Yerel Haberler
Adana
25 Kasım 2024 Pazartesi - 12:20 Adana’da bir kişiyi darp edip bıçaklayarak öldüren sanıkların müebbet hapis istemiyle yargılanmasına başlandı Adana’da, Dilan’ın öldürülmesine engel olmadığı iddiasıyla Dilan’ın sevgilisini öldüren sanıkların müebbet hapis istemiyle yargılanmasına başlandı. Yüreğir ilçesine bağlı Anadolu Mahallesi’nde 26 Şubat’ta meydana gelen olayda, Turhan Özdemir, uyuşturucu kullandığı iddiasıyla tartıştığı kızı Dilan Özdemir’i bıçaklayarak öldürdü. Bu olaydan 3 saat sonra ise Dilan’ın erkek arkadaşı Selam Şenci, iddiaya göre, genç kızın öldürülmesine engel olmadığı için 2’si kadın 5 erkek arkadaşı tarafından Seyhan ilçesi Kuruköprü Mahallesi Çakmak Caddesi’ndeki bir iş yerinin otoparkında darp edilip, bıçaklandı. Hastaneye kaldırılan Şenci, tüm müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Şenci’nin öldürülmesinin ardından tutuklanan Damla Aytekin, Yusuf Özçiftçi ile polis merkezine giderek teslim olan ve tutuklanan Deniz Sarı hakkında ‘kasten öldürme’ suçundan Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın ilk duruşması yapıldı. Tutuklu sanıklar Yusuf Özçiftçi ile Damla Aytekin salonda hazır bulunurken, Deniz Sarı, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Mahkemede, müştekiler ve taraf avukatları da hazır bulundu. İlk olarak savunması alınan sanık Yusuf Özçiftçi, Selam Şenci ile 10 yıldır arkadaş olduklarını söyledi. Şencin’in arkadaşı olduğu için sadece bakmak amacıyla arkalarından otoparka gittiklerini belirten Özçiftçi, olay anını şöyle anlattı;’’Olay günü ben iş yerime geldim. Kendime ait dükkanı saat 17.00’da açacağım için önce iş yerimin yanında bulunan kuaför Kadir’in yanına gittim. Burada Dilan’ın arkadaşları Damla Aytekin, U.H.Ü (17) ile D.K. (16), Dilan’ın babası tarafından bıçaklandığını ve hastanede olduğunu söyleyerek, yanına gidiyoruz dediler. ‘İsterseniz bende geleyim’ dedim ancak kabul etmediler. Daha sonra ziyaret etmek amacıyla bende gittim ve orada Dilan’ın öldüğünü öğrendim. Arkadaşları sinir krizi geçirdi. Ben yine iş yerime döndüm. Dükkanı açmak için vaktimin olduğunu görünce Kadir’in yanında takılmaya devam ettim. Biz burada otururken, U.H.Ü., D.K., Damla ve Selam geldi. Onlar konuşmak için otoparka gittiler. Selam, 10 yıldır arkadşımdır. Ne olduğuna bakmak amaçlı arkalarından gittim. Aşağı indiğimde namus meselesinin konuşulduğunu duydum. Namus melesi de Selam’ın D.K.’ya karşı yaptığı sarkıntılıktır. Bu nedenle tartışıyorlardı. Sonra kendisi beni fark etti ve arkadaşlar arasında lakabım olan ‘Kırık’ sıfatıyla bana seslenerek, küfür etti. Bende sinirlenip, kendisine 2-3 tane yumruk attım. Geri çekildiğimde üstünden kan aktığını gördüm. Kimin bıçakladığını görmedim. Daha sonra dosya içeriğinden onu D.K. ile U.H.Ü.’nün bıçakladığını öğrendim. Yukarı çıkıp, Kadir’in yanında çalışan ve sevgilim olan Gülsüme Çiftçi’ye ambulansı aramasını söyledim.Ben Selam’a sadece bana küfür ettiği için vurdum. Önceki ifadelerimde geçen başka bir yaradan dolayı o an kendimde değildim. Olayla bir ilgim yoktur.’’ dedi. Savunması alınan Deniz Sarı ise, olayı haberlerde gördüğünü ve olay sonrası kendisinin gidip teslim olduğunu söyledi. Sarı, ’Ben sanıkların hiçbirini tanımıyorum’ diyerek, şöyle konuştu; ’’ Sadece U.H.