POLİTİKA - 12 Ekim 2024 Cumartesi 15:06

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Genel Başkan Yardımcılarında bazı değişiklikler olabileceği gibi aynı şekilde kabinede de duruma göre değerlendirmelerimizi yaparız”

A
A
A

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim parti programı zaten sürekli olarak hep değişime tabidir. Ama bunun yanında da tabii idari mekanizmalarda, partimiz içerisinde bazı değişiklikler olabilir. Genel Başkan Yardımcılarında aynı şekilde değişiklikler olabilir. Kabinemizde biliyorsunuz iki arkadaşımız değişime tabi oldu. Şimdi bu yeni süreçte de hem Genel Başkan Yardımcılarında bazı değişiklikler olabileceği gibi aynı şekilde kabinede de duruma göre değerlendirmelerimizi yaparız. Orada da bazı değişiklikler olabilir” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Arnavutluk ve Sırbistan’a gerçekleştirdiği resmi ziyaretlerin ardından dönüşünde uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ziyaretimizin ilk durağı olan Arnavutluk’taki kardeşlerimize aziz milletimizin ve Türkiye’deki akrabalarının selamlarını götürdük. Değerli dostum Başbakan Sayın Edi Rama ile Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyimizin ikinci toplantısı vesilesiyle kapsamlı istişarelerimiz oldu. Ortak bildiriye ilaveten yükseköğretim, tarım, halkla ilişkiler ve medya alanlarında imzaladığımız belgelerle Türkiye-Arnavutluk dostluğunun sarsılmaz niteliğini teyit ettik. Görüşmelerimizde ayrıca FETÖ başta olmak üzere terör örgütleriyle ortak mücadele konusundaki kararlılığımızı bir kez daha vurguladık. Ziyaretim kapsamında Arnavutluk Cumhurbaşkanı Bayram Begay ile siyasi ve askeri alanlardaki ilişkilerimizi değerlendirdik. Bu görüşmelerimizin ardından Diyanet İşleri Başkanlığımız ve Diyanet Vakfımız tarafından Tiran’da inşa edilen Balkanların en büyük camisi olan Namazgah Camii’nin açılışını, değerli dostum Arnavutluk Başbakanı Sayın Edi Rama ile gerçekleştirdik.

Mimarisiyle, konumuyla, 8 bin kişilik kapasitesiyle ve diğer müştemilatıyla her açıdan sembol bir eser olan camimizin açılışında emeği geçen herkese, tüm kurumlarımıza tekrar teşekkür ediyorum. Bu vesileyle Arnavutluk’ta da Sayın Başbakan Edi Rama ile savunma sanayiine yönelik konuları etraflıca görüşme fırsatımız oldu." ifadesini kullandı.

Erdoğan, “ Sırbistan ile mevcut işbirliğimizi her alanda daha da geliştirme iradesini teyit ettik. İlişkilerimizi daha da ileriye taşıyacak 11 anlaşma imzaladık. İkili ticaretimizde ortak hedefimiz olan 5 milyar doları yakalamak için yapılabilecek çalışmaları ele aldık. Özellikle müteahhitlik alanında Türk iş adamlarının ve iş kadınlarının Sırbistan’da önemli yatırımlar gerçekleştirmeleri bizim için gurur vesilesi olmuştur. Sırbistan’ın firmalarımıza sağladığı destekten dolayı değerli dostum, Sırbistan Cumhurbaşkanı Vucic’e memnuniyetimi ifade ettim. Halklarımız arasındaki münasebetlerin her geçen gün artıyor olması ayrıca sevindiricidir. Geçtiğimiz yıl 200 bini aşkın vatandaşımız Sırbistan’ı ziyaret ederken, 400 bine yakın Sırbistan vatandaşının da ülkemizi tercih etmiş olmasından memnuniyet duyuyoruz. Üzerinde çalıştığımız, kimlikle seyahat imkanıyla birlikte karşılıklı turist sayılarını daha da artırmayı hedefliyoruz. Belgrad-Priştine diyalog sürecine desteğimizi bu vesileyle bir kez daha vurguladık. Balkanlar’da kalıcı istikrar ve huzurun sağlanması konusunda da üzerimize düşeni yapmaya hazır olduğumuzu ifade ettim. Bu düşünceyle Türkiye, Bosna Hersek, Sırbistan üçlü danışma mekanizmasına verdiğimiz önemi de teyit ettim” dedi.

