GÜNDEM - 08 Ekim 2024 Salı 14:50

Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nden çelik bariyer uygulaması

A
A
A
Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nden çelik bariyer uygulaması

Sakarya Büyükşehir Belediyesi, şehrin dört bir yanındaki en kritik ve tehlikeli güzergahlarda muhtemel faciaları önlemek ve insan hayatını korumak için çelik bariyer montajı yapıyor. 2024 yılında şehrin tüm bölgelerinde toplamda 4 bin metre çelik bariyer uygulaması yapıldı.


Sakarya Büyükşehir Belediyesi Yol Bakım ve Altyapı Koordinasyon Dairesi Başkanlığı (YOLBAK) 2024 yılında şehir içi ve kırsaldaki yollarda riskli bölgelere ‘güven’ götürdü. YOLBAK ekipleri, uçurum kenarından geçen ve civar yapısı itibarıyla tehlike arz eden noktalara çelik bariyer montajlayarak araçların yolda kalmasını ve dolayısıyla yaşanabilecek can ile mal kayıplarını önledi. 2024 yılının 10 ayında bu uygulama hızlandı ve Sakarya’nın en ücra köşeleri dahi Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nin çelik bariyerleriyle çevrilerek güvenli hale getirildi. Sürücüler çevresi çelik ile çevrilen yollarda daha güvenli ve rahat yolculuk yaptı.


Yapılan açıklamaya göre bu yıl şehir merkezi ve 16 ilçede toplamda 4 bin metrelik çelik bariyer montajı yapıldı. Bu hummalı çalışmayla birlikte kent genelinde uygulanan çelik bariyer uzunluğu 22 bin metreye ulaştı. Sakarya Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan açıklamada, “Şehir genelinde yürütülen yol bakım, onarım ve trafik güvenliği uygulamalarımız 2024 yılı içinde aralıksız devam etti. Vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini korumak için başlattığımız çelik oto korkuluk montajında 2024 yılı hedefini tamamlayarak önemli bir noktaya ulaştık. Trafikte yaşanabilecek olumsuzlukların önüne geçilerek sürücülerin can güvenliğinin sağlanmasını hedefliyoruz" denildi.



Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nden çelik bariyer uygulaması

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kars Kars’ta afet risk azaltma değerlendirme toplantısı yapıldı Vali Ziya Polat’ın başkanlığında Kars İl Afet Risk Azaltma Planı’nın değerlendirildiği İRAP İzleme ve Değerlendirme Komisyonu (İDK) Toplantısı yapıldı. Valilik Toplantı Salonu’nda gerçekleşen toplantı sonrası gazetecilere açıklamalarda bulunan Vali Polat, “2021 yılında hayata geçen İl Afet Azaltma Planı toplantımızı yaptık. Özellikle 2021 sonrası ve bizim burada 13 aylık dönemimizde yapılan çalışmaların ne aşamada olduğunu, meydana gelebilecek afetlere karşı kurum ve kuruluşlarımızın STK’ların ne aşamada olduğunu ortaya koymak, değerlendirmelerde bulunmak için bir araya geldik. İlin afet durumunu ortaya koyan, bu afetler karşısında da kurum ve kuruluşlarımızın yapması gereken acil işleri plan dahilinde takip ediyoruz. Hangi kurumun ne iş yapacağı, hangi aşamada olduğunu yılda iki kez bizim başkanlığımızda onun haricinde İl AFAD Müdürlüğümüzün koordinasyonunda kurum ve kuruluşlarımızla devam ediyor” dedi. Polat, “İlimizde iklim değişikliğinden sonra özellikle aşırı yağışlardan kaynaklanan Allah’a şükür can kaybının olmadığı sel felaketleri oldu, bundan sonra da olacak. DSİ Bölge Müdürlüğü, İl Özel İdaresi, Belediye, diğer kurum ve kuruluşlarımızla dere yataklarına yaptığımız çalışmaları değerlendiriyoruz. Yazın bile Kars’ta iklimin ani değişmesi, yağışların birden yağmasından kaynaklı dere yataklarındaki taşmalar yaşandı, selle karşı karşıya geldik ve bundan sonra da yine geleceğiz. Ayrıca kar yağışı nedeniyle de çığ tehlikesi olan yerler, son 10 yılda meydana gelen afetlerin belli plan çerçevesinde toplanarak nerede olduğunu, nerede olabilir? bunların hepsi plan dahilinde ele alıyoruz. Biz uygulanabilir ve sürdürebilir plan istiyoruz, onun için hayali planlar yapmayalım, sahada da uygulanabilir, gerçekçi, sadece plan yapmak için değil bu ilin afetlerine karşı önceden hazır olmak, afet olduğunda da milletimizin bizden beklediği kriz anını en kısa sürede çözmemizdir. Bu planları yarın afet anında krizi çözmek için önümüze koyacağız. Kriz anını en kısa sürede çözmek için de alınacak tedbirlerle ilgili değerlendirmelerde bulunduk” diye konuştu. Vali Polat, planların ayrıca tatbikatını da yapılacaklarını sözlerine ekledi. Toplantı yapılan değerlendirmelerin ardından sona erdi.