Ü.’yü tanırım oda annesinden dolayı. Olay günü ben iş görüşmesine gidecektim. Daha erken olduğu için tanıdığım ve kuaförün sahibi olan Kadir’in yanına gittim. Orada otururken, öldürülen kişi ile diğer kişilerin arasında bir laf atma meselesi vardı. Ancak birbirlerine birbirimizi öldüreceğiz tarzında söylemler yoktu. Otoparktaki olayda, adını bilmediğim bayanlardan birisinin öldürülen kişiye hitaben ‘Sen niye böyle yapıyorsun?’ tarzında bir şey söyledi ve olay böyle başladı. Ardından fiziksel olarak birbirilerine saldırmaya başladılar. Ben öldürülen kişiyi kimin bıçakladığını görmedim. Olaya müdahale etmedim ve telefonum olmadığı için 112’yi arayamadım. Yukarı pasaja çıktığımda oradakilere olayı anlatıp, ambulansı aramalarını söyledim. Zaten benim söylememle ambulansı aradılar. Benim olayla ve olayda adı geçen kişilerle hiçbir alakam yoktur. Oradan ayrıldıktan sonra olayı da haberlerde gördüm. Sonra kendim gidip teslim oldum.’’ Savunması alınan Damla Aytekin de, babası tarafından öldürülen ve iddianamede adı geçen Dilan ile arkadaş olduklarını ve barda çalıştıklarını söyledi. Olay günü Selam’ın kendilerinin yanına geldiğini söyleyen Aytekin, şöyle devam etti; ’’Biz otoparkta otururken Selam yanımıza geldi. Kendi aramızda konuşurken Selam bana barda çalıştığımız için;’Sen o....... y......sun. Kendini de Dilan’ı da erkeklere satıyorsun’ dedi. Bu sözü zoruma gittiği için kendisine vurdum. D.K.’da Dilan’ın çocukluk arkadaşı olduğu ve aynı yurtta kaldıkları için oda ‘Ölen birinin arkasından böyle mi söylenir’ diyerek Selam’a tepki gösterdi. U.H.Ü.’de D.K.’nın sevgilisi olduğu için oda araya girdi. Olay büyüdü ve Selam bıçaklandı. Ancak kimin bıçakladığını görmedim. Olay öncesi Yusuf Özçiftçi, şarj etmek için telefonumu aldığından kimseyi arayamadım. Korkup kaçtım ve bir aparta giderek burada 2 gün kaldım. Daha sonra haberleri görünce ne yapacağımı bilemediğim için kendim gidip teslim oldum. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Ayrıca Yusuf Özçiftçi ve bir akrabası bana mektup yollayıp, beni tehdit etmiştir.’’ Diğer sanık Yusuf Özçiftçi, kimseye tehdit mektubu yollamadığını ileri sürerek,’’Ben Damla’ya tehdit mektubu yollamadım. Sadece kendisine doğruları söylemelerini ve bu dosyanın bir an önce kapanmasını istediğimi söyledim. Ayrıca söylediği kişi benim akrabam değildir’’ diye ifade etti. Duruşmada ifadesi alınan tanık G.G. olay günü bahsi geçen kuaföre saçını yaptırmak için gittiğini söyleyerek, şöyle konuştu; ’’Ben ve arkadaşım G.L. saçımızı yaptırmak için kuaföre gittik. Biz gittiğimizde bu kişiler kuaförden çıkıyordu. Saçımız yapıldığı sırada da yine aynı kişiler içeri girdi. Kendilerini tanımadığım için ismen bilmiyorum ancak panik halinde ve elleri titriyordu. Özellikle bayan olan daha çok panikti. Erkek olanların elinde kan vardı. Biri içeri girip elini yıkarken, diğeri gidip üstünü değiştirdi. Polis gelmeden de kuaförden ayrıldılar." Mahkemede bulunan ve öldürülen Selam Şenci’nin babası müşteki Ahmet Şenci de,’’Ben olayı görmedim ancak güvenlik kamerası görüntülerini izledim. Oğlumu nasıl 5 kişi birden vahşice öldürmüş onu izledim. Onlar benim oğlumu öldürdü. En ağır cezayı alsınlar.’’ dedi. Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verip, aynı dosyadan tutuklu bulunan ve Adana Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılaması yapılan yaşı küçük D.K. (16) ile U.H.Ü.’nün (17) ifadelerini isteyerek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
