POLİTİKA - 21 Kasım 2024 Perşembe 12:53

Dışişleri Bakanı Fidan: “İsrail’e silah ambargosu için Birleşmiş Milletler’de bir girişim başlattık”

A
A
A

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İsrail’e silah ambargosu uygulanması için Birleşmiş Milletler’de bir girişim başlattıklarını belirterek, "İsrail’i uluslararası toplum içinde tecrit etmek ve uluslararası toplumu harekete geçirmek için her türlü gayreti gösteriyoruz” dedi. Fidan, yeni ABD yönetimiyle milli çıkarlar doğrultusunda yapıcı bir diyalog kurmayı hedeflediklerini de söyledi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığının 2025 yılı bütçesine ilişkin sunum yapan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 360 derece dış politika anlayışıyla her kıtada ayak izi bulundurduklarını belirtti. Tehditlere karşı dururken fırsatları da değerlendirdiklerini ifade eden Bakan Fidan, “Barışta kararlı, bölgesinde güçlü ve dünyada saygın bir dış politika yürütmekteyiz. Kazandığımız tecrübeler, meselelere daha iyi mukabele etmemizi ve hedeflerimizi hayata geçirmemizi sağlamaktadır. Günümüz dünyasında artık uluslararası ilişkilerin çok boyutlu, çok katmanlı ve çok paydaşlı niteliği öne çıkmaktadır. Biz de dış ilişkilerimize bu perspektiften yaklaşmaktayız. Ülkemizin güvenlik, savunma, istihbarat, teknoloji, ekonomi, ticaret, enerji, ulaştırma, sağlık, kültür, turizm dahil birçok alandaki hedeflerini bütüncül olarak ele almaktayız. İlgili kurum ve kuruluşlarımızla yakın ve etkin bir eşgüdüm içinde çalışmaktayız. Bu yolda yüce Meclisimizin desteği bizim için son derece değerlidir” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin kuzeyde Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın, sınırda Suriye ve Irak’taki terör belasının ve güneyde İsrail’in İran’ı da içine alan bölgesel bir savaş çıkarma girişimlerinin istikrarsızlaştırıcı etkileri altında olduğunu aktaran Bakan Fidan, “Kara, hava, deniz ve uzayın yanısıra, siber alan beşinci savaş cephesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Sosyal medya ve siber ortam, mevcut tehditleri daha da derinleştirmektedir. Tüm bunların bilinciyle politika önerilerimizi oluşturmakta; devletimizin izleyeceği hareket tarzı ve ön alıcı adımları tespit etme, fırsatları ortaya koyma ve dış ilişkilerimizi güçlendirme yönünde azimle çalışmaktayız. Bu itibarla bu yılki bütçe kitapçığımızın başlığını ’Belirsizlikler Çağında Kararlı ve Güçlü Türk Dış Politikası’ olarak belirledik” dedi.

Türkiye’nin Filistin halkının yanında olduğunu ve soykırıma sessiz kalmadığını aktaran Fidan, “İsrail’in amacının savaşı bölgeye yaymak olduğuna başından beri dikkati çekmekteyiz. Yürüttüğümüz yoğun temaslarla bu gerçekliği her platformda dile getirdik. İki devletli çözüm haricinde bir yol olmadığını vurguladık ve bunu hayata geçirmek için daha ilk aylarda ‘garantörlük mekanizması’ önerisinde bulunduk. İslam İşbirliği Teşkilatı-Arap Ligi Filistin Temas Grubu, ülkemizin yönlendirmesi ve katkısıyla hayata geçirildi. Grup üyeleriyle birlikte ateşkesin sağlanması, insani yardımların ulaştırılması ve Filistin’in devlet olarak tanınması için 18 başkent ve uluslararası kuruluşta girişimde bulunduk. İsrail üzerinde baskı uygulamak üzere diplomatik çabalarımıza da hız kesmeden devam ediyoruz. Bu girişimler sayesinde bir yıl önce ateşkesten bahsetmekten çekinen ülkelerin bugün ateşkes ve ‘iki devletli çözüm’ savunucusu olduğunu görmek memnuniyet verici. Nitekim son dönemde İspanya, Norveç, İrlanda ve Slovenya dahil 9 ülke daha Filistin’i tanımıştır. Girişimlerimiz neticesinde Filistin, ilk kez BM Genel Kurulu’nda üye ülkeler arasında masada yer almıştır” diye konuştu.

