POLİTİKA - 26 Kasım 2024 Salı 16:43

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya: “Torbacısından baronuna kadar hepsinin ensesindeyiz”

A
A
A
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya: “Torbacısından baronuna kadar hepsinin ensesindeyiz”

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, “Kahraman güvenlik güçlerimizin özverili çalışmalarıyla, mahallelerimizi, sokaklarımızı temizliyoruz. Gözlerimizi, okul önlerinden ayırmıyoruz. Köşe başlarında, karanlık sokaklarda, torbacısından baronuna kadar hepsinin ensesindeyiz. Yeşilay; adına, tarihine ve gücüne yakışır büyük bir seferberlik başlattı: Bağımsızlık Seferberliği. Yeşilay 104 yıldır bağımlılıkların talep cephesinde savaşıyor. İçişleri Bakanlığı olarak başta uyuşturucu olmak üzere, bu cephenin özellikle arzıyla büyük bir mücadele içindeyiz. Bağımsızlık Seferberliği, bağımlılıkla mücadelede yeni bir milat olacaktır” dedi.


İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Bağımsızlık Seferberliği” projesinin lansmanına katıldı. Programda; Yeşilay Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç, İstanbul Valisi Davut Gül, Marmara Bölgesi valileri ve İstanbul İl Emniyet Müdürü Zafer Aktaş da hazır bulundu. Program, 1 dakikalık saygı duruşunda bulunulmasının ardından İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Yeşilay ev sahipliğinde ve İçişleri Bakanlığı ile birlikte 81 ilde eş zamanlı olarak başlatılan “Bağımsızlık Seferberliği” ile sahada daha geniş kitlelere ulaşılması hedefleniyor. Seferberliğin yol haritasının açıklandığı lansmanda, kurulan iş birlikleri, izlenecek stratejiler ve kampanyanın tüm detayları kamu ile paylaşıldı.



“Torbacısından baronuna kadar hepsinin ensesindeyiz”


Tanıtım töreninde bir konuşma yapan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, cezaevlerinde uyuşturucu suçundan yatan hükümlü ve tutukluların sayısının 80 bin 494 olduğunu belirterek, “Vatandaşlarımızı zehirlemeye çalışan uyuşturucu çeteleri, aslında terör örgütlerinin ve organize suç örgütlerinin taşeronluğunu yapmaktadır. Bu sinsi illetin, özellikle göz aydınlığımız evlatlarımıza nasıl yaklaştığı, onları nasıl ağına düşürdüğü ve yavrularımızı bu zehirden nasıl koruyabileceğimiz konuları, bakanlığımızın en temel görevleri arasındadır. Bilinmelidir ki, bağımlılık kara bulutlarının, felaket doğuran etkilerinin, vatandaşlarımızın aydınlık ufukları üzerine yıldırım gibi düşmesine, gençlerimizin umutlarını yerle bir etmesine, asla müsaade etmedik, etmeyeceğiz. Uyuşturucunun; hem “arzıyla” savaşıyoruz hem de hayata geçirdiğimiz projeler ve verdiğimiz eğitimlerle, uyuşturucuya olan “taleple.” Şimdi bu mücadelemizle ilgili, bazı verileri paylaşmak istiyorum. Zehir tacirlerine yönelik bu kabine dönemimizde 71 bin 708 operasyon düzenledik. Operasyonlar sonucunda, 49 bin 574 şahıs tutuklandı. 21 bin 682 şahıs hakkında adli kontrol kararı verildi. Aynı dönemde, 180 ton uyuşturucu, 132 milyon adet uyuşturucu ve uyarıcı madde, 266 milyon kenevir kökü ele geçirildi. Bugün itibarıyla cezaevlerinde uyuşturucu suçundan yatan hükümlü ve tutukluların sayısı 80 bin 494’tür. Elbette ki zehir tacirlerine karşı sadece sınırlarımız içinde mücadele etmiyoruz. Yine bu Kabine dönemimizde 22 uluslararası, 27’si ulusal, 28’i bölgesel, 136’sı yerel olmak üzere, uyuşturucu suçu işleyen toplam 213 organize suç örgütünü çökerttik. 47’si Kırmızı Bülten, 29’u Kırmızı Difüzyon’la aranan olmak üzere, toplam 76 uyuşturucu baronunu yakaladık. Kırmızı Bülten’le aranan 44 zehir tacirinin de, ülkemize iadesini sağladık. Kahraman güvenlik güçlerimizin özverili çalışmalarıyla, mahallelerimizi, sokaklarımızı temizliyoruz. Gözlerimizi, okul önlerinden ayırmıyoruz. Köşe başlarında, karanlık sokaklarda, torbacısından baronuna kadar hepsinin ensesindeyiz" diye konuştu.



