ASAYİŞ - 08 Nisan 2012 Pazar 17:16

HIRSIZLIK İDDİASINA GÖZALTI

A
A
A
HIRSIZLIK İDDİASINA GÖZALTI

Samsun`da bir mağazadan giyim eşyası çaldıkları iddia edilen 2 kadın gözaltına alındı.
Edinilen bilgiye göre, İlkadım ilçesi Fatih Sultan Mehmet Caddesi`nde bir mağazadan ellerinde giyim eşyası ile dışarı çıkan S.A. ve N.Ç., adlı kadınlar, polise haber verildi. Çarşı Polis Merkezi ekipleri tarafından gözaltına alınan kadınlar, yanlış anlaşıldıklarını belirterek, yanlarındaki torunlarının dışarı çıkması sonucu kendisine bir şey söylemek için mağazadan dışarı çıktıklarını ancak, geri dönecekleri sırada işyeri çalışanlarının kendilerine müdahale edip polis çağırdığını söylediler. Hırsızlık
yapmalarının söz konusu olmadığını söyleyen S.A. ve N.Ç., bugün Samsun Adliyesi`ne sevk edildiler. Savcı tarafından tutuklanmaları talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edilen bayanlar, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldılar.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Şehidin 24 yıllık hatırası ailesi tarafından odasında yaşatılıyor Hatay’da yaşayan Şehit Piyade Uzman Onbaşı Haydar Şenel’in ailesi, evlatlarının hatırasını oğullarının eşyalarının bulunduğu odada yaşatıyor. Zeytin Dalı Harekatı bölgesinde teröristlerin havan saldırısında yaralanıp, tedaviye alındığı hastanede şehit olan Piyade Uzman Onbaşı Haydar Şenel’in (24) cenazesi, Hatay’ın Kırıkhan ilçesindeki mezarlık kompleksine defnedilmişti. Evlatlarının acısını ve üzüntüsünü ilk günkü gibi yaşayan baba Ahmet Şenel ile anne Özgül Şenel, şehit olan Haydar Şenel için bir yıl önce oda yapmıştı. Evlatlarının odasını bozmayan çift odaya Şehit Şenel’in kişisel ve askeri eşyalarını yerleştirerek hatırasını yaşatıyor. Her odaya girdiklerinde oğullarıyla sohbet ettiklerini dile getiren Şenel çifti, oğullarını çok özlediklerini belirterek evlatlarının odasına geldiklerinde özlem giderdiklerini söyledi. "Her bu odaya girdiğimizde kendisini hatırlıyoruz" Evladının şehadetinden bir yıl önce odayı yaptıklarını ve odada kimsenin kalmadığını ifade eden baba Ahmet Şenel, “Oğlum 13 Mayıs 2022 yılında yaralandı. Hastanede 19 gün sonra şehit oldu. Asker olmayı çok seviyordu. ’Baba vatan için görev yapmayı çok istiyorum’ demişti. Allah da kendine kısmet etti. Vatan sağ olsun şehit oldu. Her şeyde bir takdiri ilahidir. Kurban olduğum Allah oğlumda şehitliği görmüş. Bu odayı oğlum şehit olmadan bir yıl önce yapmıştık. Arkadaşlarım gelir, oturur sohbet ederiz demişti ve benimde hoşuma gitti. Odayı yaptık. Şehit oldu ve kendi odası diye düşündük. Her bu odaya girdiğimizde kendisini hatırlıyoruz. Bu odada; özel eşyaları var, değerli eşyaları var, resimleri, elbiseleri gibi oğluma ait her şey var. Yatağından ay yıldızlı bayrağı var. O yüzden gereken her şeyi yaptık. Ziyarete gelen olur ve ziyaretini yapar sonra çıkıp giderler. Sadece ziyaret olur ve odada kalma gibi durum olmaz. Şehit olduktan sonra kesinlikle kalan yok. Biz geliriz burada mesela akşamları geliyoruz. Gerçi aklımızdan çıkmıyor. Canımız sıkıldığında oturuyoruz ve kendisiyle sohbet ediyoruz. 5-10 dakika konuştuktan sonra çekip odamıza gidiyoruz. Oğlumu çok özledik ve çok seviyoruz. Çok iyi bir çocuktu ve çocukla çocuk, büyükle büyük olurdu” dedi. “Bu odaya geldiğimde kendisiyle konuşuyorum ve ben oğlumu yaşıyor olarak görüyorum” Oğlunun odasına her girdiğinde evladıyla konuşuyor gibi hissettiğini dile getiren anne Özgül Şenel, “Oğlum çok iyi bir insandı, sevilmeyi ve sevmeyi bilirdi. Şırnak’a askere gidip izne geldiğinde arkamızdaki yatakta uzanırken anne beni dizine alıp çocuk gibi sevsene dedi. Ben de dizime alıp oğlumu çocuk gibi sevdim. ’Anne senin hayallerini gerçekleştireceğim’ dedi. Ben ona gülerek şakasına Sibel Can gibi Bodrum’a gitmek istiyorum dedim. Bir gün bana dedi ki ’anne hazırlan Bodrum’a gidiyoruz’ dedi. 5 dakika içinde hazırlandım ve gerçekten de Bodrum’a gittik. Oteldeki insanlar sanki oğlumun uzman olduğunu biliyorlardı. Topluma girdiğimizde herkese saygı gösteriyordu. Bu odaya geldiğimde kendisiyle konuşuyorum ve ben oğlumu yaşıyor olarak görüyorum. Oğlumun gözlerine baktığımda benimle hemen konuşuyor” ifadelerini kullandı.
