SAĞLIK
Karatay Hatice-Faik Nükte Aile Sağlığı Merkezi açıldı 25 Kasım 2024 Pazartesi - 15:29:06 Konya’nın merkez Karatay İlçe Belediyesi öncülüğünde hayırsever İsmail Nükte’nin Çimenlik Mahallesi’nde yaptırdığı Karatay Hatice-Faik Nükte Aile Sağlığı Merkezi’nin açılışı düzenlenen törenle gerçekleştirildi. Karatay Belediyesi, ilçede güçlü bir sağlık alt yapısına katkı sunmak ve vatandaşın daha konforlu sağlık hizmeti alabilmesi amacıyla sağlık alanındaki hizmetlerine bir yenisini daha ekledi. Bu kapsamda arsası Karatay Belediyesi tarafından tahsis edilen, yapımını ise İsmail Nükte’nin üstlendiği Hatice-Faik Nükte Aile Sağlığı Merkezi’nin resmi açılışı gerçekleştirildi. Söz konusu merkez, Çimenlik Mahallesi’nde bin 198 metrekare arsa üzerinde 800 metrekarelik açık otopark alanı ile 8 aile hekimliğinin hizmet vereceği bir kapasitede inşa edildi. Aile Sağlığı Merkezi’nin içerisinde; 8 hekim odası, 8 sağlık çalışanı odası, aşılama ve bebek bakım odası, gebe izlem odası, tıbbi müdahale, laboratuvar, eğitim ve toplantı odası, otoparkı, bay-bayan mescidi ve sosyal alanlar bulunuyor. “Önceliğimiz her daim insanımız ve insanımızın sağlığı olmuştur” Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, tesisin açılışında yaptığı konuşmada; Karatay Belediyesi olarak önceliklerini her zaman insana ve insan sağlığına katkı sağlayan yatırımlara verdiklerinin altını çizdi. Başkan Hasan Kılca, “Buradan hareketle, altyapı ve üstyapı çalışmaları başta olmak üzere; eğitim, kültür, teknoloji, yeşil alanlar, sosyal donatılar ve sağlık yatırımları gibi birçok alanda hizmet ürettik. Yerel yönetimler olarak sadece tesisler, parklar veya yollar yapmıyoruz. Aynı zamanda tesislerden istifade edecek vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştıran ve güzelleştiren projeler de üretiyoruz. İnsan sağlığını iyileştirme projelerini yürütürken, toplum sağlığıyla ilgili yatırımlara da ayrı bir ehemmiyet veriyoruz. Alanını tahsis ettiğimiz, hayırseverimiz tarafından da yapımı tamamlanan ve bugün açılışını yapacağımız bu merkezle vatandaşlarımız sağlık hizmetlerine daha hızlı, daha kolay ve daha iyi şartlarda ulaşabilecekler” dedi. “Öncülüğümüz sayesinde sadece son 5.5 yıla ilçemize 7 aile sağlığı merkezi kazandırıldı” Ülkemizin sağlık alanında elde ettiği başarının dünyada örnek gösterildiğini vurgulayan Hasan Kılca, bu başarıda milletimizin elini taşın altına koymasının payı olduğunu belirtti. Kılca, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu başarının başka bir paydaşı olan yerel yönetimlerin de yaptığı yatırım ve hizmetlere hayırseverlerimizin iş birliğini ekleyince ortaya hayrın rekabeti çıkıyor. Bu rekabet, hem ilçemize hem şehrimize hem de ülkemize güzel hizmetlere vesile oluyor. Devlet-millet ile yerel yönetimler olarak bizlerin dayanışmasının en güzel örneklerinden birisi daha hayata geçiyor. Konyamız ve özellikle de Karatay’ımız bu alanda çok önemli bir mesafe aldı. Hayata geçen yatırımlar ve projeler neticesinde ilçemizde sağlık altyapısı tamamlanmış oldu diyebiliriz. Belediye olarak ilçemize işlevsel ve modern mimariye sahip; Nakipoğlu Şehit Uzm. Dr. Ekrem Karakaya Sağlıklı Hayat Merkezi’ni, Selim Sultan Aile Sağlığı Merkezi’ni, Karakulak Yusuf Yiğit Aile Sağlığı Merkezi’ni, Hayıroğlu Sağlık Evi’ni, hayırseverimizin desteğiyle yapımı tamamlanan Hatice-Faik Nükte Aile Sağlığı Merkezi’ni de ilçemize kazandırdık. Yine Sıddıka Katırcı Aile Sağlığı Merkezi ve Hacı Hasan Katırcı Sağlıklı Hayat Merkezi’nin yapımında sona geldik. Son olarak, Araplar Mahallesi’ne kazandıracağımız ‘Karatay 1. Nolu Fahriye-Yaşar Oğuz 112 Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu’nun protokolünü de geçtiğimiz günlerde İl Sağlık Müdürümüzün ve hayırseverimizin katılımıyla imzaladık. Böylece ilçemize 5.5 yılda 7 yeni Aile Sağlığı Merkezi’ni kazandırmış olacağız.” Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, hayırsever aileye ve tüm hayırsever hemşehrilerine şükranlarını sunarak, Karatay Hatice-Faik Nükte Aile Sağlığı Merkezi’nin hayırlı olmasını diledi. Açılışta konuşan Konya İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Mehmet Koç da, Konya modeli sağlık hizmetlerinin Türkiye’ye örnek olduğuna değinerek; sağlık tesisinin bölge halkına daha kaliteli ve kolay erişilebilir sağlık hizmeti sunacağını ifade etti. Prof. Dr. Mehmet Koç; “Sağlık yatırımlarında Konya modeli tüm Türkiye’ye örnek oldu. Yüzlerce sağlık tesisimizi Sağlık Bakanlığımız, belediyelerimiz ve hayırseverlerimiz birlikteliğiyle Konya’mıza kazandırdık” diye konuştu. AK Parti Konya Milletvekili Mehmet Baykan ise, Konya’da pek çok eserin hayata geçmesindeki hayırseverlerin katkılarının önemine değindi. Protokol konuşmalarının ardından Karatay Belediyesi ve hayırsever İsmail Nükte’nin katkılarıyla yapımı tamamlanan Hatice-Faik Nükte Aile Sağlığı Merkezi’nin resmi açılışı, dualarla gerçekleştirildi. Resmi açılışın ardından protokol üyeleri, aile sağlığı merkezini inceleyerek tesis hakkında bilgi aldı.
