EKONOMİ - 22 Ekim 2024 Salı 16:49

Turizm İşletmelerine Yönelik Yerel/Yöresel Ürün Kullanımı Durumu Araştırması

A
A
A
Turizm İşletmelerine Yönelik Yerel/Yöresel Ürün Kullanımı Durumu Araştırması

Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı (OKA), faaliyetlerini yürüttüğü Samsun, Amasya, Çorum ve Tokat illerini kapsayan Orta Karadeniz Bölgesi’nde (TR83 Bölgesi) ’Turizm İşletmelerine Yönelik Yerel/Yöresel Ürün Kullanımı Durumu Araştırması’nı başlattı.


Ajansın kültür ve doğa turizmi ekseninde şehirlerin markalaşması sonuç odaklı programının genel amacı olan, kültür ve doğa turizmi ekseninde TR83 Bölgesi’nde yürütülen turizm faaliyetlerinin yerel kalkınmaya etkisinin araştırılması ve teşvik edilmesi amacı çerçevesinde kurgulanan bu araştırma ile bölgede faal olan yiyecek-içecek ve konaklama işletmelerine yönelik anket çalışması uygulanıyor. Araştırmaya 60’ı konaklama, 60’ı yiyecek-içecek işletmesi olmak üzere toplam 120 işletme dâhil edildi.


2024 yılı sonuna kadar tamamlanması planlanan araştırmanın bulguları bölgesel ölçekte düzenlenecek bir webinar yolu ile kamuoyu ile paylaşılacak. Elde edilecek bulguların turizm sektörü aktörlerinin, araştırmacıların istifadesine sunulması ayrıca OKA’nın gelecek dönemdeki çalışmalarına da yön vermesi hedefleniyor.



Coğrafi işaretli ürünlere yönelik algı düzeyi ölçülüyor


Araştırma kapsamında işletmelere yöneltilen sorulardan önemli bir kısmı coğrafi işaretli ürünlere yönelik bilgi düzeyi, güven, fiyat algısı, tedarikçiler konularını içerecek şekilde hazırlandı. İşletmelerin tescilli yerel ürünlere ilişkin değerlendirmelerinin gelecek çalışmalar açısından önemli bulgular içereceği düşünülüyor.



’Anadoludakiler Projesi’nin tanıtımı yapılıyor


TR83 Bölgesi Turizm İşletmelerine Yönelik Yerel/Yöresel Ürün Kullanımı Durumu Araştırması çalışmalarında, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü tarafından kültürel mirası ve geleneksel yöntemleri korurken sürdürülebilir üretimle kaynakları koruma, yerel ekonomiyi canlandırma ve kalkınmayı desteklemeye yönelik Kalkınma Ajansları ve Bölge Kalkınma İdareleri ile birlikte hazırlanan Anadoludakiler Projesi’nin tanıtımı da yapılıyor. Kalkınma ajanslarının yerelde çalışmaları ile beslenen ve desteklenen Anadoludakiler’e ilişkin temel farkındalık soruları yöneltilirken aynı zamanda projenin vizyonu ve kapsamı işletme temsilcileri ile paylaşılıyor.



