POLİTİKA - 26 Kasım 2024 Salı 16:39

CHP Lideri Özel: “Şehit ailelerinin ve gazilerin gözünün içine bakamayacağımız hiçbir şeye ‘evet’ demeyeceğiz”

A
A
A
CHP Lideri Özel: “Şehit ailelerinin ve gazilerin gözünün içine bakamayacağımız hiçbir şeye ‘evet’ demeyeceğiz”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, “Şehit ailelerinin ve gazilerin gözünün içine bakamayacağımız hiçbir şeye ‘evet’ demeyeceğiz” dedi.


CHP Lideri Özgür Özel TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ’Seninle pazar gezemem’ sözüyle ilgili Özel, “Diyor ki, ‘Beni pazara çağırıyor, seninle pazar gezemem.’ Benle gezme, mesulü ben değilim. Baktım ne zaman pazara gitmiş? Başbakanlığından beri uğradığı yok. Tarım Kredi’de alışveriş yaparken görülmüş. Erdoğan’ın üç yıl önce Tarım Kredi marketinden 4,5 liraya aldığı gofret, bugün 35 lira. 1 liraya aldığı çikolata, bugün 10 lira. 4,5 liraya aldığı bisküvi, 45 lira olmuş. Gidip aynı alışverişi yapsın, fişini görelim. Üç yılda maaşlardan bir sıfır attın, fiyatlara bir sıfır ekledin. 10 kat fark var. Millet daha önce ihtar etti, anlamadın. İlk seçimde Erdoğan gidiyor, halkın iktidarı kuruluyor” dedi.



“Eğitimden memnuniyetsizlik yüzde 80 oranında”


Öğretmenler Günü’nde öğretmenlerin, emekli öğretmenlerin, atanmayan öğretmenlerin ve Türkiye’deki eğitim sisteminin bütün sorunlarını konuştuklarını dile getiren Özel, “Milli Eğitim Akademisi’nin gelecek yıldan itibaren yapacağından beteri de bu sene yapılan ve subjektif kriterlerle, söz verildiği halde yapılmayacağına yapılan mülakatla yeni mağdurlar oluşturuldu. En düşük öğretmen maaşı bu iktidar geldiğinde 23 çeyrek altın satın alabilirken, bugün 8 çeyrek altın satın alabiliyor. Düşünün ki bu iktidar bir öğretmenin maaşından 15 çeyrek altın, bugünkü parayla 75 bin lira çalmış. Beğenmedikleri, her fırsatta kötüledikleri üçlü koalisyon, Ecevit hükümeti öğretmenleri bu iktidara emanet ederken öğretmenler 23 çeyrek altın, kabataslak bugünün parasıyla 110 bin lira maaş alıyorlardı. Bugün 40 bin lira maaş alır hale getirdi bu iktidar onları. Biz tüm sorunları etraflıca konuştuğumuz, değerlendirdiğimiz ve yol haritamızı önümüzde netleştirdiğimiz bir sürecin içindeyiz. Yapılan tüm çalışmalar vatandaşın yüzde 80’inin bu eğitim sisteminden memnun olmadığını, AK Parti’nin en çok oy aldığı seçmen gruplarında bile eğitimden memnuniyetsizliğin yüzde 80’lere yakın olduğunu gösteriyor” diye konuştu.



“Yerinde dönüşüm desteği en az iki katı artırılmalı”


Rezerv alan sorununun bütün deprem bölgesinde sürdüğünü savunan Özel, “Belirsizlik sürüyor. ‘Az hasarlı yapıları onarıp içine geçebilirsin’ dediler. Kredi çekildi, borç alındı. Şimdi ‘Biz orayı rezerv alan ilan ettik. Senin evini de yıkacağız’ diyorlar. Bu soruların derhal ortadan kaldırılması gerekiyor. Ayrıca yerinde dönüşüm için 750 bin lirası hibe, 750 bin lirası kredi bir destek vardı. Ama bu 21 ay öncesinin rakamıydı. Şimdi geldiğimiz noktada bu para ile yani 750 bin lira hibe, 750 bin lira kredi ile ev yapmak bugünkü fiyatlarla mümkün değil. Bunun en az 1,5 milyon hibe, 1,5 milyon lira krediye dönüştürülmesini talep ediyor örgütler. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak zaten bu evlerin ücretsiz yapılmasını, bir evin ücretsiz verilmesini savunuyorduk. Bu çok haklı talebi de buradan dile getiriyoruz ve sonuna kadar destekliyoruz. Hatta keşke 2 milyonu hibe olsun, 1 milyon lirası kredi olsun, çok daha doğru olur. Bunu da bütçe görüşmelerinden önce deprem bölgesinin en önemli meselelerinden bir tanesi olarak kayda geçirmek isteriz” dedi.



