GÜNDEM - 08 Ekim 2024 Salı 16:47

Vali Elban’dan İzmir için korkutan yapı stoku açıklaması

A
A
A
Vali Elban’dan İzmir için korkutan yapı stoku açıklaması

İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, kentteki yapı stokuyla ilgili korkutan açıklamalarda bulunarak, “Şehrimizde mevcut yapı stoku, maalesef 30 Ekim 2020’de yaşadığımız deprem veya ondan birkaç derece daha büyüklükte bir depremde yıkıcı sonuçlara yol açabilir” dedi.


İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, 13 Ekim Dünya Afet Risklerinin Azaltılması Günü kapsamında, afetlere hazırlık süreciyle ilgili kentteki son durumu paylaştı. İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) İzleme ve Değerlendirme Komisyonu üyeleriyle birlikte yapılan basın toplantısı, Valilik Toplantı Salonunda gerçekleştirildi.


Vali Elban, İzmir için İçişleri Bakanlığının genelgesine uygun olarak İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) hazırlandığını ve yürürlüğe konduğunu söyledi.


Elban, “İlimizde hazırlanan İRAP’ta şu ana başlıklar yer alıyor; deprem ve tsunami, kütle hareketleri; yani heyelan, kaya düşmesi ve çığ, taşkın, sel, su baskını, endüstriyel tesis kazaları; yani kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer olaylar, yangın, orman yangınları ve kentsel yangınlar, meteorolojik ve iklim değişikliğinden kaynaklanan afetler, tıbbi jeolojik afetler ve son olarak da bulaşıcı ve salgın hastalıklar olarak belirledik. 1 Şubat 2024 tarihinde de valiliğimizce ilimizdeki İl Afet Risk Azaltma Planı yürürlüğe girmiş durumda. Bu planda bir amacımız var; bu amaç çerçevesinde de 23 hedef ve 218 eylem belirledik. Unutmayalım; afetleri önlemeye yönelik olarak, afet öncesinde harcanan her 1 liralık kaynak bizleri afete maruz kaldığımızda 7 ila 10 liralık zarardan kurtarmaktadır” dedi.



"Yoğun bakım kapasitemiz ihtiyacımızı karşılayacak nitelikte, hatta üzerinde"


İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, İzmir’de muhtemel bir depremde, hastanelerin yoğun bakım servislerinin ihtiyacı karşılayabilecek nitelikte olduğunu söyledi. Vali Elban, “Şehir hastanesinin devreye girmesiyle birlikte, ilimizdeki gerek normal hastalarla ilgili yatak kapasitemiz hem de yoğun bakım kapasitemiz, ihtiyacımızı karşılayacak nitelikte, hatta üzerinde diyebiliriz. Afetlerle ilgili de elbette bu konuda çalışmalarımız var; ancak şu an için bizim açımızdan büyük bir sıkıntı ve risk gözükmüyor” ifadelerine yer verdi.



Yapı stoku açıklaması: "Daha büyüklükte bir depremde yıkıcı sonuçlara yol açabilir"


Vali Elban, İzmir’deki yapı stokuna ilişkin korkutan açıklamalarda bulundu. İzmir Valisi şunları söyledi:


“Depremsellik konusunda fayların durumunu biliyoruz; ancak ne zaman, ne büyüklükte bir deprem üreteceği konusunda kimsenin kesin bir bilgisi yok. Bu planlar ve diğer yaptığımız çalışmalarla, biz bir afet olması durumunda ona yönelik hazırlıklarımızı devam ettiriyoruz. Depreme hazırlık çok yönlü çalışmayı gerektiriyor ve birçok kurum kuruluşun bu konuda el birliğiyle çalışması gerekiyor. Şehrimizde görüyorsunuz mevcut yapı stoku, maalesef 30 Ekim 2020’de yaşadığımız deprem veya ondan birkaç derece daha büyüklükte bir depremde yıkıcı sonuçlara yol açabilir.”



