GÜNDEM - 07 Ekim 2024 Pazartesi 10:07

Türkiye’nin en büyük termik santralinde enerji üretimi durdu

A
A
A
00:00
00:00
HD

Çelikler Holding Afşin-Elbistan Linyitleri kül döküm sahasında meydana gelen göçük nedeniyle EÜAŞ Afşin-Elbistan B Termik Santralinde enerji üretimi en az 6 ay süreyle durdu.

Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesinde bulunan ve Çelikler Holding bünyesindeki Afşin Elbistan Linyitleri İşletme Müdürlüğü’nde yaklaşık 15 gün önce meydana gelen göçüğün faturası ağır oldu. Göçük sonrası Elektrik Üretim A.Ş’nin (EÜAŞ) işlettiği Afşin-Elbistan B Termik Santralinde, kömür arzının karşılanamaması nedeniyle enerji üretimi en az 6 ay süreyle durduruldu.

6 Şubat depremlerinin ardından hızlı bir revizyona giren EÜAŞ Afşin-Elbistan B Termik Santrali kısa sürede enerji üretimine başlayıp yüksek verimlilikle enerji üretmeye başlamıştı. Geçtiğimiz günlerde Çelikler Holding bünyesindeki Afşin-Elbistan Linyitlerinde yaşanan göçük sonrası kömür ve kül döküm hatlarında yaşanan sorun nedeniyle kamunun işlettiği B termik santrali en az 6 ay süreyle enerji üretemeyecek. Üretilemeyen enerjiden dolayı kamunun zararı milyarlarca lira olacak.

Afşin-Elbistan B Termik Santralinin kömür ihtiyacını karşılamak için açılan ve özel şirketin işlettiği Çöllolar Kömür İşletmesi 2011 yılı Şubat ayında yaşan ve 11 kişinin toprak altında kaldığı göçük sonrası hala açılamadı. Uzun süren yargı süreci sonrasında yaklaşık iki yıl önce Türkiye Taş Kömürüne (TKİ) devredilen Çöllolar Kömür İşletmesinde yeni ocak açma çalışmaları devam ediyor.

