KÜLTÜR SANAT - 09 Nisan 2025 Çarşamba 13:50

Samsun’da ’Köklerimiz İzinde Kültürel Miras Yolcuğu Projesi’

A
A
A
Samsun’da ’Köklerimiz İzinde Kültürel Miras Yolcuğu Projesi’

Samsun’da ’Köklerimiz İzinde Kültürel Miras Yolcuğu Projesi’ ile Türkiye’nin sahip olduğu kültürel mirası yeni nesillere aktarmak ve yaşatmak amacıyla Samsun Olgunlaşma Enstitüsünde program düzenlendi. Programda 76 lise öğrencisi, çeşitli atölyelerde sanatsal çalışma ve Türk kültürünü tanıma fırsatı buldu.


Milli Eğitim Bakanlığı Avrupa Birliği Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü ve Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü, UNESCO iş birliğiyle yapılan etkinlik ilk olarak Samsun kültürünü yansıtan kıyafet defilesiyle başladı. Akabinde konuşmalara geçildi. İlk olarak konuşan Samsun Milli Eğitim Müdürü Dr. Murat Ağar, "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, yalnızca akademik başarıyı önceleyen değil; köklerinden beslenen, kültürel kodlarına sahip çıkan, değerleriyle var olan bireylerin yetişmesini amaçlayan bütüncül bir yaklaşımı ortaya koymaktadır. Yeni model; öğrencilerimizin millî kültürünü özümseyen, aynı zamanda evrensel düzeyde kendini ifade edebilen bireyler olarak yetişmesini hedeflemektedir. Bu bağlamda kültürel miras bilinci, artık eğitim sistemimizin vazgeçilmez bir parçasıdır. İşte bu anlayışla hayata geçirilen bu anlamlı etkinlik, öğrencilerimizin geçmişi yalnızca öğrenmekle kalmayıp aynı zamanda deneyimleyerek, hissederek ve içselleştirerek geleceğe taşımasına imkân sunmaktadır" dedi.



Bizim kendi kültürümüzü tanıma fırsatı elde edecekler"


Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Arzu Yıldırım, "Ülkemizin sahip olduğu zengin kültürel mirası genç nesillere aktarmak gayesiyle, kültürel bilince katkı sağlamak amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı Avrupa Birliği Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü ve Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü, UNESCO iş birliğiyle bir etkinlik yaptık. Etkinlik kapsamında 2 ayrı okuldan öğrenciler tespit edildi. 76 öğrenci, kurum binamız içerisindeki 14 atölyede çalışma yaptı. Örneğin ebru, seramik, cam gibi atölyelerde sanatsal çalışmaları deneme fırsatı buldular. Bizim kendi kültürümüzü tanıma fırsatı elde edecekler" diye konuştu.



"Yeni bir bakış açısıyla tekrar sınıflarımıza katmaya başladık"


Milli Eğitim Bakanlığı Avrupa Birliği Dış İlişkiler Genel Müdürü Tuba Korkmaz, öğrencilere hitaben yaptığı konuşmada, "Sizlerin çok güzel bilgiler öğreneceğinizi, bu bilgileri hayatınızda uygulayacağınıza eminim. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ni yeni bir bakış açısıyla tekrar sınıflarımıza katmaya başladık. Belki geç kalınmış olabilir, program dört dörtlük olmayabilir ama her gün gelişme içerisindedir. Öğrencilerimizin desteği, öğretmenlerimizin sahiplenmesiyle bu program çok daha ileri gidecektir" şeklinde konuştu.



"Farkındalık oluşturma yönelik"


UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz ise "UNESO programlarını Türkiye ile buluşturmaya, tanıştırmaya, kaynaştırmaya, farkında varılanları, uygulanabilir olanlar hayata geçirmek için faaliyetler yürütüyoruz. Bizim yapıp ettiklerimizin tamamı icra eden, yapan yöneten kurumlara, bir fikir vermeye, farkındalık oluşturmaya yöneliktir" ifadelerini kullandı.


Etkinlik öğrencilerin atölye çalışmaları ile son buldu.



