ASAYİŞ - 05 Temmuz 2024 Cuma 17:40

Sakarya’da uyuşturucu operasyonları: 21 gözaltı

A
A
A
Sakarya’da uyuşturucu operasyonları: 21 gözaltı

Sakarya’nın Kocaali, Sapanca, Hendek ve Pamukova ilçelerinde jandarma ekiplerince gerçekleştirilen uyuşturucu operasyonlarında 21 şüpheli gözaltına alındı. Kocaali’de gerçekleştirilen operasyonda görüntü alan jandarmaya ait drona av tüfeği ile ateş açan ve jandarma personelinin üzerine traktör sürerek hakaretlerde bulunan 2 şahıs hakkında soruşturma başlatıldı.


Sakarya İl Jandarma Komutanlığı sorumluluk bölgesinde uyuşturucu ve kaçakçılık ile mücadele operasyonları sürüyor. Bu çerçevede jandarma KOM, asayiş, istihbarat ve JASAT ekiplerince Kocaali, Sapanca, Hendek ve Pamukova ilçelerinde operasyonlar gerçekleştirildi. Kocaali ilçesinde gerçekleştirilen operasyonda 520 kök kenevir bitkisi, 200 gram esrar, 16 kök skunk bitkisi, 1 adet hassas terazi, 1 adet esrar öğütme aparatı, 4 adet 9 mm tabanca fişeği, 8 adet ruhsatsız av tüfeği, 15 adet av tüfeği fişeği, 3 adet kurusıkı tabanca, 6 adet kurusıkı tabanca fişeği, 5 adet cep telefonu ele geçirildi. Operasyonda, Z.E. (58), Y.S. (53), Ş.A.Y. (72), A.K. (54), H.D. (45), E.K. (56) ve S.K. yakalanarak gözaltına alındı. Şüphelilerden; Y.S. olay yerinde görüntü alan jandarmaya ait drona av tüfeği ile açmasından dolayı ‘Genel Güvenliği Tehlikeye Sokma’ suçundan, Ş.A.Y. isimli şahsa ise görevini yapmaya çalışan jandarma personelinin üzerine traktör sürerek hakaretlerde bulunmasından dolayı ‘Kasten Yaralamaya Teşebbüs” ve ‘Kamu Görevlisine Hakaret’ suçlarından dolayı ayrıca soruşturma başlatıldı.


Sapanca ilçesinde gerçekleştirilen operasyonda; 13 kök kenevir bitkisi, 1 adet ruhsatsız av tüfeği ve 14 adet av tüfeği fişeği ele geçirildi. E.B. (44) ve İ.G. (44) isimli iki şüpheli hakkında adli işlem başlatıldı. Hendek ilçesinde ise 84 kök kenevir bitkisi ele geçirilirken yakalanan olay şüphelilerinden A.A. (67) ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakıldı, H.K. (50) gözaltına alındı.


Pamukova’da düzenlenen operasyonda; 173 gram bonzai, 35 gram esrar, 4 gram metamfetamin, 5 gram skunk, 1 adet hassas terazi, 4 adet uyuşturucu kullanma aparatı, 1 adet ruhsatsız av tüfeği, 43 adet uyuşturucu hap ile 2 milyon 200 bin TL para ele geçirildi. Bu operasyonlarda; N.E. (22), E.Y. (22), K.K. (17) ve E.V. (22) hakkında soruşturma başlatıldı. Toplamda 617 kök kenevir bitkisi, 235 gram esrar, 173 gram bonzai, 16 kök skunk bitkisi, 5 gram skunk, 4 gram metamfetamin, 43 adet uyuşturucu hap, 4 adet uyuşturucu madde kullanma aparatı, 1 adet esrar öğütme aparatı, 2 adet hassas terazi, 4 adet tabanca fişeği, 10 adet ruhsatsız av tüfeği, 164 adet av tüfeği fişeği, 3 adet kurusıkı tabanca, 6 adet kurusıkı tabanca fişeği, 5 adet cep telefonu ile 2 milyon 200 bin TL para ele geçirilirken, 21 şüpheli hakkında da adli işlem başlatıldı.



