KÜLTÜR SANAT - 07 Ekim 2024 Pazartesi 16:14

Ünye’de Tarihi Meydan Hamamı’nda çalışmalar başladı

A
A
A
Ünye’de Tarihi Meydan Hamamı’nda çalışmalar başladı

Ordu’nun Ünye ilçesinde, Hat Sanatları ile Kent Müzesi olarak turizme kazandırılacak olan Tarihi Meydan Hamamı’nda restorasyon çalışmaları başladı.


2 Ekim tarihinde sözleşmesi imzalanan ve Hat Sanatları ile Kent Müzesi olarak turizme kazandırılacak olan Tarihi Meydan Hamamı’nda restorasyon çalışmaları başladı. Ünye Belediye Başkanı Hüseyin Tavlı, çalışmaları yerinde inceleyerek yüklenici firma yetkililerinden bilgi aldı. 360 gün teslim süresi bulunan hamam tamamlandığında şehrin tarihine ışık tutacak turizm destinasyonlarından biri daha ilçeye kazandırılmış olacak.


Projenin bir yılda tamamlanacağını belirten Ünye Belediye Başkanı Hüseyin Tavlı, “Karadeniz’in en önemli meydanlarında biri olan Ünye Cumhuriyet Meydanı’nda bulunan Tarihi Meydan Hamamı metruk vaziyette durmaktaydı. Yapım tarihi 1600’lü yıllara dayanan ancak 18’ncü yüzyıl itibariyle hamam olarak kullanılan bu yapının artık bir turizm destinasyonu olmasının daha doğru olacağını düşündük. Bu minvalde ilçemizin bir değeri olan ve dünyaya mal olmuş hat sanatları ustası Mustafa Rakım Efendi’nin hat eserlerinin olacağı, aynı zamanda minyatür öğelerle kentimizin tarihine ışık tutacak bir müze konseptinin uygun olacağı fikrinde birleştik. 2 Ekim’de sözleşmesini imzaladığımız projemizde çalışmalar hızla başladı. 360 gün teslim süresi bulunan projemiz ile birlikte Ünye’miz çok değerli bir esere daha kavuşmuş olacak. Şimdiden hayırlı olmasını diliyorum” dedi.



Ünye’de Tarihi Meydan Hamamı’nda çalışmalar başladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muş Muş’ta jaguar görüldüğü iddiası Muş’ta bir vatandaş, doğada yürüyüş yaparken jaguar olduğunu iddia ettiği hayvanı cep telefonu ile görüntüledi. Muş’ta doğa yürüyüşüne çıkan Metin Talay, Mehmetcan Bağları’nda jaguar olduğunu iddia ettiği bir hayvanı cep telefonu ile kaydetti. Kedigiller familyasından ve panthera cinsinin dört büyük kedisinden biri olan jaguarun bağlarda görülmesi anbean kaydedildi. Doğa yürüyüşünü çok sevdiğini söyleyen Talay, bağlarda gördüğü hayvanın jaguar olduğunu iddia ederek, “Dün de arabamı bu tarafa alıp yukarıya doğru yürümek istedim. 200-300 metre kadar yukarıya yürüyünce baktım ki esneyen ve simsiyah parlak bir hayvan gördüm. Şimdi ben kurdu da, domuzu da az çok tanıyorum ve biliyorum. Biliyorum ki bu ne kurt ne domuz. Kedigillerden bir hayvan olduğunu anladım. Büyük bir kediydi çünkü. Sonra elimi heyecanla telefona attım ve video çektim. O, hareketliliğimi fark edince dönüp bana baktı ve üzerime doğru bir 50 metre kadar hızlıca geldi ve sonra pusuya yattı. Pusuya yatıp beni gözetliyor. Sonra ben o esnada can havliyle elim ayağım karıştı birbirine ve aşağıya doğru arabama hemen hızlıca geldim. Arabamın yanında yaklaşık 1,5-2 saat kadar bekledim. Şu yukarıdan yaklaşık 1,5 saat sonra çalılıkların arasına girdiğini gördüm” dedi. Sakinleştikten sonra tekrar video kaydına başladığını söyleyen Talay, “Tekrar videoda yakaladım onu. O beni görüyor, ben de onu görüyorum ama birbirimizden tedirginiz. Sonra beni gözetleyerek şu tepeden aşağıya indi. Şu tepenin altında en son bana dönüp bakarak hızlıca ağaçların arasına girdi. Buradan geçen, dağ gezisi yapan, pikniğe giden arkadaşlar oldu. Onlara yolda söyledim, burada kedi tarzı bir hayvan var. İnsanlar biliyor ki burada böyle bir hayvanın olmayacağını, çok kimse bana inanmadı. Ama sizin aracılığınızla ben bunu yetkililere duyurmak istiyorum. Çünkü bu hem zarar verecek hem zarara uğrayabilecek bir hayvan. Yaşam alanı aslında burası değil. Korumaya alınması için yetkililere seslenmek istiyorum” ifadelerini kullandı.