Samsun’da ’Köklerimiz İzinde Kültürel Miras Yolcuğu Projesi’

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Gediz SHMYO öğrencisinden kırsal bölgede meme kanseri farkındalığına yönelik önemli araştırma Kütahya’nın Gediz ilçesindeki Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu (SHMYO) Tıbbi Hizmetler ve Teknikler Bölümü Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik Programı öğrencisi Şüheda Uzun, örnek bir çalışmaya imza attı. Dr. Öğr. Üyesi Melike Pehlivan’ın danışmanlığında yürüttüğü "Kırsal Bölgede Yaşayan Kadınların Meme Kanseri Farkındalığı ve Önleyici Davranışlarını Etkileyen Faktörlerin Değerlendirilmesi" başlıklı projesi, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) 2209-A Üniversite Öğrencileri Araştırma Projeleri Destekleme Programı tarafından desteklenmeye değer bulundu. Bu önemli destek, genç bir öğrencinin bilimsel merakının ve toplumsal sorumluluk bilincinin somut bir göstergesi olarak öne çıkıyor. Şüheda Uzun’un bu projesi, kırsal bölgelerde yaşayan kadınların meme kanseri konusundaki bilgi düzeylerini, erken teşhis yöntemlerine yaklaşımlarını ve bu konudaki davranışlarını detaylı bir şekilde incelemeyi amaçlıyor. Konuyla ilgili Yüksekokul Müdürü Dr.Yusuf Güner, "TÜBİTAK’ın bu projeye destek vermesi, hem Şüheda Uzun için büyük bir motivasyon kaynağı olacak hem de diğer üniversite öğrencilerini benzer araştırmalar yapmaya teşvik edecektir. Bu tür destekler, gençlerin bilimsel düşünce becerilerini geliştirmelerine ve topluma faydalı projeler üretmelerine imkan tanıyor" dedi. Güner, "Şüheda Uzun’un araştırması, kırsal bölgelerdeki kadınların meme kanseri farkındalık düzeyini artırmaya yönelik daha etkili stratejiler geliştirilmesine katkı sağlar ve erken teşhis oranlarının yükselmesine yardımcı olur. Bu başarı, Gediz SHMYO için de gurur kaynağı olmasının yanı sıra, üniversitelerin toplumsal sorunlara duyarlı ve çözüm odaklı bireyler yetiştirme misyonunun da güzel bir örneğini teşkil ediyor. Şüheda Uzun’u ve danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Melike Pehlivan’ı bu anlamlı ve önemli çalışmalarından dolayı tebrik ediyorum" ifadelerini kullandı.
İstanbul AK Parti İstanbul sahaya iniyor AK Parti İstanbul İl Başkanlığı, "Her mahallesiyle her hikayesiyle İstanbul" sloganı ile kentin her noktasına hizmet götürmek için çalışmalarına başladı. Bu çerçevede, İstanbul’un 39 ilçesinde gerçekleştirilecek danışma meclislerinin ilki Ümraniye’de gerçekleştirildi. Teşkilat mensuplarıyla bir araya gelen AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir, "Teşkilatımızın gayretleriyle Ümraniye’mizi de İstanbul’umuzu da ayağa kaldırmak boynumuzun borcudur" dedi. AK Parti İstanbul İl Teşkilatı çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. "Her mahallesiyle her hikayesiyle İstanbul" sloganı ile şehrin her noktasına ulaşmak için başlatılan kapsamlı saha çalışmaları doğrultusunda, İstanbul’un 39 ilçesinde danışma meclisleri düzenleniyor. Bu toplantılarla teşkilat mensupları bir araya gelerek strateji belirleme ve istişare süreçlerini birlikte yürütüyor. İlk danışma meclisi toplantısı, Ümraniye Nikah Salonu’nda yoğun katılımla gerçekleştirildi. Programa AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir, İl Kadın Kolları Başkanı Salih Demirer, İl Gençlik Kolları Başkanı Nevzat Yüce, İl Başkan Yardımcıları