“İsrail’e silah ambargosu için Birleşmiş Milletler’de bir girişim başlattık”

Temas Grubu olarak Ankara dahil çeşitli başkentlerde iki devletli çözümün uygulanması için toplantılar başlattıklarının altını çizen Bakan Fidan, şu ifadeleri kullandı:

“Uluslararası toplumu harekete geçirdik. Mayıs ayında İsrail’le ihracat ve ithalat işlemlerini hatırlayacağınız gibi durdurmuştuk. Ayrıca İsrail’e silah ambargosu uygulanmasının BM Güvenlik Konseyi tarafından gündeme alınmasını teminen Birleşmiş Milletler’de bir girişim başlattık. Bu çerçevede hazırlanan ortak mektup, 52 ülkenin ve İslam İşbirliği Teşkilatı ile Arap Ligi’nin imzasıyla 1 Kasım’da BM Genel Sekreterliğine tevdi edilmiştir. İsrail’e silah satışının durdurulması için çabalarımızı sürdüreceğiz. İsrail’in uluslararası hukuk önünde hesap vermesini teminen, tüm uluslararası mekanizmaların işletilmesi için de gayret göstermekteyiz. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı’nda açtığı davaya müdahillik başvurumuzu 7 Ağustos’ta sunduk. Ekonomik bir platform olan D-8’in ilk kez siyasi bir gündemle Filistin için İstanbul’da toplanmasını sağladık. İsrail’in bazı ülkelerden temin ettiği diplomatik, ekonomik ve askeri yardımı da açıklıkla ortaya koyarak, bu ülkelere İsrail’e yardımlarını kesme çağrısında bulunuyoruz. İsrail’i uluslararası toplum içinde tecrit etmek ve uluslararası toplumu harekete geçirmek için her türlü gayreti gösteriyoruz.”

“Karadeniz’de ticari seyrüsefer emniyeti sağlanmasına dönük çalışmalara ağırlık verdik”

Türkiye’yi doğrudan etkileyen bir diğer çatışma alanının üç yıldır süregelen Rusya-Ukrayna savaşı olduğunu dile getiren Fidan, “Savaşın bölgesel ve küresel etkilerinin azaltılmasına ve ülkemize yönelik risklerini bertaraf etmeye yönelik çabalarımızı 2024 yılında da hız kesmeden sürdürdük. Küresel bir gıda krizinin önlenmesini sağlayan Karadeniz Girişimi ile yaklaşık 33 milyon ton tahıl ürününün dünyaya ulaştırılmasına vesile olmuştuk. 2024’te de gıda piyasalarının istikrarsızlığa sürüklenmemesi ve savaşın Karadeniz’e sıçramaması için Karadeniz’de ticari seyrüsefer emniyeti sağlanmasına dönük çalışmalara ağırlık verdik. Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın sona erdirilmesi konusunda tüm barış girişimlerine destek verirken, her iki tarafın da yer aldığı kalıcı çözümün gerekliliğini dile getirdik. Taraflarla sürdürdüğümüz düzenli siyasi diyaloğumuz ve adil aracı rolümüzle, barışın sağlanması için yoğun çalışan bir ülkeyiz. Kırım Tatarları başta olmak üzere siyasi tutukluların, savaş esirlerinin ve sivillerin ailelerine kavuşturulması için girişimlerimizi sürdürdük” dedi.

Suriye’ye yönelik politikalarının ana unsurlarının terör unsurlarının temizlenmesi, ülkenin birlik ve toprak bütünlüğünün korunması, siyasi süreçte ilerleme sağlanması, ayrıca Suriyelilerin güvenli ve gönüllü bir şekilde ülkelerine dönmesinden oluştuğunu aktaran Fidan, “Terör örgütü PKK/YPG/SDG’nin hiçbir meşruiyeti olmayan sözde ‘yerel seçim’ tertipleme gayretlerini kararlı duruşumuz sayesinde akim bıraktık. Bu tür girişimlere önümüzdeki dönemde de izin vermeyecek, bölücü terör örgütüne karşı mücadelemizi tavizsiz devam ettireceğiz. Nitekim, 23 Ekim’de TUSAŞ’a gerçekleştirilen hain saldırının ardından Suriye’nin kuzeyindeki terör hedeflerine yönelik hava harekatımız bu kararlılığımızın göstergesidir. Sahada sükunetin devamı amacıyla Rusya ve İran ile Astana Platformu çerçevesindeki çabalarımız önemlidir. Bir yandan da ABD ile Suriye konusunda başlattığımız istişareleri sürdürmekteyiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın stratejik bir yaklaşımla önerdiği diyaloğun rejim tarafından Suriye halkının yararını önceleyecek bir yaklaşımla değerlendirilmesi temel beklentimizdir” diye konuştu.

“Türkmen soydaşlarımızın hak ve menfaatlerini koruma yönündeki girişimlerimizi de sürdüreceğiz”

