SAĞLIK - 07 Ocak 2025 Salı 13:14

Ağızdaki sessiz tehlike: Tükürük bezi taşı hastalığı

A
A
A
Ağızdaki sessiz tehlike: Tükürük bezi taşı hastalığı

Kulak, Burun, Boğaz (KBB) Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Nesrettin Fatih Turgut, tükürük bezi taşı hastalığının tedavi edilmediği takdirde derin boyun enfeksiyonuna neden olabileceğini söyledi.


Tükürük bezlerinde oluşan taşlar, genellikle göz ardı edilen bir konu olarak dikkat çekiyor. Ancak bu küçük taşların büyük sorunlara yol açabileceği uzmanlar tarafından ifade ediliyor. Tükürük bezlerinde birikerek oluşan taşlar, tıbbi adıyla sialolitler, ağız içinde rahatsızlık ve ağrıya neden olabileceğini dile getiren Medicana Sağlık Grubu Doktorlarından KBB Uzmanı Doç. Dr. Nesrettin Fatih Turgut, hastalığın tanı, tedavi ve tedavi sonrası sürecinden bahsetti.



Bu belirtilere dikkat


Tükürük bezi taşlarını, çene altında ve yanak arkasında yerleşen tükürük salgısı üreten tükürük bezlerinde veya tükürük bezlerinin ağız içine açılmasını sağlayan tükürük bezi kanallarında görülen taşlar olarak belirten Medicana International Samsun Hastanesi KBB Uzmanı Doç. Dr. Nesrettin Fatih Turgut, “Tükürük bezi taşı tükürük içeriğinin yoğunluğu fazla olduğu için çene altı tükürük bezleri (submandibuler) ve kanallarında ve 30-60 yaş aralığında, erkeklerde daha fazla görülmektedir. Yetersiz sıvı alımı, tükürük salgısının azalmasına neden olan enfeksiyonlar, ilaç kullanımı ve çeşitli enfeksiyonlar ve tükürük bezi kanallarının darlıkları tükürük bezi kanalı içinde taş oluşmasına yatkınlık oluşturur. Bu hastalıkta tipik belirti, taşın var olduğu tarafta yer alan bezde yemek yeme sonrası gelişen şişlik ve ağrıdır. Tükürük salgısının dışarı atılamayıp birikimi, enfeksiyona yatkınlık oluşturur. Bakteriyel tükürük bezi iltihabı dediğimiz hastalık gelişebilir ki bu durumda şikayetler şiddetli hale gelebilir. Etkilenen tükürük bezinin aşırı şişmesi, aşırı hassasiyeti, ağrı ve ateş gelişebilir. Tedavi edilmediği takdirde, hastane yatışı gerektiren ve şiddeti daha fazla olan bir tabloya, derin boyun enfeksiyonuna, ilerleme görebiliriz” dedi.



“Taşın büyüklüğü ve konumuna göre cerrahi müdahale söz konusu olabilir”


Şikâyetleri daha hafif olan ve taş boyutları küçük ve tükürük bezi kanalının ucuna yakın yerde yerleşim gösteren hastalarda geleneksel tedaviler önerildiğini dile getiren Doç. Dr. Nesrettin Fatih Turgut, “Ağrı kesiciler fayda sağlar. Bol sıvı tüketimi, ısı uygulaması rahatlama sağlayabilir, bol sıvı tüketimini tüm hastalarımızda önermekteyiz. Aynı zamanda limon gibi ekşi ürünlerin emilmesi tükürük sıvısını artırır ve çok küçük taşların dışarı atılmasını sağlayabilir. Taş boyutunun büyük olması, taşında daha çok beze yakın yerde yerleşmiş olması durumlarında ise cerrahi uygulamaları gündeme gelmektedir. Taş yerleşimi, büyüklüğü etkilenen tükürük bezinin durumu cerrahinin şeklini belirler. Eğer taş tükürük bezi kanalında yer alıyorsa, sialendoskopi olarak adlandırılan kamera sistemi ile yer tespiti ve çıkarma işlemi herhangi bir kesi olmaksızın tercih edilir. Ancak taşın tükürük bezi içerisinde yer alması, boyutunun çok büyük olması durumlarında ise dışardan veya ağız içinden yaklaşım ile cerrahi seçenekleri gündeme gelmektedir” diye konuştu.



“Büyük taşlar havalı kırma tekniği kullanılarak küçültülerek çıkarılıyor”