25 Kasım 2024 Pazartesi - 11:16 Psikolog Şimşek: “Dijital platformlar, cinsel kimlik gelişiminde önemli” Psikolog Buse Şimşek, artık cinsel kimliğin gelişimi üzerinde sosyal medyanın ve dijital platformlarının etkisinin olduğunu söyledi. Cinsel kimlik, özellikle ergenlik ve gençlik yıllarında yoğun olarak şekillenir. Ergenlik, bireyin hem biyolojik hem de psikososyal anlamda büyük değişimler yaşadığı aynı zamanda cinsel kimlik gelişiminin de hızlandığı bir dönemdir. “Sosyal medya büyük bir etki” Konuyla ilgili Onma Psikoloji’den Psikolog Buse Şimşek, İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Psikolog Şimşek, “Cinsel kimlik gelişimi, bireyin biyolojik cinsiyeti, cinsel yönelimi, sahip olduğu cinsiyet rolleri ve toplumun beklentileri doğrultusunda kendi benlik algısını oluşturduğu karmaşık bir süreçtir. Günümüzde kişinin cinsel kimliğinin gelişmesinde sosyal medyanın ve dijital platformların oluşturduğu etki de oldukça büyük bir etkiye sahiptir” ifadelerini kullandı. “Gençler, dijital platformların etkisi altında” Dijital çağda büyüyen ergenlerin sosyal medya ve dijital platformların yoğun etkisi altında olduğunu vurgulayan Psikolog Şimşek, daha sonra şunları söyledi: “Dijital çağda büyüyen ergenler, sosyal medya ve dijital platformların yoğun etkisi altındadır. Bu platformlar, gençlerin bilgi edinme, kendilerini ifade etme ve farklı kimlikleri keşfetme süreçlerinde önemli bir rol oynar. Özellikle cinsel kimlik gelişimi gibi hassas bir alanda, sosyal medya ve dijital platformlar ergenler üzerinde olumlu olduğu kadar olumsuz etkiler de oluşturur. Sosyal medya ve dijital platformlar gençlerin farklı cinsel kimlikler ve yönelimler hakkında bilgi edinmesini sağlar. Aynı zamanda benzer kimliklere sahip bireylerle etkileşim kurmak, ergenlerin kendilerini daha iyi anlamalarına, kabul etmelerine imkan sağlarken yalnız hissettikleri anlarda onlara destek kaynağı olabilir.” “Dijital medyanın olumsuz yanları da var” Dijital medyanın olumsuz etkilerinden de bahseden Onma Psikoloji’den Psikolog Buse Şimşek, “Sosyal medya platformları, ergenlerin kendilerini özgürce ifade edebileceği alanlar sunarken, aynı zamanda onları siber zorbalık ve ayrımcılıkla karşı karşıya bırakabilir. Cinsel yönelimini veya kimliğini ifade eden gençler, sosyal medya üzerinden saldırılara maruz kalabilir. Bu da özellikle ergenlerin kendilerini toplumdan dışlanmış veya değersiz hissetmelerine neden olur. Bunun yanı sıra siber zorbalığa maruz kalan ergenlerde özgüven kaybı, depresyon, anksiyete ve sosyal izolasyon gibi ciddi psikolojik sorunlar gelişebilir. Ergenler, doğru ve bilimsel bilgiler öğrenmek istedikleri sosyal medya platformlarından cinsiyet kimliği ve cinsellik hakkında yanlış veya abartılı içeriklerle karşılaşabilir. Bu durum da ergenlerin sağlıklı bir cinsel kimlik geliştirme sürecini olumsuz etkiler. Aynı zamanda sosyal mecralarda yayılan yanlış bilgiler ve kalıp yargılar, gençlerin cinsellikle ilgili gerçekçi olmayan beklentiler geliştirmesine neden olabilir” ifadelerini kullandı.