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Deprem Uzmanı Serkan İçelli: "Beklediğimiz bir depremdi" Deprem Uzmanı Maden Teknolojisi ve Yerbilimleri Mühendisi Serkan İçelli, İstanbul’da yaşanan depremle ilgili, "Beklediğimiz bir depremdi. 6.1 büyüklüğünde Silivri açıklarında, Kuzey Anadolu fayı Kuzey kotunda gerçekleşti. Beklediğimiz en büyük depremlerden bir tanesi idi diyebiliriz" dedi. Deprem Uzmanı Maden Teknolojisi ve Yerbilimleri Mühendisi Serkan İçelli, İstanbul’da yaşanan depremlerle ilgili yaptığı değerlendirmede, "Beklediğimiz bir depremdi. 6.1 büyüklüğünde Silivri açıklarında, Kuzey Anadolu fayı Kuzey kotunda gerçekleşti. Beklediğimiz en büyük depremlerden bir tanesi idi diyebiliriz. Bugünkü depremin daha büyüğünün olma ihtimali biraz daha Doğu bölgesinde, biraz daha böyle Marmara bölgesi kısmında olabilir. Öncü olup olmadığını sonradan gelecek ara şoklardan sonra anlayabiliriz. Ama biz burada zaten sıkışmış olan gerilimin ne kadar büyüklükte deprem üreteceğini daha önce de bahsettik ve üretebileceği maksimum değeri şu anda üretti. Bu kısım daha önce 1766 yılında yırtılmıştı 1912 yılında ki Mürefte depreminden sonra da buradaki enerjinin boşaldığını biliyoruz. Bir nevi onların artçısı gibi de düşünebiliriz. Burada bir gerilim biriktiği doğrudur. Bu gerilim 6.1 büyüklüğü olarak bir atım yaptı ama bir tane 7.0 büyüklükteki bir depremi atması için, en az 30 tane 6.0’lık deprem olması gerekiyor. Marmara’da boydan boya 180 kilometre fay kırılmayacak. Burada yırtılacak olan yerde 30-35 kilometrelik bir parça kaldı. O da, maksimum 6.0-6.5 büyüklüğünde bir deprem yapar. Şu anda biz 6.1 büyüklüğünde gerçekleşen deprem ile bir nevi onun tatbikatını yapmış olduk" dedi. İçelli, "Şu an için, büyük bir deprem o kısımda beklemiyoruz. Şu anda gerçekleşecek olan artçı depremlerin genel gerilimin ne tarafa doğru kaydığına baktığımızda, gördüğümüz kadarı ile doğu tarafına kayma görünüyor. Eğer biraz daha fazla oradaki sismik hareketlerinin artışı, hiposantr denilen iç merkeze dikkat edeceğiz. Nerede bir sürünme var, nerede bir enerji boşalıyor? Bunlara biraz daha özen göstereceğiz. Yaşanan deprem bir hazırlık depremiydi diyebiliriz. Bizim özelikle 6.5-7.0 büyüklüğünde deprem beklediğimiz yer biraz daha doğusunda olacaktır. Sağa doğru bir kayma olup buraya doğru gerilim transferi yapmış olması kesinlikle muhtemeldir. Sıkı takip edeceğiz. 7.5 büyüklüğünde bir depremi dahi düşünmek istemiyorum. Bu deprem beklenen 6.5-7.0 büyüklüğünde gerçekleşecek olan İstanbul depreminin hazırlığı diyebilirim" şeklinde konuştu.
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Türkiye olarak her alanda olduğu gibi ticaret alanında da dengeli bir yaklaşımı savunuyoruz" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Eski sistemin artık devam etmeyeceğini hep birlikte görüyoruz. Bu ticaret savaşları yeni korumacılık yaklaşımları, her ülkenin kendi menfaatlerini öne alan yaklaşımlar kurallara dayalı uluslararası ticaret sistemi anlamında çok ciddi bir meydan okumayı işaret ediyor. Biz Türkiye olarak her alanda olduğu gibi ticaret alanında da dengeli bir yaklaşımı savunuyoruz herkesin kazançlı çıkacağı" dedi. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 23 Nisan Resepsiyonu’na katılan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, bir basın mensubunun enflasyonla ilgili sorduğu soruya verdiği cevapta, "Biliyorsunuz son dönemlerde sayın Trump’ın gelmesiyle birlikte ticaret konusunda yeni birtakım adımlar attı Amerika Birleşik Devletleri tarifeler konusunda bu da dünyada bir belirsizlik oluşturdu. Bir yandan müzakere sonucu var bunun sonuçları henüz belli değil. Diğer yandan Çin gibi Avrupa Birliği gibi çok büyük ekonomilerle nasıl bir denge kurulacak nasıl bir denge kurulacak bunlarda yine belirsizliğini koruyor. Belirsizlik ortamının getirdiği etkiler var dünyada. Büyüme tarafından dünya ölçeğinde bakarsanız aşağı yönlü riskler maalesef daha güçlü. Enflasyon açısından, dünya enflasyonu baktığımızda ise MTA fiyatlarından özellikle bir düşüş söz konusu. MTA ithal eden ülkeler açısından olumlu bir durum. Türkiye bu konumda petrol MTA ithal eden konumda dolayısıyla bu yeni konjektür bu anlamda Türkiye gibi ülkelerin enflasyon açısından lehine bir durum oluşturuyor. En olumsuz durum belirsizlik. Ekonomide belirsizlik son derece zarar verici bir durum. Bu belirsizliğin bir an önce ortadan kalkmasını temenni ediyoruz. Dünya ekonomisinin sıhhati açısından, sağlı açısından ön görülebilirlik çok önemli. Şunu da söylemek durumundayız bu yaşananlardan sonra artık dünyada yeni bir ticaret rejiminin başladığını söylememiz lazım. Eski sistemin artık devam etmeyeceğini hep birlikte görüyoruz. Bu ticaret savaşları yeni korumacılık yaklaşımları, her ülkenin kendi menfaatlerini öne alan yaklaşımlar kurallara dayalı uluslararası ticaret sistemi anlamında çok ciddi bir meydan okumayı işaret ediyor. Biz Türkiye olarak her alanda olduğu gibi ticaret alanında da dengeli bir yaklaşımı savunuyoruz herkesin kazançlı çıkacağı" ifadelerini kullandı. Bir basın mensubunun ise Türkiye’de yaşanan zirai don hakkında sorduğu soruya cevap veren Yılmaz, "Mutlaka etkisi var ama meyve grubunun enflasyondaki ağırlığı tahıllara göre daha düşük oluyor. Bu anlamda etkisinin sınırlı kalmasını bekliyoruz. Tabii henüz hasar tespiti devam ediyor. Bir taraftan da bazı meyvelerde stoklar söz konusu kuru meyve stoğu anlamında, onların yine dengeleyici bir rolü olacaktır. Meyve grubu olduğu için çok büyük bir etki beklemiyoruz, sınırlı olacaktır" diye konuştu.