POLİTİKA
20 Eylül 2024 Cuma - 22:45 AK Parti’li Yılmaz: "Milletimizin bize sandıkta, ‘Bazı eksikleriniz var, bunları telafi edin’ ifadesini, sandığın dili olsa da söylese dediğimiz şeyleri biz okuduk" AK Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Ziya Yılmaz, yerel seçimlerin ardından yapılan çalışmalarla sandığın dilinin deşifre edildiğini belirterek, "Milletimizin bize sandıkta, ‘Biraz daha çalışın. Daha fazla çalışmanız gerekiyor. Bazı eksikleriniz var, bunları telafi edin’ ifadesini, sandığın dili olsa da söylese dediğimiz şeyleri biz okuduk" dedi. 31 Mart Yerel Seçimlerinde ardından ortaya çıkan sonuçları ve sebeplerinin değerlendirilmesi amacıyla il il Türkiye’yi gezen AK Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Ziya Yılmaz, 53. ziyaretini Bartın’a gerçekleştirdi. AK Parti İl Başkanlığı binası önünde Bartın Milletvekili Yusuf Ziya Aldatmaz, İl Başkanı Yaşar Arslan, belediye başkanları, parti il, ilçe, yöneticileri tarafından karşılandı. Burada partinin ana kademe yöneticileri ile toplantı yapan Yılmaz, yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimlerin ardından balkon konuşmasındaki, “Seçim sonuçları bizim beklediğimiz sonuçları değildir. Sebeplerini inceleyeceğiz, sandığın dilini deşifre edeceğiz, çözeceğiz, sandık bize ne diyorsa, milletimizin talimatıdır diye değerlendireceğiz. Önümüzdeki süreçte milletimizin talimatını öpüp, başımızın üstüne koyacağız. Önümüzdeki süreci daha özenle, daha dikkatle, eksiklerimizi gidererek, yöneteceğiz” ifadelerini hatırlattı. Yusuf Ziya Yılmaz, yerel seçimlerinin hemen ardından bir taraftan sandığın dilinin deşifre edilmesi amacıyla, diğer taraftan da parti için seçim sonuçlarını değerlendirme çalışmalarına başlandığını kaydetti. Karış karış 81 ili geziyor Yılmaz, seçimin hemen ardından başlattığı il ziyaretleri ile ilgili, “Ülkemizin 81 ilini 31 Mart seçimlerinden sonra karış karış ziyaret ederek, il ziyaretleri ile yerel yönetimler olarak çalışmalarımıza başladık. Bu ziyaretlerimizi iki başlıkta yürütüyoruz. Birincisi bizim kazandığımız illerde birbirine benzer illerde, bilgi paylaşımı ve istişare toplantıları yapıyoruz. Birbirine benzer illeri bir ilde topluyoruz. Bürokratları ile beraber, gerçekleştiriyoruz. Bu toplantılarımızı. Bunun dışında şuanda Bartın’da yaptığımız gibi il ziyaretlerini yapıyoruz. Şehrimizin yönetiminde etkin olan partimizin ana kademe mensupları ile istişare yapıyoruz. Bugün de 53 il olarak Bartın’ımızda sizlerle beraberiz" dedi. "Sandığın dili olsa da söylese’ denilenleri okuduk" 31 Mart 2024 Yerel Seçim sonuçlarının AK Parti’nin istediği sonuçlar olmadığını da vurgulayan Yılmaz, "31 Mart seçimlerinde ortaya çıkan sonuç bizi mutlu etmedi. İstediğimiz sonuçları alamadık. Bartın’ımızda ittifakla seçime girmiştik. İttifak ortağımız burada seçimi kazanamadı. Buna üzüldük. Partimizin kaybettiği şehirlerimiz oldu. Bizde olmadığı halde kazandığımız şehirlerimiz oldu. Kaybettiğimiz her yerde veya ülke genelindeki seçim sonuçlarıyla, milletimizin bize sandıkta, ‘Biraz daha çalışın. Daha fazla çalışmanız gerekiyor. Bazı eksikleriniz var, bunları telafi edin’ ifadesini, sandığın dili olsa da söylese dediğimiz şeyleri biz okuduk. Aile içi istişareyi yapıyoruz. Toplantımız bittikten sonra isteyen olursa, arkadaşlarımızdan tek tek görüşmeleri yapıyoruz. Bardağın dolu tarafına bakalım. Eksiğimiz vardır, ama gidermek de bizim elimizdedir. Biz başaracağız. Daha fazla çalışacağız. 31 Aralık seçimlerini, bu açıdan ‘siz biraz yavaşladınız ya, olmaz böyle şey, hızlanın bakalım şöyle biraz’ diyen milletimizin iradesinin ortaya çıktığı bir sonuz olarak görüyoruz" ifadelerini kullandı. Çalışmanın 10 maddelik sonuçlarını açıkladı Yılmaz, 31 Mart Yerel Seçimlerinin sonuçları ve nedenleri konusunda akademisyenlerden sosyal bilimcilere ve sivil toplum örgütü temsilcilerine kadar birçok bilim çevresinin de katıldığı geniş bir çalışma ile gerçekleştirildiğini kaydetti. Çalışmaların tamamlandığını da ifade eden Yusuf Ziya Yılmaz, 10 maddelik sonuçları ile ilgili ise, "Bilim insanları, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, sosyal bilimcileri kapsayan, çok geniş kapsamlı, çok değişik katmanlardaki bilim çevreleri çalışmalar yaptılar, bitirdiler. Bu çalışmaların hepsinde sonuçlar 10 madde. Bu 10 maddeye bakıyoruz. Aslında hepimizin konuştuğu şeyler. Sadece sıralaması farklı. Biri, ‘bana göre ekonomi daha öncelikli şeydi. Ekonomi daha iyi olsaydı. Emeklilerin maaşı, diğer sigortalıların maaşı arasında bu fark olmasaydı, bu küskünlük, bu sandığa gitmeyenler böyle olmazdı’ diyor. Bir başkası, ’Yerel yönetimlerde iyi başladık. Son zamanlarda yerel yönetimlerde biraz atalet, yavaşlama var’ diyor. Diğeri ise, ’Siyasilerimizin, parti mensuplarımızın, teşkilatlarımızın içerisinde rehavet var, daha fazla çalışmaları lazım’ diyor. Milletle olan irtibat, diyalog ve iletişimlerin de daha samimi olmak, tevazu sahibi, alçak gönüllü olmak gibi maddeler var. Toplamda 10 maddeyi buluyor. Aşağı yukarı hepimizin bildiği şeyler. Arkadaşlar, milletimiz zaten sağ duyulu. Öyle çok fazla derinliğe, felsefeler yapmaya gerek yok. Öz itibariyle, milletimiz bize, ‘Daha fazla çalışın, daha gayretli, daha samimi, daha tevazu sahibi olun, daha iyi yönetin, adaletten ayrılmayın, kararlı olun, ülkenin ihtiyaçları yönünde gayretli olun, vesayet altında kalmayın, vesayet odaklarının ülkenin geleceği ile ilgili konuda yön verici olmasına müsaade etmeyin, uluslararası politikalarda, dış politikada kararlılığınıza devam edin, ülkemizin menfaatlerini ön planda düşünün’ diyor" dedi. Açıklamalarının ardından Yılmaz, teşkilat ve yerel yöneticileriyle görüşmesine basına kapalı toplantı ve birebir görüşmelerle devam etti
