Yerel Haberler
Adana
Şehit babası oğlunun kabrinin başından bir gün olsun ayrılmıyor 28 Kasım 2024 Perşembe - 12:46:10 Kuzey Irak’ın Hakurk bölgesinde 2019 yılında yıldırım düşmesi sonucu şehit olan Piyade Uzman Onbaşı Bünyamin Çabuk, şehadetinin 5. yılında Kozan Garnizon Şehitliği’nde düzenlenen programla dualarla anıldı. Şehit babası Ünlen Çabuk, 5 yıldır oğlunun kabri başından ayrılmıyor. Kuzey Irak’ta yıldırım düşmesi sonucu şehit olan Piyade Uzman Onbaşı Bünyamin Çabuk’un kabri başında düzenlenen anma programına Kozan Kaymakamı Bahattin Alp Arslanköylü, Kozan Belediye Başkan Yardımcısı Özgür Çoban, İlçe Jandarma Komutanı Nuh Anacık, İlçe Emniyet Müdürü Fatih Alptekin, Kozan Sosyal Hizmet Merkezi Müdürü Hasan Boz, Kozan Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği Başkanı Sümmani Göztaş, Adana Büyükşehir Belediyesi 3. Bölge Koordinatörü Ataol Öztorun, belediye meclis üyeleri, şehidin ailesi ve çok sayıda vatandaş katıldı. Program, şehidin ruhuna Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Ardından, başta Piyade Uzman Onbaşı Bünyamin Çabuk olmak üzere tüm şehitler için dualar edildi. Program sonunda Kaymakam Arslanköylü ve beraberindeki protokol üyeleri, şehitlerin mezarlarına kırmızı karanfiller bırakarak ailelere taziyelerini iletti. Kaymakam Bahattin Alp Arslanköylü yaptığı açıklamada, "Şehitlerimizi her daim rahmet ve minnetle yad ediyoruz. Onlar bu vatanın bekası için canlarını feda ettiler. Şehidimiz Bünyamin Çabuk’un ailesine sabır ve metanet diliyorum. Aziz şehitlerimizin emanetleri her zaman bizim baş tacımızdır" ifadelerini kullandı. Şehidin babası Ünlen Çabuk ise oğlu Bünyamin Çabuk’un 2019 yılında şehit olduğunu hatırlatarak, "Bu mertebe herkese nasip olmaz. Ancak bir baba olarak bu acıyı yaşamak gerçekten çok zor. Yılın neredeyse her günü oğlumun mezarını ziyaret ediyorum. Onunla burada bir bağ kuruyorum. 365 günün 360 günü buradayım. Oğlum için ilçeyi hiç terk etmiyorum" dedi.
28 Kasım 2024 Perşembe - 11:34 Soğuk havanın omurga sağlığı üzerindeki 5 olumsuz etkisi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Emine Bukan Arıca, omurga sağlığını korumanın uzun vadede yaşam kalitesini artıracağını söyledi. Medline Adana Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Emine Bukan Arıca, soğuk hava şartlarının gündelik yaşamı zorlaştırırken bundan fiziksel sağlığın da payını aldığını kaydederek, “Bu durumdan belki de en çok omurgamız etkileniyor. Buna ise genel olarak insan vücudunun soğuk havalarda kasları, eklemleri ve kemikleri korumak amacıyla daha fazla gerilim oluşturması neden oluyor” dedi. Omurga sağlığını korumanın uzun vadede yaşam kalitesini artıracağını belirten Dr. Emine Bukan Arıca, soğuk havanın omurga sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini anlattı. Dr. Arıca, olumsuz etkilerden korunmak için şu 5 öneriyi