EKONOMİ - 02 Temmuz 2024 Salı 15:13

Marmaris-Fethiye deniz otobüsü seferleri başladı

A
A
A
Marmaris-Fethiye deniz otobüsü seferleri başladı

Muğla Büyükşehir Belediyesinin projelerinden biri olan deniz feribot seferlerinin Marmaris-Fethiye deniz otobüsü seferlerinin açılışı bugün Marmaris Limanından gerçekleşti.


Marmaris’ten her gün sabah 10.30 ve 17.00 olmak üzere iki sefer, Fethiye’den sabah 08.00 ve 13.00 olmak üzere düzenlenen seyahatler 2 saat 10 dakika sürerken, ekonomi koltuk bilet fiyatları 301 lira olarak belirlendiği belirtildi. Deniz otobüsleri Muğlakart ulaşım kartları ile de yapılırken, tüm Muğla genelindeki toplu taşıma araçlarındaki imkanlar ile aynı şartlarda olduğu bildirildi.


"Bugün yeni bir hizmet dönemi"


Açılışta konuşan Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü, "Seçim döneminde meydanlarda verdiğimiz sözü tutarak halka yönelik çağdaş belediyeciliğin ve sosyal belediyeciliğin örneklerini bir bir vermeye devam ediyoruz. Bugün de Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Aras’ın projesiyle bu zincire bir yenisini daha ekliyoruz. Dün Didim-Bodrum arasındaki seferi gerçekleştirdik, Evet, bugün yeni bir hizmet dönemi, Muğla bölgesinde daha önce olmamış bir hizmet modeliyle Büyükşehir Belediyemizin projesiyle karşınızdayız. Bu projenin liderliğini üstlenen Büyükşehir Belediye Başkanımıza ve katkı koyan bütün birimlere teşekkür ediyorum. Hepimizin kullanacağı bir proje, bir yolculuk. Fethiye ile Marmaris arasındaki karaya alternatif bir ulaşım modeli. Hepimize hayırlı olsun. İnşallah hep birlikte bu keyfini Fethiye ile Marmaris arasındaki birlikteliğin keyfini denizden de süreceğiz" dedi.


"’Vatandaşlarımıza Muğla’mızın eşsiz kıyılarını göstereceğiz"


Konuşmasına Mora Yarımadasından gelen Denizci bir ailenin üyesi olduğunu belirterek başlayan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, "Denizler, deniz kültürü çok önemli. Özellikle mesela bölgemizde. Bölgemizde yüzlerce yıldır insanlarımız denizle uğraşıyor. Balıkçılık, deniz ticareti en önemlilerinden bir tanesi süngerciliktir. Muğla’mızın, Marmaris’imizin, Fethiye’mizin, Bodrum’umuzun, Datça’mızın ve bütün kıyı ilçelerimizin şu anda turizm potansiyelinde denizcilik çok ayrı bir yer tutmaktadır. Tabii ki özel girişimler, denizciler şu anda çok önemli bir faaliyet icra ediyorlar. Onlara destek olmamız lazım. Ama yerel yönetimler olarak bizler de kendi alanımızda özellikle toplu ulaşım alanında 1480 kilometrelik kıyıyı kullanmak zorundayız. Zaten kara trafiği artık bölgemizdeki nüfus artışına bağlı olarak ciddi bir sıkıntı oluşturuyor. En azından belli bir oranda denizleri de devreye sokarak hem Muğla’mızın yerleşik hemşerilerine, vatandaşlarına hem de Muğla’mızı ziyaret eden yerli yabancı turistlere özellikle bu hizmeti sunmak zorunda olduğumuzu zaten biliyorduk. Ve şöyle düşünün şimdi Fethiye’ye gelen bir turist eğer özel bir tekne tutmazsa, bir charter teknesine veya günübirlik bir tekneyi tutmazsa veya bir yerli, burada yaşayan vatandaşımız, buralı bir vatandaşımız, o kadar parayı ödeyemeyecek olan bir vatandaşımız bu güzel koyları ömrü boyunca göremez, arkadaşlar. İşte yerel yönetimlerin devreye gireceği nokta tam da burasıdır. Sosyal belediyecilik ancak bu durumda kendini göstermek zorundadır. Şimdi bu yüzden Marmaris’ten bir vatandaşımız, günübirlik güzel bir güvenli, konforlu bir yolculuk yaparak Fethiye’ye gidebilir. Ölüdeniz’i görsün, Fethiye Körfezi’ni görsün, Kaya mezarlarını görsün, Kaya köyüne gitsin, bölgeyi dolaşsın. Aynı şekilde Fethiyeli Marmaris’e geldiğinde de. Güzel Marmaris’i, çarşısını görsün, alışveriş yapsın, pazara gelsin, Bozburun’a gitsin, Selimiye’yi görsün, öyle değil mi?" dedi.