Vali Elban’dan İzmir için korkutan yapı stoku açıklaması

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ersin Tatar’ın katılımıyla Kıbrıs Barış Harekatı Parkı’nın açılışı yapıldı Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50’nci yıldönümüne ithafen Keçiören’de Kıbrıs Barış Harekatı Parkı’nın açılışı KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50’nci yıldönümü sebebiyle Ankara’nın Keçiören ilçesinde Kıbrıs Barış Harekatı Parkı açıldı. Parkın açılışına Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı (ABB) Mansur Yavaş, Keçiören Belediye Başkanı Mesut Özarslan ve Kıbrıs gazileri katıldı. Etkinlikte konuşma yapan ve Kıbrıs Barış Harekatı’nın Türk halkı için çok önemli olduğunu söyleyen Keçiören Belediye Başkanı Özarslan, "Bugün burada Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık ve hürriyet mücadelesinin 50’nci yılını kutluyoruz. Bu özel gün, şanlı tarihimize ışık tutan bir sembol olarak nesiller boyu yaşatılacaktır. Kıbrıs Türk halkının özgürlük mücadelesi, bu büyük liderlerin iradesi ve kahraman Mehmetçiklerimizin kararlılığı sayesinde başarıya ulaşmıştır” diye konuştu. Kıbrıs’a dönmeden önce Türkiye’de katıldığı son etkinlik olduğunu belirten KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ise, böyle bir parkın açılmasından çok memnun olduğunu ve Kıbrıs Barış Harekatı’nın Kıbrıslı Türkler için çok büyük bir yere sahip olduğunu vurguladı. Türkiye ile ilişkilerinin güçlenmesinin her iki ülke için de hayırlı olmasını temenni eden Tatar, böyle açılışların Türk gençlerinin Kıbrıs’ı daha iyi tanıması için önemli bir etken olduğunu kaydetti.
İzmir İzmir Spor Zirvesi’nde ‘Efsanelerle Futbol’ oturumu gerçekleştirildi İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Ticaret Odası iş birliğiyle düzenlenen ’İzmir Spor Zirvesi’nde ‘Efsanelerle Futbol’ oturumu gerçekleştirildi. İzmir Spor Zirvesi, bugün saat 11.00 itibarıyla Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) başladı. ‘İzmir Spor Zirvesi’nin açılışında İzmir Ticaret Odası (İZTO) Başkanı Mahmut Özgener, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, AK Parti İzmir Milletvekili Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu ve İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban açılış konuşması gerçekleştirdi. Daha sonra ise çeşitli branşlarda birçok oturum gerçekleşti. Etkinlikte son olarak da Fatih Terim, Mustafa Denizli ve Şenol Güneş’in konuşmacı olarak katıldığı ’Efsanelerle Futbol’ oturumu yapıldı. Fatih Terim: “Paranız olup aklınız yoksa bir işe yaramaz” Kulüplerdeki maddi duruma değinen Fatih Terim, “Paranız olup aklınız yoksa para bir işe yaramaz. Aklınız olup paranız yoksa o da işe yaramaz. İkisini de doğru kullanmanız lazım. İkisi bir arada çok güzel bir şey. Türkiye’deki ve Avrupa’daki rakiplerimizle aramızdaki makas çok açık. Yıllardır da gerek milli takım gerek kulüp takımlarında bunu aşmak için çok çaba sarf ettik. Kolay da olmadı. Oynanan oyunun, düşüncelerin, başarının hiçbir farkı olmaz. Bu saha aynı saha, bu çim aynı çim, her şey dışarıda da içerde de aynı şey. Avrupa daha fazla dikkat gereken bir mecra. Burada kendi içimizde yaptığımız yenilikleri benimserken onlarda da kimse durmuyor. Akıl ile ekonomiyi birleştirmek lazım. Bir transfer politikasını Avrupa için yapıyorsanız burada baskı altında kalmadan takımınıza uygun davranmanız gerekir. Zaman zaman Avrupa’da hepimize sürpriz sonuçlar olmuştur ve olacaktır. Avrupa’da, Türkiye’deki gibi bir istikrar sağlamanız gerekir. Benim hayatım boyunca verdiğim tüm