sıraladı: 1. Kas sertliği ve spazmları Soğuk havalar, vücutta kas gerilimini artırır. Kaslar soğuk ortamda daha hızlı sertleşir ve hareket etmede zorlanır. Bu durum, omurgayı çevreleyen kaslarda spazmlara ve sertleşmelere yol açar. Omurgadaki bu kas gerilimleri, sırt ve bel ağrılarını tetikleyebilir, mevcut omurga problemlerini de kötüleştirebilir. Özellikle bel fıtığı veya skolyoz gibi sorunlar soğuk havanın etkisiyle daha da can sıkıcı hale gelebilir. 2. Hareket kısıtlılığı Soğuk havada vücut, ısısını korumak için enerji harcar ve kaslar daha az esnek hale gelir. Bu durum, insanların normalde rahatça gerçekleştirebildikleri hareketleri zorlaştırır. Özellikle egzersiz yapmayan bireylerde bu hareketsizlik omurganın çevresindeki kasları zayıflatır ve zamanla omurganın daha fazla yük taşımasına yol açar. Uzun süre hareketsiz kalmak, omurgadaki disklerin ve eklemlerin zorlanmasına neden olabilir. 3. Aşırı yüklenme ve duruş bozuklukları Soğukta ağır eşyaların kaldırılması veya uzun süreli oturmak, omurga üzerine fazladan yük bindirir ve ağrıların artmasına davetiye çıkartır. Ayrıca soğuk havalarda vücut otomatik olarak daha sıkı bir duruş sergilemeye eğilimlidir; insanlar, soğuktan korunmak için vücutlarını bükerek, sırtlarını daha yuvarlak tutmaya çalışırlar. Bu duruş bozuklukları omurgaya olan baskıyı artırır ve uzun vadede omurga sağlığı üzerinde olumsuz etkiler oluşturabilir. 4. Kan dolaşımının zayıflaması Soğuk hava, kan damarlarını daraltarak kan dolaşımını yavaşlatır. Bu durum, omurganın çevresindeki dokulara daha az oksijen ve besin maddesi taşınmasına neden olur. Uzun süreli yetersiz kan dolaşımı, omurga sağlığını olumsuz etkileyebilir ve doku hasarına yol açabilir. Özellikle yaşlı bireylerde kan dolaşımının zayıf olması omurga sağlığını daha da tehlikeye sokar. 5. Soğuk hava ve eklem ağrıları Omurgadaki eklemler, soğuk hava nedeniyle şişebilir ve ağrıyabilir. Soğuk, eklem sıvısının akışkanlığını azaltarak eklem hareketliliğini kısıtlar. Bu durum, omurgadaki faset eklemleri gibi hareketli eklemlerin ağrımasına hatta iltihaplanmasına yol açabilir. Özellikle romatizmal hastalıkları olan kişiler, soğuk havalarda bu tür ağrılardan daha fazla şikayetçi olurlar.
77 yaşındaki emekli tümgeneral teniste tarih yazıyor
15 Ekim 2024 Salı - 10:42 77 yaşındaki emekli tümgeneral teniste tarih yazıyor İstanbul’da yaşayan 77 yaşındaki emekli Tümgeneral Nejat Müldür, vakit geçirmek için başladığı teniste, kendi yaş kategorisinde dünyada 3 numara oldu. Macaristan’a gidecek olan Müldür, MT700 Budapest’te yaş kategorisinde zirvede yer almak için yarışacak. Nejat Müldür, 1992-1994 yılları arasında NATO’ya tahsisli Türk Tümeni’nin teşkil ve konuşlandırma faaliyetleri çerçevesinde albay rütbesiyle Türkiye ve Almanya’daki çalışmalara proje subayı olarak katıldı. Burada tenis sporuyla tanışan