‘’Çamlı’dan Bodruma arabalı feribot müjdesi’’


Sözlerine yeni projelerinden bahsederek devam eden Başkan Aras, "Çamlı’dan Bodrum’a arabalı bir feribot koyacağız. Arkadaşlar bu da çok önemli. Özellikle bölgenin o uzun kara yolu trafiğini ve zaman kaybını önleyecek, gök maviliklerine de güzel bir katkı sağlayacak bir arabalı feribot seferi. Bunu da çalışıyoruz. Yakın bir zamanda inşallah bunu da ihdas edeceğiz, bunu da ortaya koyacağız. Yani Muğla kıyılarını dantel gibi, deniz vizyonumuzla birbirine bağlayacak. Zaten geçtiğimiz meclisimizde, Sayın Meclis üyelerimizin ve başkanlarımızın takdiriyle Denizcilik Anonim Şirketimizi kurmuş bulunuyoruz. Artık denizciliği ayrı değerlendireceğiz" dedi.


Marmaris, Fethiye arası bugün başlayan ilk seferi yapan Yeditepe 1 gemisine Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, CHP Muğla İl Başkanı Zekican Balcı, Fethiye Belediye Başkanı Alim Karaca, Büyükşehir belediyesindeki birim müdürleri ve çok sayıda vatandaş binerek yola çıktı.


Deniz otobüslerinin sefer saatleri ve fiyat tarifeleri belli oldu


Günde iki sefer olarak yapılacak Marmaris-Fethiye Deniz otobüsü seferleri 2 saat 10 dakika sürecek ve güncel bilet fiyatı 301 Türk Lirası olarak belirlendi.


Muğla Büyükşehir Belediyesi Deniz otobüsü sefer saatleri ve ücret tarifeleri belli oldu. Deniz otobüsü hizmetinden yararlanmak isteyen vatandaşlar https://muttas.com.tr/feribot/ adresinden sefer saatleri ve fiyat tarifelerini öğrenilebilecek.