“Bunlara karşı eli kolu bağlı duran bir hükümet yok”

Erdoğan, “İsrail’in bu saldırganlığı kulak ardı edilemez. Şu anda biz istihbarat teşkilatımızla A’dan Z’ye İsrail’in Türkiye’ye yönelik attığı veya atabileceği her türlü adımı tabii ki kontrol altında tutuyoruz. İsrail, sadece saldırdığı Filistin ve Lübnan’ın istikrarını hedef almıyor. Oradaki yangının çevreye etkilerinin olması için de uğraşıyor. Bunları bizim göz ardı etmemiz mümkün değil. Biz bütün bunların farkındayız. Elimiz kolumuz da bağlı durmuyoruz. Elbette toplumu tehdit eden her türlü riske karşı hükümetimizin tespit ve bertaraf etme çalışmaları var. Provokasyon peşinde koşanlar, kaos iştahı ile hareket edenler bugüne kadar hep karşısında bizi buldu. Bundan sonra da bulacak. Yalanı yok etmenin yolu doğruları bıkmadan, usanmadan söylemektir. Maalesef bazı siyasetçiler de birtakım politik çıkarlar uğruna bu algı operasyonlarına dahil olabiliyor. Hangi yola başvururlarsa vursunlar karşılarında başta istihbaratımız olmak üzere her an hükümetimizi, bizleri bulacaktır. Bunlara karşı eli kolu bağlı duran bir hükümet yok. Bunu benim milletim gayet iyi bilmelidir. Vatandaşlarımız sosyal medya başta olmak üzere birçok mecradaki organize yalanlara karşı son derece dikkatli olmalıdır. Her duyduklarına inanmamalı, resmi açıklamalara odaklanılmalıdır.

Bizim iç cephemize saldıran ve her maskeyi takabilen yapılara karşı birliğimizi müdafaa etmemiz son derece mühim. Milletimiz bunlara karşı sapasağlam durduğu müddetçe biz bunların tümüyle evelallah mücadele ederiz. Sokakları karıştırmaya teşebbüs edenleri buradan bir kez daha uyarıyorum, böyle bir hata yapmasınlar, bedelini ağır öderler” şeklinde konuştu.

“Gazze’deki soykırım herkesin önünde gerçekleşmiş ve insanlığın tarihi utançları arasındaki yerini almıştır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu utancın izlerini bugün İsrail denen siyonist terör örgütünün yanında duranlar, nesiller boyunca taşıyacaktır. Bizim en son millete seslenişte yaptığımız konuşmadaki bazı başlıklar hemen İsrail yayın organlarında yer aldı. Çok rahatsız olmuşlar. Benimle ilgili İsrail gazeteleri hemen manşet atmış. Biz onlardan izin alacak değiliz tabii ki. Gereğini yaptık, Allah tesirini halk etsin. Biz evlatlarını yitiren annelerin feryatlarını duyuyoruz. Ama siyonist İsrail’in böyle bir derdi yok. Onlar soykırıma devam edecekler. Biz de siyonist İsrail’in işledikleri suçları dünyanın gözüne soka soka anlatacağız.

Gururla söylemeliyim ki, ülkemde terör devletinin yaptıklarına karşı elhamdülillah büyük bir bilinç oluştu. Bunu kalıcı kılmak için ne gerekiyorsa yapacağız. Batılı ülkelerde de bu anlayışı geliştirmemiz şart. Bizler de İsrail soykırımının hesabını sormak için hukuk ve diplomasi zemininde ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz. Durmak yok, bu konuda yola devam diyoruz. İletişimin tüm mecralarını kullanıyoruz. Bunu da yine başta İletişim Başkanım olmak üzere yapmaya, iletişim mecralarını etkin şekilde kullanmaya devam edeceğiz” ifadelerinde bulundu.

