GÜNDEM - 05 Ekim 2024 Cumartesi 11:09

Kadın gassalların ibretlik hatıraları: “Mis gibi kokan teyze, anne ile bebeği”

A
A
A
Kadın gassalların ibretlik hatıraları: “Mis gibi kokan teyze, anne ile bebeği”

Kadın gassalların cenaze yıkarken şahit oldukları ibretlik haller, kendilerine duygusal anlar yaşatıyor.


İnsanların en hüzünlü anlarına tanık olan gassallar, dünyanın en zor mesleklerinden birini icra ediyor. Cenazeleri yıkadıktan sonra kefenleyerek yakınlarına teslim eden gassallar, çalışırken kimi zaman çok üzülüyor kimi zaman ise hayretler içinde kalıyor.



50 binden fazla cenaze yıkadı, en çok çocuk cenazeleri onu etkiledi


Samsun Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü’ne bağlı gasilhanede 9 kadın gassal görev yapıyor. Gassalların en tecrübelisi olan 58 yaşındaki Sahure Yağmur, 18 yıllık meslek hayatında 50 binden fazla cenaze yıkadığını söyledi. Meslek hayatında yaşadıkları ilginç anları anlatan Yağmur, "Gassallık mesleğinde 18 yıl bitti. 50 binden fazla cenaze yıkamışımdır. Gassallık mesleğinde ister istemez birçok şeyle karşılaşıyoruz. Normal cenazelerin yanında, trafik kazaları, otopsiler, yangın sonucu ölüm gibi her çeşit cenaze geldiği için çok fazla üzüntü yaşıyorsun. Acıma duygusuyla beraber yemekten, içmeden kesildiğimiz durumlarda oluyor. Şükredecek şekilde de yaşıyorsun. En çok genç ölümlerinde, anne ve çocukları geldiklerinde üzülüyoruz. Yıllardan beridir en fazla etkilendiğim durumdur. Bu durum bizim kendi gerçeğimiz. Aynılarını bizler de yaşayacağız. Allah nasıl bir kader, nasıl bir takdirle başımıza ne verecek bilmiyoruz. Biz de bu yollardan geçeceğiz. O yüzden ben hep kendim sonum gibi bakmaya çalışıyorum. Öyle olunca iş tekniklerinden daha çok manevi tarafına eğiliyorum. Kul hakkına çok eğiliyorum. Bir cenaze geldiğinde inşallah imanla gitmiştir diye dua ediyorum” dedi.



Gençlerden mesleğe yoğun ilgi


Gençlerin mesleğe ilgi duyduğunu belirten Yağmur, “Gençlerden çok büyük bir talep var. Bu mesleği yapmak istiyorlar. Korkarlar mı diye düşünülüyor ama cesaretliler. Yapmayı gerçekten isteyenler var. Benim endişem şu: Çok genç ve tecrübesiz biri bu işe başlandığı zaman işin anlam ve maneviyatına, derinliklerine çok fazla giremeyebilir. Bu durum onu olumsuz etkileyebilir" diye konuştu.



"Mis gibi kokan teyze ile anne ve bebeğinin cenazesi beni çok etkilemişti"


12 yıldır gassallık mesleğini yapan Tuğba Akar ise "Mesleğe ilk başladığımda 1 hafta annemle birlikte uyumuştum. Cesaretim çok azdı. Sonrasında alıştım. Mesleğimi çok seviyorum. Hem ahiretlik hem de dünyalık olduğu için ayrıca cenaze yakınlarından çok dua aldığımız için bu beni onurlandırıyor. Beni en çok etkileyen olaylardan bir tanesi bir arkadaşımla cenaze yıkamak için gasilhaneye girdiğimizde cenazeden mis gibi bir koku geliyordu. O kadar güzel kokuyordu ki arkadaşım kendine parfüm sıktı zannettim. Sonrasında arkadaşıma sordum ‘sen parfüm mü sıktın’ diye. Arkadaşım da benim parfüm sıktığımı zannetmiş. İkimizde o kadar etkilendik ki o güzel koku cenazeden geliyormuş. Mis gibi bir kokuydu. O teyzeyi o kadar güzel yıkadık ki sanki yanağına dokunsak uyanacak gibiydi. Ağlayarak yıkadığım cenaze olayı da oldu. Samsun’da hamile ve yeni evli bir kadın trafik kazası geçiriyor. Sonrasında bebeği kurtarmak için sezaryen yapıyorlar. Bebeği de anneyi de kurtaramıyorlar. Anne ve bebeği beraber yıkamıştık. Kefenledikten sonra aynı tabutun içerisine yan yana koyduk. O cenazeden çok etkilendim. Gençlere söylemek istediğim, bizim mesleğimiz çok korkulacak bir meslek değil. Hem dünyalık hem ahiretlik bir meslek" diye konuştu.