“Oradaki mücadele çok önemli, anlamlı


Nallıhan’daki işçi eylemleri hakkında konuşan Özel, “Nallıhan’da, Meclis’e 2 saatlik mesafede Çayırhan Termik Santrali ve Maden İşletmesi’nde madenciler haklarını arıyorlar. Oradaki mücadele çok önemli, anlamlı ve aslında bugünkü saray rejiminin gerçek yüzünü göstermek açısından da çok anlamlı. 1987’de devlet kurdu oraya; hem santrali, hem madeni açtı ve 13 sene işletti. 2000-2020 yılları arasında da rödovans yoluyla özel sektöre kiralandı. 2020’de sözleşme bitti, tekrar devlete geçti. 2020 öncesi 20 yılda, yılda 100 milyon dolarlık oradan kömür çıkarılıp yakılarak, elektrik satılmış. 100 milyon dolar yıllık. 20 yılda 2 milyar dolar. Ne yapmışız? O özelleştirme furyasında, ne yapmışız? Altın yumurtlayan tavuğu kesmişiz. Alan çok kârlı bir iş yapmış, parasına para katmış. 2020’de de usulüne uygun devlete devretmiş. 4 yıldır orayı TKİ’nin bir şirketi yönetiyor ve şimdi yeniden özelleştirme kapsamına alıyorlar. 4 Aralık tarihinde yeniden özelleştirecekler” ifadelerini kullandı.



“Şehit ailelerinin ve gazilerin gözünün içine bakamayacağımız hiçbir şeye ‘evet’ demeyeceğiz”


MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “Öcalan” çağrısına ilişkin Özel, “Bahçeli geçen ay bir açıklama yaptı. O açıklamasının arkasında durduğunu defalarca söyledi. Bugün de söyledi. O konuda da bizimle ilgili söyledikleri konusunda da konuşmanın sonunda bir şeyler söyleyeceğim ama ben geçen hafta şöyle bir şey yaptım. Bu Bahçeli’nin söyledikleri var, bizim de bir hattımız var. Biz ne diyoruz? ‘Şehit gelmeyecekse, annelerin gözyaşı dinecekse, Meclis odaklı, samimi, şeffaf ve toplumsal mutabakata dayalı bir iş olacak, bütün partiler içinde olacak, biz de oluruz’ diyoruz. Ama ‘Toplumsal mutabakatta bir kırmızı çizgimiz var’ diyoruz. O da şehit ailelerinin ve gazilerin gözünün içine bakarız. Onlar ‘olur’ diyorsa ‘olur’ deriz. Böyle yapıyorlarsa ‘olmaz’ deriz. Onların rızası olmayan hiçbir iş yapmayız diyoruz. Geçen hafta daha önce Sayın Genel Başkan Yardımcım, gölge Milli Savunma Bakanımız Yankı Bağcıoğlu, 34 şehit ailesine ve Gazi Derneği’ne gitti. Geçen hafta Ankara’daki ikisi dernek biri vakıf, polislerin, terörle mücadelenin ve muharip gazilerin derneklerine ve vakıflarına gittik. Üçünün özelliği, kamu yararına çalıştığı için devlet tarafından belge verilen ve devlet tarafından Milli Savunma Bakanlığı’nın verdiği binada oturan, devletten yaptıkları hizmetler için katkı alan, ödenek alan üç derneği ziyaret ettim, canlı yayında basın toplantısı yaptım, başkanları yanlarımdaydı ve gazetecilerin önünde de başkanlar konuştu. Dedikleri şu, ‘’Meclis’te şeffaf, hesap verebilir, toplumsal mutabakata dayalı deyip şehit aileleri de bu sürecin içinde olursa’ diyorsunuz biz Cumhuriyet Halk Partisi’ne teşekkür ediyoruz, bu süreçte tek güvencemiz sizsiniz’ dediler. Dernekler orada, başkanlar orada ve dedi ki başkan, kayıt altında. ‘Biz huzur gelsin isteriz ama süreç siyasi bekaya malzeme edilirse haklarımızı da helal etmeyiz’. Ben de kendilerine söyledim, buradan bir kez daha söylüyorum: Biz şehit ailelerinin ve gazilerin gözünün içine bakamayacağımız, onların ‘evet’ demediği hiçbir şeye ‘evet’ demeyeceğiz” açıklamasında bulundu.



