DÜNYA - 14 Şubat 2013 Perşembe 10:57

GAZİANTEPSPOR TARAFTARLARI YASTA

A
A
A
GAZİANTEPSPOR TARAFTARLARI YASTA

Kasımpaşa maçında hayatını kaybeden Gaziantepspor taraftarı Hüseyin Karakılınç, Gaziantep`i yasa boğdu.
Konuyla ilgili açıklamada bulunan Gaziantepspor Taraftarlar Derneği Başkanı İrfan Karakuzulu, maç sırasında hayatını kaybeden taraftarlarının kendilerine yasa boğduğunu söyleyerek, ``Pazartesi günü Gaziantepspor ile Kasımpaşa arasında oynana maçta, biz maalesef takımımızın galibiyetine sevinemedik. Üzüntü duyduğumuz bir noktada taraftarımız Hüseyin Karakılınç, isimli taraftarımızın hayatını kaybetmesidir. Bizim Galibiyetimize sevinmememize sebep oldu. Gerçekten çok vahim ve üzücü bir durum. İnsan hayatının her şeyin önünde olduğunu düşünüyorum. İnsan hayatı, sporun ve sosyalitenin önünde yer alıyor. Ama belki de Allah`ın takdiri. Kader onun ölümünü orda tecelli ettirdi ama olay maalesef birazcıkta ihmal söz konusu olduğu söyleniyor. Maçın 70. dakikasında yaşanan bir pozisyondan dolayı taraftarımız zannediyorum bu pozisyona birazcık üzülmüş ve kendine sıkıntı yapmış. Daha önceden de bir rahatsızlığı varmış sanıyorum. Bunun neticesinde gol pozisyonu olduktan sonra çocuğuyla birlikte gelen taraftarımızın o anın setresiyle çocuğun üzerine düşüyor. Tabi oradaki taraftarlar, arkadaşlarımız, taraftarımızın bayıldığını düşünüyorlar. Tabi ki o anda insanların ölüm hiçbir zaman aklına gelmediği için, ambulansa seslenmek için gerekli bir hava oluşturuyorlar. Ama maalesef stat da iki tane ambulans var. Bir tanesi Kulübün kendi özel şartlarda anlaştığı bir sağlık birimi, diğeri ise 112 devlet kurumlarına ait acil servis ambulansı. Bu iki ambulanstan biri stat içerisinde bulunduğu için, taraftarımız en yakındaki özel hastaneye ait ambulansı çağırma gidiyorlar. Fakat zannediyorum mevzuat gereği olduğu söyleniyor, öncelikli olarak 112`nin bu olaya müdahale etmesi gerektiği konusunda özel sağlık hastanesi bu olaya müdahale etmiyor. İşte bu arada taraftarımız en yakın ambulansın özel hastane ambulansı olduğu için onun öncelikle gelmesini talep ediyorlar. Arada tabi bir 5 veya 6 dakikalık zaman kaybı oluyor. Burada ben şunu söylemek istiyorum. İnsan hayatı mevzuatlara bakmaz, insan hayatı her şeyin önünde gelir. Çünkü o anda en yakın ambulans kimse, ister görev alanına girsin ister girmesin oraya müdahale etmeliydi. Çünkü bir insan hayatı var sonuçta, geride kalan öksüz çocuklar, yetim aileler var. Bunun için taraftarlarımızın o maçtaki tepkilerini haklı buluyorum ve bu olayında bir an önce aydınlatılmasını istiyorum`` dedi.
Ligin 23. haftasında oynanacak olan Gaziantepspor-Bursaspor maçında hayatını kaybeden Hüseyin Karakılınç için saygı duruşunda bulunacaklarını da ifade eden Başkan Karakuzulu, ``Tabi burada ilk oynanacak Bursaspor maçı var. Orada biz Kulüp yetkililerinden ve Federasyondan bu konuda talepte bulunacağız. En azından insanları duyarlılığa davet etmek için, konunun başka yere çekilmesi için, çünkü hakikaten insan canı sonuçta. Başka canlar yanmasın bundan sonra. Burada herkesin başına gelecek bir olaydır. Bizimde başımıza gelebilir. Önemli olan bundan sonraki alınacak tedbirlerle kişilerin yaralanmaları, ölümleri veya herhangi bir sağlıkla ilgili problemlerinde biran önce bu olayların düzene girmesi konusunda düşüncem var. Dediğim gibi Bursaspor maçında da ölen rahmetli taraftarımız Hüseyin arkadaşımız, rahmetle anacağız ve futbolcularımız ile birlikte saygı duruşuna davet edeceğiz`` şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Van’da 88 bin 466 kayıtlı araç mevcut Van Ticaret ve Sanayi Odası (Van TSO) Otomotiv Meslek Grubu Komite Başkanı Danyal Yıldız, Van’da son verilere göre 88 bin 466 aracın olduğunu söyledi. Van TSO Otomotiv Meslek Grubu