Ankara İçişleri Bakanı Yerlikaya:"41 ilde PKK/KCK’ya yönelik Jandarma tarafından son 10 gündür devam eden “Gürz-37" operasyonlarında 147 şüpheli terör örgütü mensubu yakalandı" İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, "41 ilde PKK/KCK’ya yönelik Jandarma tarafından son 10 gündür devam eden “Gürz-37" operasyonlarında 147 şüpheli terör örgütü mensubu yakalandı. Şüphelilerden; 30‘u tutuklandı. 17’si hakkında adli kontrol kararı verildi. Diğerlerinin işlemleri devam ediyor" dedi. Bakan Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada,41 ilde PKK/KCK’ya yönelik Jandarma tarafından son 10 gündür devam eden “Gürz-37" operasyonlarında 147 şüpheli terör örgütü mensubu yakalandığını kaydetti. Şüphelilerden; 30‘u tutuklandığını, 17’si hakkında adli kontrol kararı verildiğini belirten Bakan Yerlikaya, şu bilgileri verdi: "Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Jandarma Genel Komutanlığı Terörle Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde; İl Jandarma Komutanlıklarınca; Adana, Adıyaman, Ağrı, Ankara, Antalya, Ardahan, Aydın, Batman, Bingöl, Bitlis, Bolu, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Eskişehir, Gaziantep, Hakkari, Hatay, Iğdır, İstanbul, İzmir, Kars, Kayseri, Kilis, Kocaeli, Konya, Kütahya, Manisa, Mardin, Mersin, Muğla, Muş, Nevşehir, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak, Tekirdağ, Trabzon, Tunceli, Van ve Yozgat’ta düzenlenen operasyonlarda yakalanan şüphelilerin; PKK/KCK terör örgütü içerisinde faaliyet yürüttükleri, terör örgütüne finans sağladıkları, terör örgütünün gençlik yapılanması içerisinde bulundukları ve Sosyal medya hesapları üzerinden terör örgütü propagandası yaptıkları tespit edildi. Operasyonlar sonucu; çok sayıda örgütsel doküman ve dijital materyal ele geçirildi. Operasyonları koordine eden Cumhuriyet Başsavcılıklarımızı ve operasyonları gerçekleştiren Kahraman Jandarmamızı tebrik ediyorum."
Hatay Türkiye’de doğan 11 yaşındaki Suriyeli Raaf: “Türk milletine savaştan bizi korudukları için teşekkür ederim” Hatay’da bulunan Cilvegözü Sınır Kapısı’ndan ailesiyle birlikte ülkesine dönen 11 yaşındaki Raaf Aldayek, “Türk milletine Suriye’deki savaştan dolayı bizi koruduğunuz için çok teşekkür ederim” dedi. Suriye’de 13 yıl süren iç savaşından ardından muhalif güçler, 61 yıllık Bass rejimine son vermişti. Ülkelerinde savaşın son bulmasıyla savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan Suriyeliler, yeniden ülkeye dönmeye başladılar. Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde bulunan Cilvegözü Gümrük Kapısı’ndan ülkelerine dönen Suriyeliler, umutla ülkelerine dönüyorlar. Türkiye’de en çok arkadaşlarını ve öğretmenlerini özleyecek olan Raaf Aldayek, Suriye’deki savaştan dolayı bizi koruduğunuz için çok teşekkür ettiğini söyledi. “Suriye’deki savaştan dolayı bizi koruduğunuz için çok teşekkür ederim” Suriye’ye dönüp eğitimine devam ederek doktor olmayı istediğini dile getiren Raaf Aldayek, “Ülkeme gideceğim için çok mutluyum. Babamı, ninemi ve dedemi göreceğim. Türkiye’den gideceğim içinde üzgünüm. Çünkü arkadaşlarımı bırakacağım. En çok arkadaşlarımı ve öğretmenlerimi özleyeceğim. Suriye’ye gittiğimde ilk babama sarılacağım. Çünkü babam bizden önce gitti ve 2 haftadır görmedim. Humus’a gideceğim. Humus’taki evimiz çok iyi durumda. Bazı boya ve tamir yaptırdık. Her şey tamam oldu. Benim ailem 7 kişilik oldu. Türk milletine Suriye’deki savaştan dolayı bizi koruduğunuz için çok teşekkür ederim. Eğitimime devam edeceğim ve doktor olmak istiyorum. İlk önce hastanede çalışacağım sonra kendime bir yer açacağım” dedi.