Düzce TBMM Başkanı Kurtulmuş: "Türkiye arz-ı mevudun gerçekleşmesine asla müsaade etmeyecektir" TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, İsrail’in bölgedeki saldırılarına ilişkin, "Türkiye arz-ı mevudun gerçekleşmesine asla müsaade etmeyecektir. Birlik içerisinde uyanık olacağız. ’Bize dokunmaz, bize gelmez’ demeyeceğiz. Türkiye’yi de açtıkları bu ateş çukuruna atma niyeti içerisinde olduklarını gayet yakinen biliyoruz. Bunun için birlik, beraberlik içerisinde hareket edeceğiz" dedi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, bir dizi program için Düzce’ye geldi. İlk olarak Düzce Valiliği’ni ziyaret eden Kurtulmuş, Vali Selçuk Aslan’dan şehirde yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldı. Ardından Kurtulmuş, Düzce Üniversitesi Akademik Yıl açılış törenine katıldı. Açılışta hayatını kaybeden Recai Kutan’a rahmet dileyen Kurtulmuş, "Bugün vefat haberini aldığımız, Türk siyasetinin duayen isimlerinden, nezaketiyle, zarafetiyle, memleket sevgisiyle, Türkiye’nin kalkınmasına adadığı ömrüyle hepimiz için örnek bir şahsiyet olan Recai Kutan beyefendiyi rahmetle anıyorum. Kendisiyle yıllarca çalıştık. Karış karış Türkiye’yi dolaşmış, Türkiye’nin gelişme serüveninin hemen hemen her safhasında yer almış olan önemli ve örnek alınacak bir siyaset insanıydı. Kendisine Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum. Ailesine, sevenlerine ve milletimize başsağlığı diliyorum" diye konuştu. "Önümüzde yeni bir dönem var" Dünyanın yeni bir dönemin başlangıcında olduğunu söyleyen Kurtulmuş, "Yaşadığımız çok kısa süre içerisinde önemli iki büyük gelişme yaşandı. Bunlardan birisi 1990’ların başında Berlin Duvarı’nın yıkılmasıydı. Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla birlikte 1945-90 arasında devam eden bir tarafında Amerika’nın, bir tarafında Rusya’nın olduğu iki kutuplu dünya sistemi çöktü. Berlin Duvarı ile birlikte Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği dağılarak çok sayıda yeni devlet ortaya çıktı. Dünyadaki iki kutupluluk dönemi geride kalmış oldu. Ondan sonraki süreçte de Amerika Birleşik Devletleri’nin başını çektiği iddia edilen tek kutuplu bir dünya sistemi, yani bir tek gücün yönlendirdiği bir dünya sisteminden bahsedildi. Ta ki 2022 yılının Ağustos ayına kadar. Amerika Birleşik Devletleri’nin Afganistan’dan apar topar çekilmesiyle birlikte o tek kutuplu olduğu empoze edilen sistem de çöktü. Şimdi önümüzde yeni bir dönem var. Bu dönemin nasıl gelişeceği, nasıl yeni gelişmelerle dünyanın hangi güç dengelerinin içerisinde hareket edeceğini henüz bugünden bütünüyle bilmemiz mümkün değil. Tabii ki bazı tahminler, bazı öngörülerde bulunuyoruz" diye konuştu. "Türkiye bu coğrafyanın yükselen yıldızı olmaya, dünya denkleminde güçlü bir ülke olmaya adaydır" Dünyanın çok kutuplu olacağını söyleyen Kurtulmuş, "Artık dünya ne iki kutuplu ne tek kutuplu bir dünya olmayacak. Çok kutuplu bir dünya olacak. Bu da şu demektir. Başta bizim içinde bulunduğumuz coğrafya olmak üzere dünyanın birçok yerinde yeni güç merkezleri, yeni güçlü ülkeler ortaya çıkacak, yeni dengeler ve yeni denklemler oluşacaktır. Hiç şüphesiz size moral vermek için kendime moral vermek için söylemiyorum. Çok kutuplu yeni dünyanın gelişmeleri içerisinde bu bölgenin büyük ülkelerinden birisi olan, dünyada özellikle Cumhuriyetimizin ikinci asrında Türkiye yüzyılı olmasını temenni ettiğimiz büyük gelişmeleri, büyük bir takım fırsatları barındıran bu önümüzdeki süreçte, gelişen yeni dünya dengeleri, denklemleri içerisinde en önemli ülkelerden birisi Türkiye olacak. Potansiyeli itibarıyla, genç