“Bu kötülüğe karşı mücadeleyi, dünyada en güçlü şekilde sürdüren devletiz”


Uyuşturucuyla mücadelede sadece operasyonlarla yetinmediklerini, çok sayıda projeye de imza attıklarını kaydeden Bakan Yerlikaya, " Çalışmalarımızın büyük bir kısmını arza yönelik yapıyoruz. Ancak bu mücadeleden edindiğimiz büyük tecrübeyle, “Çocuklarımız, gençlerimiz ve anneler başta olmak üzere”, toplumumuzun tüm kesimlerine yönelik kapsamlı eğitim faaliyetleri de düzenliyoruz. Bu amaçla hayata geçirdiğimiz, “Narko Rehber, Narko Göçmen, NarkoKaan, Narko Tır, Narko Gençlik, Narko Fotoblok, Narko Nokta ve Narko Yarışma” projeleri kapsamında 14 milyon 739 bin kişiye eğitim verdik. En İyi Narkotik Polisi Anne Projesi kapsamında 28 bin 623 etkinlik düzenledik, 1 milyon 691 bin anne ve anne adayına ulaştık. Uyuşturucuyla arz ve talep cephesiyle verilen bu mücadeleyi bir vatan müdafaası olarak görüyoruz. Bu kötülüğe karşı mücadeleyi, dünyada en güçlü şekilde sürdüren devletiz. 50 bin zehir tacirinin tutuklanması bunun en açık göstergesidir. 2018 yılında; ülkemizde maddeye bağlı ölüm sayısı maalesef 657’di. Bu üzücü rakam 2019’da 342’ye, 2020’de 314’e, 2021’de 270’e, 2022’de 246’ya geriledi. 2023’te ölüm sayısı 300’tü. Bu yılın ilk 10 ayında ise 158’e düştü. Ancak biz 1 rakamını dahi kabul edemeyiz, etmiyoruz” dedi.



“Bağımsızlık Seferberliği: Bağımlılıkla mücadelede yeni bir milat olacaktır”