20 Eylül 2024 Cuma - 20:59 Ceyhan Belediye Başkanı Aydar’a siyasi yasak getirilmesine tepki Adana’da Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar’a 2 yıl 1 ay hapis cezası verilmesi üzerine siyasi yasak getirilmesine partililer ve vatandaşlar tepki gösterdi. CHP Adana İl Başkanlığı, Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar’a verilen hapis cezası ve siyaset yasağına ilişkin Ceyhan Belediyesi önünde basın açıklaması düzenledi. Ceyhanlıların yoğun katılımı ile gerçekleşen basın açıklamasına CHP Adana İl Başkanı Doç. Dr. Anıl Tanburoğlu, Adana Milletvekilleri Orhan Sümer ve Ayhan Barut, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, CHP’li dokuz ilçe belediye başkanı, partililer ve Ceyhanlı vatandaşlar katıldı. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar da Kadir Aydar’ın uğradığı haksızlığa karşı koymaya devam edeceklerini belirterek söyle devam etti: "Her engelleme bizleri daha da büyütüyor. Kadir Aydar daha önce de haksız yere görevden alındı ama bir sonraki seçimde daha güçlü geldi. Mevcut hükümet kendilerinin yönettiği belediyeleri Cumhuriyet Halk Partisi kazanınca bunu kabul edemedi. Ama halk iradesini herkes kabul etmek zorunda. Bizlere yönelik olarak, ‘Bunlar topal ördek, hizmet yapamazlar’ diye yaklaştılar ama baktılar ki olağanüstü zor şartlara rağmen Cumhuriyet Halk Partili belediyeler müthiş işler yaptı. Hem halka hizmet ettiler, hem sosyal belediyeciliğin en güzel örneklerini verip insanları desteklediler hem de halkla ilişkileri geliştirdiler. Böylece bırakın 5 yılın sonunda kaybetmeyi, yerlerini pekiştirdiler. Kadir Aydar belediye başkanlığına ilk seçildiğinde 1 yıl içinde Ceyhan’da o kadar hayata geçirilememiş hizmetleri yaptık. Yeniden seçildiğinde de şu ana kadar çok sayıda yol ve bulvarı halkımızın hizmetine sunduk. 5 ayda Ceyhan’da bu kadar çok iş yapılması hoşlarına gitmiyor. Cumhuriyet Halk Partisi’nin bütün kadroları bugün Kadir Aydar’a destek için burada ve onun yanında olmaya devam edeceğiz.” Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar da, "Türkiye’nin en hızlı davasında ben siyasi yasak aldım bu bana değil, size saygısızlıktır, Ceyhanlıların 31 Mart seçimlerinde gösterdiği iradenin gasp edilmesidir. Yalan ifadelerle, değiştirilen tape kayıtları ile bir operasyon yaşadık 2019’da. Jandarmanın kriminal raporları ile bunların ortaya çıkmasının ardından başımız ak bir şekilde yolumuza devam ettik. Şimdiki fark ise ben muhalefet partisinin belediye başkanı değilim, Türkiye’nin birinci partisinin belediye başkanıyım. 5 ayda Ceyhan’ın kanayan yaralarına çare olduk, olağanüstü işler yaptık ama bir dosya açıldı" dedi. Aydar, şöyle devam etti: "Benimle ilgili dün çıkan kararda muhalif oy kullanan üye, ‘Delil yok, ispat yok. Dinlenilmeyen, yok sayılan maddi deliller var. 5 ayrı ifade var, çelişki var. Bu sanıklarla alakalı duruşma açılsın’ şerhi koyuyor. 16 günde Türkiye’nin en hızlı davası sonucunda bana siyasi yasak getiriliyor. Benim Ceyhan ile 5 yıllık kontratım var. Bana 5 yıllığına Ceyhanlılar tarafından verilen mazbatam var. Ev sahibi ve kiracı arasındaki anlaşmazlık bile en az 1 yıl sürüyor. Bana 16 günde karar verildi, hukuk bunun neresinde? Hakimler ve savcılar milletin hakim ve savcıları olmalıdır. Sizin bu verdiğiniz karar da elbet sorgulanacak. Türkiye’nin en hızlı davasında ben siyasi yasak aldım bu bana değil, size saygısızlıktır, bu bana değil, Ceyhanlıların gasp edilmesidir. Bu kararı veren hakimler, sonuna kadar hukuki anlamda mücadele edeceğim. Bu işin sonu ne olursa olsun sonuna kadar takipçisi olacağım. Bu kararı hukuki olarak vermediniz ama ben hukuktan ayrılmayacağım, adaletten ayrılmayacağım. Bu kararı veren sizlerin hukuki olarak peşinizi bırakmayacağım.”
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Polonya Meclis Başkanı Holownia ile bir araya geldi
19 Eylül 2024 Perşembe - 14:55 TBMM Başkanı Kurtulmuş, Polonya Meclis Başkanı Holownia ile bir araya geldi TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Meclis’te Polonya Meclis Başkanı Szymon Holownia ile bir araya geldi. TBMM Başkanı Kurtulmuş, Holownia ve heyetini TBMM’de ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Türkiye-Polonya arasında her alanda var olan tarihi ilişkilerin stratejik işbirliği seviyesinde olduğunu ve her geçen gün bu ikili ilişkilerin artmasından memnuniyet duyduklarını belirtti. Polonya’nın Avrupa Birliği (AB) Konseyi dönem başkanlığını yapacak olmasının da Türkiye-Polonya ilişkilerinin gelişmesi bakımından önemli bir fırsat olduğuna işaret eden Kurtulmuş, “Polonya’nın Türkiye’nin AB üyeliğine verdiği destekten dolayı müteşekkiriz. Çeşitli nedenlerle özelikle AB’de zaman zaman Türkiye’ye karşı uygulanan taraflı ve çifte standartlı yaklaşımlarla Türkiye’nin AB üyeliği bugüne kadar gerçekleşmemiştir. Türkiye tabii ki kendisine uygulanan çifte standarda hiçbir zaman rıza göstermeyecek, aynı zamanda AB tam üyelik perspektifinden de hiçbir zaman vazgeçmeyecektir” dedi. Bölgesel konular hakkında da değerlendirmede bulunan Kurtulmuş, Rusya-Ukrayna arasında devam eden ve on binlerce insanın ölümüne neden olan savaştan duydukları kaygıyı paylaştı. Türkiye’nin Ukrayna-Rusya savaşındaki tavrının başından beri net ve açık olduğunu dile getiren Kurtulmuş, “2014’te Kırım’ın ilhakıyla başlayan süreçte toprak ilhaklarını, Ukrayna’nın bazı bölgelerinin ilhak edilmesini kabul etmediğimizi, bunun uluslararası hukuka uygun olmadığını her platformda dile getiriyoruz ve dile getirmeye devam edeceğiz. Türkiye başından itibaren her iki tarafla da konuşabilen tek ülke olarak bu savaşın bir an evvel adil bir barış temelinde sonlandırılması gerektiği fikrini ortaya koymuştur, bunun için çok uğramıştır, uğraşmaya da devam ediyoruz” diye konuştu. Rusya-Ukrayna savaşının bitmesini istemeyen ülkelerin varlığına dikkati çeken Kurtulmuş, “Bu savaş, sadece Ukrayna ile Rusya arasındaki bir savaş olmasının çok ötesine geçmiştir. Rusya ile tüm Batı dünyası arasındaki bir savaşa dönüşme potansiyeline sahiptir. Ukrayna’nın toprak bütünlüğü korunarak bu savaşın bir an evvel bitirilmesi, dünya barışına yapılacak en büyük katkılardan birisidir” ifadesini kullandı. İsrail’in saldırganlığının Gazze’de devam ettiğini ve Lübnan’a da sirayet etme potansiyeli taşıdığını ifade eden Kurtulmuş, şunları kaydetti: “Gazze başta olmak üzere Filistin topraklarında 7 Ekim’den bu yana gerçekleşen İsrail’in saldırılarında istatistiği tutulabilen 42 bine yakın insan katledilmiştir. Kaybolan ve yıkıntıların altında kalan çok sayıda insan olduğu da tahmin edilmektedir. Bütün dünyanın gözü önünde ve hiçbir uluslararası hukuk kuruluna uymadan Netanyahu ve çetesi saldırganlığını sürdürmektedir. Ne yazık ki başta ABD olmak üzere bazı ülkelerin sınırsız ve koşulsuz desteğini yanlarına aldıkları için her türlü pervasızlığı icra etmekten çekinmiyorlar. En son Lübnan’da ardı ardına gerçekleştirilen siber saldırılar da bu saldırganlığın geldiği vahim boyutları göstermesi bakımından artık bütün insanlığı uyarıcı bir mahiyettedir. Eğer İsrail’in bu saldırganlığı durdurulamazsa korkarım ki dünya bölgesel ve küresel büyük çatışmaların içine sürüklenecektir.” Polonya Meclis Başkanı Szymon Holownia ise, TBMM’de bulunmaktan duyduğu memnuniyeti ifade ederek, ziyaretinin iki ülke parlamentoları arasındaki ilişkilerde yeni dönemin başlangıcına vesile olması temennisini dile getirdi. Polonya Meclisi’nde halkın desteğiyle çoğunluğu elde ettiklerini ifade eden Holownia, kendilerini seçen halkın iç ve dış politikada işbirliklerinin artırılmasını istediğini söyledi. Türkiye’nin Polonya için çok önemli bir partner olduğunu vurgulayan Holownia, turizm, eğitim ve ekonomi alanlarındaki işbirliklerinin çeşitlendirilmesini arzu