nüfusu itibarıyla, Türkiye’nin jeostratejik konumu itibarıyla, yani hangi denklemi alırsanız alın içinde vazgeçilemez bir ülke olarak Türkiye önümüzdeki dönemin bu çok kutuplu dünya dengelerinin en önemli ülkelerinden biri olacak. Doğu-batı dengesinde, kuzey-güney dengesinde, Müslüman- Hristiyan ülkeler arasındaki dengede, Asya-Avrupa dengesinde dünyanın bütün stratejik geçiş yollarında olması, dünyanın bütün enerji imkanlarının, haklarının bir havı olabilecek potansiyele sahip olması dolayısıyla Türkiye bu coğrafyanın yükselen yıldızı olmaya, dünya denkleminde güçlü bir ülke olmaya adaydır" şeklinde konuştu. "Büyük ateş çukuruna bütün bölge ülkelerini de itmeye çalışıyorlar" Kurtulmuş, "Ancak şunu da biliyoruz ki bu coğrafyada biz zaten ecdadımızın buraya adım attığı günden itibaren, öyle arkamızı yan gelip yatarak hiçbir şekilde bir günümüzü neredeyse rahat içerisinde geçirmedik. Hep mücadeleyle geçirdik. Hep ileri hedefler önümüze koyarak ilerledik. Hep daha ileriye doğru gittik ve inşallah bundan sonra da daha ileriye gideceğiz. Bu yeni dönemin nasıl şekilleneceği, bu dengelerin nasıl gelişeceği konusunda bir takım tahminler, gelişmeler ortadayken maalesef yeni dönemin belirsizliklerini artıran bir önemli gelişme olarak da bu çok kutupluluk sürecinde önemli gelişme olarak da İsrail’in bir yıldır devam eden ve bölgeyi ateş çemberine değil, büyük ateş çukuruna bütün bölge ülkelerini de itmeye çalışıyorlar. Delicesine davranışlarıyla meczup, siyaset, akıl dışı tavırlarıyla da aslında o açtıkları çukura kendileri de düşmeye aday bir ülke olarak, yönetim olarak duruyorlar" ifadelerini kullandı. "İsrail kendisine hiçbir şekilde dokunulamayacağını zannediyor" İsrail’in Gazze’de devam ettirdiği katliamlar, soykırımların yeni döneme geçen dünyadaki dengeleri sarstığını dile getiren Kurtulmuş, "İsrail’in bu saldırgan tavrının dünyada yeni bir gelişmeye de sebep olabileceğini görüyoruz. Örnek olsun diye söylüyorum. Kendisine dokunulmayan, dokunulamayan bir ülke olduğunu iddia eden, varsayan, arkasına aldığı güçlerle birlikte başta Amerika Birleşik Devletleri ve bazı Avrupa ülkeleri olmakla birlikte kendisine hiçbir şekilde dokunulamayacağını zanneden İsrail’e, Amerika’nın bütün desteğine rağmen, Birleşmiş Milletler’deki bütün engelleme girişimlerine rağmen dünyanın hemen hemen tamamı karşı çıkmış, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin başvurusuyla da Uluslararası Adalet Divanı’nda dokunulamaz zannedilen İsrail’e dokunulmuştur. Şimdi bundan sonraki dönemde çok daha önemli gelişmelerin olacağını hep birlikte göreceğiz" dedi. "Ne kadar kınarsanız kınayın arkasında Amerika var" İsrail’in Gazze’yi işgale 2023 yılında başlamadığını, bu senaryonun birinci ve ikinci perdesi olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Öncelikle 1917’de Osmanlı Cihan Devleti, Filistin topraklarından çekilmek zorunda kalınca oraya İngilizler geldi ve orayı yönetmeye başladılar. İngiliz yönetiminin bölgede yaptığı yönetimi ele aldığı zaman yaptığı ilk iş, 1917’de yerleşimciler İngilizler tarafından Filistin topraklarına yerleştirildi. Bugünün neredeyse tam tersi olan o haritada oraya yasa dışı yerleşimciler İngilizler eliyle, marifetiyle yerleştirilmeye başlandı. Arkasından 1948, arkasından 1967’deki savaşlarla birlikte İsrail ilhak, imha ve işgal politikalarına duraksamadan devam etti. İki tepe aldı, üstüne yattı. Birleşmiş Milletler kınadı. Arkasında Amerika var. İstediğiniz kadar kınayın. Onlarca kararlar çıktı, ‘Buradan çekilin’ diye. Şehirleri işgal etti. Genişledi, genişledi ve fevkalade güçlü şekilde