“Hiç kreş açmadık’ diyeceklerine ‘kreşleri kapatırız’ diyorlar”


Özel konuşmasına şöyle devam etti:


“Şimdi sizlere siyasi hırsların, siyasi hazımsızlığın eseri olan bir iktidarın nasıl suçüstü yakalandığı anlatacağım, nasıl suçüstü yakalandığını. Mevzu şu: Herkes kamuoyu araştırmalarına bakıyor, seçmen davranışlarını anlamaya çalışıyor. Bir çalışma var, kendileri yaptırmışlar. 2019’da birinci seçimde AK Parti’ye oy vermiş. Mazbata iptal olmuş, YSK darbe yapmış. İkinci seçimi Ekrem Başkan 806 bin farkla kazanmış ya. Orada da Tayyip Bey’e inanmış, yine AK Parti’ye oy vermiş kadın seçmenleri çalışıyorlar. İki seçimde de AK Parti’ye vermiş, bu seçimde dönmüş İmamoğlu’na oy vermiş. Niye diye soruyorlar? Niye? Oy değiştirme davranışında ne etkili? Birinci sıra; Anne Kart. 0-5 yaş arası kadınlara Ekrem Başkan’ın yolladığı, işte doğumdan itibaren Hoş geldin Bebek paketiyle başlayan, esas olarak da ücretsiz ulaşım sağlayan çocuklarıyla annesine, bir yakınına gitmeye. Parası yok ki çocuğu bir yere bıraksın. Bir yakınına ücretsiz gidiyor, oraya bırakıyor, işini görüyor. Ücretsiz Anne Kart. Ben gözümle gördüm. Çocuğu bir eliyle tutuyor, çantadan çıkarıyor Anne Kart’ı. Ekrem Bey’e, kartı tutarak kalp yapıyorlardı seçim otobüsüne. Kaç Anne Kartlı annenin Ekrem Başkan’a minnet gösterdiğini gördüm. AK Parti de çalışmada görmüş. Bir Anne Kart, iki ücretsiz kreş; çok uygun fiyatlı kreşler. Bunu görünce, ‘Kardeşim biz yanlış yapmışız. Biz İstanbul’da hiç kreş açmadık. Bunlar geldiler, İstanbul’da bir yıl içinde 105 tane kreşi açtılar. Milletin gönlüne girdiler.”



“11 aydır asgari ücrete zam yok, neden hala yüksek enflasyon?”