beyanlarda hedef olarak Avrupa’daki başarının Türkiye’deki başarıdan daha önemli olduğunu ifade etmişimdir. Finale hazır gelmişken bari kupayı da alalım demiştim. Çünkü kupayı alanlar hatırlanıyor. Avrupa’yı Türkiye’den daha fazla önemsiyorum” dedi. Fatih Terim: “Fazla maç oynanmasından yanayım” Yeni düzende her şeyin ölçüldüğünü vurgulayan Fatih Terim, “Sürdürülebilir bir başarı nasıl elde edilebilir? Bu başarı acaba kurumsallaşamayan bir kulüp yapısında nasıl elde edilir? Bu çok zor. Teknik, idari ve ekonomik olarak ayırdığımız futbolda bunların sürdürülebilir olması lazım. ‘Ne var ya ben de yaparım’ zihniyetiyle başkanlık yapan büyük kesim var. Kurumsal yapının en önemli karşılığı istikrardır. Bunların hiçbirini kendi ülkemizde yaşamıyoruz. İstisnayı tenzih ediyorum. Profesyonelliğin en doğru şekilde tanımlandığı, yöneticinin idareci olmadığı, ekonominin her sene artış gösterdiği bir ortam, kaybettiğinde de sürdürülebilir ve yaşamını devam ettiren. Önce bunları halletmeliyiz. Olaya kurumsallaşamayanlardan bakmak lazım. Türkiye’deki yapılan başarılar kolay olmamıştır. Bazı kulüplerimiz tamamen profesyonellere teslim edilmiş, bazı kulüplerimiz öyle değil. Hatta çoğu öyle değil. Başarılı olmak istiyorsan 60’tan aşağı maç oynamayacaksın. 30 kişilik kadrodan her oyuncuya maaş ödüyorsanız, o zaman haftanın belirli günlerinde bilimsel olarak her takım hazırlanıyor. Avrupa’da çok oynamaktan yanayım. 2000 yılında şampiyon olduğumuz yıl 60-70 arası maç oynamışız. Şimdi o rakamları Avrupa’da birçok takım oynuyor. Türkiye için 22 oyuncu yeter. Oyuncuyu, hocayı sebebe bahaneye alıştırmayalım. Ben daha fazla oynanmasından yanayım. Tarihin en yetenekli milli takımıyla oynadım. Hiç başarılı olamadık. Çok da üzüldük. Ben bu sıkışık trafiğe rağmen böyle olmasından yanayım. 3 güne bir maç oynanır, oynanması da gerekir. Oynanmıyorsa ocak ayından sonraya kalamadınız demektir. Demek ki Avrupa’da da yoksunuz demektir” dedi. VAR konusuna da değinen Terim, “Bugün dünya VAR’a gitmeden maçları bitiriyor. Hakemlere güvenirsek birçok şeyi çözeceğiz. VAR’ın da kendi vazifesini bilmeyi öneriyorum” dedi. Mourinho sorusunu da cevaplayan Terim, “Dünyanın en başarılı antrenörlerinden bir tanesi. Kazandığı kupalar ortada. Bu konuda söylenecek çok bir şey yok” ifadelerini kullandı. Mustafa Denizli: “Bu sistemde başarı beklemek mümkün değil” Sistem eleştirisi yapan Mustafa Denizli, “Türkiye’de şartlar böyle devam ederse başarı beklemek de mümkün değil. Ne olursa olsun biz de büyük rekabet yaşadık İzmir’de. Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’ın harcadığı bütçelere bakın ve sunulan futbola bakın. 20-30 yıl önce Avrupa takımlarına karşı ne durumdaysak rakiplerimiz olan takımlar da bütçe olarak aynı durumda. Beşiktaş’ın rakibi Frankfurt eşdeğer. Diğer takımların rakibi eşdeğer değil. Milli maçlardan sonra insanlar sokağa döküldüyse, 3 büyük takımın başarılarından sonra da millet sokağa döküldü. Bu bütçeler çok yüksek. Galatasaray ve Fenerbahçe ile 2 tane kadro yaptım. Hangisi daha değerli net şekilde değer veremezsiniz. Belki o maç sayılarını öyle telafi edebilirsin ama bir standardı yoktur. Teknik adamlar da öncelikli olarak daha iyi kadro oluşturmak zorundadır. Bu maç sayılarının ardından böyle kalkmak zor. Bu fiziksel harcamaların karşılığında dinlenme süreleri teknik adamların yapacağı programlar için çok uygun değil. Türkiye futbol ligine verilen para 4’te 1 değerinde. Bu Türkiye’deki futbolun aşağı doğru olan eğrinin finansal göstergesidir” dedi. Mustafa Denizli: “Sistem güvensizlik üzerine” Sistemin güvensizlik üzerine kurulduğu belirten Denizli, “Hep bir soru işareti var. Gerçekten yüreği olmayan insanların ne futbolcu, ne teknik adam olma şansı olmaması lazım. Eğer bir mücadeleyi, risk faktörünü göze almıyorsa bu mesleği yapmayacaksın. Bu kadar güvensizlik üzerine kurulu sistemde teknik adam yarının ne olacağını bilemiyor. Huzur içinde çalışamıyor. Sen burada devam edeyim diye yöneticinin olmayan fikrini kabul ediyorsun. Arsenal’de 25 yıl görev yapan adam 1 defa şampiyon oldu. Türkiye’de 25 ay tahammül edilemez. Biz milli takımlarda oynarken ilk hocama bakardım. Bu çok önemli faktör. Hayatımda en çok güldüğüm zamanlar maç günleriydi. Fatih, Şenol geceleri kaç saat uyumuştur? Ben 35 yıldır 5 saat uyku uyumadım” şeklinde konuştu. Mustafa Denizli: “İzmir, yıllarca futbolcu yetiştiren şehirdi” İzmir futboluna da değinen Mustafa Denizli, “Bu grup bir daha bir araya gelir mi bilmiyorum. Ben yıllarca bu şehrin takımında oynadım. Yıllarca bu şehir futbolcu ihracatı yapan bir şehirdi. Bugün burada durmuş durumda. Yuvasında yetiştiğim kulüp yıllarca futbolcu çıkardı. Bugün bu imkan İzmir’de yok. Galatasaray şampiyon olurken kaç tane yabancısı vardı. Avrupa’da yarı final oynarken kaç tane yabancısı vardı? Parayla doğru orantılı değil. Bugün Türkiye harcadığı paranın 10’da 1’i olarak futbolda geri alamıyor. Türkiye Ligi aşağıdakiler ve yukarıdakiler ligi 9. sıradan sonraki takımların hepsi küme düşebilir. Büyük bütçelerle en iyiyi bir araya getirerek çok iyi bir takım oluşturamazsınız” diye konuştu. Şenol Güneş: “VAR tartışmalarını durduramazsınız" VAR sisteminin ilk çıktığında da çok eleştirildiğini ifade eden Şenol Güneş, “VAR tartışmalarını durduramazsınız, bu kadar şüphe varsa niyet sorgulanır. İlk başlangıçta gol oluyor. Önce seviniyorsunuz sonra üzülüyorsunuz. Başarılı olan takıma hep şüpheyle bakıyoruz. Futbol zengin bir hadise. VAR hala şüpheyle bakılan bir sistem. Kendimize güvensizliğimiz vardı, şimdi kötü niyet sorgumuz başladı. Mazeret bulmayacağım, oyunumu düzelteceğim. Hakem sahaya çıkıyor koşu alanlarını bilmiyor. Bu hakemin ligde olmaması lazım. İyi niyetli olmak yetmiyor. Başarılı olup işi iyi bilmek lazım. VAR sistemi teknoloji kullanılarak yapılacaksa gözünün önünde gördüğü pozisyonu hakem vermiyor. Oyun atağı kesiyorsun onu niye devam ettirmiyorsun? Golü iptal ediyor korneri iptal etmiyor. Madem teknoloji var, hakem; bu ofsayt, bu faul desin. Seyirciye bunu göstermesine gerek yok. Sorunu VAR’dan önce yap. Güvensiz bir ortam var, bunu tartışmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Şenol Güneş: “Geçmişe göre avantajlıyız” Eksikliklerin yanı sıra fazlalıklarında olduğunu dile getiren Şenol Güneş, “Geçmişte de bazı sıkıntılarımız vardı. Oradan bugünlere gelmek bizim için avantaj. Fazlalıkları da düzeltebilirsek çok daha iyi olur. Futbolu sadece oyun olarak görmek doğru değil. İzmir Ege Bölgesi ve Akdeniz’in futbol bölgesi olması lazım. Eskiden İzmirspor vardı. Göztepe, Altay ve Karşıyaka gibi çok büyük takımlar vardı. İmkan verilirse başarı gelebiliyor. Kendimizi eleştirelim ama yok saymayalım. Bize imkan verilmemesine rağmen antrenör olduk. Daha sonraki yıllarda oyuncularımızın bir güveni olduğunu düşünüyorum. Kendimize de güvenimiz var. Daha sonra birbirimize de güvenmeye başladık. Altyapıya çok önem verildiğini düşünmüyorum. O yüzden İzmir’e gelmeyi düşünüyorum. Daha çok futbolcu yetiştirebilir” dedi. Eğitim sistemine de vurgu yapan Güneş, “Spor ve sanat nefes alınacak alanlardır. Eskiden