bugünkü güne hazırlandı" diye konuştu. "İsrail, Lübnan’ı yasa dışı şekilde işgale hazırlanıyor" Oyunun birinci perdesinin 1917’de, ikinci perdesinin de 2003 yılında açıldığını anlatan Numan Kurtulmuş, "2003 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Irak’ı işgaliyle birlikte başlayan süreç. Hemen arkasından 2011 yılında Arap Baharı olarak başlayan gelişmeler, bölgede tam da İsrail’in bugünü için hazırlığın başlangıcıdır. Amerikan işgaliyle birlikte ve arkasından gelişen süreçlerde bölgedeki ülkelerin tamamı İsrail’e karşı çıkabilecek, ona mani olabilecek ülkelerin tamamı bölünme, parçalanma ve iç savaş sürecine sürüklenmiştir. Şöyle bir gözden geçirelim. Irak, Suriye paramparça olmuştu. Şimdi İsrail, Lübnan’ı yasa dışı şekilde işgale hazırlanıyor" şeklinde konuştu. "Bazı ülkelerde siyaseten yönetilemez hale getirilmiştir" Lübnan’ın önce Müslüman-Hristiyan iç savaşıyla, arkasından da 2003’ten sonraki gelişmelerle birlikte mahalle mahalle bölündüğünü, tamamıyla kolay lokma olarak hazırlandığını sööyleyen Kurtulmuş, "Yemen, Sudan, Libya fiziki olarak bölünen ülkelerden bahsediyorum, Suriye. Bu anlamda ne yazık ki bazı ülkelerde siyaseten yönetilemez hale getirilmiştir. Böylece ikinci perdeyle birlikte bölge ülkelerinin tamamı, birbiriyle düşman, birbiriyle rakip, çelişen, çatışan ülkeler, halklar ve etnik yapılar; mezhebi yapılarda birbirlerine karşıt hale getirilmişlerdir. Dolayısıyla ikinci perde maalesef acı gelişme olarak, yine arkasında yüz binlerce insanı yaralı, ölü şekilde bırakarak gerçekleştirilmiş, ikinci perdenin kapanmasıyla birlikte üçüncü perde, yani Gazze’nin fiilen işgaliyle birlikte başlayan süreç gerçekleşmeye başlamıştır" ifadelerini kullandı. "Arz-ı mevudun gerçekleşmesine asla Türkiye müsaade etmeyecektir" Üçüncü perdenin de devam ettiğinin altını çizen Kurtulmuş, "Bu kadar bölge ülkelerini dağınık bulmuşken, İslam ülkelerini bu kadar inisiyatifsiz, bu kadar korkak, bu kadar siyaseten etkisiz bulmuşken ve arkasında gemileriyle, uçaklarıyla, askeri gücüyle, siyasetiyle Batı ülkelerini kendi yanında bulmuşken Netanyahu ve çetesi diyor ki, ‘Biz de son vuruşumuzu yapalım, arz-ı mevud gerçekleştirelim.’ Dünya sistemini ciddi şekilde yerden yere vuran, dünya sistemini bundan sonraki süreçte yeni gelişmelere gebe bırakan bu saldırgan tavrın bütün ülkeler tarafından önlenilmesi dünya barışı için en önemli şart. Bu çerçevede Türkiye’nin de bütün insanlarının uyanık olması lazım. Şöyle bir saflığa hiçbir şekilde kapılmamamız gerekiyor. Yıllardır bir biz arz-ı mevud’dan bahsederken bunu kendi zihnimizden uydurulmuş bir şey olarak söylemiyorduk. İsrail’de yazılanları, çizilenleri, onların politik tercihlerini, politik motivasyonlarını gayet iyi bildiğimiz için, yani vadedilmiş topraklar meselesinin bir hikaye olmadığını gördüğümüz için hep uyarıyoruz. Şimdi bütün bu gelişmeleri zincirin parçaları olarak birbirine bağladığınızda 1917’den itibaren bugüne kadar gelinen süreçte nasıl bütünleşik bir harekat planı içerisinde hareket edildiği aşikardır. Bu çerçevede arz-ı mevudun gerçekleşmesine asla Türkiye müsaade etmeyecektir" dedi. "Milli meselelerimizde bir, beraber ve bütünleşik olmak mecburiyetindeyiz" Yapılanların arz-ı mevud meselesi olduğunu belirten Kurtulmuş, "İsrail Devleti’nin bayrağının üstündeki mavi çizgi Fırat Nehri’ni, altındaki mavi çizgiyse Nil Nehri’ni sembolize eder. Yani Nil’den Fırat’a bütün bu coğrafya siyonistlerin emri altına girmeden bu harekatı bitirmemeye yemin etmiş vaziyettedirler. Onun için uyanık olmak, ne yapıldığını, ne yapılmak istendiğini gayet iyi görmek