25 Kasım 2024 Pazartesi - 13:23 Gebe okulunda babalara tam not Anne adaylarının kaygılardan uzak mutlu bir gebelik, sağlıklı bir doğum süreci ve bilinçli bir lohusalık dönemi geçirmesine yardımcı olmak amacıyla Medical Park Antalya Hastane Kompleksi tarafından düzenlenen ‘Gebe Okulu’na anne ve baba adayları büyük ilgi gösterdi. Doğum öncesi ve sonrası hakkında bilgi sahibi olmaları, normal doğum korkusunu yenmeleri ve doğum ağrısı gibi problemlerle baş etmelerini öğretmek amacıyla Medical Park Antalya Hastane Kompleksi tarafından geleneksel olarak düzenlenen ‘Gebe Okulu’na bu yıl da anne ve baba adayları yoğun ilgi gösterdi. Anne adaylarının doğum ve doğum sonrası dönemlerine ilişkin bilgi sahibi olmalarını ve daha güvenli doğum yapmalarını sağlamak, anne adaylarına normal doğum eylemi, ağrı yönetimi ve ebeveynlik rollerini benimsemeleri konusunda bilgi ve beceri kazandırmak amacıyla düzenlenen “Gebe Okulu”nda baba adayları maket bebeklerin bezini değiştirirken zor anlar yaşadı. “Anne sütü ve emzirmenin önemi” Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Hakan Bilgesoy, ‘Gebelik takibi süreçleri ve Doğum Yöntemleri’, Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Mehmet Beşir Akpınar, ‘Gebelikte varis’, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Burak Çakçak, ‘Yenidoğan takibi ve bir yıllık izlenimi’, Dermatoloji Uzmanı Dr. Erkan Davarcı, ‘Gebelikte cilt bakımı’, Kadın Doğum Servisi Hemşiresi Büşra Gün ‘Doğum sonrası ilk bakım’; Doğumhane Sorumlusu Ebe Hicran Gültekin ise ‘Anne sütü ve emzirmenin önemi’ hakkında anne ve baba adaylarını bilgilendirdi. “Baba adaylarına bez bağlama eğitimi” Gebe Okulu’nun son bölümünde baba adaylarına maket bebekler ile uygulamalı olarak bez bağlama, gaz alma ve bebeğin üstünü değiştirme gibi yeni doğan bebek bakımı gösterildi. Uygulama sırasında baba adayları heyecandan zor anlar yaşadı. Okula gelmeden önce babalıkla ilgili korkularının bulunduğuna değinen baba adayı Yusuf akbaş "Baba olarak bez bağlamasını, gaz almasını, kıyafet giydirilmesini öğrendim. Eşime daha fazla destek olacağıma inanıyorum. Bu okul ile kendimizi anne ve baba olmaya daha hazır hissettik. Umarım bebeğimizi sağlıklı bir şekilde kucağımıza alır ve burada öğrendiğimiz bilgileri en güzel bir şekilde uygularız” ifadelerini kullandı.
25 Kasım 2024 Pazartesi - 13:09 Muş’ta öğrencilere skolyoz taraması yapıldı Muş İl Sağlık Müdürlüğü ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü arasında imzalanan protokol çerçevesinde öğrencilere yönelik skolyoz (omurga eğriliği) taramaları başlatıldı. Protokol kapsamında ilk taramalar Fatma Aliye Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde gerçekleştirildi. Sağlık ekipleri, velilerinden izin alınan 50 öğrenciyi skolyoz açısından değerlendirdi. 8, 9, 10 ve 11. sınıf öğrencileri, uzman doktorlar tarafından detaylı muayene edilecek. Projenin, erken teşhis ve tedavi süreçlerini hızlandırarak çocukların sağlıklı bir geleceğe adım atması hedeflediği belirtildi. Skolyoz taramaları, okulların kapanacağı döneme kadar devam edecek. Taramayla ilgili gazetecilere açıklamalarda bulunan İl Sağlık Müdürü Uzman Doktor Cesim Hacıoğlu, skolyozun halk arasında omurga eğriliği olarak bilindiğini söyleyerek, “O yüzden ülkemizde ilk defa Muş ilimizde skolyoz taraması başlattık. Sene sonuna kadar 8, 9, 10 ve 11’inci sınıflara tarama yapmayı düşünüyoruz. Erken teşhis yapıldığı zaman fizik tedaviyle ve korseyle düzelebiliyor. Tanı geciktiği zaman da ağır bir ameliyatı var maalesef. O yüzden taramayı ilimizde başlattık” dedi. Velilere onay çağrısı yapan Hacıoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yıl sonuna kadar bahsettiğim yaş gruplarının hepsine ulaşmayı düşünüyoruz ama burada anne ve babanın onayları lazım. Şu anki tarama yaptığımız okulumuzda 110 kişiden 50’si imza vermiş. Bu tarama amacımız tamamen çocuklarımızı korumaya yönelik bir tarama. Tanı koyulduğu zaman zaten korse veya fizik tedaviyle iyileşme olacak. Ameliyattan kurtulmuş olacaklar. Hepsinin onaylamasını öneriyorum.” Merkez Toplum Sağlığı Merkezi Aile Hekim Uzmanı Doktor Aslıhan Güler ise skolyozun kız çocuklarda daha sık ve ilerleyici olarak görüldüğünü belirterek, “Omurga eğriliği sık görülen bir omurga bozukluğudur. Kız çocuklarında daha sık ve ilerleyici olarak gözükmektedir. Toplumumuzda gözükme sıklığı yüzde 2,5 ile 3 arasında değişmektedir. Özellikle 10-15 yaş arasında sık gözükmektedir. Semptom olarak omurgada şekil bozukluğu dışında ağrı ve solunum zorluğu da ortaya çıkabilmektedir. Erken tanı konulduğu zaman fizik tedavi, korseleme ile ameliyat oranlarında ciddi azalma gözükmektedir. İlimizde de merkez ilçe köylerde tarama programı ilk defa başlatılmaktadır. Bu konuda fizyoterapistlerimiz ve hekimlerimiz görev alacak. Skolyozun etiyoloji nedeni en sık idiyopatik yani bilinmeyen sebepler olarak gözüküyor ama şekil bozukluğu özellikle ekran maruziyeti, sık bilgisayar başında vakit geçirme bunların sebepleri arasında. Ailelere de mutlaka onay vermelerini tavsiye ediyoruz” diye konuştu.