ve Yönetim Kurulu üyeleri, AK Parti Ümraniye İlçe Başkanı Salim Çetinkaya, Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım, Ümraniye İlçe Kadın Kolları Başkanı Arife Gümüş, Ümraniye İlçe Gençlik Kolları Başkanı Samet Esmer, belediye başkan yardımcıları ve ilçe teşkilatları katıldı. "İstanbul’umuzu ayağa kaldırmak boynumuzun borcudur" Programda konuşan İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir, "Devraldığımız hizmet bayrağını çok daha yukarlara taşıyacağımızı özellikle belirtmek istiyorum. Teşkilatımızın gayretleriyle Ümraniye’mizi de İstanbul’umuzu da ayağa kaldırmak boynumuzun borcudur" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın halka hizmet için açtığı yolda ilerlediklerini vurgulayan Başkan Özdemir, "Recep Tayyip Erdoğan gibi bir lidere sahibiz. Hiçbir mazeret olmadan çalışacağız. Her birimiz, liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’ın yarısı hatta çeyreği kadar çalıştığı vakit hem ilçelerimizde hem İstanbul’umuzda bayrağı çok daha yukarıya taşıyacağız" diye konuştu. "Mahalleler olmazsa ilçe teşkilatlar olmaz" İl Başkanı Abdullah Özdemir, mahalle teşkilatlarının önemine de dikkat çekerek, "Şunu özellikle belirtmek istiyorum; mahalleler olmazsa ilçe teşkilatlar olmaz. Vatandaşla ilçe arasındaki köprüyü mahalle teşkilatlarımız kuruyor. Onun için mahalle teşkilatlarımız bizim için çok önemlidir. Mahalle başkanlarımızdan rica ediyorum. Bayrağı sizler dalgalandırıyorsunuz. Partimizin kuruluşundan bu yana partimize emek vermiş mahalle başkanlarımızı ihmal etmeyelim. Yol arkadaşlarımızı kendi safımızda toplayacağız. AK Parti’yi kendi mahallemizde en iyi şekilde temsil etmeye, kendi mahallemizde oylarını en iyi şekilde arttırmaya hep birlikte söz verelim" ifadelerini kullandı. Başkan Özdemir, "Değerli yol arkadaşlarımız, içinde bulunduğumuz zorlu süreçte işimiz hiç de kolay değil. AK Parti’mizi yeniden ayağa kaldırıp eski gücüne kavuşturmak bizim elimizdedir" diyerek sözlerini tamamladı. Teşkilatlar sahaya iniyor AK Parti İstanbul İl Başkanlığı, danışma meclislerinin yanı sıra bu Pazar günü tüm ilçelerde eş zamanlı hane ziyaretleri gerçekleştirecek. Teşkilat mensupları vatandaşlarla birebir temas kurarak hem hal hatır soracak hem de saha gözlemlerini raporlayacak. Bu çalışmaya dair bir televizyon programında konuşan İl Başkanı Abdullah Özdemir şunları söyledi: "Biz AK Parti olarak, milletin partisi olduğumuzu her fırsatta sahada göstermeye devam ediyoruz. Bu Pazar günü İstanbul’un 39 ilçesinde, teşkilat mensuplarımız yüzlerce haneyi ziyaret edecek. Amacımız çok net: Vatandaşımızın kapısını çalmak, halini hatırını sormak, derdini dinlemek ve bir çayını içmek. Bu sadece bir siyasi çalışma değil, aynı zamanda samimiyetin, vefanın ve gönül bağımızın bir göstergesi. Biz siyasetimizi sokakta, mahallede, evlerde yapıyoruz. Çünkü biliyoruz ki milletin duası olmadan hiçbir iş bereketli olmaz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da her zaman ifade ettiği gibi, ‘Gönüllere girmeden sandıktan çıkılmaz.’ Biz de o gönüllere girmenin derdindeyiz."