ve Türkiye olarak önce kendi topraklarımızı, kendi milletimizi, vatanımızı en iyi şekilde korumak ve bölgenin birliğini sağlamak için mücadele etmemiz lazım. Bunun için öncelikle uyanık olmak, Ortadoğu’daki, dünya meselelerinde Türkiye’nin içerisinde ne kadar farklı fikirlere sahip olursak olalım, siyaseten hangi farklı programları, teknikleri halkımıza sunuyor olursak olalım, milli meselelerimizde bir, beraber ve bütünleşik olmak mecburiyetindeyiz. Bunu sadece bir siyasi partinin mensubu olarak değil, sadece vatanını seven bir vatansever olarak değil, aynı zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak da bir sorumluluk olarak görüyorum. Siyaseten fikirlerimiz farklı olabilir. Gittiğimiz istikametler A’dan Z’ye birbirine zıt olabilir. Ama milli menfaatlerimiz özellikle önümüzdeki yeni dönemde Türkiye’nin imkanlarını ve kabiliyetlerini artırma azmimiz, gayretimiz ve başta siyonistlerin hedefleri olmak üzere ülkemize karşı bir takım niyetler içerisinde olanlara karşı da ortak bir duruşu sergilememiz bizim milli vazifemizdir. Bunun için birincisi uyanık olacağız. İkincisi birlik ve beraberlik içerisinde olacağız. Eğer Türkiye bu konudaki birliğini, beraberliğini devam ettirirse Allah’ın izniyle bölgedeki oynanan oyunları çözebilecek iradeyi ortaya koyacaktır" diye konuştu. "Türkiye’yi de açtıkları bu ateş çukuruna atma niyeti içerisinde olduklarını gayet yakinen biliyoruz" "Birlik içerisinde uyanık olacağız" diyen Kurtulmuş, "’Bize dokunmaz, bize gelmez’ demeyeceğiz. 20 yıl öncesine, 30 yıl öncesine bakın. Bölgedeki meselelerin hemen tamamına yakını bizim sınırlarımızın çok uzaklarındaydı. Adım adım bu tehlikenin yaklaştığını ve Türkiye’yi de içine alacak, hatta Türkiye’yi de açtıkları bu ateş çukuruna atma niyeti içerisinde olduklarını gayet yakinen biliyoruz. Bunun için bu birlik beraberlik içerisinde hareket edeceğiz. İnşallah yarın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Dışişleri Bakanımız ve Milli Savunma Bakanımız bölgedeki gelişmelerle ilgili hususlarda milletvekili arkadaşlarımızı çok geniş şekilde bilgilendirecekler ve böylece parlamentodaki milletvekilleri de milletin temsilcileri olarak bu konuda atılacak adımlar konusunda bilgilendirilecek ve görüşlerini ifade edeceklerdir" şeklinde konuştu. "Hedefleri sadece Araplar, Gazze, Batı Şeria ya da Lübnan değildir" Netanyahu ve çetesinin hedefinin sadece Filistinliler olmadığının altını çizen Kurtulmuş, "Hedefleri sadece Araplar, Gazze, Batı Şeria ya da Lübnan değildir. Bunların bu bölge halkları arasında en ufak bir fark görmediğini, ‘Bunlar Arap’tır, Acem’dir, Türk’tür, Kürt’tür, Sünni’dir’ diye hiçbir ayrım gözetmediklerini gözümüzün içine parmaklarını soka sapa anlatıyorlar. Bu süreçte her kim Arap-Acem, Türk-Kürt, Sünni-Şii, hatta Müslüman-Hristiyan ayrımı yaparsa biliniz ki İsrail’in ekmeğine yağ sürüyor demektir. Bu çerçevede Türkiye’nin aydınları olarak, Türkiye’nin beyni olan üniversitelerimiz olarak bu konudaki çalışmalarımızı da süratle sürdüreceğiz. Ayrıca bölge halkları arasındaki farklılıkların, ayrılıkların giderilebilmesi için de gayret sarf edeceğiz. Özellikle son zamanlarda Suriye ve Mısır’la normalleşme meselesi adımları ise tam da bu amaçla atılmaya çalışılan adımlardır. Böylece bölge halkları ve devletleri arasındaki mümkün olduğu kadar yakın dayanışmanın tesis edilmesi her birimizin menfaatinedir" ifadelerini kullandı. "Dünyada bu katliamları durduracak bir tane ülke var. Amerika istesin bir günde bu işi bitirir" Netanyahu ve çetesinin ,siyonist rejimin yalnızlaştırılması gerektiğine değinen Numan