Sakarya’da uyuşturucu operasyonları: 21 gözaltı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Kastamonu’daki defne yaprağı üretimi 3 yılda 10 katına çıkartıldı Kastamonu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Küçük, Kastamonu’nun Cide ilçesinde 300 ton olan defne yaprağı üretiminin yaptıkları çalışmalar neticesinde, 3 yıl içerisinde 3 bin tona kadar çıkartıldığını söyledi. Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi ile Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğü tarafından Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğünde görevli personele yönelik “ormancılıkta üretim ve kesim teknikleri, iş güvenliği, çevre bilincinin oluşturulması ve ilk yardım” konularında seminer düzenlendi. Kastamonu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonunda gerçekleştirilen eğitimlerin açılışında konuşan Kastamonu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Küçük, “Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşması kapsamında 25 ihtisas üniversitesinden biri olup, özellikle ormancılık ve tabiat turizmi alanında ihtisaslaşmış tek üniversite olan Kastamonu Üniversitesi bölgesel, ulusal ve uluslararası düzeyde sürdürülebilir kalkınmaya öncülük etmektedir” dedi. “Tabiat turizmi de önemli bir potansiyel olarak görülmektedir” Kastamonu ekonomisi ve sürdürülebilir çalışmalar hakkında değerlendirmelerde bulunan Rektör Yardımcısı Küçük, “Kastamonu ekonomisinin ormancılığa dayalı olduğunu bilinmekle birlikte tabiat turizmi de önemli bir potansiyel olarak görülmektedir. Kastamonu Üniversitesi, ormancılıkla ilgili olarak Orman Genel Müdürlüğü ve Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğüyle, ilimizde ihracat yapan iki büyük orman endüstrisi kuruluşuyla, odun dışı orman ürünleri ve tıbbi aromatik bitkileri ekonomiye kazandırılması için ilgili sektörlerle ve paydaşlarıyla çalışmalarını sürdürmektedir. Üniversitemiz tarafından Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşma projesi çerçevesinde bölgesel kalkınmaya katkı sunan ve katma değeri yüksek, somut çıktı potansiyeli olan projeler desteklenmektedir. Nitekim ihtisas odaklı girişimcilik yoluyla teknolojik altyapının ve Ar-Ge çıktılarının farklı toplum katmanlarında sürdürülebilir kalkınmaya dönüştürülmesi modeli ile 2024 yılında KAL-DER ödülüne layık görülmüştür” diye konuştu. “Desteklenen projelerde 4 adet patent/fm başvurusu yapılmış ve 2’si tescillenmiştir” İhtisaslaşmanın bölge için de önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Küçük, “Üniversitemiz ihtisaslaşma sahasında akıllı uzmanlaşma, nitelikli işgücü eğitimleri, Ar-Ge ve inovasyon, üniversite-sanayi İşbirliği, bölgesel, ulusal ve uluslararası işbirliği, paydaş ilişkilerini önemseyen ilimiz, bölgemiz ve ülkemizin kalkınmasına katkı eksenindeki projeleri önceliklendirmekte ve desteklemektedir. İhtisas sahamızla ilgili 3 firma kurulmuş, 1 kooperatif kurulumu gerçekleştirilmiş, kooperatif üzerinden 3 coğrafi işaret başvurusu yapılmış ve 2 tanesi tescillenmiştir. Ayrıca desteklenen projelerde 4 adet patent/fm başvurusu yapılmış ve 2’si tescillenmiştir. Desteklenen tüm ihtisaslaşma projeleri dikkate alındığında ise 500’den fazla nitelikli işgücü eğitimi verilmiş, Ar-Ge altyapısı güçlendirilmiş ve dijitalleşme kapsamında dijital turizm rehberi geliştirilmiş, web tabanlı tabiat turizmi rotaları oluşturulmuş ve ihtisas sahasıyla ilgili katma değerli ürünler üretilmeye başlanmıştır. Bunlara ilaveten ihtisaslaşma sahası ile ilgili olarak paydaşlarla birlikte bölgesel entegrasyonu sağlama adına 36 danışmanlık