ettiklerini belirtti. Yerel yönetimler ve bölgesel konularda işbirliğine açık olduklarını aktaran Holownia, özellikle savunma sanayii konusunda Türkiye ile işbirliğini artırmak istediklerini, bu konuda Polonya’da sanayinin gelişmesiyle istihdamın da artırılacağını ifade etti. Holownia, Polonya’nın AB Dönem Başkanlığı sırasında Türkiye’nin AB’nin parçası olması gerektiğini vurgulayacaklarını söyledi. Rusya-Ukrayna savaşı ile İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları hakkında da değerlendirmede bulunan Holownia, 21. yüzyılda Avrupa bölgesinde taarruz niteliğindeki saldırılara yer olmadığını, bunu kabul etmediklerini söyledi. Rusya’ya yönelik yaptırımlara katıldıklarını ve bunun devam etmesi gerektiğini düşündüklerini dile getiren Holownia, Türkiye’nin Rusya-Ukrayna savaşında takındığı tutumu saygıyla karşıladıklarını, Türkiye’nin bu savaşta önemli görev yürüttüğünü belirtti. Holownia, Orta Doğu’da barışın sağlanabilmesi için ise iki devletli çözümün şart olduğunu vurguladı. Orta Doğu’daki durumun bir felaket olduğunu belirten Holownia, bölgedeki hedeflerinin bir an önce barışın sağlanması olduğunu kaydetti. TBMM Başkanı Kurtulmuş, görüşmenin ardından Polonya Meclis Başkanı Holownia ile TBMM Genel Kurul salonunu gezdi ve FETÖ’nün 15 Temmuz’daki darbe girişimi sırasında bombalanan alana karanfil bıraktı.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Topçu, eski Kazakistan Kültür Bakanı Kaseinov’u ağırladı
19 Eylül 2024 Perşembe - 14:38 Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Topçu, eski Kazakistan Kültür Bakanı Kaseinov’u ağırladı Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, eski Kazakistan Kültür Bakanı Düsen Kaseinov’u külliyedeki makamında ağırladı. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, eski Kazakistan Kültür Bakanı ve Türksoy eski Genel Sekreteri, Kazakistan’ın Olağanüstü ve Tam Yetkili Daimi Büyükelçisi Düsen Kaseinov’u külliyedeki makamında ağırladı. Topçu görüşmede yaptığı konuşmada, “Bulunduğu bütün görevler süresince ve halen daimi büyükelçi olarak Türk dünyasının kendi içinde ve diğer ülkelerle kültürlerarası yakınlaşma ve ülkeler arası ilişkilerin iyileştirilmesi alanında yapmış olduğu katkılar dolayısıyla pek çok ülke ve uluslararası kuruluş tarafından ödüle layık görülen bir münevverimizdir Sayın Kaseinov. Türk dünyasının kıymetli evladı, devlet ve kültür insanı Sayın Prof. Düsen Kaseinov’a Türk dünyasının kültürel gelişimi, birlik ve beraberliği için yaptığı takdire şayan çalışmalarına şükranlarımızı sunuyor, milletimizin evinde kendilerini ağırlamış olmaktan onur duyuyorum” açıklamasında bulundu. Düsen Kaseinov ise, “Türk dünyasının birliği ve dirliği için ve diğer ülkelerle olan her alandaki ilişkilerinin çok daha gelişmesi için çalışmalarıma devam ediyorum. Yaptığımız faaliyetlerin birçoğunda bizi destekleyen, her daim yanımızda olan kardeşim Yalçın Topçu’ya kabulü ve nazik misafirperverliği için çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. Görüşme, hediye takdimi ve hatıra fotoğrafı çekimi ile sona erdi.
Milli Eğitim Bakanı Tekin: “Türkiye, Adalet ve Kalkınma Partisi ile birlikte bambaşka bir noktaya geldi”
19 Eylül 2024 Perşembe - 14:18 Milli Eğitim Bakanı Tekin: “Türkiye, Adalet ve Kalkınma Partisi ile birlikte bambaşka bir noktaya geldi” Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Türkiye’nin Adalet ve Kalkınma Partisi ile bambaşka bir noktaya geldiğini belirterek, “Cumhurbaşkanımıza ve Türkiye’yi dini ibadet özgürlüğü anlamında dünya standartlarında bir ülke yapmaya çalışan bütün AK Parti camiasına ve buna katkı veren herkese bir kez daha teşekkür ediyorum. Unutmamız gereken dönemlerdi. Biz şimdi burada din eğitimini çalışırken, din eğitimi ile ilgili konuşurken Türkiye’nin bu konuda yaşadığı tecrübeyi ihmal etmemek ve görmezden gelmemek lazım” dedi. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Elazığ’da Fırat Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi’nde 3’üncüsü düzenlenen Din Öğretimi ve Hizmetleri Çalıştayı’na katıldı. Konuşmasında Milli Eğitim Bakanlığı’nın dışa açık bir bakanlık olması gerektiğini söyleyen Bakan Tekin, “Yaptığı işlerden, yürüttüğü kamusal hizmeti yerine getirirken, gerek kamu gerek özel gerekse sivil toplum olmak üzere toplumun her kesiminden gerçek ve tüzel kişilerle yapacağı işbirliklerinin Milli Eğitim Bakanlığı’nı zenginleştireceğini ifade ettim. Bunu ifade etmeye de devam ediyorum. Bu anlamda biz meslek örgütleri, iş dünyası, esnaf, ticaret odaları olmak üzere her türlü meslek birliği ile işbirliğine açığız ve yapıyoruz. Aynı zamanda birçok bakanlıkla işbirliği protokolleri yapıyoruz. Bakanlığımızın bu anlamda hizmetlerini yaparken üstündeki yükü paylaşmak isteyen herkese kapımızın açık olduğunu söylemiştik. STK’lar ile iş birlikleri yapıyoruz. Bizde destek olmak isteyen STK’lara kapımızın açık olduğunu bir kez daha ifade ediyoruz” diye konuştu. Milli Eğitim Akademisi’nden bahseden Tekin, “Önümüzdeki günlerde yeniden TBMM gündemine gelecek olan Öğretmenlik Mesleği ve Milli Eğitim Akademisi Kanunu’nun aslında özü de tam bu bahsettiğim işbirliklerinde gizlidir. İşbirliğini daha kurumsal hale getirecek, öğretmen arkadaşlarımızın, okullarımızın şehirlerindeki üniversitelerle ve akademisyenlerle daha sıkı bir ilişki içerisine girmesini kurumsallaştıracak, meşru hale getirecek bir yasa teklifidir. Yasa ile beraber Milli Eğitim Akademisi kurumsallaştığında öğretmen arkadaşlarımızla üniversiteler daha entegre bir çalışmanın içerisine girecekler. Sadece lisans mezunu yetiştirip mesleğe başlattıktan sonra üniversite ile hiçbir ilişkisi olmayan öğretmen arkadaşlarımız değil, başladıktan sonra da gerek mezunu olduğu üniversite gerekse hizmet yaptığı ildeki üniversiteyle daha yakın ilişkiye giren bir Milli Eğitim Bakanlığı profili arzuluyoruz. Bu iş birliği ise üniversiteler, bu işbirliğinde iki taraflı davranmalı diye düşünüyorum. Meslekte uzun yıllar hizmet etmiş öğretmen arkadaşlarımızın üniversitelerdeki öğretim üyelerinden sadece konferans ve ders almaları değil benim kastettiğim. Meslekte 20-30 yıl sürekli uygulamanın içerisinde olmuş öğretmen arkadaşlarımızın üniversitelerde lisans düzeylerinde derslere devam etmesini ve ders vermesinin, öğretmen adayı arkadaşlarımızın tecrübelerini aktarmalarının da uygun olacağını düşünüyorum. Bu işbirliğini karşılıklı hale getirirsek daha sağlık olur. İşbirliği halkamızı genişletmek için gece gündüz çalışacağız” şeklinde konuştu. Bu yıl işbirliği halkasına ebeveynleri de dahil etmek istediklerini vurgulayan Tekin, “Genellikle bizde velilerimiz çocuklarımızı okullara yazdırırlar. Ondan sonra bizde yerleşik kültür ifade halini almış, ‘Eti senin kemiği benim’ tarzı