Kurtulmuş, "Öylesine yanlış bir yola girdiler ki kendi ideolojileri ve fikirleri açısından burada bu yolda duracakları bir durak da yok. Kendi duraklarını hepsi kendileri iptal ettiler. Ne yazık ki zaman zaman insanı çıldırtan, batıdan bazı açıklamalar geliyor. Yine açık yüreklilikle söyleyeyim. Bunlardan en çok bizi rahatsız edenlerden birisi de adam şimdi Lübnan’a saldırıyor. Diyor ki işte efendim ölçülü mukabelede bulunun. Allah aşkına bir mukabelenin ölçülü olabilmesi için daha kaç 50 bin masum insanın ölmesi gerekir? Böylesine gayri insani bir düşünce olabilir mi? Dünyada bu katliamları durduracak bir tane ülke var. Amerika istesin bir günde bu işi bitirir. Bir cümle söyleyecek, hatta bir kelime söyleyecek; ‘Dur Netanyahu’. Bunu demiyor. ‘Devam et Netanyahu’ diyor. Onlar da buna ortak olduklarını ortaya koymaya çalışıyorlar. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte isteseler de istemeseler de Netanyahu ve çetesi yalnızlaşacaktır. Bu süreçte Netanyahu hükümetinin yalnızlaştırılması, insanın ortak vicdanıdır, ortak çalışma alanlarından birisidir. Bütün bunları yeni bir dünyanın tam da kurulmakta olduğu dönemde önümüzde çok büyük bir insani problem olarak duruyor. İnşallah en kısa zamanda bu büyük kötülükten, büyük hayırlar çıkarmakta insanlığın boynunun borcudur. Adalet, hakkaniyet, insaf, vicdan, insanların yaratılışta eşitliği, devletlerin de egemenlikte eşitliği prensibinde yeni bir dünyanın kurulması mümkündür, muhtemeldir ve sizi temin ederim ki mukadderdir" dedi. Numan Kurtulmuş, açılış sonrasında "Düzce Sivil Toplum Buluşması" programına katıldı.
Sakarya Sakarya’da bir yıl öncesine göre dolandırıcılık yüzde 10 azaldı Sakarya’da jandarma sorumluluk bölgesinde 2023 yılının ilk dokuz ayında 229, bu yılın ilk dokuz ayında ise 210 dolandırıcılık olayı meydana geldi. Bir yandan vatandaşları bilgilendirmeye ve uyarmaya devam eden Sakarya İl Jandarma Komutanlığı’na bağlı ekipler, bu yılın ilk 9 ayında 504 dolandırıcıyı yakalayarak adalete teslim etti. Tüm uyarılara rağmen dolandırıcılık vakaları devam ediyor. Ülke genelinde devlet kurumları kamu spotları ile, SMS ya da başka yöntemlerle vatandaşlar bilgilendirmeye ve uyarılmaya devam ediliyor. Son zamanların en yaygın işlenen suçu haline gelen dolandırıcılığın önüne geçebilmek için Sakarya İl Jandarma Komutanlığı ekipleri de çalışmalarını sürdürüyor. Sakarya Jandarma sorumluluk bölgesinde; 2019 yılında 25 dolandırıcılık olayı meydana gelmişken 2020 yılında 71, 2021 yılında 133, 2022 yılında 236 ve 2023 yılında ise 322 olay meydana geldi. Jandarma ekiplerince dolandırıcılığa karşı ortaya koyulan kararlı mücadele neticesinde 2024 yılında dolandırıcılık olaylarında yüzde 10’luk bir azalma sağlandı. 2023 yılının ilk dokuz ayında 229 dolandırıcılık olayı meydana gelirken, bu yılın ilk 9 ayında ise 210 dolandırıcılık olayı meydana geldi. Ayrıca jandarma ekipleri, 2024’ün ilk 9 ayında 504 dolandırıcıyı yakalayarak adalete teslim etti. Dolandırıcılığın önüne geçmek için mücadelesini sürdüren jandarma ekipleri, şehir genelinde vatandaşları her fırsatta dolandırıcıların hile ve yöntemlerine karşı bilgilendiriyor. İnternet ortamında sürekli yeni hile yöntemleri geliştirerek vatandaşlarımızı mağdur edebiliyorlar Sakarya İl Jandarma Komutanlığı’ndan konuya ilişkin yapılan açıklamada, “Dolandırıcılık, 2019 yılında başlayan pandemi sürecinde tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de en fazla işlenen suç türüne dönüşerek adeta bir meslek haline gelmiştir. Dolandırıcılık olayları yıllar içinde katlanarak çoğalmıştır. Pandemi sürecinde internet ve