3 yılda 30 hastaya kemik iliği başarıyla nakledildi
21 Kasım 2024 Perşembe - 11:34 3 yılda 30 hastaya kemik iliği başarıyla nakledildi Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Çocuk Kemik İliği Nakli Ünitesi’nin açılışının 3. yıldönümü düzenlenen etkinlikle kutlandı. Hastanede 3 yılda 30 hastaya kemik iliği nakli yapıldığı belirtildi. Prof. Dr. Necla Özdemir Konferans Salonu’ndaki etkinliğe Çocuk Hematolojisi ve Onkoloji Bilim Dalı öğretim üyeleri, hemşire ve kök hücre tedavisi gören çocuklar ve aileleri katıldı. Etkinlik sonunda yan flüt ve dans gösterisi düzenlenirken, söylenen şarkılarla çocuklar doyasıya eğlendi. Etkinlik pasta kesimi ve ikramlarla sona erdi. “30 hastaya başarılı bir şekilde nakil gerçekleştirdik” Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hematolojisi ve Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Görevlisi ve Hematopoetik Kök Hücre Nakli Ünitesi sorumlu hekimi Prof. Dr. Zeynep Canan Özdemir, kök hücre naklinin öneminden bahsetti. Prof. Dr. Özdemir, kurulduğu günden bu yana 30 hastaya nakil yapıldığını belirterek, “Bizim nakil ünitemizin kuruluşunun 3’üncü yıl dönümü. Biz üniversitemiz bünyesinde 3 yıldır bu işi yapıyoruz. Şu ana kadar yaklaşık 30 hastaya başarılı bir şekilde nakil gerçekleştirdik. O yüzden hem çocuklarımızla bu güzel günü kutlamak hem de nakil konusunda farkındalığı arttırmak istedik. Kök hücre bağışçısı nasıl olunur, bağışçı olmak isteyen insanları nasıl ve nereye yönlendirebiliriz? Özellikle hem bunu anlattık hem de süreç hakkında aileleri bilgilendirdik” dedi. Minik Elif Berra İspanya’da sağlığına kavuştu 7 yaşındaki Elif Berra Kahraman, ESOGÜ Hastanesi Çocuk Hematolojisi ve Onkoloji Servisi’nde lösemi tedavisi oldu. Kahraman’ın hastalığı erken dönemde nüks ettiği için tam uyumlu kardeşinden ESOGÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Çocuk Kemik İliği Nakli Ünitesi’nde nakil yapıldı. Fakat nakilden sonra erken dönemde nüks eden rahatsızlık nedeniyle küçük kız, girişimler ve Sağlık Bakanlığı’ndan alınan onayla İspanya’daki bir sağlık merkezine gönderildi. İspanya’da sağlığına kavuşan Elif Berra Kahraman hakkında da konuşan Prof. Dr. Canan Özdemir, süreçten bahsetti. İspanya’da gördüğü 3 aylık tedavi sonrasında minik kızın sağlığına kavuştuğuna değinen Prof. Dr. Özdemir, gözlemlerin Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Çocuk Kemik İliği Nakli Ünitesi’nde devam ettiğini anlattı. Prof. Dr. Özdemir, “Çocuğumuz daha önce burada nakil tedavisi olmuş bir hastamız, ancak nakil sonrası hastalığı tekrarladı ve bunun üzerine biz yurt dışındaki meslektaşlarımızla da görüşerek hastamızı hücresel tedaviye yönlendirdik. Bu süreç tabii ki çok zor oldu, hiç kolay olmadı. Sağlık Bakanlığı’ndan onay almamız gerekti. Bu onaylarımızı tamamladıktan sonra çocuğumuzu yurt dışına, İspanya’da bir merkeze gönderdik. Oradaki doktorlarla da sürekli iletişim halinde tedavisini takip ettik. 3 aylık tedavi sürecini tamamladıktan sonra ülkemize geri döndü. Şu anda biz takiplerine devam ediyoruz, hastalığı da gayet iyi durumda. Remisyonda şekilde hastamızı gözlemliyoruz. Aslında bizim amacımız, bu tedaviye burada daha çok çocuğun ulaşmasını sağlamak. Özellikle nakille iyileştiremediğimiz çok küçük de olsa bir hasta grubu var. Bu çocukları bu tedaviyle buluşturmak da bizim için çok önemli. Umarım önümüzdeki yıllarda bunu da başarıyla sağlarız ve daha çok çocuğumuzu bu tedaviye ulaştırabiliriz” diye konuştu.
Kula’da öğrencilere diyabet ve bağımlılıkla mücadele eğitimi
21 Kasım 2024 Perşembe - 11:08 Kula’da öğrencilere diyabet ve bağımlılıkla mücadele eğitimi Kula İlçe Sağlık Müdürlüğü, eğitim-öğretim yılı faaliyet programlarında yer alan etkinlikler çerçevesinde ilçedeki okullarda diyabet ve sağlıklı beslenme ile madde ve teknoloji bağımlılığı konularında eğitim verdi. Kula İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne bağlı personeller, 2024-2025 eğitim öğretim yılı faaliyet programlarında yer alan etkinlikler çerçevesinde ilçedeki okullarda eğitim ve seminerlerini sürdürüyor. Bu çerçevede, Diyetisyen Hülya Büşra Coşkun, lise düzeyindeki öğrencilere diyabet ve sağlıklı beslenme konularında eğitimler verirken, Dr. Fatma Uluçay ise madde ve teknoloji bağımlılığı konularında eğitim veriyor. Kula İlçe Sağlık Müdürlüğü tarafından düzenlenen bu eğitimler, öğrencilerin bilinç düzeyini artırmayı ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazanmalarını amaçlıyor. Eğitimlerde, gençlerin günlük hayatlarında dikkat etmeleri gereken temel beslenme alışkanlıkları, diyabetin önlenme yolları, zararlı maddelerin etkileri ve teknoloji bağımlılığının olumsuz sonuçları gibi konular ele alınıyor. Ayrıca, öğrencilere, bağımlılıkla mücadele konusunda farkındalık kazandıracak pratik bilgiler ve çözüm yolları da sunuluyor. Bu kapsamda eğitimlerin, gençlerin sağlıklı ve bilinçli bir birey olarak yetişmelerine katkı sağlaması hedefleniyor.