var. Çocuklarımızı okula gönderdikten sonra öğretmenimizin bizim çocuklarımıza öğretmenlik yapmasını bekliyoruz. Öğretmenimizin anne ve baba rollerini yapmasını istiyoruz. Ben bir baba ve anne olarak işten eve geç ve yorgun geliyorum, çocuğuma anne ve babalık yapmakta zorlanıyorum deyip, anne ve baba rolünü de öğretmene yüklüyoruz. Öğretmenimizden ağabey ve kardeş olmasını da istiyoruz. Aklımıza gelebilecek her türlü toplumsal rolü öğretmene yükleyip, ondan sonra da kenardan seyredip, eğitim sistemimiz, okullarımız ve öğretmenlerimiz başarısız eleştirisini yapmaktan çok hoşlanıyoruz. Biz şimdi Milli Eğitim Bakanlığı olarak eğitim öğretim süreçlerinde öğretmenlerimiz kadar toplumun diğer kesimlerinin de bizim başarımızda veya başarısızlığımızda payı var. Bunu ben söylemiyorum. Çok sayıda araştırmada öğretmenin ve okulun, çocuklarımızın başarısıyla ilgili payını yüzde 50’nin üzerine çıkaran paylaşım görmedim. Geriye kalan yüzde 50, çocuğumuzun hayatının büyük çoğunluğunu geçirdiği toplumsal yaşamın diğer alanlarında gizli” dedi. Bakan Tekin, “Üşenmedim hesapladım. 12 yıllık zorunlu eğitimi tamamlayan bir çocuğumuz, 18 yaşına geldiğini varsayarsak yaklaşık 160 bin saat civarında yaşamış oluyor. Bu 160 bin saatin ortalama 11 bin saatini okulda geçiriyor. Onun dışındaki kısmı toplumun diğer kesimi ve ailesiyle beraber geçiriyor. O zaman çocuklarımızın eğitim öğretim sürecinde öğretmenlerimiz kadar devreye sokmamız gereken diğer aktörler olduğunu da ihmal etmememiz lazım. Bu yıl aileleri de işin içerisine katacak bir dizi etkinliği hayata geçiriyoruz. Çocuklarımızın okuma alışkanlıklarımızın zayıf olduğunu düşünüyorsak, gelin hep beraber evimizde çocuklarımıza örnek olalım, öğretmenlerimizin işini kolaylaştıralım. Çocuklarımızla akşamları okuma saati yapalım. Kitap okuma saatleri yapalım. Hep beraber çaba sarf edelim. Bu ve benzeri önermelerle işbirliği sürecine velilerimizi de dahil etmek istiyoruz. İnşallah bunda başarılı oluruz” dedi. Türkiye’nin Adalet ve Kalkınma Partisi ile birlikte bambaşka bir noktaya geldiğini dile getiren Tekin, “Özellikle din ve dini inanç, ibadet hürriyeti özelinde söylemek istiyorum. Bu salona baktığımda hemen hemen büyük çoğunluğun 2002 Türkiye’sini hatırlayabilecek yaşta olduğunu görüyorum. Fakat çok çabuk unutuyoruz. Yaşadıklarımız, gördüklerimizi sık sık hafızalarımızda canlandırmamız gerekiyor. 2013-2014 yılında 4 binin üzerinde öğretmen arkadaşımızı çıkartılan bir yasal düzenlemeyle tekrar ailemize aldık. Bunlar kimdi; 2002 öncesi sadece başörtüsü taktıkları için memuriyet hakları ellerinden alınan, disiplin suçuyla ihraç edilen kişilerdi. Bu salonda çok sayıda başörtülü arkadaşımız var. Ben yıllarca üniversitede öğretim üyeliği yaptım. Anadolu’nun muhafazakar illerinde de çalıştım. Bırakın kamu görevlisi olarak üniversitenin konferans salonunda bu kadar başörtülünün konferansı dinlemeye dahi müsaade edilmediğini yaşadık. Üniversitenin Tıp Fakültesi Hastanesinde poliklinik hizmeti almak isteyen insanlara başörtüsü ile kamusal alanlara girmek yasak cevaplarının yaşandığı bir Türkiye yaşandı. Bunlar şimdi yok tabii. O zamanlar elektrik faturalarını ödemek için TEDAŞ’ın önünde kuyruğa girerdik. Benim çalıştığım il için söylüyorum, TEDAŞ’ın önünde kuyruk beklerken yağmur sebebi ile salonun içerisine girenlerden başörtülü olanların salonun dışarısına çıkartıldığı bir Türkiye yaşandı. Elektrik faturası ödemek için beklerken ’Burası kamusal alan, dolayısıyla burada başörtüsü ile duramazsın’ denilen bir Türkiye yaşandı” ifgadelerini kullandı. 28 Şubat sürecine de değinen Bakan Tekin, “İmam Hatip Lisesinde çalışırken görevli olduğu pansiyondaki öğrencileri sabah namazına kaldırdığı için irticacı olduğu gerekçesiyle ilişki kesilen öğrencilerimiz oldu. Ben o yüzden Cumhurbaşkanımıza ve Türkiye’yi dini ibadet özgürlüğü anlamında dünya standartlarında bir ülke yapmaya çalışan bütün AK Parti camiasına ve buna katkı veren herkese bir kez daha teşekkür ediyorum. Unutmamız gereken dönemlerdi. Biz şimdi burada din eğitimini çalışırken, din eğitimi ile ilgili konuşurken Türkiye’nin bu konuda yaşadığı tecrübeyi ihmal etmemek ve görmezden gelmemek lazım. Bu anlamda atılan adımları ve bu adımları atanlara şükran duygularımızı beslememiz lazım. Dini inanç ve ibadet hürriyeti olarak bu ülkede yaşadığımız tek sorun başörtüsü sorunu değildi. Onun dışında çok farklı sorunlar da yaşadık. Mesela İmam Hatip Lisesi mezunu olmak bir problemdi. 2006 yılında Boğaziçi Üniversitesinde doçentlik mülakatına girdiğimde jüri üyelerinin ’Sen İmam Hatip mezunusun’ dedikleri halen kulaklarımda. Yayın dosyanıza, ürettiklerinize ve akademik çalışmalarınıza bakma zahmetinde bulunmadan ’Ama siz İmam Hatip mezunusunuz’ diyerek refüze edildiğimiz bir Türkiye yaşadık. Çocuklarını İmam Hatip’e götüren ailelerimizin yaşadıkları bir kat sayı zulmünü bu ülke gördü. Sadece lise tercihinden dolayı muadillerinden çok daha geri koşullarda rekabet etmelerine zorlandığı bir ülkede yaşadık. Bugün çok şükür Türkiye’de dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun, dünyanın neresinde tartışılırsa tartışılsın rahatlıkla şunu söyleyebileceğimiz bir Türkiye var; evrensel laiklik anlayışıyla bağdaşır, dini inanç ve ibadet hürriyetlerinin bütün vatandaşlar için özgürce sağlandığı bir Türkiye var. Bunu göğsümüzü gere gere söyleyebilecek noktadayız” diye konuştu. Bakan Tekin, “İlahiyat fakültelerinden mezun çocuklarımız şu ana Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde yaklaşık 13 farklı dersi veriyor. Bir öğretmenimiz 13 farklı dersin uzmanı gibi kabul ediliyor. Ben bunun değişmesi gerektiğini düşünüyorum. İlahiyat fakültelerinin bu anlamda bölümleşmesi ve uzmanlaşması gibi dolayısıyla bizim istihdam ettiğimiz öğretmen arkadaşlarımızın da spesifik derslerde uzman olup, o derslerde örnek olarak Kur’an-ı Kerim ve tesfir bir grup, İslam düşüncesi ve İslam felsefesi başka bir grup olabilir. Bu alanlarda uzmanlaşmış, bu alanların pedagojik formasyon açısından uzmanı olan, bu alanlarda mitolojik bilgisi olan adaylar olarak yetişmesi gerektiğine inanıyorum. Aynı şekilde yaş grupları itibarıyla da ilkokullarda bu dersi veren kişiyle İmam Hatip Liseleri son sınıfta aynı dersi veren kişinin aynı eğitimden geçmesi için de yaşadığımız uzmanlaşma çağında biraz çağa adapte edilmesi gereken bir sorunmuş gibi gözüküyor. Bu ve benzeri gibi problemlerin tartışılacağı güzel bir çalıştay olmasını temenni ediyorum” dedi. Programa Bakan Tekin’in yanı sıra Vali Numan Hatipoğlu, AK Parti Elazığ milletvekilleri Ejder Açıkkapı ve Prof. Dr. Erol Keleş, Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş, siyasi parti temsilcileri, akademisyenler, kurum müdürleri ve öğrenciler katıldı.