sosyal medyayı çok iyi kullanabilen çoğunluğu genç olan dolandırıcılar ile internete ve sosyal medyaya yabancı belli yaşın üzerindeki vatandaşlar kapalılığın getirdiği zorunlulukla sanal alemde etkileşim içerisine girmişlerdir. Pandemiden önce bir ürünü bayiden, marketten görerek ve dokunarak veya pazardan pazarlık yaparak satın alan insanlar internet ortamından ürün satın almaya başlamıştır. Bu da dolandırıcıların cazip fiyatlarla ürün reklamı verip vatandaşları dolandırmalarının önünü açmıştır. Vatandaşın dolandırılmasını kolaylaştıran bir diğer husus ise ‘internetten satın alırsan daha ucuza alırsın’ yanılgısıdır. Dolandırıcılar internet ortamında sürekli yeni hile yöntemleri geliştirerek vatandaşlarımızı mağdur edebiliyorlar. Artık herkesin bildiği bir yöntem olan telefon dolandırıcılığı da devam ediyor. Kendilerini ‘polis, jandarma, savcı, hâkim, MİT, bankacı, avukat vb.’ olarak tanıtan dolandırıcılara halen parasını kaptıran vatandaşlarımızın sayısı oldukça fazladır” denildi. Dolandırıcıların yöntemleri vatandaşlarımıza çeşitli vasıtalarla anlatılmaktadır Sakarya İl Jandarma Komutanlığı’nın, sorumluluk sahasındaki dolandırıcılık olaylarını önleyerek vatandaşların mağduriyetinin önüne geçmek için yoğun bir çaba gösterdiği belirtilen açıklamanın devamında, “Dolandırıcıların uyguladıkları yöntemler sürekli olarak vatandaşlarımıza çeşitli vasıtalarla anlatılmaktadır. Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve İçişleri Bakanlığı’nın bilgilendirme mesajları ve televizyonlarda yayınlanan kamu spotlarına ilave olarak Sakarya İl Jandarma Komutanlığı tarafından; dolandırıcıların kullandıkları yöntemler vatandaşlarımızın yoğun olarak bulundukları kahvehane ve toplu taşıma araçlarında anlatılmış, örnek dolandırıcılık olaylarından hareketle hazırlanan görseller sosyal medya hesapları ve WhatsApp uygulaması üzerinden paylaşılmış, mahallelerde cami hoparlörlerinden ve jandarma araçlarının megafonlarından sıklıkla anonslar yapılmış, mahalle muhtarlarıyla toplantılar yapılmış, basın yoluyla bilgilendirme metinleri yayımlanmış, hazırlanan afişler vatandaşlarımızın görebilecekleri yerlere asılmış, hazırlanan el broşürleri vatandaşlarımıza dağıtılmış, Cuma namazlarında vaaz ve hutbelerde konunun anlatılması sağlanmış, yine cemaati çok olan camilerde jandarma personeli tarafından bilgilendirmeler yapılmıştır. Hangi sebeple gelmiş olursa olsun, jandarmaya gelen her vatandaşımız dolandırıcılık konusunda uyarılmaktadır. Bir yandan bilgilendirmeler yapılırken diğer yandan da ‘dolandırıcılık’ suçundan arananların yakalanarak adalete teslim edilmesine özellikle önem verilmiştir” ifadeleri yer aldı. 2024’ün ilk dokuz ayında 504 dolandırıcı yakalandı Dolandırıcılık olaylarına karşı yapılan uyarıları önemseyerek okuyan ve dinleyenlerin dolandırılma ihtimallerinin yüzde 80 oranında azaldığı ifade edilen açıklamanın devamında, “2024 yılının ilk dokuz ayında 504 dolandırıcı yakalanarak adalete teslim edilmiştir. Sakarya Jandarma sorumluluk bölgesinde; 2019 yılında 25 dolandırıcılık olayı meydana gelmişken 2020 yılında 71, 2021 yılında 133, 2022 yılında 236 ve 2023 yılında ise 322 olay meydana gelmiştir. Ortalama her yıl bir önceki yılın iki katı olay meydana gelmiş diyebiliriz. Yukarıda sıralanan çabalar ve ortaya koyulan kararlı mücadelenin sonucunda 2024 yılında dolandırıcılık olaylarında nihayet yüzde onluk bir azalma sağlanmıştır. 