da sektör ihracatının geliştirilmesi ve karşılaştığınız sorunlara çözüm bulunabilmesi amacıyla sizlerle iş birliği içerisinde hareket edeceğimizi vurgulamak istiyorum. Bu vesileyle; bu organizasyonda emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyor, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum” ifadelerini kullandı. Kayseri Valisi Gökmen Çiçek de, “Hep söylüyorum; bir şehir, Anadolu’nun ortasında ağlamadan, sızlamadan, bahane üretmeden bir başarı hikayesi yazıyor. Bütün dezavantajları avantaja çevirmek için, eğer yarası varsa yarasını kendisi sarmak için birlik ve beraberlik içerisinde mücadele ediyor. İşte böyle devasa bir hayali gerçeğe dönüştürüyor devletinin desteği ile. Fuarlar düzenliyor, yurtdışında fuarlara gidiyor, büyükelçileri Kayseri’ye getiriyor. Ne yapılması gerekiyorsa STK’ları, iş insanları ve belediyeleriyle onu yapmaya çalışıyor. Biz Kayseri’yi çok seviyoruz, Kayserililer Kayseri’yi çok seviyor ama her şeyden daha çok Türkiye’yi seviyor. Her Kayserili ihracatı milli bir görev olarak, düşünerek bu işleri yapıyor. Ben gerçekten KUMSmall AVM’de bu fuar değil sadece büyük bir mücadele verdiklerini, gece-gündüz çaba sarf ettiklerini, çalıştıklarını, tırnaklarını kazıyarak bir şeyler yapmak istediklerine şahidim. Onları tebrik ediyor, ayakta alkışlıyorum” dedi. Konuşmaların ardından açılış kurdelesi kesilmesinden sonra protokol üyeleri tarafından mobilya fuarı gezildi. Mobilya Fuarı 8-13 Ekim arasında misafirlerini ağırlayacak.
Burdur Burdur’da yaşlı adamı öldürüp karısını yaralayan zanlı 3. kez hakim karşısında Burdur’da 30 Ekim 2023 tarihinde yaşlı adamı öldürüp karısını yaralayan zanlının yargılandığı davanın üçüncü duruşması görüldü. Mahkeme heyeti dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. Burdur’da 30 Ekim 2023 günü bakıcılarının kapıyı açamaması sonrası ihbar üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri tarafından açılan pencereden içeri giren polisler tarafından, darp edilip bıçaklanarak öldürülmüş halde bulunan Bayram Sertcan (76) ve yaralı eşi Zehra Sertcan (67) olayıyla ilgili, bin 500 saatlik kamera kaydı inceleyen ekiplerin yaptığı 10 günlük araştırma neticesinde zanlı Ayhan U. (37) dün gece polisin yaptığı operasyonla gözaltına alınmış, şüphelinin evinde yapılan incelemelerde olay anında kullanılan suç aleti bıçak, tıbbi eldiven, altın bileklik ve 3 bin 605 TL para ele geçirilmişti. Emniyetteki ifadesinde suçunu itiraf eden cinayet zanlısı Ayhan U., çıkarıldığı mahkeme tarafından kasten adam öldürme ve kasten adam yaralamak suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Sanık Ayhan U.’nun ’kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu, ’nitelikli Yağma’ suçundan 15 yıla, ’kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan 20 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı davanın üçüncü duruşması bugün Burdur Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmada Sanık Ayhan U., maktul Bayram Sertcan’ın oğlu Osman Sertcan, kızı Arzu Özçoban ve avukatları hazır bulundu. Görülen duruşmada müşteki avukatı savcılık tarafından hazırlanan sanık Ayhan U.’nun maktul Bayram Sertcan’a karşı "Kasten öldürme", eşi Zehra Sertcan’a karşı gerçekleştirdiği yaralama eylemi nedeniyle de "Kasten öldürmeye teşebbüs", "nitelikli yağma ve suç delillerini yok etme" suçlarından cezalandırılması mütalaasına katıldıklarını belirtti. Sanığın üst sınırdan indirimsiz cezalandırılmasını talep etti. Mahkemede söz verilen Sanık Ayhan U. daha önce vermiş olduğu savunmaları tekrar ederek "Takdir mahkemenindir" dedi. Mahkeme heyeti dosyadaki eksikliklerin giderilmesi ve sanık avukatının ek savunma için süre istemesi üzerine mahkemeyi ileri bir tarihe erteledi.