İstanbul Sivaslılar, İstanbul Kağıthane’de buluşuyor İstanbul’da geleneksel hale gelen Sivas Tanıtım Günleri’nin 15’incisi, bu yıl 11-13 Ekim tarihleri arasında Kağıthane Hasbahçe’de gerçekleştirilecek. Her yıl büyük ilgi gören etkinlik, bu kez İstanbul’un farklı noktalarında değil, Hasbahçe’de düzenlenerek ziyaretçilerine Sivas’ın eşsiz kültürünü bir kez daha tanıtacak. Sivas Platformu ve İstanbul Sivas Konfederasyonu’nun ortaklaşa organize ettiği kültürel etkinlik, Sivas Valiliği başta olmak üzere, birçok kamu kurum ve kuruluşu, ilçe belediyeleri ve Avrupa Sivaslılar Birliği gibi sivil toplum örgütlerinin katılımıyla gerçekleştirilecek. 11-13 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek etkinlik çerçevesinde Sivas’ın yöresel tatlarından el sanatlarına, kültürel etkinliklerden tarihi tanıtımlara kadar geniş bir yelpaze İstanbul’a taşınacak. İstanbul’da yaşayan Sivaslılar başta olmak üzere her yıl yüzbinlerce kişinin takip ettiği tanıtım günleri, Sivas’ın kültürel mirasını ve yerel lezzetlerini bir araya getirerek hem İstanbul trafiğine hem de katılımcıların heyecanına damga vuruyor. Önceki yıllarda farklı bölgelerde düzenlenen etkinlikler İstanbul trafiğini kilitleyecek kadar yoğun ilgi görmüştü. Önceki yıllarda görülen ilginin bu yıl da Hasbahçe’de benzer bir yoğunluğun yaşanacağının habercisi olduğu belirtildi. Öte yandan, Sivas Platformu ve İstanbul Sivas Konfederasyonu Başkanı, aynı zamanda İstanbul Milletvekili olan İsmail Erdem, tüm hemşehrilerini ve İstanbulluları Sivas’ın güzelliklerini Kağıthane Hasbahçe’de yaşamaya davet etti.