Sancılı tedavi sanılan kanal tedavisiyle hastalar ağrılarından kurtuluyor
21 Kasım 2024 Perşembe - 11:06 Sancılı tedavi sanılan kanal tedavisiyle hastalar ağrılarından kurtuluyor Kanal tedavisinin ekseriyanın ağrılı bir uygulama olarak görülmesi sebebiyle hastalar tarafından tedavinin ertelendiğini belirten Endodonti Uz. Dt. Meltem Yılgör sanılanın aksine hastaların kanal tedavisi sırasında ağrı hissetmediğini, kanal tedavisinin amacının hastaları rahatsız eden ağrıları ortadan kaldırmak olduğunu söyledi. Denizli Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi Endodonti Uz. Dt. Meltem Yılgör, kanal tedavisine ilişkin önemli bilgiler verdi. Dişte kendiliğinden görülen yada geceleri artan ve ağrı kesicilerle bile geçmeyen ağrı, soğuk, sıcak veya dişe temas gibi bir dış etkenle tetiklenen ağrının uzun süre devam etmesi, dişin etrafında ve diş etinde görülen şişlik gibi şikayetlerle hastaların Endodonti polikliniğine başvurduğunu açıklayan Uz. Dt. Meltem Yılgör, “Derin çürükler, daha önceden yapılmış olan dolgular veya kaplamalar altında tekrar eden çürükler,dişlere dolgu veya kaplama yapılması sonrasında hastanın şikâyetlerinin geçmemesi, darbe sonucunda dişlerde oluşan kaplama/kök kırıkları, hastanın çiğneme alışkanlıkları veya diş gıcırdatma gibi fonksiyon dışı hareketler sonucunda diş pulpalarının hasar görmesi, ilerlemiş dişeti hastalıkları veya dişeti operasyonları sonrasında pulpa hasarı, o pulpanın canlılığını kaybettiğinin belirlenmesi, çapraşık dişlerin protetik restorasyonunda kanal tedavisi yapılması gerekebilir” dedi. “Tedavi sırasında hasta ağrı hissetmez” Kanal tedavisinin ortalama bir saat süren bir işlem olduğunu ve kanal tedavisinin ağrıya neden olmadığını aksine ağrının giderilmesi için uygulandığının bilinmesi gerektiğini söyleyen Uz. Dt. Meltem Yılgör, “Kanal tedavisi yapılacak diş ve çevre dokular lokal anestezi ile uyuşturulur. Tedavi sırasında hasta ağrı hissetmez. Bununla birlikte bazı vakalarda hasta az da olsa rahatsızlık duyabilir. Bu problem yardımcı anesteziler yapılarak kolaylıkla aşılır. Pulpası canlı bir dişte yapılan kanal tedavisinin tek seansta bitirilmesi esastır. Ancak dişin canlılığını yitirdiği, kök ucunda enfeksiyonun olduğu ve kanal tedavisinin tekrar edildiği durumlarda; seans sayısı iki veya daha fazla olabilmektedir. Yine Kanal tedavisi yapılan bir dişin pulpası çıkartılmış olduğundan; soğuk-sıcak gibi dış uyaranlara karşı dişte ağrı oluşması söz konusu değildir. Eğer tedavi öncesinde ilgili dişte ağrı veya iltihap varsa tedaviyi takip eden ilk birkaç günde özellikle çiğneme gibi dişin üzerine baskı gelen durumlarda hafif ağrı hissedilmesi normaldir” ifadelerini kullandı. “Tedavi sonrası hastanın ilk 2-3 gün dişinde rahatsızlık hissetmesi normaldir” Kanal tedavisi sonrasında hastanın dikkat etmesi gereken konulara değinen Meltem Yılgör, “Kanal tedavisi dişte görülen probleme göre, sıklıkla 1-2 seansta tamamlanır. Tedavi sonrası hastanın ilk 2-3 gün dişinde rahatsızlık hissetmesi normaldir. Hasta diş hekimin tavsiyeleri ışığında ağrı kesici kullanabilir. Bazı vakalarda tedaviye destek olarak hastanın antibiyotik kullanması gerekebilir. Hasta tedavi sonrası normal hayatına dönebilir, bununla birlikte dişteki ve bölgedeki uyuşukluk geçmeden herhangi bir yiyecek yememelidir. Buna ek olarak, dişin üst restorasyonu tamamlanmadan sert besinleri çiğnemekten kaçınmalıdır” şeklinde konuştu.