Turizm İşletmelerine Yönelik Yerel/Yöresel Ürün Kullanımı Durumu Araştırması

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Kastamonu’da "5. Muhammed İhsan Oğuz Araştırma Ödülleri" sahiplerini buldu Kastamonu Üniversitesi Muhammed İhsan Oğuz Uygulama ve Araştırma Merkezi koordinesinde Muhammed İhsan Oğuz V. İlahiyat Araştırmaları Tez Yarışması’nda ödüller sahiplerini buldu. Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, "İlahiyat sahasında, İslam’ın temel meselelerini anlamaya ve çağımızın sorunlarına çözüm aramaya yönelik yapılan bu değerli çalışmalar, hem ilmi araştırmaların kalitesini artıracak hem de İslam medeniyetiyle ilgili yeni ufuklar açacaktır” dedi. Muhammed İhsan Oğuz Vakfı ile Kastamonu Üniversitesi Muhammed İhsan Oğuz Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından Merkez Kütüphanesi Sezai Karakoç Konferans Salonu’nda düzenlenen program, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. 2024 yılında 62’si yüksek lisans, 82’si doktora tezi olmak üzere toplamda 144 tezin başvurduğu yarışmada, yüksek lisans ve doktora tezleriyle dereceye giren araştırmacılara ödülleri verildi. Ödül töreninde konuşan Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, Kastamonu Üniversitesi’nin bilimsel araştırmalara verdiği desteğe dikkat çekerek, ilahiyat alanında güçlü bir akademik birikime sahip olduklarını ifade etti. İlahiyat çalışmalarının sadece akademik bir çaba olmadığını, aynı zamanda toplumsal ve kültürel bir sorumluluk taşıdığını belirten Rektör Topal, İslam medeniyetinin tarih boyunca ilme, hikmete ve bilgiye büyük değer verdiğini hatırlattı. Bu çalışmaların, teorik bilgiyle sınırlı kalmaması gerektiğini, aynı zamanda günümüz toplumsal sorunlarına çözüm üretecek nitelikte olması gerektiğini vurgulayan Rektör Topal, ödül alan genç akademisyenlerin İslam kültürü ve medeniyetine önemli katkılarda bulunduğunu ifade ederek, ilahiyat alanındaki bu çalışmaların İslam’ın temel meselelerini anlamaya ve günümüz sorunlarına çözüm aramaya hizmet ettiğini kaydetti. Rektör Topal, “İslam medeniyeti bu anlayışla inşa edilmiştir ve bugün de ısrarla sahip çıkmamız gereken bilgi, hikmet ve marifet temelleri, bizlere bu mirası sürdürme sorumluluğu yüklemektedir. Bilgi, ahlak ve hayat arasındaki dengeyi yeniden kurmak, hakikat peşinde koşan, hikmetle yoğrulmuş bir medeniyet anlayışını yeniden hayata geçirmek hiç şüphesiz bizlerin öncelikli görevi karşımıza çıkmaktadır. Hazreti Muhammed’in 23 yıllık peygamberliği döneminde tamamlanan vahiy (Kur’an-ı Kerim) ve onun açıklaması mahiyetindeki sünnet İslam dininin inanç, ibadet ve ahlak yanında hukuki, ferdi ve içtimai hayatla ilgili temel ilkelerini ve amaçlarını belirlemiş ve dinin ana çatısını kurmuştur. Kur’an ve sünnetin kıyamete kadar var olması; dini düşünce ve hayatta herhangi bir sapmanın varlığı halinde bunun Müslümanlar tarafından Kur’an ve sünnet ışığında düzeltilebileceği, Müslümanların din konusunda şaşırmayacağı ve İslam ümmetinin yanlış üzerinde birleşmeyeceği anlamına gelmektedir. Bununla birlikte İslam’ın bu iki asli kaynağının, bu kaynaklarda ifade edilen ilke, hüküm ve hedeflerin, örneklendirme ve benzetmelerinin anlaşılması, yorumlanması ve bunlardan ameli hayatın çeşitli yönlerine ilişkin