Irak’ın Ortadoğu’daki şiddet sarmalının içine çekilmemesi gerektiğini vurgulayan Bakan Fidan, “Irak’ın güçlendirilmesi ve yeniden inşa çabalarına en önemli desteği ülkemiz vermektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın nisan ayında Irak’a gerçekleştirdikleri ziyaret, ilişkilerimizde kritik bir dönüm noktası teşkil etmiştir. Ziyarette ilişkilerimizin kurumsal çerçevesinin güçlendirilmesi için 27 hukukî belge imzalanmıştır. Doğal ortağı olduğumuz Kalkınma Yolu Projesi’ne tam destek veriyoruz. 2024 yılında Irak’la güvenlik ve terörle mücadele odaklı temaslarımızı yoğunlaştırdık. PKK’nın Irak tarafınca ’yasaklı örgüt’ ilan edilmesi kritik bir adımdır. Irak’ın PKK’yı resmen ’terör örgütü’ olarak tanıması ve topraklarından tamamen tasfiye etmesi yönündeki beklentimiz bakidir. Meşru güvenlik endişelerimiz karşılanmadıkça, uluslararası hukuka uygun olarak icra ettiğimiz terörle mücadele operasyonlarımız hız kesmeden devam edecektir. Diğer yandan, Türkmen soydaşlarımızın hak ve menfaatlerini koruma yönündeki girişimlerimizi de sürdüreceğiz” ifadelerine yer verdi.

“Yeni ABD yönetimiyle milli çıkarlarımız doğrultusunda yapıcı bir diyalog kurmayı hedefliyoruz”

Türk savunma sanayiinin kaydettiği gelişimin birçok uluslararası aktörle tesis edilen savunma işbirliğinin de itici gücünü oluşturduğunu belirten Bakan Fidan, şöyle devam etti:

“Müttefiklik ilişkileriyle bağdaşmayan ülkemize yönelik yaptırım ve kısıtlamaların kaldırılmasıyla ilgili taleplerimizi, temaslarımızda güçlü ve ısrarlı biçimde gündemde tutmaktayız. Çalışmalarımızın neticelerini almaya başlamaktan memnuniyet duyuyoruz. Bu kapsamda, yıl içinde Kanada ve Norveç ülkemize yönelik kısıtlamaları kaldırma kararı almıştır. Almanya’yla yürüttüğümüz süreç de olumlu istikamette ilerlemektedir. ABD yönetimiyle yıl boyunca temaslarımızda PKK/YPG/SDG ile işbirliği, FETÖ’ye yönelik tutum ve tek taraflı yaptırımların ilişkilerimize zarar verdiğini her fırsatta vurguladık. Ekonomi, ticaret, enerji, iklim, savunma, terörle mücadele, bölgesel konuları kapsayan Stratejik Mekanizma çerçevesinde gerçekleştirdiğimiz istişarelerle diyaloğumuzu güçlendirdik. F-16 tedarik talebimizi sözleşme ile sonuçlandırdık. Yeni ABD yönetimiyle milli çıkarlarımız doğrultusunda yapıcı bir diyalog kurmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

Yurt dışında yaşayan vatandaşların, soydaşların Türkiye ile bağlarını ve çıkarlarını koruma yönündeki çalışmaların kararlılıkla ve titizlikle yürütüldüğünün altını çizen Fidan, “70’in üzerinde farklı konuda konsolosluk hizmetiyle vatandaşlarına en fazla sayı ve çeşitlilikte konsolosluk hizmeti sunan ülkelerden biriyiz. 2024 yılının başından beri 2,5 milyonu aşkın konsolosluk işlemi gerçekleştirilmiştir. Aynı dönemde 45 farklı şehirde 35 gezici konsolosluk hizmeti verilmiştir. Bakanlığımızın konsolosluk çağrı merkezi, yurt dışındaki vatandaşlarımızın ana başvuru merkezi haline gelmiştir. Bu merkez, 2024 yılı başından beri 660 bini aşkın çağrı yanıtlamıştır. Merkez, vatandaşlarımızın Lübnan ve Filistin’den tahliyesi sürecinde de etkin şekilde çalışmıştır. Lübnan’daki olaylar akabinde iki gemimiz ivedilikle tahliye çalışmalarına yönlendirilmiş, havayoluyla da seferler organize edilmiştir. Bakanlığımız, ikili ilişkilerimizin gelişmesine sekte vurmayan, ancak milli güvenliğimizi de gözeten akılcı bir vize politikası uygulamaktadır. Öte yandan, vatandaşlarımızın vize konusunda yaşadığı zorluklar Bakanlığımızca yakından takip edilmekte ve ilgili ülkelerin somut adımlar atmaları için çözüm önerileri getirilmektedir” dedi.

Türkiye’nin dünyada toplam 261 misyon ile en geniş dış temsilcilik ağına sahip ilk üç ülke arasında yer aldığını belirten Bakan Fidan, dünya ölçeğinde bir Dışişleri Bakanlığı olma anlayışıyla 2024’te bakanlık bünyesinde fiziki, organizasyonel, hukuki, teknik ve personel alanlarında düzenlemeler gerçekleştirdiklerini kaydetti. Dışişleri Bakanlığı çerçevesinde ikili ekonomik ilişkilere ve savunma sanayii ilişkilerine odaklı ayrı birimler oluşturduklarını dile getiren Fidan, birçok ülkenin Dışişleri Bakanlığı yapısında olduğu üzere bakanlıkta da “diplomatik güvenlik” konusuna odaklanacak ve bilgi güvenliği, personel güvenliği, fiziki güvenlik alanlarının güçlendirilmesine çalışacak ayrı bir yapıyı da hayata geçirdiklerini söyledi.