Kadın gassalların ibretlik hatıraları: “Mis gibi kokan teyze, anne ile bebeği”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Terapi eğitimi verilen sokak köpekleri, hastalara ümit oluyor Terapi köpeği olma eğitimi alan sokak köpekleri, başta kanser hastaları olmak üzere, otizmli özel bireyler, demans hastaları, şizofreni hastaları, yaşlı bakım evleri, çocuk yetiştirme yurtları ve daha bir çok alanda terapi amaçlı göreve hazırlanıyor. İçişleri Bakanlığı onayı ile yapılan ’Sokak köpeklerini eğitiyoruz, hastalarımızı tedavi ediyoruz’ projesi sokak köpekleri için umut oldu. Projenin geliştiricisi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Doç. Dr. Eda Küçüktülü, ”Yurt dışında kanser hastalarına terapi köpekleri çok iyi geliyor. Bu çalışmalar sırasında hastalara köpekler götürülüyor ve hastaların kendilerini çok iyi hissettiği fark ediliyor. Hatta hastaneden çıkarken, uzun yaşam süresi beklenen hastaların köpekleri de sahiplenip çıktıkları görülüyor. İtalya’dan aldığımız bu örnekler sonrasında bizim ülkemizde hiç böyle bir şeyin yapılmadığını fark ettim. Onun için de ‘ülkemizde neden yapmayalım’ dedik ve çalışmalara başladık. İstanbul’da kanser hastalarına yönelik çalışmamızı tamamladık. Hastalar tedaviye girmeden önce terapi köpeği viziti yaptırdık. Bazı radyoterapi cihazlarımızda tedaviye girmeden önce, hastalarımız kendilerini çok stresli hissediyorlar. Hatta cihaza girmeden önce bazı sakinleştirici ilaçlar almak istiyorlar. Kimisi hiç ise giremiyor. Fakat biz hastaları terapi köpeğiyle ziyaret ettirdiğimizde gördük ki, hiçbir hastamızda ne ilaç alımı oldu ne de ‘tedaviye girmeyeceğim’ dediler ve herkes gayet mutlu oldu. Hatta bazı hastalarımız bize çalışma sırasında, ‘Ben artık tansiyon ilacımı içmiyorum’ dedi. Böyle olunca anladık ki, strese bağlı tansiyon gelişmiş. Tabii istatistiğe yansımadan, bilimsel olarak bunun hakkında konuşamadık. Ama baktığımızda, ön sonuçlarımızda hastalarımızın diyastolik yani halk arasında küçük tansiyonlarını düşürdüklerini fark ettik. Dolayısıyla köpeklerin mutluluk vermek dışında fizyolojik etkileri de var. Öte yandan, şu anda çoğu insanda çok ciddi antidepresan alışkanlığı var ya da serotonin alarak işi çözmeye çalışanlar var, hatta bunu birbirine tavsiye edenler var. Halbuki bu hayvanlarla iletişim kursak, gereksiz yere ilaç alıp karaciğerimizi de boşuna yormamış oluruz. Afrika’da yapılan bir tez çalışması hayvanlarla etkileşimin direkt kanımızda serotonini attırdıklarını göstermiştir” dedi. Doğru mizaçtaki sokak köpekleri, rahatlıkla terapi köpeği olabiliyor Sokak köpeklerinin terapi köpeği olma yolunda eğitimlerine katkı sağlayan köpek eğitmeni Cihan Akın, ”Köpekleri sokak köpeği veya ırk köpeği gibi ayırt etmekten ziyade, hangi köpek hangi iş için uygun bunu tespit edip, doğru karakter ve mizaç testlerinden sonra farkındalıklı bir şekilde sahiplendirebiliriz. Bizim terapi köpekleri projesinde önemli olan; köpeğin mizacının iyi huylu olması, insanlarla işbirliği içinde olması, sosyal olması, her türlü canlıyla sosyal ilişki kurması özelliklerine sahip olmasıdır. Labrador, Golden Retriever, Poodle gibi köpekler dünyada da baktığımızda ön plana çıkıyor olabilir. Ama biz Eda hocamızın da öngörüsü ile Safiş’i sahiplendik. Safiş melez bir ırk ama doğru mizaçta bir köpek. Mocha ile biz yıllarca terapi köpeği üzerine çok çalıştık, çok eğitim verdik. Şu an aynı eğitimleri, Safiş’e vereceğiz. İtaat eğitimleriyle başladık. Birkaç ay oldu başlayalı. Birkaç ayda sosyal hayat içerisinde uyumlu, insanlarla barışık, diğer hayvanlara sevgi dolu olduğunu gördük. Özellikle çocuklarla çok iyi ilişki kuruyor. Çok sevgi dolu bir hayvan. Geçtiğimiz hafta da sosyal köpek sınavını başarı ile geçti“ şeklinde konuştu.