Nevşehir Kaybolan şahıs olayını kafatası aydınlattı Nevşehir’de geçtiğimiz yıl Kasım ayında bulunan kafatası kemiğinin bir yıl önce kaybolan 50 yaşındaki Abdullah Kestiren’e ait olduğu belirlendi. Olay, geçtiğimiz yıl Ocak ayında Nevşehir’de yaşandı. Metruk binalarda yalnız yaşayan Abdullah Kestiren’den yakınları uzun süredir haber alamadıklarını belirterek polise kayıp ihbarında bulundu. İhbar üzerine arama başlatan polis ekipleri, şahsın kaldığı düşünülen metruk binalarda ve çeresin de geniş çaplı arama-tarama çalışması yaptı. Özel eğitimli kadavra köpeklerinin ve iş makinelerinin de kullanıldığı arama çalışmalarından ilk başta bir sonuç alınamadı. Arama faaliyetlerini genişleten Nevşehir Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bağlı Cinayet Büro ekipleri il genelinde bulunan güvenlik ve iş yerlerine ait kamera görüntülerini topladı. Yaklaşık 500 saatlik görüntüyü inceleyen polis ekipleri kaybolan Abdullah Kestiren’in son görüntülerine ulaştı. Abdullah Kestiren’in Camicedit Mahallesi Kasaplar Çarsısı’nda bulunan bir iş yerinin güvenlik kamera görüntülerini inceleyen ekipler, kayıp şahsın son görüntülerine de ulaşmış oldu. Polis ekipleri şahsın gidiş yönünde bulunan geniş arazide ve metruk binalarda tekrar arama çalışması yaptı. Bölgede bulunan metruk binalarda kalan ve Abdullah Kestiren ile arkadaşlık eden yaklaşık 15 kişinin de ifadesine başvuran polis ekipleri ifadelerden ve aramalardan da bir sonuç alınamadı. Geçtiğimiz yıl kasım ayında Raşitbey Mahallesi Şehit Asım Gökmen Sokak üzerinde bulunan bir metruk binanın bahçesinde bir insana ait kafatası kemikleri ve kıyafetleri gören metruk binanın sahibi durumu polis ekiplerine bildirdi. Olay yerinde inceleme yapan Cinayet Büro ekipleri ve Olay Yeri İnceleme ekipleri, evin bahçesinde bulunan kafatası kemiklerini ve kıyafetleri DNA testi için Adli Tıp Kurumuna gönderdi. Bölgede çalışmalarını genişleten ekipler, diğer kemik parçalarının bulunması için çalışma başlattı. Bölgede bulunan metruk binalar, mağaralar tek tek aranmasına rağmen başka hiçbir kemik parçasına rastlanmadı. Bölgede yapılan aramalarda sadece Abdullah Kestiren’e ait olan kıyafetler ve cep telefonu bulundu. Adli Tıp Kurumuna gönderilen kafatası kemiklerinin, yapılan DNA incelemesinde geçtiğimiz Ocak ayında kaybolan Abdullah Kestiren’e ait olduğu belirlendi. Polis ekipleri şimdi Abdullah Kestiren’in ölüm nedenini araştırıyor.