bazı değer hükümlerinin ve uygulanabilir sonuçların çıkarılması ancak muhakeme ile mümkün olmaktadır. Kur’an ve sünnet metninin, sınırsız sayıda ve çok çeşitli olaylara ışık tutabilmesi, farklı konum ve mahiyetteki insan davranışlarını yönlendirebilmesi ancak böyle bir anlama ve yorumla mümkün olabilmektedir” diye konuştu. İslam’ı doğru tanımanın, dini hayata ilişkin gelişmeleri yakından ve doğru bir şekilde takip etmenin yolunun yüksek din eğitim ve öğretiminden geçtiğini, fert ve toplum olarak İslam ülkelerinin buna ihtiyaç duyduğunu, aksi takdirde dini yönelişlerin ve değerlerin yanlış amaçlara alet edilebileceğini ve dinin barış yerine kavga ve kargaşa nedeni kılınabileceğini belirten Rektör Topal, "Gerçekten de dini yöneliş ve din etrafındaki oluşumlar bir realitedir; doğru olan, bu olguyu yok saymak değil, dinin insan unsurunun inşasındaki vazgeçilmez öneminin farkına varıp onu toplumsal gelişmenin dinamiklerinden biri yapabilmektir. Bunun yolu dini kavram ve konuları ilmi zaviyeden olgunluk içinde müzakere etmek ve bu yönde bir gayretin içinde olmaktan geçmektedir. Çok yönlü ve karmaşık sorunların çözümü de elbette çok yönlü ve kapsamlı olmak durumundadır. Bu gerçeği göz ardı etmeksizin çözüm basite indirgenerek ve tek bir yöne ağırlık verilerek bulunamaz. Son yüzyıl Mısır ulemasının sıkça tekrarladığı ve tartıştığı ‘İslam dini Müslümanlarla perdelenmiştir’ ifadesini bizim bugün tekrar gündeme almamız, hatta kimilerince yaşadığımız olumsuz gidişatın sebebi olarak gösterilen İslam ve Kur’an’ın esasen bu gelişmelerin asıl mağduru olduğunu anlamamız ve anlatmamız önem arz etmektedir. Medeniyetimize baktığımızda, alim; din ile hayat, akıl ile vahiy, kâinat ile insan ve insan ile Kur’an arasında ilişki kurabilen kişidir. Gayesi, ilim ile hikmeti, hikmet ile irfanı birleştirmektir. Sadece dini bilgiye değil, insanlığa fayda sağlayacak her türlü bilgi ve yönteme ulaşmayı hedefleyen bilgi değerlidir. Nitekim İmam Şafii, ‘İlim, ezberlenen malumat değildir; ilim, faydalanılandır’ diyerek, ilmin bizi hakikatle doğrudan ilişki kurmaya yönlendirmesi gerektiğine işaret etmiştir. İslam’da alimin ve ilmin aleyhi cahillik olmadığı gibi, ilim ve alim sadece bilgiye sahip olmakla da tanımlanmaz. İlim sadece bir merak unsuru olarak kabul edilirse, alim kavramına haksızlık edilmiş olur. İlim, hakikatin peşinde olmak ve hakikati bulmaktır; fakat bu sadece teorik olarak hakikate ulaşmak anlamına gelmez, aynı zamanda ulaşılan hakikate teslim olmaktır. Alim; adalet, fazilet ve tüm güzelliklere ulaşma çabası içinde olan kişidir. Bugün burada ödüle layık görülen tezler, İslam ilim geleneğinin günümüz ihtiyaç ve sorunlarına nasıl çözüm getirebileceğinin güzel örnekleridir. İlahiyat sahasında, İslam’ın temel meselelerini anlamaya ve çağımızın sorunlarına çözüm aramaya yönelik yapılan bu değerli çalışmalar, hem ilmi araştırmaların kalitesini artıracak hem de İslam medeniyetiyle ilgili yeni ufuklar açacaktır” ifadelerini kullandı. Muhammed İhsan Oğuz Vakfı adına konuşan M. İhsan Oğuz ise, vakfın ilahiyat alanındaki bilimsel araştırmaları destekleyerek, toplumun dini ve kültürel gelişimine katkı sağladığını belirtti. İlahiyat alanındaki araştırmaların toplumların manevi yönlerini şekillendirdiğini