ASAYİŞ - 11 Ocak 2025 Cumartesi 09:19

Kaybolan şahıs olayını kafatası aydınlattı

A
A
A
Kaybolan şahıs olayını kafatası aydınlattı

Nevşehir’de geçtiğimiz yıl Kasım ayında bulunan kafatası kemiğinin bir yıl önce kaybolan 50 yaşındaki Abdullah Kestiren’e ait olduğu belirlendi.


Olay, geçtiğimiz yıl Ocak ayında Nevşehir’de yaşandı. Metruk binalarda yalnız yaşayan Abdullah Kestiren’den yakınları uzun süredir haber alamadıklarını belirterek polise kayıp ihbarında bulundu. İhbar üzerine arama başlatan polis ekipleri, şahsın kaldığı düşünülen metruk binalarda ve çeresin de geniş çaplı arama-tarama çalışması yaptı. Özel eğitimli kadavra köpeklerinin ve iş makinelerinin de kullanıldığı arama çalışmalarından ilk başta bir sonuç alınamadı.


Arama faaliyetlerini genişleten Nevşehir Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bağlı Cinayet Büro ekipleri il genelinde bulunan güvenlik ve iş yerlerine ait kamera görüntülerini topladı. Yaklaşık 500 saatlik görüntüyü inceleyen polis ekipleri kaybolan Abdullah Kestiren’in son görüntülerine ulaştı. Abdullah Kestiren’in Camicedit Mahallesi Kasaplar Çarsısı’nda bulunan bir iş yerinin güvenlik kamera görüntülerini inceleyen ekipler, kayıp şahsın son görüntülerine de ulaşmış oldu.


Polis ekipleri şahsın gidiş yönünde bulunan geniş arazide ve metruk binalarda tekrar arama çalışması yaptı. Bölgede bulunan metruk binalarda kalan ve Abdullah Kestiren ile arkadaşlık eden yaklaşık 15 kişinin de ifadesine başvuran polis ekipleri ifadelerden ve aramalardan da bir sonuç alınamadı.


Geçtiğimiz yıl kasım ayında Raşitbey Mahallesi Şehit Asım Gökmen Sokak üzerinde bulunan bir metruk binanın bahçesinde bir insana ait kafatası kemikleri ve kıyafetleri gören metruk binanın sahibi durumu polis ekiplerine bildirdi.


Olay yerinde inceleme yapan Cinayet Büro ekipleri ve Olay Yeri İnceleme ekipleri, evin bahçesinde bulunan kafatası kemiklerini ve kıyafetleri DNA testi için Adli Tıp Kurumuna gönderdi. Bölgede çalışmalarını genişleten ekipler, diğer kemik parçalarının bulunması için çalışma başlattı. Bölgede bulunan metruk binalar, mağaralar tek tek aranmasına rağmen başka hiçbir kemik parçasına rastlanmadı. Bölgede yapılan aramalarda sadece Abdullah Kestiren’e ait olan kıyafetler ve cep telefonu bulundu.


Adli Tıp Kurumuna gönderilen kafatası kemiklerinin, yapılan DNA incelemesinde geçtiğimiz Ocak ayında kaybolan Abdullah Kestiren’e ait olduğu belirlendi.


Polis ekipleri şimdi Abdullah Kestiren’in ölüm nedenini araştırıyor.



