SAĞLIK - 04 Mart 2022 Cuma 17:27

'Obezitede Batı Karadeniz birinci sırada'

A
A
A
'Obezitede Batı Karadeniz birinci sırada'

Prof. Dr. M. Emel Alphan, “Fazla kiloluluk oranı hem erkeklerde hem de kadınlarda yüzde 40 dolaylarındadır. Bölgelere göre ayrıldığında obezite oranı yüzde 37,5 oranıyla Batı Karadeniz Bölgesi birinci sırada, yüzde 36,9 oranıyla Orta Anadolu Bölgesi ikinci sırada yer almaktadır.

Atlas Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. M. Emel Alphan obeziteden korunmanın yolunun sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenmeden geçtiğini söyledi. 4 Mart Dünya Obezite Günü dolayısıyla açıklamalarda bulunun Prof. Dr. M. Emel Alphan, vücut yağının artışı olarak tanımlanan obezitenin kalp-damar hastalıkları, diyabet, karaciğer yağlanması ve hipertansiyon başta olmak üzere pek çok hastalığın nedeni olduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Alphan, obezitenin temel sebeplerini açıklarken, “Vücuda besinlerle ihtiyaçtan fazla alınan enerji ile vücutta yağ miktarı artar. Fast-food tarzı besinler gibi enerji içeriği yüksek besinlerle sık beslenmek ve fiziksel aktivitenin azlığı obezitenin temel sebeplerindendir” dedi.

“En obez Batı Karadeniz”
2010 yılında TURDEP-2 çalışmasına göre, Türkiye’de yüzde 35,9 olan obezite oranlarının 2019 TBSA çalışması sonuçlarına göre yüzde 31,5 oranına gerilediğini ifade eden Prof. Dr. Alphan, “Fazla kiloluluk oranı hem erkeklerde hem de kadınlarda yüzde 40 dolaylarındadır. Bölgelere göre, ayrıldığında obezite oranı yüzde 37,5 oranıyla Batı Karadeniz Bölgesi birinci sırada, yüzde 36,9 oranıyla Orta Anadolu Bölgesi ikinci sırada yer almaktadır. Bu veriler obezitenin artmaya devam ettiğini vurgularken, aslında önlenebilir bir hastalık olduğunu da hatırlatmak gerekir. Son 20 yıldır obezite çocuklarda da görülmekte olup obez çocukların yüzde 30’unun yetişkinlik döneminde de obez olacakları tahmin edilmektedir. Çocukluk çağındaki şişmanlığın çocuklarda tip2 diyabete (yetişkinlerde daha sık olan) neden olduğu da hatırlanırsa çocukluk çağından itibaren obeziteden korunmakla ve yetişkinlik döneminde obezitenin neden olduğu hastalıklardan korunmak mümkün olacaktır” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Alphan, obeziteye dair açıklamalarına şu şekilde devam etti:

Obezite sebepleri nelerdir?
“Obezite, basit bir enerji dengesizliği sorunu olarak ya da genetik sorunu olarak görülmemelidir. Obeziyete neden olan faktörler incelendiğinde, beyinde açlık ve tokluk merkezlerini yöneten transmitterlerden bağırsaklardaki mikrobiyotayı oluşturan bakterilere kadar, kaliteli ve düzenli bir uykudan, obezojenik çevreye (fast-food tarzı beslenme, fiziksel olarak hareketsiz olma, hatalı beslenme alışkanlıkları ve pişirme yöntemleri) kadar, ayrıca beyinde bulunan iştahı kontrol eden endokanbinoid sistemden iklim değişikliğinin yol açtığı sera gazı salınımına kadar pek çok nedenin obezitenin oluşumunda etkili olduğu son zamanlarda yapılan çalışmalarda ortaya konmuştur. Farklı yaş gruplarında enerji gereksiniminin değişmesine karşın eski hatalı beslenme alışkanlıklarının sürdürülmesi özellikle yaşın artmasıyla birlikte bulaşıcı olmayan kronik hastalıkların nedeni olarak karşımıza çıkıyor.