“Suriye’deki iç savaşın başından beri Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılı olduğumuzu dile getirdim “

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onlara yenilerinin eklenmesine insanlık karşı çıkmalıdır. Suriye’deki iç savaşın başından beri Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılı olduğumuzu dile getirdim. Suriye’nin egemenliğini korumak için diplomatik yolların tümünü kullandık. Türkiye’nin attığı her adım, bölgedeki gerilimi azaltmaya, çözüm arayışlarına zemin hazırlamaya yönelik oldu. Bugün de diplomatik kanalların etkin kullanımı çatışmanın tırmanmasını engelleyebilir. Barışı ve huzuru katleden bir canavara dönüşen İsrail, karşısında insanlığı bulmalıdır. Biz Suriye’nin birliğini yeniden sağlaması, barışa ve huzura ulaşması için çalışmaya devam edeceğiz. Suriye’de adil, onurlu, kalıcı ve kuşatıcı bir barış ikliminin oluşması için çabalarımızı artıracağız. Biz, her yerde olduğu gibi Suriye’de de acil ve kalıcı bir barışı savunacak, barışın yanında duracağız. İsrail, bölgesel ve küresel barışa yönelik en somut tehdittir. Bu tehdidi dünya barışını koruma görevini üstlenenler sonlandırmalı ve barışı muhafaza etmelidir. Rusya, Suriye’yle müşterek hareket ediyor. İran’la ilgili konuda da Rusya, İran, Suriye, bütün bu üçlü mekanizma birlikte hareket ediyor. Diğer tarafta ise Amerika, İngiltere, Almanya’dan oluşan koalisyon güçleri bulunuyor. Koalisyon güçleri PKK/YPG terör örgütünün hamiliğine soyunmuş durumda. Suriye’nin toprak bütünlüğüne karşı en büyük tehdit oluşturan bu duruma karşı Rusya, İran ve Suriye’nin daha etkili tedbirler alması elzemdir. Benzer şartlar Irak’ta da yaşanmaktadır. Bu nedenle, bir yanda İsrail’in savaşı tüm bölgeye yayma çabaları, diğer yanda terör örgütlerinin bölücü ve yıkıcı faaliyetleri ortadayken, küçük çıkar hesaplarını bir kenara bırakarak dayanışma içinde bölgeyi kurtarmamız lazım. Yükümüz ağır, işimiz çok” dedi.

’İyi komşuluk formülün anahtarıdır’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2023 seçimleri sonrası Yunanistan ile Türkiye arasındaki mevcut kronik sorunu nitelikli bir müzakere yoluyla çözebilir miyiz diye bir anlayış başladı. Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’le birlikte bu sürece siyasi destek verdik ve Dışişleri Bakanlığımız bu konuyla ilgili kapsamlı bir çalışma başlattı. Sorunların tanımlanması, içeriğinin çizilip ortaya konması, belli çözümlerin bulunması konusunda iki tarafta da irade olması önemli. Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan Yunanistan’a gidecek, bu konularla ilgili görüşmeler yapacak. Tüm bu konuları, Ege ile ilgili bütüncül yaklaşımımız temelinde görüşeceğiz. Türkiye ile Yunanistan tarihsel bağları bulunan iki komşu ülkedir. İyi komşuluk esası iki ülkeye de kazandıracak formülün anahtarıdır. Türkiye ile Yunanistan ilişkileri, bu esas ekseninde inanıyorum ki daha güzel günlere doğru ilerliyor. Biz, başından beri iki ülkenin gündemindeki meselelere çözüm odaklı yaklaşıyoruz” dedi.