İstanbul Esenyurt Belediye Meclisi’nin Ekim ayı toplantısı gerçekleşti Esenyurt Belediye Meclisi’nin Ekim ayı birinci oturumu, Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer başkanlığında yapıldı. Kendisine yönelik yapılan eleştirilere yanıt veren Özer, “İddia ediyorum bizim yaptığımız çalışmaları yapan bir belediye daha yok" ifadelerini kullandı. Esenyurt Belediyesi’nin 2024 yılı Ekim ayı Meclis toplantısının birinci oturumu Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer başkanlığında yapıldı. Belediye binasında bulunan Meclis salonunda gerçekleşen toplantıya; Meclis üyeleri, Başkan yardımcıları, STK temsilcileri ile birim müdürleri katıldı. Kendisine yönelik yapılan eleştirilere yanıt veren Özer, "Bir kent bilimci olarak yüreğim yanıyor. Maalesef toplanma alanları bile inşaat yığınlarına feda edilmiş durumda” ifadelerini kullandı. Eğitim alanında yaşanan sorunlara da değinen Özer “Çocuklarımız maalesef 50-60 kişilik sınıflarda okuyorlar. Bunlar bizim çocuklarımız, sizin çocuklarınız. Ben bunu bir eğitmen olarak söylüyorum 60 kişilik sınıfta okuyan çocuklardan bir şey beklemeyin. Yazıktır, günahtır” açıklamasında bulundu. Toplantı sonrası 11 gündem maddesi karara bağlanırken Bağlarçeşme Mahallesi’nin isminin Merkez Mahallesi olarak değiştirilmesi ise gündem dışı bir konu olarak onaylandı. “Belediyenin Kasasından 1 Lira Harcanmadı” Yaptığı konuşmada, 9 günlük süreçte yaklaşık 450 bin kişinin katıldığı Kardeş Kültürler Festivali’nde belediyenin kasasından 1 lira para harcanmadığını belirten Başkan Özer şunları söyledi: “Kardeş Kültürler Festivali dokuz gün boyunca günde yaklaşık 50 bin kişinin konserlerde dahil katılım sağladığı bir program oldu. Yani 450 bin kişinin işin içinde olduğu bir festival. Bu büyük bir olay. Peki, ne yaptık biz burada? Kardeş kültürleri bir araya getirdik. Doğulusu, batılısı, kuzeylisi, güneylisi, 46 tane il derneği katılım sağladı. 81 ilimizin orada kendi kültürlerini inşa ve ifşa etmeleri için çalışma yaptık. Ben iyi bir şey yaptığınızı düşünüyorum. Bu program için biz kimseyle bir ihale falan yapmış değiliz. Şimdi buradan ilan ediyorum bu program için de belediyenin kasasından 1 lira ödemiş değiliz. Biz burada belediye olarak programın güvenliğini, temizliğini ve kontrolünü sağladık. Yani stantlar il derneklerine verildi. Ben kapanış konuşmamda başta Başkan olmak üzere kırk altı tane başkanımıza da teşekkür ettim. Bu festivalle bugüne kadar bu kardeşleşmenin, herkesin kendi dilinde türkülerini söylemesinin, herkesin kendi horonlarını, halaylarını oynamasının, kimseye bir zararının olmadığını, bunun bilakis bir zenginlik olduğunu bütün dünyaya, el âleme gösterdim. Bunu İstanbul’a da Türkiye’de göstermek istedik. Çünkü Esenyurt bu anlamda Türkiye’nin özellikli bir ilçesi. Siz bununla ilgili bir şey ima etmek istiyorsanız, onu çıkartıp açık açık söyleyin. Biz böyle yanlış işlerin içinde olmadık, bundan sonra da olmayız. İl derneklerinin festivalde kendi gastronomilerini teşhir edebilmeleri için hazırlanan stantları ise hangi il derneklerine verdin, niye verdin gibi böyle bir işin içine girmedik, onlara güveniyoruz. İl derneklerimiz iyi ki varlar. Festival boyunca emeği geçen herkese de teşekkür ediyorum.” Özer, “48 adet caddeyi 37 bin 750 ton asfaltla buluşturmuşuz. Yine Esenyurt Belediyesi tarafından 21 bin 900 ton yama yapıldı. İBB’nin de 9 adet caddede 27 bin 141 ton bir katkısı olmuş. Onların yaptığı yama da 6 bin 822 ton. Caddeleri boydan boya yaptığınız gibi birçok noktada, benim okuduğum bilgiye göre 8 bin noktada yana yapmışız. Bu bir lütufla değil, bizim işimiz, bizim görevimiz. Aş evini açtık. Daha da açıyoruz. 2 tane mahallede de yemek dağıtım noktalarını açtık. Altı tane daha açmayı planlıyoruz. Üç çeşit yemeği ücretsiz olarak ikram ediyoruz vatandaşlara. 