Denizli Doğa dostu emekli asker atık tahtalardan kuşlar için yuva yaptı Denizli’de doğa dostu, eski köy çeşmelerinin bakım ve tamiratını yaparak tekrar akmasını sağlayan emekli astsubay Önder Ülker, Cumhuriyet’in kuruluşunun 101. yılı nedeniyle atık tahta parçalarından 101 kuş yuvası yaptı. Denizli’de kendini köy çeşmelerine adayan emekli astsubay Önder Ülker, şimdi de kuşlar için harekete geçti. Cumhuriyet’in kuruluşunun 101. yılı nedeniyle atık tahta parçalarından 101 adet kuş yuvası yaptı. Emekli komutan Ülker, kuş yuvalarından ilkini Servergazi Parkı’na astı. Diğer yuvalar da kuşların geçiş güzergâhında bulunan ormanlık alanlardaki çeşmelerin bulunduğu bölgelere bir hafta içinde asılacak. Baklan ilçesinde her biri 100-150 yıllık olan, yaklaşık 50 köy çeşmesinin bakım, tamirat ve boyasını yaptığını, Cumhuriyet’in 101. yaşı nedeniyle kuşlar için harekete geçtiğini anlatan Önder Ülker, "Cumhuriyet’imizin 101. kuruluşu münasebetiyle doğa dostu olarak, doğadaki 101 çeşme başına, 101 ağaca asılmak üzere 101 kuş evi yaptım. Hurdacıdan aldığım tahta parçaları ile el emeği göz nuru bu güzel eseri meydana getirdim. Yapımı esnasında bana makine ve ekipman desteği sağlayan Buğra Mobilya ve Zirve Metal sahibi fedakar kardeşlerime çok teşekkür ederim. Kuşlar doğa adlı annenin güzel çalgılarıdır. En güzel yönetim şekli Cumhuriyet’ tir. Ben de buna dikkat çekmek ve Cumhuriyet’imizin 101. yılında farkındalık oluşturmak için böyle bir etkinlik yaptım. Kuşlar için atık malzemeden yaptığım kuş yuvaları doğaseverler tarafından da takdir edildi. Doğayı ve doğadaki canlıları korumak hepimizin asli görevidir. Bu kuş yuvalarını da atık tahta parçalarından yaptım. Atık ürünleri tekrar doğaya kazandırdım" dedi.
Mersin Mersin Valisi Pehlivan: "Afetlere hazırlıklı olmak, bir memleket meselesidir" Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, afetlere hazırlıklı olmanın, bir memleket meselesi olduğunu belirterek, bu meselede kayıtsız kalmanın, gelecek nesillere haksızlık yapmak olacağını söyledi. Vali Pehlivan, Uluslararası Afet Risklerinin Azaltılması Günü dolayısıyla valilik toplantı salonunda yaptığı açıklamada, afetlerle mücadelede koordinasyon, doğru bilgiye dayalı stratejik planlama ile hızlı ve doğru müdahalenin öne çıkan başlıklar olduğunu söyledi. "Afetleri önleyemeyiz fakat hazırlıklı olabiliriz, zararlarını azaltabiliriz" diyen Pehlivan, şöyle devam etti: "İşte bu amaç doğrultusunda, 2021 yılında 81 ilimizde yürürlüğe giren İl Afet Risk Azaltma Planları (İRAP), bu anlayışın somut bir göstergesidir. İRAP, afetlerin etkilerini ortaya koyan ve bu etkileri en aza indirebilmek için afetler olmadan gerçekleştirilmesi gerekenleri bir süreç dahilinde tarif eden, sorumluları ve sorumlulukları tanımlayan, sürdürülebilir bir plan olarak belirlenmiştir. Afet risklerini azaltma planlamasında temel amacımız sürdürülebilir, güvenli ve afete dirençli yerleşimler oluşturmaktır." "Afet yönetiminde her bir aşama için roller, sorumluluklar ve hedefler belirlenmiştir" Türkiye’nin, coğrafi konumu, toplumsal ve ekonomik yapısı, yerleşimlerin bulunduğu tehlikeli zemin şartları, yapı stok durumu ve geçmişten günümüze yaşanan afet kayıpları dikkate alındığında yakın gelecekte yaşanması muhtemel afet olayları karşısında yüksek düzeyde afet risklerine sahip olduğuna dikkat çeken Pehlivan, "Son yıllarda, afet yönetimi konusundaki uluslararası anlayış; afet risk azaltma çalışmalarının önemine vurgu yaparken, ülkemizde süregelen afet yönetimi yapısı da benzer bir anlayışla çalışmalarını sürdürmektedir. Bir toplumun afetler karşısında dirençli