Yeşilay’ın 104 yıldır bağımlılıkların talep cephesinde savaştığını söyleyen Bakan Yerlikaya, “Şimdi de Yeşilay; adına, tarihine ve gücüne yakışır büyük bir seferberlik başlattı: Bağımsızlık Seferberliği. Biz İçişleri Bakanlığı olarak, bu büyük seferberlik hareketini desteklemekten Yeşilay’la birlikte olmaktan, bu mücadeleye omuz vermekten, onur duyuyoruz. Yeşilay 104 yıldır bağımlılıkların talep cephesinde savaşıyor. Sözlerimin başında da ifade ettim. İçişleri Bakanlığı olarak başta uyuşturucu olmak üzere, bu cephenin özellikle arzıyla büyük bir mücadele içindeyiz. İşte, hepimizi bugün bir araya getiren Bağımsızlık Seferberliğiyle, bu iki “bağımlılık savaşçısı” omuz omuza veriyor. Ancak “Bağımsızlık Seferberliği” bağımlılıkla mücadelede yeni bir milat olacaktır. Bağımsızlık seferberliğinde amaç toplumun farklı kesimlerine bağımlılıkla mücadelede farkındalık kazandırmak mahalle bazlı önleyici ve aileyi destekleyici programlar yoluyla bağımlılığın önlenmesine katkı sağlamaktır. Bu seferberlik projesinde, pilot ilçemiz: Fatih. Geçen ay başlayan uygulamada hedef Fatih’teki 57 mahallede, 35 bin hanede, 100 bin vatandaşımıza ulaşmaktır. Bu proje kapsamında eğitim programları düzenlenecek, mahalle etkinlikleri gerçekleştirilecek, danışmanlık hizmetleri verilecek. Bu seferberlik hareketi, Fatih ilçemizden sonra, Gaziantep’teki bazı mahallelerimizde ve Hakkari Yüksekova’da da pilot uygulama olarak devam edecek. Ardından, Bağımsızlık Seferberliğimiz tüm Türkiye’ye yayılacak. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, 1 bağımlı birey, 17 farklı insanın hayatını etkiliyor. Haydi, daha açık ifade edelim, 17 insanın hayatını mahvediyor. 1 bağımlıyı kurtarınca bir aileyi, 10 bağımlıyı kurtarınca, koca bir mahalleyi kurtarmış oluyoruz. Bu mücadeleyi, esnaflarımızla, muhtarlarımızla, öğretmenlerimizle, imamlarımızla, kanaat önderlerimizle birlikte, hane hane, sokak sokak, mahalle mahalle yürüteceğiz. Bağımsız bir gençlik, bağımsız bir toplum için valilerimiz, belediye başkanlarımız, kaymakamlarımız, güvenlik birimlerimiz, seçilmiş-atanmış milletimize hizmet eden tüm görevlilerimiz, STK’larımız ve medyamız bağımsızlık seferberliğinin içinde aktif olarak yer alacak bu büyük mücadeleye güç katacaklar ve elbette aziz milletimizin her bir ferdi, bu seferberliğin yılmaz birer savaşçısı olacaklar” ifadelerini kullandı.



“Yeşilay 104 yıldan beri bağımlılıklarla mücadele ediyor”


Yeşilay Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç ise, “Türkiye Yeşilay Cemiyeti 104 yıldan beri bağımlılıklarla mücadele ediyor. Büyük bir anlamda bu mücadeleyi başardı. Yani 104 yıldan beri birçok nesli kurtarmış oldu. Ama bugün geldiğimiz noktada bağımlılık çok daha geniş bir çerçevede, çok daha büyük bir kitleyi tehdit ediyor. Hem ülkemizde, hem dünyada tehdit ediyor. Dolayısıyla bizim bu dönemde gayretimiz, mücadelemizi arttırmakla alakalı çok daha fazla çalışma yapmamız gerekiyor. Özellikle bağımlılık endüstrisi her sokağı her mahalleye girmişken, bizler çocuk koruma kollama anlamında onların geleceğini kurtarma anlamında her mahalleye, her sokağa girmeyi vazifemiz olarak hissettik. Bu nedenle de Bağımsızlık Seferberliğini başlattık. Bağımlılıkla mücadele bir kurumun sadece Yeşilay’ın ya da sadece devlet kuruluşlarının altından kalabileceği bir mesele değil. Halkımızın da bu noktada destek verip sorumluluk alması gerekiyor. Dolayısıyla bizler bu bağımsız seferberliği içerisinde mahallelerimizde ve sokaklarımızda etkili olan ne kadar büyüğümüz varsa, insanımız varsa onların desteğini alabileceğimiz bir sistem kurduk. Herkes için bir rol tanımlı. Yani muhtarımız için, eczacımız için, imamımız için, öğretmenimiz için, mahalledeki herkesin yapabileceği, çocuklarımızın, gençlerimizin geleceği için, bağımsızlığı için yapabileceği bir şeyler var. Bununla alakalı uzun süreden beri çalıştığımız bir model vardı. Bu modeli nihayete erdirdik” dedi. Program hediye takdiminin ardından hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi.



İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya: “Torbacısından baronuna kadar hepsinin ensesindeyiz”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karabük Rektör Kırışık STK temsilcileriyle görüştü Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile düzenlenen istişare toplantısında bir araya geldi. Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık başkanlığında Üniversite Evi’nde düzenlenen toplantıya Karabük Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Solmaz ve Prof. Dr. İsmail Rakıp Karaş, Genel Sekreter Lütfü Köm, Diyanet Vakfı Karabük Şube Başkanı ve Karabük Müftüsü Ali Ergün, Memur-Sen Karabük İl Temsilcisi Zeki Öz, Sağlık-Sen Şube Başkanı Sezgin Aydoğmuş, Eğitim Bir-Sen 2 Nolu Şube Başkanı Serdar Yüce, Genç Memur-Sen Karabük İl Başkanı Erdem Eren, Türkiye Yeşilay Cemiyeti Karabük Şube Başkanı Ahmet Ustaoğlu, Türkiye Kızılay Derneği Karabük Şubesi Başkan Yardımcısı Hüsnü Çelik, Ensar Vakfı Karabük Şube Başkanı Nedim Yılmaz, İlim Yayma Cemiyeti Karabük Şube Başkanı İsmail Kökçü, Cihannüma Derneği Başkanı Recep Kabaş, İHH Karabük İl Başkanı İbrahim Şentürk, İLKDER Karabük Temsilcisi Enes Kılınç, KADEM Karabük İl Temsilcisi Nurmelek Danışmaz Akgün ve Yönetim Kurulu Üyesi Leyla Dinçer, ÖNDER Başkanı Hasan Yıldırım, UDEF Altınsafran Derneği Başkanı Ergin Akgün, TÜGVA Karadeniz Bölge Koordinatörü İsa Lord ve Yağmur Derneği Başkanı Zehra Söylemez katıldı. Karabük Üniversitesi ile bölgedeki STK’lar arasındaki iş birliğini güçlendirmek ve ortak projeler geliştirmek amacıyla düzenlenen toplantıda, eğitim, gençlik çalışmaları, sosyal projeler ve yerel kalkınma alanında yapılabilecek ortak çalışmalar masaya yatırıldı. Toplantıda Kırışık katılımcılara Karabük Üniversitesi ile ilgili bilgiler vererek, yapılan çalışmalar hakkında sunum gerçekleştirdi. Sunumun ardından yaptığı konuşmada sivil toplum kuruluşlarının toplumun ihtiyaç duyduğu en önemli kurumlardan birisi olduğunu belirten Rektör Kırışık, “Sivil toplum, bizim en güçlü olmamız gereken yanımız ve değerimiz. Sivil toplum kuruluşları olarak insanların gönlüne hitap ediyorsunuz, insanların gönüllerine dokunuyorsunuz ve insanların hizmetlerini en güzel şekilde yapmaya çalışıyorsunuz. İnsanların ihtiyaçlarını doğru ve sağlıklı bir şekilde tespit etmeye çalışıyorsunuz. Milletimizin değerlerini sivil toplum kuruluşlarının yaşattığını görüyoruz. Biz çok kıymetli medeniyetin temsilcileriyiz. Bunu da sivil toplum kuruluşlarımız hayata geçirdiği projelerle gösteriyor. Sizlerle birlikte bu projeleri hayata geçirmek istiyor ve birlikte çalışmak istiyoruz. Sizlerin de bu gayret ve düşünce içerisinde olduğunuzu biliyorum. Toplantıya katılımlarınız için hepinize çok teşekkür ediyorum. Bundan sonraki süreçlerde de gönüllerimiz bir olsun, iş birliği yapalım, birlikte çalışalım.” ifadelerini kullandı. STK temsilcileri, Karabük Üniversitesinin desteğiyle gerçekleştirilmesi planlanan projeler için duydukları memnuniyeti dile getirerek, bu tür istişare toplantılarının sık sık yapılmasının önemine dikkat çekti. Temsilciler, özellikle gençlik, çevre, eğitim ve sosyal dayanışma alanlarında iş birliği yapılabileceğine dair önerilerini sundular. Toplantı, karşılıklı görüş alışverişinin ardından hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi.