2 tane İBB 2 tane de Esenyurt Belediyesi olmak üzere 4 adet kent lokantası açmayı planlıyoruz” ifadelerini kullandı. “Bir Kent Bilimci Olarak Yüreğim Yanıyor” Deprem konusunda da çalışmalarının devam ettiğini ifade eden Özer, “Deprem konusunda da çalışmalarımız devam ediyor. Hem Kiptaş’ta çalışıyoruz hem de burada iki tane çalıştay yaptık. Japon uzmanlar da geldi. Zaten herkes biliyor gelinen noktayı. Gerçekten toplanma alanları bile inşaat yığınlarına feda edilmiş maalesef. Ve bunu görünce bir kent bilimci olarak yüreğim yanıyor. Evet, iki değil, üç tane park yaptık ve bunları sıfırdan yaptık. Bunları da artık arsalarla yaptık. Şimdi on bir tane daha park yapıyoruz. Bunlar bizim gönlümüze göre parklar değil ama zaten gönlümüze göre park yapacak yer de yok. 100 bin metrekarelik bir park yapıyoruz, o da Botaş boru hattının üzerinde. Yüz bin metrekare daha yapacağız. Burayı halkımıza yürüyüş yolları, dinleneceği yerler şeklinde çoluk çocuğuyla gelip hava alabileceği yer haline getirmeyi planlıyoruz. Ve yakın bir tarihte de bunların açılışlarını yapacağız”dedi. “Halkın İtirazına Saygı Göstereceğim” Özer konuşmasının devamında, “Göreve geldiğimizde gerçekten çöp dağlarıyla karşı karşıyaydık. Ben en çok da bunun üzerinde durdum. Gün oldu 3-4 defa buraları ziyaret ettim, şantiyeye gittim. Çünkü bu iş asfalta, parka, bahçeye benzemez. Şimdi yeni araçlar aldık. Ne olursa olsun bu şehrin temiz olması için ben elimden gelen her çabayı sarf ediyorum. Çöp toplama alanını ben özellikle Atatürk Mahallesi’nde yapın diye özellikle bir talimat vermedim. Arkadaşlarım uygun yer olarak da Atatürk Mahallesi’ni gösterdiler. Hatta Atatürk Mahallesi’ni de çalışma için Kent Konseyi halkı bilgilendirme toplantıları da yaptı. Ama nihayetinde gittiğimde binlerce vatandaşımız toplamıştı. Mahalleli biz burayı istemiyoruz dediler. Bir karar vermem gerekiyordu. Bütün bu isyana rağmen, itiraza rağmen, evet biz buraya yapacağız, halkı hiçe sayacağız diyecektim ya da halkın bu itirazına saygı göstereceğiz. Ben de arkadaşlarıma o zaman bu şantiyeyi burada yapmayacağız dedim, başka bir yer bulduk. Halkın itirazını dinlemediğiniz zaman meşruiyetiniz zayıflar. Bu genel iktidarın içinde böyledir yerel iktidarın içinde böyledir. Onun için halkı dinlemek gerekir diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Eğitimle ilgili konuşan başkan Özer, “Lise Kampüsü konusuna gelince; Esenyurt’un yaşadığı en büyük iki eksiklikten biri eğitimdir. Ama biz eğitime, milli eğitimin işidir diyerek arkamızı dönmedik. 16 tane büyük okulu, gece gündüz demeden gittik, baştan sona kadar yeniledik. Hatta bir gün telefonum çaldı Eski Milli Eğitim Bakanı arıyordu. Hocam, çok teşekkür ediyorum. Benim adımın verildiği okulu onarıp yenilediniz. Hüseyin Çelik İsterseniz kendiniz de arar görüşürsünüz. Binlerce, on binlerce öğrencimize çanta dağıttık. Kırtasiye malzemesi dağıttık. Ya bunlar Milli Eğitim Bakanlığının işidir demedik. Biz bundan sonraki süreçte de kardeşlerimize yardımlarımızı devam ettireceğiz. Yine eğitimle ilgili kurslar veriyoruz. Sadece bu yıl 865 öğrencimiz tıp fakültesi, hukuk fakültesi gibi bölümleri kazandı. Bugüne kadar 4 bine yakın iş arayan vatandaşı iş sahibi yaptık. Sosyal belediyeciliğin gereğini yapıyoruz. Marifet iltifata tabiidir. 39 belediye içinde bizim hizmette birinci olduğumuzu her belediye başkanı, her meclis üyesi söylüyor. Evet, iddia ediyoruz. Bu yaptığımız hizmetleri hiçbir belediye yapmamıştır. Yapan varsa daha iyisini söylesin. Ancak bütün bunlara rağmen hâlâ okullaşma anlamında Esenyurt’un büyük bir eğitim ihtiyacı var. Çocuklarımız 50-60 kişilik sınıflarda okuyorlar. Bunlar bizim çocuklarımız, sizin çocuklarınız. Ben bunu bir eğitmen olarak söyleyeyim. 60 kişilik sınıfta okuyan çocuklardan bir şey beklemeyin. Yazıktır, günahtır. Dolayısıyla bizim çocuklarımız bizim geleceğimizdir. Onlara gereken önemini gösteriyoruz. Bundan sonra da göstereceğiz” dedi.