Fazla kilolu veya obez olup olunmadığının saptanmasında Beden Kütle İndeksi (BKİ) adı verilen bir hesaplama yöntemi kullanılır. BKİ, kişilerin kilogram cinsinden vücut ağırlığının, metre cinsinden boyun karesine bölünmesiyle hesaplanabilir. BKİ değeri 25 kg/m2’den yüksekse fazla kilolu, 30 kg/m2’den yüksek ise obez kabul edilir. Bel çevresinin kadınlarda 88 santimetre, erkeklerde 102 santimetrenin üzerinde olması metabolik hastalıklara yakalanma riskini arttıracaktır. Türkiye de erkek tipi şişmanlık olarak kabul edilen Abdominal obezitenin özellikle kadınlarda (yüzde 54) çok yüksek olduğunu da belirtmek gerekir.

Obeziteden korunma yolları
Sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenme obeziteden korur. Enerji ve besin öğesi ihtiyaçları her yaştaki insanda farklıdır. Obeziteden korunmak için her yaşa uygun miktarlarda olmak üzere sağlıklı yemek tabağı her öğünde oluşturulmalıdır. Aşağıdaki Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberinde gösterildiği gibi Sağlıklı Yemek Tabağı’nın yarıya yakını sebze ve meyvelerden (günde en az 5 porsiyon sebze ve meyve tüketilmelidir), çeyreği tahıllardan (tam buğday ekmeği vb. posalı tahılar) ve kalanı da peynir, süt, yoğurt, az yağlı süt ve süt ürünleri ile yumurta, et balık, tavuk ve kurubaklagillerden oluşan bir beslenme tarzını sürekli uygulamak obeziteden koruyacaktır. Yağlar az miktarlarda yemeklere tat vermek için kullanılabilir. Tereyağı gibi doymuş yağlardan uzak durmak zeytinyağı ağırlıklı fakat az miktarda da diğer sıvı yağlarla yemekleri pişirmek gerekir. Şeker ve şekerli besinlerin kesinlikle tüketilmemesi gereklidir. Şekerli meyve suyu ve meşrubatların yerine su içilmelidir. Çünkü bu tür içecekler vücuttaki yağlanmayı arttıran yüksek fruktozlu mısır şurubu içerirler.

Sağlık yemek tabağı için iki örnek: Köfte, bulgur pilavı, karışık salata ve ayran. Kuru fasulye, pilav, karışık salata, ayran ile sağlıklı yemek tabağını tamamlamak mümkün olacaktır.

Bireysel olarak toplam yağ ve şekerlerden enerji alımını sınırlamak, meyve, sebze ve baklagil tüketimini arttırmak ve düzenli fiziksel aktivite yapmak obeziteden korunmada temel önerilerdir. Dünya Sağlık Örgütü; sağlıklı olabilmek için fiziksel aktiviteyi çocukların günde 60 dakika ve yetişkinlerin haftada 150 dakika yapmalarını önermiştir.