İstanbul "Yenidoğan Çetesi" davasının görülmesine devam edildi İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan ’Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine yedinci gününde devam ediyor. Duruşmada savunma yapan tutuksuz sanık Sümeyye Özdemir savunmasında, "Taburcu olan bebeklerin halen yatışta olarak gösterildiğini fark ettim" dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava yedinci gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada tutuksuz sanık Sümeyye Özdemir savunma yaptı. "Taburcu olan bebeklerin halen yatışta olarak gösterildiğini fark ettim” Savunma yapan sanık Özdemir, "23 yaşındayım. İlk olarak Doğa Hastanesi’nde işe başladım. 2023 yılından beri yenidoğan yoğun bakımında tıbbı sekreter olarak görevliydim. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Hiçbir şekilde kendim epikriz yazmadım. Epikrizleri doktor bilgisi adı altında yazılırdı. En son Beylikdüzü Medilife Hastanesi’nde çalıştım oradan da ayrıldım. Bir sorun olduğunda doktor Zeki Bey, İlker Bey ve Fırat Sarı’ya iletiyordum. Ben hemşire değilim, tıbbi sekreterim. Gerekli evrakları düzenleyip bilgileri sisteme işliyordum. Ben hastanede olmadığım zaman denetim ekibi gelmişti ve epikrizler boştu. Ben de bu durumu Zeki Bey’e haber verdim. Benim bebeklerle bir temasım yok. Denetim ekiplerinin yanındayken taburcu olan bebeklerin halen yatışta olduğunu fark ettim. Bu durumu yetkililere ilettim ve düzeltilmesini söyledim" ifadelerini kullandı. Duruşma yarına ertelendi Alınan savunmaların ardından duruşma, tutuksuz sanıkların savunmaları ile yarın devam edecek.
Ağrı AİÇÜ ile Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığı arasında iş birliği protokolü imzalandı Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi ile Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığı arasında Denetimli Serbestlik Hizmetleri alanında iş birliği protokolü imzalandı. İmzalanan protokole göre, denetimli serbestlik tedbiri uygulanan yükümlülerin ve eski hükümlülerin kişisel gelişimlerine katkı sağlayarak suç işlemelerinin önüne geçilmesi ve yeniden topluma kazandırılmaları amaçlanıyor. AİÇÜ Rektörü Prof. Dr. Abdulhalik Karabulut ve Ağrı Cumhuriyet Başsavcısı Adem Çalış tarafından imzalanan protokol kapsamında denetimli serbestlik tedbiri uygulanan yükümlü ve eski hükümlülere yönelik, eğitim ve iyileştirme faaliyetleri, çocuklara yönelik faaliyetler, bağımlılıkla mücadeleye yönelik faaliyetler, ortak projeler ve ar-ge faaliyetleri, personele yönelik faaliyetler, sosyal ve kültürel faaliyetler, koruma kurullarına yönelik faaliyetler ve kamu yararına çalışmaya yönelik faaliyet alanlarında iş birliği yürütülecek. Prof. Dr. Abdulhalik Karabulut yaptığı açıklamada, Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığı ile imzalanan protokolün, denetimli serbestlik tedbiri uygulanan yükümlülerin topluma yararlı bir birey olması ve suç oranlarının azalması için büyük bir öneme sahip olduğunu söyledi. Prof. Dr. Karabulut, toplumsal güven ve huzurun sürdürülebilir bir özellik taşıması için üniversite olarak toplumsal katkı faaliyetlerine her zaman destek olmaya çalıştıklarını belirtti. Prof. Dr. Karabulut, gerçekleştirilen iş birliği dolayısıyla Ağrı Cumhuriyet Başsavcısı Adem Çalış’a teşekkür etti. Ağrı Cumhuriyet Başsavcısı Adem Çalış ise “Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi yükümlülerin ve ailelerinin sosyal hayata katılımlarını destekleyen, sosyal sorumluluk projelerimizin oluşturulmasında bizimle birlikte hareket eden paydaş bir kurumdur. Denetimli serbestlik sistemimizi akademik destek ile güçlendiren, uygulamalarımızın verimli ve bilimsel temelle yürütülmesine imkân veren Sayın Rektörümüze ve üniversitemize teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı. Protokol imza töreninde AİÇÜ Genel Sekreteri Muhammet Nuri Kılıç ile Ağrı Denetimli Serbestlik Müdürü Derya Aydın da hazır bulundu.