İstanbul Bakan Işıkhan: “Enflasyonu tek haneli rakamlara çekene kadar çalışmaya devam edeceğiz” Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan, “Türkiye Yüzyıl’ının parolası olarak gördüğümüz yatırım, istihdam, üretim, ihracat vizyonu doğrultusunda uyguladığımız ekonomi politikası ile enflasyonu tek haneli rakamlara çekene kadar çalışmaya devam edeceğiz” dedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan, ‘Türkiye Yüzyılı’nda Çalışma Hayatı Buluşmaları’ çerçevesinde Hadımköy - Arnavutköy Sanayici ve İş Adamları Derneği üyeleriyle kahvaltı programında bir araya geldi. Programa, Arnavutköy Belediye Başkanı Mustafa Candaroğlu, milletvekilleri, belediye meclis üyeleri, çok sayıda sanayici ve iş adamı katıldı. Bakan Işıkhan, konuşmalarının ardından bölgedeki fabrikaları ziyaret edip, yerinde incelemek üzere programdan ayrıldı. “Türkiye istikrarla büyüyen bir ülke” Türkiye Yüzyıl’ında Çalışma Hayatı Buluşmaları programında konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan, “Türkiye olarak, gerek küresel finans şartları, gerekse son yıllarda üst üste atlattığımız salgın dönemi ve doğal afetler nedeniyle içerisinden geçtiğimiz sürecin olumsuz etkilerini asgari düzeye indirme gayretinde olduk. Tüm olumsuz gelişmelere rağmen yatırım, üretim ve istihdam politikamız, gelecek hedeflerimiz bağlamında gündem maddelerimizin başında yer almaya devam ediyor. Şunu açık yüreklilikle ve samimiyetle ifade etmek isterim ki; Türkiye, etrafı savaş, terör, finansal krizler ve jeostratejik tehditlerden müteşekkil büyük bir ateş çemberi ile çevrili bir ülke olmasına rağmen, tüm bölgesel ve küresel sorunlar karşısında özellikle son yıllarda kısa ve orta vadeli hedeflerinden şaşmadan, istikrarla büyüyen bir ülke olmuştur” ifadelerini kullandı. “Rekor üstüne rekor kırıyoruz” İstihdamda rekor üstüne rekor kırıldığını belirten Bakan Işıkhan, “Sahip olduğumuz kadim devlet geleneğimiz ve bugün hala aynı mirasla varlığını sürdüren istikrarlı yönetim anlayışımız, kararlı yürüyüşümüzün en büyük motivasyon kaynağıdır. Geçmişten günümüze bu yürüyüşte en önemli yol arkadaşlarımız milli kalkınma hamlemize omuz veren sizler oldunuz. Biliyorsunuz açıklanan son verilere göre; yıllık bazda enflasyon rakamları gerilemiş durumda. Aynı şekilde istihdam ve işgücü verilerimizde de olumlu bir seyir söz konusu. İstihdamda biliyorsunuz, rekor üstüne rekor kırıyoruz. Çalışma hayatını güçlendirmeye yönelik attığımız adımlar neticesinde istihdam sayımız son verilere göre 32 milyon 712 bin kişi ile tarihi zirvesini yenilemiş bulunuyor. İşsizlik oranımız da son 15 aydır tekli hanelerde. İŞKUR aracılığıyla işe yerleşen vatandaşlarımızın sayısı bu yıl 1 milyonu geçti” şeklinde konuştu. “Kadın, genç ve mesleki yeterlilik belgesi olanların istihdam teşvikini uzattık” Son 1 yılda gerçekleştirilen çalışmaları anlatan Bakan Prof. Dr. Vedat Işıkhan, “ Son bir yılda gerçekleştirdiğimiz çalışmalara kısaca bakarsak; kadın, genç ve mesleki yeterlilik belgesi olanların istihdam teşvikini uzattık. Asgari ücret desteğini 500 TL’den, 700 TL’ye çıkarttık. Sizlerden gelen dönüşler doğrultusunda aktif işgücü programlarımızı sürekli yenileyerek piyasanın ihtiyaç duyduğu niteliklere dönüştürdük. Nitelikli işgücünü yetiştirme adına önemli işbirlikleri gerçekleştirdik. Kısa çalışma uygulamamızın etkinliğini artırdık ve burada sayamayacağım birçok çalışma gerçekleştirdik. Biliyorsunuz orta vadeli planda 2024 yılsonu işsizlik oranı hedefimiz yüzde 9,3 ve bu hedefimizi yakalamak için tüm imkanlarımızı seferber etmeye devam ediyoruz. Yakın zamanda başlattığımız bir çalışmayı da nihayete erdirdik. Geçtiğimiz hafta TOBB ile yaptığımız protokol töreninde duyurduğumuz aday havuz sistemimiz ile artık işverenlerimiz İŞKUR’a kayıtlı iş arayanlara doğrudan ulaşabilecek. Bu yöntemle; işverenlerimizin eleman ihtiyaçlarını en kısa zamanda gidermelerini sağlayacağız. İnşallah, Türkiye Yüzyılı’nın parolası olarak gördüğümüz yatırım, istihdam, üretim, ihracat vizyonu doğrultusunda uyguladığımız ekonomi politikası ile enflasyonu tek haneli rakamlara çekene kadar çalışmaya devam edeceğiz” dedi.