2024 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a refakaten 10’u çok taraflı toplantı olmak üzere toplam 16 yurt dışı ziyareti, 27’si çok taraflı toplantıya katılım olmak üzere toplam 58 yurt dışı ziyaret gerçekleştirdiklerini belirten Bakan Fidan, “Yurt içinde ise 142 görüşme ve kabul düzenledik, 103 telefon görüşmesi gerçekleştirdik. Çeşitli kurum ve kuruluşlarımızla 308 eşgüdüm faaliyeti düzenledik” dedi.

“Tasarruf tedbirlerine uyarak etkin şekilde kullandığımız bütçemizin gerçekleşme oranı yüzde 97’dir”

Dışişleri Bakanlığı’na tahsis edilen bütçeyi etkili ve verimli bir şekilde kullandıklarını belirten Fidan, “2023 yılı kesin hesabına göre, Bakanlığımıza toplam 17,8 milyar TL ödenek tahsis edilmiştir. Yılsonu harcamamız 17,3 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Dolayısıyla, tasarruf tedbirlerine uyarak etkin şekilde kullandığımız bütçemizin gerçekleşme oranı yüzde 97’dir. Bakanlığımızın 2023 yılına ait kesin hesabı mali mevzuatta belirlenen şekilde hazırlanarak Hazine ve Maliye Bakanlığı’na iletilmiştir. Kesin hesap cetvelleri bir kitapçık olarak da Komisyonumuzun bilgisine sunulmuştur” dedi.

2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’ni açıklayan Bakan Fidan, “Bakanlığımıza 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’nin 39 milyar 35 milyon 706 bin ödenek tahsis edilmesi öngörülmektedir. Ayrıca 6,1 milyar TL’si Ulusal Ajans ve AB programlarına katılım olmak üzere AB Başkanlığı için 6,8 milyar TL, Türk Akreditasyon Kurumu için 394 milyon TL tutarında ödenek de Komisyonumuzun onayına sunulmuş durumdadır” diye konuştu.