Muhittin Böcek’ten Altın Portakal Film Festivali açıklaması
19 Eylül 2024 Perşembe - 14:06 Muhittin Böcek’ten Altın Portakal Film Festivali açıklaması Uluslararası Antalya Altın Portakal Festivali’nin basın toplantısında konuşan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, festivali bu yıl belediye olarak sinema emekçileri ile birlikte gerçekleştireceklerini kaydetti. Böcek, “Antalya Büyükşehir Belediyesi olarak gözbebeğimiz olan Altın Portakal Film Festivali’nin devam etmesi gerekliliğine tüm kalbimizle inanıyoruz. Bu nedenle, bu sene festivalimizin ev sahipliğini Antalya Büyükşehir Belediyesi olarak sinema emekçileri ile birlikte tek başımıza yapma kararı aldık” diye konuştu. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin basın toplantısı, Antalya’nın Muratpaşa ilçesinde bulunan bir otelde gerçekleştirildi. Toplantıya; Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Cansel Tuncer, Festivalin Jüri Başkanı Yönetmen Ferzan Özpetek ve jüri üyeleri katıldı. “Festivali sinema emekçileri ile birlikte tek başımıza yapma kararı aldık” Toplantının açılış konuşmasını yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, geçtiğimiz sene düzenlemeyen festivalin bu yıl 61.’sini gerçekleştirecek olmaktan duydukları mutluluğu dile getirdi. Böcek, “Çok mutluyum diyorum, çünkü geçen yıl için üzüntüm büyük. Geçtiğimiz yıl sizlerin de bildiği gibi festivalimizi gerçekleştiremedik. Bu konuda sadece bir belediye başkanı olarak değil bir vatandaş, bir sinemasever olarak da son derece üzgünüm. Altını bir kez daha çizmek isterim ki, tüm bilgi kirliliğine rağmen, her sene olduğu gibi geçtiğimiz yıl da festivalimizi en iyi şekilde gerçekleştirmek için çok büyük bir çaba ve mücadele gösterdik. Geçtiğimiz seneden derslerimizi aldık. Antalya Büyükşehir Belediyesi olarak gözbebeğimiz olan Altın Portakal Film Festivali’nin devam etmesi gerekliliğine tüm kalbimizle inanıyoruz. Bu nedenle, bu sene festivalimizin ev sahipliğini Antalya Büyükşehir Belediyesi olarak sinema emekçileri ile birlikte tek başımıza yapma kararı aldık” diye konuştu. Motto: “Hikayemiz birlikte” Altın Portakal Film Festivali’nin bu yıl ki temasının “Hikayemiz Birlikte” olduğunu belirten Başkan Böcek, bu yıl ilk kez festivalin afişinde ve video kurgusunda halktan ögelerin bulunduğuna dikkat çekti. Böcek, şöyle devam etti: “Biliyoruz ki, büyüdüğümüz, yaşadığımız, sahiplendiğimiz hikayelerimiz birlikte. Perdede izlediklerimizin her birimizin hayatı, duyguları, düşünceleri olduğunu biliyoruz. Daha çok hikâyenin, daha çok seyirci ile buluşması için birlikte çalışmamız gerektiğine inanıyoruz. Bu yıl Altın Portakal için ilk kez başrolü halkın kendisine verdiğimiz bir afiş ve video serisi kurguladık. Perdede gördüğümüz, izlediğimiz her bir duygunun, her bir yaşam kesitinin hayatın her alanında her yerinde olduğu düşüncesi üzerinden kurguladığımız afişimizde Antalyalılar yer almaktadır.” Başkan Muhittin Böcek, bu yıl ayrıca festivalde toplam 5 milyon liralık ödülle destekleri artıracaklarını kaydetti. Özpetek, ilk filmi Hamam ile Altın Portakal aldı Antalya Altın Portakal Film Festivali Jüri Başkanı Ferzan Özpetek, ilk kez 19 yıl önce jüri başkanlığı yaptığı festivalde tekrar jüri olması için teklif geldiğinde heyecanlandığını ifade ederken, jüri başkanlığı öncesinde de ilk filmi olan Hamam ile 1997 yılında düzenlenen festivalde en iyi film ve en iyi yönetmen ödülünü aldığını açıkladı. Özpetek, şöyle konuştu: “Teklif geldiği zaman çok heyecanlandım çünkü burada 19 yıl önce tekrar jüri başkanlığı yapmıştım. Ama ondan önce Antalya’ya çok borcum var, 97 yılında ilk filmim olan Hamam’ı yapmıştım. Burada yarışmaya katıldım, kimseyi tanımıyorum tek başımayım. Bir tek görüştüğüm İstanbul’da Betül Mardin var. Jüri başkanı Memduh Ün, yanımda bir yönetmen benim duyabileceğim bir şekilde ’Memduh Ün çok maço yönetmendir, bu Hamam filmini seyredince bayağı ağır tepkide bulunacaktır’ diye konuşuyor. Söylenilenleri duyuyorum, huzursuz oluyorum, İstanbul’a döneyim diye düşünüyorum. Film, o sene Antalya’nın tarihinde ender olan bir ödül aldı, en iyi film en iyi yönetmen ödülünü aldı. Altın Portakal benim için çok önemli bana çok kapıları açmış bir festival." “Yeni yönetmenler çıksın, yeni filmler çıksın” Jüri başkanı olması için teklif geldiğinde geçtiğimiz yıl yaşanan olayların kendisine hatırlatıldığını aktaran Ferzan Özpetek, en büyük amacının yeni yönetmenlerin yetişmesine ve yeni filmlerin hazırlanmasına katkı sunmak olduğunu dile getirdi. Özpetek, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “Teklif geldiği zaman geçen sene şöyle oldu böyle oldu dediler, ben hiçbirisini düşünmedim. Çünkü, benim şu anda fikrim yeni yönetmenler çıksın, yeni filmler çıksın, yeni sinemacılar çıksın. Benim en büyük isteğim budur.” Ulusal metrajfa 7 film ilk kez Antalya’da gösterimde Altın Portakal Film Festivali Koordinatörü Deniz Yavuz ise festival kapsamında düzenlenecek Ulusal Metraj yarışma kategorisinde 7 filmin ilk kez sinemaseverlerle buluşacağını aktardı. Yavuz, şu ifadelere yer verdi: “7’sinin ilk film, tamamının Türkiye’de ilk gösteriminin yapılacağı 12 sinema filmi Altın Portakal heykelciği için jüri tarafından değerlendirilecek. Bu yıl 51 kıymetli uzun metraj filmi değerlendiren ön jüri seçki filmlerini belirlerken oldukça titiz bir çalışma sergiledi. Yarışma seçkisinin yanı sıra 13 uzun metrajlı sinema filmi de festival boyunca dev perdelerde izleyicisiyle buluşacak. Tıpkı ulusal yarışma seçkisinde olduğu gibi uluslararası yarışma seçkisi de Türkiye’de ilk kez sinemaseverlerle buluşacak filmlerden oluşuyor. Bu seçkide yarışacak 12 film dünyanın çeşitli ülkelerinden Antalya’nın sinema perdelerine konuk olacak. Bu seçkiye ek olarak festival sinemalarında ikisi kısa metrajlı toplam 18 yapım da özel gösterimlerde olacak.” İlk kez “Sinema Okulları Öğrenci Filmi Yarışması” düzenlenecek Festivalin detayları hakkında gazetecileri bilgilendiren Antalya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Cansel Tuncer ise bu yıl festivalde ilk kez “Sinema Okulları Öğrenci Filmi Yarışması” gerçekleştireceklerini söyledi. Tuncer, şöyle devam etti: “2019 yılında başlatmış olduğumuz Altın Portakal Sinema Okulumuz vardı, festivalimiz kapsamında bir ilki gerçekleştireceğiz. Sinema Okulları Öğrenci Filmleri Yarışması düzenleyeceğiz, Türkiye çağında sinema okullarında bulunan öğrencileri teşvik etmek amacıyla bu yarışmayı düşündük. 1 Eylül 2022 -30 Temmuz 2024 tarihleri arasında çekilmiş olan en fazla 15 dakikalık filmleriyle yarışmaya katılabilecekler. Finale kalan öğrenci filmimizi festival süresince konuk edeceğiz. En iyi öğrenci filmi ve jüri ödülü kategorisinde de Altın Portakal heykelciğini kendilerine ödül olarak vereceğiz.” “Karar alma aşamasındayız” Soru cevap bölümünde Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin gelenekselleşen kortejinin bu sene nasıl gerçekleşeceği sorusu üzerine Ünlü Yönetmen ve Jüri Başkanı Ferzan Özpetek, “Bu konu hakkında dün akşam uzun süre konuştuk, birkaç güne ne olacağını öğreneceksiniz. Her şey o kadar değişiyor ki hayatta, daha önce oyuncuları çok yakından göremiyorduk artık halk oyuncuları sosyal medyadan çok yakın görebiliyor. Bu yüzden bir karar alma aşamasındayız. Bakalım ne olacak” dedi.