“Biz Sayın Bahçeli’nin ortaya koyduğu tavrı ülkemizin demokrasi mücadelesi için olumlu ve anlamlı buluyoruz”

Erdoğan, “Ortada net ve kararlı bir biçimde uzatılan bir el var. Biz Sayın Bahçeli’nin ortaya koyduğu tavrı ülkemizin demokrasi mücadelesi için olumlu ve anlamlı buluyoruz. Sayın Bahçeli, Türkiye’nin siyasi yapısında uzlaşma ve diyalog çağrısının önemine burada bir vurgu yapıyor. Dolayısıyla Sayın Bahçeli’nin bu attığı adım, bir kenara konulamaz. Biz yıllardır bunu dile getiriyoruz. Sayın Bahçeli’nin özellikle attığı bu adım bana göre, çok çok önemli bir adımdır. Sayın Bahçeli’den böyle bir adım beklemeyenler olabilir ama biz kıdemli bir siyasetçi olarak Sayın Bahçeli’nin böyle bir adımı atmasını garipsemedik. Önemli bir adım olarak gördük” şeklinde konuştu.

“Siyasetimizin temelinde, ülke meselelerinin geniş bir mutabakatla çözülmesi, toplumun farklı kesimlerinin de sürece dahil edilmesi yatıyor”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Temennimiz odur ki bundan sonraki süreçte de bu adımları atanların sayısı çoğalsın. Bu adımları atanların sayısı çoğaldıkça da inşallah yeni anayasa konusunda toplumsal mutabakatın tabanını genişletebiliriz. Siyasetimizin temelinde, ülke meselelerinin geniş bir mutabakatla çözülmesi, toplumun farklı kesimlerinin de sürece dahil edilmesi yatıyor. Bunu yıllardır dile getiriyoruz. Bölgemizdeki gelişmelere bakıldığında, ülkemizdeki huzur ve barış iklimini tahkim etmek, herkes için en hayırlısıdır. Terör örgütleriyle çevrelenmiş bir coğrafyada, Irak’ta gerilimlerin, Suriye’de iç savaşın yaşandığı, İsrail’in vahşileştiği bir dönemde içeride barışın tesisi önem kazanıyor. Biz Türkiye’de demokratik siyasetin alanını genişletmek için bugüne kadar tüm engellemelere, sabotajlara, haince planlara rağmen köklü adımlar attık. Ülkemizde demokrasiyi güçlendiren her adıma desteğimiz tamdır. Buna rağmen ’biz irademizi demokrasi dışı odaklara teslim ediyoruz, her adımımızı bu anlayışla atıyoruz’ demek, yapıcı bir yaklaşım olarak görülmez. Terörün her türlüsüyle mücadele eder ve karşısında yer alırız. Meseleleri terör dışı yöntemlerle ortadan kaldırmaya ise her zaman varız. Çünkü biz siyaseti, ülkemizin huzur ve birliğini güçlendirmek, milletimize hak ettiği kaliteli hizmetleri sunmak için yapıyoruz. Yeni anayasa çağrımız da bunun içindir. Türkiye’nin ayağına darbecilerin taktığı prangaları söküp atmanın yolu kapsayıcı, adil, sivil, özgürlükçü bir anayasa yapmaktan geçiyor” dedi.