Bosna Hersek’ten gelen hasta Van’da sağlığına kavuştu
21 Kasım 2024 Perşembe - 11:06 Bosna Hersek’ten gelen hasta Van’da sağlığına kavuştu Bosna Hersek’te yaşayan ve glomus tümörü nedeniyle sıkıntılı günler geçiren Hadidza Yanık, şifa için geldiği Lokman Hekim Van Hastanesinde yapılan başarılı operasyonla sağlığına kavuştu. Bosna Hersek’te yaşayan Hadidza Yanık (29), glomus tümörüne yakalandı. Oradaki doktorlardan umduğunu bulamayan Yanık, İstanbul’a geldi. İstanbul’da arayışa geçen Yanık, Lokman Hekim Van Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Prof. Dr. Halil Başel’e ulaştı. Yapılan tetkiklerin ardından Lokman Hekim Van Hastanesinde ameliyata alınan Yanık, başarılı bir operasyonun ardından sağlığına kavuştu. Konuyla ilgili açıklamada bulunan Lokman Hekim Van Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Prof. Dr. Halil Başel, Türkiye’nin birçok yerinin yanı sıra yurt dışından da hasta kabul ettiklerini ifade ederek, “Almanya, İngiltere, Etiyopya ve Irak başta olmak üzere yurt dışından da bize hastalar gelmektedir. Bu hastamız ise Bosna Hersek’ten geldi. Tümörü yaklaşık 6 santimetre büyüklüğündeydi. Çok şükür yapılan başarılı bir ameliyatla tümörü çıkardık. Herhangi bir komplikasyon da gelişmedi” dedi. Bosna Hersek’ten gelen Hadidza Yanık isimli hasta ise sağlığına kavuşmanın mutluluğunu yaşadığını belirterek, Prof. Dr. Halil Başel başta olmak üzere tüm Lokman Hekim Van Hastaneleri çalışanlarına teşekkür etti.
Medical Point’te meme sağlığı polikliniği açıldı
21 Kasım 2024 Perşembe - 11:05 Medical Point’te meme sağlığı polikliniği açıldı Medical Point Gaziantep Hastanesi’nde yeni Meme Sağlığı Polikliniği hizmete sunuldu. Medical Point Gaziantep Hastanesi, meme kanserini önlemek amacıyla meme sağlığı polikliniğini hizmete açtı. Hastaneden yapılan açıklamada, “Meme sağlığı, kadınların genel sağlıklarının önemli bir parçasıdır. Erken tanı ve düzenli kontroller ise bu alandaki en etkili savunma yöntemlerinden biridir. Meme Sağlığı Polikliniği’nde, hastalara uzman hekimler tarafından yapılan meme muayenesi sonrasında mammografi ve ultrason (USG) çekilecek ve bir sağlık dosyası oluşturulacaktır. Düzenli kontrollerle meme kanserinin erken teşhisi ve önlenmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca, hastalara ayda bir kez kendi kendine meme muayenesi (KKMM) yapmaları için danışmanlık hizmeti de verilecektir. Sağlık Bakanlığı, 40 yaş üstü kadınlar için yılda bir klinik meme muayenesi, 40-69 yaş arasındaki kadınlar içinse her iki yılda bir mammografi çekilmesini önermektedir. Bu yaş grubunun dışındaki kadınlar için ise KKMM, erken teşhis adına son derece önemlidir, çünkü günümüzde meme kanseri daha erken yaşlarda da görülmeye başlanmıştır” ifadelerine yer verildi. Poliklinikle ilgili bilgi veren Medical Point Gaziantep Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Hayrullah Kubba, "Meme sağlığı, kadınlarımız için hayati bir öneme sahiptir. Yeni polikliniğimizle birlikte kadınlarımızın sağlıklarına daha fazla katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Herkesin bu hizmetten yararlanmasını bekliyoruz" diye konuştu.
10 yetişkinden biri KOAH hastası
21 Kasım 2024 Perşembe - 11:01 10 yetişkinden biri KOAH hastası Bozüyük Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Şule Yıldız, yapılan araştırmalara göre her 10 yetişkinden birinin Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) hastası olduğunu belirterek, "Tütün ve tütün ürünlerini kullanmayın, soluduğunuz havayı temiz tutun, düzenli ve dengeli beslenin, düzenli egzersiz yapın" dedi. KOAH’ın öksürük, balgam ve nefes darlığı gibi kalıcı semptomlarla seyreden, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu belirten Uzm. Dr. Şule Yıldız, bu hastalığın ileri yaşlarda daha sık görüldüğünü ancak genç yaşlarda da ortaya çıkabileceğini ifade etti. Yapılan araştırmalara göre her 10 yetişkinden birinin KOAH hastası olduğunu söyleyen Dr. Yıldız, “KOAH’ta yetersiz tanı önemli bir sorundur. Hastaların yüzde 60 ila 85’i halen tanı almamış durumdadır. İç ve dış ortamda odun, kömür, tezek gibi yakıtların dumanlarının solunması da KOAH’a sebep olmaktadır. Bunun yanında yetersiz beslenme ve çocuklukta geçirilen akciğer enfeksiyonları da hastalığa zemin hazırlayabilmektedir” ifadelerini kullandı. Hastalığın tanı ve tedavisi Hastalığın tanısında nefes ölçüm testi uygulandığını belirten Uzm. Dr. Yıldız, şu bilgileri paylaştı: “Solunum fonksiyon testi olarak isimlendirilen bu test, solunum yolundaki darlığı ve hava akımındaki azalmayı tespit etmektedir. KOAH’ın bireysel tedavisinde inhaler dediğimiz nefes açıcı ilaçlar kullanılmaktadır. Bu ilaçlar, hastanın nefes darlığını azaltmayı ve yaşam kalitesini artırmayı hedefler. Ayrıca hastalığın seyrini değiştirecek alevlenmelerden ve zatürreden korunmak için grip ve zatürre aşılarının yapılması gerekmektedir.” “Tütün ürünlerinden uzak durun” Hastalığın ilerleyen aşamalarında solunum yetmezliği gelişen hastaların evde oksijen tedavisi ya da solunum cihazları kullanmaya ihtiyaç duyabildiğini belirten Dr. Yıldız, akciğer rehabilitasyonunun da hastaların günlük yaşamlarını daha kaliteli hale getirdiğini söyledi. Yıldız, "Tütün ve tütün ürünlerini kullanmayın, soluduğunuz havayı temiz tutun, düzenli ve dengeli beslenin, düzenli egzersiz yapın. Havamızı koruyalım, KOAH’sız bir yaşam sürelim" dedi.