Gören herkesi hayrete düşüren ‘Bir garip dostluk’
17 Kasım 2024 Pazar - 09:31 Gören herkesi hayrete düşüren ‘Bir garip dostluk’ Adana’da bir kişi birini 8, diğerini 2 yıldır beslediği "Nazlı ve Zeyno" ismini verdiği keçileri ile 6 aydır beslediği "Şaban" ismini verdiği horoz ile her yere birlikte gidip geliyor. "Şaban"ı omzuna alan şahıs, arkasından gelen keçileriyle birlikte hem markete gidiyor hem de mahallede yürüyüş yaparak herkesin ilgisini çekiyor. Adana’nın Seyhan ilçesinde yaşayan Yakup Asrinam (43), askerde yaşadığı rahatsızlık sonucu doktor tavsiyesi üzerine önce bir köpek sahiplendi. Köpeği öldükten sonra pazardan bir keçi alan Asrinam, keçiye "Nazlı" ismini koyup arkadaşlık bağı kurdu. Her yere keçisiyle birlikte gidip gelen Asrinam, 2 sene önce keçisi de tek başına sıkılmasın diye "Nazlı" adını verdiği bir keçi daha satın aldı. Keçileri ile birlikte yaşamaya başlayan Asrinam, keçileri ile geziyor, spor yapıyor, kahvehaneye gidiyor hatta onlarla birlikte yemek yiyor. Horoz da sahiplendi Son olarak Şaban ismini verdiği horozu sahiplenen Asrinam, gören herkesi gülümsetiyor. Horozu omzuna alarak gezen Asrinam’ı keçileri de arkasından takip ediyor. Ayrıca Asrinam, horozuyla birlikte motosiklete biniyor ve tur atıyor. Görenlerin çok şaşırdığını anlatan Yakup Asrinam, “Ben askere gittiğimde hastalık geçirdim ve çok uzun bir tedavi gördüm. Bu sürede psikiyatri tedavisi görmem gerektiğini söyledi. Bende bunu kabul etmeyince doktorum bana ‘Bir hayvan sahiplen’ dedi. Bunun üzerine golden cinsi bir köpek sahiplendim. Ardından da keçi aldım. Adını Nazlı, koydum. 2 sene sonra Nazlı durmadan karnımın sol tarafına vuruyordu. En son sert bir darbe vurdu ve doktora gittim. Doktor bunun üzerine sol böbreğimin olmadığını söyledi. O zaman Nazlı ile arkadaşlığımız daha da pekişti” dedi. “Herkes bana ‘Nuh’un gemisi’ diye sesleniyorlar” Horoz ve keçilerle mutlu olduğunu söyleyen Asrinam, “Hem insan hem de hayvanlarda sevgi, saygı olduğu sürece bu dünya yaşanılabilir bir yer aslında. Nazlı ile 8 yıldır, Zeyno ile 2 senedir, Şaban ile de 6 aydır birlikteyiz. Şaban ile bu yaz denize götürdüm. 4 gün tatil yaptık. Herkes bana ‘Nuh’un gemisi’ diye sesleniyor” ifadelerini kullandı. Horozu için 20 bin lira para teklif edildiğini vurgulayan Yakup Asrinam, “Şaban için geçen gün birisi 20 bin lira verdi. 20 bin değil, 100 bin lira verseler yine vermem. Onlar benim evlatlarım, ben onlardan ayrılamam. Ancak ben ölürsem onlardan ayrılırım” diye konuştu. Mahalle esnafından Hüseyin Begar ise keçi ve horozlara alıştıklarını söyleyerek, “İlk gördüğümde çok şaşırıyordum ama artık çok alıştık. Bütün mahalle alıştı Yakup ve hayvanlarına. Sadece keçilerin markete girişi yasak. Çünkü marketi dağıtıyorlar. Horozda bir sıkıntı yok. O Yakup’un omzunda geziyor” dedi.
Ceyhan Belediye Basketbol Akademi, Kepez Belediyespor’u 85-39 skorla mağlup etti
16 Kasım 2024 Cumartesi - 18:18 Ceyhan Belediye Basketbol Akademi, Kepez Belediyespor’u 85-39 skorla mağlup etti Deplasmanlı Kadınlar Basketbol Bölgesel Ligi D Grubu’nda mücadele eden Ceyhan Belediye Basketbol Akademi Takımı, ligin açılış maçında Kepez Belediyespor’u 85-39 skorla mağlup etti. Ceyhan Kapalı Spor Salonu’nda oynanan karşılaşmada Ceyhan Belediye Basketbol Akademi, maça hızlı bir başlangıç yaparak ilk periyotu 25-9 üstün tamamladı. İkinci periyotta da etkili oyununu sürdüren takım, devre arasına 45-20’lik skorla girdi. Üçüncü periyotta rakibine zaman zaman direnme fırsatı tanısa da 17-14’lük üstünlük sağlayan Ceyhan temsilcisi, son periyotta 25-5’lik ezici bir performans sergileyerek sahadan 85-39 galip ayrıldı. Ceyhan Belediye Basketbol Akademi Antrenörü Atila Keskin, maç sonrası yaptığı açıklamada galibiyeti tribünleri dolduran Ceyhanlılara armağan etti. Keskin, “Taraftarımızın desteğiyle bu galibiyeti aldık. Sezon boyunca daha büyük başarılar için mücadele edeceğiz” dedi. Takım kaptanı Nazlıcan Yalçındağ ise galibiyeti Ceyhan Belediye Başkanı ve takımın Onursal Başkanı Kadir Aydar’a ithaf ederek, “Başkanımızın bizlere sağladığı imkanlar sayesinde bugün bu zaferi kazandık. Destekleri için kendisine minnettarız” ifadelerini kullandı. Başkan Aydar’dan tebrik mesajı Maç sonrası Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar, takımı tebrik ederek, “Ceyhan Belediye Basketbol Akademi’miz, bu güzel başlangıçla bizleri gururlandırdı. Emeği geçen tüm sporcularımızı ve teknik ekibimizi kutluyorum. Daha nice başarıları hep birlikte kutlayacağız” dedi.