2023 yılının ilk dokuz ayında 229 dolandırıcılık olayı meydana gelmişken bu yılın ilk dokuz ayında 210 dolandırıcılık olayı meydana gelmiştir. Sakarya İl Jandarma Komutanlığı bir yandan dolandırıcıları yakalamaya öbür yandan da vatandaşlarımızı bilgilendirmeye ve uyarmaya devam edecektir. Yapılan araştırmalara göre; dolandırıcılık olaylarına karşı yapılan uyarıları önemseyerek okuyan veya dinleyenlerin dolandırılma ihtimali yüzde 80 oranında azalıyor. Sorumluluk sahamızdaki her bir vatandaşı bu konularda bilgi sahibi yapmak için çaba göstermeye devam edeceğiz. Sıklıkla hatırlattığımız hususlarda vatandaşlarımızı bir kez daha uyarmak istiyoruz” denildi. Jandarma dolandırıcılığa karşı böyle uyardı Son olarak dolandırıcılığa karşı uyarılar yapılan açıklamada, “’Bir malı internetten alırsan daha ucuza alırsın’ düşüncesi yanlıştır. Hiç kimse malını gerçek fiyatının altında satmaz. Mecburiyetten satacak olsa bile size sıra gelmez. Akrabası, arkadaşı, komşusu, hemşehrisi satın alır. Kendinizin olsa asla satmayacağınız bir fiyata bir malı satın almaya heveslendiyseniz dolandırılacağınızdan emin olabilirsiniz. Örneğin piyasa değeri 25 bin lira olan bir elektrikli süpürgenin 7 bin liraya satıldığını görüp 18 bin lira kar edeceğinizi düşünerek para göndermeyin. O süpürge hiç gelmeyecek ve 7 bin lira dolandırılacaksınız. Bazı alış-veriş siteleri güvenli olabilir fakat oralarda ilan verenlerin hepsi güvenilir kişiler değildir. Alış-veriş sitelerinde ilan veren satıcıların dolandırıcı olup olmadıklarını tespit etmek mümkün değildir. Bir malın aşırı ucuza satıldığı bir ilan görürseniz dolandırıcılık ilanıdır. Hiç bakmayın, o ilanı okumayın. Sizi arayarak kendisini ‘polis, savcı, jandarma, avukat’ olarak tanıtıp adınızın bir terör olayına, bir soyguna karıştığı gibi şeyler söyleyip kurtulmanız için ‘operasyon bitinceye kadar paranızı, altınınızı, tapunuzu’ isterse ve siz dinlemeye devam ederseniz dolandırılacağınızdan emin olabilirsiniz. Bu tür aramalarda, arayana hak ettiği birkaç cümle söyleyin ve telefonu derhal kapatın. Adınız bir suç olayında geçiyorsa polis, jandarma, savcı sizi aramaz. Sizden para istemez. Polis, jandarma, savcı suçlunun parasını almaz, mahkeme kararıyla gelir kendisini alır. Hiçbir bankacı sizden kredi kartı numaranızı, şifrenizi istemez. Banka kartlarınızın, kredi kartlarınızın numaralarını, şifrelerini hiç kimseye vermeyin. Bankadan aradığını söyleyerek sizden kart şifrenizi veya telefonunuza gelen şifreyi isteyenlerin yüzüne telefonu kapatın. Bankalarda müşterilerini tek tek arayacak kadar çok memur yok. Telefonunuza gelen ‘bol kazanç müjdeleyen’ mesajlara kesinlikle tıklamayın. İnsanların tanıdıklarına bile borç vermekten kaçındığı bir çağda tanımadığınız insanlar size niye para versin, niye bolca para kazandırsın! ‘Bedava veya çok ucuz tatil kazandınız’ mesajlarına inanmayın. O mesaj aynı gün en az bir milyon kişiye gönderilmiştir. Bir milyon kişiyle aynı ortamda bedava da olsa tatil yapmak çok dinlendirici olmaz. Parasını ödeyerek sakin bir ortamda tatil yapmayı tercih edin. Cinsel sağlık sorunlarınız için doktora gidin. İlaç alacaksanız eczanelerden alın. İnternet ortamındaki ilanlara inanarak alacağınız ürünler hem sağlığınıza zarar verecek hem de dolandırıcıların ağına düşerek esir olacaksınız. Size sürekli olarak istemediğiniz halde kargo gönderecekler. Teslim almadığınızda tazminat davası açmakla tehdit edecekler. Bu yolla sizden sürekli para alarak çaresiz bırakacaklar. Yukarıdaki uyarılarımızı okuduysanız artık sizi kimse dolandıramayacak demektir. Lütfen siz de akrabalarınızı, arkadaşlarınızı ve komşularınızı bu konularda dikkatli olmaları için uyarın. Sakarya’da hiçbir vatandaşımızın dolandırılmadığı günlerin gelmesini sabırsızlıkla bekliyoruz” ifadelerine yer verildi.