Komite Başkanı Danyal Yıldız, Van’ın; tarihi, nüfusu ve yüz ölçümü itibariyle önemli şehirlerin başında geldiğini belirterek, ancak buna karşı ihtiyaçlarına cevap veremeyecek nitelikte olduğunu söyledi. Van’ın, 1.2 milyon nüfusu itibariyle 19, yüzölçümü itibariyle 6’ncı büyük kent olduğunu ifade eden Yıldız, “Van; tarihi eski zamanlara dayansa da şehir yerleşkesi nispeten genç olan bir kenttir. Van Kalesi kenarındaki eski Van şehrinin Rus işgali sırasında yakılmasından sonra mevcut yerleşim yerine kurulan yeni Van kenti, maalesef ihtiyaçlarına cevap verebilecek nitelikte bir ulaşım ağına sahip değildir. 1930’larda Cumhuriyet ve İskele caddelerinin açılması sonrası, 1960’larda açılan Maraş Caddesi ile İpekyolu Bulvarı; 1974 Kale Yolu Caddesi ve 1986 yılında açılan 2 Nisan Caddesi ile ana hatlarına kavuşmuştur. 2011 Van depremi ile yeniden inşa edilecek yeni bir kent fırsatını da değerlendiremeyen kentimiz; Gölbaşı, Suvaroğlu ve Şabaniye caddelerine zaruriyetten kavuşmuştur. İyi niyetlerle yapılan Hatuniye Caddesi ile Sahil Yolu projesinin hayata geçirilmesi, çok önemli olmasına rağmen mevcut trafik yoğunluğunu azaltmak ve kanalize etmek noktasında şu an için kent trafiğine katkı sağlamaktan uzak kalmıştır” dedi. "Van’da trafikte kullanılan 150-200 bin araç bulunmaktadır" 1970-1980’li yılların nüfus, trafik ve trafik araçlarının kapasitesine göre tasarlanmış ve kullanıma açılmış olan yolların kapasitesinin günümüzdeki insan ve trafiğin yoğunluğuna cevap veremediğini vurgulayan Yıldız, “Dönemin şartlarına uygun yapılan yolların mevcut trafiğin yükünü kaldırması beklenemez. 2024 yılı TÜİK verilerine göre Van ilinin trafiğe kayıtlı araç sayısı yaklaşık 88 bin 466 olup, ancak plaka kaydına göre açıklanan veriler hatalıdır. Çünkü illimizde hem güvenli seyahat hem de zorunlu sigorta fiyatlarının değişkenlik göstermesi gibi gerekçelerle, ilimizde yer alan ve plaka kodu 65 olmayan araç kayıtları, plaka kodu 65 olan araçların en az iki katıdır. Tahminlerimize göre Van ilinde mukim ve trafikte kullanılan 150-200 bin araç bulunmaktadır. Mevcut şartlara cevap veremeyen ulaşım ağının bu bilgiler göz önünde bulundurularak yeniden planlanması ve buna uygun çözüm getirilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. "Hafif raylı sistem trafik ve ulaşım problemlerinin çözümü noktasında önemli katkı sağlayacaktır" 1909 yılında Sultan II. Abdülhamid döneminde fizibilitesi yapılmış, ancak defalarca gündeme gelmesine rağmen bir türlü hayata geçirilemeyen, adeta bir hayalden ibaret olan hafif raylı sistemin hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çizen Yıldız, “Hafif raylı sistem faaliyete geçtiğinde trafik ve ulaşım problemlerinin çözümü noktasında çok önemli bir katkı sağlayacaktır. Bunun yanında Van YYÜ ile Edremit Su Sporları Merkezi arasında yapılacak deniz otobüsü seferleri ile ulaşıma katkı sağlanabilir, kent trafiği rahatlatılabilir. Yine şehrin bazı cadde ve sokakları yayalaştırılarak, araç trafiğine kapatılmalıdır. Yeni bat-çıklar yapılarak hızlı transfere imkan sağlanmalıdır. 2 Nisan, İskele ve Cumhuriyet caddelerine paralel yeni ana arterler açılmalıdır. Toplu taşıma teşvik edilmeli, toplu taşıma araçlarının kapasitesi arttırılmalıdır. Duraklara riayet edilmeli, trafiğin tıkanıklığına sebep olan kaldırım işgali ve hatalı park davranışları kontrol altına alınmalıdır. Çevre yolunun bir an evvel faaliyete geçirilmesi gerekmektedir. Yine odamızın yazışmaları ile gündeme getirdiğimiz Van YYÜ ile Edremit Karayolları Kampüsü arasındaki 33 kilometrelik bölümde yeşil dalga sisteminin aktif edilmesi gerekmektedir. Şehir merkezinde yer alan kamu binaları, planlı bir belediyecilik ve kentleşme yöntemi ile daha açık ve bakir alanlara çıkarılmalıdır” diye konuştu.