Honaz Belediyesi Sağlıklı Yaşam Merkezinde 4 bin 160 kişi tedavi edildi
21 Kasım 2024 Perşembe - 10:43 Honaz Belediyesi Sağlıklı Yaşam Merkezinde 4 bin 160 kişi tedavi edildi Honaz Belediyesi ilçe genelinde yaşayan her bireyin sağlıklı yaşamı ve gelişimine büyük önem vererek çalışmalarını aralıksız devam ediyor. Bugüne kadar Sağlık Merkezine gelen vatandaşların sayısını aktaran Honaz Belediye Başkanı Yüksel Kepenek, “Bugüne kadar 2236’sı kadın 1924’ü erkek olmak üzere toplamda 4160 vatandaşımız ücretsiz tedavi edildi. 840 vatandaşımız da ücretsiz diyetisyen danışmanlık hizmeti aldı” dedi. 20 Temmuz 2022’de hizmete açılan Honaz Sağlık Yaşam Merkezi ilçe genelinde yaşayan her bireyin sağlıklı yaşamı ve gelişimine büyük önem vererek çalışmalarını aralıksız devam ediyor. Honaz Belediye Başkanı Yüksel Kepenek ise sosyal medyada paylaşarak Sağlıklı Yaşam Merkezine bugüne kadar tedavi gören vatandaşlar verilerini paylaştı. Bugüne kadar Honaz Sağlık Merkezi 2 bin 236’sı kadın bin 924’ü erkek olmak üzere toplamda 4 bin 160 vatandaş ücretsiz tedavi edildiği belirtildi. Ayrıca 840 vatandaş ise ücretsiz diyetisyen danışmanlık hizmeti alındığı açıklandı. Ücretsiz servisler ile vatandaşları evlerinden alıp tekrar evlerine bırakarak tedavileri düzenli olarak sağladıklarını ve vatandaşların her zaman yanlarında olduklarını belirten Honaz Belediye Başkanı Yüksel Kepenek, “20 Temmuz 2022’de hizmete açtığımız Sağlıklı Yaşam Merkezimize bugüne kadar 2236’sı kadın 1924’ü erkek olmak üzere toplamda 4160 vatandaşımız ücretsiz tedavi edildi. 840 vatandaşımız da ücretsiz diyetisyen danışmanlık hizmeti aldı. Ücretsiz servislerimiz ile evlerinden alıp tekrar evlerine bırakarak tedavilerini düzenli olarak sağladığımız vatandaşlarımızın her zaman yanında olmayı sürdüreceğiz” dedi.
Mersin’de ’Dünya KOAH Günü’ etkinliği düzenlendi
21 Kasım 2024 Perşembe - 10:34 Mersin’de ’Dünya KOAH Günü’ etkinliği düzenlendi Mersin Büyükşehir Belediyesi, halk sağlığı sorunu olarak kabul edilen KOAH hastalığı konusunda, bilgilendirme çalışması düzenlendi. Tarsus Gençlik Kampı’nın doğal ortamında gerçekleştirilen KOAH Günü farkındalık etkinliğinde, Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı Halk Sağlığı ve Denetim Şube Müdürü Uzm. Dr. Bahar Gülcay Çat, "KOAH hastalığını sadece sigara değil, hava kirliliği de tetikliyor" dedi. Büyükşehir Belediyesi, halk arasında sık görülen rahatsızlıklar konusunda bilinç düzeyinin artması amacıyla başlattığı bilgilendirme faaliyetlerine devam ediyor. Sağlık İşleri Dairesi tarafından, Türkiye’de 40 yaş üstü her 5 kişiden birinde görülen ve etkisi nedeniyle halk sağlığı sorunu olarak kabul edilen KOAH hastalığı konusunda, bilgilendirme çalışması düzenlendi. ’Dünya KOAH Günü’ kapsamında gerçekleşen programa, Kadın Sağlığı Danışma Merkezi ile Tarsus Atatürk Parkı Sağlıklı Yaşam Danışma Merkezi danışanları katıldı. "Pasif içicilik de hastalığı tetikliyor" Büyükşehir Kadın ve Aile Hizmetleri Daire Başkanlığı’na bağlı Tarsus Gençlik Kampı’nın doğal ortamında gerçekleştirilen KOAH Günü farkındalık etkinliğinin ilk bölümünde, Halk Sağlığı ve Denetim Şube Müdürü Uzm. Dr. Bahar Gülcay Çat, yüzde 80 oranında sigaraya ve benzer ürünlerin tüketimine bağlı olarak akciğerde oluşan ve birçok probleme neden olan KOAH konusunda bilgi verdi. Dr. Çat, pasif içiciliğin de hastalığı tetiklediğine dikkati çekti. KOAH hastaları için doğru ve doyurucu nefes almanın önemli olduğunu vurgulayan Çat, bu nedenle farkındalık oluşturmak için etkinliği Tarsus Gençlik Kampı’nda yaptıklarının altını çizdi. Programda daha sonra katılımcılara, fizyoterapistler nezaretinde uygulamalı egzersiz çalışması yaptırıldı. "40 yaş üzeri her 5 kişiden biri yakalanıyor" KOAH hastalığını sadece sigaranın değil, hava kirliliğinin de tetiklediğini belirten Çat, "KOAH’ın en sık nedeni sigara içimidir ya da sigara içenlerle aynı ortamı solumaktır. Fakat sadece sigara dumanı değil; her hangi bir toza maruz kalmak ve hava kirliliği de KOAH için risk faktörüdür. 40 yaş üzeri her 5 kişiden birinin yakalandığı KOAH hastalığı, tam da tedavisi olmayan bir hastalıktır. Bu nedenle öncelikli olarak KOAH’a yakalanmamak ya da ne kadar erken tanı alırsak, bu hastalığı oluşturan etkenlerden kendimizi korursak, hastalığın ilerlemesini ve akciğerlerin çalışabilme kapasitesinin o standartlarda kalmasını sağlayabiliriz" diye konuştu. Gerçekleştirilen farkındalık etkinliğinin öncelikli amacının, sigara içiminin önlenmesi ya da sigara içenlerin bu dumandan bir şekilde kurtulmasını sağlamak olduğunu vurgulayan Çat, "Tam tedavisi olmayan bu hastalığa yakalanmamak ya da yakalandıktan sonra tamamen yatağa bağımlı, oksijene bağımlı bir halde kalmamak için tütün ürünlerinden tamamen uzak kalmamız, havayı temiz tutmamız, hareketli bir yaşam ve düzgün bir beslenmeyi teşvik etmemiz gerekmektedir" dedi.