Uzmanı kolesterol ilacı kullananları uyardı
16 Kasım 2024 Cumartesi - 11:24 Uzmanı kolesterol ilacı kullananları uyardı Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Orhan Şen, kolesterol ilacı kullanan kişilerde yaşanan halsizliğin normal olduğunu belirterek, “Bu ilaçlarda ‘Koenzim Q10’ çıkartıldı. ‘Koenzim Q10’ vücudun enerjisini sağlıyor. Ancak Koenzim Q10’u gıda takviyesi olarak almak istemeyenler dengeli bir şekilde sakatat tüketerek bunu almalı” dedi. Sağlıklı bir yaşam için kolesterol seviyesinin kabul edilebilir sınırlarda tutulması çok önemli. Ancak kolesterol ilacı kullanan kişilerde son dönemlerde halsizlik ve yorgunluk yaşanıyor. Uzmanlar, bunun da en önemli nedeninin ‘Koenzim Q10’un ilaçlarda bulunmaması olarak yorumluyor. “Kolesterol ilaçlarının içeriğinde kaslarda zayıflama ve halsizliğe sebep oluyor” Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Orhan Şen, konuyla ilgili İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Şen, “Kardiyoloji uzmanları veya aile hekimleri tarafından hastalara kolesterol ilacı önerildiği zaman hastalar bunu kullanıyor. Ancak bir süre sonra kaslarımda incelme, zayıflama ve halsizlik şikayetleriyle doktorlarına başvuruyorlar. Bu yakınmalarda hastalar haklılar. Kolesterol ilaçlarının içeriğinde kaslarda zayıflama ve halsizliğe sebep oluyor” ifadelerini kullandı. “Koenzim Q10 vücudun enerjisini sağlıyor” Koenzim Q10’un da doktor tavsiyesiyle kullanılması gerektiğini vurgulayan Şen, “Kolesterol ilaçlarıyla ilgili ilk ruhsat başvurusu yapıldığı zaman ‘Koenzim Q10’ ile birlikte üretilsin denilerek ruhsat alınıyor. Ancak daha sonra Koenzim Q10 çıkartılıyor. Bu Koenzim Q10’un eksikliğine bağlı olarak bu hastaların kaslarında erime ve halsizlik şikayetleri var. Koenzim Q10 vücudun enerjisini sağlıyor. Bu enerjinin açığa çıkması için Koenzim Q10 olmazsa olmaz. Sadece kolesterol hastalarında değil, spordan sonra kendisini yorgun, bitkin hissedenlerde kullanmalı” diye konuştu. Öte yandan, Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Orhan Şen, Koenzim Q10’u gıda takviyesi olarak almak istemeyenlerin sakatat başta olmak üzere birçok besinle alabileceklerini söyledi.