Müldür, yabancı mevkidaşlarıyla tenis oynamaya başladı. Türkiye’ye döndükten sonra da tenise devam eden Müldür, 30 Ağustos 1996 tarihinde tuğgeneralliğe terfi ederek Silopi’de konuşlu 23. Piyade Tugay Komutanlığı görevini ve 1. Ordu Harekat Kurmay Yardımcı Başkanlığı görevini yürüttü. Nejat Müldür, 30 Ağustos 2000’de tümgeneralliğe terfi etti, 2005 yılında da emekli oldu. Hem tümgenerallik görevini yaparken hem de emeklilikte tenisten bir an olsun kopmayan Müldür, kendi yaş kategorisinde birçok şampiyonluk elde etti. Dünya şampiyonu olmak için yarışacak Son olarak da Uluslararası Tenis Federasyonu +75 yaş tekler kategorisinde dünyanın 3 numarası oldu. Adana’da bulunan Adana Tenis Dağ ve Su Sporları Kulübü’nde idmanlarını sürdüren Müldür, 20 Ekim’de Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de düzenlenecek ’MT700 Budapest’te dünyanın 1 numarası olmak için yarışacak. “Almanya’da tenis ile tanıştım” İhlas Haber Ajansı’na konuşan emekli Tümgeneral Nejat Müldür, “45 yıl boyunca Türkiye’nin birçok bölgesinde görev yaptım ama en önemlisi Kuzey Irak bölgesiydi. O bölgelerde komutanlık yaptım. 45 yıllık askeri kariyerimin ardından emekli oldum. NATO görevi için Almanya’ya gitmiştim ve orada doktorun ’mutlaka hayatınıza hareket getirmeniz lazım’ sözü üzerine tenis ile tanıştım” dedi. “Dünya 1 numarası olmak için yarışacağım” Türkiye’de ve dünyada birçok derece aldığını belirten Müldür, “Türkiye’ye döndükten sonra da hep tenis oynadım. Emekli olduktan sonra artık şampiyonalara katıldım ve birçok Türkiye şampiyonluğu elde ettim. Türkiye’de ilk kez dünya tenis sıralamasında hem tekler hem de çiftler kategorisinde yaş grubumda dünyada ilk 10’un içerisine girdim. Son olarak da dünya 3 numarası oldum. Şimdi Macaristan’a gideceğim ve dünya 1 numarası olmak için yarışacağım” ifadelerini kullandı. “Tenisin faydası çok” Öte yandan emekli Tümgeneral Nejat Müldür, gençlere ve yaşıtlarına tavsiyelerde bulunarak, şunları söyledi: “Emekli olduktan sonra sosyal yalnızlık oluyor. Sosyal yalnızlık demansa götürür. Ancak tenis oynarken hem hayatına hareket getiriyorsun hem de bir ortamın oluyor. Tenisin insan sağlığına faydası çok. Gençlere tenisi öneriyorum. Sporla ilgilenen kişi beslenmesine dikkat eder. Uyuşturucu maddelerden korunur.”
"Sumakçı Dede" bir ilke imza attığı sumakları miras bıraktı
15 Ekim 2024 Salı - 10:17 "Sumakçı Dede" bir ilke imza attığı sumakları miras bıraktı Adana’nın Saimbeyli ilçesinde 20 yıl önce "Sumakçı Dede" ismi verilen bir kişinin, bir ilke imza atarak meyve vermeyen erkek sumağı aşıladığı öğrenildi. Saimbeyli ilçesinde "Sumakçı Dede" olarak bilinen Hazım Ak’ın 20 yıl önce dağlarda kendiliğinden yetişen ve Adana’da salataların vazgeçilmezi olan sumak bitkisinin meyve vermeyen erkek sumaklarını aşıladığı belirlendi. Ak’ın yaptığı aşılama ile sumağın verim vermesini