Tükürük bezi kanallarının içindeki en uç bölgelere kadar ulaşabilen bir kamera sistemini kullanarak tükürük kanallarını inceleme yöntemi olan sialendoskopiden bahseden Doç. Dr. Turgut, “Bu sistem, kanal içindeki hastalıkların tanısı ve tedavisi için bir araç sağlar. Kamera sisteminin temel özelliği, tükürük kanalının içini milimetrik boyutlarda kontrol etme yeteneğidir, yaklaşık 1.5 mm’lik bir boyuttan bahsedilmektedir. Bu işlem genel anestezi veya lokal anestezi altında uygulanabilir. Hekimin deneyimi, hastanın sağlık durumu, hastanın uyumuna ve tercihine bağlı olarak tedavi planlaması yapılır. Sialendoskopi, genellikle tükürük kanallarında taş olan hastaların tedavisinde kullanılmaktadır. Ayrıca Sjögren hastalığı, radyoaktif iyot tedavisi almış hastalar ve tekrarlayan tükürük bezi iltihaplarına sahip çocuk hastalarda da bu yöntem uygulanabilir. Sialendoskopi süresi, taşın büyüklüğü ve konumuna bağlı olarak değişebilir. Büyük taşlar havalı kırma tekniği kullanılarak küçültülerek çıkarılır, bu nedenle işlem süresi uzun olabilir. Sialendoskopi sırasında herhangi bir kesi veya dikiş uygulanmaz, bu nedenle işlem sonrasında ağrı veya şikâyet gözlemlenmez. Geçici olarak aynı taraftaki tükürük bezinde şişlik olabilir ancak genellikle bu şişlik 1-2 saat içinde azalır. Hastalar, genellikle aynı gün içinde taburcu edilirler” şeklinde konuştu.



“Sialendoskopi ile çıkarılamayan taşlar için açık cerrahi uygulanabilir”


Cerrahi müdahale seçeneği hakkında da bilgi veren Turgut, “Taş boyutunun büyük olması, taşın bez içinde yerleşim göstermesi, sık enfeksiyona bağlı taşın kanala yapışık olması gibi nedenlerden dolayı sialendoskopi ile taşın çıkarılması mümkün olmayabilir. Bu durumlarda açık cerrahi seçeneği gündeme gelir. Eğer taş, kanal içinde yerleşim gösteriyorsa ağız içerisinden kanal üzerinde yapılacak ufak bir kesi ile taşa ulaşılır ve taş çıkarılır. Birkaç dikiş atılarak işlem tamamlanır. Hastalarımız ancak taş tükürük bezi içinde olursa veya tükürük bezi sürekli (kronik) enfeksiyona bağlı olarak işlevini yitirmişse (atrofiye uğramış) tükürük bezi genel anestezi altında çene altından kesi yapılarak tamamen çıkarılır. Ameliyat sonrası 2-3 gün hastane yatışı gerekebilir” ifadelerini kullandı.