Marmaris-Fethiye deniz otobüsü seferleri başladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Mersin keşfedilmeyi bekliyor Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, "Biz dünya mirası niteliğindeki birçok zengin unsura sahibiz. Bu zenginlik çok daha fazla insana ulaşarak katlanacaktır" dedi. Vali Pehlivan, Mersin Arkeoloji Müzesi’nde ’Dünya Mirası Olma Yolunda Mersin’ başlığıyla çıkan Dünya Mirası dergisinin tanıtımına katıldı. ’Türkiye’nin inci ve öncü şehri Mersin UNESCO yolunda’ sloganıyla düzenlenen etkinlikte konuşan Pehlivan, "10 bin yılı aşkın tarihi geçmişe şahit olan Mersin keşfedilmeyi bekliyor. Elbette ki bugüne kadar belli boyutta, belli yönleriyle keşfedilen bir şehir ama daha fazla insan tarafından keşfedilmesi gereken birçok yönü ve özelliği olan, tarihi yapılarıyla, doğal güzellikleriyle ön plana çıkan nadide bir şehrimiz" diye konuştu. Mersin’de, UNESCO geçici miras listesinde Tarsus’taki St. Paul Kuyusu ve çevresi, Erdemli’deki Korykos Antik Kenti, Mut içesindeki Alahan Manastırı ve Anamur’daki Mamure Kalesi olmak üzere 4 varlığın yer aldığını ifade eden Pehlivan, şöyle devam etti: "Mersin ilimizde 926 sit alanımız, bin 642 tescilli varlığımız var. Bunlar içerisinde 4’ü geçmiş yıllarda ki emeği geçenlere kişi ve kurum bazında çok teşekkür ediyoruz, teklif edilmiş. Tabii ki Kültür ve Turizm Bakanlığımızın himayesinde çalışmalar yürütülmüş ve o listeye dahil olmuş. Yıllar içerisinde stabil bir gidişat olmuş. Biz istedik ki bu konuda yeniden farkındalık oluşturalım. Öncelikle kendi içimizde bir farkındalık oluşturmak ve devamında da geçici listeye dahil olan bu varlıklarımızı, miraslarımızı kalıcı listeye tabii ki hepsi birden olmaz ama bir süreç dahilinde o listeye dahil olmasını sağlamak. Bunu yaparken de sırada bekleyen; işte Alahan tamam geçici listede ama aynı güzellikte Uzuncaburç, Kanlıdivane ve Anamurium antik kentlerimiz var. Bunların da hemen arkasından bilimsel çalışmalarını hocalarımızla birlikte yapmak suretiyle devamlılığını getirmek ve listeye dahil olmasını sağlamak." Türkçe ve İngilizce dergi basıldı Bu kapsamda geniş katılım sonrası Dünya Mirası Dergisi’nin Türkçe ve İngilizce basımının gerçekleştiğini dile getiren Pehlivan, "Ve bugün önümüzde duruyor. Biz bu çalışma vesilesiyle şunu ifade etmek istiyoruz. Bir tarihi yapının varlığı, bir doğal yapının varlığı başlı başına kıymetli midir? Evet kıymetlidir. Ancak o kıymet ne zaman artar? Bu varlığın farkındalığının arttığı nispette artar. O varlığı, o tarihi güzelliği, eseri, özellikle de birçok medeniyete ev sahipliği yapmış o alanları ülkemizde ve dünyada ne kadar çok insana ulaştırabilir ve ne kadar çok insanın onu bilmesini, öğrenmesini sağlarsak o kıymet elbette ki çok daha fazla artacaktır. Başlık ’Dünya Mirası’. Biz dünya mirası niteliğindeki birçok zengin unsura sahibiz. Bu zenginlik çok daha fazla insana ulaşarak katlanacaktır" dedi. Yapılan anketlerde, turistlerin ziyaret ettikleri bölgelerde UNESCO kalıcı veya geçici listesinde varlık olmasını tercih ettiklerinin ortaya çıktığını vurgulayan Pehlivan, yapılan ve yapılacak çalışmaları anlatarak, her geçen gün Mersin’e gelen turist sayısının giderek daha da artacağını kaydetti. Pehlivan, derginin oluşumunda emeği geçenlere teşekkür etti. "Bölgede, her dönemin ve her