malzemeler ve tesis yoktu. Bugün niye olmuyor sorusu geliyor bu mantıkla çözülemez. Futbol bir oyun o ruhu yaşamanız gerekiyor. Oynayan oyuncunun kaç para aldığına bakmazsınız, ona oyuncu olarak bakarsınız. Bugün de kulüplerin kurumsal yapısı yanlış. Dernekler kanununda şirketleşmeye geçişte hata yapıyoruz. Geçmişte de büyük takımlar transfer yapıyordu. Şimdi de öyle. Trabzonspor’da şampiyonluktan sonra transfer yapıyor. Asıl amaç futbol oynamak ve futbolcu yetiştirmektir. Genellikle büyük takımların rekabeti yeterli görünüyor. Ne olursa olsun dünya çapında büyük takımlar büyüktür. Ama Fransa’da; Monaco’da Lille’de şampiyon oldu. Bütün bunlar olurken sürdürülebilir olması için parasal ihtiyacını da karşılaması gerekiyor. Türkiye’de kurumsal yapıya dönüştürülürse, üretenler de kazanırsa belki işler değişebilir. Yabancı oyuncu sayılarının çoğaltılmasını yanlış kullanıyoruz. Türk oyuncu üretmeden yabancı alırsanız kimse üretmez. Üretim de olmalı yarışma da olmalı. Biz de bu sisteme geçmek için kulüpler baskı altında. Bugün kulüplerin borçlanarak yarışma yapması doğru değildir. Müdahale etme konusunda ilgili kuruluşların görevi olmalı” diye konuştu. Türkiye’deki sisteme değinen Güneş sözlerini şöyle noktaladı: “Bursaspor şampiyondu ama bugün başka yerlerde. Şu anda 40 bin kişiye oynuyor. Süper Lig’den düşerken o 40 bin kişi olsaydı bugün ligde ilk 5’in içinde olurdu. Göztepe sahasını dolduruyor. Anadolu’daki takımların çoğunda sahalar boş. Almanya’da İngiltere’de 2. Lig maçlarında sahalar dolu. Parayı yarıştırmıyoruz, futbolcuları yarıştırıyoruz.” "Icardi mi? Osimhen mi?" sorusuna cevap verildi Fatih Terim: "İki tane ayrı tip oyuncu. Bir tanesi 18 kutusu içinde bir tanesi hem içeride hem de dışarıda. Icardi, 18’in içindeki yeteneği dolayısıyla dünyanın sayılı oyuncularından biridir. Osimhen, akla gelmeyecek goller atabilen bir oyuncu” dedi. Mustafa Denizli: "Bir takımda aynı kalitede iki kaleci ve iki golcü olursa problem eksik olmaz” dedi.
Balıkesir Altıeylül-Karaman projesi ile taşkın kontrol edilecek Balıkesir DSİ 25. Bölge Müdürü Olcay Çubukcu, Bölge Müdür Yardımcıları Abdülkadir Yılmaz, ilgili Şube Müdürleri ve teknik heyet ile birlikte Altıeylül-Karaman Mahallesi’nde devam eden “Köyiçi Deresi Taşkın Kontrol İnşaatı” işini yerinde inceledi. İnceleme sırasında, firma yetkililerinden projenin mevcut durumu hakkında detaylı bilgi alındı. Yapılan incelemede, taşkın kontrol tesisi ile Karaman Mahallesi’nin taşkın zararlarının önlenmesinin amaçlandığı vurgulandı. Bu tesisin, bölgedeki vatandaşların can ve mal güvenliğini sağlama hedefi taşıdığı belirtildi. Çubukcu, proje tamamlandığında, yağışlı dönemlerde oluşabilecek olumsuz etkilerin en aza indirileceğine dikkat çekti. Çubukcu, inceleme sırasında, “Bu tür projeler, yerel halkın güvenliğini sağlamak ve taşkınlardan kaynaklanan zararları önlemek adına son derece önemlidir. Hem doğal afetlere karşı hazırlıklı olmak hem de vatandaşlarımızın yaşam kalitesini artırmak için çalışıyoruz,” ifadelerini kullandı. Proje kapsamında, dere ıslahı çalışmaları, taşkın koruma bentleri ve diğer gerekli yapıların inşaatı gerçekleştirilecektir. Ayrıca, projenin çevre dostu yöntemlerle yürütüleceği ve doğal dengeye zarar vermeden hayata geçirileceği belirtildi. Çalışmaların ilerlemesi hakkında bilgi veren yetkililer, projenin zamanında tamamlanması için titizlikle çalıştıklarını ifade etti. Bölge halkı, bu taşkın kontrol tesisinin tamamlanmasının ardından daha güvenli bir yaşam alanına kavuşacakları için umutlu.