Ağızdaki sessiz tehlike: Tükürük bezi taşı hastalığı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Çöp yığınını gören ünlü manken çılgına döndü: "Bu vatana ihanetten başka hiçbir şey değil" Antalya’nın Manavgat ilçesinde ikamet eden ünlü manken Tuğba Özay, karşılaştığı çöp manzarasını görünce çileden çıktı. Cep telefonuyla video kaydına girip çöp atanlara seslenen Özay, “Evindeki koltuğu, ayakkabısını, televizyonunu getirip atmış, manyak ruh hastası. Ondan sonra Tuğba Özay manyak oluyor değil mi? Bu vatana ihanetten başka hiçbir şey değil" sözleriyle ateş püskürdü. Manavgat’ta ikamet eden ünlü manken Tuğba Özay, Sarılar Mahallesi Kır mevkisinde çöp manzarasıyla karşılaşınca çileden çıktı. Cep telefonuyla kayda girip çöp atanlara seslenen Özay, "Zaten ormanlarımız yandı gitti, şimdi de şu rezilliğe bakın. Ben bunları küfürsüz anlatamıyorum. Ya arkadaş bunu kimse görmüyor mu? Siz hangi kafayla gelip bunları buraya atıyorsunuz. Burası turistik alan. Selden sonra da buradaki bütün çöple nehre akmış. Buradan yetkililere sesleniyorum. Burayı acil temizleyin kardeşim" dedi. “Ben bu zihniyetle aynı havayı solumak istemiyorum” Özay tepkisine şu sözlerle devam etti: "Evindeki koltuğu getirip atıyor ya. Manyak ruh hastası. Ayakkabılarını getirip atmış. Ayakkabını, çöpünü, pisliğini atacak başka bir yer bulamadın mı dangalak, bu ne? Yemin ederim bir denk gelseler, elimden kimse kurtaramaz bunları. Şu hale, rezilliğe bakın. Buzdolaplarını, televizyonlarını getirip atmışlar buraya. Ya siz nasıl insanlarsınız? Beni yine delirttiniz. Ondan sonra Tuğba Özay manyak oluyor değil mi? Ben bu zihniyetle aynı havayı solumak istemiyorum. Eğer ki yüce adalet görüyorsa bunu, emin olun siz zararlı çıkacaksınız. Bu vatana ihanetten başka hiçbir şey değil. Çöp cezası uygulansın. Buradan bütün bakanlıklara, devlet yetkililerine sesleniyorum. Bütün belediyeler çöp cezası uygulasın. Emin olun aldığınız vergiden daha fazlasını kazanırsınız ve öyle bir hizaya gelirler ki hadi bakalım bir tane izmarit atabiliyorlar mı yerlere?"
İstanbul Beykoz halkı Anadolu Kavağı deniz dolmuş seferlerinden rahatsız Beykoz’da bulunan Anadolu Kavağında yaşayan vatandaşlar kışın 3 ay boyunca hizmet veren deniz dolmuşu seferlerinden tedirgin olduklarını belirtti. Sadece 33 kişilik olan ve boğazın bu yakasına uygun olmayan teknelerin güvenlik açısından sorun teşkil ettiğini söyleyen Anadolu Kavağı Muhtarı Serkan Çağlar, “İnsanlar tedirgin oluyor, hava şartlarına ve iskele durumlarına uygun değil” dedi. Boğaz’ın Anadolu Yakasında en son yerleşim yerlerinden olan Beykoz’daki Anadolu Kavağında son dönemlerde en büyük sorun ulaşım. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB)’in iştiraki Şehir Hatlarının aldığı kararla kışın 3 ay boyunca büyük ve demir teknelerle yapılmaması, “Deniz Dolmuş” adı verilen ve deniz taksiden çevrilen fiber teknelerin kullanılması Anadolu Kavağı halkını rahatsız ediyor. Kavak halkı, Anadolu Kavağı - Rumeli Kavağı - Sarıyer hatları arasında sefer yapan deniz dolmuşların çok fazla sallandığı ve yetersiz kapasitede olmasından kaynaklı şikayetlerini dile getirdi. Yetkililere durumu bildirdiğini fakat henüz bir girişim olmadığını söyleyen Anadolu Kavağı Muhtarı Serkan Çağlar, “Burada Sarıyer - Rumeli Kavağı - Anadolu Kavağı ring seferimiz var. Bu hatta daha önce motorlar çalışıyordu ve Kavak halkı rahatça buralara gidip gelebiliyordu. Deniz dolmuşu seferleri başladığından beri halk rahat bir şekilde gidip gelemiyor. Buranın deniz ve hava şartlarına, iskelelere uygun değil. Sadece 33 kişi kapasiteli olduğu için de insanlar içinde çok kapalı duruyor. Yaşlısı var, genci var, denizi sevmeyen sadece işe güce, okula giden insanlar var. Buranın halkı bu konuda bir tedirginlik yaşıyor. Güvenlik açısından da havada rüzgâr olduğu zaman burada durabilecek bir tekne değil. Bu tekneler çalışmaya başladığından beri telefonlarım susmuyor. İnsanlar bana, “Şehir Hatları ve İBB enden şikâyetlerimizi dikkate almıyor diyorlar. 153’ü aramışlar herhangi bir cevap alamamışlar. Sadece böyle bir karar alındığını ve u kararın 3 ay boyunca geçerli olacağını belirtmişler. Bizde gerekli şikâyetlerimizi yaptık. Buranın halkı Sarıyer’e giderken ulaşımı rahat bir şekilde yapmak istiyor. Giderken sallanmak, midelerinin bulanmasını istemiyor. Ben şahit oldum 5 tane bisikletli genç binemedi ve geri gitti. Burası esnaf açısından da önemli bir nokta. Millet buraya hafta sonu gelmek, gezmek, balık yemek istiyor. Esnafa da zarar veriyor, Kavak halkı ve kavak esnafı bu tekneleri istemiyor. Hem İBB hem Şehri Hatlarına ben gereken şikayetleri de oluşturdum. Boğaz’ın Karadeniz’e açılan son noktasında olduğumuzu Karadeniz’den gelen hava ile bu teknelerin buraya yanaşamayacağını, iskelelere uygun olmadığını ve sefer iptallerinin yaşanmak zorunda olacağını söyledim. İlgileneceklerini söylediler bekliyoruz. İnsanlar çocuklarını okula gönderirken tedirgin oluyor. Bir yere hizmet getirirken oranın insanlarının durumunu düşünmek gerekir. Buranın halkı genelde Sarıyer’de işlerini görür. Ben Sarıyer’de okudum. Burada nüfus çok olmadığı için yeterli hizmet gelmiyor” dedi. Bu Vapurlar Anadolu Kavağına yakışmıyor Anadolu Kavağında esnaflık yapan Ahmet Silik, “11 yaşından beri burada esnaflık yapıyorum. İnsanlar buraya nefes almaya geliyor. Bu vapurlar Anadolu Kavağına yakışmıyor. Yolcu kapasitesi az bu esnafı da baltalıyor. Bu tekneleri kullanmak istiyorlarsa Beykoz - Anadolu Kavağına ring yapabilirler esnaf olarak bu teknelerden memnun değiliz” diye konuştu. Anadolu Kavağımızın yüz karası Anadolu Kavağında doğup büyüdüğünü söyleyen Kamil Kadakal, “Çok acayip, çok küçük. Anadolu Kavağımızın yüz karası. Büyük motorlardan birisi kalsaydı. Yakıt tasarrufu diyorsunuz sanki aynı yakıtı bunlar yakmıyor. 30 kişilik tekne, buraya gezmeye gelen insanların dönüşü nasıl olacak hele kış günlerinde. Deniyor ki güzel günlerde büyüteceğiz. Günlerin hepsi güzel. Biz sandalla geçmeye korkardık burada büyüdük. Hangi akılla bu tekneler buraya verildi. Hangi asırdayız. Kapalı sularda bu tekneler çalışsın oralara uygunlar” dedi.