Yılın son ayına girdiklerini ve Aralık‘ta 2025 asgari ücretinin belirleneceğini hatırlatan Özel, “Geçen hafta sendikalar geldi. DİSK, HAK-İŞ, TÜRK-İŞ. Verdikleri, üzerinde mutabık oldukları veriye göre Türkiye’de işçilerin yüzde 57’si asgari ücret alıyor. Bu rakam Avrupa’da, Avrupa Birliği ülkeleri arasında yüzde 9. Bir tarafta 100 kişiden 9’u asgari ücret alıyor, asgari ücretleri çok yüksek. Ama hızla işçi kıdem aldıkça altı ay, bir yıl içinde asgari ücretten kurtuluyor, kopuyor, daha yukarılara gidiyor. Bizde her sene asgari ücret alanların sayısı artıyor çünkü gitgide emek daha çok sömürülüyor. Türkiye’deki oran yüzde 57. Beş işçiden üçü asgari ücretle çalışıyor ve bu iktidar asgari ücretin nasıl artırılacağına çalışacağına, ‘Asgari ücretle ilgili nasıl algı operasyonları yapabilirim, nasıl insanları kandırabilirim’ ona çalışıyor. Diyor ki, ‘Enflasyonu düşürmek için gerçekleşen enflasyona göre değil hedeflenen enflasyona göre zam vermeliyiz.’ Türkçesi, 17 bin lira olan, seçimden önce ‘Yılda dört kez enflasyon ayarlaması yaparız’ deyip, 11 aydır enflasyona mahkûm edilen, bir yıl boyunca zam yapılmayan 17 bin 2 liralık asgari ücret, verildiği güne kadar alım gücü 9 bin liraya düşmüş olan asgari ücret. Bugün o asgari ücrete enflasyon kadar, yüzde 49, yüzde 50, yüzde 49 zam yapmak yerine ‘Biz yüzde 22 enflasyon hedefliyorduk, o zammı yapalım. Sonra yüzde 22 diyelim, son gün 30’a çıkaralım, bu işi yüzde 30’a bağlayalım’ diye düşünüyorlar. Yani ‘17 bin liralık asgari ücreti 22 bin lira yapıp, bir sene boyunca insanlara bu asgari ücrete mahkûm edelim’. Bütün hesap bu. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın yaptığı hesaplamaya göre asgari ücrete yapılan yüzde 1’lik zam, enflasyonu 10 binde 7 etkiliyor. Geri kalanı bu hükümetin yaptığı diğer işlerden etkileniyor ama bir laf yaymaya çalışıyorlar, ‘Asgari ücrete zam verirsek fiyatlar fırlar’. 11 aydır zam vermiyorsun asgari ücrete. Neden fırladı bu fiyatlar? Neden hala yüzde 50 enflasyon” diye konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Çin ve Brezilya’dan daha sürdürülebilir bir dünya hedefi Çin ve Brezilya’nın daha adil bir dünya ve daha sürdürülebilir bir gezegen hedefine yönelik planlarını konu alan bir makale yayımladı. 2014 yılında Çin ve Brezilya arasındaki Belo Monte Ultra Yüksek Voltaj (UHV) iletim projesine yönelik iş birliği anlaşması imzalandı. Bu proje, tropik yağmur ormanları ve nehirleri aşan 2 bin kilometreden uzun bir alanı kapsıyor. Yapılan açıklamaya göre; Brezilya’nın kuzey ve güneyini birbirine bağlayan bir "elektrik otobanı" oluşturan proje, yalnızca sanayi bölgelerine yeterli enerji sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 10’unu oluşturan 22 milyon Brezilyalının enerji sıkıntısını çare buldu. Proje, bugüne kadar 180 terawatt saat hidroelektrik enerji iletimi gerçekleştirerek 64 milyon ton standart kömür tasarrufu sağladı ve 170 milyon ton karbondioksit (CO2) emisyonun önüne geçti. Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva, yaptığı açıklamada "Çin, Brezilya’nın devam eden enerji dönüşümünde aktif rol oynuyor" dedi. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ise başkent Brazilya’da Lula ile yaptığı görüşme esnasında birbirlerinin başarısına katkıda bulunan "altın ortaklar" olarak Çin’in Brezilya’yla çalışmaya ve insanlık için ortak geleceğe sahip bir topluluk inşa etme hedefi doğrultusunda ilerlemeye hazır olduğunu dile getirdi. Yapılan açıklamada şu bilgiler yer aldı: "İki ülke daha adil bir dünya ve daha sürdürülebilir bir gezegen için ortak geleceğe sahip Çin-Brezilya topluluğu anlayışıyla aralarındaki bağları güçlendirdi ve Kuşak ve Yol Girişimi’ni Brezilya’nın kalkınma stratejileriyle uyumlu hâle getirme konusunda anlaşmaya vardı. Bu yıl, Çin ile Brezilya arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasının 50. yıl dönümü kutlanıyor. İki ülke son elli yıl boyunca ekonomik ve ticari bağlarını güçlendirerek ekonomik ve ticari iş birliğinde önemli başarılara imza attı. Diplomatik ilişkilerin 50. yıl dönümünü kutlamak amacıyla Brezilya’nın Recife şehri, kültürel ilişkilere elverişli ortamı geliştirmek amacıyla 2024 yılını "Çin Yılı" olarak belirledi. Çin ve Brezilya, hızla değişen günümüz dünyasında BM, G20 ve BRICS gibi çok taraflı çerçeveler bünyesinde küresel yönetişim ve iklim değişikliği gibi önemli konularda birbirleriyle yakın ve düzenli olarak çalışıyor. Çin ve Brezilya Mayıs ayında Ukrayna krizine yönelik siyasi çözüm konusunda altı maddelik ortak mutabakat yayımladı ve uluslararası toplumdan pozitif tepki aldı. İki ülke aynı zamanda bu siyasi krizle ilgili olarak barışı destekleyen daha fazla ses toplamak amacıyla diğer Küresel Güney ülkeleriyle birlikte "Friends for Peace" (Barış için Dostluk) grubunu kurdu."
İstanbul Bakırköy Belediyesi Kadına yönelik şiddete karşı konferans düzenledi Bakırköy Belediyesi, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde bir konferans düzenledi. Kadına yönelik şiddetin uzmanlarca hukuki ve sosyal boyutta ele alındığı konferansa katılan Bakırköy Belediye Başkanı Doç. Dr. Ayşegül Ovalıoğlu, “Kadınların omuzlarındaki yükleri hafifletebilmek için elimizden ne geliyorsa yapacağız” dedi. Kadınlara hak ettikleri eşit bir yaşamı sunabilmek için çalışmalarına devam eden Bakırköy Belediyesi, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde bilinçlendirici bir konferans düzenledi. Bakırköy Belediye Başkan Yardımcısı Nurcan Alan’ın moderatörlüğünü yaptığı konferansta, ülkenin kanayan yarası olan kadına yönelik şiddet, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı Gönüllüsü, Eşik Üyesi Av. Selin Nakıpoğlu ve Türk Psikologlar Derneği Genel Sekreteri Dr. Öğr. Üyesi Duygu Buğa tarafından ele alındı. Bakırköy Belediyesi Konferans Salonu’nda düzenlenen program kapsamında kadına yönelik şiddet hukuki ve sosyal boyutlarda değerlendirildi. Konferansta vatandaşlar akıllarındaki soruları da sorma fırsatı buldu. Programa katılan Bakırköy Belediye Başkanı Doç. Dr. Ayşegül Ovalıoğlu, katılımcılara katkılarından dolayı teşekkür ederek kadına yönelik şiddetin önüne geçebilmek için her türlü çalışmayı yapacaklarını belirtti. “Her kesimin eşit olduğu, demokratik işleyişin düzgün ilerlediği bir gelecek hayal ediyorum” Programda konuşan Bakırköy Belediye Başkanı Doç. Dr. Ayşegül Ovalıoğlu, adaletin sağlanması ile eşit bir geleceğe adım atılabileceğine vurgu yaparak, “Ülke olarak en büyük mücadeleyi adalet ve ekonomi konusunda veriyoruz. Adaletin sağlanması konusunda şüpheler var. Adaleti sağlamak kişilerin kendisine bırakılmamalı. Bu noktada da biz her zaman elimizden geleni yapmak zorundayız. Yasalar, müdahil olduğunda korumak zorunda. Örneğin, gidip şikayette bulunuyorum ama o okları kendi üzerime çekeceğim konusunda da endişelerim var. Sokakta yürürken de birisi bize saldırdığında kimse ‘Başıma bir şey gelir’ diye müdahil olmak istemiyor. Sadece aile içi şiddete değil, toplumsal olarak buna nasıl karşı çıkacağız? Zihinlerdeki şiddeti nasıl durduracağız? Umut ediyorum ki, bunları konuştuğumuz bir gündemimiz olmasın artık. Artık eşitliğimize dair konuşalım. Her kesimin eşit olduğu, demokratik işleyişin düzgün ilerlediği bir gelecek hayal ediyorum” dedi. “Kreşleri kapatmayacağız, açmaya devam edeceğiz" Kreşlerin kapatılmasıyla ilgili tartışmalara da değinen Başkan Ovalıoğlu, “Siyaset doğru kullanıldığında ve doğru kişiler tarafından uygulandığında insanın hayatını kolaylaştıran bir şeydir. O yüzden bu meseleye evrensel olarak bakıyorum. Kadınların hayatını, üzerindeki yükleri rahatlatmak için yerel yönetimler olarak biz neler yapabiliriz? diye düşünerek kadınlara her alanda elimizden gelen desteği