’Şiddetin her türlüsü ile mücadele bizim görevimiz’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir devlet öncelikle vatandaşlarının güvenliğini, adalet ve ekonomik refahı temin etmelidir. Bunun için 22 yıldır ne gerekiyorsa yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Şiddetin her türlüsü ile mücadele bizim görevimiz ve bunun için elimizden gelenin ötesinde adımlar atıyoruz. Son dönemde yaşanan kimi cinayetler ve hadiseler milletimizin kendini güvende hissetme ve adalete olan inancını zedeleme eğiliminde. İnsanımız rahat olsun, toplumun huzurunu bozan, güvenliği tehdit eden kim olursa olsun cezasını çekecektir. Yaptığımız derin analizlerde şiddet olaylarını önlemede gerek işlevsel, gerek yapısal eksikliklerin tespiti halinde oraya müdahaleden çekinmeyiz. Bu noktada toplumumuzda cezasızlık algısına müsaade edemeyiz. Cezaların ıslah edici ve caydırıcı olması noktasında sorunlu alanlara neşter vuracak yasal düzenlemeler yapacağız. Hangi kurumda, hangi sistemde bir zafiyet varsa nokta atışlarıyla sorunu gidereceğiz. Emniyet, yargı, medya konularında atılacak adımlar olduğunu görüyoruz. Suça meyilli kişilerin tutuklu yargılanması esas olacak ve yargılamada da bu kişilerin bu durumları esas alınarak infaz işlemleri yürütülecek. Ceza infaz sisteminde yapacağımız değişikliklerle suç işleyen cezaevine mutlaka gireceğini bilecek. Bu konuda teknik çalışmaları gerek Adalet Bakanlığı gerek Türkiye Büyük Millet Meclisi grubumuz yapacak. Yapısal sorunlarla ilgili de incelemeler yapıyoruz. Suçla en etkin mücadeleyi sağlayacak yapısal değişikliklere de ihtiyaç duyulması halinde onların da adımını atacağız. Toplumda oluşturulmak istenen ’suçlular cezasız kalıyor, yapanın yanına kar kalıyor’ anlayışının doğru olmadığını vatandaşlarımız görecektir. Yargının hızlanması için yıllardır attığımız adımlar ortada. Burada mesafe aldık ancak ’geç gelen adalet adalet değildir’ anlayışı ile çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

“Türkiye’de 724 bin gıda işletmesi var. Bunlar her yıl Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından mutlaka bir kez denetlenir”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’de 724 bin gıda işletmesi var. Bunlar üretenler, satanlar, dağıtanlar. Bunlar her yıl Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından mutlaka bir kez denetlenir. Bu yıl denetimlerin sayısı 1 milyona yaklaştı. Tarım ve Orman Bakanlığımız bir sıkıntı tespit edildiği anda bunları elektronik olarak anlık takip edilebilecek bir hale getirdi. Sözünü ettiğiniz köftecideki denetimde Ankara’da iki şubede uygunsuz gıda tespiti yapılıyor. Savcılığa suç duyurusunda bulunuluyor. İtiraz süreçleri oluyor. Mahkeme Tarım Bakanlığımızın kararını önce iptal ediyor, Bakanlık tarafından bu karara itiraz edildiğinde bu kez itirazlar kabul ediliyor. Yargı süreci tamamlandığında ve kesinleştiğinde de bu denetim raporu yayımlanıyor. Bakanlığımızın yapmış olduğu idari işlemler de yargısal denetim altındadır. Herkesin de kendini savunma hakkı bulunuyor. Netice itibarıyla mahkeme nihai kararı veriyor, Bakanlık da denetimin sonucunu yayımlıyor. Bu denetimlerimiz devam edecek, devam ediyor. Sonuç itibarıyla gıda konusu hakikaten ciddiye alınması gereken bir husus” ifadelerinde bulundu.

“AK Parti’de bir değişim süreci var ve siz de defaatle bir yenilenme olacağını söylüyorsunuz. Peki değişim sadece kadrolarda mı olacak, yoksa parti programında, parti tüzüğünde bir değişim de görür müyüz?” sorusu üzerine Erdoğan, “Bizim parti programı zaten sürekli olarak hep değişime tabidir. Ama bunun yanında da tabii idari mekanizmalarda, partimiz içerisinde bazı değişiklikler olabilir. Genel Başkan Yardımcılarında aynı şekilde değişiklikler olabilir. Kabinemizde biliyorsunuz iki arkadaşımız değişime tabi oldu. Şimdi bu yeni süreçte de hem Genel Başkan Yardımcılarında bazı değişiklikler olabileceği gibi aynı şekilde kabinede de duruma göre değerlendirmelerimizi yaparız. Orada da bazı değişiklikler olabilir” dedi.