olmasını sağlamak ve mümkün olduğunca afet sonrası ortaya çıkabilecek hasarları en aza indirmek amacıyla geçmişte yapılanın tersine proaktif olarak afet öncesi eylemleri, risk azaltma ve hazırlıklı olma aşamalarını ön plana çıkarmak ve uygulamaya geçirmek temel hedeflerimizdendir. Afet yönetiminde afet öncesi, sırası ve sonrasına yönelik her bir aşama için roller, sorumluluklar ve hedefler belirlenmiştir. Bu kapsamda geliştirilen planlar, afet öncesine yapılan yatırımlar, afet sırası ve sonrasında gelişecek olumsuz durumları azaltacak ve daha planlı, daha koordineli, daha hızlı ve daha doğru hareket edilmesini sağlayacaktır" dedi. "Afetlere hazırlıklı olmak, bir memleket meselesidir" Afetlerle mücadelenin toplumsal bir bilinç meselesi olduğu anlayışıyla gerçekleştirdikleri İRAP İzleme ve Değerlendirme toplantılarında ilgili kurumlarla planlamalar ile eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarını sürdürdüklerini ifade eden Pehlivan, iş birliği ve güç birliği içerisinde adımlar attıklarını kaydetti. ’Afetlere hazırlıklı olmanın, bir memleket meselesi’ olduğunu vurgulayan Pehlivan, bu meselede kayıtsız kalmanın, gelecek nesillere haksızlık yapmak olacağını dile getirdi. "Tüm afet risklerine karşı eğitimler veriliyor" Afet Risklerini Azaltma Planı Hazırlama Kılavuzuna istinaden; 2021 yılında ilgili kurum ve kuruluşların katılımıyla Mersin İl Afet Risk Azaltma Planı hazırlandığını ve 5 yıl süreyle geçerli olmak üzere yürürlüğe girdiğini hatırlatan Pehlivan, "Plan kapsamında, ilimizin öncelikli afet türleri sırasıyla sel ve taşkın, orman yangını, meteorolojik ve iklim değişikliği kaynaklı afetler, teknolojik ve endüstriyel kazalar, kütle hareketleri (heyelan ve kaya düşmesi) ve deprem olarak belirlenmiştir" diye konuştu. Bu 6 afet türüne ilişkin olarak hazırlık, bilgilendirme, farkındalık, eğitim ve koordinasyon gibi başlıklara yönelik çalışmalar yapmak üzere 235 eylem belirlendiğini ifade eden Pehlivan, "Bu eylemlerden 10’u kırmızı, yani öncelikli eylem olarak belirlenmiştir. Her bir eylem konusundan tek bir kurum sorumlu olup 35 farklı kurumun sorumluluğu bulunmaktadır" dedi. Bu kapsamda belirlenen 10 farklı kırmızı eylemle ilgili yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Pehlivan, tüm afet risklerine karşı vatandaşları bilinçlendirme, farkındalığı artırma gibi konularda eğitimler verildiğini kaydetti. "Ekiplerimizin reflekslerini ölçtük" Bu kapsamda 12 Eylül’de AFAD Başkanlığı tarafından 2024 yılı için belirlenen 6 bölge tatbikatından birini Mersin’de geniş katılımlı ve ayrıntılı bir şekilde gerçekleştirdiklerini belirten Pehlivan, şöyle konuştu: "Bu tatbikat ile tüm kurumlarımız, ekiplerimiz ve gönüllülerimizle, afet anında nasıl bir araya geleceğimizi ve nasıl koordine olacağımızı yerinde görme fırsatı elde ettik, ekiplerimizin reflekslerini ölçtük. Yine bu tatbikatla hem bireysel hem de kurumsal hazırlıklarımızı pekiştirme, bir deprem anında ve sonrasında nasıl hareket etmemiz gerektiğini tüm detaylarıyla sahada pratiğini yapma fırsatı bulduk. Biliyoruz ki bir afet öncesinde alınacak her bir önlem, yapılacak her bir eğitim hem can kayıplarını azaltacak hem de afet anlarında daha bilinçli hareket etmemizi sağlayacaktır. En büyük temennimiz, duamız elbette ki afetlerin yaşanmamasıdır. Ama önce tedbir, sonra tevekkül diyoruz. Sadece ilgili kurumların değil, bütün vatandaşlarımızın deprem ve bütün afetlere karşı hem bilinç ve bilgi açısından hem de diğer hazırlıklar açısından tedbirli olmasını bekliyoruz, hedefliyoruz. Allah ülkemizi, milletimizi, bütün afetlerden depremlerden korusun."