216 sanıklı, 46 mağdurlu ’Forex’ duruşmasının iki hafta süreceği düşünülüyor
16 Kasım 2024 Cumartesi - 10:03 216 sanıklı, 46 mağdurlu ’Forex’ duruşmasının iki hafta süreceği düşünülüyor ’Forex’ yatırım vaadiyle 46 kişiyi dolandırdıkları iddiası ile yakalanan ve haklarında 928 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan, aralarında suç örgütünün Türkiye yöneticisi İrfan A.’nın da bulunduğu 216 kişi 18 Kasım’da hakim karşısına çıkacak. Davanın, yaklaşık 2 hafta sürmesi bekleniyor. Adana Cumhuriyet Başsavcılığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde, İl Emniyet Müdürlükleri Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüklerince; "nitelikli dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" ve "suçtan elde edilen mal varlığı değerlerini aklama" suçlarını işledikleri iddia edilenlere yönelik Adana merkezli İstanbul, İzmir, Ankara, Mersin, Antalya, Bitlis, Çanakkale, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, Kırıkkale, Kocaeli, Kütahya, Ordu, Sivas ve Şırnak olmak üzere 20 ilde eş zamanlı olarak 2 Mart’ta Sibergöz-23 Operasyonları düzenlendi. Operasyon kapsamında yakalanan 216 şüphelinin; Meta Trader-4, Meta Trader-5 ve Vakıf Capital Yatırım isimli mobil uygulamalar ve sabit telefon numaraları üzerinden yurttaşlarla Forex yatırım vaadiyle yüksek kazanç sağlamak teması üzerinden iletişime geçtikleri, sahte yatırım uygulamalarında gerçek olmayan kazançları gösterip yurttaşlardan para talep edip dolandırdıkları belirlendi. Emniyetteki sorgularının ardından adliyeye sevk edilen 216 kişiden aralarında suç örgütünün organizatörü olan Türkiye yöneticisi İrfan A., organizasyon yardımcıları Hamza K., Cem B., Serhat M., Cüneyt A., Doğucan G. ve Mehmet D.’nin de olduğu 74 şüpheli tutuklanırken 77 şüpheli hakkında yakalama kararı çıkartıldı, 65 kişi ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Cumhuriyet savcısı soruşturmasını tamamlayarak “Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma, Suç Örgütüne Üye Olmak, Bilişim Sistemleri Banka veya Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık” suçlarından iddianame hazırladı. Adana 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen iddianame yapılan incelemenin ardından kabul edildi. İddianamede, sanıkların 46 kişiyi dolandırdıkları belirtilirken sanıklardan suç örgütünün Türkiye yöneticisi İrfan A. ile birlikte organizatör yardımcılarının ‘suç örgütü kurmaktan’ 8’er yıl, ‘suç örgütü aracılığı ile nitelikli dolandırıcılıktan’ da 920’şer yıl, diğer sanıkların da en az 4 yıldan başlayan değişik hapis cezalarına mahkum edilmeleri istendi. "Duruşma iki hafta sürebilir" Forex dolandırıcılık davasında sanıklar 18 Kasım Pazartesi günü hakim karşısına çıkacak. Duruşmanın yaklaşık 2 hafta süreceği tahmin ediliyor. Yargılanmaya başlayacak olan sanıklardan suç örgütünün Türkiye yöneticisi İrfan A.’nın iddianamede yer alan diğer sanıklarla yaptığı telefon konuşmalarında örgütle ilgili çarpıcı itirafları yer alıyor. Örgüt Yöneticisi İrfan A.’nın iddianamede yer alan tape kayıtlarında telefonla görüştüğü kişiye, Forex işinin patronlarının Karadağ ve Kıbrıs’ta olduğunu, onların kasasının ise kendisinin olduğunu söylediği belirtildi. Sanık A.’nın görüşmede Forex dolandırıcılığında Türkiye’de bir numara olduğunu belirterek, MASAK’ın ilk 5 listesinde olduğunu, çeteden tutuklansa dahi 5 ay sonra tahliye olacağını belirttiği kaydedildi. İrfan A.’nın yine tape kayıtlarında, Forex dolandırıcılığından haftalık 10 milyon lira gönderdiğini, İstanbul’da 10-15 anonim, Adana’da ise limited şirket kurduğunu, merkezi Adana’dan İstanbul’a taşıyacağını, yeni ortaklar bulduğunu belirttiği de kayıtlara geçti. Suç örgütü lideri İrfan A.’nın