Bel çevresi erkelerde 94 cm, kadınlarda 80 cm’nin üzerindekiler dikkat
21 Kasım 2024 Perşembe - 10:32 Bel çevresi erkelerde 94 cm, kadınlarda 80 cm’nin üzerindekiler dikkat İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Düriye Sıla Karagöz Özen, bel çevresinin erkeklerde 94 santim, kadınlarda ise 80 santimi geçmesinin çeşitli sağlık sorunlarının habercisi olabileceğini belirterek, her yetişkinin bel çevresi, vücut kitle indeksi ve tansiyonunu belirli sıklıkta ölçerek, kontrol etmesi gerektiğini söyledi. Türkiye’nin, yetişkin diyabetli sayısında Avrupa’da 1. sırada yer aldığını ifade eden Doç. Dr. Düriye Sıla Karagöz Özen, tüm insanlık için bir halk sağlığı problemi olan diyabetle ilgili dikkat edilmesi gereken konulara değindi. Doç. Dr. Özen, özellikle 40 yaş üstü kişilerin bel çevresi, vücut kitle indeksi ve tansiyon ölçümlerini yapmaları gerektiğini vurguladı. “Erkeklerde bel çevresi 94 santimin, kadınlarda 80 santimin üzeri metabolik yan etkiler ortaya çıkarıyor” Kişilerin kendi vücutlarında bazı ölçümleri yapabileceklerini belirten Medicana International Samsun Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Düriye Sıla Karagöz Özen, “Boy-kilo endeksi 19-25 arasında olmalı. 25’in üzerine boyun kiloyla oranına bakıyoruz. Kilo bölü, boyun karesi yöntemiyle vücut kitle indeksini hesaplıyoruz. Bu indeks 25’in üzerindeyse fazla kilolu, 30’un üzerinde ise obeziteden bahsediyoruz. Bu hesaplama yöntemi çocuklarda ise farklıdır. Çocuklarda obezite ve fazla kilolu olmayı persentile göre tanımlarız. Her erişkin için vücut kitle indeksinin 25’in altında olmasını istiyoruz. Tek istisna çok ileri evre KOAH olanlar ve kırılgan yaşlarda yüksek kiloları biz de hedefleyebiliyoruz. Çünkü beslenme bozukluğu bu hasta grubunda ayrı bir risk faktörü olarak karşımıza çıkıyor. Herkesin vücut kitle indeksi kendi vücut özelliklerine göre değişir. Vücut kitle indeksini ve bel çevresini herkesin bilmesini öneriyoruz. Metabolik hastalıklar için bir diğer belirteç, bel çevresidir. Erkeklerde bel çevresi 94 santimin, kadınlarda 80 santimin üzerinde olduğunda diyabet olmasa dahi insülin direncine neden olduğunu, iç organlarda yağlanma yaptığını ve metabolik yan etkiler ortaya çıkardığını biliyoruz. Herkese bel çevresini, vücut kitle indeksini ve tansiyonlarını belirli aralıklarla kontrol etmelerini öneriyoruz. Ayrıca hiçbir şikayeti olmasa bile bile 40 yaş üstü herkesin diyabet açısından taranmasını öneriyoruz” dedi. “Yetişkin hasta sayısında tüm Avrupa’da 1. sıradayız” Avrupa’da en çok diyabetli hastanın Türkiye’de olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Özen, “Diyabet, tüm insanlık için bir halk sağlığı problemi. Özellikle erişkinlerde kronik hastalıkların başında geliyor. Hastalığa sahip erişkin sayısı oldukça yüksek. Tanı koyduğumuz erişkin hasta sayısında tüm Avrupa’da 1. sıradayız. Bunun bir numaralı sebebi obezite oranının çok artmasıdır. Diyabet küçük ve büyük damarlarda bir takım komplikasyonalara neden olabiliyor. Kan şekeri yüksekliği, farklı mekanizmalarla başka türlü hatalıklara neden olabiliyor. Gözde görme kaybı, protein kaçağıyla başlayan böbrek yetmezliği, kalp ve beyindeki tüm damarlarda sıkıntı oluşturabiliyor. Ayakta karıncalanma ile başlayan nöropatik bulgular ortaya çıkabiliyor. Bunların bir kısmını tarayarak kontrol edebiliyoruz. Diyabet tanısı konulan hastalara yılda en az 1 kez göz ve kardiyoloji muayenesini öneriyoruz. Böbrek ile ilgili idrarda protein kaçağı olup olmadığını da yılda bir kez dahiliye uzmanı tarafından değerlendirilmesini öneriyoruz” diye konuştu. “Diyabet hastası kan şekeri kontrol altında olsa dahi ömür boyu hekim kontrolünde olmalıdır” Hastaların şekeri kontrol altına alsa bile doktor kontrolü ve ilaç kullanımını bırakmaması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Özen, şunları söyledi: “Diyabet hastalarının dikkat etmesi gereken yaşam tarzı değişiklikleri var. Mutlaka ideal kiloya ulaşılmasını öneriyoruz. Akdeniz tipi diyet, bunun için uygundur. Kalori kısıtlamasının olduğu ancak makro besinlerin belli oranda alındığı sağlıklı bir diyet de olabilir. Fazla kilosu olan hastaların kilo vermesini öneriyoruz. Vücut kitle indeksinin 25 ve altında olmasını çok önemsiyoruz. Haftada 3 gün 1 saat tempolu yürüyüş veya buna eşdeğer başka bir egzersiz olacak şekilde haftada 150 dakikalık bir egzersiz öneriyoruz. Sigarayı, alkolü bırakmalarını öneriyoruz. Kışın yıllık grip aşılarını olmalarını öneriyoruz. Diyabet hastalarının zatürre aşılarını da mevsimden bağımsız olmalarını öneriyoruz. Diyabet hataları mutlaka dahiliye doktoru kontrolü altında olmalıdır. Sürekli tedavi güncellemesi yapılmalıdır. Hastanın diyabet tipine göre farklı tedaviler düzenleniyor. Bu nedenle bir dahiliye uzmanı kontrolü altında gerek oral antidiyabetik dediğimiz haplar gerek insülin tedavisi gerekse yeni enjeksiyon ilaçlarla diyabeti kontrol altında tutabiliyoruz. Hastalar bazen hekim kontrolünü ve ilaç kullanımını bırakabiliyor. Diyabet hastası kan şekeri kontrol altında olsa dahi ömür boyu hekim kontrolünde olmalıdır. Genel iyilik halinin sağlanması için bu çok önemlidir.”