İzmir Vali Elban’dan İzmir için korkutan yapı stoku açıklaması İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, kentteki yapı stokuyla ilgili korkutan açıklamalarda bulunarak, “Şehrimizde mevcut yapı stoku, maalesef 30 Ekim 2020’de yaşadığımız deprem veya ondan birkaç derece daha büyüklükte bir depremde yıkıcı sonuçlara yol açabilir” dedi. İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, 13 Ekim Dünya Afet Risklerinin Azaltılması Günü kapsamında, afetlere hazırlık süreciyle ilgili kentteki son durumu paylaştı. İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) İzleme ve Değerlendirme Komisyonu üyeleriyle birlikte yapılan basın toplantısı, Valilik Toplantı Salonunda gerçekleştirildi. Vali Elban, İzmir için İçişleri Bakanlığının genelgesine uygun olarak İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) hazırlandığını ve yürürlüğe konduğunu söyledi. Elban, “İlimizde hazırlanan İRAP’ta şu ana başlıklar yer alıyor; deprem ve tsunami, kütle hareketleri; yani heyelan, kaya düşmesi ve çığ, taşkın, sel, su baskını, endüstriyel tesis kazaları; yani kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer olaylar, yangın, orman yangınları ve kentsel yangınlar, meteorolojik ve iklim değişikliğinden kaynaklanan afetler, tıbbi jeolojik afetler ve son olarak da bulaşıcı ve salgın hastalıklar olarak belirledik. 1 Şubat 2024 tarihinde de valiliğimizce ilimizdeki İl Afet Risk Azaltma Planı yürürlüğe girmiş durumda. Bu planda bir amacımız var; bu amaç çerçevesinde de 23 hedef ve 218 eylem belirledik. Unutmayalım; afetleri önlemeye yönelik olarak, afet öncesinde harcanan her 1 liralık kaynak bizleri afete maruz kaldığımızda 7 ila 10 liralık zarardan kurtarmaktadır” dedi. "Yoğun bakım kapasitemiz ihtiyacımızı karşılayacak nitelikte, hatta üzerinde" İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, İzmir’de muhtemel bir depremde, hastanelerin yoğun bakım servislerinin ihtiyacı karşılayabilecek nitelikte olduğunu söyledi. Vali Elban, “Şehir hastanesinin devreye girmesiyle birlikte, ilimizdeki gerek normal hastalarla ilgili yatak kapasitemiz hem de yoğun bakım kapasitemiz, ihtiyacımızı karşılayacak nitelikte, hatta üzerinde diyebiliriz. Afetlerle ilgili de elbette bu konuda çalışmalarımız var; ancak şu an için bizim açımızdan büyük bir sıkıntı ve risk gözükmüyor” ifadelerine yer verdi. Yapı stoku açıklaması: "Daha büyüklükte bir depremde yıkıcı sonuçlara yol açabilir" Vali Elban, İzmir’deki yapı stokuna ilişkin korkutan açıklamalarda bulundu. İzmir Valisi şunları söyledi: “Depremsellik konusunda fayların durumunu biliyoruz; ancak ne zaman, ne büyüklükte bir deprem üreteceği konusunda kimsenin kesin bir bilgisi yok. Bu planlar ve diğer yaptığımız çalışmalarla, biz bir afet olması durumunda ona yönelik hazırlıklarımızı devam ettiriyoruz. Depreme hazırlık çok yönlü çalışmayı gerektiriyor ve birçok kurum kuruluşun bu konuda el birliğiyle çalışması gerekiyor. Şehrimizde görüyorsunuz mevcut yapı stoku, maalesef 30 Ekim 2020’de yaşadığımız deprem veya ondan birkaç derece daha büyüklükte bir depremde yıkıcı sonuçlara yol açabilir.”