Cem Güney Kılıç

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Maralfalfanın ilk hasadı yapıldı Samsun’un Bafra Ovası’nda bir kez ekildikten sonra 10 ila 15 yıl boyunca hasat edilebilen ve boyu 60 günde 3 metreye ulaşan maralfalfa yem bitkisinin ilk hasadı yapıldı. Ekimi yapıldıktan sonra bir haftada çıkmaya başlayan, 45 günde kardeşlenme yaparak uzayan maralfalfa kaba yem bitkisi, Bafra’da yetiştiriliyor. Sürmeli Mahallesi’nde 30 dönümde organik olarak yetiştirilerek bir ilk gerçekleştiren Ahmet Yüksel, çelikleme konusunda da üreticilere yardım edebiliyor. İlk hasadı gerçekleştiren üretici Ahmet Yüksel, “ Şu anda ektiğimiz maralfalfa, pakchonk 1 imparator cinsi. Ürünümüzün tarlada ekimi karık içi 70 santim, karık aralığı 70 santim olmak üzere 1 dekara 2 bin adet çelik ekimi yapılıyor. İlk ekimden sonra kısa bir zaman içerisinde hasadımız yapılıyor. İlk hasatta beklenti tonaj olarak yaklaşık 5-6 ton, ondan sonra ki her hasat 45 ila 50 gün aralıklarla devam edip, kardeşlenme sayısı çoğalacağı için 5-6 tonluk hasadımız 7-8 ton, üçüncü biçimde 10 tonlara, yıllık olarak 1 dekardan ortalama 50-60 ton beklentimiz var. İlk kez Karadeniz Bölgesinde 30 dekarlık bir ekim gerçekleştirdik. Hayvancılığımıza sıfır maliyetli kaba yem bitkisi için bu yüksek proteinli maralfalfa olmazsa olmazımızdır. Bafra Ovamızda yaklaşık 30 çiftçimiz kendi çeliklerini yetiştirmek üzere çelikhanelerini kurdular. Birim fiyatını ben 10 liradan verdim. Maralfalfa çeliği satışı yapanlar 20-25 lira arasında bu çeliği satıyor. Ben 2025 yılında da 10 liradan devam edeceğim” dedi. Ürünün Bafra ve besiciler üzerindeki olumlu etkilerinden bahseden Bafra Ziraat Odası Başkanı Osman Tosuner, “Örnek çiftçilerin var olması sevindirici. Çiftçinin bunu kullanmasını tavsiye ediyorum. 2-3 ay içinde bu ürünün katkıları anlaşılır. Beside ve sütte hangisinin daha verimli olduğu o zaman geniş kapsamlı konuşulur. Hocalarımız ve çiftçilerin gerçekleştireceği bir söyleşinin de verimli olacağını düşünüyorum” diye konuştu. Maralfalfanın Bafra’da yetiştirilen 4. doğal yem bitkisi olduğuna dikkat çeken Süleyman Özata ise, “2010 yılında başlayan macera organik köyü başlangıcımızla beraber çevreye uyumlu, toprağa uyumlu, havaya uyumlu ürünlere gidiyoruz. Sürmeli’de Bafra’da Orta Karadeniz’de 4. Organik ürün, maralfalfa. Bu maralfalfa çok yıllık bir bitki olup büyük baş hayvanlarda kaba yemde çok faydasının olduğuna inandığımız bitki. İlk hasadını bugün yapıyoruz. İnanıyorum ki sütte, ette ve büyük-küçükbaş hayvan yetiştirmede tarımsal alanda çok büyük katkısı olacak. Bizler buna inandık, inandığımızı ispat için varız. Şu anda ilk biçimde güzel bir randıman aldık. İkinci, üçüncü biçimi de yapacağız. İlk bakımından sonraki hizmeti çok önemli. 50 günden sonra rahat bir biçim olacak. Senede 3 defa biçeceğiz ve mısıra alternatif, ota alternatif, yeme alternatif bir şey olacak. Biz ette, sütte sıfır maliyet diyoruz. O sıfır maliyet için Sürmeli’de başlattığımız bu ürünü yetiştirmeye kararlıyız. Türkiye’nin besiciliğinin kurtuluşu maralfalfada diyebilirim” şeklinde konuştu.
