KÜLTÜR SANAT - 19 Temmuz 2023 Çarşamba 09:05

Hobi olarak başladığı deri sanatında 19 yaşında kendi atölyesini açtı

A
A
A

Osmaniye’de 19 yaşındaki Ayşe Aybüke Yurdalan, pandemi döneminde hobi olarak başladığı deri sanatında deprem sonrası kendi atölyesini açtı.

Diş hekimliği öğrencisi Ayşe Aybüke Yurdalan, çocukluğunda babasıyla birlikte hobi olarak uğraştığı deri sanatını pandemi döneminde geliştirip kendi ürünlerini yapmaya başladı. Zamanla deri çanta, kemer, cüzdan yaparak kendini geliştiren Yurdalan, deprem sonrası evde bulunan ürünlerini sergilemek ve deri sanatını insanlara sevdirmek için girişimleriyle atölye sahibi oldu.

Hobi olarak başladığı deri sanatında 19 yaşında kendi atölyesini açtı

Çocukluğundan itibaren deri sanatına merakı olduğunu ve pandemi döneminde kendini geliştirdiğine değinen Ayşe Aybüke Yurdalan, "Deri sanatıyla çocukluğumdan beri uğraşıyorum babam evde bu sanatı hobi olarak gerçekleştiriyordu. Deri sanatını babamdan öğrendim. Pandemi döneminde babam bu işi bana öğretti ürünler yapmaya başladım kendimi geliştirdim. Deprem zamanında yaptığım ürünlerin evde durmasını değil sergilenmesini istedim. Osmaniye’deki insanlara yaptığım ürünleri göstermek istedim. Bu atölyede kendi yaptığım ürünleri tanıtıyorum, kendi yaptığım cüzdanları, kemerleri, çantaları kişiye özel tasarımları tanıtıyorum genç bir girişimci olarak. Unutulmaya yüz tutmuş deri sanatını insanlara göstermek istedim. Deri sanatı güzel bir uğraş insanlar bilirse çok fazla sever diye düşünüyorum. Kendimi burada hem geliştirerek bu sanatı insanlara tanıtacak hem de satış yaparak kendime güzel bir alan açtım" dedi.

Kızının küçük yaşlardan beri deri sanatına ilgisi olduğuna değinen ve sonunda kendi atölyesini açtığını ifade eden baba Erdal Yurdalan ise, "8 yaşında dayımın yanında çırak olarak dericilikle uğraşmıştım evde hobi olarak bu işleri yapıyordum. Kızım küçükken yanımıza gelir derilerle uğraşır bana bir şeyler yap bana bileklik yap baba derdi, ben de yapardım. Sonra heveslendi biz de ona öğretmek istedik ve öğrettik. Kızım şimdi kendi ayaklarının üstünde duruyor. Deriyle ilgili her şeyi yapacak duruma geldi. Kendine küçük bir dükkan açtı kendisine hayırlı olsun. Hem insanlara bu sanatı taşımış olacak, göstermiş olacak. Bilindiği gibi unutulmaya yüz tutmuş bir sanat, artık kayboluyor. Deri de çok eski tarihlerden beri çok kadim bir sanat dalı, bunun unutulmasını istemiyoruz. Kızımın böyle bir atölye açmasından çok mutluyum gururluyum. Umarım bu sanatı geleceğe taşıyacak yeni nesillerden biri olacaktır" diye konuştu.