medeniyetin ilklerini görmek mümkün" İl Kültür ve Turizm Müdürü Hakan Doğanay da Mersin’in sahip olduğu arkeolojik verilerin zenginliğinin dikkat çekici olduğunu söyledi. Bölgede, milattan önce 8000’lere kadar giderek her dönemin ve her medeniyetin ilklerini veya farklı unsurlarını görmenin mümkün olduğunu dile getiren Doğanay, "Bunun en önemli nedeni bölgenin Akdeniz medeniyetlerini, İç Anadolu üzerinden Ege’yle buluşturan önemli bir coğrafi konumda olması. Ayrıca ticari bir rota üzerinde yer almasından dolayı çok farklı kültürlerin etkileşim halinde olduğu bir noktada bulunmasından kaynaklanmaktadır. Anadolu’nun engin kültürel mirasının oldukça ilgi çekici ve iyi korunmuş örnekleri ilk Mersin’de bulunmaktadır. Mersin’in Güney Anadolu sahillerinde oldukça geniş bir alana yayılmış olması, tarih boyunca Akdeniz’de gerçekleştirilen etkinlikler için kenti önemli kılmıştır. Tarih boyunca süren bu ilginin yansıması olarak çok sayıda yerleşim bu topraklar üzerinde kurulmuştur" diye konuştu. Mersin’in bu zengin kültürel mirasına karşın sadece 4 varlığının UNESCO geçici listesinde yer aldığını belirten Doğanay, "Bugün burada bu mevcut listedeki varlıklarımızı görünür hale getirmek için yapılan bir çalışmanın tanıtımı için toplandık. Kültürel Miras Dergisi bu sayısını Mersin’imizin kültürel varlıklarına ayırdı. Bu tanıtımın, bu faaliyetin, Mersin’imizin sahip olduğu zenginliği daha bilinir hale getireceğini umut ediyorum" dedi. Dünya Mirası Dergisi İmtiyaz Sahibi ve Yayın Yönetmeni İsmail Şahinbaş’ın konuşma yaptığı etkinlikte, Prof. Dr. Ümit Aydınoğlu Uzuncaburç Antik Kenti, Prof. Dr. Mehmet Tekocak Anemurium Antik Kenti, Doç. Dr. Şener Yıldırım da Krykos Antik Kenti’nde yürütülen kazı çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Ankara Sinan Ateş davasında müştekiler dinlendi Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin 22 sanığın yargılanmasında müşteki beyanları dinlendi. Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin 22 sanığın yargılanmasına devam edildi. Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmaya sanıklar, taraf avukatları, müşteki Ayşe Ateş ve yakınları katıldı. Duruşmada CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Sercan Hamşıoğlu ile milletvekilleri Metin Ergun ve Yavuz Aydın, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, CHP Genel Başkan Yardımcıları Gül Çiftçi ve Murat Bakan, CHP Milletvekili Sibel Suiçmez yer aldı. Duruşmaya verilen 1 saatlik öğle arasının ardından mahkeme başkanı müştekilerin dinlenilmesine devam edeceğini belirterek Sinan Ateş’in annesi Saniye Ateş’e söz verdi. “Devlet Bahçeli oğlumun katilini bulmalı” Duruşmanın sabahki bölümünde fenalaşan Saniye Ateş, öğleden sonraki bölümde ifadelerine devam ederek, "Devlet Bahçeli oğlumun katilini bulmalı. Bana neden oğlumu öldürdüklerini açıklayacaklar. Oğlum kaç sefer çelik yelekle geldi bilemezsiniz. Benim 38 yaşındaki gelinim neden çelik yelekle geziyor? Kısasa kısas istiyorum, kanıma kan istiyorum ben. Söyleyeceklerim bu kadar” diye konuştu. Ardından olayda Sinan Ateş’in yanında bulunan müşteki tanık Selman Bozkurt’a söz verildi. “Ateş’in kızı bana, ‘dayı, babam melek mi oldu?’ deyince bir şey diyemedim” Olay gününü anlatan müşteki tanık Bozkurt, “Olay günü Çukurambar’da bulunan ofise gittik. Yarım saat sonra