hizmeti verilmiş, 29 protokol imzalanmış, 40 işbirliği geliştirilmiş, 10 ulusal patent, 2 uluslararası patent ve 18 tasarım olmak üzere 30 başvuru yapılmış, bunları 18’i tescillenmiştir. Öte yandan 2024 yılında bölgesel kalkınma ekseninde daha hızlı somut çıktı elde edilebilecek “İhtisaslaşma Hızlı Destek” çağrısına çıkılmış olup bu kapsamda 17 projenin süreci devam etmektedir başvurusu alınmıştır. Projelerin değerlendirmeleri devam etmektedir. Üniversitemiz, paydaşları ile birlikte bölgesel kalkınmaya somut katkılar sunmak için çalışmaktadır” şeklinde kullandı. “Defne yaprağında geçtiğimiz yıllarda sadece 250-300 ton iken 2-3 yılda 3 bin tona üretimi çıkarttık” Kastamonu Üniversitesi’nin ihtisaslaşma faaliyetlerinde ilk sıralarda yer aldığını söyleyen Küçük, bu alanda çalışmalara hız kesilmeden devam edildiğini belirtti. Defne yaprağının ekonomiye kazandırılması çerçevesinde Kastamonu Üniversitesi ile Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğü arasında çalışmaların sürdüğünü belirten Prof. Dr. Küçük, “Projeye inanan ve sürdürülmesini sağlayan, emekleri geçen herkese teşekkür ediyorum. Çünkü Cide’de defne işletme sahası artık onaylanmıştır. Resmi olarak rehabilitasyon çalışmaları yapılıyor. Geçtiğimiz yıllar içinde üretimden alınan sadece 250-300 tonken 2-3 yıl gibi kısa bir sürede 3 bin tona çıkan üretim söz konusu. Bu bölgesel kalkınmanın odağında bir çalışmadır. Bu sayının bizler 10 bin ton ya da 20 bin tonlara çıkacağına inanıyoruz. Bu konuyla ilgili çalışmalarımız halen devam ediyor, ilerleyen süreçte bu konuyla ilgili ilimize çok müjdeli bir haber vereceğimizden şüpheniz olmasın. Bir diğer çalışma da tıbbi aromatik bilgiler noktasında, ciddi bir potansiyel bulunuyor Batı Karadeniz Bölgesinde. Kastamonu Üniversitemiz ile Orman Bölge Müdürlüğümüzün yürüttüğü somut çalışmaların çıktılarını görüyoruz. Hali hazırda Teknokent’te 14 tane ihtisas odaklı yani turizm ve ormancılık ile ilgili doğrudan ya da dolaylı kurulmuş 14 firma ya da şirket bulunuyor” ifadelerini kullandı. “Ormancılıkta üretim ve kesim teknikleri, iş güvenliği, çevre bilincinin oluşturulması ve ilk yardım eğitimi verilecek” Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Korhan Enez ise, “Projemizin amacı, ormancılıkta üretim ve kesim teknikleri, iş güvenliği, çevre bilincinin oluşturulması ve ilk yardım eğitimi verilerek, beraberinde anılan konuların önemini vurgulamak ve bu alanda yapılacak çalışmaların önünü açmaktır. Bunun için dört artı dört gün sürecek olan programımızda iki ayrı 85 ve 73 kişilik gruplarımızla önce teorik ilk gün ve sonra bir gün uygulama olmak üzere projemizi tamamlayacağız” dedi. “Ormancılık uygulamaları ve tekniklerine dair pratik bilgiler sunmayı hedeflemektedir” Ormanların ve doğanın önemine değinen Kastamonu Orman Bölge Müdür Yardımcısı Meryem Burçin Irmak da, “Doğamızı korumak ve illere çevre bırakmak adına son derece önemli bir noktadır. Ormancılık sadece ağaç dikmek ve ağaç kesmekten ibaret değildir. Aynı zamanda gezegenimizin sağlık durumunu, biyolojik çeşitliliği sürdürmek ve iklim değişikliği ile mücadele etmek için kritik bir rol oynamaktadır. Bugün başlayacak olan eğitim programı, hem iş güvenliği ve sağlığı konularında sizleri bilgilendirmeyi, hem de ormancılık uygulamaları ve tekniklerine dair pratik bilgiler sunmayı hedeflemektedir. Bu eğitimler, sizlerin işinizde daha yetkin olmanızı sağlayacak ve doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimine katkıda bulunmanızı sağlayacaktır” diye konuştu. Eğitimler, 19 Temmuz tarihine kadar devam edecek.