Konya Selalı mesaj ortalığı karıştırdı Konya’da aynı mahallede oturan kişilerin, aralarında husumet bulunan komşunun selasını verdirmesi ortalığı karıştırdı. Ölmeden kendi selasının okunduğunu öğrenince şaşkına dönen 28 yaşındaki Uğur Şan, "Ben öldüm diye yakınlarım eve geldi. ‘Ben ölmedim’ diye dışarı çıkınca herkes hortlak görmüş gibi geriye kaçtı" dedi. Olay, geçtiğimiz pazartesi günü öğle saatlerinde merkez Meram ilçesi Ali Ulvi Kurucu Mahallesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Ramazan Bahçeci Camisine gelen 13-14 yaşlarındaki iki çocuk, mahalle sakinlerinden 28 yaşındaki Uğur Şan’ın vefat ettiğini ve adına sela okunması için ellerindeki kağıdı imama uzattı. Camide görevli imam ise, çocukların verdiği bilgi üzerinde Uğur Şan’ın selasını vererek ismi anons etti. Sela ile beraber ismi duyan yakınları ve mahalle sakinleri Uğur Şan’ın evine gitti. Evinin önündeki kalabalığı görünce yanlarına gelen Şan’ı gören yakınları şaşkınlıklarını gizleyemedi. Toplanan kalabalığa ‘Ben ölmedim’ diyen Uğur Şan, camiye giderek imamdan bilgi aldı. Caminin güvenlik kameralarını izleyen Şan, imama vefat bilgisini veren çocukların, daha önceden aralarında motosiklet meselesinden husumet bulunan kişilerin yakınlarının çocukları olduğunu belirlemesi üzerine emniyete giderek şikayetçi oldu. Yapılan çalışma sonrası ise 13 yaşındaki A.T. ve 14 yaşındaki Y.K. yakalandı. İfadeleri alınan çocuklar haklarında işlem başlatıldıktan sonra serbest bırakıldı. "Beni öldü diye selamı verdirmişler. Ben ölmedim, ayaktayım" Mahallede kendi selasının verildiğini anlatan Uğur Şan, "Beni öldü diye mahalle camisinde selamı verdirmişler. Ben ölmedim, ayaktayım. Kahrolsun o düşman beni öldüremedi. Benim annem babam hasta kalp hastası. Komşularım ayaklandı geldi evimize, öldü diye hepsi ayaklandı buraya geldiler. Çıktım ‘ben ölmedim’ diye şaşırdılar. Ben hortlak görmüş gibi hepsi geriye kaçtı. Ben hortlamadım arkadaşlar, ölmedim" dedi. Selayı duyup yakınlarının fenalık geçirdiğini anlatan Şan, "Gelen komşularım, annem, babam, yakınlarım rahatsızlanarak fenalık geçirdi. Karım hastanelik oldu, öldü diye benim hakkımda bir sürü muhabbet oldu. Ninem var o kötü olmuş. Bu şekilde olmaz. Devletten beni güvence altına almasını istiyorum. Benim canım tehlikede. Benim canımın korunmasını istiyorum. Bunun sonu kötü olacak. Ölmeyen insanın selasını vermek nedir. Ölmeyen insanın selası mı olur. Ben ayaktayım, ölmedim. Allah’tan başka da kimse beni öldüremez. İnsanoğlunun buna gücü yetmez. Benim ilk defa başıma geldi, öldü diye sela verdirilmek. Ben devlete sığınıyorum. Benim kimseye kan davası, husumetim yok. Bunlar bana husumet besliyor. Benim ailem, yakınlarım gerçekten kötü oldu. Berbat duruma geldi. Böyle bir şey yok. Ölmeyen insanın selası mı verilir. İş yerindeki arkadaşlarım hepsi beni arıyor. Telefonlar susmuyor, evimin önü akrabaların hepsi buraya geldi. Çoğu fenalaştı, hastaneye kaldırıldı. Bunların vebalini kim verecek. Devletimizden bu adamların benden uzaklaştırılmasını istiyorum. Hakkında da suç duyurusunda bulunuyorum, şikayetçiyim baştan sona. Bu adamların cezasının verilmesini istiyorum" şeklinde konuştu. Torunu Uğur Şan’ın selasını duyarak fenalık geçiren babaanne Fatma Şan, "Olay günü saat 1 buçuk veya 2 aralarıydı. Oturuyorduk, biz yabancı zannettik. Haydar oğlu Uğur Şan vefat etmiş deyince benim huzurum gitti, benim orada kalbim sıkıştı, ölecektim, suyla ayılttılar beni. Evladım, Haydar oğlu Uğur Şan ölmüş deyince dişim kilitlendi, kalp hastasıyım, benim çoluğum çocuğum yüzüme su döktü, beni ayılttı. Ben sonuna kadar davacıyım" diye konuştu.