suçtan elde edilen paralar ile küçükbaş hayvan alıp ticaretini yaptıkları ayrıca ev ve araba aldıkları da saptandı. Suç örgütünün dolandırdığı paraların transferlerinde yaşanan aksaklıklarda “cebir, şiddet, tehdit vb.” uygulandığı belirtilen tape kayıtlarında suç örgütü yöneticisi İrfan A.’nın “Metin” isimli şahsın suçta kullanılan banka hesaplarındaki parayı aldığı için “Parayı ver yoksa seni öldürürüm” dediği ile ilgili suç unsuru görüşme kayıtlarının olduğu belirlendi. Yine tape kayıtlarında suç ofisi sorumlusu Mehmet D.’nin örgüt yöneticisi İrfan A. ile yaptığı görüşmede öldürülen Mevlüt K. ile ilgili olarak, Mevlüt K.’ye hazır paranın tatlı geldiği için sonunun kötü olduğunu belirttiği kayıtlara geçti. İddianamede, suç örgütü yöneticisi İrfan A. ile Hüseyin U. arasında geçen telefon görüşmesinin içeriği de yer aldı. Tape kayıtlarında İrfan A.’nın, “Suçta kullanılan şirket sahiplerinde suçtan elde ettikleri paraların kaldığını bu nedenle silahların patladığını bu nedenle 3 mahkuma baktığını, elindeki iban ve firmaların kimsede olmadığını, Kıbrıs’ta, Sırbistan’da, Gürcistan’da kod isminin bilindiğini, çok yüklü miktarda para kazandıklarını ve parayı sayarken ellerinin yara olacağını, sadece işlerinin para saymak olacağı” şeklindeki suç unsuru görüşme yaptığı belirlendi. "İrfan A.’nın hesabına 3 yılda 74 milyon 806 bin lira girip çıktı" İddianamede suç örgütü yöneticisi İrfan A.’nın 2021-2022-2023 tarihi arasındaki banka hesabındaki para miktarlarına da yer verildi. 3 yıl içinde İrfan A.’nın banka hesaplarına çeşitli firmalardan hesabına 74 milyon 806 bin lira giriş, kripto para borsalarında ise hesabından 37 milyon 437 bin lira çıkış olduğu görüldüğü kaydedildi. Kripto varlık hizmet sağlayıcılardan gelen bilgiler kapsamında yapılan tespitlerde ise, bankacılık işlem kayıtlarına göre, analiz konusu şahısların BN Teknoloji AŞ, Paribu Teknoloji AŞ ve Eliptik Yazılım ve Ticaret AŞ kripto varlık hizmet sağlayıcılarına (KVHS) 2021-2023 yılları arasında 616.034.218 TL para çıkışı, 120.486.767 TL para girişi olduğunun belirlendiği de belirtildi. İddianamede suç örgütü yöneticisi İrfan A.’nın savunmasına da yer verildi. Etkin pişmanlıktan faydalanmak istediğini belirten sanığın 375 sayfadan oluşan savunmasının özetinde, bayan tekstil mağazasının olduğunu, aylık 15-20 bin lira kazandığını, mal varlığının olmadığını, banka hesaplarının bulunduğunu ancak blokeli olduğunu, şirket ve kişisel hesaplarındaki tüm işlemlerin kendisine ait olduğunu, kripto hesaplarını kendisinin kullandığını belirten İrfan A., kuzeni Ramazan A.’nın muhasebe işlerini yürüttüğünü, Hamza K., Cem B., İhsan O., Ferman A., İsmail A., Mehmet D. ile birlikte bireysel ve şirketler üzerinden Forex işlemleri yaptığını, Eşref Veli K. ve Hasan Ç. adına kayıtlı şirketlerin kuruluşlarını yaptırdığını ve ödemelerini yaptığını, oğlu Cüneyt A.’nın hesaplarını, Aslan T. adına olan şirket hesaplarını kendisinin kullandığını belirterek suç örgütünün işleyişini itiraf etti. Suç örgütü yöneticisi İrfan A., müştekilerin gönderdiği paralar, MASAK hesap hareketleri ve tape kayıtları ile ilgili olarak da, binlerce kişi ile işlemler yaptığını hatırlamadığını, gelen giden paraların Metatrader uygulaması ile ilgili yaptığı yatırımlarla ilgili olduğunu, elden aldığı borcun iadesi olduğunu belirtti. İddianamede MASAK tarafından aklama suçu kapmasında hazırlanan rapora da yer verildi. Raporda, örgüt yöneticisi ve diğer örgüt mensupları ile suçta kullanılmak üzere kurulmuş paravan şirketler arasında ve bu şahıslara ait Kripto para transferleri analiz edildiğinde şahısların birbiriyle yüklü miktarda para transferlerinin olduğu tespit edilirken, paraların genel olarak kripto para borsalarına aktarılarak paranın izinin kaybettirilmeye çalışıldığı ve yaklaşık 30 milyar TL para trafiğinin olduğunun anlaşıldığı belirtildi. "Nasıl dolandırıldığını anlattı" İddianamede mağdurlar nasıl dolandırıldıklarını da ayrıntılı olarak anlattı. Suç örgütüne 22 bin 864 dolar parasını kaptıran İ.