Geçit, Samanköy’deki çalışmaları inceledi
19 Eylül 2024 Perşembe - 14:05 Geçit, Samanköy’deki çalışmaları inceledi Samanköy Mahallesinde devam eden ulaşım yatırımlarını yerinde inceleyen Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, kırsal bölgelerin refah ve yaşam seviyesinin yükselmesine büyük bir önem verdiklerini söyledi. Yeşilyurt Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü Ekipleri, Samanköy Mahallesinde araç ve yaya trafiğini akıcı ve güvenli hale getirmek, vatandaşların evlerine ve bahçelerine gidiş ve gelişlerini rahatlatmak adına yol yenileme çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Göreve geldiği günden beri Yeşilyurt’un kırsal yaşam alanlarının yenilenmesi ve dönüşümüne yönelik hizmetlere ayrı bir önem veren Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, beraberinde Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Cüreoğlu ve Fen İşleri Müdürlüğü Yetkilileriyle birlikte Samanköy Mahallesini ziyaret ederek çalışmalar hakkında bilgiler aldı. İnceleme ziyaretine katılan Samanköy Mahalle Muhtarı İzzet Patlar, mahalledeki ulaşım ağının yenilenmesinin bölgedeki hayat kalitesini artırdığını ifade ederken, mahalle sakinleri adına Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit’e teşekkürlerini sundu. Yeşilyurt’un kırsal mahallelerinin kalkınmasına önem verdiklerini söyleyen Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, “ İlçemizin dört bir tarafındaki imar ve kadastro yollarının açılması, sıcak asfalt serimleri ve sathi kaplama çalışmalarını yerinde takip ediyoruz. Kış ayı gelmeden, yağışlar başlamadan yol çalışmalarımızı tamamlayarak vatandaşlarımızın kış ayını rahat bir şekilde geçirmesi için saha çalışmalarımızı hızlandırdık. Fen İşleri Müdürlüğü ekiplerimiz büyük bir özveriyle gece gündüz demeden çalışma takvimine alınan yatırımları teker teker vatandaşlarımızın hizmetine sunuyorlar. Göreve geldiğimiz zaman “kırsal ile merkez ile arasındaki gelişmişlik farkını tamamen ortadan kaldıracağız” sözümüzü, hayata geçen bu tür yatırımlarla gerçeğe dönüştürmeye çalışıyoruz. Yatırımlarımızı muhtarlarımız ve mahalle sakinlerimizle birlikte yürütüyoruz. İlçemizin her noktasının aynı seviyede gelişmesini sağlayacak yatırımlarımıza her geçen gün yenilerini ekleyerek mahallelerimizin sorunlarını teker teker çözüme kavuşturuyoruz. Yollarımızın bakım ve onarımlarından sıcak asfalt serimi ve sathi kaplamaya kadar her alanda çok aktif ve dinamik çalışıyoruz. Kırsal bölgelerimizi ne kadar kalkınır, ne kadar gelişir ve sorunlarından kurtulursa ilçemizi modern ve güzel bir kent modeline ulaştırma hedeflerimize o kadar hızla ulaşırız. Kırsal mahallelerimizden olan Samanköy’ün hem mahalle içi yollarının düzeltilmesi hem de ana yola bağlantıyı sağlayan yolun açılması ve sıcak asfalt ile düzenlenmesi gibi çalışmalarımıza aralıksız devam ediyoruz. Emeği geçen mesai arkadaşlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum” şeklinde konuştu.
Bakan Yerlikaya: "Diyarbakır’da tüm terör örgütlerine yönelik 3 bin 671 operasyon gerçekleştirdik, 10 terörist etkisiz hale getirildi, 831 şahıs gözaltına alındı"
19 Eylül 2024 Perşembe - 13:42 Bakan Yerlikaya: "Diyarbakır’da tüm terör örgütlerine yönelik 3 bin 671 operasyon gerçekleştirdik, 10 terörist etkisiz hale getirildi, 831 şahıs gözaltına alındı" İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, "Diyarbakır’da, tüm terör örgütlerine yönelik 3 bin 671 operasyon gerçekleştirdik, 10 terörist etkisiz hale getirildi, 831 şahıs gözaltına alındı" dedi. AK Partinin "Türkiye Buluşmaları" programı kapsamında Diyarbakır’da Devlet Su İşleri (DSİ) toplantı salonunda partililer ile bir araya gelen İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Diyarbakır’da bulunmaktan büyük mutluluk duyduğunu söyledi. 85 milyon el ele, gönül gönüle ’Türkiye Yüzyılı’nı inşa ettiklerini belirten Bakan Yerlikaya, terörle amansız mücadele kırmızı çizgileri olduğunu vurguladı. "23 yıldır Diyarbakır’ımıza yapılanlar, bu ülkeye, bu millete yapılan hizmetler bir “lütuf” değil, bir “hak”tır" diyen Yerlikaya, konuşmasına şöyle devam etti: "Türkiye’nin eskimiş, yıllarını çalmış tartışmalarla kaybedecek bir dakikası dahi yoktur. Bizim terörden dolayı tek bir insanımızı dahi kaybetmeye tahammülümüz yoktur. Hele çocuklarımızın ve gençlerimizin yaşamlarını istismar edenlere, teröre sırtını dayayanlara asla geçit vermedik, vermeyeceğiz. İşte Diyarbakır anneleri. Evlatlarını inançla ve sabırla terörün pençesinden söküp aldılar, Almaya da devam ediyorlar. Buradan Diyarbakır annelerini selamlıyorum." "Bu dönemde Diyarbakır’da 14 tona yakın esrar, yaklaşık 68 milyon kök kenevir ele geçirdik" Sadece bu yıl içinde Diyarbakır’da tüm terör örgütlerine yönelik 3 bin 671 operasyon gerçekleştirdiklerini belirten Yerlikaya, "10 terörist etkisiz hale getirildi. 831 şahıs gözaltına alındı. Bu mücadelemiz kararlılıkla devam ediyor. Sadece bu yıl içinde Diyarbakır’da zehir tacirlerine yönelik 2 bin 514 operasyon düzenledik. Bin 64 şahıs gözaltına alındı, bunlardan 501’i tutuklandı. Yine bu dönemde Diyarbakır’da 14 tona yakın esrar, yaklaşık 68 milyon kök kenevir ele geçirdik. Bu yılın ilk 8 ayından itibaren, Diyarbakır’da işlenen evden hırsızlık suçları geçen yılın aynı dönemine göre ne kadar azaldı biliyor musunuz? Yüzde 61. Geçen yılın Diyarbakır’da günde 4 hırsızlık yaşanırken bu rakam günde 1,5’a düştü. Kapkaç yüzde 75, iş yerinden hırsızlık yüzde 46 azaldı. Bu amaçla bu yıl içinde Diyarbakır’da organize suç örgütlerine yönelik 27 operasyon gerçekleştirdik. 170 şahsı gözaltına alındı, bunların 66’sını tutuklandı. 10 organize suç örgütü çökertildi ve adalete teslim edildi" dedi. "2023 yılında 16 milyar liralık bir tarımsal üretimi var" Son 22 yıllık dönemde Diyarbakır’a eğitimden sağlığa, turizmden sanayiye, ulaşımdan tarıma, enerjiden sosyal hizmetlere varıncaya kadar, toplamda 287 milyar 114 milyon TL yatırım yapıldığını belirten Yerlikaya, "Bugün sadece Dicle Üniversitesi’nde 40 bini aşkın öğrenci eğitim görüyor. 4 organize sanayi bölgesinde 474 iş yerinde 38 bin kişi istihdam ediliyor, çalışıyor. 2023 yılında Diyarbakır’dan 334 milyon doları aşkın bir ihracat gerçekleşti. Hava yoluyla 2023 yılında iç ve dış hatlarda toplam 13 bin 117 uçuş gerçekleşti. Ve toplamda 2 milyon 53 bin yolcu sayısına ulaşıldı. Tabii sadece bu değil; sadece 2023 yılı içerisinde yerli ve yabancı toplam 550 bini aşkın turist Diyarbakır’ı ziyaret etti. Bu şehrin tarihi ve doğal güzelliklerini gördü. Bir güzel gelişme de şu ki; gelen turistlerin konaklamalarında yüzde 40’lık bir artış söz konusu. Diyarbakır tarımsal üretim noktasında ülkemizin 10’uncu büyük şehri konumundadır. 2023 yılında 16 milyar liralık bir tarımsal üretimi var. Şu anda Dicle ve Kral Kızı Sulama barajları ve Silvan Barajı’nın tamamlanmasıyla sulanmakta olan 800 bin dönüm toprağa, 3,5 milyon sulanan toprak eklenecek. Peki böylece ne olacak? Tarımsal üretim 3 kat artacak. Ve ilave 400 bin kişiye istihdam imkânı sağlanacak" ifadelerine yer verdi. Programa, AK Parti milletvekilleri ve partililer katıldı.
