ASAYİŞ - 13 Ekim 2024 Pazar 10:40

Tunceli’de kurtlar sürüye saldırdı

A
A
A
Tunceli’de kurtlar sürüye saldırdı

Tunceli’de kurtlar sürüye saldırdı. Saldırıda 3 koyun telef olurken 9’u yaralandı, 25’i ise kayıplara karıştı.


Tunceli’nin Çemişgezek ilçesine bağlı Cebe köyü Mezre mevkiinde, Serdar Yetkin’e ait koyun sürüsüne kurtlar saldırdı. Kurtların saldırısı sonucu 3 koyun telef oldu, 9 koyun yaralandı, 25 koyun ise kayıplara karıştı.


Jandarma komutanlığı ekipleri olay yerinde inceleme yaparken, kayıp koyunların bulunması için çalışma başlatıldı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yalova Tespih tanelerini mikro sanatla şahesere çeviriyor Yalova’da düzenlenen el sanatları sergisinde eserleriyle yer alan minyatür sanatçısı Arya Kamalı’nın, mikro sanatıyla tespih tanelerine işlediği çalışmalar büyük ilgi görüyor. İran kökenli minyatür sanatçısı Arya Kamalı, Yalova Kent Müzesi’nde gerçekleştirilen “Gelenekten Geleceğe” adlı karma sergide çalışmalarını beğeniye sunuyor. Sanatıyla büyük ilgi toplayan Kamalı, yaklaşık yarım asırdır minyatür ile uğraştığını anlatı. Tespih tanelerine yaptığı çalışmalarla, minyatürün farklı alanlar olduğuna değinen Kamalı, mikro sanat çalışmalarına başlamasını şöyle anlattı: “Bundan 8-10 yıl önceydi. Çok sevdiğim bir arkadaşım, bir koleksiyoner, bir tespihle bana geldi. Dedi, ‘Bunu bir padişah figürüyle çalışır mısın?’ Tane çok küçüktü. Bir buçuk santim civarında bir şeydi. Bir deneyeyim dedim. Daha sonra, bu tespihi komple yapmak istedim. Sonra da yaptım, bitti. Tabii çok kolay olmadı. Çünkü hem düz bir yüzeyi yoktu, bombe bir yüzeyi vardı ve aynı zamanda farklı bir formatı vardı. O formata uygun bir şekilde onu yerleştirdim. Birkaç deneme yapmam gerekiyordu. Sonunda onu yaptıktan sonra bir paylaşım yaptım. Özellikle tespihle ilgilenen koleksiyonerler tarafından inanılmaz bir ilgi oldu. Çok sevdiğim yepyeni bir alan oldu. Bu şekilde tespih maceram başladı.” Kuran’ı tespih tanelerine işledi Tespih üzerine padişah, doğa, Selçuklu motifleri yaparken çılgın bir fikir aklına geldiğini ifade eden Kamalı, “Kuran-ı Kerim’i tespihlere yazayım dedim. Yine aynı sorun karşıma çıktı. Bu sefer her bir sayfayı bir tespih tanesine yerleştirmem gerekiyordu. İran kökenli olduğum için Farsça, Arapça bildiğimden o kısmını kolaylıkla geçtim. Bir süre yeni modellemelerle, ölçümlerle yaptım. Bu 5 yıllık bir proje oldu. Eskişehir’de Süleyman Gürsoy, çok iyi bir tespih nakkaşıdır. Bir ustasıyla beraber çok özel 30 tane tespih yaptılar. Ben her bir tespihe, Kur’an-ı Kerim’in bir cüzünü yazmayı bir şekilde kararlaştırdım ve başladım” diye konuştu. Milimetrik ölçülerde çalıştı Bu süreçte kendisini en çok zorlayan durumun ölçüler olduğuna değinen Kamalı, minyatürden ziyade mikro sanat yapması gerektiğini belirterek, şunları kaydetti: “Mikro art yapmam gerekiyordu. Çalışma alanım bir sayfa, A4 büyüklüğünde değildi. 