Oğuzhan Halil Özbek - İbrahim Berat Yılmaz

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Kadına şiddete karşı 10 bin 10 çınar yaprağından gelinlik Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nde kadın çalışanlar, kadın ve çocuk cinayetlerine tepki göstermek için 10 bin 10 çınar yaprağından “Uyanış” adını verdikleri gelinlik tasarladı. Kadınlar son dönemde toplum vicdanını derinden yaralayan Narin, İkbal ve Ayşenur’u da andı. Balıkesir Büyükşehir Başkanı Ahmet Akın, Türkiye’nin kanayan yarası olan bu konuya dikkat çektiği için kadın personele teşekkür etti. Kadın ve çocuk cinayetlerine karşı tepkiler giderek büyürken Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı’nın katkılarıyla 15 BALMEK personeli, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününde farkındalık oluşturmak amacıyla 10 bin 10 adet çınar yaprağı kullanarak gelinlik tasarladı. “Uyanış” adı verilen gelinliğin tasarımında güç sembolünün aksine kırılganlığa vurgu yapmak amacıyla çınar yaprağı kullanılırken baş kısmında kullanılan ip esirliği, yüz kısmında parçalanmış çınar yaprakları ise yok oluşa giden kadının çığlığını temsil ediyor. Kadın çalışanları ziyaret edip bu farkındalık çalışmalarından dolayı tebrik eden Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, “Biz, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi olarak Balıkesir’den büyük bir sesle kadın cinayetlerine “Hayır” diyoruz. Bu ilkel vahşete “Dur” diyoruz” dedi. Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesiyle kadın ve çocuk cinayetlerinde artış yaşandığına vurgu yapan Akın, “Bugün, İstanbul Sözleşmesi’ne daha çok ihtiyacımız var” dedi. 10 bin 10 çınar yaprağı Uyanışı tasarlayan kadın personeli ziyaret eden Başkan Akın, “En büyük hayalimiz, hedefimiz güvenli bir Balıkesir. Kadınların güven içinde yaşadığı; evlatlarımızın, kardeşlerimizin güven içinde işlerine, okullarına gittiği ve yaşadıkları güzel ortamların oluşturulduğu güvenli bir Balıkesir için çalışıyoruz. Burada da bizim BALMEK çalışanları 10 günde 15 kişiyle 10 bin 10 yapraktan oluşan bir çalışmayla sembolize ettiler. Emeği geçen bütün çalışma arkadaşlarımı tebrik ediyorum” dedi. Narin, Ayşenur ve İkbal unutulmadı Son dönemde art arda meydana gelen kadın cinayetleri ve çocuk istismarı vakalarıyla toplumun derinden sarsıldığını söyleyen Akın, “Balıkesir’de kendi bölgemizde bunların yaşanmaması için bir seferberlik içindeyiz. Ağzı süt kokan küçük bebeklerimiz, ilkokul çağındaki evlatlarımız, hayatının baharındaki genç kadınlarımız hayattan koparılıyor. Her biri toplumsal çürümenin ve geri kalmışlığın olduğu ilkel güç hegemonyasının vahşetine kurban gidiyorlar maalesef. Henüz 8 yaşında aramızdan ayrılan Narin. Şu anda okul sıralarında kalemleriyle yazı yazması lazımdı. İstanbul’da vahşice katledilen Ayşenur ve İkbal’in yaşayacak çok daha güzel günleri olmalıydı Binlerce kadın hava gibi, su gibi en temel hakkı olan yaşamaktan koparıldı. Bu bir utanç meselesidir. Bu utanç bütün bir topluma ama en başta da toplumu idare eden ve kanun koyanlara aittir. Burada belki de kanun kaldıran demek daha doğru olacak” diye konuştu. "İstanbul Sözleşmesi’ne daha çok ihtiyaç var" Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini de eleştiren Akın, bu durumun kadın cinayetlerini arttırdığını söyledi. İstanbul Sözleşmesi’nin devreye girdiği yıl, kadın cinayetlerinde gözle görülür bir seviyede azalma olduğunun gözlemlendiğini ifade eden Akın, “Türkiye’nin sözleşmeden çekildiği 2021 yılında 280 kadın cinayete kurban gitti. Bunu takip eden 2022 yılında kadın cinayetleri bunun üzerine yaklaşık yüzde 20 artarak 334’e çıktı. 2024’ün ilk altı ayında 205 kadın bir erkek tarafından katledildi. Bunlar birer rakam değil, bunlar birer can, birer hayat. Bu kadın cinayetleri toplumsal bir çöküşü, ahlakî bir çöküşü gözler önüne seriyor. Bugün İstanbul Sözleşmesi’ne öncesinden daha çok ihtiyacımız var” şeklinde konuştu. "Balıkesir’den haykırıyoruz" “Balıkesir Büyükşehir Belediyesi olarak Balıkesir’den büyük bir sesle kadın cinayetlerine “Hayır diyoruz” diyen Akın, “Bu ilkel vahşete ’Dur’ diyoruz. Bunun için de başta toplumsal farkındalık gerekiyor. Yerel yönetimler de bu konuda elindeki tüm imkânları seferber etmek zorunda. Biz de bu konuda seferberlik ilan etmiş durumdayız. Büyükşehir Belediyesi olarak kadınların bu çığlığını yürekten hissediyoruz ve duyuyoruz. Bu yok oluşa izin vermiyoruz ve ’Kadına Şiddete Hayır’ diyoruz. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi olarak ilk günden bu yana kadınlarımızın iş hayatında da sosyal hayatta da yoğun olması için çalışmalarımızı artırdık. Pozitif ayrımcılık ilkesiyle sürdürdüğümüz bu çalışmalarımız, ta ki Narinler, Sıla bebekler, Ayşenurlar, İkballer bu memlekette güven ve huzur içinde yaşayana kadar ve bir erkek vahşetine kurban olmayana dek devam edecektir. Balıkesir’den tüm Türkiye’ye ’Kadına Şiddete Dur’ diye haykırıyoruz” ifadelerini kullandı. Gelinliğin yapımında emeği geçen kadınlar ise duygularını şöyle anlattı: ’Çınar kadar güçlü’ Uyanış projesinin içerisinde olmaktan gurur duyduğunu söyleyen Remziye Adın, “Ben de kadınım. Çınar ağacı çok güçlüdür ama yaprakları kurudukça kırılganlaşır. Kadın da öyle. Çok güçlüyüz. Kırılgan bir yönümüz de var. Çok emek harcadık. Sesimizi duyurmak istedik” dedi. BALMEK’te eğitmen olan Figen Gökçe, “Balıkesir pullusu eğitmeniyim. Pul gelenekselimizi, çınar yaprağıyla köklendirdik. Çınar yaprağının üzerindeki domates gülüyle kadına şiddeti simgeleyelim dedik. Onu örtelim, kadını ışıldatalım dedik. Çınar yaprağıyla birlikte domates gülünü birleştirdik. Son zamanlarda çocuklara ve kadınlara yapılanlardan dolayı artık bir yerden sonra hepimizin dur demesi gerekiyor” dedi. Gelinliğin yapraklarının toplanmasından, boyamasına ve yapıştırmasına kadar ciddi emek verildiğini belirten Senem Duman, “Her bir yaprak öldürülen kadınlarımızı temsil ediyor. Türkiye’de kadına şiddete bir denmesi gerekiyor. BALMEK ailesi olarak ses vermek istedik” diye konuştu. Her anlamda güçlü kadın Yaprakların toplanması ve ütüleme aşamasında yer alan Hüsniye Tosun, “Bu elbiseyi yaparken kadınlarımızı ve çocuklarıma karşı işlenen suçlara tepki göstermek için tasarladık. Tek istediğimiz hiçbir kadının ve çocuğumuzun öldürülmemesi. Onlara daha çok sahip çıkalım” dedi. Öznur Taşyürek ise şöyle konuştu: “BALMEK ailesi olarak her zaman ve her anlamda kadınlarımızın yanındayız. Bu gelinlik bizim birliğimizin ve gücümüzün sonucu. Sesimizi çıkarak “Şiddete ve cinayetlere dur diyoruz.” Özlem Avcı, ise, “Her yaprağı yapıştırırken öldürülen kadınlarımız aklıma geldi. Her kötü haber duyduğumuzda derin üzüntü duyuyorum. Çocuklarımıza da kadınlarımıza zarar gelmesin” dedi.
Balıkesir Kadına şiddete karşı 10 bin 10 çınar yaprağından gelinlik Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nde kadın çalışanlar, kadın ve çocuk cinayetlerine tepki göstermek için 10 bin 10 çınar yaprağından “Uyanış” adını verdikleri gelinlik tasarladı. Kadınlar son dönemde toplum vicdanını derinden yaralayan Narin, İkbal ve Ayşenur’u da andı. Balıkesir Büyükşehir Başkanı Ahmet Akın, Türkiye’nin kanayan yarası olan bu konuya dikkat çektiği için kadın personellere teşekkür etti. Kadın ve çocuk cinayetlerine karşı tepkiler giderek büyürken Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı’nın katkılarıyla 15 BALMEK personeli, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününde farkındalık oluşturmak amacıyla 10 bin 10 adet çınar yaprağı kullanarak gelinlik tasarladı. “Uyanış” adı verilen gelinliğin tasarımında güç sembolünün aksine kırılganlığa vurgu yapmak amacıyla çınar yaprağı kullanılırken baş kısmında kullanılan ip esirliği, yüz kısmında parçalanmış çınar yaprakları ise yok oluşa giden kadının çığlığını temsil ediyor. Kadın çalışanları ziyaret edip bu farkındalık çalışmalarından dolayı tebrik eden Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, “Biz, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi olarak Balıkesir’den büyük bir sesle kadın cinayetlerine “Hayır” diyoruz. Bu ilkel vahşete “Dur” diyoruz.”dedi. Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesiyle kadın ve çocuk cinayetlerinde artış yaşandığına vurgu yapan Akın, “Bugün, İstanbul Sözleşmesi’ne daha çok ihtiyacımız var” dedi. 10 bin 10 çınar yaprağı Uyanışı tasarlayan kadın personelleri ziyaret eden Başkan Akın, “En büyük hayalimiz, hedefimiz güvenli bir Balıkesir. Kadınların güven içinde yaşadığı; evlatlarımızın, kardeşlerimizin güven içinde işlerine, okullarına gittiği ve yaşadıkları güzel ortamların oluşturulduğu güvenli bir Balıkesir için çalışıyoruz. Burada da bizim BALMEK çalışanları 10 günde 15 kişiyle 10 bin 10 yapraktan oluşan bir çalışmayla sembolize ettiler. Emeği geçen bütün çalışma arkadaşlarımı tebrik ediyorum” dedi. Narin, Ayşenur ve İkbal unutulmadı Son dönemde art arda meydana gelen kadın cinayetleri ve çocuk istismarı vakalarıyla toplumun derinden sarsıldığını söyleyen Akın, “Balıkesir’de kendi bölgemizde bunların yaşanmaması için bir seferberlik