Sosyal medya ve internet ortamındaki diyetler kişiye özel olmadıkları için uygulanmaları sağlıklı değildir hatta bu tür diyetlerle zayıflansa bile verildiğinden çok daha fazla kilo geri alınır. Obezlerin hekim, fizyoterapist ve diyetisyenlerle ve gerektiğinde psikolog ve aile desteğiyle sağlıklı, yeterli ve dengeli bir beslenme programı uygulamaları obezitenin tedavisinde başarıyı getirecektir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Bodrum Belediyesi Çocuk Atölyeleri başladı Bodrum Belediyesi Çocuk Atölyeleri, Umurça Parkı Nazım Hikmet Kütüphanesi’nde başladı. Bodrum Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından eğitimde fırsat eşitliği kapsamında çocukların kaliteli zaman geçirmeleri için Çocuk Atölyeleri düzenleniyor. Umurça Parkı Nazım Hikmet Kütüphanesi’nde başlayan atölyelerin ilkine Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci’yi temsilen Başkan Yardımcısı Tanju Aksu, Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Gülizar Gökçakır, belediye eğitmenleri ve 5-6 yaş arası çocuklar katıldı. Kukla gösterisi ile başlayan atölyeler, eğlenceli ve öğretici etkinliklerle devam etti. Katılımcı çocuklar; drama, sosyal beceri oyunları, motor becerilerini geliştirmek üzere kraft ve katlama etkinlikleriyle keyifli bir öğrenme deneyimi yaşarken sosyal becerilerini pekiştirme fırsatı buldu. Etkinliklerin ardından Belediye Başkan Yardımcısı Tanju Aksu ve Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Gülizar Gökçakır tarafından çocuklara başarı sertifikaları teslim edildi. Başkan Yardımcısı Tanju Aksu, geleceğin teminatı olan çocukların hayatına dokunacak adımlar atmanın önemine değindiği açıklamasında Çocuk Atölyeleri ile ilgili şunları söyledi: “Yerel yönetimler olarak sosyal belediyecilik anlayışımızla geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın hayatına dokunacak adımlar atıyor; onları eşit, özgür ve güzel bir geleceğe hazırlamayı hedefliyoruz. Eğitim alanında yapacağımız çalışmalarla eğitimde fırsat eşitliğini sürdürmek istiyoruz. Bodrum Belediyesi olarak çocuklarımızın geleceğine ışık tutacak projelerle halkımıza hizmet etmek gayesindeyiz”
Aydın Aydın Ticaret Borsası Üyeleri Antalya’daki fuarda, tarımın geleceğini inceledi Aydın Ticaret Borsası, üyeleriyle birlikte tarım sektöründeki gelişmeleri yakından takip etmek ve üyelerine daha geniş bir perspektif sunmak amacıyla, Antalya’da düzenlenen 23. Growtech Uluslararası Sera, Tarım Teknolojileri ve Hayvancılık Ekipmanları Fuarı’na katılım sağladı. Dünyanın en prestijli örtüaltı tarım fuarlarından biri olan Growtech, sektördeki yeniliklerin tanıtıldığı, iş birliklerinin geliştirildiği ve bilgi paylaşımının ön planda olduğu bir platform olarak dikkat çekti. Fuara katılan Aydın Ticaret Borsası yönetimi ve üyeleri, tarım makineleri, sera teknolojileri, tohumculuk, akıllı tarım uygulamaları ve dijital çözümler gibi geniş bir yelpazede sunulan yenilikçi ürün ve hizmetleri yerinde inceleme fırsatı buldu. Ayrıca, sektörün önde gelen firmalarıyla bir araya gelerek modern tarım uygulamaları hakkında bilgi alışverişinde bulundu. Aydın Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Fevzi Çondur, tarım sektöründeki hızlı değişim ve gelişmelerin önemine vurgu yaparak Growtech gibi uluslararası fuarların üyeler için taşıdığı değeri şu sözlerle dile getirdi. Çondur, "Tarım sektörü, sürekli yeniliklerle kendini güncelleyen dinamik bir alandır. Bu dinamizmi yakından takip etmek, sektörel gelişmeleri anlamak ve hayata geçirmek, üyelerimizin sürdürülebilir bir başarı yakalaması için kritik bir öneme sahiptir. Dünya