vurgulayan Oğuz, düzenlenen tez yarışmasıyla genç araştırmacılara destek olmaktan duyulan memnuniyeti dile getirdi. Oğuz, verdikleri ödüllerle birlikte geleneksel hale getirdikleri Muhammed İhsan Oğuz VI. İlahiyat Araştırmaları Tez Yarışması’nı da şimdiden başlattıklarını söyledi. Muhammed İhsan Oğuz Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Mustafa Aykaç da, merkezin bu tür etkinliklere verdiği önemin altını çizerek, ilahiyat çalışmalarını teşvik etmek amacıyla çeşitli projeler geliştirdiklerini ifade etti. Aykaç, bu gibi yarışmaların yeni fikirlerin ortaya çıkmasına vesile olmasını dilediğini belirtti. Konuşmaların ardından “Muhammed İhsan Oğuz IV. İlahiyat Araştırmaları Tez Yarışması”nda yüksek lisans ve doktora tezleriyle başarılı olan akademisyenlere ödülleri, etkinliğe katılan protokol üyeleri tarafından verildi. Programın devamında, yarışmanın bilim kurulu üyeleri ile panelde yer alan tebliğcilere plaketleri verildi. Törene, Vali Yardımcısı Ahmet Atılkan, Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Atalan, Muhammed İhsan Oğuz Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı M. İhsan Oğuz ile çok sayıda davetli, akademisyen ve öğrenciler katıldı.
İstanbul Eczacıbaşı Dynavit, Sultanlar Ligi’nde 4’te 4 yaptı Vodafone Sultanlar Ligi 4. hafta karşılaşmasında Bahçelievler Belediyespor’a konuk olan Eczacıbaşı Dynavit, rakibini deplasmanda 3-0 mağlup etti. Eczacıbaşı, Sultanlar Ligi’nin 4. haftasında Bahçelievler Belediyespor ile deplasmanda karşılaştı. Karşılaşmanın tamamında oyun üstünlüğü elinden bırakmayan turuncu-beyazlılar, rakibini 25-10, 25-13, 25-11‘lik set skorlarıyla 3-0 mağlup ederek mücadeleden galibiyetle ayrıldı. Sinead Jack-Kısal, 12 sayıyla karşılaşmanın en skorer ismi oldu. Aldığı 11 sayıyla Tijana Boskovic galibiyetin kazanılmasında önemli rol oynadı. Eczacıbaşı Dynavit, Sultanlar Ligi 5. haftasında 26 Ekim Cumartesi günü saat 19.00’da kendi evinde Fenerbahçe Medicana ile karşılaşacak. Takımın başarılı oyuncularından Tijana Boskovic, karşılaşma sonrası yaptığı açıklamada, “Bugün sezonun başından beri oynadığımız en iyi oyunu oynadık. Çok fazla hata yapmadık ve taktiksel açıdan kendi seviyemizi korumaya çalıştık. Fenerbahçe maçından önce bizim için iyi bir hazırlık oldu. Derbiye hazırlanmak için birkaç günümüz daha var. Güçlü bir takıma karşı oynayacağız. Çalışmalarımıza devam ediyoruz" dedi. Maç boyunca rakibi kontrol altında tuttuklarına değinen Simge Aköz, “Bugün, deplasmanda Bahçelievler Belediyespor’a karşı iyi bir takım oyunu sergilediğimizi düşünüyorum. Genel olarak etkili servis atarak, defans ve blok organizasyonumuzla rakibimizi maç boyunca kontrolümüz altında tuttuk. Özellikle son sette herkes en iyi performansını ortaya koydu. Önümüzde Fenerbahçe karşılaşmamız var. En iyi şekilde hazırlanıp, taraftarımızın desteğiyle derbiden galip ayrılmak istiyoruz” ifadelerini kullandı. Salon: Hasan Doğan Spor Kompleksi Hakemler: Ebru Kaya, Onur Coşkun Bahçelievler Belediyespor: Buse, Shemanova, Ceren, Meryem, Czyrnianska, Özge Nur, Merve, Simay, Inneh, Baird Eczacıbaşı Dynavit: Gray, Rettke, Boskovic, Hande, Jack-Kısal, Elif, Simge (L), Naz, Nicoletti, Yaprak, Aybüke Setler: 10-25, 13-25, 11-25 Süre: 65 dakika (19, 25, 21)