Van’da uzaktan hasta değerlendirme dönemi başladı
21 Kasım 2024 Perşembe - 10:23 Van’da uzaktan hasta değerlendirme dönemi başladı Van’ın Özalp ilçesinde, sağlık alanında önemli bir yenilik olarak kabul edilen ‘Uzaktan Hasta Değerlendirme Sistemi’ hizmete girdi. Van’da ilk kez Özalp Devlet Hastanesi’nde uygulanmaya başlayan bu sistem sayesinde hastalar, yüz yüze muayeneye gerek kalmadan uzman doktorlarla çevrim içi görüşme imkânı buluyor. Sistem, özellikle kış aylarında ulaşım zorluğu çeken ve hareket kısıtlılığı yaşayan vatandaşlar için büyük bir kolaylık sunuyor. Böylece hastalar, sağlık hizmetine daha hızlı ve kolay bir şekilde erişebiliyor. Hastane yetkilileri, sistemin ilk aşamada belirli branşlarda hizmet verdiğini ve ilerleyen süreçte daha fazla branşı kapsayacak şekilde genişletileceğini belirtti. Sistemi kullanmak isteyen vatandaşlar, Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) üzerinden kolayca randevu oluşturabiliyor. Konuya ilişkin açıklama yapan Özalp Devlet Hastanesi Başhekimi Uzman Dr. Feyyaz Kaya, sistemin hem doktor hem de hastalar için zaman tasarrufu sağladığını belirtti. Başhekim Dr. Kaya, “Sistem, MHRS altyapısı gibi çalışıyor. Doktor ve hasta çevrim içi olarak sesli görüşebiliyor, mesajlaşabiliyor. Bu uygulama ile evde bakım hizmeti alanlar, hastaneye gelme imkânı olmayanlar veya raporlu ilaçlarını yenilemek isteyen hastalar büyük kolaylık yaşayacak. Ayrıca, sistemin hastane üzerindeki yoğunluğu da azaltacağını düşünüyoruz. Herkese sağlıklı günler dilerim” dedi. “Şu ana kadar 17 hastamız randevu aldı” Sistemin işleyişine ilişkin bilgi veren İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Berat Furkan Çayır, uzaktan değerlendirme sürecinin hasta ve doktor için büyük kolaylık sağladığını belirterek, “Hastanın şikayetlerini çevrim içi ortamda dinliyoruz. E-reçete sistemiyle ilaçlarını doğrudan yazıyoruz ve hasta, eczaneden ilaçlarını kolayca temin edebiliyor. Gerekli durumlarda hastayı hastaneye davet ediyoruz. Özalp gibi ulaşımı zor olan bölgelerde bu sistem büyük kolaylık sağlayacaktır. Sistemimiz, 15 Ağustos 2024 tarihinde aktif hale geldi ve şu ana kadar 17 hastamız randevu aldı” diye konuştu.
ANKA’da Prematüre Günü için anlamlı kutlama
21 Kasım 2024 Perşembe - 10:04 ANKA’da Prematüre Günü için anlamlı kutlama Gaziantep Özel ANKA Hastanesi’nde Dünya Prematüre Günü, hastanede dünyaya gelmiş olan prematüre bebeklerin aileleri ile birlikte kutlandı. Gaziantep Özel ANKA Hastanesi’nde Dünya Prematüre Günü, hastanede dünyaya gelmiş olan prematüre bebeklerin aileleri ile birlikte kutlandı. Farklı hafta ve kilolarda doğan ve ANKA Hastanesi’nde gördükleri tedavi sonrası sağlıklı bir şekilde taburcu olan bebekler için pasta kesildi. Etkinlikte erken doğan birçok bebeğin hayata tutunuş hikayesi anlatıldı. Bebeklere annelerinin yokluğunu aratmayan ve onlara gözü gibi bakan Anka Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım ekibi de aileler kadar duygu dolu anlar yaşadı. Prematüre doğan bebekler için doğum sonrası takip ve tedavi sürecinin önemine dikkat çeken ANKA Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Sorumlusu, Neonatolaji Uzmanı Prof. Dr. Ercan Sivaslı, “Hayata erken merhaba diyen ve yoğun bakım kliniğimizde sevgiyle, özenle takip ettiğimiz prematüre bebeklerimizle bir araya gelmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Her biri, birer lütuf olan bebeklerimizi, sağlıklı ve mutlu bir şekilde aramızda olması bizler için büyük gurur ve mutluluk kaynağı. Bu başarı büyük bir ekip işi. Tedavideki yavruları kendi evlatlarından ayırmadan, onlara gözleri gibi bakan Bugün sadece bebeklerimizi değil, onların güçlü ve sabırlı aileleri de büyük bir alkışı hak ediyor. Yenidoğan yoğun bakım ünitesindeki arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Lütuflara inanıyoruz ve eşlik etmeye devam edeceğiz. Yenidoğan yoğun bakım ünitemiz, yoğun bakım ihtiyacı olan tüm bebeklere gerekli desteği sağlamaktayız. Güncel bilgiler ışığında, modern tıbbi donanımıyla bebekleri kısa sürede ailelerine kavuştururken, ailelerin bilgilendirilmesinde ve eğitiminde gerekli desteği sağlamaktayız” dedi. Prematüre bebekler ve sorunları ile ilgili farkındalık oluşturmak amacıyla hastane önünden gökyüzüne mor balonlar bırakıldı.