Kaybolan şahıs olayını kafatası aydınlattı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Dr. Özcan Akan: "Hedef veremsiz Türkiye" Medicana Bursa Hastanesi Genel Müdürü Dr. Özcan Akan, tüberkülozun önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olmasına rağmen hala ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğunu vurguladı. Dr. Özcan Akan, tüberküloz belirtilerinin erken fark edilmesinin hastalığın tedavisinde kritik rol oynadığını belirterek şu ifadeleri kullandı: “İki-üç haftadan uzun süren öksürük, balgam çıkarma, gece terlemeleri, kilo kaybı ve kan tükürme gibi belirtiler yaşayan kişilerin vakit kaybetmeden bir uzmana başvurması gerekiyor. Özellikle verem hastası bireylerle yakın temas halinde olanlar risk altında olabilir.” Dr. Özcan Akan, ülkemizde tüberkülozun tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu hatırlatarak, “Altı aylık düzenli bir ilaç tedavisiyle tüberküloz tamamen iyileşebiliyor. Ancak tedavi sürecinde ilaçların düzenli ve eksiksiz kullanılması çok önemli. Doğrudan gözetimli tedavi uygulaması ile hastalar tedaviye uyum sağlayabiliyor ve bulaş riski hızla azalıyor” dedi. "Hedef Veremsiz Türkiye" Dr. Özcan Akan, veremsiz bir Türkiye hedefi doğrultusunda toplumun farkındalığını artırmanın önemine dikkat çekerek, “Verem savaşı dispanserlerinin desteklenmesi, tanı ve tedavi süreçlerinin geliştirilmesi, toplumun bu konuda bilinçlendirilmesi gerekiyor. Tüberküloz hala küresel mücadele gerektiren bir sağlık sorunudur ve bu hastalığı kontrol altına almak için hep birlikte çaba göstermeliyiz. Verem Eğitim ve Farkındalık Haftası kapsamında Medicana Bursa Hastanesi olarak toplumu bilinçlendirmeye yönelik bilgilendirici etkinlikler düzenlemeye devam ediyoruz" diye konuştu.
Kocaeli Bir oğlu şehit edilen doktoru İsrail askerleri bilinmeze götürdü İsrail’in hain saldırılarında bir evladını kaybeden, diğer çocuğu da ağır yaralanan doktorun kendisi ise İsrail askerleri tarafından hastanesi yakılarak bilinmeze götürüldü. Dr. Hussam Abu Safiya başka ülkelerden teklif gelmesine rağmen ülkesini terk etmedi ve Gazze’de yaralıların tedavileri ile mücadele ederken alıkonuldu. Kocaeli’de yaşayan Ramziya Abusseva, eniştesi Hussam’dan haber alamadıklarını söyleyerek bir an önce serbest bırakılması için seslendi. İsrail ordusunun Gazze’de ateşe verdiği hastanelerden biri olan Kamal Adwan Hastanesi’nin Müdürü Doktor Hussam Abu Safiya, İsrail askerleri tarafından gerekçe gösterilmeden tutuklandı. Daha önce birçok ülkeden teklif de alan doktor, ülkesini terk etmedi ve mesleğini ülkesinde devam ettirdi. 6 çocuk babası olan Dr. Hussam’ın daha önce İdris Abu Safiya ismindeki oğlu, İsrail askerleri tarafından vurulmuş ve kalbinin bir santim altına isabet eden kurşun onu ağır yaralamıştı. Diğer oğlu İbrahim Abu Safiya ise 25 Ekim günü hastane bölgesinde bulunduğu sırada atılan bombalardan birinin isabet etmesi sonucu şehit olmuştu. Bütün bu yaşananlara rağmen doktor yurt dışında gelen teklifleri elinin tersiyle itmiş ve Gazze’de kalmıştı. Dr. Hussam’ın bacağından da yaralı olduğu ve acil tıbbi desteğe de ihtiyacı olduğu biliniyor. "28 Aralık tarihinden beri Dr. Hussam’dan haber alamıyoruz" Kocaeli’de yaşayan ve eniştesi Hussam’ın serbest bırakılması için seslenen Ramziya Abusseva, "Ablamın eşi Dr. Hussam Abu Safiya için sizlere sesleniyorum. Eniştemiz için çok endişeliyiz. Son bir ay içerisinde İsrail hastanelere saldırıyor ve bombalıyordu. 28 Aralık 2024 tarihinde sağlık personellerinden İsrail askerlerinin eniştem Safiya’nın alındığını öğrendik. O günden sonra kendisinden haber alamadık" şeklinde konuştu. "Doktor Hussam’ın bir oğlu şehit oldu, bir oğlu yaralandı, ona rağmen görevine devam etti" Ailesinin çok zor günler geçirdiğini dile getiren Abusseva, bir yeğeninin yaralandığını, diğerinin ise şehit olduğunu söyleyerek, "Geçtiğimiz yılın ekim ayında İsrail hastaneleri bombaladığında Hussam’ın oğlu olan yeğenim İbrahim şehit oldu. Ona rağmen Dr. Hussam insanlara yardım etmeye, onları korumaya devam etti, işini bırakmadı. Dr. Hussam’ın diğer oğlu İdris de yaralandı. Kalbinin bir santim uzağından kurşun geçti ve yaşadı. Orada yaşanan bütün olayların haberlerini ablamdan alıyorum. Ablam şu an Gazze’de" dedi. ’İsrail hapishanelerinde insanlık dışı şartlar var’ Sürekli ablasından bölgede yaşananlar hakkında bilgi aldığını söyleyen Abusseva, "Sde Teiman Hapishanesi’ndeki herkes insanlık dışı şartlarda yaşıyor. Hussam’ın Sde Teiman Hapishanesi’nde olma ihtimali üzerinde duruyoruz" diyerek belirtti. Dr. Hussam kendi hastalarını ve hastanesini korumaya çalıştı. Bütün dünyaya orada neler yaşandığını anlatmaya çalışıyordu, bu mu suç oldu? Hussam’ın bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz çünkü o bir doktor ve işini yapıyordu" diyerek sözlerine son verdi.