Başkan Görgel: "5 ayda Elbistan’a 150 milyon TL’lik yatırım yaptık"
19 Eylül 2024 Perşembe - 12:41 Başkan Görgel: "5 ayda Elbistan’a 150 milyon TL’lik yatırım yaptık" Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel, “6 Şubat depremlerinin merkez üssü Elbistan’ımızı alt ve üstyapısıyla daha da ileriye taşımak için yoğun gayretimizi sürdürüyoruz. Geride bıraktığımız 5 ayda ilçemizde 150 Milyon TL’lik yatırımı tamamladık. Altyapı projelerimizle Elbistan’ın 100 yıllık geleceğini garanti altına alıyoruz. Büyükşehir Belediyesi olarak bakanlıklarımızın da destekleriyle Elbistan’da başladığımız ve planladığımız yatırımların toplam maliyeti 5,5 Milyar TL’nin üzerinde” dedi. Elbistan’ı ziyaret eden Görgel, muhtarlarla istişare toplantısına katıldı. Mahalle muhtarlarıyla bir araya gelen Görgel, mahallelerin ihtiyaçları ve planlanan yatırımlara ilişkin muhtarlarla istişarelerde bulundu. Muhtarlarla gerçekleştirilen toplantının ardından Başkan Fırat Görgel ve beraberindeki heyet, Elbistan Kaymakamı Muhammet Fatih Demirel’i ziyaret etti. Görgel ve beraberindeki heyet, Pınarbaşı Caddesi’nde kurulan yeni geçici iş yerlerinde de incelemelerde bulunarak esnaf ve vatandaşlarla bir araya geldi. Esnaflara hayırlı işler dileklerini ileten Başkan Görgel, vatandaşlarla da sohbet etti. Program kapsamında Elbistan Millet Bahçesi’ni de ziyaret eden Başkan Görgel, deprem sürecinde konaklama ve lojistik merkezi olarak kullanılan rekreasyon alanında Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen bakım ve onarım çalışmalarını yerinde inceleyerek son duruma ilişkin bilgiler aldı. Görgel, Elbistan’da Gerçekleştirilen Alt ve Üstyapı Çalışmalarını Yerinde İnceledi Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi tarafından Gürbüz Turak, Söğütlü ve Çilingir caddelerinde yürütülen asfalt çalışması, ilçe otogarında yapılan güçlendirme uygulamaları ve KASKİ koordinesinde Paşalık Caddesi’nde yürütülen altyapı imalatlarını yerinde inceleyen Başkan Fırat Görgel, çalışmalara ilişkin son bilgileri aldı. AK Parti Elbistan İlçe Başkanlığı’nı da ziyaret ederek partililerle bir araya gelen Başkan Fırat Görgel, son olarak STK temsilcileriyle düzenlenen istişare ve değerlendirme toplantısına katılarak Elbistan programını noktaladı. Elbistan’a 5 Ayda 150 Milyon TL’lik Yatırım Elbistan programına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Görgel, “Görevde 5 ayımızı geride bıraktık. İlçelerimizin öncelikli ihtiyaçlarına yönelik bir planlama yaptık ve ekiplerimiz sahada çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdürüyor. Sadece Elbistan’da 5 ayda 150 Milyon TL’lik alt ve üstyapı yatırımı gerçekleştirdik. Elbistan’a 15 bin ton yama, 41 kilometre içmesuyu hattı, 8 içmesuyu deposu ve 5 sondaj kuyusu kazandırdık. İlçemizin ihtiyaçları ve hemşerilerimizin talepleri doğrultusunda yeni yatırımlarımızı bir bir hayata geçiriyoruz” diye konuştu. Yeni Ulaşım Yatırımları, Geçici İş Yerleri ve Yeşil Alan Düzenlemesi Görgel açıklamalarının devamında, “Bugün Elbistan’ımızda Söğütlü, Çilingir ve Gürbüz Turak caddelerimizin asfaltına başlıyoruz. Toplam 4 kilometre uzunluğa sahip caddelerimize yaklaşık 15 bin ton asfalt atacağız. Bu ulaşım yatırımımızın maliyeti 40 Milyon TL. Bununla birlikte sadece Elbistan’da 20 bin ton yama ile yol yapım çalışmamız olacak. Bu yatırımımızın da maliyeti 50 Milyon TL. İlçe otogarımızda güçlendirme uygulamalarımız devam ediyor. 10 Milyon TL’lik yatırımla hayata geçirdiğimiz güçlendirme çalışmalarımızı tamamlayarak otogarımızı Kasım ayına kadar faaliyete almayı hedefliyoruz. Elbistan Millet Bahçemizi yeniliyoruz. Depremde barınma ve lojistik merkezi olarak hizmet veren tesis yeniden hemşerilerimizin kullanımına açılacak. Rezerv alan içerisinde kalan iş yerleri için geçici iş yerleri inşa ediyoruz” ifadelerini kullandı. “Elbistan’ımızın 100 Yıllık Altyapısını Garanti Altına Alacağız” Elbistan’da gerçekleştirilen ve planlanan altyapı yatırımlarına da değinen Başkan Fırat Görgel, “Elbistan, Afşin ve Ekinözü ilçelerimize Kurudere ve Sarımağara kaynağından içmesuyu ulaştıracağız. DSİ tarafından çalışmalar etaplar halinde sürdürülüyor. 540 Milyon TL’lik İlçe Merkezi İçmesuyu Şebeke Projesi’nde de çalışmalar başladı. Proje kapsamında Elbistan’a 227 kilometre içmesuyu hattı ve 5 adet terfi istasyonu inşa edeceğiz. İğde - Akbayır mahalleleri içmesuyu hattı yenileme projesi %80 oranında tamamlandı. 50 kilometre içmesuyu hattı, 1 adet içmesuyu deposu ve sanat yapılarını içeren projemizin de toplam maliyeti 30 Milyon TL. Diğer bir altyapı projemiz ise Kanalizasyon Kolektör Hattı. 370 Milyon TL’lik bir yatırım. 20 kilometrelik ana kanalizasyon hattı ve bağlantıları yapılacak. Yer teslimi yapıldı. İnşallah 2 yıl içerisinde bu çalışmamız da tamamlanacak. En büyük projelerimizden bir tanesi de Elbistan Kanalizasyon ve Yağmursuyu Projesi. İlçemiz için çok önemli bir yatırım. Yaklaşık 3 Milyar TL’lik bedelle ilçemizin tüm kanalizasyon ve yağmursuyu altyapısını yenilemiş olacağız. Proje kapsamında Elbistan’a toplam 218 kilometre kanalizasyon ve 41 kilometre yağmursuyu hattı kazandıracağız. Bu yatırımlarımızla Elbistan’ımızın 100 yıllık altyapısını garanti altına alacağız” dedi. Kuzey İlçelere Entegre Katı Atık Tesisi ve Asfalt Plenti Elbistan’da başlanan ve planlanan yatırımların maliyetinin 5,5 Milyar TL’nin üzerinde olduğunu vurgulayan Görgel, “Elbistan, Ekinözü, Göksun, Afşin ve Nurhak ilçelerimize hizmet verecek Kuzey İlçeleri Entegre Katı Atık Tesisi’nin yapımına başladık. 685 Milyon TL’lik bir yatırım. Bu kapsamda Elbistan’ın Nurhak Karayolu üzerindeki vahşi çöp depolama sahasını rehabilite ediyoruz. Gerek görüntü kirliliği gerekse çevre kirliliğine sebep olan alan bu kirlilikten arındırılacak ve bölge yeşil alana dönüşecek. Elbistan ilçemizle birlikte Ekinözü, Nurhak, Afşin, Göksun ve Andırın’a hizmet verecek asfalt üretim tesisi kuruyoruz. 6 ilçemizin asfalt ihtiyacını bu tesisle karşılayacağız. Bu asfalt plenti hem bizim maliyetlerimizi düşürecek hem de bu 6 ilçemize daha hızlı ve kaliteli hizmet sağlamış olacağız. 500 Milyonluk bir yatırım olacak. Ekiplerimiz çalışmalarına başladı. Büyükşehir Belediyesi olarak bakanlıklarımızın da destekleriyle Elbistan’da başladığımız ve planladığımız yatırımların toplam maliyeti 5,5 Milyar TL’nin üzerinde” diye konuştu.