Hobi olarak başladığı deri sanatında 19 yaşında kendi atölyesini açtı

Müslüm Balko

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Aksaray’ın organik sarımsağına yurtdışından talep arttı Aksaray’da yıllardır organik olarak üretilen ve Rusya, Almanya gibi ülkelere ihraç edilen, özellikle ilaç firmalarında kullanılan sarımsağa talep arttı. Yurtdışında özellikle bazı kanser ilaçlarının hammaddesi olarak kullanılan sarımsağın bu yılki üretim bandı genişliyor. Nüfusunun yüzde 80’inin tarım ve hayvancılıktan geçimini sağladığı Aksaray’da yetiştirilen organik sarımsak yurtdışından da yoğun talep alıyor. Özellikle organik üretimiyle yurtdışındaki ilaç firmalarına sarımsak ihraç eden Aksaray’daki tamamen organik üretim sarımsağa talep arttı. Buna bağlı olarak Aksaray’daki organik sarımsak üretiminin bandı genişletilirken, Aydın Öngün (66) tarafından üretilen sarımsaklar bu yıl da Rusya, Almanya başta olmak üzere birçok ülkeye ihraç edilecek. Sarımsak üretiminde iç ve dış pazarıyla ilgilenerek babasına yardımcı olan Uğur Öngün (33), organik sarımsak üretimine yurtdışından talebin arttığını belirterek, “Çin’in sarımsağındaki insan dışkısı iddiasından sonra Avrupa ülkelerindeki özellikle ilaç sanayisi firmalarından bize talep aşırı derecede arttı. Özellikle İspanya ve Çin sarımsak konusunda çok ağırlıklıydı. Çin, dünyada rekabet edilemeyecek bir şekilde sarımsak üretimine sahip. Bu nedenle de Çin sarımsak üretimi dünyada en çok olan bir ülke. Ancak içerisinde, genetiğinde hayvan dışkısı çıkmıştı. Bu nedenle de Avrupa’da buna aşırı derecede tedirginlik başladı, insan sağlığına zararlı olduğu için. Çünkü Ortadoğu’dan ve Çin’den artık ürün almıyorlardı. Avrupa’daki bazı firmalar bizden ürettiğimiz ürünleri aldığı için şu an Çin’den alımını kesti. Çünkü Çin’deki üretim organik tarım olarak deniliyordu ama içerisindeki kalıntılardan organik olmadığını gösterdi. Bizim diktiğimiz sarımsaklar Çin’deki üretilen sarımsaklardan farklı bir çeşit” dedi. Kanser ilaçlarının hammaddesi olarak Aksaray’ın organik sarımsağı Organik sarımsağın değerlerinden bahseden Uğur Öngün, “Bu çeşide bağlı olarak da bizim besinlerimizin içerisindeki selenyum ve germanyum oranları çok yüksek. Halk dilinde selenyum ve germanyum bilinmeyebilir. Şöyle açıklayalım. Özellikle kanser hastalarında içerisindeki, kanser hastalarına kullanılan ilaçlarda kullanılan bir hammadde. Bunun biz organik olarak üretimini yapıyoruz. Sadece topraktan alınan besin ama bunun değerlerinin yüksek gelmesinin sebebinin biri de Aksaray’ın volkanik bölge olması, Tuz Gölü’ne yakın olması ve bazı kış mevsimlerinde eksi 10-15 dereceleri görmeleri sarımsaktaki gelişimi çok daha rahat etkiliyor. Yani ne kadar soğuk o kadar değeri yüksek çıkıyor. Ne kadar volkanik bölge ve Tuz Gölü’ne yakın olmasından dolayı da içindeki değerlerin yüksek çıkması. Bizim amacımız Türkiye’de organik tarımın yaygınlaşması, özellikle sarımsak noktasında. Çünkü insanlar ciddi anlamda tüketiyorlar. Bunun insan sağlığına çok faydalı olduğunu da biliyoruz. Doğal antibiyotik olarak geçiyor halk dilinde. Ama özellikle antibiyotik olarak kullanıldığı için doğal, tamamen organik olarak yetiştirme taraftarıyım ben. Şu anda da organik üretimimin bana çok artısı oldu. Özellikle yurtdışı pazarında çok aşırı derecede rağbet gördü, aşırı talep aldı bu yıl. İnşallah babam üretimi bu yıl biraz daha yükseltti. Bu yıl daha verimli olacağımızı düşünüyorum. Böylelikle Türkiye’nin ismini de daha çok duyuracağımızı düşünüyorum” diye konuştu.