içindeyiz. Ağzı süt kokan küçük bebeklerimiz, ilkokul çağındaki evlatlarımız, hayatının baharındaki genç kadınlarımız hayattan koparılıyor. Her biri toplumsal çürümenin ve geri kalmışlığın olduğu ilkel güç hegemonyasının vahşetine kurban gidiyorlar maalesef. Henüz 8 yaşında aramızdan ayrılan Narin. Şu anda okul sıralarında kalemleriyle yazı yazması lazımdı. İstanbul’da vahşice katledilen Ayşenur ve İkbal’in yaşayacak çok daha güzel günleri olmalıydı Binlerce kadın hava gibi, su gibi en temel hakkı olan yaşamaktan koparıldı. Bu bir utanç meselesidir. Bu utanç bütün bir topluma ama en başta da toplumu idare eden ve kanun koyanlara aittir. Burada belki de kanun kaldıran demek daha doğru olacak” diye konuştu. İstanbul sözleşmesine daha çok ihtiyaç VAR Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini de eleştiren Akın, bu durumun kadın cinayetlerini arttırdığını söyledi. İstanbul Sözleşmesi’nin devreye girdiği yıl, kadın cinayetlerinde gözle görülür bir seviyede azalma olduğunun gözlemlendiğini ifade eden Akın, “Türkiye’nin sözleşmeden çekildiği 2021 yılında 280 kadın cinayete kurban gitti. Bunu takip eden 2022 yılında kadın cinayetleri bunun üzerine yaklaşık yüzde 20 artarak 334’e çıktı. 2024’ün ilk altı ayında 205 kadın bir erkek tarafından katledildi. Bunlar birer rakam değil, bunlar birer can, birer hayat. Bu kadın cinayetleri toplumsal bir çöküşü, ahlakî bir çöküşü gözler önüne seriyor. Bugün İstanbul Sözleşmesi’ne öncesinden daha çok ihtiyacımız var” şeklinde konuştu. Balıkesir’den haykırıyoruz “Balıkesir Büyükşehir Belediyesi olarak Balıkesir’den büyük bir sesle kadın cinayetlerine “Hayır” diyoruz” diyen Akın, “Bu ilkel vahşete “Dur” diyoruz. Bunun için de başta toplumsal farkındalık gerekiyor. Yerel yönetimler de bu konuda elindeki tüm imkânları seferber etmek zorunda. Biz de bu konuda seferberlik ilan etmiş durumdayız. Büyükşehir Belediyesi olarak kadınların bu çığlığını yürekten hissediyoruz ve duyuyoruz. Bu yok oluşa izin vermiyoruz ve “Kadına Şiddete Hayır” diyoruz. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi olarak ilk günden bu yana kadınlarımızın iş hayatında da sosyal hayatta da yoğun olması için çalışmalarımızı artırdık. Pozitif ayrımcılık ilkesiyle sürdürdüğümüz bu çalışmalarımız, ta ki Narinler, Sıla bebekler, Ayşenurlar, İkballer bu memlekette güven ve huzur içinde yaşayana kadar ve bir erkek vahşetine kurban olmayana dek devam edecektir. Balıkesir’den tüm Türkiye’ye “Kadına Şiddete Dur” diye haykırıyoruz” İfadelerini kullandı. Gelinliğin yapımında emeği geçen kadınlar ise duygularını şöyle anlattı. Çınar kadar güçlü Uyanış projesinin içerisinde olmaktan gurur duyduğunu söyleyen Remziye Adın, “Ben de kadınım. Çınar ağacı çok güçlüdür ama yaprakları kurudukça kırılganlaşır. Kadın da öyle. Çok güçlüyüz. Kırılgan bir yönümüz de var. Çok emek harcadık. Sesimizi duyurmak istedik” dedi. BALMEK’te eğitmen olan Figen Gökçe, “Balıkesir Pullusu eğitmeniyim. Pul gelenekselimizi, çınar yaprağıyla köklendirdik. Çınar yaprağının üzerindeki domates gülüyle kadına şiddeti simgeleyelim dedik. Onu örtelim, kadını ışıldatalım dedik. Çınar yaprağıyla birlikte domates gülünü birleştirdik. Son zamanlarda çocuklara ve kadınlara yapılanlardan dolayı artık bir yerden sonra hepimizin dur demesi gerekiyor” dedi. Gelinliğin yapraklarının toplanmasından, boyamasına ve yapıştırmasına kadar ciddi emek verdiliğini belirten Senem Duman, “Her bir yaprak öldürülen kadınlarımızı temsil ediyor. Türkiye’de kadına şiddete bir denmesi gerekiyor. BALMEK ailesi olarak ses vermek istedik” diye konuştu. Her anlamda güçlü kadın Yaprakların toplanması ve ütüleme aşamasında yer alan Hüsniye Tosun, “Bu elbiseyi yaparken kadınlarımızı ve çocuklarıma karşı işlenen suçlara tepki göstermek için tasarladık. Tek istediğimiz hiçbir kadının ve çocuğumuzun öldürülmemesi. Onlara daha çok sahip çıkalım.”dedi. Öznur Taşyürek ise şöyle konuştu: “BALMEK ailesi olarak her zaman ve her anlamda kadınlarımızın yanındayız. Bu gelinlik bizim birliğimizin ve gücümüzün sonucu. Sesimizi çıkarak “Şiddete ve cinayetlere dur diyoruz.” Özlem Avcı, ise “Her yaprağı yapıştırırken öldürülen kadınlarımız aklıma geldi. Her kötü haber duyduğumuzda derin üzüntü duyuyorum. Çocuklarımıza da kadınlarımıza zarar gelmesin” dedi. (HT