Ahmet Keçik de yanımıza geldi. Beraber yürüyerek ofisten çıktık. Firdevs Camii’ne gittik, namazımızı kıldık. Yürüyerek ofise geliyorduk. Arabaların arasından şahıs çömelir vaziyette Ateş’in karşısına çıktı. Ateş etmeye başladı, ben atılınca silahlı şahıs bana yöneldi. Sırtımda, göğsümde sıcaklık hissettim, vurulduğumu anladım. Arabanın arkasına sığındım. Oradan çıktığımda Sinan Ateş’i o vaziyette gördüm. Olayın şokundaydım, etrafımıza bir sürü insan geldi. Ambulans çağrıldı, hastaneye ayrı ayrı ambulanslarla götürüldük. Şahıs hedef gözetmeksizin ateş etti. Bir haftaya yakın yoğun bakımda kaldım. Eve gittiğimde Ateş’in kızı bana, ‘dayı babam melek mi oldu’ deyince bir şey diyemedim. Söyleyeceklerim bu kadar” dedi. Müşteki Avukatı Kürşat Ergin, ayrılan dosyadaki şüpheliler olmadan bu yargılamanın yapılamayacağını vurgulayıp, “Bu yöntemle yargılama, bundan sonra benzer olayların rahatlıkla yapılmasına yol açabilir. Biz bunun önüne geçmeye çalışıyoruz” ifadesini kullandı. “Olcay Kılavuz bu dosyada olmalıydı” Beyanda bulunan müşteki avukatı Şeyda Şahin, “Olcay Kılavuz’la ilgili soru sormak istedik, ‘İddianameyle sınırlıyız’ dendi ve soru sorulamadı. Olcay Kılavuz bu dosyada olmalıydı. Plaka bilgilerine müdahale oldu. Bunları sormamıza neden izin verilmedi? Korkmayalım, adalet yerini bulsun. Biz Sinan Ateş’in mesajlarının medyada yayınlanmasından korkmuyoruz. Evet, bu araçlar MHP’ye aittir, Ülkü Ocakları’na tahsis edilmiştir. Bunları amacı dışında kullananlar hesabını verecektir. Bizim makamlarla, partilerle husumetimiz yok. Beklediğimiz, bu eylemi yapan, yaptıranın gelmesidir” diye konuştu. ‘Tetikçi Özyağcı, Ateş’in ayaklarına değil, öldürücü noktalara ateş ettiği anlaşılmaktadır’ Müşteki avukatı Şeymanur Tefenni ise sanık ve avukatlarının iddiaların aksine kriminal ve otopsi raporları ile kamera kayıtlarının Eray Özyağcı’nın, Sinan Ateş’in ayaklarına değil, öldürücü noktalarına ateş ettiğini ortaya koyduğunu belirtip, “Aklımızla dalga geçilmektedir” ifadesini kullandı. Beyanların ardından duruşma yarın devam etmek üzere ertelendi. Duruşma bitimi esnasında müştekilerin katılma talebine binaen Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, "Cumhuriyet savcısından da sorulması gerekir. Herkesin bir görevi var" dedi. Bunu duyan Mahkeme başkanı kolluk görevlilerine Tanal’ı dışarı çıkartmalarını söyledi. Mahkeme başkanı Milletvekili Tanal’a "Herkes duruşma salonuna girerken sıfatlarını dışarıda bırakması gerekir" diye cevap verdi. Tanal, kolluk görevlilerince dışarı çıkartıldı.
Ankara Kamu Birliği Konfederasyonu’ndan TÜİK önünde eylem Kamu Birliği Konfederasyonu, Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) açıkladığı 6 aylık enflasyon oranlarının ardından TÜİK binasının önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Kamu Birliği Konfederasyonu tarafından TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına ilişkin basın açıklaması gerçekleştirildi. TÜİK genel merkezinin önünde yapılan açıklamada, kamu çalışanlarının geçinemediği ve mevcut zamların arttırılması gerektiği belirtildi. Kamu Birliği Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı Furkan Ali Çiftçioğlu, TÜİK tarafından, haziran ayı enflasyon oranının 1,64, 6 aylık enflasyonun ise yüzde 24,72 olarak ölçtüğünü hatırlattı. Çiftçioğlu, yaklaşık 