Aydın Aydın’da ’10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ kutlandı Aydın Gazeteciler Cemiyeti (AGC) tarafından ’10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ dolayısıyla program düzenlenirken törende konuşan AGC Başkanı Ferdi Uzun; “Hep birlikte omuz omuza çalışmaya devam edeceğiz” dedi. Aydın’da 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla çelenk sunma töreni gerçekleştirildi. Aydın Valiliği önündeki programda saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Atatürk büstüne çelenk sunuldu. AGC Başkanı Ferdi Uzun gazeteciliğin dünyanın en zor ve en onurlu mesleklerinden biri olduğuna dikkat çekerek, “Bizim de yönetim olarak son 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü törenimiz olacak. Görevimiz bitecek ama yine burada hep birlikte olmaya devam edeceğiz. Mesleğimizin sorunları aynı, dertlerimiz aynı, dertlerimiz ne azaldı ne de sorunlarımız azaldı. Her zaman şunu söylüyoruz. Evet bizim için basın özgürlüğü olmazsa olmaz konulardan bir tanesi. Ama biz bazı noktalarda talepte bulunacaksak önce dönüp kendimize bakmalıyız. Dolayısıyla önce kendi kapımızın önünü temizleyeceğiz. Biz bu mesleğe sahip çıkacağız. Hep birlikte omuz omuza çalışmaya devam edeceğiz. Sözlerime son vermeden önce mesleği yaparken hayatını kaybeden basın şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Bu soğuk havada buraya gelip mesleğe sahip çıktığımız için de hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız. Son olarak 18 Ocak’ta kongremiz olacak. El ele birlikte barış içerisinde bu mesleğe yakışır bir şekilde bir kongre olmasını temenni ediyorum” dedi.
Samsun ’Verem, önemli bir sağlık sorunu olmaya devam ediyor’ Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Salih Bilgin, halk arasında ‘verem’ olarak bilinen tüberküloz hastalığının hâlâ önemli ve dikkat gerektiren bir sağlık sorunu teşkil ettiğini söyledi. Medicana International Samsun Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Salih Bilgin, halk arasında ’verem’ olarak bilinen ’tüberküloz’ hastalığının günümüzde hâlâ önemli bir sağlık sorunu teşkil ettiğini belirtti. Tüberkülozun, genellikle solunum yoluyla bulaşan bir hastalık olduğunu ancak belirtilerinin çoğu zaman diğer solunum yolu hastalıkları ile karıştırılabileceğini, bu nedenle verem tanısının koyulmasının zor olabileceğini ifade eden Bilgin, verem mikrobunu taşıyan bir hastanın, öksürük yoluyla mikropları havaya salıp, çevresindekilere bulaştırabileceğini vurguladı. “Tüberküloz tanısı zor, ancak tedavi edilebilir” Modern yaşam şartlarının, kalabalık ortamlarda yaşamanın, göçün artmasının ve hijyen kurallarına uyulmamasının tüberküloz vakalarında artışa neden olduğunu belirten Uzm. Dr. Salih Bilgin, “Hastalık, sinsi bir şekilde ilerleyebilir ve erken dönemde halsizlik, iştahsızlık ve kuru öksürük gibi belirtiler görülebilir. Bu tür belirtiler genellikle hasta tarafından önemsenmeyebilir, ancak hastalık ilerledikçe gece terlemesi, kilo kaybı ve balgamda kan görülmesi gibi şikayetler ortaya çıkabilir. Tüberkülozun tanısı zor olabilir; bir akciğer filmi çoğu zaman yeterli olmayabilir. Bu nedenle bilgisayar tomografi olan kısmı tanı tüberküloz mikrobunu üretmekte konur bunun için ileri tetkikler yapılması gerekebilir. Tüberküloz, doğru tedaviyle tamamen iyileşebilen bir hastalıktır. Tedavi süreci genellikle hastaneye yatış gerektirmeden tamamlanır. Tüberküloz tedavisinde antibiyotik kullanımı temel bir yöntemdir ve tedavi süreci genellikle 4-6 ay sürer. Ancak bazı durumlarda bu süre 9-12 aya kadar uzayabilir. Türkiye’de, tüberküloz tedavisinde kullanılan ilaçlar, verem savaş dispanserlerinde ücretsiz olarak temin edilebilmektedir. Tedavi sürecindeki en önemli hata, hastaların tedaviyi erken kesmesidir. Bu durum, hastanın iyileşmemesine ve çevresindeki insanlara dirençli mikropların bulaşmasına yol açabilir” dedi. “Tedavi sürecinde temiz hava ve sağlıklı beslenme şart” Dr. Salih Bilgin, tüberküloz tedavisinde başarı için temiz hava ve sağlıklı beslenmenin büyük önem taşıdığını vurgulayarak, “Bağışıklık sistemini güçlendiren, düzenli ve dengeli bir beslenme programı tedavi sürecinin ayrılmaz bir parçasıdır. Sonuç olarak, tüberküloz ciddi bir hastalık olmakla birlikte, erken teşhis ve doğru tedavi ile tamamen iyileşebilir. Antibiyotik yerine anti tüberküloz ilaçların kullanımı temel yöntemdir. Belirtiler gözlemlendiğinde vakit kaybetmeden doktora başvurulması, hastalığın önlenmesi açısından büyük önem taşır” diye konuştu.