Balıkesir Balıkesir’de spor salonu krizi Balıkesir’de spor kulüplerinin okul spor salonlarına girememesi krize neden oldu. Balıkesir’de basketbol ve voleybol alanında faaliyet gösteren 10 spor kulübü yaşanan olaylara tepki göstererek, önümüzdeki hafta başlayacak olan maçlara çıkmama kararı aldı. İlk kez böyle bir kriz yaşadıklarını anlatan kulüp başkanları yaptıkları ortak açıklama ile sorunlarına çözüm bulunmasını istedi. Balıkesir’de salon sporları ile uğraşan çocuklar ve kulüpler zor günler geçiriyor. Okulların spor salonlarının alınan kararla ihale yolu ile verilmesi kararının ardından hala bir yol haritası çıkartılmamış olması ve salonların yüksek fiyatla ihaleye çıkma beklentisi hem kulüpleri hem de velileri hem de çocukları mağdur etti. Balıkesir’de faaliyet gösteren spor kulüpleri yaptıkları ortak açıklama ile yaşananların kabul edilemez olduğunu ifade ederek maçlara çıkmama kararı aldıklarını duyurdu. Ortak açıklamada, “Bizler; Balıkesir sporuna, çocuk ve gençlerimize hizmet eden, salon sporlarında faaliyet gösteren kulüpleriz. Yaptığımız faaliyetleri ticari amaç gütmeden, Türk sporuna hizmet amacı doğrultusunda sürdürüyoruz. Faaliyetlerimizi sadece velilerimiz, spor severler ve sponsorlarımızın desteğiyle her şehirde olduğu gibi okul spor salonlarında gerçekleştirmekteyiz. Yıllardır bu şekilde başarıyla ve sorunsuz bir şekilde Balıkesir’de spora, çocuklarımıza ve gençliğe hizmet verirken, Türkiye’nin en üst liglerine birçok sporcu ve mesleğinde de başarıya ulaşmış sporcu öğrencileri yetiştirdik” denildi. 1 aydır salonlar kapalı Açıklamalarını sürdüren spor kulüpleri, “Hiç anlamadığımız bir şekilde 2024/2025 sezonu çalışmalarımıza başladıktan sonra İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından tüm salon sporları faaliyetleri durdurularak sporcuların, çalıştırıcıların ve ailelerin spor salonlarına girişleri ve kullanımları engellenerek faaliyetlerine son verilmiştir. Gerekçe olarak “okul spor salonlarının kullanımının bakanlık nezdinde oluşan ihale ve ihale şartlarını yerine getiren organizasyonlara faaliyet amaçlarına bakılmaksızın ihaleye çıkarılır” hükmü uygulanacaktır bilgisi verilmiştir. Balıkesir İli büyükşehir statüsünde gözükse de merkez nüfusu diğer büyük şehirlerle kıyaslanamayacak kadar daha az nüfusa ve ekonomik yapıya sahiptir. Bu da diğer büyükşehirlerin özelliklerinin Balıkesir ile kıyaslanmaması sosyokültürel farkları göz önünde bulundurarak büyükşehirlerdeki ihale şartları ile aynı statüde değerlendirilmemesi gerekmektedir. Her şeye rağmen farklı illerdeki ihale sürecine kadar spor salonlarının kullanımı gerçekleşirken Balıkesir’de ihale sürecine kadar tüm faaliyetlerin durdurulması anlaşılmayan bir durumdur. Türkiye’nin her ilinde standart aynı olarak uygulanmayan bu yönetmeliğin ilimizin özelliklerine göre değerlendirmesi ve en önemlisi ise yaklaşık 1 ay gibi uzun süredir salonlardan mahrum kalan çocuk ve gençlerimizin bir an önce salonlarına dönmesinin sağlanması gerekmektedir. Kulüpler arası resmi müsabakaları başlayacak olan çocukların antrenman yapamadıkları için bu sezon içerisinde resmi müsabakalara katılmaları imkansız olacaktır. Çocuk ve gençlerimizi suç ve suçluların kol gezdiği olumsuz ortamlardan, sokaklardan uzak tutmanın öneminin ülke gündeminde olduğu bu günlerde, onların salonlarına kavuştuğu, sadece sporu konuşacağımız günler dileğiyle” ifadelerini kullandı.