20 yıldır TÜİK tarafından yayınlanan madde sepeti ve madde sepetinin fiyat listesinin yayınlanmadığına da dikkati çekti. Çiftçioğlu memurların geçim sıkıntısı çektiğini ifade ederek, "Bakın, açın bir bakın istediğiniz yıla 3+1 bir daire 2010’da kaç memur maaşıydı, 2015’te kaç memur maaşıydı, 2020’de kaç memur maaşıydı, bugün kaç memur maaşı olmuş açın kendi gözlerinizle görün” şeklinde konuştu. “Mayısta 16 liraya aldığım domates, haziranda 26 lira” Çiftçioğlu, 6 aylık enflasyonun yüzde 24 olduğunu fakat mayıs-hazirana ayları arasındaki market fiyatlarının zam oranlarının daha fazla olduğunu belirterek, “Buradan bir sendikacı olarak değil bir vatandaş olarak sesleniyorum. Mayıs ayında aldığım 1 kilo domatesi 16 lira iken haziran ayında aynı marketten aldığım aynı kalite domates 26 lira. Enflasyonu düşük açıklayarak alacağım zammın vebaline girenlere soruyorum şu domatesi soğanı biberi aldığınız marketi açıklayın da bari bizde oraya gidelim” diye konuştu. “SSK ve Bağ-Kurlular memurlardan daha fazla zam aldı” SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin memurlara oranla son 1 yılda daha fazla zam aldığını ifade eden Çiftçioğlu, “SSK ve Bağ-Kurluların konfederasyonları yoktur, SSK ve Bağ-Kurluların onları temsil edecek sendikaları yoktur. SSK ve Bağ-Kurluların haklarını savunacak sendikaları dahi yokken bir yılda aldığı zam yüzde 86 olmuştur. Son 1 yılda devlet memurunun aldığı zam toplam yüzde 78’dir. Yetkili konfederasyon adına bu tablo en basit tabiriyle bir skandaldır” açıklamasında bulundu.
Ankara Etnolog Avşar: “İran halkı İsrail ile savaş istemiyor” Etnolog Efsane Avşar, “İran halkı İsrail ile savaş istemiyor, savaşa karşılar. Pezeşkiyan kazandığı zaman Türklerin daha fazla güçlenmesini istemediği için dış savaşı başlatabilirler” dedi. İran’da İbrahim Reisi’nin helikopter kazasında ölümünden 40 gün sonra gerçekleştirilen cumhurbaşkanlığı seçimlerine, Anayasayı Koruyucular Konseyi’nin onayladığı 6 aday için halk sandık başına gitti. İlk turda hiçbir aday 50+1 oy oranını geçemezken reformcuların adayı Mesud Pezeşkiyan yüzde 42,5 oy alırken muhafazakarların adayı Said Celili’nin oyu yüzde 38,5 oldu. İran İslam Devrimi’nin gerçekleştiği tarihten bugüne kadar yapılan seçimler arasında en düşük katılım oranına sahip olan ilk turda, ikinci tur hem sistem hem de adaylar için kritik önemde. İran’da 2022 yılında Mahsa Emini’nin tutuklanması ile başlayan gösteriler sonrasında ekonomi, siyaset ve dış politikadaki kapalılığın ülkede toplumsal öfkeye neden olduğunu belirten Etnolog Efsane Avşar, İran’daki ikinci tur cumhurbaşkanlığı seçimlerini İHA muhabirine değerlendirdi. İran’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin olağanüstü bir seçim olduğuna dikkat çeken Etnolog Efsane Avşar, İran’da ilk defa bir Türk’ün cumhurbaşkanlığına olmadığını belirterek, “İran İslam Devrimi’nden hemen sonra 1979’da İran’ın ilk Cumhurbaşkanı bir Türk Ebu’l-Hasan Beni Sadr’dır. Beni Sadr’ın zamanında anayasa yazıldı. Anayasa’da Türklerin varlığı inkar edildi. Azınlık statüsü bile verilmedi. Anayasada azınlık var ama sadece o da din ve mezhep azınlıklarını kapsıyor. Ermeniler az olsa da kendi dillerinde okulları dini merasimleri yerine getiriliyor. Türkler İran’da 90 milyonun yarısını oluştursa da kendi dillerinde bir tane