1,5 santim yükseklik, aşağı yukarı bir santim eni ve bombeli tarafı çıkardığın zaman 6-7 milim bir alanımız var. Bir sayfayı sığdırmam lazımdı ve bunun arkalarına da dünyanın 990 tane en güzel camileri de yapmak istedim. O kadar bir alanda yazıyı ve camileri yerleştirmek mikro arttır. O teknikle ancak yapılır. Dünyada yanlış bir yaklaşım var. En azından Türkiye’de bunu diyebilirim. Minyatür dediğiniz zaman mini ve çok küçük ölçekte yapılabilecek bir şey olarak anlaşılıyor ama bu yanlıştır. Minyatür bir sanattır, bir anlatım şeklidir. Bu anlatım şeklinde kendine özgün kriterler ve kuralları vardır. Nedense minyatür, minik, küçük bir şekilde daha kolay halk tarafından pekişmiş. Halbuki öyle değildir. Minyatür, bir anlatım sanatıdır. Çok küçük çaplarda yapılıyor ama isterseniz de devasa ölçülerde de aynı kurallara yapabilirsiniz.” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra bir çok bakan ve yurtdışındaki devlet erkanına çalışmalarını hediye ettiğini ifade eden Kamalı, Türkiye’de büyük bir tespih meraklısı grubun olduğuna da dikkati çekti.
Bursa Üniversitenin zarar gören arı kovanları üretici desteğiyle yenilendi Bursa Uludağ Ünivesitesi (BUÜ) kampüsünde 30 Haziran’da meydana gelen büyük yangında zarar gören arı kovanları yenilendi. Bursa Bal Üreticileri Birliği ile Uludağ Arıcılık Derneği destekleriyle alınan yeni kovanlar, kampüs içerisindeki yerlerine yerleştirildi. Haziran ayının sonunda tarihinin en büyük yangınıyla karşı karşıya kalan BUÜ, felaketin izlerini silmeye devam ediyor. Kampüs içerisindeki çiftlik hayvanlarının herhangi bir zarar görmediği yangında, 30 arı kovanında hasar olduğu tespit edilmişti. Bursa Bal Üreticileri Birliği ve Uludağ Arıcılık Derneği, kovanların yenilenmesi ile arı takviyesi yapılması amacıyla üniversiteye destek oldu. Hazırlanan arı kovanları BUÜ Arıcılık Geliştirme ve Uygulama Merkezi’ne (AGAM) teslim edildi. Arılardan her yıl önemli miktarda bal ürettiklerini aktaran AGAM Müdürü Prof. Dr. İbrahim Çakmak; “Hasat planlaması yaptığımız bir zaman aralığında yangına maruz kaldık. O yüzden de bu yıl bal ve diğer arı ürünleri üretimimiz ciddi miktarda düştü. Kayıplarımızdan ötürü bizi arayan ve katkı sağlamak isteyen arıcılarımız oldu. Kovan ve arı bağışı yapmak istediklerini ifade ettiler. Bu durum bizi fazlasıyla memnun etti. Bu bağışlarla yanan kovanlarımızın büyük bir geneli yerine koyuldu. Özellikle bu yıl ana arı kursu verdiğimiz ve üniversitemiz ile işbirliği protokolü bulunan Bursa Bal Üreticileri Birliği başkanı, üyeleri ve Uludağ Arıcılık Derneği başkanı, üyeleri ve diğer arıcılarımıza teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu. Zor zamanlarda yardımlaşmanın önemine vurgu yapan Prof. Dr. İbrahim Çakmak, “Onlar bizi en zor günlerimizde arayarak destek verme talebinde bulundu. Bizler de bu arıcılarımızın her zaman yanında olacağız. AGAM’da yangın sonrası yoğun bir çalışma yapıldı. Arıların sayılarını artırmanın yanında detaylı bir koloni yönetimi, bakım-besleme yapıldı. Gelecek yıl araştırma ve üretim için yeterli sayılara ulaşmış olduk. Arıcılarla işbirliğimiz her alanda zaman ve mekân kısıtlaması olmadan devam edecektir. Bundan sonraki yıllarda gücümüz yettiğince ve olabilecek tüm imkânlarımızla üreten ve ülkemize katkı sağlayan arıcılarımıza destek vermeyi sürdüreceğiz” dedi.