verebilmeliyiz. Vermeliyiz ki, kadınlar da gönül rahatlığıyla işini yapsın, ekonomik özgürlüğünü sağlasın. Yani bir yerde kadının ‘susması’ için bir sebep olmasın. Belediyeler olarak kreş mi yapmamız lazım? Daha da çok yapacağız. Bugün bize de kreşleri kapatmamız konusunda yazı geldi. Kapatmıyoruz. Kapatmamaya, hep birlikte kreş açmaya devam edeceğiz. Çünkü bizim amacımız herkese eşit bir hizmet sunabilmek. Amacımız sadece ekonomik durumu uygun olana anaokulu hizmeti sunmak değil aynı zamanda o ekonomik güce sahip olmayana da eşit, nitelikli ve mükemmel hizmeti sunabilmek. Açtığımız kreşlerle, sunduğumuz hizmetlerle kadının yükünü hafifletelim ki kadın da nefes alabilsin. Kim ne derse desin, evin direği kadın ve biz onun omuzlarındaki yükleri hafifletmek için sosyal hizmetlere daha da ağırlık vererek elimizden ne geliyorsa yapacağız” ifadelerini kullandı. “Yalnız değilsiniz, birlikte güçlüyüz” Kadınlara, yalnız olmadıklarını hatırlatarak birlik ve beraberlik çağrısı yapan Başkan Ovalıoğlu şunları söyledi: “Yasalar konusunda, İstanbul Sözleşmesi konusunda, kadına yönelik şiddete karşı çıkmak konusunda toplum olarak mücadele etmeliyiz. Hep kadını konuşuyoruz ama erkeğin bu zihniyette olarak yanımızda durması şart. Anneler olarak o erkekleri de biz yetiştiriyoruz ama eğitimler de çok önemli. Hem İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin hazırladığı müfredata hem de kendi rehberimize uygun şekilde belediyemiz bünyesindeki kurum içi eğitimleri tamamlayacağız. Bu konuları sadece böyle günlerde konuşmamalı, güncel tutmalıyız. Mesele, yalnız değilsiniz! Hep beraber, birlikte güçlüyüz. Devletler, hükümetler halkının yanındadır. Halkın rahatı için, refahı için onlar gönüllü olarak buraya gelmişlerdir. Biz seçmişizdir, siz seçmişsinizdir. O zaman bizim faydamıza, yararımıza işler yapmakla yükümlüdür. ‘Sence, bence’ olmaz, orada siyaset kalkar. Orada devreye her konuda halkın refahı, güvenliği ve huzuru girer.”
Balıkesir Balıkesir’de zeytini kuraklıktan sonra lodos vurdu Türkiye’nin önemli zeytin üretim merkezlerinden Balıkesir’in Burhaniye ilçesinde, zeytini kuraklıktan sonra bu defada lodos vurdu. Kuraklıktan zeytinler büyüyemezken, son günlerde düşen yağmurla birlikte gelen lodos da zeytinin dibe düşmesine neden olurken, hasat maliyetlerini artırdı. Burhaniye yöresinde Mayıs ayından beri yağmur düşmemesi nedeniyle zeytinler büyüyemedi. Zeytin hasadına başlanırken, beklenen yağmurda lodosla birlikte geldi. Aşırı lodos yüzünden zeytinin dibe düşmesi, hasat maliyetlerini artırırken, yemeklik yağ rekoltesinin de düşmesine neden oldu. Zeytinyağı fiyatlarının geçen yıla göre büyük oranda düşmesi de üreticileri üzdü. Zeytin hasadı yaptığını anlatan Ferit Doğan ,” Lodosla birlikte zeytinler döküldü. Dökülünce işçilik maliyetleri de arttı. Kadın yevmiyeleri. 800-900 lira, erkek yevmiyeleri ise bin 200-bin 500 lira. Maliyetler daha da arttı. Zeytinyağı fiyatları da tam belli olmadı. Bekliyoruz Tariş’in fiyat açıklamasını. Bu sene zeytin manasında işler çok iyi gitmiyor” dedi. Yaşar Özdemir de, “Bu sene zeytincinin işi zor. Lodos esti zeytinler yere döküldü. Zaten yevmiyeler pahalı. Yani insanlar ne yapsın ki. Yağın fiyatları düşük. Zeytinler küçük. Üstüne yağmurda yağmayınca bir türlü zeytincilik de iş olmuyor. Maliyetler çok yüksek. Eğer kendi işimiz olmasa zaten kesinlikle zarar ederiz. Allah yardımcımız olsun. Ne diyelim” diye konuştu. Ziraat mühendisi Mustafa Erümit ise,” Beklenen yağışlar olmadığı için rekoltede istediğini alamayan çiftçiyi bu sefer lodos vurdu. Yağışlarla birlikte gelen lodos ağacın üstünde olan zeytinleri de döktü. Maalesef, bu da toplama maliyetlerine ve ürünün kalitesine çok büyük etkiler yaptı. Bundan sonra çiftçimizin Allah, yardımcısı olsun. Maliyetler iyice artıyor. Önümüzdeki günlerde neler olacağını hep beraber göreceğiz” dedi.