çapında düzenlenen tarım fuarları, üyelerimizin sektördeki en yeni teknolojilerle tanışmasını, modern tarım yöntemlerini yerinde görmesini ve bu yenilikleri kendi iş süreçlerine uyarlamasını sağlamaktadır. Bu tür organizasyonlar, tarımda verimliliği artırmanın yanı sıra uluslararası rekabet gücümüzü destekleyecek yenilikçi çözümler sunarak üyelerimize doğrudan katkı sağlamaktadır. Aydın Ticaret Borsası olarak, tarımsal üretim ve ticaret alanında bilgi ve deneyim paylaşımını destekleyen bu tür etkinliklere katılımı önemsiyor, üyelerimize her fırsatta bu kazanımları sunmaya devam edeceğimizi belirtmek istiyorum” dedi. Growtech 2024, tarımsal mekanizasyondan iklim dostu üretim teknolojilerine, akıllı sulama sistemlerinden biyoteknolojik ürünlere kadar sektördeki birçok yeniliği gözler önüne serdi. Aydın Ticaret Borsası üyeleri, tarımda sürdürülebilirlik ve yenilikçilik konularında önemli kazanımlarla fuarı tamamladı.
Antalya Çocuklarda boyun şişliklerine dikkat: Geç kalmak ciddi risklere yol açabilir Prof. Dr. Berna Oğuz, çocuklarda gelişen boyun şişliklerinin aile bireyleri tarafından dikkate alınmasını ve mutlaka bir hekime başvurmaları gerektiğini kaydetti. Oğuz, “Lenf nodlarının büyüklüğünün önemsenmesi gerekiyor. Çünkü, bazen ciddi hastalıklar altında ortaya çıkabiliyor. Hekimler tarafından bunun değerlendirip incelenmesi gerekiyor, önemsenmezse geç tanılara yol açabiliyor. Örneğin, bir kanser tanısını geç koyabiliyoruz” dedi. Basit bir çizik, yara ya da soğuk algınlığı çocuklarda lenf bezi büyümesine yol açabiliyor. Ancak kanser gibi ciddi hastalıklar da lenf bezleri ile belirti verebiliyor. Bu nedenle lenf bezlerinin takibi büyük önem taşıyor. 45. Ulusal Radyoloji Kongresi için Antalya’da bulunan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Berna Oğuz, lenf bezi büyümesinin bazı durumlarda ciddi hastalıkların habercisi olabileceğini işaret etti. “Örneğin, bir kanser tanısını geç koyabiliyoruz” Ailelerin çocuklarıyla ilgili herhangi bir şikayette hekime başvurması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Berna Oğuz, “Boyun şişlikleri çocuklarda sıkça rastlanılan bir sağlık sorunu. Bunun nedeni, çoğunlukla enfeksiyonlara bağlı şişlikler ve geçici durumlar, bunları çok da ileri tetkik yapmaya gerek yok. Ama bazı durumlarda lenf nodu büyüklükleri ciddi hastalıkların habercisi olabilir. Bu nedenle hepsi önemsenmeli. Eğer enfeksiyonla uyumlu bir semptom varsa bu şişlikle birlikte bir enfeksiyondur ve gerekli tedavi yapıldıktan sonra gerilemesini bekleriz. Ama gerilemeyen, ağrılı olmayan, giderek büyüyen lenf bezlerinde mutlaka radyolojik tetkiklerin yapılması gerekiyor ve bunun için de ilk başta ultrasonografi yapıyoruz. Ultrasonografiyle bu lenf nodlarının özelliğini, yapısını, büyüklüğünü görebiliyoruz ve enfeksiyon olanlarla enfeksiyon olmayan hastalıkları yüzde 100 değil ama büyük oranda ayırt edebiliyoruz. Örneğin diyoruz ki; bu bir reaktif lenf nodu, enfeksiyona bağlı bir lenf nodu olabilir. Bu nedenle takip etmemiz gerekir. Onun için 3 ay sonra tekrar bir ultrasonla takip ediyoruz. Ama kritik bir hastalığı bize, bir kanseri düşündürüyorsa zaten o biyopsinin örneklenmesini öneriyoruz ya da başka bir detaylı görüntüleme yöntemine ihtiyaç duyuyorsak onu öneriyoruz. Ailelerimize vereceğimiz mesaj şu, lenf nodlarının büyüklüğünün önemsenmesi gerekiyor. Çünkü bazen ciddi hastalıklar altında ortaya çıkabiliyor. Hekimler tarafından bunun değerlendirip incelenmesi gerekiyor. Önemsenmezse, geç tanılara yol açabiliyor. Örneğin, bir kanser tanısını geç koyabiliyoruz” diye konuştu.