Muğla Marmaris Boat Show’da denizcilik sektörünün önde gelen firmaları bir araya geldi Denizcilik sektörünün merkezlerinden olan Muğla’nın Marmaris ilçesinde, Marmaris Uluslararası Yat Kulübü tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen ’Marmaris Boat Show-Deniz Araçları, Ekipmanları ve Aksesuarları Fuarı’ devam ediyor. 10 Ekim’de kapılarını açan ve girişi ücretsiz olan fuar, sektöre ait deniz araçları, ekipmanları ve aksesuarların tanıtımının yanı sıra, denizcilik dünyasında tanınan Türk denizcilerin söyleşilerine de ev sahipliği yapıyor. Fuar boyunca mini konserler ve yiyecek ikramları da katılımcılara sunuluyor. Fuarın organizatörü Marmaris Uluslararası Yat Kulübü Başkanı Zafer Öznur, Marmaris’in Türkiye’nin denizcilik merkezlerinden biri olduğunu belirterek, bu tür organizasyonların bölge için önemini vurguladı. Öznur, "Yurt dışında Marmaris’e benzeyen bölgelerde yıllardır yapılan ve büyük başarı yakalamış fuarlara imreniyoruz. Biz de iki yıl önce bu projeye başladık ve her yıl biraz daha büyüyoruz. Katılımcılar fuarın faydasını gördükçe bu organizasyon daha da popüler hale gelecek. Amacımız Marmaris’e ve ülkemize faydalı işler yapmak" dedi. Fuarın bu yılki organizasyonundan duyduğu memnuniyeti dile getiren Öznur, "Denizcilik fuarı gayet güzel geçiyor. Hem biz hem ziyaretçiler hem de katılımcılar memnun. Bugün üçüncü günümüz ve bu akşam bir konserimiz var. Yarın da eğitimci konuşmacılarla son bulacak" ifadelerini kullandı. Sektör temsilcileri fuardan memnun Marmaris’te faaliyet gösteren bir yat firmasının yetkilisi Emrah Ayhan, fuara dört adet yelkenli tekneleriyle katıldıklarını ve ziyaretçilere bilgi verdiklerini söyleyerek, "İlk iki gün biraz daha sakindi, ancak bugün hareketlilik arttı. Marinada, denizde gerçekleşen bir fuar ve keyifli geçiyor" dedi. Fuar katılımcılarından Levent Tolon ise dümene dokunmadan otomatik olarak kullanılabilen ve büyük ölçüde yerli üretim olan ekipmanlarını sergilediklerini belirterek, "İlgiden çok memnunuz. Ürünümüz seyir konforunu artırıyor ve ziyaretçilerimizden olumlu geri dönüşler alıyoruz" diye konuştu. Denizcilik üzerine yazdığı kitap ve söyleşisi ile fuara katılan Turgay Noyan da fuarın hareketli geçtiğini ifade ederek, "Denizle ilgilenen herkesin bu fuara katılması gerektiğini düşünüyorum" dedi. Fuar Marmaris’in tanıtımına katkı sağlıyor Fuarın düzenli katılımcılarından Ekin Arslan, "Geçen yıl da buradaydık ve Marmaris’in denizcilik sektöründeki gelişimini göstermek adına fuarda yer alıyoruz" dedi. Yiyecek sunumları ile fuara katılan Gülçin Bülbül ise Marmaris’in tanıtımı açısından bu tür fuarların önemli olduğunu vurguladı ve "12 ay turizmin devam ettiği Marmaris gibi bir kentte bu fuarların katkısının çok olacağını düşünüyorum" ifadelerini kullandı. Marmaris Boat Show, sektördeki yenilikleri ziyaretçilere sunmaya devam ediyor.