Mersin Mercan Bilim Merkezi’nde ’Robotik Kodlama Atölyesi’ açıldı Mersin Büyükşehir Belediyesinin, iklim ve çevre farkındalıklarını çocuklara aşılamak amacı ile hayata geçirdiği ‘Mercan 100. Yıl İklim ve Çevre Bilim Merkezi’nde, ’Robotik Kodlama Atölyesi’ açıldı. Atölyede 5 hafta boyunca 14 öğrenci eğitim alacak. Her gün 4 farklı grubu ağırlayacak olan ’Robotik Kodlama Atölyesi’nde öğrenciler, her gün farklı bir tecrübe kazanacak. Eğitim alanında yaptığı birçok hizmette olduğu gibi, ‘eğitimde fırsat eşitliği’ misyonuyla hareket eden Büyükşehir Belediyesi, ücretli kursları aratmayan atölyelerinde yüzlerce öğrencinin eğitim almasını sağlıyor. Robotik Kodlama Atölyesindeki eğitimini tamamlayan öğrencilerle ‘Mercan Takımı’ oluşturulacak ve yarışmalara katılacak. “İlk önceliğimiz, çocuklarımızın üreten bireyler olmasını sağlamak” Mercan 100. Yıl İklim ve Çevre Bilim Merkezi’nde görev yapan Robotik Kodlama Atölyesi Öğretmeni Duygu Ezici, “Eğitimlerimiz 5 hafta sürecek ve çocuklarımız 3D modellemeleri, vex robot sistemleri ile arduinoyu öğrenecek. Buradaki misyonumuz, eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak. Üreten çocukları hedefliyoruz. Maalesef tüketen bir toplumda yaşıyoruz. İlk önceliğimiz onları üreten bir toplum haline getirmek, sonrasında ise Mercan’ın bir takımını kurarak yarışmalara katılmak” dedi. Atölyenin çok donanımlı olduğunu belirten Ezici, “Günde 4 grup alıyoruz ve her grup 14 öğrenciden oluşuyor. Yani günde toplam 56 öğrenci almış oluyoruz ve haftada 280 öğrenciye ulaşmış oluyoruz. Bu 280 öğrenciyle eğitimlerimize 5 hafta devam edeceğiz. 5 haftanın sonunda ise takım kurabileceğimiz öğrencilerimizle farklı bir program izleyeceğiz” diye konuştu. “Anne baba olarak, çocuklarımız için bir şeyler yapabiliyoruz” Oğlunun robotik kodlamaya ilgisi olduğunu anlatan anne Hülya Ayaz, “Oğlum buna hevesli ama maddi olarak olmuyordu. Bu bizim için güzel bir avantaj oldu. En azından çocukların gerçek anlamda sevdiği bir şey yapabilme yeteneğini öğreniyoruz. Maddi anlamda da yormuyor. Çocuğum severek geliyor. Fırsat eşitliği oluyor. Anne baba olarak çocuklarımız için bir şeyler yapabiliyor ve destekleyebiliyoruz” ifadelerini kullandı. “Atölyenin ücretsiz olması, bizim için avantaj” Serap Öztürk Yılmaz, Mercan Bilim Merkezini sosyal medyadan takip ettiğini, çocuğunu daha önce de bazı atölyelere getirdiğini belirterek, “Öncelikle Başkanımız Vahap Seçer’e; böyle bir imkanı sunduğu, çocuklarımızı ilkokuldan üniversiteye kadar her alanda desteklediği için teşekkür etmek istiyorum. Bize bir kez daha fırsat eşitliğinin olması gerektiğini göstermiş oldu. Böyle bir atölyede olduğumuz için mutluyuz. Atölyenin ücretsiz olması, bizim için avantaj oldu. Hem çocuğumuz için hem de bizim için güzel bir çalışma” diye konuştu. Çocuklar, verilen teknolojik eğitimden memnun Atölyede eğitim alan öğrencilerden Elif Aslanca, “Robotik kodlama atölyesindeyim. Bilime ilgim var. Bu atölyede yaptıklarım çok ilgimi çekiyor. Öğretmenim 3 boyutlu kalemi kullanmayı öğretti. Ben de kalp yaptım” derken, 5. sınıf öğrencisi Ömer Asaf Keskin ise “Mercan Bilim Merkezinde robotik kodlamadayım. Zaten ilgim vardı ve burada öğreneceğim. Şu an 3D kalemle semboller yapıyoruz” ifadelerine yer verdi.