Ç. ifadesinde dolandırılmasını şöyle anlattı: “İnternet üzerinden kaldıraçlı işlemler ile ilgili araştırma yaptım. Index FX(indexfx.com) olarak faaliyet gösteren Index Capital Group olarak kendilerini tanıtan bir şirketin reklamını gördüm. Sitede bulunan demo’dan 1000 dolar şeklinde sembolik bir rakam ile satın alma işlemi yaptım. Aynı gün 0531 67 no.lu hattan beni Index FX’ten aradığını söyleyen Tolga Güven olarak tanıtan şahıs aradı. Yatırım için küçük bir meblağ yatırmamı istedi. Şahsın verdiği İndeks Elektronik Bilişim Online adına olan TR73.72 nolu hesaba 5 bin TL gönderdim. Daha sonra Tolga isimli şahıs benim danışmanlığımı yapacağını söyledi. Yağız Karataş isimli şahıs beni arayarak onun yönlendirmesi ile telefonuma ’Meta Trader 4’ uygulamasını indirdim ve uygulamada bana hesap oluşturdu. Şahıslar beni arayarak bakiyenin az olması nedeniyle işlemi yapamadıklarını söylemeleri üzerine aynı şirket hesabına 10 bin TL gönderdim. Yüklediğim uygulama üzerinden yüzde 50 kar elde ettiğimi gördüm. Yağız isimli şahıs arayarak meblağı artırmak için bana teklifte bulundu. Şahsın bana verdiği PHM Dijital Teknoloji Bilişim Ltd. Şti adına olan TR76 .45 nolu hesaba 15 bin TL gönderdim. Uygulama üzerinden kazanç sağladığımı gördüm. Şahsın yönlendirmesi ile yine aynı hesaba 140 bin TL gönderdim. Yağız isimli şahıs beni tekrar arayarak para yatırmamı yoksa yatırımımın riske gireceğini söyledi. Bunun üzerine aynı hesaba 22 bin TL para gönderdim. Uygulamadaki paramı çekmek istediğimde şahsın beni oyaladığını ve yine aynı bahanelerle para istemesi üzerine aynı hesaba 16 bin TL, daha sonra 14 bin TL daha sonra 30 bin TL daha sonra 10 bin TL daha sonra 40 bin TL daha sonra 10 bin TL gönderdim. En son da arkadaşım F.K.’nin hesabından 60 bin TL daha gönderdim. Bu paraları yatırdıktan sonra paramı alamadım, dolandırıldığımı anladım. Toplamda zararım 22 bin 864 dolar. Şikayetçiyim.”
’Dik dik bakıyorsun’ diyerek meyve bıçağıyla öldürdü, sonra da ’Pişmanım’ dedi
16 Kasım 2024 Cumartesi - 09:55 ’Dik dik bakıyorsun’ diyerek meyve bıçağıyla öldürdü, sonra da ’Pişmanım’ dedi Adana’da kendisine dik dik baktığı gerekçesiyle tartıştığı kişiyi meyve bıçağıyla öldüren şüphelinin, emniyetteki ifadesinde “Pişmanım” dediği öne sürüldü. Şüpheli, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Olay, 15 Kasım günü Seyhan ilçesine bağlı Sümer Mahallesi’ndeki bir kafede meydana gelmişti. İddiaya göre, Erencan E. (21) bir kafede oturduğu sırada yabancı uyruklu Mahmoud Rahmani’ye (20) ’Neden dik dik bakıyorsun’ diyerek tartışmaya başladı. Tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü. Kavga sırasında Erencan E., Rahmani’yi göğsünden ve bacağından meyve bıçağı ile yaralayarak olay yerinden kaçtı. İhbar üzerine bölgeye sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri ağır yaralanan genci Seyhan Devlet Hastanesi’ne kaldırdı. Burada yapılan müdahalelere rağmen Rahmani kurtarılamadı. Olay yerine yakın bir bölgede yunus polisleri Erencan E.’yi yakalarak Cinayet Büro Amirliği ekiplerine teslim etti. Şüpheli Erencan E. emniyetteki ifadesinde, "Kafede otururken dik dik bakan şahsı yanıma çağırdım, ’Ne dik dik bakıyordun?’ dedim. Sonra kavga çıktı, sinirle elime geçen meyve bıçağı ile bıçakladım. Çok pişmanım” dediği öne sürüldü. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüpheli, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.