Bursa Karacabey ovasında fitotoksitite tehlikesi Karacabey Ziraat Odası, ovada çok sayıda çiftçinin mağduriyet yaşayacağı ve ciddi maddi zarara sebep olacağı fitotoksitite tehlikesini gündeme taşıdı. Ziraat Odası’nın İsmetpaşa Mahallesi’ndeki basın açıklaması Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ramazan Düzen yaptı. 4 yıldır çözüm bulunamayan fitotoksitite ile mücadele etmek zorunda kalındığını belirten Düzen, "Karacabey’deki birçok çiftinin Manyas Gölü’nden gelen sulama suyunu kullanarak ürün yetiştiriyor. Bu gölden gelen ve sulama suyuna karışan çeltik ot ilaçlarının ürünlerde fitotoksititeyi arttırarak sebze yetiştiriciliğini imkânsız hale getirdi. Yaptığımız araştırmalara göre bu durumdan yaklaşık 200 bin dekar sebze tarımı yapan arazinin etkilendiğini tahmin etmekteyiz. Tabiri caizse bu zarar, maddi olarak tespit edilemeyecek kadar büyüktür.” dedi. Karacabey Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ramazan Düzen, yetkilileri göreve çağırdı ve bu sıkıntının bir an önce çözülmesi gerektiğini söyledi. Düzen, “Şu asla unutulmasın ki, Karacabey çiftçisinde para kazanırsa,esnafta da ve sanayicide de para kazanır. Bu sorun yalnızca çiftçilerin değil, tüm Karacabeylinin sorunudur. O nedenle sivil toplum kuruluşları ve ilçemizin her kesimini bu konuya duyarlı olmaya ve birlikte hareket etmeye davet ediyoruz.” diye konuştu. Ziraat Odası’nda görevli Ziraat Mühendisi Arzu Erbatur, “Güney Marmara’nın en büyük ovası ve yedi büyük şehre uzaklığı 2.5 saatlik mesafede olan Karacabey ovası, Türkiye tarımına büyük katkı sağlayan en önemli bölgelerin başında gelmektedir. Bu ovada onlarca salça fabrikası ve çeşitli gıda firmaları aktif olarak üretim yapmakta ve Türkiye ekonomisine katkı sağlamaktadır. Büyük emeklerle üretim yapan çiftçilerimiz artan ekonomik şartlar ile mücadele ederken, 4 yıldır da çözüm bulunamayan fitotoksitite ile mücadele etmek zorunda kalmıştır. Bu sorun çoğu sebzede olmakla birlikte özellikle domates ve biber gibi ürünlerde yaprakların kıvrılmasına, kurumasına ve bitkilerin strese girmesine sebep olmakta ve çok ciddi verim kayıplarına yol açmaktadır. Bu zarar maddi olarak tespit edilemeyecek kadar büyüktür. Üreticilerimiz bu sorun ile mücadele ederken maliyetlerini arttırmak zorunda kalmakta ve bununla birlikte verim düşüklüğü de yaşamaktadır" ifadelerini kullandı. "Manyas Gölü’nden gelen suyun karıştığı Karadere Çayı ve Karacabey Sulama Sahası içerisinde olan ova köylerimiz bu sıkıntının en çok görüldüğü bölgelerdir" diyen Erbatur, sözlerini şöyle tamamladı; "Ziraat Odası olarak yaptığımız saha çalışmalarına göre, Karacabey ovasının tek kurtuluşu, Karacabey Sulama Sahası’na 30-35 kilometre uzaklıkta olan Manyas Barajı’ndan Manyas Gölü’ne akan suyun kesilerek direkt olarak Karacabey Sulama Sahası’na gelmesidir. Eğer barajdan su direkt olarak gelmezse, Türkiye’de sebze yetiştiriciliğine büyük katkı sağlayan Karacabey Ovası ciddi verim kayıplarına dayanamayarak üretim yapamaz hale gelecektir. Buradan devlet büyüklerimize, Tarım ve Orman Bakanlığı yetkililerine, milletvekillerimize, Devlet Su İşleri Bölge Müdürlüğü yetkililerine sesleniyoruz; ’Lütfen Karacabey ovasının durumunu gelip sahada görün.’ Bu soruna acilen hep birlikte çözüm bulmamız gerekmektedir. Karacabey Ziraat Odası olarak tüm yetkililer ile iş birliği yapmaya hazırız. Karacabey ovasında bu zarardan etkilenen çiftçilerimize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz."