okulları yok. Devrimden sonra bu okulu kendi dilimizde okuyanları ağır cezalara çarpıtıyorlardı. Türkçe tamamen yasaktı. İnsanlar cesaret edip Türkçe bile konuşamıyordu. Bunların hepsi Türk soylu Cumhurbaşkanı döneminde oldu” dedi. Mesud Pezeşkiyan’ın birinci turda oyların 42,5’ini alması İran milliyetçiliğini korkuttuğunu aktaran Avşar, “Kötünün kötüsü olarak Pezeşkiyan’ı tercih ediyorlar. Nedeni ise Türklerin öz güvenin yükseldiğini ve İran’ı bölecek diye beklentiler var" diye konuştu. “Kadınların haklarını da savunuyor” İranlı kadınların da Pezeşkiyan’ı desteklediğini aktaran Avşar, “Kadınlar, oylarını Pezeşkiyan’dan yana kullanıyorlar. Çünkü Pezeşkiyan sadece, ‘Türklüğüm ile onur duyuyorum’ demiyor. Aynı zamanda kadınların haklarını da savunuyor. Ekonomi ve dış politikayı değiştirmeye gibi bir çabası var. İran halkı da yorgun. Boykotlardan çıkmak istiyor. Kadınlar haklarını istiyorlar. İkinci turda Fars milliyetçileri kötünün de kötüsü olsun diye istiyorlar. Ama bir sahtekarlık olmazsa Pezeşkiyan kazanır diye düşünüyorum” dedi. “İran halkı İsrail ile savaş istemiyor” İsrail’in Lübnan’a savaş açması ile İran’ın da müdahil olabileceğini dile getiren Avşar, şu ifadeleri kullandı: “İran’ın içerisinde Hizbullah güçlü değil. Bunun yerine devrim muhafızları etkin. Bundan da bıkmış durumdalar. İran halkı İsrail ile savaş istemiyor, savaşa karşılar. Pezeşkiyan kazandığı zaman Türklerin daha fazla güçlenmesini istemediği için dış savaşı başlatabilirler. Hizbullah İran’a saldırabilir ve İran’ın içerisinde belli bir ölçüde destek edebilirler. Ancak İran halkı ise bu savaşı desteklemeyecektir. Savaş sadece, İran molla rejiminin ömrünü biraz daha uzatabilir.”
Kocaeli Hamile yeğeninin ölümünden sorumlu tutulan dayı: "Kazara oldu" Kocaeli’de akrabalar arasında çıkan kavgada kurşunların hedefi olan hamile kadının ölmesine, bir çocuğun ise yaralanmasına sebep olan baba ile oğlun yargılanmasına başlandı. Hamile yeğeninin ölümünden sorumlu tutulan sanık, tartışmayı yatıştırmak için havaya ateş etmek istediğini ancak çekişme esnasında silahın patlayarak merminin yeğenine denk geldiğini, olayın kazara yaşandığını söyledi. Olay, 4 Haziran Kandıra ilçesi Akdurak Mahallesi, Akçakayran mevkiinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, iki aile arasında çıkan kavgada tabancanın ateş edilmesi neticesinde 3.5 aylık hamile İpek Çiçek ve 10 yaşındaki Azat O. yaralandı. Hastaneye kaldırılan yaralılardan İpek Çiçek hayatını kaybetti. Olaya ilişkin Çiçek’in dayısı Aydın Ç. ile oğlu Serkan Ç. gözaltına alındı. İfadeleri alınan şüphelilerden Aydın Ç. yeğenini öldürme suçlamasıyla tutuklanırken, oğlu Serkan Ç. ise Azat O’yu yaraladığı suçlamasıyla adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. "Olay kazara oldu" Olayla ilgili duruşma Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki görülmeye başlandı. Duruşmada tutuklu sanık Aydın Ç., maktulün eşi Emre Çiçek, annesi Semiha Demirkıran, olayda silahla vurularak yaralanan Azat O’nun babası Berkant O. ile taraf avukatları hazır bulundu. Başka suçtan tutuklu bulunan sanık Serkan Ç. ise tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS aracılığıyla davaya katıldı. Yeğeni İpek ile husumeti bulunmadığını söyleyen tutuklu sanık Aydın Ç., "2 aile arasında yaşanan tartışma sebebiyle olay