sağlayıp, üretime kazandırdığı Türkiye’de ve dünyada bir ilke imza attığı akademik çalışmalarla belgelendi. Ak’ın bıraktığı sumaklar oğlu ve eşi tarafından bakımları yapılarak ekonomiye kazandırılıyor. Saimbeyli’de yıllarca erkek sumağa aşı yapan babasıyla dalga geçildiğini belirten Naci Ak, annesi ile birlikte Hazım Ak’ın sumaklarına gözü gibi bakarak hasatlarını gerçekleştirdi. Eşinin en büyük hayalinin yetiştirdiği sumakların ilçede ekonomiye kazandırılarak köylünün geliri olması ve herkesin aşı yaparken dalga geçtiğini aktaran Hazım Ak’ın eşi İmame Ak, "Bizim bağın her tarafı erkek sumaktı. ’Bu sumağa bir aşı yapacağım’ dedi. Denedi tuttu ve bir sevinç ile o gün gelmişti. O günden sonra her erkek sumağa aşı yaptı. Aşı yaptığı sene sumak verdi. Bütün köylüleri sumak yapın diye uyardı. ’Gelecek bu sumakta’ dedi. Köylüler hep dalga geçti ’kafayı yemiş bu Hazım’ derlerdi. Bu günü görse çok sevinirdi" diye konuştu. Oğlu Naci Ak ise baba mirasına sahip çıktığını belirterek, "Biz 50 yıl kiraz ürettik. Kiraz raf ömrü azdı ama bahçemizin her yanı yabani sumaktı. Babam bunlara 20 yıl önce aşı yapacağını söyledi. Aşı yaptığımız yıl meyve verdi. Dünyada ve Türkiye’de sumağa ilk aşı yapan babammış. Babam geçen Aralık ayında trafik kazasında hayatını kaybetti. Sumak raf ömrü uzun antioksidan özelliği ile sağlığa faydası ile dikkat çekiyor. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesinden ve Çukurova Üniversitesinden gelip plaket verdiler. Babamı burada eğitimci Ahmet Kaytancı hocamın sosyal medyada çekip atması ile tüm bu gelişmeler yaşandı aslında. Babamla yıllarca dalga geçtiler. 5 yıl sonra herkes bu gelişmeler sonrası aşı almaya gelmeye başladılar. Değeri anlaşıldı. Binlerce fidan tohum isteyen var. Babam farkında olmadan ilçenin geleceğini değiştirdi. Şu an babam 50 dönüm alanda sumak yetiştiriyor. Aşı sonrası salkımlar kiloluk oluyor. Hiç verim vermeyen sumaklardan kiloluk sumak verimi alıyoruz. Türkiye’nin her yerinden arıyorlar. İnanmayanlar da var bahçeyi gelip görüyorlar. Bizler için büyük bir gurur. Şu an kilosu 500 TL’den satılıyor" dedi. Sumağı ilk kez sosyal medyada yayınlayan Ahmet Kaytancı ise, "Hazım abinin aşıladığı sumaklar artık meyve veriyor. Hazım abi ’50 santim sumak veriyor’ demesine ilk ben de inanmadım ve ziyaret ettim o sumakları çektim. Sosyal medyadan paylaştım. Birçok akademisyen araştırmaya geldi ve dünyada ve Türkiye’de ilke imza attığı ortaya çıktı. İtalya’dan bile arayan oldu. Tamamen doğal aşı ile bu milli ürünü üretime kazandırmış olduk" diye konuştu. Bölgede Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’nden gelen ve bahçelerde akademik çalışma yapan Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Prof. Dr. Mehmet Sütyemez, "Ülkemizde sumak aşısının ilk kez yapıldığını tespit ettik ve akademik çalışmalarına ekledik" dedi.