Diyarbakır Diyarbakırlı öğretmen 10 binlerce öğretmenin başvurduğu Ulusal ve Avrupa Kalite Etiketi ödüllerine layık görüldü Diyarbakır’da sınıf öğretmeni Nevzat Can, eğitime adanmış çalışmaları ve sosyal sorumluluk projelerine verdiği desteklerden ötürü Ulusal ve Avrupa Kalite Etiketi ödüllerine layık görüldü. Sınıf öğretmeni Nevzat Can, pandemi sürecinde, eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak ve dezavantajlı öğrencilerin öğrenme kayıplarını en aza indirmek amacıyla yıl boyunca haftada iki gün, altı farklı mezraya giderek öğrencileriyle buluştu. Gün boyu etkinlikler düzenleyerek onların eğitimlerini destekleyen Can, kırsaldaki çocukların kaliteli eğitime erişimine katkıda bulunmayı hedefledi. Bu özverili çalışmaları, eğitime olan bağlılığını ve sosyal sorumluluk bilincini bir kez daha ortaya koydu. Eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak adına özellikle kırsalda okuyan kız çocuklarının LGS ve üniversite sınavlarına hazırlık süreçlerine destek olan ve kitap yardımları sağlayan Can, aynı zamanda üniversiteye yerleşen öğrenciler için burs başvurularına yardımcı oluyor, yardım faaliyetleri ve sosyal sorumluluk projelerine destek oluyor. Mesleğinin 16 yılını köylerde geçiren Nevzat Can, bulunduğu köye hayırsever desteğiyle tam teşekküllü bir Z Kütüphane kazandırıp köy okullarına 4 bin kitaplık bir kütüphane kurulmasını sağladı. Nevzat Can, STEM ve Scientix projelerinde aktif bir şekilde yer alarak Türkiye genelinde bilinirlik kazandı. Scientix Türkiye Elçisi ve Codeweek Lider Öğretmeni olarak seçilen Can, öğretmenlere yönelik verdiği eTwinning eğitimleriyle 2020 yılından bu yana 6 binden fazla öğretmenin proje oluşturmasına, bu projeleri yürütüp tamamlamalarına ve ödül almalarına destek oldu, eTwinning Mentör çalışmaları devam ediyor. Can, Hindistan merkezli AKS Education Awards tarafından düzenlenen ve 115 ülkeden on binlerce öğretmenin başvurduğu Global Teacher Awards (Küresel Öğretmen Ödülü) organizasyonunda Türkiye’den ödül almaya hak kazanan üç öğretmenden biri oldu. Ancak ödülü almak için tüm hazırlıklarını tamamlamış, uçak biletini almış ve vize başvurusunu yapmış olmasına rağmen, kanser tedavisi gören annesini yalnız bırakmamak için Hindistan’ın Delhi kentinde düzenlenecek ödül törenine katılmaktan vazgeçti. Ödül, İstanbul’da düzenlenecek bir törenle kendisine takdim edilecek. Küresel Öğretmen Ödülü’nün her yıl dünyadan 115 ülkeden öğretmenlerin başvurusu sonucu değerlendirilip verildiğini belirten Nevzat Can, her ülkeden 2 veya 3 öğretmeni almaya çalıştıklarını söyledi. Nitelikli, sürdürülebilir çalışma yapanların çalışmaları değerlendirildiğini aktaran Can, "İnternet siteleri var o site üzerinden başvuru yapılıyor. Çalışmalar kanıtlarıyla CV ile birlikte yükleniyor. Yapılan çalışmaların kanıtlarının olması gerekiyor. Değerlendirme süreci var. Değerlendirme süreci sonucunda nitelikli buluyorlarsa iletişime geçiyorlar. Hindistan’da düzenlenen Küresel Öğretmen Ödül törenine davet ediyorlar. Türkiye geneli 3 öğretmen Küresel Öğretmen Ödülüne layık görüldü. Şu an zaten Hindistan’a gittiler 11-12 Ocak’ta orada ödül töreni yapılıyor” dedi. 16 yıl köyde çalıştığını, köyde yaptığı sürdürülebilir eğitim çalışmalarının olduğuna değinen Can “Özellikle pandemi sürecinde öğrencilerim ile çalışmalar yaptım. Köy okuluna 4 bin kitaplık bir kütüphane kazandırdık. Uluslar arası eTwinning programı yürüttüm. Özel ödüller aldım, Avrupa ödülleri aldım. Annemin rahatsızlığından dolayı ödülü almaya gidemedim. Tüm hazırlıklarımı yaptım, vize başvurusunda bulundum, uçak biletimi de aldım. Annem kemoterapi gördüğü için o süreçte rahatsızlandı, bende gitmekten vazgeçtim. Ödülü İstanbul’daki bir törende vereceklerini belirttiler" ifadelerini kullandı.