Dışişleri Bakanı Fidan: "Lübnan’daki patlamalar savaşın bir uzantısı"
19 Eylül 2024 Perşembe - 12:30 Dışişleri Bakanı Fidan: "Lübnan’daki patlamalar savaşın bir uzantısı" Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Lübnan’da meydana gelen patlamaların devam eden savaşın bir uzantısı olduğunu ve bu gelişmelerin İsrail’in bölgedeki stratejik hamleleriyle doğrudan bağlantılı olduğunu ifade etti. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, konuk olduğu Editör Masası’nda açıklamalarda bulundu. Fidan, İsrail’in savaşın başından itibaren önce Gazze’ye odaklandığını, ardından Lübnan’a yönelmeye başladığını belirterek, bu durumun bölgedeki istikrarsızlığı daha da artırdığını söyledi. Fidan, Lübnan’daki patlamaların son günlerde yaşanan elektronik cihazlarla ilgili istihbarat operasyonlarıyla ilişkili olduğunu aktardı. Bu tür operasyonların istihbarat literatüründe "fırsat operasyonu" olarak adlandırıldığını ifade eden Fidan, özellikle İsrail’in Hizbullah’ın yapacağı teknik ve insan istihbaratı kaynaklı satın almaları önceden öğrenerek paravan şirketler aracılığıyla bu hedeflere müdahale ettiğini söyledi. Türkiye’nin Lübnan’a tıbbi destek sağlamaya hazır olduğunu belirten Bakan Fidan, Lübnan Başbakanı ile yaptığı görüşmede geçmiş olsun dileklerini ilettiğini ve Türkiye’nin her türlü yardıma açık olduğunu aktardı. Türkiye’nin Filistin meselesine yönelik iki devletli çözüm konusundaki çabalarını artırdığını vurgulayan Fidan, bu bağlamda İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi ile birlikte yürütülen çalışmaların önemine dikkat çekti. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edilen kararların Filistin’in uluslararası tanınması açısından kritik olduğunu ifade eden Fidan, 124 ülkenin Uluslararası Adalet Divanı’nın "İsrail işgal ettiği topraklardan bir yıl içerisinde çekilmelidir" kararını onayladığını hatırlattı. Fidan, bu durumun Filistin devletinin uluslararası platformda yeniden gündeme gelmesini sağladığını belirtti. Fidan, bölgedeki tırmanmanın sadece Filistinlilere değil, aynı zamanda İsrail’in geleceğine de zarar verdiğini dile getirerek, radikal bir yaklaşımın uzun vadede güvenlik tehditleri oluşturabileceğini vurguladı. Uluslararası toplumun bu duruma müdahale etmesi gerektiğinin altını çizen Fidan, aklıselim İsraillilerin de bu çılgınlığı durdurma iradesi göstermesi gerektiğini belirtti. Bakan Fidan, bölgedeki savaş riskinin yüksek olduğunu, çözüm için sürekli çaba gösterdiklerini ve diplomasi ile uluslararası iş birliğinin önemine dikkat çekti. Fidan, "Riskler, bölgesel bir savaşın ötesine geçme potansiyeline sahip. Biz, bu süreci dikkatle takip ediyor ve çözüm yollarını sürekli arıyoruz" dedi. "Siber güvenlik teşkilatının kurulmasıyla ilgili konu hükümetimizin de gündemine getirildi" Siber güvenlikle ilgili Türkiye’de kurumlarda büyük bir farkındalık var olduğuna dikkat çeken Bakan Fidan, "Burada biliyorsunuz Ulaştırma Bakanlığı bünyesinde bir genel müdürlüğümüz var aslında bu konuyla ilgilenen. Diğer taraftan Milli İstihbarat Teşkilatı siber güvenlikle ilgili konularda oldukça yetkin kabiliyetleri var. Emniyet Teşkilatımızda yetenek var. Şimdi esas itibarıyla müstakil bir siber güvenlik teşkilatının kurulmasıyla ilgili konu hükümetimizin de gündemine getirildi. Cumhurbaşkanımız Milli Güvenlik Kurulu’nda da yapılan tartışmalar neticesinde yani bunun artık olması gerektiği konusunda bir irade koydular. İnşallah çok yakın zamanda bunun hayata geçeceğini göreceğiz" diye konuştu. Esad ile görüşme Fidan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüşmeye hazır olduğuna yönelik açıklamalarını hatırlatarak, "Cumhurbaşkanımız bunun artık olmasına dair bir irade koydu" dedi. Görüşmelerin bir süredir dolaylı olarak devam ettiğini dile getiren Fidan, "İstihbari ve askeri çeşitli formatlarda görüştük. Bizim özellikle 2017’den itibaren Astana formatı ve Ruslarla yaptığımız askeri mutabakat neticesinde dondurulmuş bir savaş var artık, çatışma yok, sessizlik ortamı var. O zamandan beri belli konuların kalıcı çözümüne yönelik adımlar atılması gerektiğini düşündük" diye konuştu. Rejim ve muhaliflerin savaşında iki tarafın kendi anlaşabilecekleri bir siyasal çerçeve görmek istediklerini söyleyen Fidan, "Türkiye ile normalleşmeden önce yurtdışındaki milyonlarca Suriyeli mülteci düşünülmeli" dedi. Fidan, “Türkiye’nin istediği tarzda bir çözümün olması halinde diğer sorunları da Suriye’nin daha rahat çözeceğine inanıyorum” diye ekledi. Suriyelilerin 3 milyondan fazlasının Türkiye’ye geldiğini ifade eden Fidan, "5 milyonu orada rejim kontrolü dışında yaşıyor. Biz orada belli bir sistem kurmasaydık, 5 milyon Suriyeli daha gelirdi. Orada kendilerini güvende hissetmiyorlar" ifadelerini kullandı.
Bülent Tüfenkci’den Başkan Palancıoğlu’nun vizyon projesine övgü
19 Eylül 2024 Perşembe - 12:17 Bülent Tüfenkci’den Başkan Palancıoğlu’nun vizyon projesine övgü Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu, Önceki Dönem Gümrük ve Ticaret Bakanı ve AK Parti Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci’ye Kayseri’nin yeni sembol değeri Çarşı Melikgazi’yi gezdirerek yakın zamanda hayata geçecek olan projeyi tanıttı. Türkiye’den birçok belediye başkanının kendi illerine götürmek isteyecekleri Türkiye’nin yeni örnek projesini Önceki Dönem Gümrük ve Ticaret Bakanı ve AK Parti Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci’ye tanıtan Başkan Palancıoğlu, “ Önceki Dönem Gümrük ve Ticaret Bakanı ve Malatya Milletvekilimiz Sayın Bülent Tüfenkci’yi ağırlıyoruz. Çarşı Melikgazi’nin şu anda iç temizliği bitti, peyzaj düzenlemesi yapılıyor. Çok kısa sürede çalışmalarımız tamamlanacak ve yıl bitmeden Türkiye’den birçok vatandaşımızın katılımıyla güzel bir açılış töreni gerçekleştireceğiz. Kayseri’de 7 gün 24 saat hizmet verecek, gıda AVM şeklinde çalışacak güzel bir projeyi Türkiye’ye kazandırıyoruz. Türkiye’deki birçok belediye başkanı buraya gelecek ve bu projeyi kendi illerine götürmek isteyecekler. Dolayısıyla biz de sayın Bakanımızı buraya getirerek fikirlerini almak istedik. Kendilerine ziyaretlerinden dolayı teşekkür ediyoruz” dedi. Böyle bir projeye bütün şehirlerin ihtiyacı olduğunu belirten Önceki Dönem Gümrük ve Ticaret Bakanı ve AK Parti Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci, Çarşı Melikgazi’nin fonksiyonelliği, tasarımı, işlevselliğiyle ses getirecek bir proje olduğunu belirterek şunları ifade etti: “Öncelikle Kayseri’nin kalbi Melikgazi‘de bulunmaktan dolayı büyük bir onur duyuyorum. Melikgazi’nin de kalbi Çarşı Melikgazi olacak gibi görünüyor. Çarşı Melikgazi projesi Avrupa’da ve dünyada ses getirecek bir proje. Hem ziyaretçilerin hem de burada iş yapacak esnaflarımızın bütün ihtiyaçları düşünülerek tasarlanmış. Tasarımıyla ve fonksiyonelliğiyle de güzel bir çarşı ortaya çıkmış. Başkanımın ve ekibinin eline sağlık. Hem mimarisi hem yüksekliği hem de çevre düzenlemesiyle fark oluşturacak. Sadece Kayserililerin değil; Türkiye’de yolu Kayseri’ye düşen bütün vatandaşlarımızın uğrak yeri olacak. Doğrusu kendi seçim çevrem olan Malatya’da da böyle bir çarşının yapılmasının canı gönülden istiyorum. Öyle güzel projelere bütün illerin esasında ihtiyacı var. Bölgenin kapalı pazar ihtiyacının karşılanması, sağlıklı şartlarda gıda ürünlerinin satılması, ihtiyaç duyulan tüm gıda ürünlerinin bir yerde bulunması, hijyenik şartlarda, belediye denetimlerinin olduğu sağlıklı ortamda vatandaşların tüketim malları almaları bakımından önem arz ediyor. Başkanımızı düşüncesinden ve düşüncesini hayata geçirmesinden dolayı tebrik ediyorum. Melikgazililere, Kayserililere ve Türkiye’ye hayırlı olmasını temenni ediyorum. Başkanımız ve ekibine de ev sahipliğinden dolayı teşekkür ediyorum.”