Tunceli Minik öğrencilerden duygulandıran mektup: Şehit öğretmen Necmettin Yılmaz’ı unutmadılar Tunceli’nin Çemişgezek ilçesinde bir grup öğrenci, Öğretmenler Günü öncesinde şehit öğretmen Necmettin Yılmaz’ı ve ailesini unutmadı. Hayatlarındaki ilk mektuplarını şehit öğretmen Necmettin Yılmaz’ın ailesine yazan ve gönderen öğrencilerin mektup ve konuşmaları duygulandırdı. Çemişgezekli öğrenciler, Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde öğretmenlik yaparken, 2017 yılında ailesini ziyarete gittiği sırada hain terör örgütü PKK tarafından Tunceli’de şehit edilen Necmettin Yılmaz’ın ailesine ulaştırılmak üzere yazdıkları mektupları gönderdi. Konuşmasında Şehit Öğretmen Necmettin Yılmaz’ın ailesine arkadaşlarının selamını ileten beşinci sınıf öğrencisi Kerem Yılmaz, ‘’Ben Çemişgezek İstiklal Ortaokulu beşinci sınıf öğrencisiyim. Her öğretmenler gününde öğretmenlerimizin değerini bir kez daha anlıyorum. Yaşayan öğretmenlerimiz kadar şehit olmuş öğretmenlerimizin de bu özel gününü kutlamak istiyorum. Bu vesile ile Şehit Necmettin Öğretmenimizin ailesine buradan bir mesaj göndermek istiyorum. Öncelikle böyle bir evlat yetiştiren ailenin ellerinden öpüyorum. Bizi de evlatları gibi görmelerini kendilerinden rica ediyorum. Arkadaşlarımın da selamlarını iletiyorum. Yazdığım mektupta Necmettin Öğretmenimizin ne kadar güzel bir öğretmen olduğunu, ne kadar saygılı bir öğretmen olduğunu, ne kadar şefkatli bir öğretmen olduğunu yazdım. Buradan ailesine yine söylediğim gibi ellerinden öpüyorum. Böyle güzel bir evlat yetiştirdiğiniz için teşekkür ediyorum. Çemişgezek ilçemizden tüm arkadaşlarımın yerine de ailesine sevgi ve saygılarımı sunuyorum" dedi. ’’Ben de Necmettin öğretmen gibi öğretmen olmak istiyorum’’ Kendisinin de öğretmen olma hayalinin olduğunu aktaran üçüncü sınıf öğrencisi Elif Naz Polat, "Ben Çemişgezek İstiklal İlkokulu üçüncü sınıf öğrencisiyim. Duygularımı nasıl ifade edeceğimi bilemiyorum. Geleceğimi şekillendirmeye çalışırken, henüz 23 yaşında hayatına son verilen Necmettin öğretmeni ilk defa öğretmenimden duydum. Çok üzüldüm. Ben de Necmettin öğretmenin ailesine bir mektup yazdım acılarını dindirmek için. Necmettin öğretmen, ben daha bir yaşındayken şehit olmuş. Tıpkı annem gibi Necmettin öğretmen de bir köy okulunda zor şartlarda öğrencilerini yetiştiriyormuş. Çok iyi bir öğretmenmiş. Öğrencileri onu çok seviyormuş. Bende tıpkı Necmettin öğretmen gibi bir öğretmen olmak istiyorum. İdealleri uğrunda canını verebilecek bir öğretmen olmak istiyorum. Çemişgezek’teki bütün öğrenci arkadaşlarım adına söylüyorum. Hepimiz Necmettin Öğretmeniz" şeklinde konuştu. Vefalı ve anlamlı düşüncelerinden ötürü öğrencilerini tebrik eden Çemişgezek İlçe Milli Eğitim Müdürü Vural Berker ise ‘’24 Kasım Öğretmenler Günü sebebiyle, Çemişgezek ilçemizdeki öğrencilerimize şehit öğretmenimiz Necmettin Yılmaz’ın hayat hikayesi hakkında bilgiler verdik. Yaşamından bahsettik. Öğrencilerimizin Necmettin Öğretmenimiz hakkında bilgi sahibi olmalarını sağladık. Öğrencilerimizde hayatlarının ilk mektubunu Necmettin Öğretmenin ailesine yazıp göndermeyi planladılar. Bu vefalı düşüncelerinden dolayı öğrencilerimize çok teşekkür ederim" ifadelerini kullandı.
Kocaeli Dip çamuru projesine İspanya’da büyük ilgi Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin en önemli projelerinden biri olan dip çamuru temizliği, İspanya’da düzenlenen Sun&Blue Kongresi’nde yankı uyandırdı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından İzmit Körfezi’nin temizlenmesi amacıyla hayata geçirilen dip çamuru temizleme projesi, yurt dışında da büyük ilgi görmeye devam ediyor. Kocaeli Büyükşehir Belediye BaşkanI Tahir Büyükakın, dip çamuru projesini Azerbaycan’da düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda anlatmıştı. Dip çamuru projesi bu kez de İspanya’da düzenlenen Sun&Blue Kongresi’nde ilgiyle karşılandı. İspanya’nın Almeria şehrinde düzenlenen Sun&Blue Kongresi’nde söz alan Büyükşehir Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Mesut Önem, İzmit Körfezi’nin bütünleşik çevresel yönetimi açısından yapılan çalışmalar ile Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin yürüttüğü projeler hakkında sunum gerçekleştirdi. “Plajlarda Atık Yönetimi, Sürdürülebilir Sahil Şeridi için İnovasyon” panelinde konuşan Önem, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin inovatif çalışmalar ve projelerle mavi ekonomiye sağladığı katkıları paylaştı. Kongrede Büyükşehir yetkilileri, etkinlik boyunca sürdürülebilir çevre projelerini geniş kesimlere aktarma fırsatı buldu. Ayrıca sahillerde atık yönetimi ve sürdürülebilir kıyı projeleriyle daha temiz ve daha yaşanabilir bir çevre için yapılan çalışmalar hakkında da bilgiler verildi.