İstanbul Sahte silah ruhsatına karışan hastanedeki güvenlik görevlilerinin tamamı serbest bırakıldı İstanbul’un Sarıyer ilçesinde faaliyet gösteren İstinye Devlet Hastanesi’nin güvenlik görevlilerine yönelik İstanbul ve Bartın’da düzenlenen sahte silah ruhsatı soruşturmasında biri mahalle muhtarı, 9’u hastane güvenlik görevlisi olan 10 şüphelinin adli makamlarca serbest bırakıldıkları öğrenildi. Hastanedeki güvenlik görevlileri, ilk defa silah ruhsatı almak üzere sağlık raporu için hastaneye başvuran kişilere başkasına ait eski tarihli bir silah ruhsatı fotokopisi üzerinde oynama yaparak, silah ruhsatı için sağlık raporuna para karşılığı aracılık etmekle suçlanıyordu. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan sahte silah ruhsatı soruşturması kapsamında yeni bir çalışma gerçekleştirmiş, İstinye Devlet Hastanesi yetkilileri verilen bazı silah ruhsatlarındaki belgelerin sahte olabileceğinin değerlendirilmesi üzerine soruşturma başlatmıştı. Hastane yetkilileri, verilen silah ruhsatlarında ‘resmi belgede’ oynama olup olmadığının araştırılması için müfettiş görevlendirmişti. Müfettişlerin yaptıkları incelemelerde verilen sağlık raporlarında bazı usulsüzlükler ve sahtecilik tespit edilerek, savcılığa suç duyurusunda bulunulmuştu. Hastane yetkilileri tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan suç duyurusu üzerine harekete geçen İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, biri mahalle muhtarı, diğerleri adı geçen hastanenin güvenlik görevlisi 10 şüpheliyi gözaltına almıştı. Yakalanan 10 şüphelinin emniyetteki işlemleri tamamlanırken, soruşturma kapsamında 3 organizatör adli makamlara sevk edildi. Yakalanan şüphelilerin tümünün adli kontrol hükümleri uygulanarak serbest bırakıldığı öğrenildi. Operasyonun geçmişi Bazı kişilere ruhsat için verilen sağlık raporunda şaibe tespit edilmiş, sağlık raporundaki belgelerde eski bir ruhsat sahibine ait olan evrak fotokopisi olduğu anlaşılınca çalışma genişletildi. Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik olayına hastanede görevli güvenlik personelinin karıştığı belirlendi. Şebeke halinde hareket ettikleri anlaşılan güvenlik görevlilerinin ilk kez silah ruhsatı almak için sağlık raporuna başvuran kişilerin, hastane güvenlik görevlilerinin aracılığı ile kendilerine ait olmayan eski tarihli bir silah ruhsatı fotokopisinden yararlanılarak ‘yenileme ruhsatı’ almak üzere sağlık raporlarından olumlu sonuç almaları için kolaylık sağladıkları tespit edildi. Söz konusu güvenlik görevlilerinin maddi menfaat karşılığında başvurdukları bu yöntem sayesinde yeni silah ruhsatı alacak kişilere uygulanan kapsamlı doktor kontrollerini atlayarak, sağlık kurulunda görevli doktorlara ‘daha önceden silah ruhsatları varmış‘ izlenimi uyandırdıkları ve bu nedenle kontrollerin daha hafif muayeneler şeklinde gerçekleşmesine neden oldukları iddia edildi. Kapsamlı doktor kontrollerine girdikleri takdirde silah ruhsatı almaya haiz olmayan kişilerin, kullanılan sahtecilik yöntemleriyle silahlanmalarına yol açıldığı ortaya çıkarıldı. Yapılan teknik ve fiziki takibin sonunda aralarında bir mahalle muhtarı ile hastanede görevli güvenlik görevlilerinin de olduğu şebekeye yönelik 3 Temmuz Çarşamba günü İstanbul ve Bartın’da eş zamanlı operasyon düzenlendi. Altı gün önce yapılan zincirleme operasyonlarda 10 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Adreslerde yapılan aramalarda 4 tabanca, 1 yivsiz tüfek, bu silahlara ait 850 mermi ve 6 silah ruhsatı ele geçirildi.