yeri kalabalıklaştı. Kalabalığı dağıtmak ve olayı yatıştırmak amacıyla havaya ateş etmek istedim ancak çekişme esnasında mermi yeğenim İpek’e denk geldi. Olay kazara oldu. Tabancayı İpek’e doğrultmadım, onu da görmedim. İpek vurulduktan sonra kucağıma alarak arabaya koydum ve hastaneye götürdük. Azat’ın nasıl yaralandığını ve kimin vurduğunu bilmiyorum. Silah rahmetli babama aittir" diye konuştu. "Silahı aldığımda elimde patladı" Azat O’yu silahla yaraladığı iddiasıyla tutuksuz yargılanan sanık Serkan Ç., "Olay günü kimse zarar görmesin diye babamın elindeki silahı aldım. Kendimden geçtim, sonra silahı kim aldı bilmiyorum. Babam kimseye silahı kasten doğrultmadı. Silahı aldığımda elimde patladı. Namlu yere doğruydu ama Azat yaralandı. Adaletinize sığınıyorum" şeklinde konuştu. Maktulün annesi şikayetçi olmadı Maktulün annesi Semiha Demirkıran ifadesinde, "Kardeşim Aydın silahı ateşleyecekken eline sarıldım. Biri, ’Kız vuruldu’ dedi. Zaten ben kendimi kaybettim. Sanık Aydın’a karşı hakaretim, kavgam, düşmanlığım yok. Olay günü Aydın ile kızım İpek arasında 15-20 metre mesafe vardı. Aydın yaralı kızımı kucağına aldı, arabaya götürdü. Kendisinden şikayetçi değilim çünkü olay kasten olmadı" ifadelerini kullandı. Sanıktan şikayetçi olan maktulün eşi Emre Çiçek, "Sanık Aydın eşimi kasten öldürdü. İpek’in vurulma anında olay yerindeydim. Sanık araçtan iner inmez ateş etti" dedi. Yaralanan çocuğun babası Berkant O. ise olayın kasti yapılmadığını belirterek sanıktan şikayetçi olmadı. Mahkeme heyeti, Aydın Ç’nin tutukluluk halinin devamına, duruşmanın ertelenmesine karar vererek duruşmayı erteledi.
Muş Muş’ta çıkan örtü yangını kontrol altına alındı Muş’ta çıkan örtü yangını ekiplerin hızlı müdahalesiyle kontrol altına aldı. Bayrak Tepe mevkisinde henüz bilinmeyen bir nedenle örtü yangını çıktı. Yangını gören vatandaşların ihbarı üzerine bölgeye itfaiye, polis, asker, AFAD ve Orman İşletme Müdürlüğü ekipleri sevk edildi. Ekipler, yaklaşık 2 saat süren yoğun bir çalışmanın ardından yangını kontrol altına alarak soğutma çalışmalarını tamamladı. Olayda can kaybı yaşanmazken, yangının büyümeden söndürülmesiyle büyük bir felaketin önüne geçildi. Yetkililer, vatandaşları yangın tehlikesine karşı dikkatli olmaları konusunda uyardı. Bir vatandaş ise kaplumbağayı yangın bölgesinden uzaklaştırarak hayatını kurtardı. Yangının çıkış nedeni hakkında soruşturma başlatıldı. Muş İtfaiye Müdürü Fahrettin Algan, ihbar üzerine 3 araç ve 8 personelle yangın bölgesine hızlıca hareket ettiklerini söyledi. Daha sonra yangın bölgesine AFAD, polis, asker ve Orman İşletme Müdürlüğüne bağlı ekiplerin geldiğini belirten Algan, "Herhangi bir sıkıntı yaşanmadan yangını söndürdük. Bu yıl fazla ot var, dolayısıyla yangın da çok oluyor. Ekiplerimiz ile birlikte yangını kontrol altına alarak soğutma çalışması başlattık" dedi. Yangın bölgesinde söndürme çalışmaları yaptıklarını söyleyen Orman İşletme Şefi Gökhan Alkış ise, "112 Acil Çağrı Merkezinden bize gelen ihbarı hemen değerlendirdik. İlk müdahale aracımız olan arazöz ve 12 kişilik ekiple hemen olay yerine intikal ettik. Olay yerine geldiğimizde örtü yangını şeklinde ilerliyordu. İş makinesi yardımı ile yangının önünü kestik ve ardından kontrol altına aldık. Ekiplerimiz soğutma çalışması yaptı" ifadelerini kullandı.