"Sumakçı Dede" ilçesinde ilke imza attığı sumakları miras bıraktı
15 Ekim 2024 Salı - 10:15 "Sumakçı Dede" ilçesinde ilke imza attığı sumakları miras bıraktı Adana’nın Saimbeyli ilçesinde 20 yıl önce "Sumakçı Dede" ismi verilen bir kişinin bir ilke imza atarak meyve vermeyen erkek sumağı aşıladığı öğrenildi. Saimbeyli ilçesinde "Sumakçı Dede" olarak bilinen Hazım Ak’ın 20 yıl önce dağlarda kendinden yetişen ve Adana’da salataların vazgeçilmezi olan sumak bitkisinin meyve vermeyen erkek sumaklarını aşıladığı belirlendi. Ak’ın yaptığı aşılama ile sumağın verim vermesini sağlayıp, üretime kazandırdığı Türkiye’de ve dünyada ilke imza attığı akademik çalışmalarla belgelendi. Ak’ın bıraktığı sumaklar oğlu ve eşi tarafından bakımları yapılarak ekonomiye kazandırılıyor. Saimbeyli’de yıllarca erkek sumağa aşı yapan babasıyla dalga geçildiğini belirten, Naci Ak annesi ile birlikte Hazım Ak’ın sumaklarına gözü gibi bakarak hasatlarını gerçekleştirdi. Eşinin en büyük hayalinin yetiştirdiği sumakların ilçede ekonomiye kazandırılarak köylünün geliri olması ve herkesin aşı yaparken dalga geçtiğini aktaran Hazım Ak’ın eşi İmame AK, “Bizim bağın her tarafı erkek sumaktı. ’Bu sumağa bir aşı yapacağım’ dedi. Denedi tuttu ve bir sevinç ile o gün gelmişti. O günden sonra her erkek sumağa aşı yaptı. Aşı yaptığı sene sumak verdi. Bütün köylüleri sumak yapın diye uyardı. ’Gelecek bu sumakta’ dedi. Köylüler hep dalga geçti ’kafayı yemiş bu Hazım’ derlerdi. Bu günü görse çok sevinirdi” diye konuştu. Oğlu Naci Ak, ise baba mirasına sahip çıktığını belirterek, "Biz 50 yıl kiraz ürettik. Kiraz raf ömrü azdı ama bahçemizin her yanı yabani sumaktı. Babam bunlara 20 yıl önce aşı yapacağını söyledi. Aşı yaptığımız yıl meyve verdi. Dünyada ve Türkiye’de sumağa ilk aşı yapan babammış. Babam geçen Aralık ayında trafik kazasında hayatını kaybetti. Sumak raf ömrü uzun antioksidan özelliği ile sağlığa faydası ile dikkat çekiyor. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesinden ve Çukurova Üniversitesinden gelip plaket verdiler. Babamı burada eğitimci Ahmet Kaytancı hocam sosyal medyada çekip atması ile tüm bu gelişmeler yaşandı aslında. Babamla yıllarca dalga geçtiler. 5 yıl sonra herkes bu gelişmeler sonrası aşı almaya gelmeye başladılar. Değeri anlaşıldı. Binlerce fidan tohum isteyen var. Babam farkında olmadan ilçenin geleceğini değiştirdi. Şuan babam 50 dönüm alanda sumak yetiştiriyor. Aşı sonrası salkımlar kiloluk oluyor. Hiç verim vermeyen sumaklardan kiloluk sumak verimi alıyoruz. Türkiye’nin her yerinden arıyorlar. İnanmayanlarda var bahçeyi gelip görüyorlar. Bizler için büyük bir gurur. Şuan kilosu 500 TL’den satılıyor” dedi. Sumağı ilk kez sosyal medyada yayınlayan Ahmet Kaytancı ise, “Hazım abinin aşıladığı sumaklar artık meyve veriyor. Hazım abi ’50 santim sumak veriyor’ demesine ilk ben de inanmadım ve ziyaret ettim o sumakları çektim. Sosyal medyadan paylaştım. Birçok akademisyen araştırmaya geldi ve dünyada ve Türkiye’de ilke imza attığı ortaya çıktı. İtalya’dan bile arayan oldu. Tamamen doğal aşı ile bu milli ürünü üretime kazandırmış olduk” diye konuştu. Bölgede Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesinden gelen ve bahçelerde akademik çalışma yapan Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Prof. Dr. Mehmet Sütyemez, "Ülkemizde sumak aşısını ilk kez yapıldığını tespit ettik ve akademik çalışmalarına ekledik" dedi.